mehmetakif24
06-09-2010, 22:27
SP lideri Kurtulmuş, iktidar ve muhalefetin Tevrat'tan alıntılar ve İngilizce cümleler üzerinde yapmaya başladığı atışmaları, seviyesiz ve anlamsız bulduğunu belirterek “Türkiye'nin böylesine zor bir süreçte geldiği noktada, eğer illa bir kutsal kitaptan ve metinden alıntı yapılacaksa, bizim kutsal metinlerimizden alıntı yapmak herhalde çok daha doğru olurdu” dedi.
HABERVAKTİM
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, iktidar muhalefetin Tevrat'tan alıntılar ve İngilizce cümleler üzerinde yapmaya başladığı atışmaları, seviyesiz ve anlamsız bulduğunu belirterek “Türkiye'nin böylesine zor bir süreçte geldiği noktada, eğer illa bir kutsal kitaptan ve metinden alıntı yapılacaksa, bizim kutsal metinlerimizden alıntı yapmak herhalde çok daha doğru olurdu” dedi.
Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendiren Kurtulmuş, Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı karşısında milletin tek vücut olarak ölçülü bir şekilde tepkisini gösterdiğini söyleyerek, “Toplumun çok farklı kesimleri tek yumruk halinde, tepkisini ortaya koymuştur. Bu her türlü övgünün üstündedir” dedi.
MİTİNG TEŞEKKÜRÜ
Bu protestonun en yüksek seviyeye 5 Haziran'da Çağlayan'daki Saadet Partisi mitinginde ulaştığını söyleyen Kurtulmuş, 300'e yakın farklı görüşteki sivil toplum kuruluşunun bu mitinge destek verdiğini kaydetti. Kurtulmuş, “Mavi Marmara katliamı bir turnusal kağıdı olmuş, bu katlima karşı göstermiş olduğu tepkiler nedeniyle insanlık alemi neredeyse ikiye ayrılmıştır. Bir tarafta, haktan, hukuktan, adaletten ve insanlıktan yana olan çok büyük bir hakkaniyet ve insanlık cephesi oluşmuş. Diğer tarafta, hala İsrail'in yaptığı bu büyük vahşeti, görmezden gelen veya meşru görmeye çalışan çok az sayıda bir zulüm cephesi ortaya çıkmıştır. Milletimiz bütünüyle, hakkaniyet cephesi içinde yer almıştır” diye konuştu.
Mavi Marmara saldırısının kıyamete kadar asla unutulmayacağını söyleyen Kurtulmuş, yaralıların tedavisinde ortaya çıkan bazı ilginçliklere dikkat çekerek, “İsrailliler, ilk defa bazı mermileri bu insanlık dışı saldırıda kullanmıştır. Adli Tıp Kurumu başkanının ortaya koyduğu görüşler, manidardır. Hiç görülmemiş ve enteresan yaralar tespit edilmiştir. Bunların BM araştırma komisyonu tarafından, araştırılması zaruridir” dedi.
ÖNEMLİ UYARILAR
Sıcak günlerin geride kaldığını bundan sonra izlenecek stratejinin aklıselimle ve soğuk kanlıkla belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, bu yapılırken saldırının iç politika malzemesi haline getirilmemesi gerektiği uyarısında bulundu.
“Bu konuyla ilgili, Türkiye'nin hataları ve ihmalleri var mıdır? Bundan sonra ne yapılmalıdır? İsrail'e karşı sıfır hata ile politika nasıl geliştirilir?” sorularına cevap aranması gerektiğini belirten Kurtulmuş, iktidar ve muhalefeti şöyle uyardı: “Ne iktidar partisi, Mavi Marmara katliamından kendisine toplumsal destek devşirmeye çalışsın. Ne de bu konuyu, iç politik tartışmanın malzemesi haline getirmesin”
NE YAPMALI?
Bundan sonra yapılacaklar hakkında detaylı açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, öncelikle gemilerin Aştod Limanına götürüldükten sonra yaralıların ve şehitlerin kısa bir süre içinde Türkiye'ye getirilmesi konusundaki açıklama ve çabaları nedeniyle Başbakan ve hükümete teşekkür etti.
Kurtulmuş, ancak süreçte yapılan açıklamalar ve izlenen politikalarda cevap bekleyen hususları ise şöyle özetledi:
*İsrail limanında tutulan yardım filosundaki gemiler, hala niçin orada tutulmaktadır? Türkiye'nin gücü, bu gemileri en azından üçüncü bir ülkenin limanına çekmeye yetmemekte midir?
* Başbakan yardımcısının olay anında bütün dünya sıcak bir tepki vermesi beklerken ‘Hiç kimse bizden savaş beklemesin' diye açıklama yapıp ‘İsrail ile olan var olan üç askeri tatbikatın durdurulduğunu' duyurması, Savunma Bakanın ‘askeri anlaşmaların iptalinin kendi elinde olmadığı', Dışişleri Bakanlığının bu yönde bir talep gelmediği şeklindeki çok farklı görüşlerin ne manaya geldiğini hükümet net bir şekilde açıklamalıdır. Neden üç değerli hükümet üyesi arasında bu kadar büyük çelişki vardır?
*Savunma Bakanı Sayın Gönül ‘İsrail ile askeri anlaşmaların sayısı ne kadar? ‘ sorusuna ‘Çok, sayısız' cevabı ne manaya geliyor? Bu anlaşmaların, sayısı kaçtır, kapsamı ne kadardır, hangi hükümet zamanında imzalanmıştır, ne kadar süre geçerlidir?
*2008'deki Gazze katliamından sonra askeri tatbikatların iptal edildiği duyurulmuştu. Bu üç askeri tatbikat anlaşması ne zaman imzalanmıştır?
* ‘Bundan sonraki ilişkilerimizin seyri İsrail'in tavrına bağlıdır' açıklaması yapıldı. İsrail'in hem fiziki, hem de askeri ve siyasi tavrı ortada. İsrail'in tavrı ortada iken böyle bir açıklamanın diplomatik izahı nedir?
* Mavi Marmara'ya saldırıyı uydudan izledik. İsrail'in ilk tacizinden fiziki müdahale yaptığı ana kadar 5-6 saatlik süre geçmiştir. Bu süre içinde, gemide bulunan insanların imdat çığlıklarına karşı, Türkiye'den hiçbir yetkiliden ses çıkmamıştır. Acaba İsrail'in bu kadar büyük katliam yapacağı tahmin edilmiyor muydu? Yoksa bir ihmal mi var?
*Bu 6 saatlik sürede dünyada ve Türkiye'de protestolar başlamışken, en sıcak saatlerde Türkiye'nin uluslar arası alanda hiçbir diplomatik çabayı yapmadan beklemiş olması kabul edilebilir bir duyarlılık mıdır?
*Katliam sonrası Sayın Başbakan Yardımcısının somut diplomatik çıkış yapması beklenirken ‘Hiç kimse İsrail ile savaş ilan etmemizi beklemesin' açıklamasının izahı nedir?
*İsrail'in Ankara büyükelçisinin Persona non grata ilan edilmesi çağrımıza karşı hükümetten ‘Bekara karı boşamak kolaydır' lafının söylenmiş olmasını anlayabilmiş değiliz. Türkiye ile İsrail, evli değildir. Türkiye ile İsrail arasında, 28 Şubat'ta derinleştirilen gayri meşru bir ilişki vardır. Ve bu ilişki artık, bu şekliyle taşınamaz hale gelmiştir.
*Hükümet içinde Başbakan ile Başbakan yardımcısının görüşleri başından beri yüz seksen derece taban tabana zıttır. Merak ettiğimiz şey şu. Gerçekten ikisinin arasında bir siyasi anlaşmazlık veya uyuşmazlık mı vardır? Yoksa bir görev dağılımı mı vardır?
*TBMM'de İsrail'e karşı askeri ve ekonomik tedbirler alınmalıdır' şeklinde muhalefet milletvekillerinin ortaya koyduğu cümlenin yaklaşık 2 saat boyunca Ak Parti grubunda imzalanmamasının gerçek nedeni nedir?
* Hükümet ‘İsrail, bölgede tek dostunu kaybetmek üzeredir' ve ‘Bundan sonraki ilişkilerimizin seyri, İsrail'in tavrına bağlıdır' ifadelerini nasıl izah edeceksiniz?
ALINTIYI BİZİM KUTSAL KİTABIMIZDAN YAPIN
Son günlerde iktidar ve anamuhalefet partilerinin Tevrat'tan yapılan alıntılar ve İngilizce cümleler üzerinden yaptıkları tartışmaları da eleştiren Kurtulmuş, bu atışmaları ‘seviyesiz' ve ‘anlamsız polemik' olarak değerlendirdi. Kurtulmuş, “Türkiye'nin böylesine zor bir süreçten geldiği noktada, eğer illa bir kutsal kitaptan ve metinden alıntı yapılacaksa, bizim kutsal metinlerimizden alıntı yapmak herhalde çok daha doğru olurdu” diye konuştu.
“Biz Tevratı ve İngilizceyi bunu konuşan arkadaşlardan daha iyi biliriz” diyen Kurtulmuş, “Ama mesele, İngilizce ya da Tevrat'tan konuşmak değil, milletin ihtiyaçlarını cevap verecek şekilde Türkçe konuşmaktır” dedi.
Kuran'da Maide Suresi'ndeki ‘Bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmüş gibidir' ayetin mealini hatırlatan Kurtulmuş, “Bu anlamda baktığınız zaman bizim kutsal kitabımızda ifade edilen bu düstur, İsrail'in bütün insanlığı öldürmüş gibi bir insanlık suçu işlediğini ortaya koymaktadır” dedi.
Yine ‘Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemiyorsanız dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemiyorsanız içinizden buğz edin' şeklindeki Hadisi Şerife atıfta bulunan Numan Kurtulmuş, “Böylesine büyük bir kötülüğü eliyle düzeltmek konumunda olan hükümetlerdir. Milletimiz, diliyle bunu düzeltmek için bütün tepkisini ortaya koymuştur” dedi.
Mavi Marmara saldırısıyla iki gerçeğin ortaya çıktığını söyleyen Kurtulmuş, ilk defa Türkiye'nin İsrail ile karşı karşıya geldiğini ve son yıllarda izlenen aktif dış politikanın Akdeniz'in soğuk sularına atılmasına neden olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, bundan sonra üç temel meselenin göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getirerek, “İçeride milletiyle kaynaşmış tam demokratik bir Türkiye'nin kurulması. Çok taraflı, aktif ve şahsiyetli bir dış politika. Dış politikadaki bu adımı destekleyecek güçlü bir savunma ve ordu” diye konuştu.
GÜLEN'İN SÖZLERİNE DEĞERLENDİRME
Toplantı sonunda bir gazetecinin Fethullah Gülen'in yardım gemilerinin İsrail'den izin alması gerektiği yönündeki açıklamalarına ilişkin düşüncelerini sorması üzerine konuşan Kurtulmuş, “Şimdi öyle bir noktadayız ki, herkesin zalimin karşısında mazlumun yanında yer alması lazım” dedi.
HABERVAKTİM.COM
HABERVAKTİM
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, iktidar muhalefetin Tevrat'tan alıntılar ve İngilizce cümleler üzerinde yapmaya başladığı atışmaları, seviyesiz ve anlamsız bulduğunu belirterek “Türkiye'nin böylesine zor bir süreçte geldiği noktada, eğer illa bir kutsal kitaptan ve metinden alıntı yapılacaksa, bizim kutsal metinlerimizden alıntı yapmak herhalde çok daha doğru olurdu” dedi.
Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendiren Kurtulmuş, Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı karşısında milletin tek vücut olarak ölçülü bir şekilde tepkisini gösterdiğini söyleyerek, “Toplumun çok farklı kesimleri tek yumruk halinde, tepkisini ortaya koymuştur. Bu her türlü övgünün üstündedir” dedi.
MİTİNG TEŞEKKÜRÜ
Bu protestonun en yüksek seviyeye 5 Haziran'da Çağlayan'daki Saadet Partisi mitinginde ulaştığını söyleyen Kurtulmuş, 300'e yakın farklı görüşteki sivil toplum kuruluşunun bu mitinge destek verdiğini kaydetti. Kurtulmuş, “Mavi Marmara katliamı bir turnusal kağıdı olmuş, bu katlima karşı göstermiş olduğu tepkiler nedeniyle insanlık alemi neredeyse ikiye ayrılmıştır. Bir tarafta, haktan, hukuktan, adaletten ve insanlıktan yana olan çok büyük bir hakkaniyet ve insanlık cephesi oluşmuş. Diğer tarafta, hala İsrail'in yaptığı bu büyük vahşeti, görmezden gelen veya meşru görmeye çalışan çok az sayıda bir zulüm cephesi ortaya çıkmıştır. Milletimiz bütünüyle, hakkaniyet cephesi içinde yer almıştır” diye konuştu.
Mavi Marmara saldırısının kıyamete kadar asla unutulmayacağını söyleyen Kurtulmuş, yaralıların tedavisinde ortaya çıkan bazı ilginçliklere dikkat çekerek, “İsrailliler, ilk defa bazı mermileri bu insanlık dışı saldırıda kullanmıştır. Adli Tıp Kurumu başkanının ortaya koyduğu görüşler, manidardır. Hiç görülmemiş ve enteresan yaralar tespit edilmiştir. Bunların BM araştırma komisyonu tarafından, araştırılması zaruridir” dedi.
ÖNEMLİ UYARILAR
Sıcak günlerin geride kaldığını bundan sonra izlenecek stratejinin aklıselimle ve soğuk kanlıkla belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, bu yapılırken saldırının iç politika malzemesi haline getirilmemesi gerektiği uyarısında bulundu.
“Bu konuyla ilgili, Türkiye'nin hataları ve ihmalleri var mıdır? Bundan sonra ne yapılmalıdır? İsrail'e karşı sıfır hata ile politika nasıl geliştirilir?” sorularına cevap aranması gerektiğini belirten Kurtulmuş, iktidar ve muhalefeti şöyle uyardı: “Ne iktidar partisi, Mavi Marmara katliamından kendisine toplumsal destek devşirmeye çalışsın. Ne de bu konuyu, iç politik tartışmanın malzemesi haline getirmesin”
NE YAPMALI?
Bundan sonra yapılacaklar hakkında detaylı açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, öncelikle gemilerin Aştod Limanına götürüldükten sonra yaralıların ve şehitlerin kısa bir süre içinde Türkiye'ye getirilmesi konusundaki açıklama ve çabaları nedeniyle Başbakan ve hükümete teşekkür etti.
Kurtulmuş, ancak süreçte yapılan açıklamalar ve izlenen politikalarda cevap bekleyen hususları ise şöyle özetledi:
*İsrail limanında tutulan yardım filosundaki gemiler, hala niçin orada tutulmaktadır? Türkiye'nin gücü, bu gemileri en azından üçüncü bir ülkenin limanına çekmeye yetmemekte midir?
* Başbakan yardımcısının olay anında bütün dünya sıcak bir tepki vermesi beklerken ‘Hiç kimse bizden savaş beklemesin' diye açıklama yapıp ‘İsrail ile olan var olan üç askeri tatbikatın durdurulduğunu' duyurması, Savunma Bakanın ‘askeri anlaşmaların iptalinin kendi elinde olmadığı', Dışişleri Bakanlığının bu yönde bir talep gelmediği şeklindeki çok farklı görüşlerin ne manaya geldiğini hükümet net bir şekilde açıklamalıdır. Neden üç değerli hükümet üyesi arasında bu kadar büyük çelişki vardır?
*Savunma Bakanı Sayın Gönül ‘İsrail ile askeri anlaşmaların sayısı ne kadar? ‘ sorusuna ‘Çok, sayısız' cevabı ne manaya geliyor? Bu anlaşmaların, sayısı kaçtır, kapsamı ne kadardır, hangi hükümet zamanında imzalanmıştır, ne kadar süre geçerlidir?
*2008'deki Gazze katliamından sonra askeri tatbikatların iptal edildiği duyurulmuştu. Bu üç askeri tatbikat anlaşması ne zaman imzalanmıştır?
* ‘Bundan sonraki ilişkilerimizin seyri İsrail'in tavrına bağlıdır' açıklaması yapıldı. İsrail'in hem fiziki, hem de askeri ve siyasi tavrı ortada. İsrail'in tavrı ortada iken böyle bir açıklamanın diplomatik izahı nedir?
* Mavi Marmara'ya saldırıyı uydudan izledik. İsrail'in ilk tacizinden fiziki müdahale yaptığı ana kadar 5-6 saatlik süre geçmiştir. Bu süre içinde, gemide bulunan insanların imdat çığlıklarına karşı, Türkiye'den hiçbir yetkiliden ses çıkmamıştır. Acaba İsrail'in bu kadar büyük katliam yapacağı tahmin edilmiyor muydu? Yoksa bir ihmal mi var?
*Bu 6 saatlik sürede dünyada ve Türkiye'de protestolar başlamışken, en sıcak saatlerde Türkiye'nin uluslar arası alanda hiçbir diplomatik çabayı yapmadan beklemiş olması kabul edilebilir bir duyarlılık mıdır?
*Katliam sonrası Sayın Başbakan Yardımcısının somut diplomatik çıkış yapması beklenirken ‘Hiç kimse İsrail ile savaş ilan etmemizi beklemesin' açıklamasının izahı nedir?
*İsrail'in Ankara büyükelçisinin Persona non grata ilan edilmesi çağrımıza karşı hükümetten ‘Bekara karı boşamak kolaydır' lafının söylenmiş olmasını anlayabilmiş değiliz. Türkiye ile İsrail, evli değildir. Türkiye ile İsrail arasında, 28 Şubat'ta derinleştirilen gayri meşru bir ilişki vardır. Ve bu ilişki artık, bu şekliyle taşınamaz hale gelmiştir.
*Hükümet içinde Başbakan ile Başbakan yardımcısının görüşleri başından beri yüz seksen derece taban tabana zıttır. Merak ettiğimiz şey şu. Gerçekten ikisinin arasında bir siyasi anlaşmazlık veya uyuşmazlık mı vardır? Yoksa bir görev dağılımı mı vardır?
*TBMM'de İsrail'e karşı askeri ve ekonomik tedbirler alınmalıdır' şeklinde muhalefet milletvekillerinin ortaya koyduğu cümlenin yaklaşık 2 saat boyunca Ak Parti grubunda imzalanmamasının gerçek nedeni nedir?
* Hükümet ‘İsrail, bölgede tek dostunu kaybetmek üzeredir' ve ‘Bundan sonraki ilişkilerimizin seyri, İsrail'in tavrına bağlıdır' ifadelerini nasıl izah edeceksiniz?
ALINTIYI BİZİM KUTSAL KİTABIMIZDAN YAPIN
Son günlerde iktidar ve anamuhalefet partilerinin Tevrat'tan yapılan alıntılar ve İngilizce cümleler üzerinden yaptıkları tartışmaları da eleştiren Kurtulmuş, bu atışmaları ‘seviyesiz' ve ‘anlamsız polemik' olarak değerlendirdi. Kurtulmuş, “Türkiye'nin böylesine zor bir süreçten geldiği noktada, eğer illa bir kutsal kitaptan ve metinden alıntı yapılacaksa, bizim kutsal metinlerimizden alıntı yapmak herhalde çok daha doğru olurdu” diye konuştu.
“Biz Tevratı ve İngilizceyi bunu konuşan arkadaşlardan daha iyi biliriz” diyen Kurtulmuş, “Ama mesele, İngilizce ya da Tevrat'tan konuşmak değil, milletin ihtiyaçlarını cevap verecek şekilde Türkçe konuşmaktır” dedi.
Kuran'da Maide Suresi'ndeki ‘Bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmüş gibidir' ayetin mealini hatırlatan Kurtulmuş, “Bu anlamda baktığınız zaman bizim kutsal kitabımızda ifade edilen bu düstur, İsrail'in bütün insanlığı öldürmüş gibi bir insanlık suçu işlediğini ortaya koymaktadır” dedi.
Yine ‘Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemiyorsanız dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemiyorsanız içinizden buğz edin' şeklindeki Hadisi Şerife atıfta bulunan Numan Kurtulmuş, “Böylesine büyük bir kötülüğü eliyle düzeltmek konumunda olan hükümetlerdir. Milletimiz, diliyle bunu düzeltmek için bütün tepkisini ortaya koymuştur” dedi.
Mavi Marmara saldırısıyla iki gerçeğin ortaya çıktığını söyleyen Kurtulmuş, ilk defa Türkiye'nin İsrail ile karşı karşıya geldiğini ve son yıllarda izlenen aktif dış politikanın Akdeniz'in soğuk sularına atılmasına neden olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, bundan sonra üç temel meselenin göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getirerek, “İçeride milletiyle kaynaşmış tam demokratik bir Türkiye'nin kurulması. Çok taraflı, aktif ve şahsiyetli bir dış politika. Dış politikadaki bu adımı destekleyecek güçlü bir savunma ve ordu” diye konuştu.
GÜLEN'İN SÖZLERİNE DEĞERLENDİRME
Toplantı sonunda bir gazetecinin Fethullah Gülen'in yardım gemilerinin İsrail'den izin alması gerektiği yönündeki açıklamalarına ilişkin düşüncelerini sorması üzerine konuşan Kurtulmuş, “Şimdi öyle bir noktadayız ki, herkesin zalimin karşısında mazlumun yanında yer alması lazım” dedi.
HABERVAKTİM.COM