fatih kısaparmak balon baskılı balon Kılıçdaroğlu Amerikan gazetesine makale yazdı - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kılıçdaroğlu Amerikan gazetesine makale yazdı


LâHuTî
02-06-2012, 16:22
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Washington Post gazetesine makale yazdı; AK Parti'yi eleştirdi..

http://www.habervaktim.com/resim/resim224208_1.jpg?t= (http://www.habervaktim.com/haber/224208/kilicdaroglu_amerikan_gazetesine_makale_yazdi.html )

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Washington Post için bir makale kaleme aldı. "Türkiye'de muhalefet susturuluyor" başlıklı makalesinde Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetini eleştirdi.

AK PARTİ ARAP BAHARINA UYGUN MODEL DEĞİL

Makalesine, "Ortadoğu'daki komşularımız totaliter rejimlerden kurtulup gerçek demokrasiler olmak isterken, Washington'daki çevreler bir süredir AK Parti'nin Arap Baharı için bir model olup olamayacağını tartışıyor. Ancak Türkiye'deki gerçekler AK Parti modelinin uygun olmadığını gösteriyor" diye giriş yapan Kılıçdaroğlu, 9 Kasım tarihinde Silivri Cezaevi'ne yaptığı ziyareti anlattı.

2007 yılından bu yana darbe planı yapmak suçlamasıyla gerçekleştirilen tutuklamaların Türkiye'de geçmişin hatalarını düzeltmek için ihtiyaç duyulan bir boşalma anı yaratabileceğini ifade eden CHP Genel Başkanı, "Ancak davalar muhalefeti susturmak ve özgürlükleri kısıtlamak için bir araca dönüştü" dedi.

Kılıçdaroğlu, tutuklananlar arasında muhalefetten sekiz milletvekili de olduğunu hatırlatarak, "Yüksek Seçim Kurulu bu kişilerin aday olmasını onayladı ve hepsi mecliste birer sandalye elde etti. Hapiste tutuluyor olmaları halkın seçilmiş temsilcileri olarak elde ettikleri hakların ihlali anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.

"SON HEDEF CHP"

"AK Parti, politikalarına karşı herhangi bir muhalefeti sistematik olarak cezalandırıyor. Ağır vergi cezaları, video ile izleme ve telefon dinleme gibi otoriter baskı metotları muhalifleri susturmak için yaygın olarak kullanılıyor. Daha da rahatsız edici olanı AK Parti'nin bunların ileri demokrasi adına yapıldığını iddia etmesi" diyen Kılıçdaroğlu, hükümetin son hedefinin de CHP olduğunu vurguladı.

Silivri Cezaevi'ne yaptığı ziyaret sonrasında buradaki koşulları bir toplama kampına benzettiği ve yargıçların bu sıfatı hak etmediğini söylediği için hakkında "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "kamu görevlilerini aşağılamak" suçlamalarıyla dava açıldığını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin de bazı hakimlerin görevi bırakmasını talep ettikleri için CHP'ye para cezası verdiğini belirtti.

"TÜRKİYE İSTİSNA OLMAYACAK"

CHP lideri şöyle devam etti:

"Bütün bunlar şu anlama geliyor: Bugünün Türkiye'sinde biri adalet sistemini eleştirdiği zaman, o kişi hakkında soruşturma açılıyor. Biri mahkemeye başvurduğunda, o kişi cezalandırılıyor.

"Türkiye bugün insanların korku içinde yaşadığı, siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak bölündüğü bir ülke. Güçler ayrılığı, temel insan hak ve özgürlükleri, sosyal kalkınma ve sosyal adalet bağlamlarında ekonomimiz geriliyor. Vatandaşlar geleceklerinden endişe ediyor. Maalesef bunlar, İnsan Hakları Örgütü gibi kurumların küresel endekslerine de yansıyor; Türkiye insan hakları demokrasi, özgürlükler ve eşitlik noktasında çok alt sıralarda."

Kılıçdaroğlu, son olarak baskı, korkutma ve özgürlükleri sınırlama politikalarının bir hükümetin iktidarda kalması için yeterli olamayacağının altını çizerek, "Tarihte hiçbir ülke otoriter politikalarla iktidarda kalıcı olamamıştır. Baskı kalıcı değildir, dürüstlük kalıcıdır. Türkiye de istisna olmayacaktır" dedi.

habervaktim.com

Hüdaverdi
02-06-2012, 18:09
Hem soytarı hem yalak.Diğer adamlarının kimisi almanyada,kimisi başka ülkelerde ülkemizi kötülüyor.Ulan bu kadar kötü mdem ülke,halkın hoşuna gidiyor ki bu kadar oy veriyor dangalazm ;D
Başbakan boşuna demiyor bunlar dışarıda ülkemizi kötülüyor hükümet bunların pisliğini temizliyor diye.
Bunların ki muhalefet değil,düşmanlık.

Supraliminal
02-06-2012, 18:13
DÜŞMAN

Ebuzer
02-06-2012, 18:31
Çelimsiz yalak.

Yıldırım
02-06-2012, 18:39
Şu yazının tam metnini bulan varsa bana gönderebilirmi?

serdary
02-06-2012, 20:23
http://www.washingtonpost.com/opinions/opposition-being-silenced-in-turkey/2012/01/26/gIQA0uLfsQ_story.html

Yıldırım
02-06-2012, 20:24
http://www.washingtonpost.com/opinions/opposition-being-silenced-in-turkey/2012/01/26/gIQA0uLfsQ_story.html

Süper ingilizcemle şunu bir okuyayım:w::w::w::w:
yokmu kardeşim bunun Türkçesi?

Karakuş
02-06-2012, 21:15
Düşmanlıkları ancak bu kadar olur amerikada öterler,almanyada veya başka ülkede,almanlardan az yardım almadılar para alarak kötülüyorlar gazeteyi okudum hiç şaırmadım doğrusu onlardan bu beklenir zaten. Başkanımız cuma günü camat ile buluşur bu yalak gider ermeni patriğini ziyaret eder kim hizmet ettikleri belli

Yıldırım
02-06-2012, 22:22
Buyrun yazının tamamı www.chp.org.tr (http://www.chp.org.tr) sitesinden alınmıştır.
Adam resmen bizi şikayet etmiş.
Utanmasa darbe marbe bişeyler yapın kurtarın bizi diyecek...
Ortadoğu’daki komşularımız totaliter rejimlerden kurtulup birer gerçek demokrasi olma hevesini güderken Washington’da birçok kişi Türkiye’de iktidardaki AKP’nin Arap baharı için bir model olabilir mi diye tartışmaya girmişlerdir.


Ancak Türkiye’deki gerçek, AKP modelinin tutmayacağını göstermektedir.


Geçtiğimiz 9 Kasım’da yüzlerce Türk gazetecinin, yayıncının, askerin, akademisyenin ve siyasetçinin tutulduğu Silivri cezaevini ve mahkemesini ziyaret ettim. Orada sürmekte olan yargılamalar 2007’de aşırı milliyetçi bir yeraltı örgütünün yıllardır hükümeti devirmek için planlar yaptığının öne sürülmesiyle başladı. Suçlananların büyük bir kısmı yıllardır yargılanmadan tutuklu bulunmaktadırlar. Bugüne kadar bir mahkûmiyet kararı bile çıkmadı. Adalet tehlike altında – fakat bu çirkince inkâr ediliyor. Olan, iktidar partisinin Türkiye’de hukukun üstünlüğüne sinsi saldırısıdır. Devam eden yargılamalar Türkiye’de geçmişin hatalarından temizlenmek için daha fazla ihtiyaç duyulan bir arınma fırsatı olabilirdi. Ne yazık ki bunlar muhalefeti susturma ve özgürlükleri bastırma araçlarına dönüştürüldü.


Tutuklu bulunanlar arasında sekiz milletvekili de var. Yüksek Seçim Kurulu bunların hepsinin seçimlere katılmalarını uygun bulmuş ve tümü milletvekili seçilmiştir. Fakat halkın seçilmiş temsilcileri olarak Türk yasalarına aykırı bir biçimde hala cezaevinde tutuluyorlar.


Suçluluğu kanıtlanana kadar kişi masumdur ilkesi hukukun temel normlarından birisidir. Bir diğer norm da, suçlanan kişinin tutuklanması kanıt varsa mümkün olmasıdır. Günümüz Türkiye’de ise suçsuzluğunuz kanıtlanana kadar suçlu kabul ediliyorsunuz. İlk önce tutuklanıyorsunuz, daha sonra yetkililer suçunuzu oluşturmak için delil topluyorlar.



Varsayılan suç bugünün normu oldu. Kısaca, bütün hükümet karşıtları potansiyel teröristler ve hükümete karşı darbeciler olarak görülüyorlar.
AKP muhalefete ve eleştirilere karşı saldırıları sistematik ve acımasızdır. Ağır vergi cezaları, yasadışı dinlemeler ve kaset çekimleri gibi otoriter baskı yöntemleri Türkiye’deki bütün muhalefeti bastırmak için geniş ölçekte kullanılmaktadır. Bundan daha rahatsız edici olan AKP’nin bütün bunları demokratik gelişim adına yaptığını iddia etmesidir. Hükümetin son hedefi, Türkiye’deki demokrasinin ana eseri olan, Genel Başkanı olduğum meclisteki ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’dir.
O gün Silivri’deki koşulların bir toplama kampına benzer olduğunu söyleyerek, savcıların ve hâkimlerin adalet dağıtamadıkları ve yargıç olarak adlandırılmayı hak etmedikleri yönündeki görüşü ifade ettim. Bu ay ise, Silivri Savcısı’nın “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “kamu görevlilerini aşağılama” iddiasıyla yorumlarımla ilgili olarak hakkımda soruşturma başlattığını öğrendim. Türkiye’de, Başbakan ve hükümet sözcüsünün de dâhil olduğu siyasetçiler tarafından hukuk süreci ve adaletle ilgili yorumun yapılmadığı bir gün geçmiyor. Fakat ana muhalefet partisinin liderini hedef almak ifade özgürlüğü üzerindeki baskıların çıtasını daha yüksek bir seviyeye taşıyor. Bunlar yetmiyormuş gibi, Anayasa Mahkemesi Başkanı için uygun gerekçelerle yaptığımız reddi hâkim talebimiz mahkeme tarafından cezalandırıldı. 3000 ABD Doları tutarındaki bu ceza CHP’nin kötü niyetli olduğu ve mahkemenin zamanını boşa harcamasına neden olduğu gerekçesiyle verildiği söylenildi.


Gerçekte bu, birisi yargı sistemini eleştirdiği zaman yargılanıyor demektir. Birisi mahkemelere başvurunca cezalandırılıyor demektir.
Bugün, söylediklerimin arkasında duruyorum ve nedeni de şunlar: Benim ülkemdeki bütün yanlışlara karşı eleştirel olma hakkım ve görevim var. Adaletsizliklere dikkat çekmek ve adalet istemek benim engellenemez hakkım. Eğer mahkemeler kendi görevlerini gerektiği gibi yapmazlarsa, birisinin kalkıp bunu söyleme yükümlülüğü vardır. Af dilemiyorum. Milletvekili dokunulmazlığımın kaldırılmasını ve insanların yargılamanın sonucuna tanık olabilmeleri için yargılanabilmek istiyorum. Hepimiz için esas dokunulmazlık erdemliliktir.


Bugün Türkiye, insanların korku içinde yaşadıkları ve siyasi, ekonomik ve sosyal olarak bölündükleri bir ülkedir. Demokrasimiz, kuvvetler ayrılığı, temel insan hakları ve özgürlükler, sosyal adalet ve adalet bakımından geriliyor. Vatandaşlarımız geleceklerinden derin endişe duymaktadırlar. Bu noktalar ne yazık ki, Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Kurumu endeksi) gibi uluslararası sıralamalarda yansıtılıp, Türkiye’yi insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve eşitlik konularında çok düşük bir sıraya koymaktadırlar.


CHP olarak, bizler demokrasinin, laikliğin, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının ve özgürlüklerin tarafındayız. Vatandaşlarımızın inanç, etnisite, cinsiyet veya siyasi görüşlerine bakılmaksızın hukukun önünde eşit oldukları ilerici bir Türkiye tasavvur ediyoruz. İnsanlar arasında siyasi, ekonomik ve kültürel duvarlar inşa etmek demokrasi ve sosyal adaletle uyuşmaz. Sadece kendisiyle barışık olan bir millet komşuları için bir model olabilir. Ne yazık ki, bölünmenin ve kutuplaşmanın farklı biçimlerinden muzdarip olan bir millet sadece başarısızlığa mahkûmdur.
Baskı, korku ve özgürlükleri engellemek birilerinin sadece kısıtlı bir süre için bir ülkeyi yönetmelerine yardımcı olabilir. Tarihte, otoriter yöntemleri kullanarak kalıcı olarak yönetimde kalan bir hükümet yoktur. Baskı daimi değildir fakat erdemlilik daimidir. Hiç şüphe yoktur ki, Türkiye bir istisna olmayacaktır.