Cihannur
05-20-2014, 15:02
Mehmet Ocaktan
http://img51.imageshack.us/img51/2550/hedx.jpg
Erdoğan nefreti insanlığınızı zehirliyor
Bir kez olsun aklı selimle düşünüp böylesine iflah olmaz bir Tayyip Erdoğan nefretinin yavaş yavaş insanlığınızı da zehirlediğini görmüyor musunuz?
Bütün siyasi hesaplarınızı, ideolojik takıntılarınızı bir tarafa bırakarak sadece insan olmanın erdemiyle yaşadığımız acılara bakmak çok mu zor?
Soma'daki büyük facia hepimizin yüreğinde derin acılar bıraktı ve hepimiz büyük bir insanlık sınavından geçiyoruz. Yıllardır yaşadığımız büyük depremlerden maden kazalarına kadar pek çok felakette acıları birlikte yaşadık ama yaralarımızı da bütün bir toplum olarak birlikte sardık.
Şimdi de yaralarımızı birlikte sarıyoruz. Biz Müslüman bir toplumuz, dolayısıyla bu tür olaylarda işin kaza ve kader boyutunu her zaman dikkate alırız. Ancak bu durum, facianın sorumlularından hesap sormayı asla engellemez. İnanıyoruz ki siyasi iktidar da, yargı da facianın sorumluları hakkında gerekeni yapacak ve vicdanları rahatlatacaktır.
Ve artık Soma bir milat olmalıdır. Tam 301 insanımızı kaybettiğimiz bu facianın utancıyla yaşayamayız. Dünya bu işleri nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmak zorundayız. Daha fazla önlem, daha kaliteli güvenlik sistemleri ve daha güçlü bir denetim.
Hemen belirtelim, Soma’daki madeni işleten şirket net bir şekilde sorumludur, kanun ve vicdan önünde yargılanmayı hak etmiştir. Madencilerin kaza anında sığınabileceği ‘yaşam odası’ olmadığı gibi sıradan güvenlik önlemleri bile alınmamış ve 301 can kaybedilmiştir.
Şimdi hepimize düşen, yüzümüzdeki bu kömür karasından temizlenmektir. Ama aynı zamanda yüreklerimizdeki kin ve nefret karasından da temizlenmek zorundayız. Düşünün ki 77 milyon tarifi imkânsız bir acıyı yaşarken bu ülkenin bir yazarı, “O çocuklar mitinglere gidip, para karşılığı en büyük Erdoğan diye bağırıyorlardı... E, bu durumda olanlar, onlara müstahaktır...” şeklindeki faşizan ifadelerle bütün bir topluma karşı kin ve nefret kusabilmektedir.
Böylesine vicdansızların gazeteci sayıldığı bir ülkede gazetecilik yapmak gerçekten vicdan yaralayıcı bir durum. Şu fotoğrafın altını çizmek durumundayım: Aylardır, “Türkiye’de basın özgürlüğü yok” diyen yüreği kararmış gazetecilik zihniyeti şimdi, “AK Parti’ye oy verdikleri için Soma madencilerinin ölmeleri müstahaktır.” ifadeleriyle kelimenin tam anlamıyla insanlık düşmanlığı yapmaktadırlar. Türkiye, insanlık ve demokrasi düşmanı bu faşist gazetecilik anlayışından derhal kurtulmak zorundadır.
Bir kez daha gördük ki bütün gazetecilik sermayesi Erdoğan düşmanlığından ibaret olan Doğan Grubu medyası ve paralel medyanın içindeki faşist zihniyet, bütün Türkiye’yi tarifsiz acılara gark eden Soma faciasından bile nefret üretmeyi başarmıştır!
Düşünebiliyor musunuz, bütün Türkiye dualarıyla, yardımlarıyla Soma için seferber olurken bu faşist zihniyet, “Erdoğan marketçiye tokat attı.” yalanını uyduracak kadar aşağılık bir yayıncılık yapmaktan çekinmemiştir.
Biliyorum insanlık düşmanı medya için bir anlam ifade etmeyecek ama ola ki hâlâ yüreklerinin bir köşesinde küçük de olsa bir insanlık kırıntısı kalmıştır diye Soma’daki şu fotoğrafı tarihe not olarak düşmekte yarar var.
Yerin 1.500 metre altından çıkarılıyor, ölümle hayat arasındaki o ince çizgide… Ölüm o kadar yakın ki… Sedyenin üzerinde nefes almaya çalışıyor. Böyle bir anda bile “Çizmelerimi çıkarın sedyeyi kirletmesin” cümleleri dökülüyor ağzından… Bu ne muhteşem bir edeptir, ne güzel bir insanlıktır… Günlerdir bu güzel insanlara karşı sefil bir gazetecilik anlayışı sergiliyorsunuz. İnsanlığınız da, gazeteciliğiniz de bu kadar işte…
Kaynak (http://www.aksam.com.tr/yazarlar/mehmet-ocaktan/erdogan-nefreti-insanliginizi-zehirliyor/haber-309237)
Akşam 19.05.2014
http://img51.imageshack.us/img51/2550/hedx.jpg
Erdoğan nefreti insanlığınızı zehirliyor
Bir kez olsun aklı selimle düşünüp böylesine iflah olmaz bir Tayyip Erdoğan nefretinin yavaş yavaş insanlığınızı da zehirlediğini görmüyor musunuz?
Bütün siyasi hesaplarınızı, ideolojik takıntılarınızı bir tarafa bırakarak sadece insan olmanın erdemiyle yaşadığımız acılara bakmak çok mu zor?
Soma'daki büyük facia hepimizin yüreğinde derin acılar bıraktı ve hepimiz büyük bir insanlık sınavından geçiyoruz. Yıllardır yaşadığımız büyük depremlerden maden kazalarına kadar pek çok felakette acıları birlikte yaşadık ama yaralarımızı da bütün bir toplum olarak birlikte sardık.
Şimdi de yaralarımızı birlikte sarıyoruz. Biz Müslüman bir toplumuz, dolayısıyla bu tür olaylarda işin kaza ve kader boyutunu her zaman dikkate alırız. Ancak bu durum, facianın sorumlularından hesap sormayı asla engellemez. İnanıyoruz ki siyasi iktidar da, yargı da facianın sorumluları hakkında gerekeni yapacak ve vicdanları rahatlatacaktır.
Ve artık Soma bir milat olmalıdır. Tam 301 insanımızı kaybettiğimiz bu facianın utancıyla yaşayamayız. Dünya bu işleri nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmak zorundayız. Daha fazla önlem, daha kaliteli güvenlik sistemleri ve daha güçlü bir denetim.
Hemen belirtelim, Soma’daki madeni işleten şirket net bir şekilde sorumludur, kanun ve vicdan önünde yargılanmayı hak etmiştir. Madencilerin kaza anında sığınabileceği ‘yaşam odası’ olmadığı gibi sıradan güvenlik önlemleri bile alınmamış ve 301 can kaybedilmiştir.
Şimdi hepimize düşen, yüzümüzdeki bu kömür karasından temizlenmektir. Ama aynı zamanda yüreklerimizdeki kin ve nefret karasından da temizlenmek zorundayız. Düşünün ki 77 milyon tarifi imkânsız bir acıyı yaşarken bu ülkenin bir yazarı, “O çocuklar mitinglere gidip, para karşılığı en büyük Erdoğan diye bağırıyorlardı... E, bu durumda olanlar, onlara müstahaktır...” şeklindeki faşizan ifadelerle bütün bir topluma karşı kin ve nefret kusabilmektedir.
Böylesine vicdansızların gazeteci sayıldığı bir ülkede gazetecilik yapmak gerçekten vicdan yaralayıcı bir durum. Şu fotoğrafın altını çizmek durumundayım: Aylardır, “Türkiye’de basın özgürlüğü yok” diyen yüreği kararmış gazetecilik zihniyeti şimdi, “AK Parti’ye oy verdikleri için Soma madencilerinin ölmeleri müstahaktır.” ifadeleriyle kelimenin tam anlamıyla insanlık düşmanlığı yapmaktadırlar. Türkiye, insanlık ve demokrasi düşmanı bu faşist gazetecilik anlayışından derhal kurtulmak zorundadır.
Bir kez daha gördük ki bütün gazetecilik sermayesi Erdoğan düşmanlığından ibaret olan Doğan Grubu medyası ve paralel medyanın içindeki faşist zihniyet, bütün Türkiye’yi tarifsiz acılara gark eden Soma faciasından bile nefret üretmeyi başarmıştır!
Düşünebiliyor musunuz, bütün Türkiye dualarıyla, yardımlarıyla Soma için seferber olurken bu faşist zihniyet, “Erdoğan marketçiye tokat attı.” yalanını uyduracak kadar aşağılık bir yayıncılık yapmaktan çekinmemiştir.
Biliyorum insanlık düşmanı medya için bir anlam ifade etmeyecek ama ola ki hâlâ yüreklerinin bir köşesinde küçük de olsa bir insanlık kırıntısı kalmıştır diye Soma’daki şu fotoğrafı tarihe not olarak düşmekte yarar var.
Yerin 1.500 metre altından çıkarılıyor, ölümle hayat arasındaki o ince çizgide… Ölüm o kadar yakın ki… Sedyenin üzerinde nefes almaya çalışıyor. Böyle bir anda bile “Çizmelerimi çıkarın sedyeyi kirletmesin” cümleleri dökülüyor ağzından… Bu ne muhteşem bir edeptir, ne güzel bir insanlıktır… Günlerdir bu güzel insanlara karşı sefil bir gazetecilik anlayışı sergiliyorsunuz. İnsanlığınız da, gazeteciliğiniz de bu kadar işte…
Kaynak (http://www.aksam.com.tr/yazarlar/mehmet-ocaktan/erdogan-nefreti-insanliginizi-zehirliyor/haber-309237)
Akşam 19.05.2014