Mine Alpay Gün

Hiç kimseden korkmam.

Çocukken de öcülerim yoktu.

Hep güzel insanlar oluşturmuştu çevremi.

Açığı, kapalısı.

Güzel derken, kalemle çizilmiş gibi mükemmel fizikteki insanları kastetmiyorum.

Hatta özenle çizilmiş gibi güzel tiplerden uzak durdum yaşantım boyunca.

Gençliğimde arkadaşlarım Alain Delon'a hayrandı.

Onlara katılmazdım.

Bu kalemle çizilmiş gibi kusursuz, mükemmel simalara, insani değerlerin az verildiği hükmüne kapılırdım.

Görüntü olarak Notre Dame'nin kamburunu çok güzel bulurum.

Bir ara sadece düzgün fizikli genç kızları, delikanlıları, mankenleri bağlıları arasına kabul eden hoca efendiye, niçin sizin grupta hiç sakat, çirkin, şişman, yaşlı yok diye bir köşe yazısı kaleme almıştım.

Ki ayağı aksak, gözü kör, boyu kısa, şişman, yaşlı tiplerin o çok güzel, ince ve genç tiplerden daha zengin bir insanlık cevheri taşıdığını vurgulamıştım.

Bugün o kişiye yazıya da gerek yok.

Durumu daha vahim hal aldı çünkü.

Önceki gün oyuncu Serra Yılmaz başörtülüleri öcüye benzetti, çok korktuğunu söyledi.

Ben bu sanatçıyı da çok beğenirdim.

Kusursuz vücut ölçüleri ve yüz güzelliğine sahip olanlardan ayrı tutar, karakter oyuncusu diye onun olduğu yapıtları daha bir ilgi ile izlerdim.

Değerli bulurdum.

Şimdi yine izleyeceğim ama nefret cümleleri kuran bir kişiyi güzel olarak anmayarak bakacağım.

Güzellik insanın yüreğinde.

Sanmayın ki onun görüntüsü ile ilgili bir hükümde bulunacağım.

Rabbimin yarattığı her insan çok güzel çünkü.

Ne ki bu hakaretlerine benzer cevaplar alıp yerine oturabildi mi acaba sanatçı.

Melih Gökçek onun fiziğini hatırlatarak, "benim torunlar da senden korkuyor", dedi.

Bir insanın bu duruma düşmesi, daha doğrusu kendisini bu hakaret serüvenine sürükleyişi çok acı.

Düşünüyorum da ben insanlara ne yaptım.

Ben de siyah rengi çok soylu bulurum.

Genellikle siyah örtünürüm.

Siyah örtününce niçin benden korksunlar.

Yüreğim insan sevgisi ile dolu.

Sadece insan da değil, doğal hayat, hayvanlar, nebatat.

Bu kadar güzel insan ve doğal çevremiz varken niçin birbirimizden korkmalıyız.

Ulu önder bir köpek ölüsünün yanından geçerken, yanındaki arkadaşları gelen fena kokudan rahatsız olup hızla ağızlarını burunlarını kapatırlar.

Her şeyde bir güzellik gören insanlığın efendisi:

"Ama ne kadar da güzel dişleri var", der.

Ölü bir köpeğin dişlerindeki güzelliği gören soylu nebi.

Cenaze yıkayan bir hoca hanıma, gençliğimde merakla sormuştum:

"siz kim bilir ne korkunç ölülerle karşılaşıp geceleri korkudan belki de uyuyamıyorsunuz",demiştim.

O asil hanımefendi, nur gibi güzel, sakinleştirici yüzü ile:

"Hayır, yavrum. Ölüler o kadar munis, sevimli, güzel ki. En sevgiliye, Rabbine kavuşmuş birinden hiç korkulur mu, onun sadece bu kavuşma anındaki gülümseyişini görüyorum" demişti.

En büyük sanatçı Yaradan, özenle kozaladığı her birimde öylesine efsunlu güzellikler hazırlamış ki, bizlere.

Harikulade manzaralar.

Akarsular, dağlar, göller, ovalar arasındaki cennete yerleştirdiği biz yeryüzü sakinleri, biraz daha iyi niyetli olabilsek.

Biraz daha birbirimizi güzel bulup sevebilsek.

Her şey çok daha iyi olacak.