Orijinalini görmek için tıklayınız : Örtülü ama çıplak!
Kur'ânTalebesi
02-08-2011, 12:44
http://a2.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc6/166833_175281019183724_100001054809566_424294_3570 875_n.jpg
Tesettür üzerine yazdığım yazılar oldukça ilgi gördü. Son yazımı bazı kardeşler anlamada zorlandı. Bu yazımın dikkat çekmesi için tercih ettiğim başlığı yanlış yorumladılar. Bu başlığı özellikle tercih ettim. Çünkü Müslüman hanımların tesettürde savrulmasını çok ciddi bir problem olarak görüyorum.
İslamın muhalifleri en çok kadınlar üzerinden saldırıyorlar. Her türlü şer işlerinde maalesef hanım kardeşlerimi kullanıyorlar. Onları birer ticari meta olarak görüyor ve kendi menfur işlerine alet ediyorlar. Bizim de gördüğümüz hataları acıtsa da söylememiz ve uyarmamız gerekiyor. Uyarılarımızı incitmeden kavl-i leyyin ile yapmak en güzelidir. Eğer bu şekilde anlaşılmıyorsa başka şekilde de uyarılar yapılabilir.
Rabbimiz cennetle müjdelediği gibi cehennemle de tehdit etmiştir. Sevgili Peygamberimiz sav tatlı tatlı anlattığı gibi yeri geldiğinde alnındaki damar kızdığını belli edecek şekilde hiddetlenerek de söz söylemiştir. Bizler de söz söylerken her iki durumu da göz önünde bulundurmalıyız diye düşünüyorum.
Allah’ın haramlarını, yasaklarını söylemeyecek miyiz? Doğru bildiklerimizi söylemezsek Allah bunun hesabını bizden sormaz mı? Allah aşkına söyler misiniz bu gün Müslüman kadınların tesettürü ne kadar tesettüre uygun? Başında bir avuç başörtüsü, belden yukarısında daracık, bütün hatlarıyla vücudunu teşhir eden bir giysi, altında yine aynı evsafta bir pantolon veya diz kapakta ve tıklım tıkış bir etek tesettürle ne alakası var? Allah’ın emrettiği tesettür bu mu? Ya genç kızlarımızın kollarını dirseklerine kadar sıvayarak sağladıkları tesettüre ne demeli? Hele bu kıyafete bir de makyaj eklendi mi sormayın gitsin. Yanında elinde bir de sigara varsa aksesuar tamamlanmış oluyor. Ondan sonra bir de buna flörtlü yaşamı eklerseniz tamamlanıyor.
Gel de söyleme sözü. Behey Müslümanlar böyle bir tesettür anlayışını bize kim öğretti? Allah’ın dininde bunlar yok. Rasulü sav bize böyle bir şey bırakmadı. Nefislerimiz ilahlaştı. Gençlerimiz söz dinlemez hale geldi. Anne ve babalar ses çıkaramaz oldu. Bu gidiş hayra gidiş değildir. Allah aşkına aynanın karşısına geçip kendimize bir bakalım? Bu halimle Allah ve Rasulü sav benden razı mı diye soralım.
Hem söyler misiniz bana, güzel kokular sürünerek, makyajlanarak dışarı çıkmanın cevazını hanımlara kim söyledi? Sevgili Peygamberimiz sav bunu çok açık ve net bir şekilde Müslüman hanımlara yasaklamadı mı? Müslüman hanımlar eşlerine yapması gereken hazırlıkla kendilerini dışarıya atıyorlar. Eşlerinin yanında birçok kadın bu hassasiyeti maalesef göstermiyor. Onlarca şikâyet alıyorum bu konuda.
Müslüman hanım yürümesine de dikkat edecek. Yüksek topuklu ayakkabıyla kırıta kırıta yürümesini Allah sevmez. Kitabımızda bu “Teberrüc” kelimesiyle ifade edilmiştir. Ahzap suresinin otuz üçüncü ayetinde geçer. Bu kelimeyi İslam âlimleri geniş geniş izah etmişlerdir. İşte onlardan bir kaçı:
Zemahşeri'nin izahına göre, kadının zinetlerini erkeklere açması ve güzelliklerini göstermek amacıyla açılmasıdır. Yani kadının güzel görünmek için yaptığı her şey teberrüctür ve yabancıya karşı yapılması haramdır. Kadın yaşlı bile olsa durum aynıdır. Zira gerçekten çok ileri yaşlarda bile kadınlar, çeşitli makyaj malzemeleri sebebi ile câzip görünebilmekte ve şehvetin uyanmasına sebep olabilmektedirler.
Kurtubî: "Kadının vücudunun şeklini belirten ince iki elbise giymesi de "Teberrüc" cümlesindendir. "Zira Allah Resulü böylelerini, giyinen çıplaklar olarak vasıflamıştır" der.
İbnü'l-Arabî: "Giyili olarak sayılmaları, üzerlerinde, elbise bulunduğundan, çıplak olarak nitelenmeleri ise, elbiselerinin ince olup içlerini belli etmelerinden ve çekici yönlerini belirtmelerindendir" der.
Ya da giyili olmaları, elbiseli olmalarını, çıplak sayılmaları da takvâdan soyulmuş olmalarını gösterir. Zira Allah, "Takvâ elbisesi daha hayırlıdır" buyurur.
Katâde ve İbn Ebi Nacîh: Kadınların kırıtarak, kırıla-döküle nâzu neşve yapmaları;
Mukâtil: Kadının başörtüsünü bağlamadan başına koyması, böylece gerdanlığının, küpelerinin ve boynunun açılması;
el-Müberrid; kadının örtmesi gereken güzelliklerini göstermesi "teberrüc"dür, derler.
Bu konuyu bir de Rabbimizin bize gönderdiği Kitabımızdan okuyalım mealen:
(Çoğu zaman, vakarla) evlerinizde oturun, dışarıya da evvelki câhiliye zamanı/İslâm öncesi kadınlarının çıkışı gibi (çıkıp) süslenip kendinizi teşhir ederek çıkmayın. (Ahzap Suresi, ayet: 33)
Bir de bundan önceki yazımızda da konuşmasından istifade ettiğimiz değerli alimlerimizden Prof.Dr. Orhan Çeker Hocamızın değerlendirmesini de burada önemine binaen sizlerle paylaşıyorum:
Hasılı tesettürlülerin örtünmelerini yeniden kontrolden geçirmeleri gerekir. Tesettür, örtünme oluyor ama acaba bu örtünme ne kadar İslamî kıyafet anlayışına uygun, bunun gözden geçirilmesi lazım. Bu konuda iki tane ana problem var: DAR GİYİNME ve TEBERRÜC. Dar giyinme malesef ciddi bir problem. Kıyafet vucüt hatlarını belli etmeyecek şekilde bol olmalı ki İslamî olsun. Mesela omuzdan aşağıya baktığında düz çizgi gibi iniyorsa o boldur. Ama elbise (pardesü vs.) omuzdan aşağıya doğru girintili/çıkıntılı iniyorsa, hele kemer gibi birşey de takıldıysa, hey hanımlar hem kendinizi kandırmayın hem de ALLAH’ı kandırmaya kalkmayın. Çünkü ALLAH kanmaz kendinizi kandırırsınız. TEBERRÜC’e gelince; lütfen Nur suresi 60 ile Ahzab suresi 33. ayetlerin tefsirlerine bi-zahmet bakın. Teberrüc; giyimde, renk seçiminde, konuşma ve yürüme tarzında dikkat çekici davranmak demektir. Hanımlar hem örtünüyor hem de kaş aldırma, dikkat çekici makyaj, dikkat çekici gözlük, dikkat çekici konuşma, yürüme ile ortalıkta dolaşıyorsa bu hanımlar lütfen "ben tesettürlüyüm" demesinler. Kimsenin giyimine karışmıyorum ama, bir hanım tesettür iddiasındaysa yukarıdakileri ona hatırlatma mecburiyetim var. Tabii ki erkekler de bu anlayış ve kaideden hariç değildir. Yapışık pantolonların İslam'la ilgisi yoktur, hatırlatıyorum.
Sözümüzü Sevgili Peygamberimizin mübarek sözleriyle tamamlayalım:
Ebu Hureyre ra şöyle dedi:
“Rasulullah sav: 'Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, onların mislini görmedim. Birinci sınıf; beraberlerindeki sığırkuyruğuna benzer kırbaçlarla insanları döver bir topluluktur. İkinci sınıf; elbiseli çıplak, erkekleri kendilerine meyil ettiren, salınarak yürüyen, başları Horasan devesinin hörgücü gibi meyil edici kadınlardır. Bu kadınlar, cennete giremez, onun kokusunu da bulamaz. Şüphesiz onun kokusu, şöyle ve şöyle mesafeden bulunur' buyurdu.”
Müslim (2128/125)
Ebu Hureyre ra şöyle dedi:
“Rasulullah sav kadının giysisini giyen erkeğe, erkeğin giysisini giyen kadına lanet etti.”
Ebu Davud (4098) Nesei (9253-Kübra)
İbni Ebi Müleykete şöyle dedi:
“Aişe r.anha’ya:
− Bir kadın erkek ayakkabısı giyiniyor denildi. Bunun üzerine Aişe r.anha:
− Rasulullah sav kadınlardan erkekleşenlere lanet etti dedi.”
Ebu Davud (4099)
Selam ve dua ile…
Kardeşiniz
Ahmet Bulut
Çok güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler dicek bişey bırakmamış bize onları gördükçe kendimden utanıyorum Allah hepimize Ahlakı ve dini güzel olan bir eş nasip etsin.
Mubarek eklediğiniz resmi görünce birde gözleri kapalı tuhaf oldum korktum.:)
Yazının içeriği mükemmel.
Özgür Çağrı
02-08-2011, 14:25
Ahmet Bulut Hocam (:
Sohbeti ayrı bir güzel
Namaz Gönüllüsü
İnsanları Kuranla Dirilişe Çağırıyor
Ne güzel ...
http://i1102.hizliresim.com/2011/2/6/4971.jpg
Ayrıca Forumda ''Kur'an'la Yaşamak Kitabını Beraber Okuyoruz (:
Bekliyorum Bergüzar abla ..
http://www.akpartiforum.com/beraber-okuyoruz-kuranla-yasamak-ahmet-bulut-t143456.html?t=143456
Kur'ânTalebesi
02-08-2011, 14:29
Ayrıca Forumda ''Kur'an'la Yaşamak Kitabını Beraber Okuyoruz (:
Bekliyorum Bergüzar abla ..
http://www.akpartiforum.com/beraber-okuyoruz-kuranla-yasamak-ahmet-bulut-t143456.html?t=143456
Ablasi konuyu görmüstüm ve içim ciz etmisti :) Buralarda bir türk kitap evi bulunsa bende sizinle okumak isterdim... InsaAllah internetten yapacagim bir dahaki siparis listesine Ahmet Bulut'un kitabini da ekleyecegim :)
İntifada
02-09-2011, 03:06
yani yazıdan alıntı yaparak şu kısım muhteşem demek istiyorum...
ama ahmet bulut ağabey öyle bir yazmış ki yazının tamamını alıntılamam gerekir...
tek kelimeyle olağanüstü bir yazı...
ve bir çok konuda bize yardımcı olacaktır...
sabitlenmesini rica ediyorum...
resimdeki de renklere çok meraklı galiba...
başında taşıdığı ayetin farkında bile değil...
kadına el kalkmaz ama bu kadın dayağı hak ediyor...
ak sevda
02-09-2011, 16:41
çok güzel bir yazı
Rabbim bizi doğru yoldan ayırmasın.
:ayutandım::ayutandım::ayutandım:
Rabbim hakiki takva sahiplerinden olabilmeyi,iffet ve edepte Fatıma annemizin yolundan gidebilmeyi nasib etsin...
eyvAllah abla:saygılar:
tree_life
02-09-2011, 17:35
ALLAH RAZI OLSUN PAYLAŞIMLAR İÇİN
MEÇHUL ADAM
07-17-2012, 10:47
R5rnblHZy7M
Son zamanlarda hayli sayıları artan, sözde kendisini "tesettürlüyüm" diye zanneden bu tür kadın ve kızların sayısının artması, onların tesettürle ilgili hiçbir bilgisi olmadığı açıkça belli olmuştur.
MEÇHUL ADAM
07-17-2012, 10:50
Ebubekir Sifil Yazdı "Giyinik Çıplaklar"
Soru
"Muhterem Hocam, Müslim Cennet 52 nolu Hadis-i Şerifte buyurulan, "Cehennemliklerden kendilerini dünyada henüz görmediğim iki grup vardır; diğeri de giyinmiş oldukları halde çıplak görünen ve öteki kadınları kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır " hadisinde geçen "giyinik çıplaklar"dan ve özellikle "başları deve hörgücü gibi" olanlardan murad nedir? Yani bugün toplumun genelinde kadınların yaptıkları topuz bu ifadeye dâhil olabilir mi? Bir de topuzlu saçlar ile kılınan namazların kabul edilmeyeceğine dair hadis-i şerif varid mi?
Cevap
Soruda geçen hadis; Mâlik, Müslim, Ahmed b Hanbel ve daha başka imamlarca nakledilmiştir ve sahihtir [1] Teberrüken İmam Müslim'in naklettiği bir varyantı zikredelim: "Cehennemliklerden, görmediğim iki sınıf vardır (Biri) yanlarında sığır kuyrukları gibi kamçılar bulunup, onlarla insanları döven bir kavim, (diğeri de) giyinmiş çıplak, sallanarak yürümeyi öğreten, kırıtkan, başları develerin eğilmiş hörgüçleri gibi birtakım kadınlar Bunlar cennete giremeyecek, onun kokusunu da duyamayacaklardır Hâlbuki onun kokusu şu kadar ve şu kadar uzaktan duyulacaktır "
Burada zikredilen sınıflardan ilki, yönetici pozisyonunda bulunan ve sorumluluğunu taşıdığı insanlara zorbalıkla hükmedenlerdir Bu anlamda devlet yönetenlerden yanında çırak çalıştıran esnafa kadar herkes eğer işini zorla, baskıyla, dayatmayla yürütüyorsa bu hadisin anlattığı sınıfa dâhil olur
İkinci sınıfa –ki sorunun mihveri de onlardır– gelince, hadiste gerçekten son derece beliğ ve çarpıcı bir ifade kullanıldığını görüyor ve Efendimiz (s a v)'in "cevamiu'l-kelim" olma özelliğini bir kere daha müşahede ediyoruz "Giyinmiş çıplak" (kâsiyâtun âriyât) ifadesi birkaç türlü anlaşılabilir:
1 Çok ince olup altını gösteren elbise giyen kadınlar
2 Dar olup vücut hatlarını belli eden elbise giyen kadınlar
3 Bedenin bir kısmını örttüğü halde bir kısmını açıkta bırakan elbise giyen kadınlar
Bu maddelerin hepsi bir hususu işaret etmektedir: Hadiste bahse konu edilen kadınların üzerinde "elbise" namıyla bir şeyler bulunmakla birlikte, o elbiseden beklenen "örtme/gizleme" olgusu gerçekleşmez Dolayısıyla kadının cinselliğine dikkat çeken ve çekiciliğini artıran her türlü elbise hadisin kapsam alanı içine girer
Kadının başını deve hörgücü gibi yapmasından maksat, saçını topuz yaparak bağlamasıdır ki, bunun da dikkat çekmek için yapılacağı açıktır Normalde müslüman kadın sokağa çıktığında örtünmeye ve dikkat çekmemeye mümkün olduğunca özen göstermelidir Oysa hadiste anlatılan kadınların özellikleri bir arada düşünüldüğünde iffet, haya, vakar, ciddiyet gibi Müslüman şiarlarının çok uzağında bir manzaranın söz konusu olduğunu görüyoruz Onlar –yine hadiste ifade buyurulduğu gibi– giyim-kuşamlarıyla, yürüme tarzlarıyla, tavır ve davranışlarıyla fitneye, fahşaya çağıran kadınlardır ve bu özellikleriyle toplumda münkeratın yayılmasına önayak olmaktadırlar
Hadiste geçen bir hususa daha işaret edelim: Söz konusu kadınlar "mümîlât" olarak tavsif edilmiştir Bu kelime de birkaç türlü anlaşılabilir:
1 Salınarak ve kırıtarak yürümeyi –kendisi yaptığı gibi başkalarına da doğrudan veya dolaylı biçimde telkin eden kadınlar
2 Saçını dikkat çekecek şekilde tepesinde toplatan, bu işi başkasına yaptıran kadınlar
Her iki şıkta da söz konusu kadınların cinselliği ön plana çıkaran bir tavır içinde oldukları ve bu tavrı bir şekilde başkalarına da telkin ederek yaygınlaştırmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır
Bu hadisten, saçını topuz yapan bütün kadınlar anlaşılabilir mi? Bir kadın, hadiste anlatılan diğer özellikleri da taşıyorsa evet, o özellikleri taşımıyor ve bunu dikkat çekmek için ve dikkat çekecek şekilde yapmıyorsa hayır
Ebubekir Sifil
[1] Hadis için bkz el-Muvatta, "Libâs", 4; Müslim, "Libâs", 125, "Cennet", 52; Ahmed b Hanbel, II, 223, 355, 440
..
Serde Gençlik ve Zayıflık olunca böyle oluyor..Düzelir inşaallah.
Bunun bir vahşet ve sanki cehennemlik güruhu gibi sunulma tarzı hiç hoşuma gitmiyor...
toplum olarak tebliğ usulümüzü gözden geçirmeliyiz...
bizim görevimiz onların boy boy resimleri videolarını ibretlik diye sergilemek değil,
Rabbimizin bize bildirdiklerini sunmak....
Bunun bir vahşet ve sanki cehennemlik güruhu gibi sunulma tarzı hiç hoşuma gitmiyor...
toplum olarak tebliğ usulümüzü gözden geçirmeliyiz...
bizim görevimiz onların boy boy resimleri videolarını ibretlik diye sergilemek değil,
Rabbimizin bize bildirdiklerini sunmak....
İşte budur kardeşim bize düşen ....
Ve bilesiniz ki o yerden yere vurduğunuz bizim Din KARDEŞLERİMİZDİR.
Tesettürlüsü de bizim dekoltesi de bizimdir yani DERT BİZİMDİR
Fatih Hakan
07-17-2012, 18:24
Çok güzel bir paylaşım olmuş
Bunun bir vahşet ve sanki cehennemlik güruhu gibi sunulma tarzı hiç hoşuma gitmiyor...
toplum olarak tebliğ usulümüzü gözden geçirmeliyiz...
bizim görevimiz onların boy boy resimleri videolarını ibretlik diye sergilemek değil,
Rabbimizin bize bildirdiklerini sunmak....
Sosyolojik meselelerde ötekileştirmek yahutta düşman bir guruh haline getirmek yahutta algı perspektimizi doğru tanımlamak çok önemlidir ! Lakin tebliğ üslubu gafletin, nefsin ağırlıklarınıda hakkıyla hesap edebilmelidir...! Tebliğin üslubu kalplerin algılamasına vesile olmuyorsa algı perspektifi gözden geçirilmelidir...!
''Sanki Cehennemlik gibi sunulması'' İthamdan çok meselenin ciddiyetine işaret ediyorsa azdır kanaatindeyim ! ''Cennetin kokusunu dahi alamaz'' kavramından daha ciddi daha korkunç bir kavram var ise ben naçizane bilmiyorum !
Lakin tarif edilen mesele hakkıyla şahıslara yahut ithamlara dönüşürse ! İşte burada nefsin ağırlığı yangından, ateşten kurtarma algısının yerine nefsi bir saldırıya dönüşür !!! Bu saldırı ise yalnız kibrinde yahutta haramda yahutta yanlışta inatla ısrar eden ve nefsinin şeytanın ılgasından kurtulmak samimi şekilde hakikat yerine dalaleti satın almak isteyen için sorun olur !!!
Garibüzzaman
07-18-2012, 01:27
Ne zor bir imtihan Allah'ım.. Herkes Cehennemde ve herkes cehennemlik ve ben bu sergüzeşt içerisinde rahmet göremiyorum..
Ne zor bir imtihan Allah'ım.. Herkes Cehennemde ve herkes cehennemlik ve ben bu sergüzeşt içerisinde rahmet göremiyorum..
Her meselenin içinde Haram taraftan yana ağırlığın konulması böyle bir tehlikeyi içerebilir !!!
Her meselenin üslup tarafında gezenler bazı hakikatleri duymak zorundalar ! Peygamberimizin kızgın yüzlerinide bilmeliler !!! Bu Hakikattir !
Elbette birleşmeyi, hayrı konuşmak çok önemli ve faydalıdır ! Lakin Beni Abbas'ın değirmeni dönerken ! Güllük gülistanlıktan bahsetmek ameli ve niyetiyle hayırla gafleti yenmek amacını taşımıyorsa HAKSIZLIKTIR !!!
Peygamber ve Sahabilerine ait olmayan davranışları Haram'ı Helal yapmak isteyen güruhlara ses etmeyenler ! Ne dediğimi anlayamazlar !!!
MEÇHUL ADAM
07-18-2012, 03:00
https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/s480x480/484238_457598020919829_18383066_n.jpg
2012'DE AYETİ HADİSİ YANSITMAYAN TESETTÜR...
MUTLAKA OKUYUN
Etraf başörtülü yarı çıplaklardan geçilmiyor.
Tesettürle başkaları değil ama başörtülüler fena halde dalga geçmekte. Arkadaş zor geliyorsa çıkar kafandaki örtüyü.Sana zorla taktıran mı var?Bir salaşlık, bir derbederlik.Sanki kafasındaki iki kılı kapatınca hatun kişi, bütün vazifelerini tamamlamış gibi vücudunu orta yere saçıveriyor.başörtüsü takan kızlarAcaba Müslüman kadının sadece saçı kıymetli, en mahrem vücut azaları çok mu değersiz diye düşünmekte insanlar. Göbekler, göğüsler, kalçalar orta yerde.Kadıncağız adeta amazon gibi sokağa fırlamış.tesettürlü kızÖnceki gün ziyaretime gelen üç bayan yazarla oturup konuştuk. Örtülerini bayağı modernleştirmişlerdi. Belli ki bana akıl vermeye gelmişlerdi. “Biz de zamanında bu tesettürü amma abartmışız” deyince bayağı şaşırdım. Arkadaşlarım iyi eğitimli ve sevilen kalem sahipleri idi ama değil pardösü, ceket bile giymeyerek incecik elbiselerle ne büyük devrim yaptıklarını anlatmaya uğramışlardı.En baştakilerdeki bozulma bütün toplumu etkilemekte. VIP kadınlardan başlayan bir dezenformasyon.“Özür dileriz cumhurbaşkanlığı sitesinde hanımefendinin bir düğünde çekilmiş resmi çıkmış, düzelteceğiz”.“E evladımın düğününde bile, şöyle etrafa endamlı bir kadın nasıl olurmuş göstermeyeyim mi? Hem bizi zevksizlikle, demodelikle suçlayan laiklere biraz zarafet dersi vermeyelim mi?” iyi niyetinizi yüzünüzden okuyorum da.Düğünlere katılan binlerce erkeğin meraklı bakışlarını bir kalemde yok saymanız da size ilahi bir artı getiriyor mu acaba?modern tesettürYa da dinin şöyle bir kuralı mı var? Düğünlere katılan erkekler namahrem sayılmaz. Zaruret miktarıdır. Gecelik gibi elbiselerle göbeği göğsü etrafa dağıtıp salon sahibeliği yapmanız da bir mahzurat yok mudur?Büyük başlarımız böyle yapınca; halk çocukları da nereden bulsunlar cici salonları, şık avizeleri, pahalı kostümleri; onlar da sokaklarda soyunmaya başladılar.Tamam, bizim kızlar yeni örtünüyor biraz hoşgörü de, altmış yaşındaki büyük hanımlarda da mendil kadar başa yapışan örtüler ve göbek göğüs hatları olabildiğince belli eden dar kostümler.Acaba Müslüman modacılar ellerindeki makasın hakkını nasıl verecekler? Pardösü değil de atletizm mayosu biçiyorlar sanki. Bütün vücut azaları ortada.Tanıdığım pek çok başı açık laik bayan; bizim başı örtülü pek çok kadınımızdan daha kapalı giyinmekteler. Yaz sıcağında diz altı eteği üzerine ceketini ya da hırkasını giymeden dışarı çıkmayan, neneden atadan görgülü, terbiyeli çok insan tanıyorum.Lakin bizim cephede bir amazonluk, bir yarı çıplaklık almış başını gidiyor. Arkadaşlar zor geliyorsa takmayıverirsiniz şu örtüyü olur biter.Ama Rabbimizin Müslüman kadınlara hediye ettiği tesettür tacını, toza kire bulayıp ayağa düşürmeyin lütfen.Allah sonumuzu hayreyleye ama durum hiç iç açıcı değil. Aşağılık kompleksleri ile acınacak durumdayız.Hem bu konuda sadece kadını suçlamam da yersiz.En büyük suçlu insanın erkek cinsi yine.Geçen gün baktım anlı şanlı delikanlı, kolundaki eşi yarı çıplak. Dapdar bir pantolon, neredeyse bağırsaklarının başlangıç ve bitiş yeri ortada. Üzerinde uzun bir ceket yok. Derisine yapışmış bir mini bluz. Ve bu trajik tabloya arsızca bir de baş bağlamış. Bu görüntüyü veren kadından çok erkeğe baktım. Acaba oğlan kör mü diye. Aval aval ağzını açmış etrafı seyreden delikanlı, yanındaki kadının yarı çıplaklığını göremeyecek kadar aptaldı.Tesettürün bozulmasında en büyük suçlu erkekler.Onlar açık bayanlara, televizyonun edepsiz çıplaklarına hayranlıkla bakarken, hanımları da; o aptal beylerini ellerinde tutabilmek için açılma yarışına girdiler. Bizim pek çok kadınımız niçin kapanmıyor sanıyorsunuz, ya da böyle yarı çıplak dolaşıyor derseniz; kocaları yüzlerine bakmaz diye.Rabbimiz setr olma hususunda cümlemizin kalbine güzel ilhamlar versin...
MEÇHUL ADAM
07-18-2012, 03:01
Kadın ve kızlarımıza ehli sünnet hocalarımız muhakkak "İSLAM'DA TESETTÜR NASIL OLMALIDIR?" diye konferanslar, paneller düzenlenmelidir.Aksi takdirde gelecek neslimizin kızları hep bu şekilde giyinmeye başlarla ki sonu bid'atla noktalanır.
Kadın ve kızlarımıza ehli sünnet hocalarımız muhakkak "İSLAM'DA TESETTÜR NASIL OLMALIDIR?" diye konferanslar, paneller düzenlenmelidir.Aksi takdirde gelecek neslimizin kızları hep bu şekilde giyinmeye başlarla ki sonu bid'atla noktalanır.
Öncelik İslam'da Edep, Ahlak ve Deccali zehirlerin hatta nefislerin sarhoşluğunun temizlenmesi olmalıdır ! Yoksa kuru bilgiden öteye geçmez !
Samimiyet, Hakkaniyet, Ölçüler Deccali zehirlerde Geniş Daireleri Muhalif AntiMuhalif şekline dar bir algıda Ya Ak Yahutta Kara haline gelmiştir ! Bunalım Buhranı ''Meselenin Özü'' kavramına ulaşmadan bir işe yaramayacağı gibi daha tehlikeli bir hal alabilir !
Kur'anda açıkça yazılan kavramları samimi, Allah'tan hakkıyla korkarak ve cennetini umarak Allah'ın Rızasına bağlamak ile Nefislerin isteğine bağlamak mubadele oluyor !
Samimi bir Müslüman Kur'anda okumasına rağmen nefsinin ve deccali zehirlerin peşine gidiyor ise ! Nefislerden başka kimler suçlanır ! Kendimizden başlamadan anlamamız zor olur !
İslam'da Ahlak ve Edep bilinmeden Tesettür siyasi zehirler arasında münazaraya şeytanın haddi aşıp ayak kaydırmasına müsait bir algı oluşturmaz mı ???
MEÇHUL ADAM
07-18-2012, 03:23
Öncelik İslam'da Edep, Ahlak ve Deccali zehirlerin hatta nefislerin sarhoşluğunun temizlenmesi olmalıdır ! Yoksa kuru bilgiden öteye geçmez !
Samimiyet, Hakkaniyet, Ölçüler Deccali zehirlerde Geniş Daireleri Muhalif AntiMuhalif şekline dar bir algıda Ya Ak Yahutta Kara haline gelmiştir ! Bunalım Buhranı ''Meselenin Özü'' kavramına ulaşmadan bir işe yaramayacağı gibi daha tehlikeli bir hal alabilir !
Kur'anda açıkça yazılan kavramları samimi, Allah'tan hakkıyla korkarak ve cennetini umarak Allah'ın Rızasına bağlamak ile Nefislerin isteğine bağlamak mubadele oluyor !
Samimi bir Müslüman Kur'anda okumasına rağmen nefsinin ve deccali zehirlerin peşine gidiyor ise ! Nefislerden başka kimler suçlanır ! Kendimizden başlamadan anlamamız zor olur !
İslam'da Ahlak ve Edep bilinmeden Tesettür siyasi zehirler arasında münazaraya şeytanın haddi aşıp ayak kaydırmasına müsait bir algı oluşturmaz mı ???
Edebin olmadığı yerde tesettürlü olmanın bir kıymet-i harbiyesi olmaz...
Edebin olmadığı yerde tesettürlü olmanın bir kıymet-i harbiyesi olmaz...
Eyvallah... Lakin bahsi kavramı geçen şahısları itham etmeden sorunun tesettür mü yoksa edep mi sorusunun cevabı siz vermiş oldunuz zannediyorum...!
İslam'da Edep İslam'da Ahlak İslam'da Mutteki(Sakınan) İslam'da Takva Anafkirlerdir ! Bunlara inmeden ideolojik zehirler ile zihinleri bölünen kavramlarda Müslümanların birleşmesi nasıl hasıl olur !!! Doğruyu söylemek Hak eyvallahta ! Dereceleri söylemessen nefsani ve tek tip hale getirilen sistemler ve mücadelelerin getirdiği bıkkınlık ! Gevşeme noktalarını detaylara indirger ki ! Bu daha tehlikelidir !
Siyak ve Sibak içinde bakar isek ! Ahir zaman örnekleri bu kavramlarla düşünülür ;
İnsanlara bir zaman gelecektir ki Kuran-ı Kerim'in yalnız resmi, İslam'ın yalnız ismi kalacaktır. Onlar İslam'dan en uzak insanlar oldukları halde İslami isimlerle isimlendirilecekler, mescitleri görünüşte mamur olduğu halde hidayet yönünden harap olacaktır.
(Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 24)
Telaş edenler, Durumlarını düzeltme ameliyle niyetleri salih olanlar ! En Hakiki Hakikat olan Yalnız Allah'ın Rızasını arayanlar bu telaşta imanın lezzetini bılacaklardır...! İman telaşı Müslüman Alametidir...! Suçlamak, İtham etmek, bunlar bozulmuştur demek ise bu manada şahsın bozulduğunun delilidir !!!
MEÇHUL ADAM
07-18-2012, 04:10
Eyvallah... Lakin bahsi kavramı geçen şahısları itham etmeden sorunun tesettür mü yoksa edep mi sorusunun cevabı siz vermiş oldunuz zannediyorum...!
İslam'da Edep İslam'da Ahlak İslam'da Mutteki(Sakınan) İslam'da Takva Anafkirlerdir ! Bunlara inmeden ideolojik zehirler ile zihinleri bölünen kavramlarda Müslümanların birleşmesi nasıl hasıl olur !!! Doğruyu söylemek Hak eyvallahta ! Dereceleri söylemessen nefsani ve tek tip hale getirilen sistemler ve mücadelelerin getirdiği bıkkınlık ! Gevşeme noktalarını detaylara indirger ki ! Bu daha tehlikelidir !
Siyak ve Sibak içinde bakar isek ! Ahir zaman örnekleri bu kavramlarla düşünülür ;
İnsanlara bir zaman gelecektir ki Kuran-ı Kerim'in yalnız resmi, İslam'ın yalnız ismi kalacaktır. Onlar İslam'dan en uzak insanlar oldukları halde İslami isimlerle isimlendirilecekler, mescitleri görünüşte mamur olduğu halde hidayet yönünden harap olacaktır.
(Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 24)
Telaş edenler, Durumlarını düzeltme ameliyle niyetleri salih olanlar ! En Hakiki Hakikat olan Yalnız Allah'ın Rızasını arayanlar bu telaşta imanın lezzetini bılacaklardır...! İman telaşı Müslüman Alametidir...! Suçlamak, İtham etmek, bunlar bozulmuştur demek ise bu manada şahsın bozulduğunun delilidir !!!
Elhamdülillah.Biz acizane olarak her zaman iman telaşı içinde bocalarız.Lakin ahirete imansız gitmek bizim için büyük bir felaket olur. Neuzübillah..
Sosyolojik meselelerde ötekileştirmek yahutta düşman bir guruh haline getirmek yahutta algı perspektimizi doğru tanımlamak çok önemlidir ! Lakin tebliğ üslubu gafletin, nefsin ağırlıklarınıda hakkıyla hesap edebilmelidir...! Tebliğin üslubu kalplerin algılamasına vesile olmuyorsa algı perspektifi gözden geçirilmelidir...!
''Sanki Cehennemlik gibi sunulması'' İthamdan çok meselenin ciddiyetine işaret ediyorsa azdır kanaatindeyim ! ''Cennetin kokusunu dahi alamaz'' kavramından daha ciddi daha korkunç bir kavram var ise ben naçizane bilmiyorum !
Lakin tarif edilen mesele hakkıyla şahıslara yahut ithamlara dönüşürse ! İşte burada nefsin ağırlığı yangından, ateşten kurtarma algısının yerine nefsi bir saldırıya dönüşür !!! Bu saldırı ise yalnız kibrinde yahutta haramda yahutta yanlışta inatla ısrar eden ve nefsinin şeytanın ılgasından kurtulmak samimi şekilde hakikat yerine dalaleti satın almak isteyen için sorun olur !!!
üstadım ''cennetin kokusunu alamazlar'' uyarısını yapmanın bir uslubu olmalı mutlaka..
Çünkü malesef, tesettür mevzusundaki gevşeklikten tutun daha bir çok zaafımızın en büyük sebebi 'iman' problemimiz...
eğer insanlara imani hakikatler idrak ettirilemezse, ve insan imani boşluklarını Marifetullah ile doldurup halledemezse,
bizler o boşluğu malesef bu uyarılarla dolduramayız...
aksine yeis bataklığında dahada ters neticeler verebilir..
tebliğ usulünden kastımda buydu,
her islami konunun uyarının mukaddimesi imani esaslar olmalı,
bitişide Rabbimizin Rahman ve Rahim ismini yani merhametini vurgulamakla bitirilmeli..
aksi takdirde Hafizanallah insan Rabbinin Rahman ismini unuturda yeise kapılırsa ,
isyan gayyalarına yuvarlanabilir..
*
*
ayrıca şunu belirtmek istiyorumki, 'örtülü çıplak' ifadesi altından kalkamayacağımız bir kul hakkına sebep olabilir..
çünkü kul olarak bizim vazifemiz uyarmaksa,
bu tarz genelleme hakaretlere girmek ve yadırgamak gibi haklarımız yok demektir....
MEÇHUL ADAM
07-18-2012, 14:06
üstadım ''cennetin kokusunu alamazlar'' uyarısını yapmanın bir uslubu olmalı mutlaka..
Çünkü malesef, tesettür mevzusundaki gevşeklikten tutun daha bir çok zaafımızın en büyük sebebi 'iman' problemimiz...
eğer insanlara imani hakikatler idrak ettirilemezse, ve insan imani boşluklarını Marifetullah ile doldurup halledemezse,
bizler o boşluğu malesef bu uyarılarla dolduramayız...
aksine yeis bataklığında dahada ters neticeler verebilir..
tebliğ usulünden kastımda buydu,
her islami konunun uyarının mukaddimesi imani esaslar olmalı,
bitişide Rabbimizin Rahman ve Rahim ismini yani merhametini vurgulamakla bitirilmeli..
aksi takdirde Hafizanallah insan Rabbinin Rahman ismini unuturda yeise kapılırsa ,
isyan gayyalarına yuvarlanabilir..
*
*
ayrıca şunu belirtmek istiyorumki, 'örtülü çıplak' ifadesi altından kalkamayacağımız bir kul hakkına sebep olabilir..
çünkü kul olarak bizim vazifemiz uyarmaksa,
bu tarz genelleme hakaretlere girmek ve yadırgamak gibi haklarımız yok demektir....
"Örtülü çıplak" demek hakaret veya rencide edici bir deyim değildir.O, İslam'a uygun olmayan sözde tesettür için söylenmiştir.Bunu söyleme de kul hakkı da yoktur.
"Örtülü çıplak" demek hakaret veya rencide edici bir deyim değildir.O, İslam'a uygun olmayan sözde tesettür için söylenmiştir.Bunu söyleme de kul hakkı da yoktur.
Ben sizin kadar kesin kanaatte bulunamam af buyurun...
Bu sözün hakaret ve yadırgama ifadesi olarak gördüğümden bir müslümana yakıştıramıyorum...
Bu benim şahsi hassasiyetim.
ak sevda
07-19-2012, 19:45
Ben sizin kadar kesin kanaatte bulunamam af buyurun...
Bu sözün hakaret ve yadırgama ifadesi olarak gördüğümden bir müslümana yakıştıramıyorum...
Bu benim şahsi hassasiyetim.
eğer hadis te Peygamberimiz öyle söylediyse bizim kanaatimizin bir önemi yok hem siz bakın Allah aşkına öyle giyinmiş olanların vücutlarını renkli olarak boyamasında başka bir örtü görüyormusunuz.
öyle giyinip birde tesettürle alay etmeleri zaten onları yetericce bilincli kullar ve Rabbimin huzurunda alçaltıyor başka söze gerek yokkkkkkkkkk
eğer hadis te Peygamberimiz öyle söylediyse bizim kanaatimizin bir önemi yok hem siz bakın Allah aşkına öyle giyinmiş olanların vücutlarını renkli olarak boyamasında başka bir örtü görüyormusunuz.
öyle giyinip birde tesettürle alay etmeleri zaten onları yetericce bilincli kullar ve Rabbimin huzurunda alçaltıyor başka söze gerek yokkkkkkkkkk
düşüncenize saaygı duyuyorum,
başka birçok söz gerek var efendim...
Efendimizin hadisi şerifi bir ikazdır..
'Falanca şöyle giyinmiş o örtülü çıplak, filanca böyle giyinmiş o örtülü çıplak' dememiş
Rabbimizn huzurunda alçak olanı Rabbimiz bilir,
bizler bir kul olarak asla kimseye Rabbimizin nazarında alçak demeye hakkımız olamaz...
bilemeyiz çünkü tesettüre riayet etmesede belkide namazını öyle bir hissiyatla kılıyordurki,
Rabbim sırf o namazı için tesettürdeki gevşekliğini örtüp affedebilir, ve belkide tesettüre riayet edenden bile üstün kılabilir...
bunları biz bilemeyiz Rabbimiz bilir...
tekrar ediyorum, kimseyi kınamak bizim haddimize değil, bize düşen sadece Rabbimizin bildirdiklerini üslubuyla bildirmektir...
Birilerinin örtünmesinin gerekli olduğunu empoze edebiliriz ama asla kınamayı alışkanlık haline dönüştürüp insanların eksiklikleri üzerinden doğru kabul ettiklerimizi yaşatmamalıyız.
Aslında söylediklerimin özeti bu idi...Allah razı olsun.
Elbette onların bu yaptıklarını meşrulaştırmak değil bu sözlerdeki maksat...
Yaptıkları yanlışsa, bunu onlar üzerinden, onları ifşa ederek değil,
Sadece doğru olanı gereklilikleri empoze etmektir bizim vazifemiz...
Efendimiz a.s.v. 'Kınadığınız başınıza gelmedikçe ölmezsiniz' buyuruyor sağlam bir rivayette,
Öyleyse bize bu hassasiyet yakışır...
ak sevda
07-20-2012, 11:33
Hakikaten belki görüntü olarak bizleri rahatsız eden bedenlerde teslimiyetin yüksek olduğunu yaşayarak temaşa ettim. İnsan bazen hadislerin yorumlarında hayatta işleyen fiilere karşı ön yargılar büyütebiliyor. Birilerinin örtünmesinin gerekli olduğunu empoze edebiliriz ama asla kınamayı alışkanlık haline dönüştürüp insanların eksiklikleri üzerinden doğru kabul ettiklerimizi yaşatmamalıyız.
haklısınız abim ama benim anlattığım konu örtü konusu yoksa namaz kılmayan birisine oruç tutman boşuna gibi bir şey demiyorum.
hem kınamam benim şahsi kanaatim değil hadis ışığında yoksa elbette bunu dışında birisini kınamaktam Allaha sığınırım.
ama şunu anladımki bu zamanda çoğu insanlar yaptıkları fasıklıkları cahillikten değil münafıklıktan yapıyorlar bunları gördükçe içim kan ağlıyor
MEÇHUL ADAM
07-20-2012, 16:36
düşüncenize saaygı duyuyorum,
başka birçok söz gerek var efendim...
Efendimizin hadisi şerifi bir ikazdır..
'Falanca şöyle giyinmiş o örtülü çıplak, filanca böyle giyinmiş o örtülü çıplak' dememiş
Rabbimizn huzurunda alçak olanı Rabbimiz bilir,
bizler bir kul olarak asla kimseye Rabbimizin nazarında alçak demeye hakkımız olamaz...
bilemeyiz çünkü tesettüre riayet etmesede belkide namazını öyle bir hissiyatla kılıyordurki,
Rabbim sırf o namazı için tesettürdeki gevşekliğini örtüp affedebilir, ve belkide tesettüre riayet edenden bile üstün kılabilir...
bunları biz bilemeyiz Rabbimiz bilir...
tekrar ediyorum, kimseyi kınamak bizim haddimize değil, bize düşen sadece Rabbimizin bildirdiklerini üslubuyla bildirmektir...
Muhterem kardeşim.tesettürün gerçek anlamını ve faziletini bilselerdi ona çoktaan uyarlardı.Lakin bu tavizler hep imanın zayıflığından kaynaklanmaktadır.Bir taraftan açılıp diğer taraftan namaz kılması onu gösteriş (riyakarlıktan) öteye gitmez.Namaz kılmanın gayesi de bütün kötülüklerden insanı alıkoymaktadır.Bu, ayetle sabittir.Bir müslüman elinden geldiği kadar günah işlememeye gayret göstermesi gerekirken, adeta günahlara gafil ve şuursuzca dalması onu istemesi ve arzulaması ne büyük bir fekalet olduğunu bilmezler.Bu yüzden bir taraftan ibadet etmek diğer taraftan da bilerek ve isteyerek günah işlemesi asla akla ve İslam'a uygun değildir.O ancak kimseyi değil, kendisini aldatmış olur.
Tesettürsüzlük günahın 2 derekesi vardır.Birincisi; tesettür emri ayetine uymamasının vebali,2,incisi ise her erkeğin ona bakması neticesinde günahlarını üzerine almasıdır.Yani her bir erkeğin bakışı o kadının aleyhine olacaktır.Bu arada ona bakan erkek bu günahtan da muaf olmaz.Herkes baktığı ve baktırdığı nisbette üzerinde vebal taşımış olur.
Sözün özü şudur; bir müslümanı ancak takva ehli olması kurtarır.Bundan başkası yol edinenler ahirette cezasız kalmayacaklardır.
Bir taraftan açılıp diğer taraftan namaz kılması onu gösteriş (riyakarlıktan) öteye gitmez.
bu cümlenin dışında söyledikleriniz fıkıhi bilgiler saygı duyuyorum,
lakin bu cümleyi çok tehlikleli buluyorum..
ben şahsım adına birçok başı açık ama namazında müthiş hassasiyet sahibi insanlar tanıyorum...
bu insanların riyakar olmasını destekleyen hiçbir unsur yok.
Namaz ve tesettür aynı mihverde ibadetler değil,
namaz islamın başlı başına bir şartı...
ve rabbimizin bize birçok müjdesi namazdandır...
örneğin
'namazını tastamam kılan kuluma hesap sormaya haya ederim'
'söz veriyorumki namazını tastamam kılan kuluma hesap sormadan cennetime koyacağım' buyuruyor 2 hadisi kudside...
şimdi madem öyle Rabbimizin Rahman Rahim ve Settar ismi celillerinin tecelli etmesini bekleyen ve uman bizler,
namazında hassasiyet sahibi insanların bu tecelliyle diğer günahlarının affedilme veya örtülme ihtimalini düşünebilmeliyiz...
öyleki bazen ahiret adına güvendiğimiz tesettürümüz namazımız hiç ummadığımız şekilde yüzümüze çarpılabilir!
ama diğer yandan belki az ama derin bir ihlasla yapılan ibadetler sayesindede diğer tüm günahlar affedileribilr.
biz bilemeyiz, çünkü biz Rabbimizin isimlerindeki sırları tam manasıyla bilmiyoruz..
MEÇHUL ADAM
07-20-2012, 17:41
bu cümlenin dışında söyledikleriniz fıkıhi bilgiler saygı duyuyorum,
lakin bu cümleyi çok tehlikleli buluyorum..
ben şahsım adına birçok başı açık ama namazında müthiş hassasiyet sahibi insanlar tanıyorum...
bu insanların riyakar olmasını destekleyen hiçbir unsur yok.
Namaz ve tesettür aynı mihverde ibadetler değil,
namaz islamın başlı başına bir şartı...
ve rabbimizin bize birçok müjdesi namazdandır...
örneğin
'namazını tastamam kılan kuluma hesap sormaya haya ederim'
'söz veriyorumki namazını tastamam kılan kuluma hesap sormadan cennetime koyacağım' buyuruyor 2 hadisi kudside...
şimdi madem öyle Rabbimizin Rahman Rahim ve Settar ismi celillerinin tecelli etmesini bekleyen ve uman bizler,
namazında hassasiyet sahibi insanların bu tecelliyle diğer günahlarının affedilme veya örtülme ihtimalini düşünebilmeliyiz...
öyleki bazen ahiret adına güvendiğimiz tesettürümüz namazımız hiç ummadığımız şekilde yüzümüze çarpılabilir!
ama diğer yandan belki az ama derin bir ihlasla yapılan ibadetler sayesindede diğer tüm günahlar affedileribilr.
biz bilemeyiz, çünkü biz Rabbimizin isimlerindeki sırları tam manasıyla bilmiyoruz..
Sözlerinizde tavizkarlık var.Bir kimse samimi olarak namaz kılıyorsa ve tövbelerinin kabulü için Allah'tan af istiyorsa bu kızın veya kadının tesettürsüz dolaşması akla uygun değildir.Zira tövbe edilmeki ve onu bozmamak için azami gayret sarfetmelidir.Ancak bu kadın devlet memuresi ise başka bir işe girmesi onu zora soksa bile bu Allah katında pek çetin imtihan meselesidir.Dinde taviz verilmez ancak ruhsat vardır.
"Birilerine süslü püslü görüneceğim" diye komplekse kapılmak saplantılıktan öte birşey değildir.Tesettürlü giyinmeyi hafife almak emr-i ilahiyi dinlememek demektir.Zira küçük günahları küçük görmek büyük günahlara sebebiyet verir.Büyük günahları ise küçük görmek küfürdür.Her bir küçük günahı önemsemeden onu işlemeye devam edilirse Maazallah yarın hesap gününde dev gibi günahlarla gelmesi onun akibetinin korkunç olmasına sebep olur.Bu yüzden tesettürü İslam'a göre uygulamalı öyle süslü püslü dolaşarak ne idüğü belli olmayan moda tipi tesettürlerle kendilerini kandırmasınlar.Zira bu tip giyimlerden asla Allah'ın rızası yoktur.
Aşağıda ki ayetler üzerinde çokça tefekkür etmeliyiz..
NİSA SURESİ-17. Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
18. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.
Sözlerinizde tavizkarlık var.Bir kimse samimi olarak namaz kılıyorsa ve tövbelerinin kabulü için Allah'tan af istiyorsa bu kızın veya kadının tesettürsüz dolaşması akla uygun değildir.Zira tövbe edilmeki ve onu bozmamak için azami gayret sarfetmelidir.Ancak bu kadın devlet memuresi ise başka bir işe girmesi onu zora soksa bile bu Allah katında pek çetin imtihan meselesidir.Dinde taviz verilmez ancak ruhsat vardır.
"Birilerine süslü püslü görüneceğim" diye komplekse kapılmak saplantılıktan öte birşey değildir.Tesettürlü giyinmeyi hafife almak emr-i ilahiyi dinlememek demektir.Zira küçük günahları küçük görmek büyük günahlara sebebiyet verir.Büyük günahları ise küçük görmek küfürdür.Her bir küçük günahı önemsemeden onu işlemeye devam edilirse Maazallah yarın hesap gününde dev gibi günahlarla gelmesi onun akibetinin korkunç olmasına sebep olur.Bu yüzden tesettürü İslam'a göre uygulamalı öyle süslü püslü dolaşarak ne idüğü belli olmayan moda tipi tesettürlerle kendilerini kandırmasınlar.Zira bu tip giyimlerden asla Allah'ın rızası yoktur.
Aşağıda ki ayetler üzerinde çokça tefekkür etmeliyiz..
NİSA SURESİ-17. Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
18. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.
Bazı hususlarda düşünce olarak ayrılıyoruz,
o yüzden bu mihverde tartışmak zarar getirebilir..
yinede düşüncelerinze saygı duyuyorum..
Doğru Doğrudur... Yanlış Yanlıştır... Helal Helaldir... Haramda Haramdır...! Hak ile Batıl birbirinden kesin çizgiyle ayrılmıştır...!!!
Bu ahvalde Hepimiz aynı Tebliğ noktasındayız... Bu itibarla Münazaralarımız edep, ahlak ve islami hassasiyet üzerinedir...!
Lakin bir hakikat ortaya konmalıdır ki ! Hükümlerde Ruhsatlarda Üslup ''rıfk'', kavli leyyin'' kalpleri ısındırmak için bir stratejidir ! Hükümlerin yahut Ruhsatların ana fikri değildir...!
Modern yahut çağdaş algıların Hakikate bir tarikat(yol, yahut yollara) dönüşmesi tamamlanma sürecine bağlı olarak hoş görülür !!!
Bu itibar ile Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımız Üslup ve Algı perspektiflerinde iyi ve sammi niyetlerini genel ahkama bağlamasından anlayışla karşılasak bile İslami Hüküm ve Rushsat bağlamında yanıldıklarını söylemek icab eder...!
Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımızın yanılmadığı nokta ve anafikir olacak kavram ise !!! Ötekileştirmenin şahsileştirilmesi, itham şeklinde negatif hale gelmesi hatta nefislerin körelmesi bağlamında oluşan merhametsizliğin yayılmasıdır !!! Bu manada tam olarak katılmak gereksede ! Üslup konusunun doğru anlaşılmadığını naçizane söyleyebilirim !
Bir naçizane örnekle ; Peygamberimizin sakalını okşayıp tehdit edip alay eden birine Sahabiler o ellerini vücudundan ayırırız demişlerdir ! Bu üslub günümüzde beğenilmiyorsa nedeni modern algılardır !!! Salt ile ''Kavli leyyin'' yahut Mağlubane durumun Galibane olmaması hakikati değiştirmez ! Sadece ''erteler'' oda ''zaruri, zaruret'' kavramının büyük bir içtihad harici olmasına bağlıdır !!!
Garibüzzaman
07-21-2012, 04:29
ben şahsım adına birçok başı açık ama namazında müthiş hassasiyet sahibi insanlar tanıyorum...
bu insanların riyakar olmasını destekleyen hiçbir unsur yok.
.
Bu kategorideki insanları bende tanıyorum. Yapmış oldukları savunma ise çok çetin gerçekten. Taklidi imanın en dip taklit noktasında tesettüre bürünmüş insanlar, bizleri her zaman tenkit ederler.. Fakat Kuran-ı Kerimde onlarca defa emir buyurulan namaz emrine gelince, tesettürdeki taklitliğin bu noktada ileri götüremediğini ve taklidi de olsa belirli bir derecede imanın bu emri yerine getirilmesinde hassasiyet gösterilmesine sebep olarak gösteriyorlar. Haksız da sayılmazlar tabi.. Tesettürlü olup ta diğer sair ibadetleri yerine getirmeyen bir çok insan var.
Fakat tesettür ayetini de reddetmiyorlar tabi, fakat nefislerine ağır geldiğini, aynı zamanda var olan bir kaç kusuru sebebiyle de, bu konuda samimi müslümanlara leke gelmemesini istemedikleri gibi sair sebepler gösteriyorlar. Veya çalışan personel olması veya tesettürlü bir şekilde iş hayatında belirli bir kariyere sahip olamayacakları gibi bir sürü sebep sunuyorlar.Ama temel nokta nefislerine ağır gelmesi... Hangimiz nefsimize ağır geldiği için bir çok ibadetten tembellik etmiyoruz ki. Bu kategorideki insanların samimiyetlerinden hiç bir şüphem yok tabi.
Tesettüre bürünenlerin ekserisi de ayet bilgisi ışığında değil, aile baskısı ve toplum baskısı etkilidir. Şimdi bu sözümden sonra herkes tepki göstericek. Fakat çevremden örnek veriyorum kardeşim, hatta yakın ahbaplarımdan... Genel manada konuşmuyorum bu konudaki tepkilere cevap vermek istemiyorum.(dikkatinize sunarım )
Gerçi bu konu çok konuşuldu, çok konuşulmasının sebeplerinden bir tanesi de bireyin üzerinde taşıdığı bir ibadet şekli olmasıdır. Okuduğum ve tetkik ettiğim kadarı ile gerek ülkemizde gerekse bu forumda çok konuşulmasının ana sebebi budur ? Başka bir sebep yok.
MEÇHUL ADAM
07-21-2012, 04:41
Taklid-i iman ile tahkik-i iman arasında fark vardır.Tahkik-i iman tam anlamıyla hanif bir imandır,saftır temizdir.Allah katında makbuldür.Taklid-i iman ise, eh öylesine birilerin ön gördüğü taklid edilen imandır ki bu iman sahibinin Allah katında mesuliyeti vardır.Tesettür konusu ise taklid-i iman taşıyan zümre ameli ve imani yönde hakiki imana ermemişse onun tesettüre bürünmesi kendisine fayda vermez.Takvaca en üstün olanı Allah'ın rızasına uygun olan tesettürdür.Bu da çarşaf giymektir.Bundan sonrası ise Batı'nın ön gördüğü manto, pardesü gibi giysilerdir ki bunlarda pürüzlük vardır.Zira çarşafa bürünmek kadınların en çok çekindiği ve hoşlanmadığı tesettür giyim tarzıdır.Çarşafı hor görmek gerçek tesettürü hor görmek demektir.Günümüzün müslüman hanımları çarşafı pek sevmezler.Çünkü onlar için modaya uygun kıyafeti tesettürden sayarlar.nefislerine de çok ağır gelmektedir.Bu da onların takva ehli olmayışından ve de imanın zaafiyetinden kaynaklanmaktadır.Çarşaf giymek kadının vücut hatlarını belli etmez..Böylelikle erkeklerin kem gözlerinden korunmuş olurlar.
Doğru Doğrudur... Yanlış Yanlıştır... Helal Helaldir... Haramda Haramdır...! Hak ile Batıl birbirinden kesin çizgiyle ayrılmıştır...!!!
Bu ahvalde Hepimiz aynı Tebliğ noktasındayız... Bu itibarla Münazaralarımız edep, ahlak ve islami hassasiyet üzerinedir...!
Lakin bir hakikat ortaya konmalıdır ki ! Hükümlerde Ruhsatlarda Üslup ''rıfk'', kavli leyyin'' kalpleri ısındırmak için bir stratejidir ! Hükümlerin yahut Ruhsatların ana fikri değildir...!
Modern yahut çağdaş algıların Hakikate bir tarikat(yol, yahut yollara) dönüşmesi tamamlanma sürecine bağlı olarak hoş görülür !!!
Bu itibar ile Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımız Üslup ve Algı perspektiflerinde iyi ve sammi niyetlerini genel ahkama bağlamasından anlayışla karşılasak bile İslami Hüküm ve Rushsat bağlamında yanıldıklarını söylemek icab eder...!
Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımızın yanılmadığı nokta ve anafikir olacak kavram ise !!! Ötekileştirmenin şahsileştirilmesi, itham şeklinde negatif hale gelmesi hatta nefislerin körelmesi bağlamında oluşan merhametsizliğin yayılmasıdır !!! Bu manada tam olarak katılmak gereksede ! Üslup konusunun doğru anlaşılmadığını naçizane söyleyebilirim !
Bir naçizane örnekle ; Peygamberimizin sakalını okşayıp tehdit edip alay eden birine Sahabiler o ellerini vücudundan ayırırız demişlerdir ! Bu üslub günümüzde beğenilmiyorsa nedeni modern algılardır !!! Salt ile ''Kavli leyyin'' yahut Mağlubane durumun Galibane olmaması hakikati değiştirmez ! Sadece ''erteler'' oda ''zaruri, zaruret'' kavramının büyük bir içtihad harici olmasına bağlıdır !!!
üstad siz bunu modern algı olarak tanımlasanızda, günümüze hitap eden üslup, düsturu ben böyle tanımlamıyorum...
verdiğiniz örneğin ben bu algının zıttını ispat eden bir örnek olduğunu düşünmüyorum..
çünkü bende burda modern algı dediğiniz meseleye örnek teşkil eden Efendimiz a.s.v. ın hayatından birçok hassasiyet örneği verebilirim...
şahsım adına ben hükümlere yanlış deme küstahlığında bulunamam..
lakin bu meselede çağın başkalaştığını, sayın garibüzzamanında bahsettiği gibi bazı ibadetlerin tahkikden ziyade taklid olarak gerçekleştiği,
batıllara bulandığı ama diğer yandanda insanların akıl mantık muhakeme ekseninde ikna olmayı bekledikleri bir çağ olmasını göz önünde bulundurabilmek icap eder...benim asıl savunduğum perspektif bu..
ve en baştada dediğim gibi zamanın en büyük problemi iman hastalığıdır,
imani problemleri olan insanlara birilerinin boy boy resimlerini ibretlik göstererek bunlar örtülü çıplak gibi bir üslupla kimse hitap edemez...
100 kişiye bu yolla tebliğ yapılması belki 10ununa tesir eder,
geri kalan 90 ınında helede gurur hastalığı varsa dahada ters teper....
ki çağ malesefki gurur kibir taklid çağı...
neden bizim o her biri birer hazine olan müçtehid zatlarımız her biri ayrı yöntemler uygulamıştır?? bu soruyada cevap verilebilmeli...
ve en baştada dediğim gibi zamanın en büyük problemi iman hastalığıdır,
imani problemleri olan insanlara birilerinin boy boy resimlerini ibretlik göstererek bunlar örtülü çıplak gibi bir üslupla kimse hitap edemez...
100 kişiye bu yolla tebliğ yapılması belki 10ununa tesir eder,
geri kalan 90 ınında helede gurur hastalığı varsa dahada ters teper....
ki çağ malesefki gurur kibir taklid çağı...
neden bizim o her biri birer hazine olan müçtehid zatlarımız her biri ayrı yöntemler uygulamıştır?? bu soruyada cevap verilebilmeli..
--------------------------------------------------------------------------------------
çok yerinde buluyorum.mezhep imanları da farklılıklar göstermişlerdir ve zannımca da hepside doğrudur..
ameller Niyetlere göredir.
Tesettüre bürünenlerin ekserisi de ayet bilgisi ışığında değil, aile baskısı ve toplum baskısı etkilidir.
Müslüman Toplum emirlerin koruyuculuğunu yapmaktadır... Lakin bilgi ışığından ziyade genel ahvalde bilinen kavramlarla bunu yapmaktadır... Bazen antipatik baskılar mevcuttur ! Lakin baskı kelimesi vukulara göre değişmektedir ! Çünkü Cehd sınıfında olan baskılar olduğu gibi anlayışlı bir cehd faydalı olma kabiliyetindedir !
ve en baştada dediğim gibi zamanın en büyük problemi iman hastalığıdır,
imani problemleri olan insanlara birilerinin boy boy resimlerini ibretlik göstererek bunlar örtülü çıplak gibi bir üslupla kimse hitap edemez...
Elbette meseleler kendi daire ve derecesinde incelenmelidir...! İman-ı hakkaniye en önemli hastalıklardandır... Lakin yinede daire bakımından incelendiğinde iman kurtarmanın önemi ! ''örtülü çıplaklar'' sınıfına girenleri kormak için sebeb olamaz naçizane...! Çünkü ''Cennetin kokusunu alamazlar'' ifadesi çok ağır ve tenkit içeren bir kavramdır...!
Üslup ifadesine gelince kavramlar karışıyor zannediyorum...! Kınama kavramları imani esaslara bağlı olarak ibadet sayılabilecek hatta fasık kavramında gıyveti olmayan kavramlar arasındadır ! Nefsani şahsileştirme hatta itham etmeden bu kavramların kınanması tavsiye edilendir...!
Sizin bahsinizde yer alan Furuat(Öncelikli imani derecelerden sonraki emirler) sorulan vukuya göre yer almaktadır...!
Örneğin Soru şöyle gelirse ;
Tesettür emrini yerine getiremiyorum imanımı kaybedermiyim ??? Şeklinde ki soruya Furuata ait meselelere binaen iman kaybı yaşanmaz denir ! Çünkü soru imanın kaybına mutabıktır !
Eğer soru şu şekilde gelirse ;
Namaz kılarım tesettür emrine uymam ! denirse iman kaybı kuvvetli bir şekilde tehlike sınıfındadır ! Bu şahısların kınanması ibadet olur...!
En önemli algılanması gereken nokta Şahıslardan ötürü değil ! Dinden ötürü kınanmasıdır ! Mesele şahsi değildir ! Şahsileştiren örnekler vardır ! O bölümde üslup önem kazanır !
Üslup kavramı Hz. Ömer r.a. yahut Hz. Osman r.a. misali hepsi doğrudur ! Lakin öyle bir hal olmakta ki ! Sanki Hz. Ömer r.a. misali yapamassınız tarzında bir algı oluşmaktadır !!! Kastım budur naçizane ! Hz. Ömer r.a. misali tepkilerin kınamaların Kınanması da ! Büyük bir yanılgıdır...!
Garibüzzaman
07-22-2012, 05:14
Müslüman Toplum emirlerin koruyuculuğunu yapmaktadır... Lakin bilgi ışığından ziyade genel ahvalde bilinen kavramlarla bunu yapmaktadır... Bazen antipatik baskılar mevcuttur ! Lakin baskı kelimesi vukulara göre değişmektedir ! Çünkü Cehd sınıfında olan baskılar olduğu gibi anlayışlı bir cehd faydalı olma kabiliyetindedir !
Hala bana bu baskı, korkutma psikolojisini savunuyorsunuz. Mamafih tenkit ettiğiniz bu konu, bu tekniğin bir ürünü olduğu konusundaki ince nüansı kaçırıyorsunuz..
Hala bana bu baskı, korkutma psikolojisini savunuyorsunuz. Mamafih tenkit ettiğiniz bu konu, bu tekniğin bir ürünü olduğu konusundaki ince nüansı kaçırıyorsunuz..
Öncelikle sözlerimin giriş gelişme ve sonuç kısımlarında anlatılmak isteneni kavrayamadığınızı görüyorum naçizane...!
Mesele savunmak noktasında değildir... Lakin korkutma psikolojisi yahut korkutma tekniğinden daha önemlisi vukunun önemidir...!!!
Bilgi yahutta imani esaslar bilinmiyor diye Ailelerin serbest bırakmasını kast ediyorsanız böyle bir akide islami akide değildir ! Başka yöntemler kast ediyorsanız hemfikiriz...!!!
batıllara bulandığı ama diğer yandanda insanların akıl mantık muhakeme ekseninde ikna olmayı bekledikleri bir çağ olmasını göz önünde bulundurabilmek icap eder...benim asıl savunduğum perspektif bu..
Bu perspektifi savunmanız gayet doğrudur ! Medenilere Dahilde özelliklede Darul harb kavramlarında galebe İKNA iledir ! Lakin bu sadece bir dilimdir ! Bütün pasta zannediyorsunuz naçizane ! Tenkidimin anafikri budur !!! Bu perspektifi kendi dairesinde algılamak doğaldır ! Lakin Tüm algı böyle olmalıdır derseniz yanıldığınızı söylemek zorundayım...!
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.