Duygu'Seli~
10-26-2008, 16:55
İdeal evliliklerin temelinde, dozunda kıskançlık ve eşin sadakatine güven duygusu bulunur. Kıskançlık, insanın en az bilinen duygusu ve üzerinde en az konuşulan davranışıdır. Bir muammadır. Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur.
Her şey dozunda olmalı
Aslında dozunda olan kıskançlık normaldir ve sevginin, bağlılığın bir göstergesi olarak kabul edilir. Normal kıskançlık, pek çok evliliği kurtarmış bir evlilik sübabıdır. Anormal kıskançlık ise yıkıcı bir saplantıdır ve tedavi edilmesi gerekir.
Ya kıskançlık yoksa!
Kıskançlığın olmadığı evliliklerde, aile bağları zayıftır. Kadın ve erkek, "kıskanılarak" bir sahiplerinin bulunduğunu hisseder ve hatırlarlar. 3 yıllık evli bir hanım, kocam ara sıra beni kıskanmasaydı, çok üzülürdüm." diyebilmektedir. Kişi hatta; "Halbuki kıskanması, onun beni hala çekici bulduğunu ve sevdiğini kabul etmesi anlamına gelir. Laf olsun diye onunla evli olmadığımızı gösterir. Bundan iyi iltifat olur mu?" diye de ekleyebilmektedir.
Yanlış kullanılırsa yıkıcıdır
Kıskançlığın olmaması tabii ki problemdir, ama yanlış kullanıldığında çok yıkıcıdır. Abartıldığında, sevgi gibi yapıcı bir duygunun zıddı haline gelebilir. Sadece kıskananı değil, kıskanılanı da yıpratır. Devamlı aldatılmak düşüncesiyle yaşamak kesinlikle dayanılmazdır. Bu durumlarda kıskançlık çiftleri birbirine bağlayan değil, ayrılığı hızlandıran ciddi bir hastalık haline gelmiş demektir
Neden kıskançlık?
İdeal evliliklerin temelinde, dozunda kıskançlık ve eşin sadakatine güven duygusu bulunur. Bu ikisi bir arada yer almalıdır. Evlilikte güvensizliğe yer yoktur. Kıskançlık ve güvensizlik aşırıya vardımı çekilmez olur. İnsanlar birkaç sebeple kıskançlıklarını aşırıya vardırırlar.
Madde 1: Çünkü kendileri aldatırlar!
Bazı aşırı kıskanan tipler aslında kendileri eşlerini aldatmaktadır. Bunu bastırma amacıyla eşine yansıtmaktadır. Kendisi yaptığı için herkesin ihanet edebileceği kanısındadır. Her şeyden anlam çıkarır, tartışır, kavga eder. Eşi hak ettiği cevabı ona verir, ama yine aldırış etmez. Bazen kaba kuvvete, dayağa başvurur.
Madde 2: Paranoya haline gelmiş olabilir
Kıskançlık çok aşırıya varmışsa bir paranoya vakası ile karşı karşıyayız demektir. Bu tipler aşırı gururlu, geçimsizdir, kendini üstün görür, şüpheci ve evhamlıdır. Her şeyden olmadık anlamlar çıkarırlar. Yolda yürürken bile eşlerini göz altında tutarlar. Çevredeki erkeklere veya kadınlara bakıp bakmadıklarını kontrol ederler. Eve gelince perde ile oynanıp oynanmadığını araştırır, pencereden hangi erkeği gözetlediği konusunda hesap sorarlar. Kocası biraz geç gelse, hangi kadınla birlikte olduğu konusunda onu bunaltırlar.
Madde 3: Demansla birlikte ortaya çıkabilir
Yaşlılıkta değişik sebeplerle ortaya çıkabilen demans (bunama) hallerinde de hastalık derecesinde kıskançlık görülebilmektedir.
Madde 4: Uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımında da görülebilir.
Alkol ve bağımlılık yapan maddeleri uzun süre kullanan kişilerde de eşini aşırı ve patolojik derecede kıskanma görülebilir. Üstelik bu kişiler, eşlerini hiç olmadık kişilerden kıskanırlar.
Kıskançlıkla mücadele yolları
Kıskançlık konusuna ılımlı yaklaşmak gerekir. Her şeyi karşılıklı konuşarak mantıklı bir yola oturtmak en uygunudur. Kıskançlığı hezeyana çevirmeden, bunu tek başına çözemeyeceğini bilmelidir. Eşi ile diyalogla orta yolu bulmaya çalışmalıdır. Eşler, çekinmeden birbirlerine duygu ve düşüncelerini açmalı, doğruyu yanlışı beraberce ayıklamalıdırlar.
- Aşırı kıskanmayı sevginin bir yolu olarak görmemeli aksine sevgiyi gideren bir unsur gibi değerlendirmelidir. Çiftlerden birinin devamlı olarak diğerinden şüphe etmesi, onu izlemesi, her hareketinin ve sözünün altında başka bir anlam araması her iki taraf için de gerçekten zordur. İnsanların birbirlerinin günlük hayatları ile ilgilenmeleri duydukları yakınlığın bir sembolüdür. Çiftler elbette birbirlerine soru sorabilirler. Ama soruların asla sorgulama halini almaması, insanları bunaltmaması gerekir.
- Çevrelerinde aşırı kıskanç olarak görülen kişinin neler hissettiğini, niçin böyle yaptığını yakın dostları ile paylaşmasında, fikirlerini almasında fayda vardır.
- "İllâ gerçeği bulacağım" diye hayatı kendimize ve eşimize zehir etmemiz doğru değildir. Bir dedektif gibi düşünmek ve davranmak zorunda olmadığımızı bilmeliyiz.
- Kıskançlık duygularının kaynağını araştırmalıdır. Sebeplerini kendi kendimize sıralamalıyız. Haklı mı haksız mı olunduğuna karar verilmelidir ve kıskanç insanın çevresine rahatsızlık saçtığı akıldan çıkarılmamalıdır.
Kıskanacaksan kardeşini kıskan.
SORULAR
1- Komşunuz yeni bir koltuk takımı almış ilk tepkim.........
a-) Aaa çok güzel!
b-) Nereden aldınız?
c-) Güle güle kullanın
2- Arkadaşınızla randevulaştınız ve arkadaşınız yanında bir başka arkadaşını da yanında getirdi....
a-) Hiç hoşlanmam
b-) Memnun olurum
c-) Biraz şaşırırım
3-Bir yakınınız kardeşinize ve size aynı kazaktan hediye etti...
a-) Ne güzel aynı zamanlarda giyeriz
b-) Farklı zamanlarda giymeye çalışırım
c-) Benimkini birisine hediye ederim
4-Ayakkabıya ihtiyacınız var, paranızda kısıtlı ve arkadaşınız da sizden borç istedi, hem de ayakkabı almak için...
a-) Hakikaten ayakkabıya ihtiyacı var mı ki?
b-) Benim durumum daha acil
c-) Veririm, ben daha sonra alırım
5-Hiç hoşlanmadığınız birisinin başı dertte...
a-) İyi olmuş
b-) Tüh, çok mu kötü?
c-) Eden bulur
6-Arkadaşınız sürekli başarılara imza atıyor...
a-) Çok mutlu oluyorum
b-) Keşke bende öyle olabilsem
c-) Ben daha başarılıyım
7-Bir tanıdığınızın başından kötü ve gizlediği bir hadisenin geçmiş olduğunu başkalarından duydunuz...
a-) Kendisinin açılmasını beklerim
b-) Durumunun ne olduğunu sorarım
c-) Kesinlikle bildiğimi belli etmem
8- Benim nazarım...
a-) Değer
b-) Olumludur
c-) Etkisizdir
9- Beni herkes..........
a-) Çok sever
b-) Sevmez
c-) Kıskanır
10-Girdiğim her ortama...
a-) Isınamıyorum
b-) Uymam
c-) Adapte olurum
Değerlendirme
16 PUAN VE ALTI
İnsanları çok seviyorsunuz. Onların başarısı veya mutluluğunu sanki sizinmiş gibi paylaşıyorsunuz. Bu kadar verici ve fedakar olmanız başkaları tarafından suiistimal edilmese bile biraz da kendiniz için bir şeyler yapın. Egonuzun gelişmesi kıskanç olmanız anlamına gelmez aksine benliğinizin farkına varmanıza ve varoluş amacınıza bir adım daha yaklaşmanıza vesile olur...
17-23 PUAN
Tam bir gıptaistsiniz. Her şeye ve herkese özeniyorsunuz. Bu durum ara sıra kendisini kıskançlığa bırakmıyor da değil. Kendinizin ne kadar değerli ve yeterli olduğunu keşfettiğiniz takdirde inanın sizin de yapabileceğiniz çok şey olduğunu göreceksiniz. Belki de başkalarını takip etmekten mevcut başarılarınızı bile göremiyorsunuz. Siz başkası değil başkası da siz olamaz. Siz özelsiniz...
24 PUAN VE ÜSTÜ
Durumunuzun farkındasınız. Ama bu durumu değiştirmek için hiç çaba sarf etmiyorsunuz. Peki siz mücadele etmezseniz size zarar dahi veren bu duygularla kim başa çıkacak? Düşüncelerinizi ve zihninizi pozitif duygulara odakladığınız ve pozitif yaşamayı ilke edindiğiniz zaman negatiflik sizden uzak olacaktır. Bu şekilde yaşamanız size bir şey vermediği gibi çok şey de götürecektir. İçinizdeki ışığı takip ederseniz sizi aydınlığa götürecektir.
Puan tablosu
a b c
1 2 3 1
2 3 1 2
3 1 2 3
4 2 3 1
5 3 1 2
6 1 2 3
7 2 3 1
8 3 1 2
9 1 2 3
10 2 3 1
Her şey dozunda olmalı
Aslında dozunda olan kıskançlık normaldir ve sevginin, bağlılığın bir göstergesi olarak kabul edilir. Normal kıskançlık, pek çok evliliği kurtarmış bir evlilik sübabıdır. Anormal kıskançlık ise yıkıcı bir saplantıdır ve tedavi edilmesi gerekir.
Ya kıskançlık yoksa!
Kıskançlığın olmadığı evliliklerde, aile bağları zayıftır. Kadın ve erkek, "kıskanılarak" bir sahiplerinin bulunduğunu hisseder ve hatırlarlar. 3 yıllık evli bir hanım, kocam ara sıra beni kıskanmasaydı, çok üzülürdüm." diyebilmektedir. Kişi hatta; "Halbuki kıskanması, onun beni hala çekici bulduğunu ve sevdiğini kabul etmesi anlamına gelir. Laf olsun diye onunla evli olmadığımızı gösterir. Bundan iyi iltifat olur mu?" diye de ekleyebilmektedir.
Yanlış kullanılırsa yıkıcıdır
Kıskançlığın olmaması tabii ki problemdir, ama yanlış kullanıldığında çok yıkıcıdır. Abartıldığında, sevgi gibi yapıcı bir duygunun zıddı haline gelebilir. Sadece kıskananı değil, kıskanılanı da yıpratır. Devamlı aldatılmak düşüncesiyle yaşamak kesinlikle dayanılmazdır. Bu durumlarda kıskançlık çiftleri birbirine bağlayan değil, ayrılığı hızlandıran ciddi bir hastalık haline gelmiş demektir
Neden kıskançlık?
İdeal evliliklerin temelinde, dozunda kıskançlık ve eşin sadakatine güven duygusu bulunur. Bu ikisi bir arada yer almalıdır. Evlilikte güvensizliğe yer yoktur. Kıskançlık ve güvensizlik aşırıya vardımı çekilmez olur. İnsanlar birkaç sebeple kıskançlıklarını aşırıya vardırırlar.
Madde 1: Çünkü kendileri aldatırlar!
Bazı aşırı kıskanan tipler aslında kendileri eşlerini aldatmaktadır. Bunu bastırma amacıyla eşine yansıtmaktadır. Kendisi yaptığı için herkesin ihanet edebileceği kanısındadır. Her şeyden anlam çıkarır, tartışır, kavga eder. Eşi hak ettiği cevabı ona verir, ama yine aldırış etmez. Bazen kaba kuvvete, dayağa başvurur.
Madde 2: Paranoya haline gelmiş olabilir
Kıskançlık çok aşırıya varmışsa bir paranoya vakası ile karşı karşıyayız demektir. Bu tipler aşırı gururlu, geçimsizdir, kendini üstün görür, şüpheci ve evhamlıdır. Her şeyden olmadık anlamlar çıkarırlar. Yolda yürürken bile eşlerini göz altında tutarlar. Çevredeki erkeklere veya kadınlara bakıp bakmadıklarını kontrol ederler. Eve gelince perde ile oynanıp oynanmadığını araştırır, pencereden hangi erkeği gözetlediği konusunda hesap sorarlar. Kocası biraz geç gelse, hangi kadınla birlikte olduğu konusunda onu bunaltırlar.
Madde 3: Demansla birlikte ortaya çıkabilir
Yaşlılıkta değişik sebeplerle ortaya çıkabilen demans (bunama) hallerinde de hastalık derecesinde kıskançlık görülebilmektedir.
Madde 4: Uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımında da görülebilir.
Alkol ve bağımlılık yapan maddeleri uzun süre kullanan kişilerde de eşini aşırı ve patolojik derecede kıskanma görülebilir. Üstelik bu kişiler, eşlerini hiç olmadık kişilerden kıskanırlar.
Kıskançlıkla mücadele yolları
Kıskançlık konusuna ılımlı yaklaşmak gerekir. Her şeyi karşılıklı konuşarak mantıklı bir yola oturtmak en uygunudur. Kıskançlığı hezeyana çevirmeden, bunu tek başına çözemeyeceğini bilmelidir. Eşi ile diyalogla orta yolu bulmaya çalışmalıdır. Eşler, çekinmeden birbirlerine duygu ve düşüncelerini açmalı, doğruyu yanlışı beraberce ayıklamalıdırlar.
- Aşırı kıskanmayı sevginin bir yolu olarak görmemeli aksine sevgiyi gideren bir unsur gibi değerlendirmelidir. Çiftlerden birinin devamlı olarak diğerinden şüphe etmesi, onu izlemesi, her hareketinin ve sözünün altında başka bir anlam araması her iki taraf için de gerçekten zordur. İnsanların birbirlerinin günlük hayatları ile ilgilenmeleri duydukları yakınlığın bir sembolüdür. Çiftler elbette birbirlerine soru sorabilirler. Ama soruların asla sorgulama halini almaması, insanları bunaltmaması gerekir.
- Çevrelerinde aşırı kıskanç olarak görülen kişinin neler hissettiğini, niçin böyle yaptığını yakın dostları ile paylaşmasında, fikirlerini almasında fayda vardır.
- "İllâ gerçeği bulacağım" diye hayatı kendimize ve eşimize zehir etmemiz doğru değildir. Bir dedektif gibi düşünmek ve davranmak zorunda olmadığımızı bilmeliyiz.
- Kıskançlık duygularının kaynağını araştırmalıdır. Sebeplerini kendi kendimize sıralamalıyız. Haklı mı haksız mı olunduğuna karar verilmelidir ve kıskanç insanın çevresine rahatsızlık saçtığı akıldan çıkarılmamalıdır.
Kıskanacaksan kardeşini kıskan.
SORULAR
1- Komşunuz yeni bir koltuk takımı almış ilk tepkim.........
a-) Aaa çok güzel!
b-) Nereden aldınız?
c-) Güle güle kullanın
2- Arkadaşınızla randevulaştınız ve arkadaşınız yanında bir başka arkadaşını da yanında getirdi....
a-) Hiç hoşlanmam
b-) Memnun olurum
c-) Biraz şaşırırım
3-Bir yakınınız kardeşinize ve size aynı kazaktan hediye etti...
a-) Ne güzel aynı zamanlarda giyeriz
b-) Farklı zamanlarda giymeye çalışırım
c-) Benimkini birisine hediye ederim
4-Ayakkabıya ihtiyacınız var, paranızda kısıtlı ve arkadaşınız da sizden borç istedi, hem de ayakkabı almak için...
a-) Hakikaten ayakkabıya ihtiyacı var mı ki?
b-) Benim durumum daha acil
c-) Veririm, ben daha sonra alırım
5-Hiç hoşlanmadığınız birisinin başı dertte...
a-) İyi olmuş
b-) Tüh, çok mu kötü?
c-) Eden bulur
6-Arkadaşınız sürekli başarılara imza atıyor...
a-) Çok mutlu oluyorum
b-) Keşke bende öyle olabilsem
c-) Ben daha başarılıyım
7-Bir tanıdığınızın başından kötü ve gizlediği bir hadisenin geçmiş olduğunu başkalarından duydunuz...
a-) Kendisinin açılmasını beklerim
b-) Durumunun ne olduğunu sorarım
c-) Kesinlikle bildiğimi belli etmem
8- Benim nazarım...
a-) Değer
b-) Olumludur
c-) Etkisizdir
9- Beni herkes..........
a-) Çok sever
b-) Sevmez
c-) Kıskanır
10-Girdiğim her ortama...
a-) Isınamıyorum
b-) Uymam
c-) Adapte olurum
Değerlendirme
16 PUAN VE ALTI
İnsanları çok seviyorsunuz. Onların başarısı veya mutluluğunu sanki sizinmiş gibi paylaşıyorsunuz. Bu kadar verici ve fedakar olmanız başkaları tarafından suiistimal edilmese bile biraz da kendiniz için bir şeyler yapın. Egonuzun gelişmesi kıskanç olmanız anlamına gelmez aksine benliğinizin farkına varmanıza ve varoluş amacınıza bir adım daha yaklaşmanıza vesile olur...
17-23 PUAN
Tam bir gıptaistsiniz. Her şeye ve herkese özeniyorsunuz. Bu durum ara sıra kendisini kıskançlığa bırakmıyor da değil. Kendinizin ne kadar değerli ve yeterli olduğunu keşfettiğiniz takdirde inanın sizin de yapabileceğiniz çok şey olduğunu göreceksiniz. Belki de başkalarını takip etmekten mevcut başarılarınızı bile göremiyorsunuz. Siz başkası değil başkası da siz olamaz. Siz özelsiniz...
24 PUAN VE ÜSTÜ
Durumunuzun farkındasınız. Ama bu durumu değiştirmek için hiç çaba sarf etmiyorsunuz. Peki siz mücadele etmezseniz size zarar dahi veren bu duygularla kim başa çıkacak? Düşüncelerinizi ve zihninizi pozitif duygulara odakladığınız ve pozitif yaşamayı ilke edindiğiniz zaman negatiflik sizden uzak olacaktır. Bu şekilde yaşamanız size bir şey vermediği gibi çok şey de götürecektir. İçinizdeki ışığı takip ederseniz sizi aydınlığa götürecektir.
Puan tablosu
a b c
1 2 3 1
2 3 1 2
3 1 2 3
4 2 3 1
5 3 1 2
6 1 2 3
7 2 3 1
8 3 1 2
9 1 2 3
10 2 3 1