CeVHeR
07-22-2008, 01:41
Anayasa Mahkemesi’nin, AKParti’nin kapatılma davasının görüşmelerini ne zaman yapacağı bugün açıklanacakmış!
Sizin için, bu görüşmenin “ne zaman yapılacağı”nın açıklanmasının bir önemi var mı?
Benim için hiç yok.
Ha yarın başlasınlar görüşmeye, ha bir hafta sonra. İsterlerse de bir ay veya bir yıl sonra..
Ne farkeder ki?
Önemli olan karara etki edecek tartışmalı konuların açıklığa kavuşturulması..
Örneğin!
Örneğin; Anayasa Mahkemesi, bir siyasi partinin kapatılma davasını görüşürken, yargılanan parti ile farklı siyasi partide politika yapmış bir üyenin de oy kullanıp kullanmayacağını merak ediyorum..
Öyle ya; 2002 seçimlerine, iki farklı parti rakip olarak giriyor. Biri DSP.. Diğeri AKParti.. DSP % 21 oydan, % 1.5 oya düşerek, seçmenden büyük bir tokat yiyor. AKParti ise, o seçimde (girdiği ilk seçim oluyor) % 34 oy ile birinci çıkıyor.
Şimdi; DSP’de bir zamanlar (1994 yıllarında) yöneticilik yapmış bir politikacı, AKParti’nin kapatılması davasında Anayasa Mahkemesi üyesi olarak oy kullanacak.. Böyle bir şeyi, insanın aklına getirmesi bile korkunç!
Ama maalesef, DSP’de politika yapmış Serruh Kaleli, yöneticisi olduğu partiyle muhalif olan bir partinin kapanıp kapanmayacağı konusunda belirleyici olacak!. Belki kapatılsın diyecek, belki devlet yardımı kesilsin diyecek..
Bunu demesi/dememesi önemli değil.. “Diyebilme konumunda olması”nı bile, insanın havsalası almıyor!
Dolayısıyla ben de merak ediyorum; Serruh Kaleli, AKParti’nin kapatılma davasında oy kullanacak mı?
Sadece Serruh bey değil.
Osman Ali Feyyaz Paksüt’ü de merak ediyorum.. “Bu muhterem kim?” diye sormayacağınızdan eminim.. Beyefendi; kapatılıp kapatılmayacağına karar verecekleri AKParti’den ihraç edilen Turhan Çömez’le, defalarca kapalı kapılar ardında görüşen bir kişi!
Ne görüştüler, neyi konuştular, niçin bu sıklıkla biraraya geldiler ayrı konu..
Bir partiden ihraç edilecek kadar o parti ile kavgalı bir isim, o partinin kapatılıp-kapatılmayacağı hakkında oy verecek olan hakimin yanına bile yaklaşmaması gerekmez miydi?
“O ne ki, adamın babası da CHP’den yıllarca bakanlık/milletvekilliği yapmış” diyeceksiniz!
El hak, doğru!
Babası; şimdi kapatılması istenen partinin amansız rakibi CHP’de bakanlık yapıyor, oğlan da bu partinin kapatılıp-kapatılmayacağına karar veriyor!
“Anayasa Mahkemesi, AKParti’yi ne zaman görüşecek” konusunu ben hiç merak etmiyorum.. Benim merak ettiğim, işte bu.. Bir mahkeme üyesi, kullanacağı oy ile babasının partisi lehine netice oluşturacaksa, hakimlikten çekilmeli değil mi?
Ya asker üyeler? Onları merak etmemek mümkün mü?
21. asırda, halktan % 47 oy almış bir parti hakkında verilen kararın altında, iki tane general var ise, bunu kime, nasıl anlatabiliriz ki?
Karar şu yönde olur, bu yönde olur... Hiç önemli değil..
Halkın çok büyük bir teveccüh ile iktidara taşıdığı siyasi partinin “kapısına kilit vurma” veya “kulağını çekme” tartışmasında, iki generalin oy kullanacak olması, hangi medeni ülkede var ki, bizim ülkede de normal karşılansın!
Ben; bu iki generalin, bu dava ile sınırlı da olsa, Anayasa Mahkemesi üyeliğinden çekilip-çekilmeyeceğini merak ediyorum..
İdeolojisi, fikri yapısı, siyasi görüşe tüm kamuoyu tarafından bilinen, Yekta Güngör Özden’in özel girişimleri ile Anayasa Mahkemesi üyesi olan Fulya Kantarcıoğlu hanımın, AKParti hakkındaki kapatma davasında oy kullanıp-kullanmayacağını merak ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı döneminde, CHP’nin adeta Çankaya temsilcisi gibi hareket eden, AKParti’nin hemen tüm kanunlarını, kararnamelerini geri çeviren Necdet Sezer’in, tamamen kendi keyfi iradesi ile seçtiği üyelerin, gönül rahatlığı ile oy kullanıp-kullanamayacaklarını merak ediyorum..
Ben; Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davasını ne zaman görüşeceğinden çok, iptal kararı verdiği/kapatma kararı verdiği dosyalarda, gerekçelerini kaç ay/kaç yıl sonra açıklayacağını öğrenmek istiyorum.
Yoksa, “Kapattık. 10/20/30 kişinin milletvekilliğinin düşürülmesine karar verdik” veya “devlet yardımının kesilmesine karar verdik” kararının ne gün açıklanacağının ne manası var?
Önemli olan; o kararın, toplumun vicdanını yaralamaması!
Bir üyesi; eski politikacı... Bir üyesi; kapatılmak istenen partiden ihraç edilmiş milletvekili ile sabah-akşam görüşen... İki üyesi; general... Böyle bir heyetin vereceği kararın kamuoyunda objektif karar olarak algılanmayacağı açıkken; bu üyelerin heyetten niçin çekilmediklerinin izah edilmediği bir ortamda, kararın ne gün açıklanacağının ne önemi var?
Bence hiç önemi yok.. İsterseniz, “Başsavcı, iddianameyi verdiğinde, bizim kararımız hazırdı zaten” bile diyebilirsiniz!
Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 22/07/2008
Sizin için, bu görüşmenin “ne zaman yapılacağı”nın açıklanmasının bir önemi var mı?
Benim için hiç yok.
Ha yarın başlasınlar görüşmeye, ha bir hafta sonra. İsterlerse de bir ay veya bir yıl sonra..
Ne farkeder ki?
Önemli olan karara etki edecek tartışmalı konuların açıklığa kavuşturulması..
Örneğin!
Örneğin; Anayasa Mahkemesi, bir siyasi partinin kapatılma davasını görüşürken, yargılanan parti ile farklı siyasi partide politika yapmış bir üyenin de oy kullanıp kullanmayacağını merak ediyorum..
Öyle ya; 2002 seçimlerine, iki farklı parti rakip olarak giriyor. Biri DSP.. Diğeri AKParti.. DSP % 21 oydan, % 1.5 oya düşerek, seçmenden büyük bir tokat yiyor. AKParti ise, o seçimde (girdiği ilk seçim oluyor) % 34 oy ile birinci çıkıyor.
Şimdi; DSP’de bir zamanlar (1994 yıllarında) yöneticilik yapmış bir politikacı, AKParti’nin kapatılması davasında Anayasa Mahkemesi üyesi olarak oy kullanacak.. Böyle bir şeyi, insanın aklına getirmesi bile korkunç!
Ama maalesef, DSP’de politika yapmış Serruh Kaleli, yöneticisi olduğu partiyle muhalif olan bir partinin kapanıp kapanmayacağı konusunda belirleyici olacak!. Belki kapatılsın diyecek, belki devlet yardımı kesilsin diyecek..
Bunu demesi/dememesi önemli değil.. “Diyebilme konumunda olması”nı bile, insanın havsalası almıyor!
Dolayısıyla ben de merak ediyorum; Serruh Kaleli, AKParti’nin kapatılma davasında oy kullanacak mı?
Sadece Serruh bey değil.
Osman Ali Feyyaz Paksüt’ü de merak ediyorum.. “Bu muhterem kim?” diye sormayacağınızdan eminim.. Beyefendi; kapatılıp kapatılmayacağına karar verecekleri AKParti’den ihraç edilen Turhan Çömez’le, defalarca kapalı kapılar ardında görüşen bir kişi!
Ne görüştüler, neyi konuştular, niçin bu sıklıkla biraraya geldiler ayrı konu..
Bir partiden ihraç edilecek kadar o parti ile kavgalı bir isim, o partinin kapatılıp-kapatılmayacağı hakkında oy verecek olan hakimin yanına bile yaklaşmaması gerekmez miydi?
“O ne ki, adamın babası da CHP’den yıllarca bakanlık/milletvekilliği yapmış” diyeceksiniz!
El hak, doğru!
Babası; şimdi kapatılması istenen partinin amansız rakibi CHP’de bakanlık yapıyor, oğlan da bu partinin kapatılıp-kapatılmayacağına karar veriyor!
“Anayasa Mahkemesi, AKParti’yi ne zaman görüşecek” konusunu ben hiç merak etmiyorum.. Benim merak ettiğim, işte bu.. Bir mahkeme üyesi, kullanacağı oy ile babasının partisi lehine netice oluşturacaksa, hakimlikten çekilmeli değil mi?
Ya asker üyeler? Onları merak etmemek mümkün mü?
21. asırda, halktan % 47 oy almış bir parti hakkında verilen kararın altında, iki tane general var ise, bunu kime, nasıl anlatabiliriz ki?
Karar şu yönde olur, bu yönde olur... Hiç önemli değil..
Halkın çok büyük bir teveccüh ile iktidara taşıdığı siyasi partinin “kapısına kilit vurma” veya “kulağını çekme” tartışmasında, iki generalin oy kullanacak olması, hangi medeni ülkede var ki, bizim ülkede de normal karşılansın!
Ben; bu iki generalin, bu dava ile sınırlı da olsa, Anayasa Mahkemesi üyeliğinden çekilip-çekilmeyeceğini merak ediyorum..
İdeolojisi, fikri yapısı, siyasi görüşe tüm kamuoyu tarafından bilinen, Yekta Güngör Özden’in özel girişimleri ile Anayasa Mahkemesi üyesi olan Fulya Kantarcıoğlu hanımın, AKParti hakkındaki kapatma davasında oy kullanıp-kullanmayacağını merak ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı döneminde, CHP’nin adeta Çankaya temsilcisi gibi hareket eden, AKParti’nin hemen tüm kanunlarını, kararnamelerini geri çeviren Necdet Sezer’in, tamamen kendi keyfi iradesi ile seçtiği üyelerin, gönül rahatlığı ile oy kullanıp-kullanamayacaklarını merak ediyorum..
Ben; Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davasını ne zaman görüşeceğinden çok, iptal kararı verdiği/kapatma kararı verdiği dosyalarda, gerekçelerini kaç ay/kaç yıl sonra açıklayacağını öğrenmek istiyorum.
Yoksa, “Kapattık. 10/20/30 kişinin milletvekilliğinin düşürülmesine karar verdik” veya “devlet yardımının kesilmesine karar verdik” kararının ne gün açıklanacağının ne manası var?
Önemli olan; o kararın, toplumun vicdanını yaralamaması!
Bir üyesi; eski politikacı... Bir üyesi; kapatılmak istenen partiden ihraç edilmiş milletvekili ile sabah-akşam görüşen... İki üyesi; general... Böyle bir heyetin vereceği kararın kamuoyunda objektif karar olarak algılanmayacağı açıkken; bu üyelerin heyetten niçin çekilmediklerinin izah edilmediği bir ortamda, kararın ne gün açıklanacağının ne önemi var?
Bence hiç önemi yok.. İsterseniz, “Başsavcı, iddianameyi verdiğinde, bizim kararımız hazırdı zaten” bile diyebilirsiniz!
Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 22/07/2008