fatih kısaparmak balon baskılı balon Merve Şebnem Oruç - Etiyopya'nın Yetimleri, Dünyanın Yetimleri - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Merve Şebnem Oruç - Etiyopya'nın Yetimleri, Dünyanın Yetimleri


Cihannur
10-17-2014, 04:27
Merve Şebnem Oruç

http://s25.postimg.org/5lys5yv1b/merve_sebnem_oruc.png (http://postimage.org/)

Etiyopya'nın yetimleri, dünyanın yetimleri

İtiraf etmeliyim ki, İHH İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile Kurban Bayramı'nda çıktığım Etiyopya yolculuğuna kadar, yetim sevindirmenin önemi ve değeri üzerine pek bir şey bilmiyormuşum. Evet, insan olmanın, yardımsever ve hayırsever olmanın kıymeti üzerine sıkça konuşuyoruz, yazıp çiziyoruz, birbirimize hayırsever ve yardımsever olmayı öğütlüyoruz, yakın çevremizde bazı pratikleri uygulamaya gayret ediyoruz ama şahsım adına, bu bağlamda geçmişe baktığımda hep dikkatli olmaya çalışsam da, konunun ağırlığını, olması gerektiği kadar yüreğimde hissedememişim. Gerektiğinden, hak ettiğinden çok çok az üzerinde durmuşum. Küt diye çarpmamış yüzüme hiç tanımadığım bir yetimin karşı karşıya kaldığı zorluklar... Bir gece düşmemiş aklıma hiç bilmediğim yerlerde yetim kalan bebelerin derdi... Dert edinmemişim bugüne kadar anasız-babasız kalan ötekilerin hayatta kalabilmek uğruna nasıl bir sınav, nasıl bir mücadele verdiğini... Üzgünüm.

Başka şeyler için de üzgünüm. 'Mutluluk' kelimesinin, 'sevgi' kelimesinin şiir, masal kitaplarında donup kalmasına üzülüyorum mesela. 'Merhamet' kelimesinin, izlediğimiz, okuduğumuz haberlere uzaktan acımayı, 'paylaşmak' kelimesinin sosyal medyada 'Share butonu'na basmayı çağrıştıran bir ifade olmasına üzülüyorum. Bunların sadece birer kelime olmasına kederleniyorum. Kalbin; sevgiyle, coşkuyla, hüzünle, heyecanla gümbür gümbür çarpması gerekirken mobil cihazlarda bir 'smiley, bir 'emoji' hâline gelmesine üzülüyorum.

Ama seviniyorum da. Bunları fark etmek nasip olduğu için seviniyorum en basitinden. Vahşi dünyadan hallice iş yaşantımızın, yarın kaygısıyla, dedikodu endişesiyle, geçmişin kırıklıklarıyla dolu iç dünyamızın çevresine ördüğümüz duvarları elle tutulur şekilde hissettiğim, fark ettiğim, 'uyandığım' için seviniyorum. Kelimelere hapsettiğimiz tüm o duygularla yeniden karşılaştığım için seviniyorum. Dünyanın gördüğümüz dertlerinin, görmediğimiz dertlerinin yanında okyanusta bir damla olduğunu fark edebildiğim için de seviniyorum aslında.

Bunu yapan Etiyopyalı çocuklar... Etiyopyalı yetim çocuklar... Nasıl yaptılar hayretler içindeyim. Çıplak ayaklarıyla, yokluğun, hiçliğin ortasında, ellerinde avuçlarında hiçbir şey yokken, o kadar güçsüz ve o kadar zayıfken nasıl yıkabildiler, nasıl yıkıp indirebildiler tüm duvarlarımı? Başını okşadığındaki utangaç gülüşleri, sadece bir balonu beraber şişirdiğinde attıkları o neşeli 'dünyalar benim oldu' kahkahaları nasıl bir vuruşta yerle bir etti onlarca yılda, binlerce kederle örülmüş o kalın duvarları? Nasıl o kadar çelimsiz ve zayıfken bu kadar güçlüydüler? Nasıl o kadar çaresizken bu kadar becerikliydiler? Nasıl madden o kadar fakirken manen bu kadar zengindiler?

Onlar mı bize yardım etti, biz mi onlara yardım ziyaretinde bulunduk bilmiyorum. Yardım gönüllülerinin yardımlarını onlara ulaştırdık ama o yetimlerin bize karşılığında verdikleri hediyeleri vicdan sahibi gönüllülere, yüreği kocaman yardımseverlere nasıl ileteceğimizi bilmiyorum. Açıkçası hem deli gibi kahkaha atıp hem hüngür hüngür nasıl ağladığımı da bilmiyorum. O duygu cümbüşünü, o bereketi, o aynı dünyada insan olma, tek ümmetin evladı olma hissiyatını bize nasıl verdiler, tarif etmeye çalışıyorum, beceremiyorum. Bir yazar, duygularını tarif edemez mi? Edemezmiş. Kelimelere hapsettiğimiz 'sevgi', 'şefkat', mutluluk', 'paylaşma', 'merhamet' meğer kelimelerle tasvir edilemezmiş. O kocaman gülüşlerini, güzel gözlerini unutamıyor, yazıyı bir yana bırakıp, açıp fotoğraflarına hasretle tekrar tekrar bakıyorum.

Ama Allah yüzüme gülüyor. İki sabah önce uyanıp pencereyi açtığımda az ötedeki ana caddede bu hafta sonu İstanbul'da İHH'nın dünyanın yetimlerini buluşturacağını söyleyen bir pankart çarpıyor hemen gözüme. Algıda seçicilik... 10 gün önce bu kadar hızlı fark eder miydim? Zannetmiyorum. Hemen takvimimi açıp bir temizlik yapıyor ve bu önemli randevuyu kaydediyorum. Tarih: 18 Ekim Cumartesi Saat: 14:00 Yer: Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu.

Etiyopya'da tadıp doyamadığım o duyguyu bir daha yaşamak için bu hafta sonu İHH 6. Uluslararası Çocuk Buluşması'na gideceğim. Burada kelimelerle ifade edemediğim o duygusal şöleni, nasibinizde var olanların yaşayabilmesi, benim gibi geç idrak edenlerin yetimin derdiyle dertlenmesi, gülüşüyle neşelenmesi için, herkesi bu buluşmaya davet ediyorum. Belki İHH'nın 'Sponsor Aile Sistemi' programını daha iyi kavrar, katılım sağlar, onlarca ülkeden yükselecek yetim gülüşleriyle neşelenir, dünya yetimlerinin dualarından nasipleniriz. Abartmıyorum, hasretle beklenen sevgiliyi yeniden görecekmiş gibi heyecanlıyım. Belki anlamayan, hoş görmeyenler çıkacak, hakir görecek, dalga geçecek. Olsun, söylemek zorundayım, yerimde duramıyorum.

Kaynak (http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/mervesebnem.oruc%40yenisafak.com.tr/etiyopyanin-yetimleri-dunyanin-yetimleri/56427)

Yeni Şafak 16.10.2014