fatih kısaparmak balon baskılı balon O NDAN SONRA... - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : O NDAN SONRA...


AkSa- 34
09-19-2007, 23:17
O’NDAN SONRA...

Kişiliği ve niteliği her ne olursa olsun hiçbir insan O’nun kadar sevilmedi. Hiçbir faninin ölümü geride kalanları O’nunki kadar yakmadı. Hiçbir yaratılmış vefatının üzerinden bu kadar uzun zaman geçmesine rağmen hala bu kadar diri ve sevgili olamadı. Öyle ki, Guinness’e geçecek biçimde, şu 21. yy. da bile dünya da en çok kullanılan erkek ismi O’nun ismi oldu.

Ama O’nun tadını O’nu yaşayarak almışların, O’ndan geride kaldıkları zaman içine düştükleri acı ve keder, destansı boyutlara ulaşmıştır.

Eşi Ümmü Seleme anlatıyor:
- O vefat ettiği gün biz bir araya toplandık. Hep ağlıyorduk. O gece sabaha kadar uyumadan ağladık. Cenazesini aramızda görmekle biraz teselli bulduk. Seher vaktiydi, ansızın kazma kürek seslerini işittik. Ağlamamız şiddetlendi. Mescide toplanmış olan arkadaşları da ağlıyordu. Adeta bütün Medine tek bir hıçkırık olmuş, sarsılıyordu. Derken Bilal sabah ezanını okudu. “Muhammed” dediğinde ızdırap, artık dayanılmaz noktadaydı.

Cenazesini defneden arkadaşlarının önünü biricik evladı kızı Hz. Fatma kesiyor ve hesap soruyordu.
- O’nu toprağa gömüp te evinize dönmeye gönlünüz nasıl razı oldu. O gül bedene nasıl kıyabildiniz?

Her müslüman bir yana savruldu. Bütün başlar eğikti. Bütün omuzlarda ve bedenlerde deprem vardı. Bütün diller suskundu.

Geride bıraktığı acı vefatını takip eden ilk günlerle sınırlı kalmamıştı. Arkadaşlarının bir kısmı hala aynı şehirde oturmaya ve her gün O’na ait bin çeşit anıyı yaşamaya güç yetiremeyeceklerini anladılar. Medine’yi terk ettiler. Bunlardan biri Habeş’li Bilal’di. Şam’a gitti ve o günden sonra bir daha ezan okuyamadı. Çünkü ezanın içinde “Muhammed” vardı. Bir istisna hariç. Şam’da bir gece rüyasında O’nu gördü.
-“Ey Bilal” diyordu, “beni üzdün. Komşuluğumu bıraktın. Beni ziyaret etmiyorsun.” :'( :'(

Bilal üzerinden örtüyü attı ve Medine yoluna düştü. Ezan okumasını istediler. Israr ettiler. Dayanamadı. O’nun günlerindeki yerine çıktı. Vakit öğleydi. Elini kulağına götürdü.
- “Allahuekber”, dediğinde Bilal’in sesini çok iyi tanıyan, suskunluğunun sebebini çok iyi bilen ve yıllardır Bilal’in sesine de vefatıyla onu susturan sebebe de hasret duyan Medine halkı bir kıyamet manzarasını andırır biçimde sokaklara döküldü. Hz. Muhammed’in dirildiğini düşünmüşlerdi. Ezanı bitiren Bilal:
- “Dostlar, sizlere müjdeler olsun” dedi, O’na ağlayan göz cehenneme girmez”

Arkadaşlarından birinin ayağının siniri kasılmıştı. Yanındaki bir tavsiyede bulundu.
- İnsanlardan en sevdiğinin ismini an, iyileşsin.
- “Muhammed”, dedi

Hz.Ömer’in oğlu Abdullah O’nun ardından kendi vefatına kadar yıllarca O’nun adını her andığında, ağladı.

On sene hizmetine bakan o haşarı çocuk Enes, yüz yaşındaydı, çevresini saran torunlarına anlatıyordu.
- Sevgilimden ayrılalı seksen sene oldu ve Allah’a yemin ederim O’nu rüyamda görmediğim bir tek gece geçirmedim.

Uzun söze ne gerek… Bir Fransız tarihçinin deyimiyle “O insandan büyük, Tanrıdan küçüktü. O, Hz. Muhammed’di. Binler selam…