Orijinalini görmek için tıklayınız : Mehmet Akif Ersoy'un Mustafa Kemal'e yazdığı şiir
https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-snc6/248380_213363202031872_201852973182895_670726_2218 829_n.jpg
Niçin Kitab-ı İlahî'yi pâyımal ettin?
Niçin Şeriat'ı murdar elinle kirlettin?
Çıkıp tepinmeye yok muydu başka bir saha?
Nedir bu salladığın çifte Kitabullah'a?
Herif! Şu millet-i masume'den ne istedin?
Ki doğru yol diye tuttun dalaleti gösterdin!
NOT: Bu Şiirden Sonra Mehmet Akif Ersoy Mısır'a
Sürgün Edilmiş Kahire'de Yaşamak Zorunda Bırakılmıştır!
manifesto
08-13-2011, 18:45
Niçin Kitab-ı İlahî'yi pâyımal ettin?
Niçin Şeriat'ı murdar elinle kirlettin?
Çıkıp tepinmeye yok muydu başka bir saha?
Nedir bu salladığın çifte Kitabullah'a?
Herif! Şu millet-i masume'den ne istedin?
Ki doğru yol diye tuttun dalaleti gösterdin!
NOT: Bu Şiirden Sonra Mehmet Akif Ersoy Mısır'a
Sürgün Edilmiş Kahire'de Yaşamak Zorunda Bırakılmıştır!
Bu şiir neden meşhur değil :)
Oysa bir şaheser bu
Kaynakça falan var mı biraz derinlemesine gidelim
Bodoslama olmasın
Mehmet Akif'in bir kitabında falan bulunuyor mu ? Şiirin kaynağı olursa harbiden daha sağlam olucak : )
manifesto
08-13-2011, 18:51
Mehmet Akif'in bir kitabında falan bulunuyor mu
Öyle bir kitap düşünemiyorum
Kafadan BEST SELLER olur yani
Heheee bende biri bana kaynak gösterir diye umud etmiştim ama olmadı.. :)
Yok ben facebookta buldum bu güzelim eseri başka bir bilgim yok ne yazık ki..
Google'a falan yazıncada hemen çıkıyor ama nedense bende hiç kaynağa rastlamadım keşke Safahat'ta falan geçse :w:
Ruh-i zar
08-13-2011, 19:32
Bu şiir Safahat'da geçiyo zaten.
Ama bildiğim kadarıyla Atatürk'e yazılmış değil.
Said Kürdi'ye diye atıfta bulunanlar var ama onunda doğru olduğunu sanmıyorum.
Safahatta Fatih Kürsüsünde bölümünde, Vaiz Kürsüsü kısmından bir alıntı bu sadece.
Neredeyse 50 sayfalık olan şiirden üç beş mısra alıp şu kişiye yazmış demek zoraki gibi gelmekte bana..
Bu şiir Safahat'da geçiyo zaten.
Ama bildiğim kadarıyla Atatürk'e yazılmış değil.
Said Kürdi'ye diye atıfta bulunanlar var ama onunda doğru olduğunu sanmıyorum.
Safahatta Fatih Kürsüsünde bölümünde, Vaiz Kürsüsü kısmından bir alıntı bu sadece.
Neredeyse 50 sayfalık olan şiirden üç beş mısra alıp şu kişiye yazmış demek zoraki gibi gelmekte bana..
Said-i Kürdi dediğin adam Said-i Nursi'dir :şaşkın:
Said-i Nursi'ye böyle bir şiir yazacağını zannetmiyorum olsa olsa Şeyh Sait'tir belki..
Hüdavendigâr
08-13-2011, 19:42
Şiirin safahatta yer aldıgı doğrudur,az önce baktım :) ama atatürkemi yazılmış başkasınamı bilinmez..
Ruh-i zar
08-13-2011, 19:43
Said-i Kürdi dediğin adam Said-i Nursi'dir :şaşkın:
Said-i Nursi'ye böyle bir şiir yazacağını zannetmiyorum olsa olsa Şeyh Sait'tir belki..
Biliyorum.
Ben sadece internette dönen söylemleri söyledim.
Atatürk'e de Said Nursi'ye de yazıldığını sanmıyorum.
Birisi bir kuyuya taş atmış millette çıkartmaya çalışıyo.
Fatih Kürsüsünde 1914 senesinde yazılmaya başlanmış.
Seneler sonra Sürgün(!)e gitti Mehmet Akif.
Yani haber baştan aşağı safsata..
Tarantula_
08-13-2011, 19:47
Kemalist zihniyet böyle bir şiirin kaynağını filan bırakır mı hiç, şiire ulaşabildiğimize şükür...
Ruh-i zar
08-13-2011, 19:53
Söylemeden edemeyeceğim.
Kendi fikrimize uyan bi konu oldu mu bodoslama atlıyoruz doğru mu yanlış mı diye düşünmeden.
Karşıt görüşten biri bizim değer verdiğimiz insanlara bişey dedi mi demediğimizi bırakmıyoruz.
Biz bu kadar ön yargılı, anlayışsız olduktan sonra karşılıklı uzlaşma gibi bişeyi hayal etmek bile saçma.
Bu 'Kemalist' zihniyetle değil, hangi kesimden olursak olalım toplum olarak gereksizce benimsediğimiz bi zihniyet.
Mehmet Akif Ersoy'a bizzat Atatürk tarafından çok büyük görevler verilmiştir. Defalarca Mısır'da kendisine heyetler gönderilmiştir. Elmalılı Hamdi'den önce Kur'an tefsiri görevi de ona verilmişti. Fakat 1930'ların başına kadar uğraşmasına rağmen, istediği gibi bir tefsir hazırlayamayınca görevini iade etmişti.
Şiiri geçtim. Mısır'a sürgün gittiği iddiası bile pek çok yönden temelsiz. Bu haberin kaynağını ben de merak ettim.
Lisân-ı pâk-i Nebî’den yalanlar uyduruyor:
Sıkılmadan da "sevâb işledim" deyip duruyor!
Düşünmedin mi girerken şerîatin kanına?
Cinâyetin kalacak zanneder misin yanına?
Sevâb ümid ediyor ha! Deyin ki nâmerde:
"Sevâbı sen göreceksin huzûr-ı mahşerde!
Tepende gezdirecek ra’d-ı intikamını Hak,
Ki yıldırımları beyninde kaynayıp duracak.
Yakandan inmeyecek dest-i kahrı husrânın...
Nasıl iner ki, önünden kaçıp da nîrânın,
Civâr-ı nûr-ı nübüvvette mültecâ bulsan;
Bu türlü kurtuluş imkânı yok ya... Kurtulsan;
Şu izdihâmın elinden -ki belki bir milyar
Nüfûs-ı hâsiredir- kaçmak ihtimali mi var?
Bugün fesâdına kurban olan zavallıların
Vebâli boynuna yüklenmesin mi yoksa, yarın?
Kolay mı ümmeti idlâl edip sefîl etmek?
Kolay mı dîni hurâfât içinde inletmek?
Niçin Kitâb-ı İlâhî’yi pâyimâl ettin?
Niçin şerîati murdâr elinle kirlettin?
Çıkıp tepinmeye yok muydu başka bir sâha?
Nedir bu salladığın çifte, Kâbetu’llâh’a?
Herif! Şu millet-i mâsûmeden ne isterdin,
Ki doğru yol diye tuttun, dalâli gösterdin!"
Mehmet Akif ERSOY
işte şiirin tamamı.ama adını bulamadım...
Yıldırım
11-02-2011, 23:05
Ne Atatürk'e nede Bediüzzaman Hazretleri'ne yazma ihtimali gerçekten sıfır.
Bu şiir internette o kadar çok dolanıyorki kimilerine göre Bediüzzaman Hazretlerine yazılmış kimine göre Atatürk'e yazılmış.
Sürgün Gitmesi vs. bunlar safsatadır.
BeldeiTAYYIBe
11-02-2011, 23:07
Kime yazilmis olursa olsun, siir'in muhtesemligini degistirmez....
Harika...rahmetle aniyorum.
Hüdaverdi
11-02-2011, 23:28
Şiir bana yazıldı,dağılın.
Bal gibi de atatüke yazılmış işte..
ruhi apla haklı...
birşeylere kulp takıp hemen konuya adapte olmamak gerekir...
delinin biri kuyuya taş atmış, bırakında o deli attığı gibi geri çıkarsın taşı...
bu güzel şiiride şairide böyle boş muhabbetlere sokmayın...
çünkü ikiside çok değerli...
Bal gibi de atatüke yazılmış işte..
Güneş Balçıkla Sıvanmaz...
İntifada
11-03-2011, 03:31
Mehmet akifin neden suriyeye gittiğini,neden mealini yaktırdığını bilen bir insan için bu şiirin çokta önemi yok aslında...
ha illa birine yazıldıysa bu saidi nursi değildir diye düşünüyorum...
ittiahat terraki gazına gelip yaptıkları hatalar müşterektir ikisininde...
birinin diğerine söz söyleyecek hali yoktur...
Akif yurda döndüğünde kendisini meclis bahçesinde ilk karşılayan, ona iltifatlar eden Atatürk, bir diktatör olarak (!) kendisine hakaret eden bir şaire karşı oldukça nazik davranmış.
Mehmet Akif'in Mısır'da yazdığı bir başka şiirinden alıntı yapmak istiyorum. Sanki bugün için yazmış;
-------------------------------------------------------------------------
Ecdadını zannetme asırlarca uyurdu ;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu ?
Üç kıtada , yer yer , kanayan izleri şahid :
Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid .
Alemde " tevekkül " demek olsaydı " atalet "
Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet ?
Çoktan kürenin meş'al-i tevhidi sönerdi ;
Kur'an duramaz , nezd-i İlahiye dönerdi .
------------------------------------------------------------------
mehmetakif24
11-03-2011, 08:05
Devlet adamlarına yazarmış. Aşagıdaki istibdad şiirindede II. Abdulhamid hana melun demiş
Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler
Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer
Çoktan beridir vardı benim bir derdim
Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim
Kafes ardında hanımlar gibi Saikliydi Hamid
Âl-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid
Kız kadın hepsi haremlerde bütün gün mahpus
Şu telakkiye bakın en kötü vahşet namus
Düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se
Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun ruh-i İblis’e
Gölgesinden korkan bir ödlek,
Korkuttu bizi otuzüç yıl şeriat diyerek.
Allah’a isyanı
Ey bunca zamandır bize te’dip eden Allah
ak sevda
11-03-2011, 12:38
Mehmet Akif Ersoy'a bizzat Atatürk tarafından çok büyük görevler verilmiştir. Defalarca Mısır'da kendisine heyetler gönderilmiştir. Elmalılı Hamdi'den önce Kur'an tefsiri görevi de ona verilmişti. Fakat 1930'ların başına kadar uğraşmasına rağmen, istediği gibi bir tefsir hazırlayamayınca görevini iade etmişti.
Şiiri geçtim. Mısır'a sürgün gittiği iddiası bile pek çok yönden temelsiz. Bu haberin kaynağını ben de merak ettim.
Elmalılı Hamdi'den önce Kur'an tefsiri görevi de ona verilmişti. Fakat 1930'ların başına kadar uğraşmasına rağmen, istediği gibi bir tefsir hazırlayamayınca görevini iade etmişti
maalesef bu kısmı tamamen safsata tam istediği gibi hazırlamış ama
onuda siz araştırın
İntifada
11-03-2011, 13:20
Mehmet Akif Ersoy'a bizzat Atatürk tarafından çok büyük görevler verilmiştir. Defalarca Mısır'da kendisine heyetler gönderilmiştir. Elmalılı Hamdi'den önce Kur'an tefsiri görevi de ona verilmişti. Fakat 1930'ların başına kadar uğraşmasına rağmen, istediği gibi bir tefsir hazırlayamayınca görevini iade etmişti.
Büyük bir çarpıtma...
kitabını hazırladığı ama ona bu görevi verenlerin gerçek niyetini anlayınca yakılmak üzere talebesine verdiğini,talebesininde yakamayıp amasya yada tokata başka bir talebeye gönderdiği ve o talebenin yaktığı bilinir...
elmalılı hamdi dahi niyeti anlamış olacak ki mealini direk türkçe çevirmemiştir...
sadeleştirmeden zor anlarsınız...
ha neymiş niyet derseniz basılan kuranların kapağında türkçe meal değil türkçe kuran yazıyordu bu niyeti açıkça ortaya koyuyor...
önce dil inkılabı sonra islami eserlerin yeni yazıya tercümesi...
tahrif için çok güzel bir strateji...
ama atladıkları nokta:
Bu Kur'an'ı gerçekten biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz.
(hicr 9)
Elmalılı Hamdi'den önce Kur'an tefsiri görevi de ona verilmişti. Fakat 1930'ların başına kadar uğraşmasına rağmen, istediği gibi bir tefsir hazırlayamayınca görevini iade etmişti
maalesef bu kısmı tamamen safsata tam istediği gibi hazırlamış ama
onuda siz araştırın
Daha önce Akıncı kardeşimizin paylaştığı Mustafa İslamoğlu'nun düşüncelerinden bahsediyorsunuz sanırım.
Mehmet Akif Ersoy Arapça'yı ve Türkçe'yi anadili gibi biliyordu ve en zor Arapça metinleri kolayca Türkçe'ye çeviriyordu. Bu konudaki ustalığı Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmadı. 1900'lerin başından itibaren Akif'in dostları ona Kur'an meali yazdırmak istedi ama o hep karşı çıktı. Neden? Ortada ne Kurtuluş Savaşı vardı, ne Mısır hayatı, ne de Türkiye Cumhuriyeti. Akif hangi gerekçeyle yıllarca meal yazmayı reddetti?
Çünkü Akif, Kur'an mealinin yazılamayacağı düşünür. Her ne kadar en zor kelimeleri Türkçe'ye çevirsede, Kur'an'daki bir tek kelime üzerinde bile günlerce düşündüğünü, yine de Kur'an'ın gerçek sözlerini karşılayacak kelimeler bulamadığını söyler. Elmalılı onu çok zor ikna etmiştir. Bunun üzerine gecesini gündüzüne katıp çalışmış, yine de bu meal için ömrünün yetmeyeceğini düşünmüştür. Hiçbir zaman da "mealimi tamamladım" dememiştir. Meali her okuduğunda mutlaka yeni düzeltmeler yapma ihtiyacı hissetmiştir. Bu nedenle hiçbir zaman onun istediği gibi bir eser ortaya çıkmayacaktır.
Akif, "meali bile yazılamaz" derken, ibadetin Türkçe olarak yapılması konusuna da doğal olarak şiddetle karşı çıkmıştır. Onun yazdığı ve henüz tamamlamadığını, düzeltmeler yapacağını söylediği meali okuyanlar, mealdeki akıcılığa, şiirselliğe, Kur'an'daki estetiğin en mükemmel haliyle ve pürüzsüz olarak meale aktardığını söyleyince, Akif meal işine son verecektir. Akif'in tek derdi, Kur'an'ın yerini kendisine göre eksik olan mealin almasıdır. İbadetlerin bu mealle yapılacağı endişesidir.
Konuyu, Mısır'da Akif'in yanında olan oğlu ile aydınlardan, Elmalılı'dan ve kızından dinlerseniz, İslamoğlu'nun anlattıklarından çok daha farklı ve çarpıcı sonuçlara ulaşırsınız.
Büyük bir çarpıtma...
kitabını hazırladığı ama ona bu görevi verenlerin gerçek niyetini anlayınca yakılmak üzere talebesine verdiğini,talebesininde yakamayıp amasya yada tokata başka bir talebeye gönderdiği ve o talebenin yaktığı bilinir...
elmalılı hamdi dahi niyeti anlamış olacak ki mealini direk türkçe çevirmemiştir...
sadeleştirmeden zor anlarsınız...
ha neymiş niyet derseniz basılan kuranların kapağında türkçe meal değil türkçe kuran yazıyordu bu niyeti açıkça ortaya koyuyor...
önce dil inkılabı sonra islami eserlerin yeni yazıya tercümesi...
tahrif için çok güzel bir strateji...
ama atladıkları nokta:
Bu Kur'an'ı gerçekten biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz.
(hicr 9)
http://haber.gazetevatan.com/0/30533/1/Haber
(Doğruluğunu bilemem.)
İntifada
11-03-2011, 13:45
vLnCvRfVPgc
ak sevda
11-03-2011, 14:42
Daha önce Akıncı kardeşimizin paylaştığı Mustafa İslamoğlu'nun düşüncelerinden bahsediyorsunuz sanırım.
Mehmet Akif Ersoy Arapça'yı ve Türkçe'yi anadili gibi biliyordu ve en zor Arapça metinleri kolayca Türkçe'ye çeviriyordu. Bu konudaki ustalığı Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmadı. 1900'lerin başından itibaren Akif'in dostları ona Kur'an meali yazdırmak istedi ama o hep karşı çıktı. Neden? Ortada ne Kurtuluş Savaşı vardı, ne Mısır hayatı, ne de Türkiye Cumhuriyeti. Akif hangi gerekçeyle yıllarca meal yazmayı reddetti?
Çünkü Akif, Kur'an mealinin yazılamayacağı düşünür. Her ne kadar en zor kelimeleri Türkçe'ye çevirsede, Kur'an'daki bir tek kelime üzerinde bile günlerce düşündüğünü, yine de Kur'an'ın gerçek sözlerini karşılayacak kelimeler bulamadığını söyler. Elmalılı onu çok zor ikna etmiştir. Bunun üzerine gecesini gündüzüne katıp çalışmış, yine de bu meal için ömrünün yetmeyeceğini düşünmüştür. Hiçbir zaman da "mealimi tamamladım" dememiştir. Meali her okuduğunda mutlaka yeni düzeltmeler yapma ihtiyacı hissetmiştir. Bu nedenle hiçbir zaman onun istediği gibi bir eser ortaya çıkmayacaktır.
Akif, "meali bile yazılamaz" derken, ibadetin Türkçe olarak yapılması konusuna da doğal olarak şiddetle karşı çıkmıştır. Onun yazdığı ve henüz tamamlamadığını, düzeltmeler yapacağını söylediği meali okuyanlar, mealdeki akıcılığa, şiirselliğe, Kur'an'daki estetiğin en mükemmel haliyle ve pürüzsüz olarak meale aktardığını söyleyince, Akif meal işine son verecektir. Akif'in tek derdi, Kur'an'ın yerini kendisine göre eksik olan mealin almasıdır. İbadetlerin bu mealle yapılacağı endişesidir.
Konuyu, Mısır'da Akif'in yanında olan oğlu ile aydınlardan, Elmalılı'dan ve kızından dinlerseniz, İslamoğlu'nun anlattıklarından çok daha farklı ve çarpıcı sonuçlara ulaşırsınız.
hayır o konuyu görmedim
onların en büyük derdi harf ınkılabına Mehmet akifi alet etmekti ezan türkçe ibadet türkçe e tabi kur'an -da türkçe olmalıydı bunu anlayan Akif bu meali yaktırmış
yakın tarihimiz yalanlarla dolu inşaallah en yakın zamanda bunlar birbirlerinden ayırt edilir
Devlet adamlarına yazarmış. Aşagıdaki istibdad şiirindede II. Abdulhamid hana melun demiş
Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler
Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer
Çoktan beridir vardı benim bir derdim
Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim
Kafes ardında hanımlar gibi Saikliydi Hamid
Âl-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid
Kız kadın hepsi haremlerde bütün gün mahpus
Şu telakkiye bakın en kötü vahşet namus
Düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se
Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun ruh-i İblis’e
Gölgesinden korkan bir ödlek,
Korkuttu bizi otuzüç yıl şeriat diyerek.
Allah’a isyanı
Ey bunca zamandır bize te’dip eden Allah
iste buna karsi cikarim...
tarihini adam akilli bilen hickimse Abdulhamit hana hain yada kizilsultan diyemez...
siirin kaynagina bakmak lazim zannetmiyorum bu siiri Mehmet Akif yazsin...
EpiVaTeS
11-03-2011, 15:59
Abdülhamit'e karşıydı evet...
ama sonrasında en büyük hatasının ona laf etmek olduğunuda söylemiştir Akif...
Hatta bir şiir daha yazmıştı bildiğim...
hayır o konuyu görmedim
onların en büyük derdi harf ınkılabına Mehmet akifi alet etmekti ezan türkçe ibadet türkçe e tabi kur'an -da türkçe olmalıydı bunu anlayan Akif bu meali yaktırmış
yakın tarihimiz yalanlarla dolu inşaallah en yakın zamanda bunlar birbirlerinden ayırt edilir
Tarihi bir kenara bırakalım. Hayal et. Ak Sevda olarak bir Kur'an meali yazıyorsun. Yazarken bir gerçeği fark ediyorsun. Yazdığın meal kötü amaçlara hizmet edecek. Sırf bu nedenle de Kur'an mealini yakma kararı alıyorsun.
Olabilir. Saygı duyulur kararına. Fakat bu kararı aldıktan sonra o meali yazmaya devam eder misin? Yani yakmak için Kur'an meali yazabilir misin? Meali de geçtim. Bir kağıt parçasına, sonradan yakılmak üzere Allah, peygamber yazabilir misin? (Haşa)
Ben yazmam. Mehmet Akif hiç yazmaz. Yazmadı da. Hiçbir zaman, "Ben meali yazıyorum ama bunu sonradan yakın" demedi. Akif 1930'da yazmayı bırakıp, "bunu yakın" deseydi, görüşlerinizde haklılık olurdu. Ama yazmaya, düzeltmeye devam etti. Bu durumda Akif, yakmak üzere meal yazmış olur ki böyle bir günaha abdestsiz Müslümanlar bile girmez.
Peki Akif ne dedi? "Ömrüm yetmez de tamamlayamazsam yakın" dedi. Çünkü mealinin yarım olmasını, eksik olmasını, hatalı olmasını istemiyordu. Mealinde mükemmeli aradı. Bu nedenle de ömrü boyunca o meal için çalıştı.
Sonuç olarak Akif'in endişeleri vardı. Fakat mealin yakılmasının sebebi bu endişeler değildi.
Abdülhamit'e karşıydı evet...
ama sonrasında en büyük hatasının ona laf etmek olduğunuda söylemiştir Akif...
Hatta bir şiir daha yazmıştı bildiğim...
O şiiri bilmiyorum fakat Osmanlı'nın son demleri için yazdığı bir şiiri biliyorum.
Saltanat nâmına; din nâmına bin maskaralık...
Ne felâket, ne rezâletti o devrin hâli!
Başta bir kukla, bütün milletin istikbâli
İki üç kuklacının keyfine mahkûm olmuş.
Bir siyâset ki didiklerdi, emînim, Karakuş!
Nerde bir maskara sivrilse, hayâsızlara pîr
Haydi Mâbeyn-i Hümâyûn´a!... Ya bâlâ, ya vezîr!
Ümmetin hâline baktım ki: Yürekler yarası!
Ne bir ekmek yedirir iş; ne de ekmek parası.
Kışla yok dâire yok, medrese yok mektep yok;
Ne kılıç var, ne kalem... Her ne sorarsan, hep yok!
http://www.mehmetakifarastirmalari.com/index.php?option=com_content&view=article&id=47&Itemid=69
Mehmet Akif Ersoy, bir şairin çok ötesinde bir kişidir. Ben ona ait hiçbir söz bilmiyorum ki yanlış olsun. Onu layıkıyla anlayabilirsek, nasihatlerine uyabilirsek, emin olun sırtımız asla yere gelmez.
İntifada
11-03-2011, 18:42
eşref
önce akif meal yazmak istemezdi elmalılı hamdi ikna etti diyorsun buna ihtimal vermem...
bu kadar mühim bir meselede akifin birisinin gazıyla hareket edeceğini sanmam...
diyelim ki eyvallah dedi diyorsunki meal yakılmamış kütüphanedeymiş link veriyorsun...
sonrada tamamlayamazsam yakın dedi diyorsun...
akif henüz 19 yaşındayken okuyacağı kuranını el yazısıyla kendisi yazmıştı mealini mi tamamlayamayacak kafaya koyduktan sonra ?
eşref
önce akif meal yazmak istemezdi elmalılı hamdi ikna etti diyorsun buna ihtimal vermem...
bu kadar mühim bir meselede akifin birisinin gazıyla hareket edeceğini sanmam...
diyelim ki eyvallah dedi diyorsunki meal yakılmamış kütüphanedeymiş link veriyorsun...
sonrada tamamlayamazsam yakın dedi diyorsun...
akif henüz 19 yaşındayken okuyacağı kuranını el yazısıyla kendisi yazmıştı mealini mi tamamlayamayacak kafaya koyduktan sonra ?
Akif hiçbir zaman meal yazmak istemedi. Kendi kafasından meal yazmaya başladığına dair bir belge de bulamazsın. Ama cumhuriyet öncesinde bile Akif'ten meal yazmasını isteyen çok kişi bulursun.
Akif'i son aşamada ikna eden Elmalılı'dır. Elmalılı hatta "sen yazmazsan, ben de yazmam" der. Bu Akif'e gaz vermek değildir. İkna etmektir. İhtimal verirsin vermezsin. Ama sonuçta ikna oldu ki bu çalışmaya başladı. Yani o görevi kabul etti.
Mealin yakılmama meselesinde link verip altına bir not düştüm. Dedim ki; doğruluğunu bilemem. Peki neden paylaştım? Bu konuda her kafadan farklı bir ses çıktığını göstermek için.
Meali tamamlayamama meselesine gelince. Daha önce yazdıklarımı okuduysan, Akif meali üzerinde çalışırken, o meali pek çok kişiye okuttu. Görenler meale hayran kaldı. Biz okusak, biz de hayran kalırdık. Bize göre meal kusursuz ve tamamlanmış olabilir. Onu okuyanlar da hep böyle düşündü. Ama Akif bizim gibi biri değil. Mealin hatasız ve eksiksiz olmasını isteyen Mehmet Akif Ersoy, hiçbir zaman meali için "bitti" diyemedi.
Bu onu başarısız kılmaz. Akif'i anlayanlar için bu aslında büyük bir başarıdır. Olması gerekendir. Bizerin de bundan ders alması gerekir. "tercüme" kelimesinden vazgeçtiğimiz gibi belki "meal" kelimesinden de vazgeçmeliyiz. (Yorum meselesi)
İntifada
11-03-2011, 19:20
akifin meal yazmak gibi bir niyeti neden olsun ki zaten...
harf inkılabı olduğu zaman akif yaşındaydı ?
o zamana kadar mealle ne işi olurdu
zaten üst düzey dil bilen osmanlıca arapça farsçaya hakim bir insan
meal yazmaya başladı ve niyeti anlayınca yaktırdı...
en mantıklısı bu bence...
geri kalanı çok zorlama oluyor zira...
Özgür Çağrı
11-03-2011, 21:13
valla kime yazıldığını bilmiyorum ama m.kemale cuk diye oturuyor :)
BeldeiTAYYIBe
11-03-2011, 21:44
Devlet adamlarına yazarmış. Aşagıdaki istibdad şiirindede II. Abdulhamid hana melun demiş
Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler
Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer
Çoktan beridir vardı benim bir derdim
Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim
Kafes ardında hanımlar gibi Saikliydi Hamid
Âl-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid
Kız kadın hepsi haremlerde bütün gün mahpus
Şu telakkiye bakın en kötü vahşet namus
Düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se
Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun ruh-i İblis’e
Gölgesinden korkan bir ödlek,
Korkuttu bizi otuzüç yıl şeriat diyerek.
Allah’a isyanı
Ey bunca zamandır bize te’dip eden Allah
Malesef...malesef...
Istibdat adli siirinden.
Bilinen bir gercek...M. Akif cok siddetli bir Abdulhamid muhalifiydi.
Ittihati terakki macerasida bu yüzdendir diyebiliriz galiba.
Ayni durumu Bediüzzamanda da görebiliyoruz.
Yorum yapmaktan ziyade, böyle durumlardan ders cikarmamiz gerektigine inaniyorum...
Dava adamlari, Alimler ve önder kisiliklerde yanilabiliyormus...
Fakat herseye ragmen,
Akif ve Saidi Nursi hz.lerinin kiymeti gözümüzden düsemez...cünkü herkesi kendi konumunda degerlendirmek gerekir...hataydi, lakin hata yapmaktan önemlisi hatadan dönebilme erdemini göstermektir...ve bizim bildigimiz kadariyla bu iki büyük sahsiyette hatasini anlamistir.
Malesef...malesef...
Istibdat adli siirinden.
Bilinen bir gercek...M. Akif cok siddetli bir Abdulhamid muhalifiydi.
Ittihati terakki macerasida bu yüzdendir diyebiliriz galiba.
Ayni durumu Bediüzzamanda da görebiliyoruz.
Yorum yapmaktan ziyade, böyle durumlardan ders cikarmamiz gerektigine inaniyorum...
Dava adamlari, Alimler ve önder kisiliklerde yanilabiliyormus...
Fakat herseye ragmen,
Akif ve Saidi Nursi hz.lerinin kiymeti gözümüzden düsemez...cünkü herkesi kendi konumunda degerlendirmek gerekir...hataydi, lakin hata yapmaktan önemlisi hatadan dönebilme erdemini göstermektir...ve bizim bildigimiz kadariyla bu iki büyük sahsiyette hatasini anlamistir.
Atatürk Samsun'a gitmeden önce, bir İngiliz rahip Atatürk ile görüşmek ister. Bu rahip aynı zamanda İngiliz sözcüsüdür. Görüşmede rahip Fru'nun Atatürk'ten tek bir isteği olur. Nedir biliyor musunuz?
İttihat ve terakki'nin vatan haini bir topluluk olduğunu tasdik etmesi ve bunu Osmanlı halkına benimsetilmesi. Sadece bunu ister. Atatürk ise bu isteği kabul etmez. Der ki; İttihat ve Terakki'nin çok büyük hataları var. Fakat yine de bu vatansever olmadıklarını göstermez.
Mehmet Akif'in ittihat ve terakki zihniyetinde olamayacağı belli. Fakat işgal döneminde yaşananları bizlerin eksiksiz bilemeyeceği de bir gerçek. Eğer o dönem için söylediği sözler varsa, bence günümüz tarihçilerine değil, Akif'e itibar etmek gerekir.
BeldeiTAYYIBe
11-03-2011, 23:21
Esref kardesim,
Akif, Ittihat ve Terakki zihniyetinde olmaktan ziyade , Sultan 2. Abdulhamid muhalifiligi ile bilinir. Onun devrini " Devri Istibdat" olarak kendisi siirinde anlatir. Bu muhalif cephesinden olacakki kendini ittihati terakki saflarinda bulur...cünkü bu cemiyet Abdulhamid düsmanliginda en önde gelenidir ve Akif cemiyetin mesrutiyet ve hürriyet edebiyatini takdir eder...hatta Bediüzzaman bile ittihati terakkiyi baslarda takdir edici tutum icindedir. Fakat zamanla onlarla fikir birligi yapamayacagini anlar ve baska bir cemiyete gecer...
Nitekim , sultan 2. Abdulhamid tahttan indirilince ve yerine ittihatcilar devleti rezil duruma düsürünce, hem Akif hem digerleri onlarin ic yüzünü görmüs olur...
Akif'in muhalifligi isgal yillarinda degildir...
Bilakis Osmanli Hükümdari 2. Abdulhamid tahttaykendir..
Onun ne derece bir muhalif oldugu Istibdat adli siirinden bellidir.
BU tutumu asla tasvip edemem...velevki Akif bile olsa.
Lakin ben M. Akif'i her insan gibi hata yapabilen fakat hatalarindan kendine pay cikarabilen biri olarak gördügümden severim...bu vatan icin yaptiklarini takdir ederim...ama 2. Abdulhamid han'a yazdigi siirden ötürü herzaman " keske olmasaydi " demisimdir ve derim...
Bu sebepten dolayi bu noktada Akif'e itibar edemem.
Akif'in Sultan Abdulhamid icin "Düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se,
Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun ruh-i İblis’e.
"...söylediklerine katiyyen itibar edemem.
Günümüz tarihcileri Akif'i bu yönüyle onu yermek icin degil...gerceklere ayna utumak icin anlatirlar...
Necip Fazıl da inkilap şiirini Kaşgarlı Mahmuda yazmış aslın da kendisi müthiş bir Atatürk hayranı imiş :)
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.