fatih kısaparmak balon baskılı balon * Peygamber'in (S.A.V) Duasını Aldı; DUBAA BİNT AMİR (R.A) * - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : * Peygamber'in (S.A.V) Duasını Aldı; DUBAA BİNT AMİR (R.A) *


Duygu'Seli~
06-26-2010, 01:22
http://www.semerkandaile.com/DergiResimleri/f8ba1f55144ebbe8937.jpg

ALLAH RASULÜ (S.A.V) ARALARINDA İNSANLARIN

Allah Rasulü (s.a.v) peygamberliğinin ilk yıllarında
Mekke’ye öbek öbek gelmiş insanlar
Panayırdalar
Allah Rasulü (s.a.v) dolaşıyor panayırda
Gelen kabilelere tek tek uğruyor
Allah’a davet ediyor
Kendine davet ediyor insanı
Hayatı kendine,
Suları kendi akışına davet eder gibi…
Rüzgarı esmeye
Ateşi yakmaya
Bıçağı kesmeye davet eder gibi…
İnsanı kendine
Yaratan’ına davet ediyor.
Dinleyenler var;
Dinleyip anlayanlar
Kabul edenler.
Dinleyenler var;
Dinleyip anlayanlar
Kabul etmek için bekleyenler.
Kalbinin kapısında bekler gibi,
Kendi kalbine giremez gibi…
Dinleyenler var
Dinleyip anlamayanlar.
Aksi rüzgarlara kapılmaya devam ediyorlar.
Dinlemeyenler var…
Herkes nasibini alıyor.
Herkes nasibiyle kalıyor…

O’NUN DUASINI ALMAK

Şimdi Amiroğulları Kabilesi’nin arasında Allah Rasulü (s.a.v)
Davet ediyor
Nasibi olanları, olmayanları…
Dinliyorlar daveti.
Kulak vermişler.
İnanma konusunda tereddütteler lakin anlar gibiler.
Peygamber (s.a.v) aynı zamanda kendisine yardımcı olmalarını ve engel olmaya çalışanları men etmelerini istiyor.
Dinliyorlar.
Sahip çıkıyorlar söze
Anlatana
Allah Rasulü (s.a.v) ayrılacak yanlarından devesine biniyor
Bu arada nasipsiz biri geldi.
Beyhara.
Peygamberi sordu, kimdir diye. Anlattılar.
Beyhara şöyle dedi:
“O hayırlı biri olsaydı şehri sahip çıkardı. Kabilesi kollardı. Bize mi kaldı onun yalanlarına inanmak, ona sahip çıkmak?”
Ve Allah Rasulü’nün (s.a.v) devesini dürttü. Peygamberimiz (s.a.v) devesinden düştü.
Bu arada o günlerde Mekke’de amcaoğullarını ziyarete gelmiş bir hanım bulunuyor.
Bu hanım Mekke’ye gelip giderken
Müslüman olmuş olan Amiroğulları Kabilesi’nden Dubaa bint Amir’dir (r.a).
Panayıra gelerek kabilesinin yanına uğradı.
Ve kabilesinin Peygamber’e (s.a.v) yaptığını gördü, dayanamadı:
“Ey Amir Ailesi! Aranızdaki Allah’ın Rasulü’dür. Aranızdayken hiç ona bu eza yapılır, reva görülür mü? Kimse yok mu ona sahip çıkacak?” dedi.
Amcaoğullarından üç kişi kalkarak Peygamberimiz’e (s.a.v) yardım edip yerden kaldırdılar. Beyhara’yı tutup başka bir şeyler yapmasına engel oldular.
Yaptıkları bu işten memnun kalan Peygamberimiz (s.a.v) o kişilere:
“Allahım, sen bu kişilere rahmet ve bereket ihsan eyle.” diyerek dua etti.
Denilir ki o kişiler Allah Rasulü’ne (s.a.v) biat ederek Müslüman oldular. İslam uğruna savaşıp şehit oldular.
Dubaa (r.a) da onların Müslüman olmasına vesile olmuştur.
Peygamber’in (s.a.v) duasını almıştır.

YANINDA OLMAK, YANINDA BULMAK

Sahabi olmak sahip çıkmaktı
Allah Rasulü’ne, (salat ve selam O’nun üzerine olsun)
Allah’ın dinine
Yeri gelir sevdiklerinden vazgeçerek
Yeri gelir şehrinden geçerek
Yeri gelir kendinden geçerek
Sahip olmak, sahip çıkmaktı.
Kınayanın kınamasından korkmadan, istemeyenin kovmasından çekinmeden sahip çıkmaktı.
İki cihanda yanında olacağına inandığın insanın her halinde yanında olmaktı.
Böyle bir bağlılıkla bağlandılar.
Böyle kenetlenerek yan yana oldular.
O gün Dubaa (r.a) nasıl yanında olduysa
Kavmine nasıl karşı durduysa tüm sahabi böyle oldu Peygamber’in (s.a.v) yanında
Böyle sahip çıktı.
O gün Dubaa (r.a) hiçbir hesap yapmadan nasıl ki doğru bildiğini söyledi, onlar öyle durdular doğrularının arkasında.
O gün Dubaa (r.a) nasıl ki haksızlık karşısında susmadı, onlar yanlış bildiklerine, haksızlıklara öyle karşı durdular.
Sözün nasıl ki hakkı vardır üzerimizde sükutun da hakkı vardı.
Yanlışa, haksızlığa sükut etmek şeytanın adetiydi.
Müslüman’a yakışmazdı.
Onlar susmadılar.
Zira her hallerini, sükutlarını ve sözlerini Allah Rasulü’nden (s.a.v) aldılar.
. . .
Bugün de Allah’ın Rasulü (s.a.v) aramızda dolaşır.
Anlatır bizlere.
Öğretir.
Davet eder bizleri.
Getirdiklerine, sözlerine, hallerine tutunduğumuz, sahip olduğumuz ölçüde sahibimizdir bizim.
Dua eder bizlere de.
O gün Dubaa’ya (r.a) nasıl dua ettiyse
Yanında olanlara, dine sahip çıkanlara nasıl dua ettiyse.
Duaları gezinir göklerde
Ve nasibi olan avuçlara konar.
Seherlerde konar.
Yalnızlığımızda konar.
Özlediğimizde konar.
Beklediğimizde, andığımızda konar.
Ve nasibimiz kadar rahmet ve bereket ihsan olur bizlere.
Beklediğimiz kadar bekler bizi Kevser’in başında.
Özlediğimiz kadar özler bizleri.
Heybemiz ne kadar açıksa o kadar gelir aminleri bizlere.
O kadar bulur bizi o günlerde yapılan dualar.

/Semerkand/