fatih kısaparmak balon baskılı balon Peygamberler diyarı - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Peygamberler diyarı


murataltug1985
02-09-2018, 09:17
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

murataltug1985
02-09-2018, 09:18
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ÂDEM - Süleyman Hayri Bolay

ÂDEM in isim anlamı ve kökeni

*Semavî kitaplarda ilk insan ve ilk peygamberdir İslâmî kaynaklarda insanlığın atası ebü’l-beşerdir Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’ın seçkin kıldığı kişilerdendir safiyyullah unvanıyla anılmaktadır.
*Âdem kelimesi Sumer ve asur babil dilindeki adamu babam yapılmış, meydana getirilmiş çocuk ve genç Sâbiî dilinde ise adam ve kul anlamına gelir Âdem kırmızı topraktan yaratılmıştır bazıları ona, “kırmızı” mânasına gelen Adam adının verildiğini ileri sürmüşlerdir *Tekvîn’deki (2/7) “Yerin toprağından insanı adamı yarattı” ifadesinden dolayı, âdem kelimesi toprakla bağlantılıdır Adam, İbrânîce’de tüm insanlar için kullanılır Ahd-i Atîk’te adem ismi ilk insan için kullanılmıştır Tekvînde adem isimi insan türü” ve “ilk insan” için kullanılmıştır. *Âdem kelimesi tefsircilere göre Arapça asıllıdır esmerlik” anlamında el-üdme veya örnek” anlamındaki el-edeme kökünden türetildiğini savunurlar. edîmetü’l-arz şeklindeki yeryüzü anlamında el-edîme kelimesinden türetilmiştir. *Allah, hz Âdem’i yeryüzünün her tarafından toplanan topraklaklardan yaratmıştır. toprağın çeşitliliğinden dolayı Âdem’in nesli fıtrat huy ve ırk yönünden değişik karakterlidir *Âdem kelimesi, ülfet” anlamına gelen el-üdm veya el-üdmeden türetilmiştir isim Kökünün Arapça olduğunu iddia edenler vardır Süryânîce veya Ârâmîce’den geçtiğini savunanlar da vardır *Zemahşerîye göre, Arap dilcilerinin Ya‘kub, İdrîs, İblis isimlerinde yaptıkları gibi âdem ismini de el-üdme veya edîmü’l-arzdan türetmek istemişler ancak bu kelimenin kesinlikle yabancı bir isim olduğunu belirtmektedir

Hz Âdem’in Yaratılışı ve Meziyetleri.

*Tevrat’ta ilk insanın yaratılışı Ruhban metninde ki hikâyede insan, yaratılışın altıncı gününde, tüm varlıklardan sonra Tanrı’ya benzer bir sûrette, erkek ve dişi olarak yaratılmıştır. “Yahvist metininde önce erkeğin, daha sonra da onun kaburga kemiğinden kadının yaratıldığı anlatılır. İlk insan Tanrı tarafından yerin toprağından yapılmış, daha sonra hayat nefesi üflenerek canlı bir varlık olmuştur
*Tevrat tefsirlerinde hz Âdem’in yaratıldığı toprağın kutsal yer Kudüs’teki Süleyman Mâbedi’nin toprağı ile dünyanın kırmızı, siyah ve beyaz toprağından alındığı belirtilir *Kur’ân-ı Kerîmde hz Âdem’in yaratılışı diğer insanlarınki gibi değildir. Âl-i İmrân sûresinin elli dokuzuncu âyetinde, “Allah nezdinde -yaratılış bakımından- Îsâ’nın durumu Âdem’e benzer; Allah onu topraktan yarattı; sonra ona ‘ol!’ dedi ve oluverdi” denilerek iki peygamberin olağan üstü yaratılışına işaret edilir*Hz. Âdem’in yaratıldığı maddeyi Fahreddin er-Râzî şöyle sıralamaktadır: Toprak (türâb), su (mâ’), çamur (tîn), akışkan veya süzme çamur (sülâle min tîn), yapışkan çamur (tîn lâzib), kurumuş çamur (salsâl). Salsâl Kur’an’da farklı ifadelerle tekrarlanmıştır *İnsanın üzerinden öyle uzun bir zaman geçti ki -o vakit- o, anılmaya değer bir şey bile değildi” (el-İnsân 76/1), *Hz. Âdem’in yaratılışından bedenî ve ruhî yönleriyle tam bir insan haline gelmesine kadar uzun bir zaman geçmiştir Âdem’in çamur halinden başlayarak her yaratılış safhasında kırk yıl kaldığı belirtilmektedir. beden nefsi ve ruhu kabullenecek duruma gelinceye kadar uzun bir gelişme devresi geçirmiştir*Kur’an, sahih hadislerde Hz. Âdem topraktan yaratılmıştır. yaratılış belli aşamalardan geçmiştir gelişme süresi bilinmemektedir Âdem’in yaratılmasında Allah’ın irade ve kudreti mutlaktır ve üstündür *Hz Âdem topraktan yaratılmıştır insanın ilk atasıdır canlı ve cansız varlıkların aksine, yükümlü ve sorumlu tutulan mânevî, ahlâkî, zihnî ve psikolojik kabiliyetlerle donatılmış bir varlıktır

murataltug1985
02-09-2018, 09:18
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ÂDEM - Süleyman Hayri Bolay
***
Hz Âdem’in Yaratılışı ve Meziyetleri.

*Hz ademin yaratılışı kuraanda açıklanmıştır. insanın yaratılışını reddeden görüşleri islâm ile bağdaştıramayız*İslâmî kaynaklarda hz Âdem’in yaratıldığı toprak hakkında rivayetler vardır. Allah, Âdem’in yaratılacağı toprağı getirmesi için Cebrâil’i göndermiş, fakat yeryüzü toprak alınmasına müsaade etmemiştir. Mîkâil görevlendirilmiş, o da başaramayınca ölüm meleği yeryüzünün itirazına rağmen toprağı almıştır. *Azrail yeryüzünden aldığı kırmızı, beyaz ve siyah toprakları göğe çıkarak toprağa su katmış ve yapışkan çamur haline getirmiştir. Çamur siyahlaşıp kokunca Allah çamurdan Âdem’i yaratmıştır *Hz ademin baş ve yüzü Kâbe toprağından, göğsü ve sırtı Beytülmakdis, baldırları Yemen, bacakları Mısır, ayakları Hicaz, sağ eli doğu, sol eli ise batı topraklarından yaratılmıştır Ancak, menkıbeyi andıran bu rivayetler İslâm âlimlerince itimat görmemiştir.*Tevrat’ta hz Âdem’in yeryüzünde, altıncı günde yerin toprağından yaratıldığı bildirilmektedir, Apokrif kitaplarında Âdem, yaratılışın altıncı günü olan cuma gününün ilk saatinde Kudüs’te yaratılmıştır yahudiler Âdem’in milâttan önce 3760’da yaratıldığını kabul ederler

*Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem’in hangi günde yaratıldığı belirtilmemektedir, ancak hadislerde cuma günü yaratıldığı, cennete konulduğu, cennetten çıkarılıp, tövbesinin kabul edildiği ve bir cuma günü vefat ettiği haber verilmektedir (bk. Ebû Dâvûd, Tirmizî, )*İslâmî kaynaklarda, Hz. Âdemden önce insana benzer akıllı ve şuurlu bir varlığın konusu tartışılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de Âdem’e ve onun soyuna halife denilmektedir bu ifadelere göre yeryüzünde Âdem’den önce başka bir insan türü yaşamış olmalıdır. *Hz ademden önce yaşayan ve insana benzeyen mahlukatlar orayı fesada verdikleri ve kan döktükleri için helâk edilmişlerdir. Hz Âdem ve soyu insana benzeyen ademden önceki eski insanların halefi olmuş, onların yerine geçmiştir. *Melekler Âdem’in neslinin fesat çıkaran kan döken varlıklar olacağını eski insanlarla kıyaslayarak söylüyorlar ve Bakara sûresinde “Yeryüzünde orayı fesada verecek ve kan dökecek birini mi yaratacaksın diyorlardı
*Hz. Âdem’den önce yeryüzünde Hin Bin Tim Rim diye adlandırılan varlıklar cinlerden önce var olmuş, dünyada fesat çıkarmışlar kan döktükleri için Allah’ın tarafından helâk edildiği rivayetleri vardır bunlar İsrâiliyat’tan veya eski irandan kalma hikâyeler olup islamiyete dayanmamaktadır İbn Haldûn bu rivayetleri asılsız bulur, *Hz. Âdem ve soyu hakkında Allah melekleri bilgilendirmiş melekler levh-i mahfûzda yazılı olanları öğrenmiş ve melekler günahsız oldukları için kendileri gibi olmayan varlıkların günah işleyeceğini düşünmüşlerdir (Zemahşerî).

*Hz. Âdem ve soyunun halife diye tanıtılması bize Âdem’den önce insan türünün yaşadığı sonucuna götürmez. bu kelime, insan topluluğunun halefi, değil, “Allah’ın vekili, yeryüzünde O’nun hükümlerini yaşatan, uygulayan, dünyayı imar, insanları idare ve terbiye eden, tüm canlılardan üstün olan, emri altına alan” anlamındadır*Rivayet ve menkıbelerden hz Âdem ve soyunun yeryüzünde yaşamış olan cinlerin veya meleklerin halefleri olduğu mânasını çıkaranlar vardır İbn Abbasın rivayetine göre yeryüzünde ademden önce cinler yaşamaktaydı; Allah bunları uzaklaştırdı ve yerlerine Âdem ile soyunu yarattı.
*Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem önemsiz bir madde olan topraktan bedenî ve ruhî yönleriyle tam ve kâmil bir insan haline gelinceye kadar safhalardan geçti onun sureti Allah’ın kudretinin üstünlüğü iledir
*Hz Âdem ve nesli tüm varlıklardan üstün bir mevkidedir âyetlerde Âdem ve soyu yeryüzünün halifeleridir Allah’ın verdiği aklî, zihnî, ahlâkî meziyetleriyle Allah’a ibadet ederler Allah’ın hükümlerinin yerine getirip canlıları kendi hizmetinde kullanırlar*Allah’ın emriyle melekler Âdem’e secde ederler *Allah hz Âdem’i meleklerden üstün ve saygın yaratmıştır. Bu yalnız Âdem’e değil tüm insanlığa ait bir şereftir. Kur’an’da insanoğlunun meziyetine işaret edilmiştir *Kur’ân-ı Kerîmde Hz. Âdem’in rabbinden vahiy almıştır” Allah ona hitap etmiş, yükümlülük bildirmiştir Allah Nûh ve İbrâhim hânedanı birlikte Âdem’i âlemlere üstün kılmıştır *Ahmed Hanbel’in ilk peygamberin kim olduğu yolundaki bir sorusuna ilk Hz. Peygamber’ “Âdem’dir” karşılığını vermiştir

msabri
02-09-2018, 12:09
AMİN AMİN AMİN YA RAB

murataltug1985
02-13-2018, 09:22
Rabbim kafirler, müşrikler, münafıklar topluluğuna karşı bizlere yardım eylesin. Nusretini üzerimizden eksik eylemesin. Bizler şehitliğin ne olduğunu biliriz. Rabbim bizlere de şehadet nasip eylesin. Şu an mücadele veren, harp içinde olan ordumuza Rabbim yardım eylesin, güvenlik güçlerimize muvaffakiyetler nasip eylesin, muzafferiyetler ihsan eylesin. Bu hakkın batıla karşı büyük bir micadelesidir.*

Ebrehe'nin ordusunu yerle bir eden yüce Mevla'mız Esma'ül hüsna'sı kuvvetine ebabillerin ağzından düşen çamur taneleri gibi ordumuzun silahından çıkan her bir kurşunu isabetli olarak yerine nasip eylesin. Rabbim güvenlik güçlerimize, kahraman Mehmetçik'imize muzafferiyetler nasip eylesin. Düşmanlarımızı mağlup eylesin. Onları Kahhar ism-i şerifi hürmetine kahreylesin, perişan eylesin. Devletimizin, milletimizin üzerinde en küçük dahi bir parçasında gözü olanların gözünü kör eylesin, kalbini mühürlesin. Onlara fırsat vermesin. Şu an Suriye'de ordumuza karşı kurulmuş olan her türlü tuzağı düşmanların kendi başlarına makuz eylesin. Birliğimizi, dirliğimizi Rabbim daim eylesin."

murataltug1985
02-13-2018, 09:22
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ÂDEM - Süleyman Hayri Bolay

*Batıl kitaplarda hz Âdem ile hz Havvâ cennetten atılınca güçlüklerle karşılaşırlar. Tanrı onlara ikametleri için kaya içinde bir mağara verir güçlükler karşısında Tanrı yardımlarına gelir onlara, 5500 sene sonra, iyilerin cennete döneceklerini müjdeler; teselli için cennetten hâtıralar verir. melek Mîkâil altın çubuk Cebrâil buhur, İsrâfil mür getirir. üç nesne, hayat ağacıyla ıslatılıp Âdem’e verilir. bu mağaraya “Hazineler Mağarası” denilmiştir. Kur’an ve hadislerde yer almaz*Batıl kitaplarda Âdem ile Havvâ’nın, evlenmeden cennetten çıktıkları, cennetin yakınındaki dağ tepesinde saklandıkları bildirilmektedir rivayetlere göre cennetten yeryüzüne inme emriyle Âdem Hindistan’a, rivayetlere göre Serendib adasına, Havvâ da Cidde’ye inmiştir. Müzdelife ve Arafat’ta buluşmuşlardır (Taberî, Mes‘ûdî, Ya‘kubî, ).
*Hz. Âdem’in dili islamda Arapça, yahudi ve hıristiyanlarda Ârâmîcedir. Cennette Arapça, yeryüzüne inince Süryânîce konuştuğu, on iki yazı çeşidi ile 700 dil bildiği öne sürülmüştür.

*İsrâiliyat bilgilerine göre Âdem ile Havvâ, cennetten çıktıktan 223 gün sonra evlenmişlerdir Havvâ, Âdem’e kırk çocuk doğurmuştur İlk ikizler Kabil ile kız kardeşi Aklima, son ikizler Abdülmugıs ve Emetülmugıs’tir Kabil ve Aklima’dan sonra Hâbil ile Lebuda doğmuştur.
*Hz ademin ilk çocuklarının isimleri, apokrif kitaplardan “Hazineler Mağarası”na göre Kabil ile Lebuda, Hâbil ile Kelimath; “Âdem’in Vefatı” adlı esere göre Kabil ile Kainan, Hâbil ile Ema; “Âdem ve Havvâ’nın Mücadelesi”ne göre ise Kabil ile Luva, Hâbil ile de Aklejane dünyaya gelmiştir.
*Tevrat’a göre hz Âdem 930 yıl yaşamıştır Hz. Âdem, ölmeden önce oğlu Şît’e vasiyetini yapar ve cuma günü vefat eder Rivayete göre Cenâb-ı Hak, Âdem’e türeyecek soyunu göstermiş, Âdem Hz. Dâvûd’un ömrünün altmış yıl olduğunu görünce 1000 yıllık ömrünün kırk yılını ona vermiştir. vaadinden dönmek isteyince Allah onun ömrünü 1000’e Dâvûd’un ömrünü de 100’e tamamlamıştır (Sa‘lebî).*Kitâb-ı Mukaddes, Hz. Âdem’in kabrinin yerini bildirmemektedir.ilk dönem yahudi ve hıristiyan yazarlar, ve apokrif kitaplar Hz. Âdem, atıldığı yeryüzü cennetinin civarında bir yere gömülmüştür. Îsâ Mesîh’in çarmıha gerildiği Calvaire’e gömüldüğünü savunmuşlardır
*Hz. Âdem’in kabri konusunda İslâmî rivayetler vardır. İbn İshak’a göre Âdem’in kabri cennetin doğusunda diğer rivayetlere göre ise Mekke’de Ebûkubeys mağarasında veya Hindistan’daki Nevz dağındadır Başka bir rivayete göre tûfanda Hz. Nûh, Âdem’in tabutunu gemiye almış, tûfandan sonra Beytülmakdis’e defnetmiştir

murataltug1985
02-13-2018, 09:25
Hz. Adem Kıssası

*Kur'an-ı Kerimde kıssalar sürekli kullanılmıştır. Kıssalar peygamberin kalbinin sağlamlaştırmış akıl sahibi müminlere öğüt ve ibret olmuştur Hz. Adem ve yaratılış kıssası önemlidir kıssa Bakara, A'raf, Hicr, İsra, Taha ve Sa'd surelerinde açılardan anlatılmıştır. Hz. Adem ve yaratılış kıssası insanoğlunun yeryüzüne gelişidir bizlere sayısız müjde, uyarı haber iletilir. *insan, melek ve iblis hakkında Kur'an-ı Kerimde bilgiler ve ibretler vardır
*Allahu Teala topraktan insan yaratıp ruhundan üfleyeceğini meleklerine haber verir. Ve meleklerden ona secde etmelerini isteyecektir. Meleklere: 'Ben yeryüzünde halife yaratacağım' deyince, melekler: 'Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? biz seni hamd ile teşbih ediyor ve takdis ediyoruz! dediler.
*Allah Ben sizin bilmediğinizi bilirim' dedi ve Adem'e isimleri öğretti. Sonra meleklere 'Haydi doğrulardansanız şunların isimlerini bana söyleyin' dedi. Melekler karşılık olarak: 'Sen yücesin, bizim senin öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Yüce ve hakim olan sensin dediler. *Allah Adem'e isimleri meleklerin yanında haber vermesini istedi. Adem isimleri haber verince Allah: 'Demedim mi ben göklerin ve yerlerin gaybını bilirim. Sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilirim! dedi.*
*Allah meleklere Adem'e secde etmelerini emretti. Melekler secde ettiler. İblis secde etmedi, yüz çevirdi ve kafirlerden oldu. Allah Ey İblis, niye secde etmiyorsun, nedir bu hal? deyince, İblis 'Ben üstünüm. Beni ateşten onu topraktan yarattın. Ben hiç topraktan yarattığına secde eder miyim?' dedi.*
*Allah: 'Çık oradan. Artık lanetlendin. Ceza gününe kadar lanetim üzerindedir. büyüklenmek sana düşmez, defol sen aşağılıklardansın' buyurdu.

*İblis Allah'tan insanların diriltilecekleri kıyamete kadar süre istedi. Allah da ona süre verdi İblis anlatmaya başladı: 'Beni azdırdığın için ben de onları saptırmak için pusu kuracağım. onlara onlara sokulacağım. İhlaslı kulların hariç hepsini senin yolundan ayıracağım. dedi. *Allah İblis'in halis kullara karşı hiç bir gücü olmadığını İblis'e ancak azgınların uyacağını onunla ve ona uyanlarla Cehennemi dolduracağını" söyler.**Ve allah İblis'e şöyle hitap eder: 'Şeytan aldatmadan başka bir şey va'detmez-. Mü'min kullar üzerinde hiç bir hakimiyeti olamaz. Rabbin vekil olarak yeter.'*
*Allah ile İblis arasındaki konuşmalardan sonra Allah Adem'e İblis'in düşman olduğunu kendilerini cennetten çıkarmaya çalışacağını söyler. Allah Adem'e şöyle der: 'Sen ve eşin cennette yerleşin, dilediğiniz gibi yiyin için. Burada acıkmak ve Susamak yoktur. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. bu ağaca yaklaşırsanız zalimlerden olursunuz.
*İblis lanetlenip de Adem ve eşi de cennete yerleştirildikten sonra İblis Adem ve eşine karşı fırsatlar kollar. Rabbinizin sizi ağaçtan men etmesinin sebebi sizin melek olmanız ve burada hakimiyete sahip olmanız ve ebedi yaşamamanız içindir. Yemin ediyorum, tek amacım öğüt vermek iyiliğinizi istemektir' dedi. Adem ve eşi yasak ağaçtan yediler

*Yasak ağaçtan yiyen hz adem ve eşinin çirkin yerleri gözüktü. Üstlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar.*İblis onları aldattı mevkilerinden indirdi ayaklarını kaydırdı cennetten çıkardı. Adem Rabbinin buyruğuna karşı geldi, yolunu şaşırdı. Allah onu azimli bulmadı.*
*Allah: 'Ben sizi ağaçtan men etmedim mi? Şeytan düşmandır demedim mi?' buyurdu. Adem ve eşi: 'Rabbimiz kendimize zulmettik. bizi bağışlamaz, merhamet etmezsen ziyana uğrarız dediler.
*Allahi teala şöyle emretti ey adem yeryüzüne inin sizin için yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinme vardır. Orada yaşayacak, orada ölecek ve yine oradan diriltilip çıkarılacaksınız*Adem allahın inayetiyle ve tam bir teslimiyetle Allah'a tevbe etti. Allah tevbesini kabul etti. Şüphesiz o tevbeyi çok kabul edendir ve çok bağışlayandır (et-Tevvabu'r-Rahim)*Allahu Teala emretti benden hidayet geldiğinde kim hidayetime tabi olursa o sapmaz sıkıntıya düşmez.kim benden yüz çevirirse, ona sıkıntı vardır. kıyamete kör kaldırırız.*O Allah'ım ben daha önce görürken şimdi niçin beni kör ettin deyince, Allah: 'Sana ayetlerimiz geldiğinde sen onları unutmuş görmezlikten gelmiştin. bugün de sen böyle unutuldun buyurdu

murataltug1985
02-13-2018, 09:25
Hz. Adem Kıssasından Çıkarılabilecek Dersler

*kıssada üç yaratıktan söz edilmiştir. Bunlar; teslimiyetçi melekler, kibirli, isyan ve günahkar nankör iblis ve iyilik ve kötülük timsali insan.*İnsan hem melek hem de İblisle aynı özelliklere sahiptir hem meleklerden yüce hem de İblisten aşağılık olabilir.*İnsanın dünyadaki hayatı tesadüfen değildir Allah ve kainatın işleyişiyle uyumlu bir şekilde yaratmıştır.İnsan kainatta üstün, eşsiz bir varlıktır sıfatı 'halife'dir. varis kılınmıştır.*başına buyruk yaratılmamıştır. Allah'ın ölçülerini unutulmamalı, hakimlik taslamamalıdır haddini aşan insan kafir, zalim ve fasık olacaktır.
*Allah Adem'e isimleri öğretmiş İnsana bilgi yetki ve irade verilmiştir ondan isteklerde bulunulmuştur. O hilafetini bilgisiyle sürdürecektir. Hilafeti adalet içinde olmalı, hevasına uymamalı Allah'a teslim olması gerektiğini unutmamalıdır.*
*İnsan haya duygusuna sahiptir. Hayasız insanlar fıtratları bozulmuş, insanlıktan uzaklaşmış kimselerdir.*Fıtratı bozulmamış insanlar kötülüğü kabul etmezler. İblis insanın bu özelliğini bildiği için ona sokulur, doğrulardan olduğuna inandırmak için yemin eder, yasakları çiğnetmek için güzellikten bahsederek onu kandırabilir.

*İnsan iblisin kendisini kandırmak güzel sözlerle
geleceğini unutmamalı, Allah tarafından yasaklanan şeyleri, güzel göstermeye çalışmamalı, hürmetsizlik etmemelidir.İnsanda mevki arzusu vardır. insan bunun için haramları çiğneyebilir. İblis Adem ve eşine mevki gösterip inandırarak kandırmış, yasağı çiğnetmiştir*İnsan sapmamak ve sıkıntıya uğramamak için Allah'ın hidayetine uymalıdır. İnsan hidayete muhtaçtır Allah hiç bir zaman hidayetten yoksun bırakmayacaktır.
*İnsan hata yapınca haram işleyince karşısında Allah'ı bulacaktır. Ve sonunda O'na hesap verecektir*İnsanın önünde iki yol vardır; birisi İblisin yolu itaatten çıkma, nasihat kabul etmeme ve Allah'a isyan yolu diğeri de Adem'in itaati yanılgısı tevbe yoludur Allah günahından vazgeçen kullara bağışlayandır. İnsana yakışan tevbedir.
*Adem ve eşi cennetteyken Allah tarafından denenmiştir Dünyada imtihandır. Her iki imtihanda sınırsız mubah alanı ve çok az haram alanı vardır. Mubah insanın tüm ihtiyaçlarını karşılar haramı aşan kimseler kendilerini savunamaz Tek yapılması gereken Adem gibi tevbe etmektir.
*İnsan İblis'in düşman olduğunu felaket istediğini unutmamalıdır. İblis'in tuzağına düşüp günah işlemek İblis tarafından zavallı duruma düşürülmektir. Tevbe etmemek ve iblise kapılmak zaaf ve alçaklıktır İnsanın şerefli ve güçlü olması için, el-Aziz olan Allah'a dayanması ve teslim olması, İblis'ten uzak durması gerekir.

murataltug1985
02-13-2018, 09:25
Hz. Adem Kıssasından Çıkarılabilecek Dersler

*Allah, yasak sınırını aşan Adem ve eşini affetmiş dünya imtihanını günahsız olarak başlatmıştır. Tüm insanlar dünyaya günahsız gelecekler, dünya hayatlarında sayısız imtihanlar geçireceklerdir.
*İblis Allah'a inanmaktadır Allah'a itaat etmeyip, yüz çeviren biridir. yüz çevirmesinden dolayı lanetlenmiştir. İnsanlardan kim büyüklük taslar, Allahtan yüz çevirirse İblis gibi nankörlerden sayılacak laneti hak edecektir. Yüz çeviren, büyüklenen Allah'ın yolundan alıkoyanlar İblis ile birlikte cehenneme doldurulacaklardır.
*İblis ve onun taraftarları ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar Allah'ın halis kullarını saptıramayacaklardır. İblis davette bulunup sanıkları ortata çıkaracaktır.*O ve adamları insanları isyana çağırırken iyiliklere engel olurken Allah'ın halis ve salih kulları insanları Allah'ın doğru yoluna çağıracak, iblisin hilelerine karşı uyaracaklardır. *Allah, halis kullarını meleklerle destekleyecektir. Melekler muhafızlık yaparak, haber ve vahy getirerek, mü'minleri müjdeleyerek, cihadda mü'minlerle birlikte yer alarak ve onlar için Allah'a dua ederek mü'minleri destekleyeceklerdir.*

*Melekler Allah'ın kızları değildir, Allah'a teslim olmuş, Allah'ı hamd ile teşbih eden kullardır.
ilk saptırılan kimse kadındır veya erkektir" denilemez. Kadın ve erkek Adem ve eşi yasağı birlikte çiğnemişlerdir.Adem (as) yaratılış kıssasında kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığı iddia edilemez. Kadın ve erkeğin ortak adı insandır ve insan topraktan yaratılmıştır.*
*Allah'ın insana seçtiği yer cennettir. İnsan Allah'ın hidayetine uyar ve tevbe ederse cennete dönecektir. kazanacak, şeytanın yolunu reddedip onun tüm çabalasını boşa çıkarmanın mükafatı olarak cennete girecektir.**İblis ve adamlarına karşı mücadele ciddi ve süreklidir İnsan güçlü bir iman ve Allah'a şartsız itaat ile mücadeleyi başarı ile bitirecek şeytandan kurtulacakdır.*İnsan şeytani hilelere uyanık olmalı, savaşmalı, tuzakları sezmeli ve açığa çıkarmalıdır. Ancak tuzağa düşebilir. Tuzağa düşünce tevbe ederek toparlanmalıdır. İnsan fıtratına uygun davranış, hatalarda ısrar değil, tevbedir.*Seyyid Kutup İnsan Uzun ve çetin savaşını şeytan ve yardımcılarına yöneltmelidir heves ve şehvet ile şeytana uyup, kendini ilah yerine koyanlarla ve şer kuvvetlerle savaşan müslüman tek bir düşmanla çetince savaştığını bilmelidir. Müslümanın savaşı, sinsi ve inatçı düşmanı şeytana karşıdır cihad kıyamet gününe kadar her yönüyle devam edecektir."

murataltug1985
02-13-2018, 09:26
Kaynak sorularla islamiyet.com HÂBİL VE KÂBİL


*Kur'an-ı Kerîm'de kıssaları yeralan, Hz. Âdem (a.s)'ın iki oğlunun isimleri zikredilmektedir kıssalar ibrettir*İslâm nur ve huzur saçtıkça, putperestlerin yahudî ve hristiyanların dinimize düşmanlıkları kabarıyor, hasetleri sınır tanımıyor Yahudîler İslâm'a darbe vurmak için Hz. Peygamber (s.a.s) ve önde gelen sahabîleri öldürmek için tuzak kurmuşlardı. Onları yok edeceklerdi. Allah'ın (c.c) lütfuyla Hz. Peygamber'in suikastten haberi oldu
*Hz. Peygamber insanlara kahır elini değil, lütuf elini uzattı. müslümanlar müşrikleri affetme büyüklüğünü gösterdi.*Siyercilere ve İbn İshâk'ın rivayetine göre Hz. Havva kırk çocuk doğurmuştur.ikizlerden biri oğlan, diğeri kız oluyordu. Allah Teâlâ Âdem (a.s)'a, ikizlerden her birinin kız evlendirmesini vahyetmişti., Âdem (a.s)'ın büyük oğlu Kâbil ile küçük oğlu Hâbil de birbirinin kız ikiziyle evleneceklerdi. *Kâbil'in ikizi olan kız Aklimâ, Hâbil'in ikizinden güzeldi. Kâbil razı olmamış, Aklima ile evlenmek istemişti. Âdem (a.s) isteğin gayr-i meşrû olduğunu izah etti ise de Kâbil' söz dinlemedi. Kâbil'in ikizi Aklimâ hakkında kurban takdim etmelerini, hangisinin kurbanı kabul görülürse Aklimâ ile evlenmesini çare göstermiş, bunun üzerine kurban takdim etmişlerdi

*Tefsirlerde Kâbil ziraatçı, Hâbil çobandır. Kâbil'in kurbanı değersiz cılız başaklardan oluşan bir demetti. Üstelik dolgun bir başağı kurban etmeğe kıyamayarak yemiş, Hâbil ise beğendiği koyunu, kurban etmişti Hâbil'in kurbanı kabul görmüş, gökten inen beyaz bir ateş parçası Hâbil'in kurbanını yakmıştı *Habil ve kabil Kıssası Kur'an-ı Kerîm'de şöyle ifade edilir: "Onlara Âdem'in iki oğlunun kıssasını oku Hani Âdem'in iki oğlu kurban takdîm etmişlerdi biri kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. *Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine; Ahdim olsun seni katledeceğim' dedi. Diğeri Allah ancak muttakîlerden kurban kabul eder. Öyleyse Allah'tan kork, niyetini düzelt. Eğer beni öldürmeye elini kaldırsan bile, ben elimi kaldıracak değilim. *ben Rabbü'l-âlemîn olan Allah'tan korkarım. Dilerim ki günâhımı yüklenesin ve cehennemlikler den olasın. İşte zalimlerin cezası budur' dedi.

*Kâbil Hâbil'i öldürmekte nefsine uydu onu öldürerek zarara uğrayanlardan oldu.*Allah kabile kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermeye, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Kâbil gömmeyi düşünemiyordu. Yapacağı işi bir kargadan öğrenince Bana yazıklar olsun Kardeşimin ölüsünü örtmede karga kadar olamadım' dedi de ettiğine yananlardan oldu" (el-Mâide).*rivayetlere göre, karga başka bir kargayı öldürdü bir karganın leşini buldu yeri eşeleyerek gömdü ve Kâbil'e örnek oldu.Kâbil'in pişmanlığı "tövbe değildi. katlanmak zorunda kaldığı vicdanî eziyyetti çektiği sinir yorgunluğu içindi.*Kabil hâdisesinde Hz. Âdem oğullarını Kâbil'e emânet etmiş ve gitmişti. Dönüşünde çok üzüldü ve Kâbil'e lânet ve beddua etti. Kâbil kızkardeşini alarak babasından uzaklaştı, Yemene giderek ölünceye kadar orada kaldı *Kabil kıssasında yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökecek olanları mı yaratacaksın?" diye, soran meleklerin ifadeleri gerçekleşiyor; şeytan yeryüzünde ilk başarısını kazanıyordu. mücâdele, insanlar için imtihan yeri olan dünyanın bir gerçeğiydi.*Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Öyle bir fitne gelecek ki oturan, ayakta olandan, ayaktaki yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacak"

murataltug1985
02-14-2018, 08:38
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

murataltug1985
02-14-2018, 08:38
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

“*Her Peygamber, kendi zamanında, ve mekânında, üstündür.aleyhisselâm ise, her zamanda, her memlekette, dünya yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya tüm varlıkların, en üstünüdür. Hiç kimse, Onun üstünde değildir.
*Dilediğini yapan, her istediğini yaratan, hz Muhammedî üstün yaratmıştır. Onu medh edecek güç Onu tenkîd edecek iktidâr yoktur. O’na tâbi olunursa saadet-i ebediyye, sonsuz kurtuluş umulur. Yoksa O’na tâbi olmayan, herşey, hiçtir. Ona uyulmadıkça, hayır ve iyilik, dünyada kalır, âhırette ele birşey geçmez.

HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)
Mübarek*Ruhu Nurun Yaratılması*

*Peygamberimiz aleyhisselam, Allahü teâlânın habibi, sevgilisidir tüm insanların, mahlukatın en üstünü, en güzeli, en şereflisidir. insan ve cinne son ve en üstün peygamberdir. Alemlere rahmettir her şey onun hürmetine yaratılmıştır.*Allahü teâlâ, tüm peygamberlere ismen hitab etmiş sadece efendimize "Habibim demiş Seni alemlere rahmet gönderdik"sen olmasaydın, mahlukatı yaratmazdım" buyurmuştur*Peygamberimiz dünya yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, tüm varlıkların en üstünü, en faziletlisidir. kimse, O'nun üstünde değildir. Cenabı Hak, O'nu öyle yaratmıştır.
*Allahü teâlâ sevgilisi peygamberimiz aleyhisselamın mübarek nurunu yarattı.
Eshabı kiramdan Abdullah, Ya Resulallah! Allahü teâlânın her şeyden evvel yarattığı nedir?" diye sorunca; "Her şeyden evvel benim nurumu kendi nurundan yarattı. O zaman; levh, kalem, Cennet, Cehennem, melek, sema , arz güneş, ay, insan ve cinler yoktu" buyurdu

*Peygamberimizin nuru, Adem aleyhisselamın kalbi ve cesedi yaratılınca, onun iki kaşına kondu. Adem aleyhisselama ruh verilince, alnında, zühre yıldızı gibi parlayan bir nurun olduğunu fark etti.*Adem aleyhisselam yaratıldığında, cenabı Hakk Ebu Muhammed yani Muhammed'in babası diyerek hitab etti Ey Rabbim Bana niçin Ebu Muhammed künyesini verdin?" diye sual edince, Allahü teâlâ; "Ey Adem! Başını kaldır!" diyince Adem aleyhisselam, Arşı alada sevgili Peygamberimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" nurdan yazılmış Ahmed ismini gördü.
*Hz adem "Ey Rabbim! Bu kimdir?" diye sual etti. Allahü teâlâ "Bu, senin zürriyetinden bir peygamberdir. O'nun ismi göklerde Ahmed, yerde Muhammed'dir. O olmasaydı, seni yaratmazdım. Yerleri ve gökleri de halk etmezdim" buyurdu.**Âdem aleyhisselamın alnına nakşedilen nur parlamaya başladı. Âdem aleyhisselamdan itibaren temiz babalardan ve temiz analardan efendimize kadar geldi nur...ayet-i kerimede şöyle bildirmiştir:"Senin nurun, secde edenlerden dolaştırılıp, sana ınkılab etmiştir (Şuara suresi)

murataltug1985
02-14-2018, 08:39
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

*Hadis-i şerifte şöyle bildirilmiştir Allahü teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda getirdi. Sonra, kısımlarından en iyisini seçti. Beni vücuda getirdi. evlerden, ailelerden en iyisini seçip, beni meydana getirdi. benim ruhum ve cesedim mahlukların en iyisidir. silsilem, ecdadım en iyi insanlardır."*Yaratılan ilk insan Âdem aleyhisselamda, Efendimizin nuru parlıyordu. Nur zerresi Hazret-i Havva'ya, ondan Şit aleyhisselama temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere geçti.aleyhisselamın nuru alınlardan alınlara geçti *Âdem aleyhisselam oğlu Şit aleyhisselama şu vasiyette bulundu Yavrum! alnında parlayan nur, son peygamber hz Muhammed nurudur. Bunu, mümin, temiz hanımlara teslim et ve oğluna vasiyette bulun*Muhammed aleyhisselama gelinceye kadar, en asil erkekler en kibar kızlar ile evlendiler. Nur, kadın erkek, temiz alınlardan geçerek sahibine ulaştı.efendimizin nuru, en şerefli ve hayırlı tarafta bulunurdu. Her asırdaki zatlar yüzündeki nurdan belli olurdu.*Efendimizin nurunu taşıyan seçilmiş bir soy vardı bu soydan olanın yüzü güzel ve nurlu olurdu.nuru kardeşleri arasında seçilir, kabilesi başka kabilelerden üstün, ve şerefli olurdu.*Peygamber efendimiz buyurdu dedelerim zina yapmadı. Allahü teâlâ, beni, temiz, baba ve analardan getirdi. Dedelerimin iki oğlu olsaydı, ben en hayırlısında, en iyisinde bulunurdum."
Topluluğum ne zaman ikiye ayrılsa Allahü teâlâ beni muhakkak en hayırlı tarafda bulundurmuştur." buyurdu.*adem aleyhisselamdan beri, evladdan evlada geçen nur, Taruh'a, ondan oğlu İbrahim aleyhisselama, sonra oğlu İsmail aleyhisselama geçmiştir. Onun alnındaki güneş gibi nur,
sıra ile intikal ederek asıl sahibi osevgili peygamberimiz aleyhisselama ulaştı.*

murataltug1985
02-14-2018, 08:39
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin dedesi abdulmuttalib

*efendimizin babası Hz. Abdullah, Resulullahın dünyayı teşrifinden önce vefat ettiği için dedesi Abdülmuttalib O'nu himayesine almıştı. *Abdülmuttalib'in ismi Şeybe'dir. Şeybe, babası Haşim vefat ettiğinde, çocuktu. Medine'de ok talimleri yapıyordu. Şeybe'nin alnında parlayan nura hayran kaldılar*Şeybe'ye yayını gerip hedefe okunu saldı. Ok, isabet edince, o heyecanla; "Ben Haşim'in oğluyum. Elbette okum hedefini bulur!" dedi. Onun Mekkeli Haşim'in oğlu olduğunu anladılar.*Haşim vefat etmişti. Abdü Menaf oğulları Mekke'ye döndü Haşim'in kardeşi Muttalib'e; "Medine'deki yeğeni Şeybenin çok akıllı bir çocuk. Alnında herkesi hayran bırakan bir nur parlıyor. dediler*Muttalib, yeğeni Şeybe'yi Mekke'ye getirdi.çocuk kimdir?" diye soranlara zarar vermemeleri için "Kölemdir" Şeybe'nin ismi, Muttalib'in kölesi anlamına gelen Abdülmuttalib olarak kaldı.*Abdülmuttalib'in mübarek bedeninden misk kokusu gelirdi. Alnında, Allahü teâlânın habibi aleyhisselamın nuru parlar, etrafına hayırlar, bereketler saçardı. *Mekkede kıtlık olsa, Mekkeliler Abdülmuttalib'i Sebir dağına çıkarırlar, O da Allahü teâlâya yağmur için dua ederdi. Cenab- Hak Abdülmuttalib'in alnında parlayan sevgili Peygamberimizin nuru bereketine duasını kabul eder, bol bol yağmur gönderirdi.ve Abdülmuttalib'in kıymet ve itibarı çoğalırdı.
*Mekkeliler onu reis seçtiler. Ona karşı gelen olmaz, emri altına giren rahat ve huzur bulurdu. hükümdarlar Abdülmuttalib'in faziletini ve büyüklüğünü tasdik ederdi. İran kisrası onu çekemez, düşmanlık beslerdi.*Abdülmuttalib, Hanifti Müslüman idi. Bdin, dedelerinden İbrahim aleyhisselamın dini idi. hiç bir zaman puta tapmadı Kabe'nin etrafında Allahü teâlâya dua eder, ibadetlerini yapardı.*

murataltug1985
02-14-2018, 08:40
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Zemzem kuyusu

*Zemzem bir sudur hiç eksilmez dibine erişilmez. hacılara kifayet eder. Cebrail aleyhisselamın kanadıyla vurduğu yerden çıkmıştır.
Allahü teâlânın, İsmail aleyhisselama yarattığı sudur. Susuzları kandırır, açları doyurur. Hastalara şifa olur. *Dede Abdülmuttalib'e, rüyasında bir kimse; "Ey Abdülmuttalib! Kalk Tayyibe'yi kaz!"diyerek kayboldu. Ertesi gün; "Kalk, Berre'yi kaz!" Üçüncü gün Kalk, Mednune'yi kaz Dördüncü gün "Ey Abdülmuttalib Kalk, Zemzem kuyusunu kaz!" deyince, Abdülmuttalib; "Zemzem nedir? diye sordu. O zat şöyle cevap verdi Kurban kesilen yere git. kırmızı gagalı bir karga gelir. Gagasıyla yeri eştiği yerde, bir karınca yuvası görürsün. orası Zemzemin yeridir" dedi.*efendimizin dedesi Abdülmuttalib, rüyasındaki yere gitti rüyada söylenen kırmızı gagalı karga bir çukura kondu gagası ile yere vurunca Altından karınca yuvası çıktı. Abdülmuttalib kazınca kuyunun ağzı göründü.Abdülmuttalib Allahü ekber, Allahü ekber!" diyerek tekbir getirdi Kureyşliler, Ey Abdülmuttalib! Bu, babamız İsmail'in kuyusudur. Onda hakkımız vardır. Bizi ortak etmelisin!" dediler.

*Abdülmuttalib Hayır! Bu sadece bana ihsan edilmiştir diye cevab verdi. Kureyşliler; "Sen yalnızsın. bize karşı koyman mümkün değil!" dediler.içi burkuldu. Tek çocuğu olduğuna üzüldü. üzüntü ile ellerini kaldırarak; "Ya Rabbi Bana on çocuk ihsan eyle. duamı kabul buyurursan, Kabe'de kurban edeceğim" diye yalvardı.*Abdülmuttalib, kazı işinde şiddetli çarpışmaların olabileceğini düşündü. kazmayı bıraktı bir hakem istedi. Şam'dan bir kahin getirdiler ancak Yoldan çıkacak kervan susuzluktan ve sıcaktan hareket edemez oldu. Abdülmuttalib geliniz! Toplanınız size ve hayvanlarınıza yetecek kadar su buldum! diye bağırdı.*aleyhisselamın mübarek nurunu taşıyan Abdülmuttalib, su ararken, devesinin ayağı taşa takılmıştı taş yerinden oynayınca su çıkmıştı. Herkes geldi, kana kana su içerek hayat buldu.
*Abdülmuttalib'in büyüklüğü karşısında mahcub olan Kureşyliler Ey Abdülmuttalib sana sözümüz kalmadı. Zemzem kuyusuna layık olan sensin. seninle münakaşa etmeyeceğiz.hakeme lüzum kalmadı dönüyoruz, dediler Abdülmuttalib, alnındaki nurun hürmetine, Zemzem kuyusunu kazıp, su çıkarma şerefine kavuştu.*

murataltug1985
02-14-2018, 08:40
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Kurbanlık oğul*efendimizin babası abdullah

*Abdülmuttalib'in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra şanı arttı yıllar geçti. Oğlunu adak adamıştı Cenab-ı Hak, gönlündeki duayı kabul edip Abdülmuttalib'e, Haris'den başka on oğul ve altı kız çocuğu ihsan etti. Ancak adağını unuttu.*Abdülmuttalib'e, rüyasında;
Ey Abdülmuttalib! Adağını yerine getir! denildi. Sabahleyin Abdülmuttalib bir koç kurban etti. Fakat ikaz edildi büyük bir sığır kurban etti rüyasında;
Ondan büyüğünü kurban et! Emriyle büyüğü nedir?" diye sordu. Oğullarından birini kurban adamıştın. Adağını yerine getir denildi.*Abdülmuttalib'e rüyasında adağını yerine getirilmesi bildirildi. çocuklarına yaptığı duayı söyledi. oğullarından adağı için birini kurban istedi. Evladları muhalefet etmedi.Ey babamız Adağını yerine getir! İstediğini yapmakta serbestsin! dediler.*Abdülmuttalib, kur'a çekti kurban olacağı oğlu en çok sevdiği Allahü teâlânın habibi*aleyhisselamın nurunu taşıyan Abdullah'a çıktı. Abdülmuttalib, sendeledi, göz pınarları yaşla doldu. Allahü teâlâya verdiği sözü yerine getirmeliydi. bir eline bıçağı, bir eline ciğerparesi Abdullah'ı alarak, Rabbine sözünü yerine getirmek için Kabe'ye vardı

.*Gözü yaşlı baba, Abdullah'ı kurban etmek için hazırlıklarını tamamladı. Kureyş'in ileri gelenlerinden Ey Abdülmuttalib! Dur Biz senin oğlunu boğazlamana razı değiliz. Eğer böyle bir iş yaparsan, Kureyşte adet olur. Herkes oğlunu keser. Buna ön ayak olma adağını başka bir şekilde getir!.. dedi. *Abdülmuttalib Hayber'de Kutbe adındaki kahine gitti Kahin sordu Sizde insan diyeti ne kadardır?On devedir.- O zaman, on deve ve oğlunuz arasında kur'a çekiniz. Kur'a oğlunuza çıkarsa, on deve artırarak yeniden kur'a çekiniz. Kur'a develere çıkıncaya kadar artırınız dedi Abdülmuttalib, sevinçle Mekkede kahinin dediğini yaptı. defalarca kur'a çekti. Hep Abdullah'a çıktı. deve sayısı yüze çıkınca, kur'a develere isabet etti. Abdülmuttalib; "Allahü ekber tekbirleriyle develeri kesti. Etlerin Hepsini fakirlere dağıttı.*efendimizin nesebi İsmail aleyhisselama dayandığı için; "Ben, iki kurbanlığın oğluyum" buyurmuştur.**Kurban edilmekten kurtulan abdulmuttalib oğlu Abdullah, büluğ çağında güzel ahlakı, ve yakışıklılığı ile dillere destan oldu. herkes, ona kızlarını vermek için yarıştı Güzelliği ve şöhreti Mısır'a kadar yayıldı. İki yüze yakın kız ona evlenme teklif etdi. Abdülmuttalib ise oğluna; kibar, asil, İbrahim aleyhisselamdan beri uydukları "Hanif dini"ne bağlı Müslüman bir kız arıyordu.

*Abdülmuttalib, Zühre kabilesinin büyüğü Vehb'in kızı Amine'nin güzelliğini, iffet ve hayasını, işitmişti. Soy bakımından akraba idiler oğlu Abdullah'ı, Vehb'in kızı Amine ile evlendirdi...
efendimizin Babası Abdullah'ın evlendiği sene Mekke'de kıtlık vardı. Senelerdir yağmur yağmamıştı. Ağaçlar kurumuş, mahsulden eser yoktu. İnsanlar sıkıntı içinde ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi.*Peygamberimizin mübarek nuru, hazret-i Abdullah'dan hazret-i Amine'ye geçince yağmurlar başladı mahsuller oldu o seneye bolluk senesi dendi
*Amine validemizin hamileliğinde kocası Abdullah ticarete Şam'a gitti. Dönüşünde hastalandı. Medinede dayıları Neccaroğullarının yanında yirmi beş yaşında vefat etti.Mekke üzüntüye gark oldu.
*efendimizin babası Abdullah, vefat edince melekler;- Ey Rabbimiz, Resulün yetim kaldı, dediler. Allahü teâlâ;- O'nun koruyucusu ve yardımcısı benim, buyurdu.*

murataltug1985
02-14-2018, 08:41
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Fil vak'ası*

*efendimizin doğmasına iki ay vardı. Fil vak'ası oldu. İnsanlar akın akın Kabe'yi ziyaret ederdi. Yemen valisi Ebrehe, Bizans İmparatorunun yardımı ile Sana'da kilise yaptırdı.
İnsanların Kabe'yi değil bu kiliseyi ziyaret etmelerini istedi. Araplar Ebrehe'nin kilisesine itibar etmediler. Hakaret gözüyle baktılar. Ebrehe ise Kabe'yi yıkmaya karar verdi.*Ebrehe büyük bir orduyla, Mekkeye yürüdü. Kureyş'i yağmaladı, Abdülmuttalibin iki yüz devesine el koydu Abdülmuttalib,develerini istedi. Ebrehe;
Ben sizin mukaddes Kabe'nizi yıkmaya geldim. Sen onu korumuyorsun develerini mi istiyorsun diyince abdulmuttalib Ben develerin sahibiyim. Kabe'nin elbette sahibi vardır. Onu, O korur.
*Ebrehe:Bana karşı koruyacak yoktur! diyerek Abdülmuttalibin develerini verdi, sonra ordusuyla Kabe'ye hareket etdi.Ebrehe'nin ordusunda, zafere kavuşturacak Mahmud" adında bir fil vardı. Ebrehe, Kabe'ye yönelince, fil yere çöktü ve yürümedi. Halbuki Yemen'e çevrilince; koşarak gidiyordu.
*Mekke'ye hücum edemeyen Ebrehe'nin üzerine, Allahü teâlâ, Ebabil Kırlangıcını gönderdi. kuşların her biri; ağzında ve ayaklarında nohut ve mercimek taşlarını taşıyorlardı.*Ebrehe'nin ordusuna ebabiller mercimek taşlarını bıraktılar. Taşlar, askerleri, başlarından deliyor. Taşa hedef olanlar derhal ölüyordu.*Ayet-i kerimedeki gibi, ebrehenin ordusu, yenilmişti Ebrehe, kaçmak istedi.kaçamadı. Taşlara hedef oldu Kaçtıkça parçalandı etleri parça parça dökülerek öldü.
*Kur'an-ı kerimde Fil suresi şöyle geçmektedir:
"O kuşların her biri, çamurdan yapılmış ateşte pişirilmiş taş atarlardı. Nihayet Allahü teâlâ onları, güve yemiş ekin yaprağı gibi, yok ediverdi."*

murataltug1985
02-14-2018, 08:41
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Semavi kitapların müjdesi* müjdelenen peygamber

*Zaman ve mekan içinde, nebiler, resuller geldi... Mukaddes bayrağı birbirlerine teslim etti Gaye, bayrağın bütün zamana ve mekana hakim, Allahın Habibine ulaşmasıydı.*Hepsinin geleceğini haber verdiği biri vardı... herkes ümmet olmayı arzu ediyordu O'na..*Kainatın efendisi aleyhisselamın geleceği, Âdem aleyhisselam ve her peygambere ve ümmete bildirilmiş; doğması müjdelenmişti.
*Tevrat'ta, hz muhammed şöyle yazılıydı:
O, öyle bir mübarek zattır ki, himmeti yüksek, yardımı ziyadedir. Fakirlerin sevgilisi, zenginlerin tabibidir. O, güzeller güzeli, temizler temizidir. Sohbeti yumuşak, taksimi adil, yaptığı her muamelede doğrudur.*Kafirlere sert ve şiddetlidir. Yaşlılara hürmet, küçüklere şefkat eder. şükreder. Esirlere acır. güler yüzlüdür. Gülüşü, tebessümdür, kahkaha etmez. Ümmidir; her şey O'na bildirilmiştir.*O'nun ümmeti iyi ahlak sahibidir
*O Allahü teâlânın resulüdür. Kötü huylu, katı kalbli değildir. Çarşı ve pazarda bağırmaz. ümmeti iyi ahlak sahibidir. Allahü teâlânın ismini anarlar.
Abdestle namaz kılarlar. safları düzeltirler tesbih sesleri bal arısının sesi gibidir. Mekke'de doğan Medine'den Şam'a kadar her şey O'nun idaresindedir *İsmi Muhammed'dir mütevekkildir Bozuk dinleri kaldırıp hak dini yaymadıkça O'nu dünyadan çıkarmam. O, Hakk'a çağırır.bereketiyle gözler açılır, kulaklar işitir. Kalblerden gaflet gider..."

*Davud aleyhisselama gelen, Zebur'da hz muhammed O yüce peygamber şöyle bildiriliyordu.
O, öyle bir kimsedir ki, eli açıktır. cömerttir. Asla kızmaz. Çok yumuşaktır. Tatlı sözlü, nurani yüzlüdür. İnsanların tabibidir. Çok ağlar, az güler. Az uyur, çok düşünür. Yaratılışı hoş ve güzeldir. Sözleri gönülleri alır, ruhları cezbeder...*Ey Habibim! Himmet kılıcını sıyırıp, bütün kuvvetinle kahramanlık meydanında kafirlerden intikam alasın. Güzel bir lisan ile hamd ve senamı her yere yayasın. Bütün kafirlerin başları, kerametli ellerin önünde eğilecektir..."*hakiki İncil'de efendimiz tabi olunması emrediliyordu insanlara O, çok yemez, cimri değildir. Hile yapmaz, kimseyi kötülemez,acele etmez. intikam almaz. Tembel değildir. gıybet etmez..." buyuruluyordu.*İncil'de şöyle yazılıdır:Rab tarafından gelecek benden önce gelmiş olsaydı, bana şehadet ederdi. Siz de ona şehadet edesiniz. öteden beri benimle bulunanlar. şüpheye düşmeyin sürçmeyin*müjdeler, alametler açıkca gösteriyordu ki, Makam-ı mahmud sahibi, şefaatçıların baş tacı geliyordu!..Kainatın hocası, insanların efendisi geliyordu peygamberlerin sultanı geliyordu!..Allahü teâlânın Habibi hürmetine yaratıldığımız, alemlere rahmet sevgili Peygamberimiz geliyordu!...*

murataltug1985
02-14-2018, 08:42
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Cahiliye devri efendimizden önce

*Fahr-i kainat efendimiz doğmadan önce, alemde müthiş bir zulmet ve karanlık vardı. İnsanlar hadsiz, hudutsuz derecede azgınlaşmışlardı Allahü teâlânın dini unutulmuş ilahi hükümler yerine, insan kafasından çıkan fikirler, yer almıştı.
*mahluklar, insanların vahşet ve zulmünden bunalmıştı. Yeryüzünde Allahü teâlâya iman unutulmuş, huzurun, saadet ve sevinç kaynağı Tevhid ortadan kalkmıştı.*Küfür fırtınası, kalblerden imanı atmış, gönüllerde, Allahü teâlâya inanma yerine, putlara tapma fikri yerleşmişti. Musa aleyhisselamın dini unutulmuş, Tevrat bozulmuş. İsrailoğulları birbirlerine düşmüştü.
*İsa aleyhisselamın Hıristiyanlığı bozulmuş din ile alakası kalmamıştı. Teslis üçlü tanrı fikri kabul edilmişti. İncil kaybolmuş, papazlar onu tahrip etmişlerdi.*kitaplar, Allahü teâlânın kelamı olmaktan çıkmış Mısır bozulmuş Tevrat'ın hükmü, Bizans'ta değiştirilmişti İran'da ateşe tapılıyor, ateşperestlerin ateşi bin senedir söndürülmüyordu. Çin'de Konfüçyüsizm, Hindistan'da Budizm Hinduizm gibi uydurma dinler hüküm sürüyordu.
*Arabistan'ın insanları şaşırmış ve sapıtmışlardı. Allahü teâlânın kıymetlisi Kabe-i muazzamaya, put yerleştirmişlerdi. Kabe-i muazzama arş'ta meleklerin ziyaret ettiği "Beyt-i Ma'mur"un idi. Kim Kabe'ye hürmetsizlik ederse cenab-ı Hak onu, helak eylemişti.*Cürhüm kabilesi zina ve fuhuşta ileri gitmişti. alçakça hareketleri gören hükümdarlar Ey Cürhümiler! Allahü teâlânın Harem-i şerifini gözeterek kendinize geliniz. Sizden önceki Hud, Salih ve Şu'ayb aleyhimüsselamın ümmetlerinin başlarına gelen halleri ve helaklarını biliyorsunuz. iyiliği emredin, kötülüklerden sakının. kuvvetinize güvenerek aldanmayın

*Mekke'de, Hak'tan yüz çevirmekten ve zulümden sakınınız. zulüm, insanların helakine sebep olur. Allahü teâlâya yemin ederek söylüyorum bir kimse zulüm yapsın, Hak'tan yüz çevirsin de Allahü teâlâ onların soylarını kesmemiş, köklerini kazımamış yerlerine başka bir kavmi getirmemiş olsun.*Azgınlığına devam eden ve Hak'tan yüz çevirenler için, burada devamlılık yoktur. Sizden önce uzun ömürlü, sizden kuvvetli, ve zengin olan Tasm, Cedis ve Amalikalıların başına gelenleri biliyorsunuz. Onların, Harem-i şerifi hafife almaları, Hak'tan yüz çevirerek zulme dalmaları, mübarek yerden atılmalarına sebeb olmuştur.
*Allahü teâlânın, küçük karıncaları musallat ederek, kimini kıtlıkla, kiminide kılınçla çıkardığını görmüş ve işitmişsinizdir onlar dinlemediler. Allahü teâlâ onları azgınlıkları sebebiyle, perişan eyledi...*güneşin doğmasına az bir zaman kalmıştı. Alem, nurun sahibini karşılamaya hazırlanıyordu. İnsanlara sonsuz saadeti gösterecek eşsiz insanı bekliyordu.... Şefkat ve merhamet kaynağını Rabbinin ahlakı ile ahlaklanmış yüksek insanı bekliyordu...*Zulüm, had safhadaydı...*
*Yeryüzünün merkezi mübarek Mekke'de, küfür sel gibi akıyor, Beytullah'ın içine, lat, uzza, menat putu doldurulmuştu. Zulüm son haddindeydi ahlaksızlık, iftihar vesilesiydi. Arabistan dini, ruhi, sosyal ve siyasi bakımlardan, koyu bir karanlıkta cahiliyet, taşkınlık, azgınlık ve sapıklık içerisindeydi
*Cahiliye devrinde insanlar göçebeydi kabileler çekişme içindeydi Arab kabileleri,için baskın ve yağmacılık, geçim vasıtasıydı. Zulm ve yağmacılık yaygındı Arabistan'da, siyasi bir nizam, ve düzen yoktu

*içki, kumar, zina, hırsızlık, zulüm, yalan ahlaksızlık yayılmıştı. Zulm amansızca tüyleri ürpertiyordu kadın, basit bir mal gibi alınıp satılıyor kız çocuklarının doğmasını felaket sayılıyordu
*kız çocukların kızgın kumlara diri diri yatırılıp; "Babacığım! Babacığım" diyerek boyunlarına sarılmalarına ve acı acı feryat etmelerine hiç kulak asmadan, üzerlerini toprakla kapatarak ölüme terkediliyordu*Cahiliye insanlarında vicdanlar sızlamıyor, yapılanlar kahramanlık sayılıyord şefkat, merhamet, iyilik adalet yok olmuş; insanlar canavarlaşmıştı.*Arablarda, dikkate değer tek husus edebiyat belagatın ve fesahatın kıymet kazanıp zirveye çıkmasıydı. Şaire ve şiire önem verilir, iftihar edilirdi şairler kabilesine itibar sağlardı.*panayırlar kurulur, şiir ve hitabet yarışmaları yapılırdı. Birinci gelenlerin şiirleri veya hitabeleri Kabeye asılırdı. Kabe duvarına asılan yedi şiire, Muallakat-us-Seb'a, yani yedi askı denilirdi.*Cahiliye Arabistanında insanların inancı bölük bölüktü. Bir kısmı inançsız ve dünya hayatından başka bir şey kabul etmiyor. Bir kısmı Allahü teâlâya ve ahırete inanıyor; fakat peygamberi geleceğini kabul etmiyordu.Bir kısmı Allahü teâlâya inanıyor, ahırete inanmıyordu. Allaha şirk koşup putlara tapıyordu. Müşriklerin evinde put bulunuyordu.*hazret-i İbrahim'in bildirdiği dine inanan Hanifler vardı.Bunlar Allaha inanır putlardan uzak dururdu efendimizin babası Abdullah, dedesi Abdülmuttalib, annesi ve bazı kimseler, bu dindendi*Haniflerden başka bütün gruplar batıl olup, zulmet ve karanlığa gönülmüştü Alem mahzun, varlıklar mahzun, gönüller mahzundu. Yüzler gülmeyi unutmuştu. Allahü teâlânın, mahluklardan üstün yarattığı insanları Cehennem'den kurtulmalarına sebep olacak bir kahraman lazımdı.*her Peygamber güneş gibi doğup karanlıkları aydınlığa, nura çevirmişdi. Şimdi de cahillik, vahşet zirvedeydi. İnsanlar insanlıktan çıkmışdı. karanlıktan kurtaracak, insanlara insanlıklarını hatırlatacak Resul gelmek üzereydi... alametleri teker teker ortaya çıkıyordu

murataltug1985
02-14-2018, 08:42
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

HAZRET-İ* MUHAMMED Hoş geldin ya Resulallah*

*Yedi kat yer, yedi kat gök, bütün alem büyük bir hürmet ve sevinçle Seyyid-il-Mürselin, Hatem-ül-enbiya, Habib-i Huda efendisini beklemektedir
*mahlukat; "Hoş geldin ya Resulallah!" demek için hazırdır... Hicretten 53 sene evvel Fil vak'asından iki ay sonra, Rebi'ul-evvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı Haşimoğulları mahallesinde, Safa Tepesindeki saadethanede hasretle beklenen, nur "Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem" doğdu, alem, hayat buldu. Karanlıklar,Nur ile aydınladı.*Şereflerin en yücesine mazhar olan annelerin en bahtiyarı hazret-i Amine, hamileliğini şöyle anlatır:O Servere hamile olduğum günlerde, acı ve elem görmedim. Hamile olduğumu hissetmedim. *altı ay sonra*bir gün, uykuda iken bir bana;Senin hamile olduğun kimdir, bilir misin? dediler Bilmiyorum deyince Bilmiş ol ki, Peygamberlerin sonuncusuna hamilesin dedi.Doğumda tekrar geldi, ve dedilerki Ey Amine Çocuk doğunca, ismini "Muhammed" koy!"dediler
*Kainatın efendisi doğduğunda hazret-i Amine validemizin yanında Avf'ın annesi Şifa Hatun, ve Ebil-As'ın annesi Fatıma Hatun vardı Şifa Hatun şöyle anlatıyor o gece Amineye yardım ediyordum. O doğar doğmaz dua ve niyaz ettilet işittim. Bir nur ışık verdi doğudan batıya her yer göründü..."O'na peygamberlik bildirildi, hiç tereddüd etmeden ilk iman edenlerden biri ben oldum" demiştir.
*Safiyye Hatun şöyle anlatmıştır:aleyhisselam doğduğunda her tarafı nur kapladı. Doğar doğmaz secde etti, mübarek başını kaldırıp La ilahe illallah, inni resulullah" dedi. O'nu yıkamak istediğimde biz O'nu yıkanmış olarak gönderdik, denildi.Göbeği kesilmiş ve sünnet olmuştu. Secde halinde mübarek ağzıyla Ümmetim, ümmetim diyordu..."

*Hazret-i Amine validemiz, şöyle anlatır:
Doğumda, heybetli bir ses işittim. Ürperdim başladım. beyaz bir kuş gördüm, kanadı ile beni sıvazladı. Korku ve ürperti yoktu. susamış, yanıyordum. süt gibi beyaz, bir kase şerbet gördüm. İçtim, baldan tatlı soğuk idi. susuzluğum kalmamıştı.*büyük bir nur gördüm, evim nurlandı nurdan başkası yoktu. etrafımda hizmet edenler vardı hanım gördüm. Boyları uzun, yüzleri güneş gibiydi Abdü Menaf kabilesinin kızlarına benzerlerdi. birden bire ortaya çıkmışlardı Ben Fir'avn'ın hanımı Asiye Ben de Meryem Bunlar da Cennet hurileridir" dedi.*beyaz, uzun gökten yere kadar uzanmış ipek kumaş gördüm. örtün" dediler. kuşlar peyda oldu. Ağızları zümrütten, kanatları yakuttandı. Korkudan terlemiştim, ter damlalarından misk yayılıyordu.*gözümden perdeyi kaldırdılar. yeryüzünü gördüm. Etrafımı melekler kuşattı. aleyhisselam doğar doğmaz, mübarek başını secdeye koydu, şehadet parmağını kaldırdı. gökden, beyaz bir bulut indi.
*Bir ses işittim; "O'nu mağripten maşrıka gezdirin. Gezdirin ki, cümle alem ismiyle, cismiyle sıfatıyla görsünler. isminin Mahi olduğunu Allahü teâlânın O'nunla şirki yok ettiğini bilsinler" diyordu.
*bulut gözden kayboldu sallallahü aleyhi ve sellemi yünlü kumaş içinde sarılı gördüm. yüzleri güneş gibi parlayan üç kişi geldi. elinde gümüşten bir ibrik, zümrütten bir leğen ve ipek vardı.
İbrikten sanki misk damlıyordu. *Mübarek oğlumu leğene koydular. Mübarek başını ve ayağını yıkayıp, ipeğe sardılar. mübarek başına güzel koku sürdüler, mübarek gözlerine sürme çektiler ve gözden kayboldular."o ise Ümmetim!... ümmetim!...*diyordu

*Dedesi Abdülmuttalib, Peygamberimiz doğduğunda Kabe'de Allahü teâlâya yalvarıp dua ediyordu. Ona müjde verdiler. Efendimizin doğumunda birçok hadise gören Abdülmuttalib, çok sevinip; oğlumun şanı, şerefi çok yüce olacaktır" dedi.*Abdülmuttalib, büyük bir mutluluğu kutlamak için, kutlu doğumun yedinci gününde Mekke halkına ziyafet verdi.her mahallede develer kesti, insanlara yedirdi çocuğa "MUHAMMED" ismini verdim, Allahü teâlânın ve insanların O'nu methetmelerini, övmelerini istedim dedi*Sevgili Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib şöyle anlatmıştır:Rüyamda çok büyük bir ağaç gördüm. ucu semaya yükselmiş, dalları doğuya batıya yayılmıştı.ağaçtan nur saçılıyordu güneş yanında çok hafifti. Bazan gözüküyor, bazan kayboluyordu. İnsanlar ona yönelmişti. nuru artıyordu.*Kureyş kabilesi ağaca tutunuyor, ağacı kesmeye çalışıyordu. Bir genç de mani oluyordu. Çok güzel bir yüzü vardı şimdiye kadar öyle bir yüz görmedim. vücudundan etrafa hoş kokular yayılıyordu. Ağacın dalına uzandım, fakat ulaşamadım."*Abdulmuttalib rüyasını anlattı tabircinin yüzü değişti. Benzi sarardı;- O ağaçdan nasibin yok! dedi.- Kimin nasibi var?- O ağacın dalına tutananların... Senin soyundan bir peygamber gelecek, her tarafa malik olacak, insanlar O'nun dinine girecekler İşte o ağaç, el-Emin Muhammed aleyhisselamdır" demiştir.

murataltug1985
02-15-2018, 08:56
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

murataltug1985
02-15-2018, 08:57
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin Doğduğu geceki olaylar*

*Resul efendimiz, doğmadan önce alametler gerçekleşmiştir:peygamberimizin dünyaya geldiğinde bir yıldız doğdu. Yahudiler aleyhisselamın doğduğunu anladı. Ve Ey Yahudiler!" . Haberiniz olsun, Ahmed'in yıldızı doğdu! Ahmed bu gece dünyaya geldi..." dediler
*Efendimiz doğduğunda Kabe'deki putlar yüzüstü yere yıkıldı. Kureyşin bir putu vardı. onu tavaf ederler, develer kesip şarap içerlerdi. put yüzüstü yıkılmıştı bir ses işitildi Bir kimse doğdu, yeryüzü harekete geldi. putlar yıkıldı. Kralların korkudan kalbleri titredi!"*Resulullahın doğduğu gece Medayinde İran Kisrasının sarayı ve on dört kulesi, yıkıldı. O dehşetle uyanan Kisra ve halkı; gördükleri korkunç rüyaları tabir ettirdiklerinde, bunun büyük bir alamet olduğunu anlamışlardı.*o gece, mecusi ateşe tapanların bin senedir yanmakta olan ateş yığınları sönüverdi. Kisra'nın sarayında burçlar yıkıldı mukaddes Save Gölü'nün suyu kurudu Şam tarafında bin yıldan beri akmayan kurumuş Semave Nehri vadisi taşarak akmaya başladı.

*aleyhisselamın doğduğu geceden itibaren, şeytan ve cinler haber*veremez oldu. Kehanet sona erdi...
Ve nice olağanüstü haller...*efendimizin doğduğu geceye Mevlid Gecesi denir. Mevlid doğum zamanıdır. Kadir Gecesiyle birlikte en kıymetli gecedir. Bu gecede Peygamberimize sevinenler affolunur.*efendimizin doğumunu mucizelerini okumak, dinlemek,öğrenmek sevabdır. Eshab-ı kiram bu gece toplanır, efendimizi yad ederler, okurlar ve anlatırlardı.Müslümanlar, her sene Mevlid Kandilini kutlamaktadır. Mevlid kasideleriyle Kainatın sultanı hatırlanılmaktadır.
*Her ümmeti, peygamberinin doğumunu bayram yapmıştır. Kutlu doğum Müslümanların bayramıdır neşe ve sevinç günüdür.Çünkü, Allahın sevgilisi, kainatın efendisi, alemlere rahmet peygamberi... dünyaya geldi...

murataltug1985
02-15-2018, 08:57
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin süt annesi hz halime

*Sene 571. Nisan ayının yirminci günü. Pazartesi sabaha karşı. Amine validemiz, nurunu kucağına aldı, hazret-i Abdullah'ın vefat acısını unuttu Dokuz gün emzirdikten sonra da, Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe Hatun süt annelik yaptı Süveybe hazret-i Hamza ve Ebu Seleme'yi de emzirmişti.*Mekkede çocuklar süt anneye verilirdi. Mekke'nin havası sıcakdı. Her sene Mekke'ye gelen hanımlar emzirmek için birer çocuk alıp giderdi. Çocukları büyütünce, ücret ve hediyeler alırlardı.efendimizin doğduğu sene Beni Sa'd kabilesinden hanım, süt annelik niyeti ile Mekkeden birer çocuk almıştı.halime hatun ise efendimizi almıştı
*Beni Sa'd kabilesi, Mekkede şerefte, cömertlikte, mertlik ve tevazuda ve meşhurdu.Bu kabileden efendimizin süt annesi Halime Hatun şöyle anlatır:
Çok fakirdik, sıkıntıdan. ağzıma bir şey koymazdım. Sütüm azdı. Allahü teâlâya şükrederdim. Rüyamda beni sütten ak bir suya daldırıp iç" dediler. Kanıncaya kadar içtim.baldan tatlı idi. *Sütün çok olsun ey Halime! Ben senin sıkıntılıyken ettiğin hamd ve şükrünüm. Ey Halime! Mekke'ye git. Orada bir "Nur" arkadaş olur, bereketlerle dolarsın. rüyanı kimseye söyleme!' dediler hz haljme. Uyanınca göğüsleri süt ile doldu sıkıntı ve açlık onu terketmişti*Kıtlıktan dolayı, ücretle çocuk emzirmek üzere, süt anneleri Mekke'ye. Gelmişti İffeti, temizliği, hayası ve güzel ahlaklı Halime Hatun, ise geç kalmışdı.bu gecikme onların nura kavuşmasına sebeb olmuştu.

*Kocası ile Mekke'de dolaşan halime hatun hürmetli bir zatla karşılaştılar. Bu, Mekke reisi Abdülmuttalib idi. torununu almalarını, büyük bir saadete kavuşacaklarını söyledi.Halime Hatun hazret-i Amine'nin evine götürüldü. Nur çocuk uyuyordu...*Nura, ısınan hz halime Elini göğsüne koyunca, uyandı nur tebessüm etti... Abdülmuttalib, "Sana müjdeler olsun hanımlar içinde senin gibi nimete kavuşan olmadı" dedi.*
*Halime Hatun,efendimizi, aldıktan sonra şöyle anlatır Amine Hatun sordu- Ey Halime, oğluna süt verecek kadın, Züeyb soyundandır" diye bir ses işittim" sen hangi kabiledensin-Beni Sa'd kabilesindenim ve babam Ebu Züeyb'dir dedi
Mekke'ye gelmeden rüyamda müjdeler olsun ey Halime gözler kamaştıran ve alemleri aydınlatan nuru emzirmek sana nasib olacak" diye sesler geldi Nur'u alıp hazret-i Amineden ayrıldım.
*Kocam- Ey Halime bugüne kadar böyle güzel görmedim. Bilmiş ol ki, sen mübarek ve kadri yüksek bir çocuk almışsın, dedi. Vallahi, öyle dilerdim, istediğim oldu, dedim.*Halime Hatun, kocası ile Efendimizi alıp, Mekke'den yola çıktı berekete kavuştu Çelimsiz merkebler küheylan kesildi Beni Sa'd yurdu bolluğa ve berekete kavuştu Sütsüz hayvanların memeleri dolup taştı Kuraklıktan yağmur duasına çıkanlar aleyhisselam hürmetine yağmura ve berekete kavuştu
*efendimiz, süt annesi Halime Hatun'un sağ memesini emer, solu süt kardeşine bırakırdı. İki aylıkken emekledi. Üç aylıkken ayakta durur, dört aylıkken dokuz ayda konuştu efendimizin ilk sözü, "La ilahe illallahü vallahü ekber. Velhamdülillahi rabbil alemin" oldu.

murataltug1985
02-15-2018, 08:57
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin süt annesi hz halime ve şakkı şadr

*Efendimiz Allahü teâlânın ismini anmadan hareket etmedi Sol eli ile yemezdi çocukların oyunlarından uzak durur Biz, bunun için yaratılmadık" buyururdu. Her gün etrafı nur kaplardı. Ay ile konuşurdu *Halime Hatun şöyle anlatır: efendimiz İki yaşında iken sütten kestim. O'nun bereketine kavuştuk O'ndan ayrılmak, mübarek yüzünü görmemek çok güçtü
*Amine Hatun oğlumun büyük şanı vardır,
- Vallahi, bundan daha mübarek görmedim, dedi
Halime Hatun'a, şöyle dedi efendimizin sayesinde kabilemiz evimiz bereketle doldu, malımız, mülkümüz şanımız arttı. Sayısız nimete kavuştuk.*
*Süt anne Halime Hatuna Server-i alem sordu:
kardeşlerim nerede - Koyun gütmekte diyince
süt kardeşi Şeyma onu kıra götürdü süt anne hz halime sordu Gözümün nuru oğlum Muhammed nerededir? Ciğerimin köşesi sıcağa nasıl dayanıyor dedi şeyma cevap verdi Ey anneciğim! O'na zarar gelmez. mübarek başında bulut, O'nunla ve güneşten korumaktadır.

*bir öğle vakti efendimizin süt kardeşi Abdullah koşarak gelip;Anneciğim! Acele koş!.. karındaşımla koyun güderken. gökten yeşiller giymiş kimseler geldi. Kardeşimi alıp dağ başına götürdüler. bıçak ile karnını yardılar.dedi.*kan başıma sıçradı. Mübarek yüzünü öpüp;Ey gözümün nuru! Alemlere rahmet oğlum! başına diye sordum. şöyle anlattı Evden çıkınca yeşil elbiseliler gördüm. elinde gümüş ibrik, yeşil zümrütten leğen vardı. Leğen, kardan beyaz bir şey vardı Beni dağ başına götürdüler. göğsümü yardılar. Hiç acı ve elem duymadım. *Elini sokup içimde ne varsa çıkardılar. Biri diğerine;Kalk, hizmetimi yerine getireyim, dedi yüreğimi çıkardı. İki parça etti içinden siyah bir şey çıkarıp attılar Senin vücudunda şeytanın nasibini attık. Ey Allahın sevgilisi! Seni vesveseden şeytanın hilesinden emin ettik" dediler. *Efendimizin yüreğini latif ile doldurdular. Nurdan mühürlediler. mührün soğukluğu, mevcuttu melekler elleriyle yarasını iyileştirdi. elini ve yüzünü öptüler Kur'an-ı kerim İnşirah ayet-i kerimesinde bildirilen hadiseye Şakk-ı sadr göğsünün yarılması hadisesi, denir.*Halime Hatun, dört yaşında efendimizi Mekke'ye götürüp annesine verdi. Dedesi Abdülmuttalib, Halime Hatun'a çok büyük hediyeler verip ihsanda bulundu.*

murataltug1985
02-15-2018, 08:58
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin annesinin vefatı

*Sevgili Peygamberimiz üç yaşında Tekbir getiriyor Allah'a hamd ediyordu. ciddiyeti ve, ağır başlılığıyla tüm çocuklardan ayrılıyordu
*Akranları oyun oynarken, efendimiz katılmaz seyrederdi.Altı yaşında annesi babası Abdullah'ın mezarını ziyaret etmeye Medine'ye gittiler.
efendimiz Medine'de Neccaroğullarının havuzunda yüzmeyi öğrendi. Yahudi alimi nübüvvet alametini görünce, "acaba O Peygamber çocuğun endişesine düştüler*Yahudiler efendimizin yanına sokularak sordular- adın ne?- Ahmed...diyince yahudiler haykırdılar ümmetin peygamberi burada sözlerini duyan Ümmü Eymen, durumu Amine validemize haber verdiler, mübarek anne oğluna zarar gelmesinden korkarak Mekke'ye yola çıktılar
*Ebvada efendimizin annesi hz Amine validemiz hastalandı. kendinden geçdi. Şefkat ve merhamet dolu gözlerin kainatın özünden mukaddes oğlundan nurun merkezinden onun güzel yüzünden ayırılmıyordu...*Mukaddes evladını öksüz bırakmak üzere olan Amine Hatun'un oğluna şu sözleri söyledi:Allahü teâlâ seni, mübarek eylesin. Rüyama göre, sen celal ve ikram sahibi Allahü teâlâ tarafından, Âdemoğullarına helal ve haramı bildirmeye gönderilen peygambersin.
*Efendimizin annesi mübarek oğluna son nefeste Cenab-ı Hak seni, putlardan ve putperestlikten koruyacaktır" diyerek şu beytleri söyledi:
Eskir yeni olan, ölür yaşayan
Tükenir çok olan, var mı genç kalan.
Ben de öleceğim, tek farkım
Seni doğurdum, şerefim budur.
Geride bıraktım hayırlı evlad,
Gözümü kapadım, içim rahat.
namım kalır dillerde,
Senin sevgin yaşar gönüllerde.
Şiir bitince nur anne, ruhunu teslim etti.
*Amine validemiz vefat ettiğinde yirmi yaşında idi. Efendimiz anneden öksüz kaldı Ümmü Eymen, Alemlerin efendisini alıp, Mekkede dedesi Abdülmuttalibe bıraktı.*O'nun şanı yücedir!*

murataltug1985
02-15-2018, 08:58
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin dedesi hz abdulmuttalibin vasiyeti

*Peygamberimiz sekiz yaşına kadar dedesiyle büyüdü. Dedesi Abdülmuttalib, sevilen heybetli, sabırlı, ahlaklı, dürüst, mert ve cömert idi.
Fakirleri doyurur, aç ve susuz hayvanlara yiyecek verirdi. Allahü teâlâya ve ahırete inanır cahiliyeden uzak dururdu.*Mekke'de zulme, engel olur misafirleri ağırlardı. Ramazanda Hira dağında inzivaya çekilir Çocukları sever sevgili torununu bağrına basıp gece-gündüz yanından ayırmazdı.Kabede minderine oturur, Bırakın oğlumu, O'nun şanı yücedir, derdi.*Peygamber efendimizin dadısı Ümmü Eymen demiştir ki: "O'nun çocukluğunda açlıktan, ve susuzluktan şikayet ettiğini görmedim Sabahleyin bir yudum zemzem içerdi. yemekte istemem tokum" derdi."
*Abdülmuttalib uyurken yalnızken, O'ndan başkası yanına giremezdi. O'nu şefkatle bağrına basar, efendimizin söz ve hareketlerinden hoşlanırdı. Sofrada O'nu dizine oturtur, yemeğin en iyisini, O'na yedirir Onsuz sofraya oturmazdı.*O'nun hakkında rüyalar görüp, hadiselere şahid olurdu. Mekke'de kuraklık olunca dede Abdülmuttalib, gördüğü rüyayla mübarek torununun elinden tutarak Ebu Kubeys dağına çıkıp; "Allah'ım, bu çocuk hakkı bizi berekete yağmurla sevindir" diyerek dua etti. Dua kabul olundu bol yağmur yağdı. şairler şiirler yazdı
*Abdülmuttalib,Kabe'nin yanında iken Necranlı rahip konuştu Biz, İsmail soyundan en son peygamberin sıfatlarıyla kitaplarda yazılı olduğunu okuduk. Mekke O'nun doğum yeridir. Dedi
*Peygamberimizi seyreden Necranlı rahipler gözlerine, sırtına, ayaklarına bakıp heyecanla;
İşte, bu Bu çocuk son peygamberdir dediler
*Abdülmuttalib O benim oğlumdur, deyince, Necranlı rahip;Kitaplarda babasının olmaması lazımdır deyince Abdülmuttalib:- O, oğlumun oğludur. Babası O doğmadan, annesi hamile iken vefat etti, deyince, rahip doğru söyledin, dedi.

Abdülmuttalib, oğullarına şu uyarıyı yaptı:
- söylenileni işittiniz! O'nu görüp gözetin iyi koruyun dedi*Merhamet deryası Abdülmuttalib vefat edeceğine yakın, oğullarını topladı ahırete göçme vaktim geldi. Tek düşüncem bu yetim... Keşke ömrüm uzun olsaydı ona hizmeti etseydim. Fakat Ömür vefa etmeyecek. gönlüm dilim hasret ateşiyle yanıyor. inci tanesini emanet etmeyi isterim. hanginiz O'nun hakkını gözetir ve hizmetde kusur etmez?!*Ebu Leheb cevap verdi:- Ey Arabın efendisi! emanete hizmet ederim dedi. Abdülmuttalib Malın çoktur. Fakat katısın merhametin azdır. Yetim kalbi yaralı ve incedir.kırılır, dedi.Sıra*Ebu Talib'e Ben, hepsinden çok istiyorum. Fakat, büyüklerimin önüne geçmek uygun olmaz Malım azdır, diyince Abdülmuttalib Bu hizmete layıksın. ben her işte O'na danışır ve isteğiyle hareket ederim. Diyerek Peygamberimize dönerek;*- Ey göz nuru! amcalarından hangisini tercih ediyorsun? diye sordu.efendimiz Ebu Talib'in boynuna sarıldı ve dizine oturdu. *Abdülmuttalib, "Allahü teâlâya hamdolsun. dedi ve Ebu Talib'e dönerek;- Ey Ebu Talib inci danesi, ana-baba şefkati görmemiştir. Ona titreyesin. Seni çocuklarımdan üstün görürüm. Büyük ve kıymetli emaneti sana havale ettim. O'nun babasıyla aynı anadansın O'nu nefsin gibi koruyasın. vasiyetimi kabul ettin mi? diye sordu. *Abdülmuttalib Peygamberimizi kucakladı, mübarek başını, yüzünü öptü kokladı. Hepiniz şahid olun ki, ben bundan daha güzel koku koklamadım ve bundan güzel bir yüz görmedim, dedi.

murataltug1985
02-15-2018, 08:58
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin amcası ebu talib ve rahip bahira

*Ebu Talib babası Abdülmuttalib gibi, Kureyş'in sevgili ve, saygılısıydı efendimize büyük bir şefkat gösterdi.O'nu kendi çocuklarından çok sevdi onsuz uyumadı, bir yere gitmedi ona Sen çok hayırlısın, çok mübareksin!" derdi.*Onsuz yemeğe başlanmaz Sabahları yüzünün ay gibi parlardı saçları taranırdı
*Ebu Talib'in malı yoktu. Ailesi kalabalıktı. efendimizi himayesine alınca bolluğa ve berekete kavuştu.**Efendimiz on iki yaşlarında Ebu Talib'in Şam kervanına katıldı.. ilk yolculuğu... idi Kervan, Busra'da, konakladı.manastırda Bahira adında bir rahib vardı Her sabah manastırında kafileleri arayış içinde merakla beklerdi.*Kureyş kervanı uzaktan göründü, üstünde bir bulut süzülüyordu ağaçlar ona secde ediyordu bahira heyecanlandı Kureyş kervanını yemeğe davet etti.
Peygamberimiz, malların yanında bırakılınca, Bahira, Yemeğe gelmeyen var mı? diye sordu.
Efendimizinde yemeğe gelmesini istedi.
*Efendimizi inceleyen bahira Ebu Talib'e sordu:
- çocuk senin neyindir?- Oğlum...
- Kitablarda çocuğun babası olmayacağı yazılı.
- kardeşimin oğludur.- Babası doğmadan öldü.
Bahira, efendimize dönüp, putlara yemin edince Peygamberimiz, "Putlara yemin verme. Dünyada onlardan büyük düşman yoktur. Ben, onlardan nefret ederim" buyurdu.

*Bahira, Allahü teâlâya yemin verip sualler sordu Aldığı cevaplar kitaplara uyuyordu. sevgili Peygamberimizin mübarek gözlerindeki kırmızılığı farketti.Kalbindeki mühr-i nübüvveti görünce kendinden geçti. güzelliği temaşa etti. Heyecanla öptü gözlerinden sel gibi yaşlar boşandı.şehadet ederim ki, sen Allahü teâlânın resulüsün" dedi.*Bahira Sesini yükselterek; "İşte Alemlerin efendisi... İşte Allahü teâlânın alemlere rahmeti büyük Peygamber..." dedi.
*Bahira Ebu Talib'e dönerek şu ikazı yaptı:
- Sen bu çocuğu Şam' a götürme! zarar verebilirler!
- Bu, peygamberlerin sonuncusu ve en şereflisidir. dini, yeryüzüne yayılır ve eski dinleri nesh eder.*
İsrailoğulları kendilerinden gelmeyene düşmandır. mübarek bedenine zarar verirler!*Ebu Talib, Bahira'nın sözleriyle, Şam'a gitmedi Mallarını Busra'da satıp Mekke'ye döndü. Bahira'dan işittikleri, Ebu Talib'in kulaklarında çınladı. efendimizi çok sevdi. O'nu ölünceye kadar korudu ve her işde yardımcı oldu.*

*

murataltug1985
02-16-2018, 08:03
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Gençliği ve Evliliği

*En güvenilir kimse...*insanların en üstünü Efendimiz, Mekkede beğenilmiş; güzel ahlakı, görülmemiş bir sakinliği, yumuşaklığı üstün halleriyle sevilmiştir.*Efendimize İnsanlar hayran olmuştur. Mekkede doğru sözlülük ve güvenilirliğinden dolayı,El-Emin" güvenilir lakabını verilmiştir*Peygamberimizin gençliğinde, koyu bir cahiliyyet vardı. Put, içki, kumar, zina, faiz yaygınlaşmıştı. Sevgili Peygamberimiz bozukluktan son derece nefret eder,kötülükden uzak dururdu.*Mekke O'nu bilir ve hayret ederdi. Putlardan nefret eder asla yanlarına yaklaşmazdı. Putlar için kesilen kurbanlardan yemedi. kendine ait koyunları, güder, geçimini sağlardı.
*Efendimiz bozuk cemiyetlerden uzak dururdu Eshab-ı kirama Koyun gütmeyen hiç bir peygamber yoktur, ben de güttüm, buyurdu.*Sevgili Peygamberimiz yirmi yaşlarında iken Mekke'de asayiş bozulmuştu. Zulüm yaygınlaşıp; mal, can ve namus emniyeti kalmamıştı.Mekkeliler Kabe'yi ziyarete gelenlere zulmediyorlardı. Zulme uğrayanlara kimse Yardım etmiyordu
*Mekke'ye gelen Yemenli tüccarın malları, As adında Mekkeli biri tarafından zorla gasb edilmişti. Yemenli, Ebu Kubeys dağında feryad ederek, hakkını istedi.zulm had safhadaydı*Haşim ve Zühre oğulları Cüdan'ın evinde toplandılar.zulüm ve haksızlık yapılmamasına mani olmaya ve haksızlığa uğrayanların haklarını almaya karar verdiler. bir "adalet cemiyeti" kurdular.
Peygamberimizin genç yaşta katıldığı bu cemiyete "Hılf-ül-Füdul" denildi. *Hılul fudul cemiyeti zulmü önleyip, Mekke'de asayişi kurdu. Resulullah peygamberliğini Eshab-ı kirama anlatıp Cüdan'ın evinde yapılan sözleşme, kırmızı tüylü develere servetten daha sevimlidir. bir meclise çağrılsam icabet ederim. İslâmiyet hakk ve mazlum için nazil oldu." buyurdu.*

Hazret-i Hadice'nin rüyası*

*Peygamberimiz yirmi beş yaşında iken, Mekke'de geçim sıkıntısı arttı. Mekkeliler, Şam'a gitmek üzere ticaret kervanı hazırladılar. Ebu Talib Efendimize Ey sevgili yeğenim! Fakirlik Kıtlık elimizde, bir şey bırakmadı. Kureyş kervanında Hadice Hatun kervanla mal gönderecek. işi yapacak güvenilir kimseler arıyor. senin gibi emin, temiz vefakar birine ihtiyaç vardır. Ne dersin?
efendimizin cevabı nasıl istersen öyle yap, amcacığım dedi*Hazret-i Hadice; güzelliği, malı, aklı, iffeti, hayası ve edebi ile Arabistan'da büyük şöhreti olan bir hanımefendi idi.*Hz hatice annemizin her taraftan taliblileri vardı. rüyasının gereği kimseye iltifat etmedi Rüyasında, "gökten ay inip koynuna girmiş, ayın nuru koltuğundan çıkıp bütün alemi aydınlatmıştı." Varaka şöyle tabir etti:"Ahır zaman Peygamberi gelmiştir. Seninle evlenir ve vahy nazil olur. Dini ve nuru alemi doldurur. En önce iman eden sen olursun. O Peygamber, Kureyş'ten ve Beni Haşim'den olur."
*Hazret-i Hadice Peygamberin gelmesini bekledi
efendimizi konuşmak üzere davet etti.Ona hürmette bulundu. efendimizin nezaketine cemaline hayran kaldı. efendimize dedi ki: "Doğru sözlü, güvenilir,güzel huylu olduğunuzu biliyorum. Hizmetiniz için kimseye vermediğim ücreti vereceğim..."*Hadice validemiz, hıristiyan olan amcasının oğlu Varaka dan peygamberlik alametini öğrenmişti. Efendimizi teşhis etti.develerinden en güzelini sultanlara layık bir şekilde donattı. Ve şunları söyledi: o hazretin hizmetkarı bil O'ndan izinsiz bir iş yapma ve O'nu muhafaza etmek, için canını esirgeme! çok eğlenmeyin mahcub olmayalım.

murataltug1985
02-16-2018, 08:04
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Gençliği ve Evliliği

Şam kervanı

*Kervan hazırlandı, Mekkeliler toplandılar. Sevgili Peygamberimizin halası, Allahü teâlânın Resulüne bu görevi uygun görmedi ağlayıp feryad etti. "Ey Abdülmuttalib!! Ey Abdullah! Kabirlerinizden kalkıp, başınızı evirip de şu mübareğin halini görün!" O, bu ümmetin Peygamberi!* *Efendimiz vedalaşırken gözünden yaşlar aktı: "Beni sakın unutmayın, beni yad eyleyin!" diyerek vedalaştı.**Şam kervanında rahmet Peygamberinin üzerinde, bulutun ve kuş şeklinde iki melek hareket ediyordu Yolda yürüyemeyen develer birden sür'atlendi ve şam kervanındakiler efendimizin hallerini görünce, şanının yüce olacağını anladılar.*Busrada konaklayan efendimizin kervanı manastırda konakladı. son peygamberi müjdeleyen Bahira ölmüş, yerine Nastura geçmişti.Kureyş kervanını seyreden rahip Nastura, kuru ağacın yeşerdiğini görünce, Şimdiye kadar bu ağaca peygamberden başkası oturmamıştır" dedi.Bu, İncil'deki son peygamberdir. Keşke peygamberliğinde yaşasaydım" dedi...*Efendimiz, Busrada hz Hadice nin mallarını satarken bir Yahudi; "Lat ve uzza" ya yemin et sana inanayım" deyince, efendimiz Ben putlar adına asla yemin etmem! Onlara yüzümü çeviririm" buyurdu.

*Yahudiler efendimizin alametlerini görünce Söz, senin sözündür. Vallahi bu peygamber olacak kimsedir" dedi Alimlerimiz kitaplarda vasfını bulmuşlardır" diyerek efendimize hayran kaldılar *Rahip Meysere, efendimizi zihnine nakşediyor ve O'na hayranlığı artıyordu. Meysere'nin kalbinde, Alemlerin efendisine büyük bir muhabbet olmuştu. O'na zevkle ve hürmetle hizmet ediyor, en küçük işaretini büyük bir aşkla yerine getiriyordu.*mallar satılmış, efendimizin bereketi katmıştı Kervanlar dönüşe geçti. Merr-uz-zahranda Meysere, Peygamberimize, Mekke'ye müjde götürmesini teklif etti. Efendimiz Mekkede Hadice validemizi Verdiği müjde ile sevindirdi.
*Rahip Meysere, Hadice validemize, efendimizin fevkaladeliklerini anlattı. validemiz, olup bitenleri Varaka'ya anlattı. O; "Ey Hadice, anlattıklarından, O'nun, ümmetin peygamberi olacağı anlaşılıyor" dedi.*efendimiz 12 yaşında iken amcası Ebu Talib ile ticaret için Busra'ya kadar, 17 yaşında iken amcası Zübeyr ile Yemen'e, 20 yaşında Şam'a ve 25 yaşında da hazret-i Hadice'nin mallarını satmak üzere Şam'a tam dört seyahate çıktı. başka hiç bir yere seyahat yapmadı.*

murataltug1985
02-16-2018, 08:04
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Gençliği ve Evliliği

Efendimizin Hazret-i Hadice ile evlenmesi*

*Hadice validemiz, Varaka dan Efendimizin, ümmete peygamber olacağının müjdesini alınca sevgili hanımı olup, hizmetiyle şereflenmeye meyletti. Fakat nasıl olacaktı? Kimi aracı yapacaktı?...*binti Müniyye, Resul-i ekremin yüksek huzuruna gelerek sordu- Ya Muhammed! seni evlenmeden alıkoyan nedir?- Evlenmek için yeterli para mevcut değildir.- Ya Muhammed iffetli ve şerefli, mal ve cemal sahibi bir hatunla evlenmek istersen O hatun - Hadice binti Hüveylid'dir
*Hz Hadice'ye müjde verildi. Hadice Amr ile Varakaya durumu anlattı. efendimizi davet etti. Ebu Talib ve kardeşleri hazırlık yaptılar efendimize gittiler.validemiz, şükrane olarak zinetlerini hediye etti. Hizmetçilerini hürriyete kavuşturdu. efendimiz, Hadice validemizin evini amcaları ile teşrif ettiler.
*Ebu Talib bir konuşma yaptı:"Yaradanımıza hamdolsun bizi İbrahim aleyhisselamın evladından ve İsmail aleyhisselamın neslinden eyledi. Bizi, Beytullah'ın muhafızı kıldı. İnsanların kıblesi mübarek haneyi, her kötülükten korudu bize müyesser eyledi. *Kardeşim Abdullah'ın oğlu Muhammed öyle bir kimsedir ki, Kureyş'ten herkesten üstün gelir. malı azdır, mala itibar olunmaz.mal gölge gibidir. Elden ele gider. Yeğenimin şerefi, üstünlüğü malumdur. Şimdi Hadice Huveylid'i helallığa taleb ederim."
*Hadice validemizin amcası Esed; "Şahid olun ki, Hadice binti Huveylid'i Muhammed bin Abdullah'a hatunluğa verdim" dedi. Böylece nikah akdi tamam oldu.*Hazret-i Hadice validemiz tüm varlığını efendimize hediye etti Bu mallar yüce şahsınıza aittir. Ben de sana muhtacım ve minnetin altındayım" dedi.*Hadice validemiz,hayatı boyunca, aleyhisselama daima hizmet edip yardımcı oldu. efendimizin evliliği, validemizin vefatına kadar yirmi beş sene sürdü. on beş senesi bi'setten peygamberlikten önce, on senesi bi'setten sonra idi.*Peygamberimiz, ilk hanımı hazret-i Hadice hayatta iken evlenmedi. İkisi erkek, dördü kız altı çocuğu oldu. İsimleri Kasım, Zeynep, Rukayye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah'tır.Erkek çocukları küçük yaşlarda vefat etti. En küçük kızı hz Fatıma'dan başka kızları Resulullahtan önce vefat etti Fatıma validemiz efendimizden altı ay sonra vefat etti. Hazret-i Ali ile evlendi peygamber soyu, hazret-i Fatıma'nın evladları ile devam etti.*

murataltug1985
02-16-2018, 08:05
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

*Güneş artık doğmak üzere Peygamberimizin yaşları kırka ilerlemekte...Nübüvvetin tebliği yaklaşmakta... Alametler ortaya çıkmakta...
alametler keskinleşmişti güneşin, aydınlığı ufuklara binmişti...*Kainatın efendisi, otuz yedi yaşında gaibden;"Ya Muhammed!" diye çağıran sesler duydu. Otuz sekiz yaşında nurlar görd hallerini, sadece Hadice validemize anlatırdı. *aleyhisselamın peygamberliği yaklaştığında meşhur ediblerden Saide, Ukaz panayırında, O'nu müjdelemişti. şöyle diyordu:"Ey insanlar! Geliniz! ibret alınız Yaşayan ölür, ölen fena bulur, Yağmur yağar, ot biter. Çocuklar doğar; ana ve babalarının yerini alır. Sonra onlar da gider, *Vukuatın durağı yoktur. Birbirini takip eder. Haber var gökyüzünde, işaret var yeryüzünde. Yıldızlar yürür, denizler durur.Gelen durmaz, giden gelmez. gittikleri yerden hoşnud kaldıkları için mi dönmüyorlar yoksa orada uykuya mı dalıyorlar.*Yemin ediyorum!.. Allah indinde öyle bir din var ki, şimdiki dininizden daha aziz daha sevgili....Yemin ediyorum! Allah, bir Peygamber daha gönderecektir. zuhur edecek... gölgesi üstümüze düşmeye başladı.*O Peygambere iman eden bahtlılara ne saadet. O'nu inkar edecek bahtsızlara yazıklar olsun. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere.
*Ey insanlar Hani aba ve ecdat? Hani süslü kaşhaneler? Hani taş saraylar sahibi Ad ve Semud? Hani tanrılık iddia eden Firavun; ya Nemrud nerede? Onlar sizden zengin ve kalabalıktı.
Toprak onları değirmeninde öğüterek toz etti. Kemikleri kalmadı. Evleri ıssız ve kimsesiz.yurdlarını köpekler şenlendiriyor. Onlar gibi gafil olmayın ve onların izinde gitmeyin.
*Her şey ölümlüdür. Baki yalnız Cenab-ı Hak'dır. doğmamış ve doğurmamıştır. *Unutmayın ölüm ırmağına girecek kıyı çok; kurtulacak yer yoktur... ister yaşlı, ister küçük, vadesi dolan gidiyor; akıbetinizi.. İyi düşünün, nereden gelip nereye gidiyoruz; niçin varız ne olacağız?.."
*İslâmiyet bütün insanlığa tebliğ edilmişti Allahın Resulü Eshabına:- Saide'nin Ukaz panayırında yaptığı, hutbe hatırımdan çıkmaz- Ümit ederim Cenab-ı Hak, O'nu kıyamette tek başına bir ümmet olarak diriltecek ve bana yollayacaktır.*

Allahın adı ile oku*


*efendimiz kırk yaşında... Ramazanın onyedinci Pazartesi günü, Hira Dağı'nda Tefekküre dalmıştı Gece yarısı bir ses işitti.her tarafı bir nur kapladı gördü. Cebrail aleyhisselam "Oku!" dedi. Efendimiz, Ben okumuş değilim" cevabını verdi.
*melek, takati kesilinceye kadar Oku!" dedi. Ben okumuş değilim" cevabını verdi. üçüncü defa
"Ya Muhammed! Yaratıcı Allahü teâlânın adı ile oku! O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı! Oku, Allahü teâlâ kerem sahibidir. O, öğretir" mealindeki Alak suresinin ilk beş ayet-i kerimesi getirildi.
*aleyhisselam melekle beraber okudu. İlk vahy geldi ve bütün cihan aydınlandı İslâm güneşi doğdu.*efendimiz, büyük bir ürpertiyle Hira mağarasından çıkınca Cebrail aleyhisselam;- Ya Muhammed! Sen, Allahın resulüsün, ben de Cebrail'im, dedi ökçesini yere vurunca yerden su çıktı melek abdest aldı. efendimiz dikkatle seyrediyordu.*Cebrail as abdestini bitirdi, efendimize, abdest almasını söyledi Cebrail aleyhisselam imam olup, iki rekat namaz kıldılar.
*Cebrail aleyhisselam Ya Muhammed! Rabbinin sselamı var "Sen, cin ve insanlara resulümsün. onları tevhide davet eyle!" Dedi ve cebrail göğe yükseldi. Peygamberimi Cebrail aleyhisselamı görmüş, ve konuşmuşdu.*efendimiz, yolda her taşın, her ağacın; "Esselamü aleyke ya Resulallah!" dediğini işitti. Evine gelip; "Beni örtünüz! Beni örtünüz!" buyurdu ve ürpermesi geçinceye kadar, istirahat ettiler.*Efendimiz gördüklerini Hadice validemize anlattı. Bu günleri bekleyen, hazret-i Hadice; "Allahü teâlâ korusun. Hakk sana hayır ihsan eder ve hayırdan başka bir şey dilemez. Allahü teâlânın hakkı için, ümmetin peygamberi olacağına inanıyorum. sen, misafiri seversin. Doğru ve eminsin. yardım eder, korursun bu hasletlerin sahibinde korku olmaz" dedi.*Varaka, efendimizi dinledi Müjde ey aleyhisselam Allaha yemin ederim ki, sen, hazret-i İsa'nın haber verdiği son peygambersin. Sana görünen melek, Musa aleyhisselama gelen Cebrail aleyhisselamdır. Keşke genç olsaydım. Saba yetişip yardımına koşsaydım. Çok yakında tebliğ ve cihadla emrolunursun" dedi .efendimizin mübarek elini öptü. Çok geçmeden vefat etti.*

murataltug1985
02-16-2018, 08:05
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

*Sevgili Peygamberimize, ilk vahiyden sonra üç sene vahiy gelmedi. Bu arada İsrafil aleyhisselam bazı şeyler öğretti. efendimiz Efendimiz üzüldükçe, Cebrail aleyhisselam"Ey Habibullah! Sen Allahü teâlânın peygamberisin" der ve üzüntüsünü yatıştırırdı.*efendimiz şöyle anlatır:
"Vahy kesildiğinde Hira dağından gökte bir ses işittim. Hazreti Cebrail'i gördüm. Yer ile gök arasında, bir kürsi üzerinde oturmuş idi. korku ile Eve vardım. Beni örtün, dedim. *Hak teâlâ vahiy gönderdi; "Ey örtüye bürünen Peygamber! Kalk kavmini Allah'ın azabı ile korkut! İman etmezlerse, azaba uğrayacaklarını haber ver. Rabbini tekbir et. Elbiseni temiz tut Hak teâlâ vahiy gönderdi;
*efendimiz, insanları, İslâm'a davete, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını tebliğe başladı.
Cebrail aleyhisselam, vahy getirirken insan şekline girer ve Dıhye-i Kelbi'nin suretinde gelir efendimizin kalbine telkin ederdi.
efendimiz, onu görmezdi. Bazan rüya ile, bazan dehşet saçan bir uğultu ile gelirdi. *Vahy, efendimize geldiğinde en soğuk günde bile mübarek alınlarından ter dökülür devesi vahyin ağırlığından deve yere çökerdi. Yanındaki sahabiler vahyin ağırlığını hissederlerdi. Cebrail aleyhisselam, birkaç defa kendi suretinde geldi.

*Allahü teâlâ, meleksiz perdesiz, hiç bir vasıta olmadan efendimize vahyetmiştir. Bu Mirac gecesinde vaki olmuştur.*efendimizin, İslâm'ı tebliği yirmi üç sene devam etti.onüç senesi Mekke'de, on senesi de Medine'de geçti. Kur'an-ı kerim 22 sene 2 ay 22 gün de vahyedilip tamamlanmıştır.*Efendimiz İslâmiyeti bildirmek için, Hicretin altıncı senesinde Rum, İran ve Habeş hükümdarlarına Arab padişahlarına mektuplar gönderdi. Huzuruna altmıştan elçi gelmiştir.
*Efendimiz ümmiydi Kur'an-ı kerimde Sen, Kur'an-ı kerim gelmeden kitap okumadın. Yazı yazmadın. Okur-yazar olsaydın, başkalarından öğrendin diyebilirlerdi" (Ankebut suresi: 48) bildirilmektedir.
Hadis-i şerifte Ben ümmi Peygamber Muhammed'im... Benden sonra Peygamber yoktur" buyruldu.Kur'anda buyurulmaktadır: "O kendiliğinden konuşmamaktadır. O'nun sözleri, O'na bir vahiy ile bildirilmekte, öğretilmektedir." (Necm suresi: 3, 4)

murataltug1985
02-16-2018, 08:05
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

Danyal aleyhisselamın rüya tabiri*

*Ka'bul Ahbar anlatır: Buhtunnasar birçok zulümden sonra korkulu bir rü'ya gördü ve Kahinlerine ve sihrbazlarına rüyasını sordu. rüyanı söyle ki tabirini yapalım, dediler.Buhtunnasar ben sizi böyle günler için tutarım. Size üç gün müddet rü'yamı bilip ta'bir edemezseniz, hepinizi öldürürüm, dedi.Danyal aleyhisselam Zindandaydı Buhtunnasara söyle, ben rü'yasını biliyorum. Dedi
*Danyal peygamber zindandan çıkarılıp Buhtunnasarıa götürüldü. Buhtunnasar Danyal aleyhisselama niçin secde etmedin diye sordu. şöyle cevab verdi: Rabbim bana, başkasına secde etmemem şartıyla rü'ya ta'biri ilmini öğretdi.
*sana secde edersem ilmini alır. rü'yanı ta'bir edemem beni öldürürsün. Secde etmemekden dolayı gelecek sıkıntı, secde etmekden dolayı gelecek sıkıntıdan kolaydır, secde etmemem hem benim hem de senin için iyidir*Buhtunnasar, Sen Rabbinin ahdine vefa ettiğin için sana itimad edilir. Rabbinin ahdine vefa eden kimse iyi kimsedir. rü'yamın ta'birini biliyormusun dedi. Danyal aleyhisselam ona Sen rü'yanda put gördün. Üst tarafı altından, ortası gümüşden, uçları bakırdan, topukları demirden, ayakları saksıdan idi. putu seyrederken gökden bir taş onu toz haline getirdi.
*altın, gümüş ve saksı birbirine öyle karışdı insanlar ve cinler onları rüzgarla darmadağın olacaktı taş büyüdü gökyüzünü kapladı. Taştan başkasını görmedin.*O put çeşitli ümmetlerdir. Altın kısmı senin ümmetin, gümüş senden sonra oğlunun ümmettir. Bakır rumlar demir Faris ehlidir. Saksı ise, rumlara ve acemlere padişah olacak iki kadındır.Gökten inen putu toz haline getiren taş ahır zamanda gelecek bir dindir. Allahü teâlâ arablar arasından bir Peygamber gönderecekdir. Onun dini bütün dinleri yürürlükden kaldıracak ve tüm yeryüzüne yayılacakdır.*İsrail oğullarının memleketleri Buhtunnasar tarafından istila edilip ve zulme uğradılar ve memleketlerini terk ettiler. Hazret-i Harunun evladları Tevrat'ta hz Muhammedin medh edildiğini Arabistanda hurma ağaçlarının çok olduğu bir yerde bulunacağını okudular.Şamdan Yemene kadar dolaştılar. Tevrat'taki Medineye yerleştiler. aleyhisselamın zuhur etmesini ve Onunla şereflenmeyi beklediler. Fakat ömürleri yetmedi. Evladlarına O'na İman ediniz diye vasıyyet ettiler.*

murataltug1985
02-16-2018, 08:06
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

Abdülmuttalibin rüyası*Peygamberimizin dedesi rüyasını şöyle anlatır:

*rü'ya Yerden göklere yükselen bir ağaç gördüm. Dalları doğu ve batıya ulaşıyordu. O ağaçdan daha parlak bir nur görmedim. Güneşten yetmiş def'a parlak idi. Arablar ve acemler ona secde ediyordu. Ağacın büyüklüğü, nuru ve yüksekliği gittikce artıyordu*Bazan kayboluyor, bazan açığa çıkıyordu. Kureyş kabilesi ağacın dallarına sarılıyordu. Bir kısmı ağacı kesmeye çalışıyordu. Onun gibisini görmediğim güzel yüzlü bir genç ağacı koruyordu
*Bir kısmının ağacı çekiyor, bir kısmı gözüne ışık salıyordu. Ben ağacdan nasibimi almak için elimi uzattım ve Bu nur kimlere nasib olur?" dedim.
Senden önce ağaca yapışanlar nasiplenirler" dediler*korku ile uyandım. Rüyamı anlattım insanların rengi değişdi senin neslinden bir oğul gelecek, doğudan batıya heryere hakim olacak, bütün insanlar ona itaat edecekdir" dedi.
*Abdülmuttalib yanındaki oğlu Ebu Talibe bakıp,"O sen olmayasın?" dedi. Resulullah zuhur edince, Ebu*Talib nurlu ağaç hadisesini devamlı anlatdı ve o nurlu ağaç "Ebul Kasım Muhammed-ül-Emindir" derdi Ebu Talibe, neden iman etmiyorsun, dediklerinde, "Ayblanmakdan korkuyorum" dedi
*Peygamberimiz yedi yaşında göz ağrısına tutuldu. ilaçlar fayda fayda etmedi.* Abdülmuttalib Efendimizi rahibe götürdü.. kilise kapalıydı Resulullah aşağı inince O anda kilise sallanmaya başladı. Sanki kilise yıkılacaktı*Rahib geldi ve "Ey Abdülmuttalib, şu çocuk ümmetin Nebisidir. dışarı çıkmasaydım kilise üzerime yıkılırdı. Bunu dikkatle koru!" dedi. Sonra göz ağrısı için yaptığı ilaclardan verdi.

*efendimizin müjdeleyenlerden biri de Sa'de-tül Ebadi'dir.Resulullah Sa'deyi sordu.
"Ya Resulallah, hepimiz onu biliriz"vefat etti, dediler. efendimiz buyurdu ki:"Sanki dün gibi hatırlıyorum. Ukazda kızıl tüylü deve üzerinde va'az eylerdi.nasihatlarla, Hak Sübhanehü ve teâlânın bir olduğunu ve Ona imana çağırırdı. *bir kişi, "Ya Resulallah, ben o beytleri Sa'de'den işitmiştim. okuyayım" dedi.*efendimiz, "Şiir güzeli güzel, çirkini de çirkin olan bir sözdür" buyurdu ve izin verdi.*Şiirin ma'nası şöyleydi gelip geçenlerden ibret çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri var çıkacak yeri yoktur. Büyük küçük hep göçüp gidiyor. Giden gelmiyor. herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, ben de öleceğim."
*Ensar efendimizin huzurunda şöyle anlattı: Devemi kaybetmiştim. Aramak için dağlara çıktım. Akşam oldu. bir ses şöyle diyordu:
Ey karanlıklarda kalmış kimse,
Şüphesiz, Allah bir Nebi gönderdi
O, Beni Haşimden, vefalı, kerem sahibi,
Cennetlerin ebediliğini müjdeledi.
*etrafımda kimseyi göremedim ve şöyle dedim:
Ey karanlıklardan bana seslenen kimse,
sıkıntılı zamanda hoş geldin bize.
Allahü teâlâ hidayet versin sana,
Söylediğini açıklasana.
ansızın yine şöyle bir ses işittim:
"Nur zahir oldu, Allahü teâlâ aleyhisselamı Peygamber ve en üstün olarak gönderdi.
*Mahlukatı abes yaratmayan bizi İsa aleyhisselamdan sonra boş bırakmayan bize kıymet verip en şerefli ümmet olarak yaratan Allahü teâlâya hamd olsun.
*Muhammed aleyhisselamı Nebilerin en üstünüdür. Ona salat ve selam olsun. Hiç bir topluluk, Ona karşı galib gelemez" dedi.
*Sabah osevincimden devemi unutmuştum. yürüyüp Bir yere geldim. Kus bin Sa'de ağaç altında bastonuyla cenk şiiri okuyordu.
selam verdim. kabirler kimindir diye sordum. iki arkadaşım Allahü teâlâya ibadet ederlerdi ve Ona şirk koşmazlardı. Vefat ettiler.kabir onlarındır kavuşmayı bekliyorum, son peygambere mutlaka tabi ol dedi.*

*

murataltug1985
02-17-2018, 08:36
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) İlk Hicret

*Habeşistana hicret*efendimizin Peygamberliğini ilan edişinin beşinci yılında... Müşrik işkencelerine rağmen, Müslümanların sayısı artıyor... müşrikler işkencelerini artıtrıyordu.Efendimiz Eshabının işkencelere uğramasına, ayaklarından iplerle develere bağlanıp, parçalatılmasına çok üzülüyordu.*işkencelere, merhamet dolu kalbi, tahammül etmiyordu efendimiz Eshabını topladı:
- Ey Eshabım yeryüzüne dağılın. Allahü teâlâ, yakında sizi bir araya toplar! buyurdu. Onlar Ya Resulallah! Nereye gidelim? diye sual ettiler.efendimiz Mübarek eliyle Habeş ülkesini gösterdi Habeş toprağına gidiniz! orada, zulmedmeyen bir hükümdar vardır.orası bir doğruluk ülkesidir. Allahü bulunduğunuz sıkıntılardan kurtuluş açıncaya kadar, orada bulununuz! buyurdu.*Server-i alem efendimiz, Eshabının işkencelerden kurtulmasına karşılık Mekkeli müşriklerle tek başına mücadele edecekti Doğduğu vakit, "Ümmetim! Ümmetim!" diyen Peygamberimiz, Eshabı için, kendisini feda ediyordu.*Eshab-ı kiram vatanlarından ayrılarak hicret ediyor sevgili Peygamberimizden ayrıldıklarına üzülüyorlardı ilk hicrette Hz Osman ve hanımı Ebu Huzeyfe Zübeyr , Mus'ab Ümmü Seleme, Ümmü Gülsüm vardı.*efendimiz, hazret-i Osman için;"Şüphesiz ki, Osman, Lut peygamberden sonra zevcesiyle birlikte hicret eden ilk kimsedir" buyurdu.*Eshab-ı kiramın bir kısmı binekli, bir kısmı yaya Mekke'den ayrıldı.Kızıldeniz'den Habeşistana ulaştılar.Habeş hükümdarı Necaşi, Müslümanlara iyi davrandı. Eshab-ı kiram, Habeşistan için Biz burada komşuluk ve himaye gördük. Dinimize dokunulmadı, incitilmedik. Hoşlanmadığımız söz duymadık. Huzur içinde, Allahü teâlâya ibadet ettik" dediler.

murataltug1985
02-17-2018, 08:36
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)
Hz. Hamza'nın şehadeti

*İslâmiyetin yayılması müşrikleri çıldırtıyor... İslâmiyet'in yayılmasına mani olunamıyordu
efendimiz, Safa Tepesi'nde müşrikleri imana davet etti. Kafir olanlar Peygamberimize hakaret ettiler efendimiz üzüldü... *efendimize selam vererek;"Ya Resulallah! Kafirler size münasib olmayan şeyler söylemiş. Ben, onu öldürdüm. yarın Safa Tepesi'ne teşrif eder misiniz? Siz İslâmiyete davet edersiniz. Ben de sizi medhederim" dedi.*Peygamberimiz, müşrikleri imana davet ettiğinde Cehil de vardık. Müslüman biri, müşriklerin putunun içine girip, Peygamberimizi ve İslâmiyeti anlata sözler ve şiirler söyledi.Müşrikler, putu parçaladı ve Resulullaha saldırdılar. Mübarek saçları darmadağın oldu. Mübarek yüzü kana boyandı. Onların cefalarına tahammül gösteren efendimiz Ey Kureyşliler Bana vuruyorsunuz; ama ben sizin peygamberinizim" buyuruyordu... *hazret-i Hamza, dağda avlanırken Bir ceylan dile gelerek Ya Hamza! Bana ok atacağına, kardeşinin oğlunu öldürmek isteyenlere ok atsan daha hayırlı olur" dedi.*Hazret-i Hamza süratle evine gitti. Harem-i şerife tavaf yaparken, bir hizmetçi kız, Ebu Cehil'in, Efendimize yaptıklarını haber verdi. Hazret-i Hamza, Silahlarını alarak müşriklerin yerine geldi:
Kardeşimin oğluna söz söyleyen, inciten İşte benim dinim O'nun dinidir. Gücün yetiyorsa o yaptıklarını bana yap diyerek, Cehil'in başını yardı.
*kafirler hazret-i Hamza'ya saldırmak istediler. Cehil,Hamza haklıdır. kötü sözler söyledim, ona ilişmeyin kızar da Müslüman olursa Muhammed kuvvetlenir, diyerek Hamza'nın Müslüman olmaması için, cahil kafasının yarılmasına razı olmuştu. *Hz Hamza hatırı sayılan, kuvvetli ve kıymetli biriydi. Hamza, efendimize Ya Muhammed! Cehil'den intikamını aldım. Onu, kana boyadım. Üzülme, sevin! dedi. Peygamberimiz
- Ben, böyle şeylere sevinmem!..Ey amcam! Ben senin iman etmen ve kıymetli bedenini Cehennemden kurtarman ile sevinirim *Efendimuzin sözleri hz hamzanın Hamza hemen Müslümanlığı kabul etti ve hazret-i Hamza oldu...*
Dengeler değişmeğe başladı*

*Hazret-i Hamza, müşriklere Müslüman olduğunu Allahü teâlânın Habibi aleyhisselamı canı pahasına koruyacağını bildirirdi. Kalbimi, İslâmiyet'e, meylettiren, Allahü teâlâya hamdolsun. Bu din, herkese lütfu ile muamele eden, kudreti her şeye galip alemlerin Rabbi Allahü teâlâ tarafından gönderilmiştir.
*Kur'an-ı kerim okunduğu zaman, kalb ve akıl sahiplerinin gözlerinden yaşlar akar. Kur'an-ı kerim, ayetler halinde aleyhisselama nazil olmuştur. Muhammed Mustafa sözü dinlenen, boyun eğilen mübarek bir kimsedir Ey müşrikler! Aklınız başınızdan gidip, gözünüz kararıp sert, ağır ve kaba sözler söylemeyin. biz Müslümanların cesedine basıp geçmeden, hiç kimse O'na dokunamaz"*Hazret-i Hamza'nın Müslüman olmasıyla Peygamberimiz sevindi. Müslümanlar, çok kuvvetlendi Mekkeliler onun; cengaver, cesur, mert, pehlivan olduğunu biliyorlardı. Kureyş müşrikleri Müslümanlara, dokunamadı Hamza'nın kılıcından çekindiler.*İslâm yayılıyor, Kur'an-ı kerimin nuru, ruhları aydınlatıyordu. Karanlıktaki insanlar, Allahü teâlânın ihsanına iman ediyor, hidayete kavuşuyordu Eshab-ı kiramlan şereflenen mübarekler el ele, gönül gönüle veriyor, efendimizin etrafında pervane oluyorlardı.

murataltug1985
02-17-2018, 08:37
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)

HATTAB GELİYOR

*Ashab küçük bir arzu ve işareti emir biliyor, birbirleri ile yarışıyor canlarını bile feda etmekten çekinmiyorlardı. Müşriklerin telaş ve endişesi had safhadaydı kahraman Hamza da Müslüman olmuş, Resulullah'ın saflarında yer almıştı.*Hattab Müslüman olmamıştı bir efendimizi, gördüğü öldürmek niyetiyle evinden çıktı.Peygamberimizi Mescid-i Haram'da El-Hakka sure-i şerifini okuyordu. Mealen diyordui Nedir hak olan kıyamet? Kim bildirdi? Semud ve Ad kavimleri, dehşetinden kalblerin titreyeceği kıyameti tekzib ettiler, yalanladılar. azgınlıkları sebebiyle helak edildiler...
*Hazret-i Ömer, efendimizi hayranlıkla dinliyordu. böyle güzel sözler duymamıştı. sözlere hayran olmuştu.Resulullah, sureyi okuduktan sonra, kalbinde İslâm'a meyl hasıl oldu. İslâmdan kıvılcım geçmişti kalbine artık...*Sıra hazreti Ömer'deydi...*
*Hz Hamza'nın Müslümanlığıyla müşriklerde huzur kalmamıştı Ne yapacaklarını bilemediler... Cehil, müşriklere Ey Kureyşliler! Muhammed, putlarımıza dil uzattı. Bizden önce atalarımızın Cehennem'de azab gördüklerini, bizim oraya gideceğimizi söyledi.. O'nu öldürmekten başka çare yoktur!.. O'nu öldürecek kimseye sayısız altın vereceğim!..
*Hattaboğlu Ömer Bu işi Hattaboğlu'ndan başka yapacak yoktur, diyerek kılıcını kuşanıp nereye ya Ömer- Milletin arasına ikilik sokan, kardeşi kardeşe düşman eden Muhammed'i öldürmeye gidiyorum.
- Ya Ömer! Bu zor bir iş. Eshabı, çevresinde O'na titriyorlar. Yanlarına yaklaşmak zordur. O'nu öldürsen Abdülmuttalib oğullarından kurtaramazsın!*- Ya Ömer! Kardeşin Fatıma ile kocası Zeyd Müslüman oldu. Haberini duyunca Hazret-i Ömer kız kardeşine gitti.Taha suresini okuyorlardı Hazret-i Ömerin kılıcını görünce, yazıyı sakladılar Ömer eniştesini yere fırlattı Kardeşine, tokat indirdi.*ve kardeşinin yüzünden kan akmaya başladı

*Hz ömer kardeşi Fatıma'nın canını yakmış, her yer kana boyanmıştı Fakat kardeşi iman kuvvetiyle Allahü teâlâya sığınırak;- Ya Ömer! Niçin Allahtan utanmaz, ayetler ve mucizeler Peygamberine inanmazsın? İşte ben ve zevcim, şereflendik. Başımızı kessen, dönmeyiz, diyerek Kelime-i şehadeti söyledi...*Hazret-i Ömer, kız kardeşinin imanıyla yumuşadı ve yere oturdu. okuduğunuzu çıkarın" dedi. Hazret-i Ömer Taha suresini okudu Kur'an-ı kerim kalbini yumuşattı. "Göklerde yeryüzünde ve yedi kat toprağın altındakiler O'nundur" (Taha suresi) ayet-i yle düşünceye daldı.
*Hz ömer kardeşine - Ya Fatıma bitmez tükenmez varlıklar, hep sizin inandığınız Allah'ın mıdır
- Evet, öyle Şüphe mi var? -Ya Fatıma! Bizim altından, heykellerimiz var. Hiç birinin, bir şeyi yok... diyerek hz ömerin şaşkınlığı arttı.
*"Allahü telâlâdan başka ibadet edilecek,tapılacak hakk yoktur. En güzel isimler O'nundur. " (Tâhâ) ayet-i kerimesiyle Habbab gizlendiği yerden fırladı
-Müjde ya Ömer! Resulullah, Ya Rabbi! dini, Cehil ile Ömer ile kuvvetlendir" dua etmişti. İşte bu devlet, bu saadet sana nasib oldu, dedi.*

murataltug1985
02-17-2018, 08:37
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)

HATTAB GELİYOR


*Hazret-i Ömerin okuduğu ayetlerle kızgınlığı ve düşmanlığı silindi. İlk sözü:- Resulullah nerede? oldu.Kalbi, Resulullah'a tutuldu Eshab-ı kiram hz ekramın evinde, resulün nurlu cemali tatlı, te'sirli sözleri ile kalbini cilalıyor; sonsuz lezzet, zevk ve neş'e içinde ruhlarını ferahlatıyorlardı.*Hazret-i Ömer'in Erkam'ın evinde ve Kılıcı yanında idi. Eshab-ı kiram, Resulullah'ın etrafını sardı. Hazret-i Hamza,"Ömer'den çekinecek ne var, iyilik ile geldi ise, hoş geldi. Yoksa kılıcımla başını uçururum" dedi.*efendimiz Yol verin, gelsin!" buyurdu.
Cebrail aleyhisselam,, hazret-i Ömer'in imanla geldiğini haber vermişti. Resulullah hazret-i Ömer'i tebessüm ile karşıladı Hz.Ömer, diz çöktü. Resulullah, hazret-i Ömere İmana gel, ya Ömer!" buyurdu. O da temiz kalb ile şehadeti söyledi. Eshab tekbir seslerini göklere yükseltti

*Hazret-i Ömer, Müslüman olduktan sonra şöyle anlatır:"Müslüman olduğumda Eshab müşriklerden gizlenir ibadetlerini gizli yapardı. -Ya Resulallah! Biz hak üzereyiz? açığa çıkalım. Kavmimiz insaflı davranırsa ne ala, yok taşkınlık isterlerse, çarpışırız, dedim.*iki saf halinde dışarı çıkıp, Harem-i şerife yürüdük. Safların başında hz Hamza, diğerinin başında ben vardım Sert adımlarla, toprağı un ederek tozuta tozuta Mescid-i Haram'a girdik. Kureyşli müşrikler, Hamza'ya bakıyorlardı. Öyle bir hüzün ve kedere uğradılar ki, hayatlarında böyle bir yeise düşmemişlerdi.
*Hazret-i Ömer'in gelişiyle, Cehil - Ya Ömer! Bu ne haldir? deyince, hazret-i Ömer "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh" dedi. Ve müşriklere Ey Kureyş!.. ben Hattaboğlu Ömer'im... Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen kıpırdasın! Kımıldayanı, kılıcımla doğrayıp yere sererim!.. *Kureyşliler dağılıp, uzaklaştılar. Resulullah ve yüce Eshabı, saf tutup, tekbir getirdiler. Mekke semaları, Eshab-ı kiramın; "Allahü ekber!... Allahü ekber!.." nidaları ile çınladı. İlk defa Harem-i şerifte namaz kılındı.
*Hazret-i Ömer Müslüman olunca, Enfal suresi indi. Mealen;"Ey Peygamberim! Sana yardımcı Allahü teâlâ mü'minlerden senin izinde gidenler yetişir" buyuruldu. Müslümanların sayısı gün geçtikçe çığ gibi büyüdü

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) ikinci hicret*

*Habeşistan'daki Müslümanlara, "Habeş hükümdarından izin alarak Mekke'ye döndüler...
efendimizin huzuruna gelip, Habeşistan'da rahat ettiklerini ve hükümdardan memnuniyetlerini bildirdiler... Mekkede müşrikler eza ve cefaya başladılar. Zulümleri arttı. Her türlü işkenceyi yapıyorlardı...*Bir gün hazret-i Osman, Resulullaha Habeşistan'a gitmek için izin istedi. efendimiz buyurdu ki:Habeşistan'a dönün ki, Allahü teâlânın ismiyle mahfuz olasınız!*Ya Resulallah! siz, habeşistanana teşrif etseniz, belki Müslüman olurlar. Ehl-i kitap çabuk İslâm'a gelirler diyince efendimiz Ben, huzur ve rahata memur olmadım. Hicret hususunda Allahü teâlânın emr-ini bekliyorum. Nasıl emrolunursa öyle amel ederim!..
*Yüzbir kişilik hicret kafilesi ikinci defa Habeşistan'a gitti. kafilenin başında, Ca'fer Ebi Talib hazretleri vardı. Necaşi'nin ülkesine vardılar.müşrikler Habeşistana elçi ve. Necaşi'ye kıymetli hediyeler hazırlardılar. Ebi Rebia ile Amr bin As vazifelendirildi. Necaşiye söyleyecekleri ezberletildi. *Hükümdar ile konuşmadan patrik ve kumandanlara hediyelerini veriniz. Necaşi'ninkini takdim ediniz. Müslümanların teslimini isteyiniz. Necaşi'nin Müslümanlar ile konuşmasına meydan vermeyiniz" denildi.*Müşriklerin Elçileri Habeşistan'a geldiler. İçimizde bir takım insanlar türedi. bir din uydurdular. götürmek istiyoruz. bize teslim edin onlarla en çok meşgul olabilecek olanlar, öz ana-babaları ve komşularıdır.* dediler.müşrik Elçiler,*Necaşi'ye maksatlarını sinsice anlattılar:*Ey Melik! bir takım kimseler memleketine iltica etmişdir. kendi milletlerinin dinini terkettikleri gibi, sizin dininize de girmemişlerdir. uydurma dinleri vardır. bu dini bilmiyoruz. Bizi millet gönderdi. eşraf, size iltica eden adamların öz akrabalarıdır. İstekleri, iadedir. Ve onların hallerini yakından bilirler

murataltug1985
02-20-2018, 08:45
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammedin hayatı habeşistan hicreti

*Mekkeli müşriklerden Amr bin As, ve Ebi Rebia'nın tek arzusu Hükümdar Necaşi'nin desteğiydi rüşvet alan necaşinin patrikleri müşriklere destek verdiler:
Ve şöyle dediler müşrik Elçileri insanlarını iyi bilir, siz esirleri teslim ediniz bunlar onları
memleketlerine ve milletlerine götürsünler.*Melik Necaşi müslüman esirlerin teslimini isteyen patriklerine kızarak Ben kimseyi dinlemeden teslim etmem... Bana iltica edip, memleketime gelenlere hıyanet edemem. Bunlar, beni tercih etmiş ülkeme gelmişlerdir. muhacirleri sarayıma davet eder, onları cevaplarını dinlerim. onları korur, iyilik ederim...*Hükümdar Necaşi, boş değildi. semavi kitapları incelemişti. aleyhisselama yalancı deyip inanmayacaklarını ve Mekke'den çıkaracaklarını biliyordu. Necaşi, Müşriklere sordu onlar
Hz Muhammedin dini ve mezhebi yoktur. Diyerek efendimizi yalanladılar*Necaşi Mezhebini ve dinini bilmediğim, bana sığınan bir topluluğu nasıl teslim ederim? Meclis kuralım. getirelim. Sizlerle yüzleştirelim. durum belli olsun. Onların dinini bileyim...diyerek Necaşi, Müslümanları saraya davet etti. Huzurda selam secde etmediler. Necaşi sorunca Allahü teâlâdan başkasına secde etmeyiz. efendimiz Allahü teâlâdan başkasına secde etmekten men edip; "Secde, yalnız Allahü teâlâya mahsustur" buyurdu.

*Necaşi Ey huzuruma getirilmiş topluluk Ülkeme ne için geldiniz? Hz. Ca'fer cevap verdi:Ey Hükümdar! Biz, iade edilecek köleler miyiz?haksız yere kan mı döktük de, kan dükenlere iade edileceğiz üzerimizde ödemekle mükellef olduğumuz malları mı vardı?
*Necaşi müşriklere sordu:
- siz bunlardan ne istiyorsunuz?
- Onlar ile biz, birdik. Onlar, Muhammede uydular.*
Necaşi şöyle seslendi o allahın resulüdür
*Necaşi, İslâmiyet hakkında bilgi sahibi olmak için Hz. Ca'fer'e sordu:- Siz, dininizi bırakıp, ne diye başkasına uydunuz? sizin dininiz nasıldır?
- Ey Hükümdar! Biz cahildik. Puta tapardık. Leş yer, kötülük işlerdik. zulmeder ve merhametsizdik Allah bize, doğruluk eminlik, iffet ve temizlik peygamberini gönderdi*peygamber bizi; Allahü teâlânın varlığına birliğine ibadete, taşları ve putları bırakmaya davet etti. Doğruyu, emaneti akrabalığı komşuluğu güzelliği emretti. ahlaksızlıkdan, yalandan yetim malından iftiradan sakındırdı.
*Bize, Allahü teâlâya ibadeti emretti. Biz kabul ettik Allahü teâlâdan gelene inandık emirlerini yerine getirdik. ibadet ettik. haram ve helali bildik amel ettik. kavmimiz, bize düşman olup, zulmetti. dinimizden döndürüp, ibadetten vazgeçirip, tekrar putlara tapmak için işkencelere ve mihnetlere uğrattılar.

*bize zulmettiler. Bizi sıkıştırdılar. dinimizle aramıza girdiler ve dinimizden ayırmak istediler. yurdumuzu, yuvamızı bırakarak ülkene sığındık. Seni, tercih ettik. Senin himayene, komşuluğuna sığındık. Senin yanında zulme, haksızlığa uğramayacağımızı ummaktayız.. *Necaşi sordu:- Sen, Allah'ın bildirdiklerini biraz biliyor musun diyince Hazret-i Ca'fer Meryem suresini okudu... Necaşi -Vallahi, kandilden fışkıran bir nurdur, Kureyş elçileri Gidiniz, vallahi, ben ne onları teslim eder, ne de kötülük düşünürüm, dedi. *Müslümanlardan Resulullah ve dini hakkında bilgi aldı. Necaşi müslüman muhacirlere - Sizi ve yanından geldiğiniz zatı tebrik ederim! inandım ki, O, resuldür.O'nu İncil'de görmüştük. O buralarda olsaydı, eşyalarını taşır, ayaklarını yıkardım! Gidiniz! Ülkemde, emniyet ve huzurla yaşayınız. Size kötülük edeni helak ederim. dedi.*Hükümdar Necaşi, Kureyş müşriklerinin rüşveti için;Benim bunlara ihtiyacım yoktur, diyerek hediyeleri iade etti.Kureyş elçileri, Necaşi'nin huzurundan boş ve perişan döndüler. Necaşi İslâmiyeti seçmiş, Eshab-ı kiramı sevindirmişti...*

murataltug1985
02-20-2018, 08:45
Kaynak islam ansiklopedisi android programı *HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar

*Müşrikler, İslâmı önlemek için durmadan çabalıyordu... her geçen gün Müslümanlar çoğalıyor...Müslümanlara yapılan işkence ve zulümler, onları yollarından döndürmüyor, birbirlerine sarılmalarına ve kenetlenmelerine sebeb oluyordu... Hiç birisi dinden dönmüyor... efendimize can feda etmekten çekinmiyordu
İslâmın nuru uzak yerlere ulaşıyordu...
*Müşrikler, Necaşi'nin Müslüman olduğunu öğrenince, çılgına döndüler İslâmı kurutmak için şu korkunç kararı aldılar:Her nerede olursa olsun, aleyhisselam mutlaka öldürülecektir!.."
Kafirler bunun için yemin ettiler...*Ebu Talib, Çiğerparesi, mübarek yeğeninin hayatı için Kabilesine Kainatın sultanı"nı Kureyşli müşriklere karşı korumaları emirini verdi. efendimizi Mekke'nin kuzey tarafında, Beytullah'a üç km. uzaklıktaki Şı'b-ı Ebu Talib'e Ebu Talib Mahallesi"ne davet ettiler.*efendimiz, Eshabını toplayarak, Ebu Talib Mahallesi'nde ikamet etdi Haşimoğullarından sadece Ebu Leheb, efendimizi korumadı ve
Peygamberimizi öldürmek için fırsat kolladılar

*Müşrikler, efendimizi koruyan Eshaba, karşı şu kararı aldılar Muhammed öldürülmek üzere Kureyşlilere teslim edilinceye kadar; Haşimoğullarından kız alınmayacak!.. kız verilmeyecek!.. hiç bir şey satılmayacak!... ve alınmayacak!.. Onlarla konuşulmayacak, Onlara gidilmeyecek!... barış kabul edilmeyecek!.. onlara acınmayacak!.."*Müşrikler müsĺümanlara boykot başlatıp ruhi yönden çaresiz bırakmaya çalışdılar boykot kararı Kabe-i muazzamaya asıldı Peygamberimizin duasıyla boykotu bildiren Mansur bedbahtının elleri kurudu. Müşrikler şaşkına döndüler *Müşrikler iyice azgınlaştı Ebu Talib Mahallesi'ne bekçiler diktiler. yiyecek ve giyecek sokulmasına mani oldular. Mekke'ye gelen satıcıların Ebu Talib Mahallesi'ne girmemesini, engellediler*Abluka tüm şiddetiyle, acımasızlığıyla devam ediyor... müslümanları aç bırakacaklarını öldüreceklerini Haşimoğullarının teslim olacaklarını sandılar...**Kabe'nin ziyaret mevsiminde kan dökülmezdi. Haşimoğulları serbestçe Mekke'ye giderler, alış-veriş yapardı mal almaya gelenler, müşriklere haber verilirdi Leheb ve Cehil tüccarlara;"Ey tüccarlar! Muhammed'in eshabına fiyatlarınızı yükseltin. kimse bir şey satın alamasın! derlerdi.**peygamberimiz, hazret-i Hadice validemiz, Ebu Bekir-i Sıddik bütün mallarını cihat yolunda harcadılar, çocukların açlıktan göklere çıkan feryatlarını dindirmeye çalıştılar.

**Müslümanlar Elde avuçta bitince, otları, ağaç yapraklarını yiyerek açlıklarını giderdiler Çocukların ağlamalarını kesmek için, kurumuş deri parçalarını ıslatıp ateşte pişirdiler efendimiz ve Eshab-ı mübarek karınlarına taş bağladılar. anneler bir deri bir kemik kaldı. Müslümanlar zordaydı
*Müşrikler, yaptıkları zulüm ile Haşimoğullarının yola gelip, Ebu Talib'in, efendimizi teslim etmesini beklediler. Ebu Talib Mahallesi efendimizi koruyor ve ona zarar gelmemesi için canlarını feda ediyordu *Ebu Talib, suikastı önlemek için, efendimizin yanına muhafız koyuyordu efendimiz hiç çekinmeden, Allahü teâlânın emri ve İslâm için bir saniyesini boşa harcamıyor, insanlari dine davet ederek Cehennem'den kurtulmalarına uğraşıyor, sabırla nasihat ediyordu.**Efendimizi yalanlayan Kureyşliler de, açlığı anlasın diye Resulullah "Ey Allahım! Şunlara Yusuf'un aleyhisselam zamanındaki yedi kıtlık yılı gibi yedi kıtlık azabı vererek bana yardım eyle" diyerek dua buyurdular.*
*Resulullahın duasıyla mekkeye gökyüzünden bir damla yağmur yağmadı. Toprak susuzluktan kavruldu. Yerde yeşil bir nebata rastlanmaz oldu. Kureyşli müşrikler neye uğradıklarını şaşırdılar.*
gökyüzünü duman kapladı Akılları başlarına gelen müşrikler yaptıkları zulmün büyüklüğünü anladılar

murataltug1985
02-20-2018, 08:45
Kaynak islam ansiklopedisi android programı *HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar

*Ebu Süfyan ve müşriklerin boykotlarıyla Müslümanlar sıkıntı içindeydiler efendimizin dualarıyla sıkıntının aynısı müşriklerin başına gelince müşrikler ne yapacaklarını şaşırdılar...
zulüm ve işkenceleri bırakarak, efendimize yalvardılar...**efendimiz,iman edeceğiz" sözleriyle mübarek ellerini kaldırarak cenab-ı Hakk'a dua eyledi.*Allahü teâlâ, Habibinin duasını kabul edip, Mekke üzerine bol bol yağmur göndermiş, topraklar suya kanmış ve bitkiler yeşermeye başlamıştı.**Müşrikler kuraklık ve kıtlıktan kurtulunca sözünü unutarak küfürde ısrar ettiler...İman yerine zulmettiler Allahü teâlâ, vahiy ile; Kabe'de bir sahifeye bir ağaç güvesini musallat etti efendimiz amcası Ebu Talib'e;- Ey Amca! Rabbim, Kureyşlilere ağaç kurdunu musallat etti. Allahü teâlânın isminden başka zulüm, bühtan... gibi şeylerin hepsini yok etti, buyurdu.*
*Ebu Talib:şehadet ederim ki, sen ancak doğru söylersin, dedi.ve Kabe'ye gitti. Müşrikler Muhammed'i teslime geliyor!.." dediler.*
Ebu Talib,seslendi:*Ey Kureyş yalan söylemeyen kardeşimin oğlu, yazdığınız sahifedeki Allahın isminden başka bütün yazıları ağaç kurdunun yediğini haber verdi. Haydi kağıdı görelim!.. Eğer söz doğru ise, yemin ederim ki, ölünceye kadar O'nu koruyacağız. zulümden vaz geçin
*Müşrikler Kabe'nin duvarındaki sahifede Bismike Allahümme"den gayri tüm yazıların silindiğini ne yapacaklarını şaşırdılar. Üç senedir devam eden unutulmaz acılar bırakan gönülde yaralar açan şiddetli mekke boykotunu kaldırdılar. düşmanlıktan vazgeçmediler,müslümanlara zulmetdiler...*
*İslamiyet tüm eziyetlere düşmanlıklara ve zulme rağmen süratle yayılıyor; Peygamberimiz cahiliye zulmetinden insanları kurtarıyor hakiki saadete kavuşturuyordu.**İslam saadetine kavuşanlar, büyük nimete şükrediyorlar, müşriklerin hakaretleri ve işkenceleri karşısında asla yılmıyorlardı.*
*efendimizin mucizelerine şahit olanlar artıyor... aleyhisselamın mucizeleri ile nice gönüller İslâm nuru ile aydınlanıyordu.

*Cehil ve Mugire efendimize;sen peygambersen, Ay'ı yarısı Kuaykıan Dağı, yarısı da Kubeys Dağında görünmek üzere ikiye ayır iman ederiz, dediler.
efendimiz Ay'ın ikiye ayrılması için Allahü teâlâya dua eyledi. Cebrail aleyhisselam, Ey Muhammed! Mekkelilere, mucizeyi seyretmeleri için haber ver" dedi.*efendimiz, ayın on dördü, bedir gecesi, Ay'ın ikiye ayrılacağını, bildirdi.sevgili*Peygamberimiz mübarek parmağı ile işaret edince, Ay ikiye ayrıldı. Biri kubeys, diğeri Kuaykıan dağı üzerinde görüldü. Sonra tekrar gökyüzünde birleşti.*efendimiz, Eshabına;*Ey Seleme ey Erkam Şahid olunuz! buyurdu. Müşrikler gözleriyle ayın ikiye ayrılma mucizesine şahit oldular sözlerinde durup iman etmediler başkalarının da iman etmesine engel olmak için Bu ancak Muhammed'in sihridir dediler.**o gece Ay ikiye ayrılmıştı müşrikler inkar ettiler. İnkarcıların başı Cehil iman nimetini engellemek için;-Ebu Talib'in yetiminin sihri, semaya te'sir etti!.. Diyerek inkar ediyordu
*Müşriklerin inkarıyla Allahü teâlâ şu ayet-i kerimeler indirdi. Saat yaklaştı Ay yarıldı bir mucize görseler yüz çevirirler büyüdür' derler. Ve onlar, yalanladılar, hevalarına uydular. Halbuki her iş vuku bulacaktır. Ahd olsun ki onlara nice mühim haberler gelmiştir ki, kemale tam bir hikmettir. İnkar edene, yüz çevirene ne fayda. *ey Habibim risaletini, peygamberliğini tebliğ et. Hakk'a davetten sonra yüz çevir.... O gün, gözleri zelil ve hakir olarak korku ve dehşetten nereye gideceklerini bilmez bir halde dağılmış çekirgeler gibi, kabirlerinden çıkacaklar. Kafirler, "Bugün bize ne zor ve çetin bir gün" diyecekler." (Kamer suresi)*

murataltug1985
02-20-2018, 08:46
Kaynak islam ansiklopedisi android programı HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar
Rabbim hidayet versin*

*Müşriklerin, Müslümanlara uyguladıkları üç senelik ablukadan sonra, Necranlılar Resulullaha geldi.*Habeşistan'a hicret den Eshabdan İslâmiyet'i işitmişler; İslâmiyet'i öğrenmek ve Peygamberimizi görmek saadetine kavuşmak için Mekke'ye gelmişlerdi.**Kabe-i muazzamada Resulullah ile görüştüler. mükemmel cevaplar aldılar.*Kureyşli müşrikler onları seyrediyordu.*Alemlere rahmet Peygamberimiz, ayet-i kerimeler okudu. etkilendiler ve ağladılar.Efendimizin davetiyle Kelime-i şehadet getirip, Müslümanlıkla şereflendiler.*
*Ebu Cehil necranlılara Sizin kadar ahmak görmedik!.O'nun yanında dininizden ayrıldınız diyince yeni Eshab olmakla şereflenen necranlılar
Allahü teâlânın size de hidayet etmesini dileriz. hakaret ve cahilliği, biz size yapmayız. Birkaç cahilin sözüyle; kavuştuğumuz büyük nimeti kaybetmek istemeyiz hak dinden dönmeyiz, dediler *Allahü teâlâ, ayet-i kerimelerde buyurdu ki:
Kur'an-ı kerimden evvel, kitap verdiğimiz nice kimseler vardır ki, onlar inanırlar. Onlara Kur'an okunduğunda inandık. Şüphesiz Rabbimizden bir haktır. Gerçekten biz, İslâm'ı kabul etdik dediler
*sabır ve sebat sebebiyle mükafat, iki defa verilecektir.kötülüğü iyilikle savarlar. rızıklarımızı hayra harcarlar. çirkinden yüz çevirirler "Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. biz cahilleri aramaz dostluğunu istemeyiz derler." (Kasas suresi: 52-56)**efendimizin büyük oğlu Kasım on yedi aylıkken vefat etti... seneler sonra, diğer oğlu Abdullah da vefat etti.*efendimizin mübarek gözlerinden yaşlar aktı "Ey dağ! Benim başıma gelen senin başına gelseydi, dayanamaz yıkılırdın!" buyurdular

*Resulullah efendimiz oğullarının vefatından sonra Ebu Talib hastalandı Kureyşli müşrikler; "Ebu Talibin göç zamanı yaklaştı. Son vaktinde ziyaretine gidelim. Zira Hamza gibi Arab merdanesi ve heybeti, pehlivanlığı meydanda olan Ömer Müslüman oldular... Arab kabileleri Müslümanlar çoğalıyor alemi tutuyor. ya ona tabi olacağız yada , cenge hazır olacağız dediler
*Hz muhammedî durdurmak için Ebu Talib'e
Gelen Ukbe, Şeybe, Ebu Cehil, gibi müşrikler, Ebu Talibe şöyle dediler: Senin büyüklüğüne inanıyor, üstünlüğünü kabul ediyoruz. sana muhalefet etmedik. Korkarız ki, sen ölünce Muhammed bizimle uğraşır, husumet devam eder. Bizi barıştır da birbirimizin dinine karışmayalım...*Ebu Talib, efendimize Kureyşliler senden, dinine karışmamanı rica ediyorlar. Ey Amca! Ben onları,tek bir kelimeye davet ediyorum ki, o kelime ile Arablar, boyun eğerler. Arab olmayanlar cizye öderler.*
*Ebu Cehil; Ne imiş o kelime dedi. efendimiz;
- La ilahe illallah, derseniz ve Allahü teâlâdan başka tapmakta olduğunuz putları atarsanız, buyurunca, müşrikler Sen, bizden, başka iste!.. dediler. efendimiz güneşi getirip ellerime koysanız, başkasını istemem, buyurdu.*Resulullah ebu talibe Ey Amca! Bir kere; "La ilahe illallah" de ki, kıyamette sana şefaat edeyim.diyince ebu talib Halkın, ölmekten korktu da Müslüman oldu, diye ayıplamalarından korkuyorum. Yoksa hatırını hoş ederdim, diyerek ebu talib hastalığının ağırlaşmasıyla vefat etti.*Ebu Talib'in, diriltilerek iman ettiği, İbni Hacer-i Mekki'nin "Ni'met-ül kübra" kitabında ve "Mir'at-i Mekke de yazılıdır.

murataltug1985
02-20-2018, 08:46
Kaynak islam ansiklopedisi android programı HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar
Rabbim hidayet versin*hz haticenin vefatı

*İslâmiyet yayılıyor; deniz yükseliyor. Fakat, acılarla beraber...efendimizin dert ortağı, yirmi dört senelik hayat arkadaşı mübarek Hadice validemiz dert ve üzüntülerle geçen Hicret'ten üç sene önce, Ramazan ayının başında, 65 yaşında vefat etti.*
*efendimiz, Hadice validemizi mübarek elleriyle defneyledi. kara toprağa uzun uzun bakıp ayrılığıyla hüzünlendiler. amcası Ebu Talib'in Hadice validemizin vefatı, efendimizi üzüntüye boğmuştu. bu seneye "Senet-ül-hüznhüzün senesi denildi.*Hadice validemiz ilk imana gelen idi
efendimizi ilk tastik eden idi.*
O'nun en büyük desteği ve tesellisi idi...
Herkes düşman iken, kalbini açmış idi Peygamberimizin muhabbetiyle dolmuş idi.
servetini, İslâmiyet uğruna harcamış, idi
Efendimiz onun ölümüne çok üzülmüş idi
*Hatice validemiz Peygamberimiz için, gecesini gündüzüne katmıştı.*Resulullahı üzmemiş, hatırını efendimiz, onu her zaman zaman anlatır, mübarek hanımının faziletlerini her zaman yadederdi
*hz Hadice, efendimizi aramaya çıkmıştı. Cebrail aleyhisselam ona insan suretinde validemiz, efendimizi sormak istediyse cebraili düşman zannederek geri döndü.*Peygamberimizi evde görünce, Fahr-i kainat efendimiz hz haticeye şöyle buyurdu Senin gördüğün Cebrail idi. Selamını söyledi. Şunu bildirdi Cennet'te senin için incilerden yapılmış bir bina hazırlanmıştır. orada üzüntü sıkıntı zahmet külfet bulunmayacaktır."
*Hadicet'ül Kübra, takva, fazilet ve feragat sahibiydi üstün bir insandı. İlk iman şerefi O'na aittir. Eşsizdir eli açıktır. servetini tereddütsüzce İslâmiyete feda etmiştir. Peygamberimizin tebliğini daima destekler ve ümid ve teselli verirdi. Resulün İbrahim hariç bütün çocukları ondan dünyaya gelmiştir. .*Hz hatice kıymetli vasfı ile rızayı ilahiyi kazanmış Hak teâlâyı razı etmişti. Cenab-ı Hak dCebrail'le Hadice validemize selam yollamıştır.
Altmışbeş yıllık ömür, Hacun Mezarlığı'nda mübarek Ramazan günü noktalanmış; validemiz cennetteki inciden sarayına gitmek üzere ilk eşikten geçmiştir

murataltug1985
02-20-2018, 08:47
Kaynak islam ansiklopedisi android programı HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar

*Peygamberimiz ve, insanların en bahtiyarlarından olan Eshabıyla, sohbetler ederek, kalbleri nurlandırdı.*ayet-i kerimeleri izah etti anlatılmayan, hiç bir şey bırakmadı.müşriklerin imana gelmesi için, bıkmadan yılmadan imana davet etdi.*
*Müşriklerden Cehil ile Mugire Muhammed, herkesi dinine çevirecek, putlarımıza tapan kimse bırakmayacak" derdi.**Peygamberimizi öldürmeye karar kılan.. Cehil, ve Mugire Mahzum oğullarınıda alarak Beytullah'a geldi. peygamberimiz namaz kılarken Cehil, atdı. Habib-i ekrem e taşı atan eli hareketsiz kaldı. Hiçbir şey yapamadı ve şaşkına döndü. *Mahzum oğullarından biri taşı kapıp; Göreceksiniz! Muhammedi öldüreceğim!.." diyerek, efendimize yürüdü. bir anda gözü kör olup, etrafı göremez oldu.Fakat mübarek sesini işitiyorlardı.ses arkalarından, arkaya döndüklerinde ise, önden geliyordu Allahü teâlâ ayet gönderip, Onların önlerine set çektik. Gözlerini perdeledik. Artık görmezler" buyurdu. (Yasin suresi: 9)
*Müşrikler, sevgili Peygamberimizden mucizeler gördüler, iman etmiyorlardı,Müslüman çocuklarına, kardeşlerine, akraba ve arkadaşlarına eziyet ve zulüm ediyorlardı*Mekkedeki şiddet zulüm ve işkenceye, Peygamberimiz çok üzüldü. Taif'e gidip İslâmi daveti düşündüler. Taifte efendimize
iman etmediler,Allahü teâlâ peygamber göndermek için, senden başka kimse bulamadı mı? Allahü teâlâ senden başkasına aciz mi?*diyerek efendimize hakaret etdiler

*Efendimize hakaret eden müşriklerden biride müşrik taiflilerdi şöyle diyirkardı Memleketimizden çık git! Nereye istersen git!.. kavmin, söylediklerini kabul etmedi onun için buraya geldin Yemin ederiz ki senden uzak duracağız. Hiç bir isteğini kabul etmeyeceğiz, dediler.*efendimiz, taiften üzüntü ile ayrıldı Sakif kabilesini bir ay İslâmiyet'e davet etti, fakat hiç biri iman etmedi ve alay ettiler, işkence yaptılar ve yuhaladılar.Çocukları ve gençleri, ile mübareği taşa tuttular ve üzerine saldırdılar Vurmayın Resulullahtır O**cenab-ı Hakkın son dinini tebliğ için gönderdiği Cehennem kurtarıcısı Kainatın efendisini baş tacı edecekleri yerde,*Taifliler taşa tuttular. hazret-i Zeyd, vücudunu siper etdi O'na zarar gelmemesi için çırpındı. Canını siper etdi alemlerin efendisini taşlıyorlar, eziyet, işkence yaparak yurtlarından çıkarmaya çalışıyorlardı.*Hazret-i Zeyd, efendimizi korumak için sağa-sola koşturdukça, taşlar; başına, değiyordu. Bu Zeyd kanlar içindeydi Peygambere varını yoğunu harcıyor, taş atan zalimlere avazı çıktığı kadar;-Yapmayın!.. Vurmayın!.. O alemlerin efendisidir! Resulullah'tır O!.. Benim vücudumu parça parça yapın, fakat Peygamberime bir zarar gelmesin!.. diye bağırıyordu.

*Hz Zeydi aşan taşlar, efendimize geldi Efendimiz kanlar içinde üzüntülü, yorgun ve yaralı bir halde, Utbe ve Şeybe ismindeki iki kardeşin bağına yaklaştılar... mü'minlerin canlarını feda etmek istediği efendimizin, mübarek ayaklarından akan kanları sildiler. Abdest alıp, iki rek'at namaz kıldılar. Sonra mübarek ellerini kaldırıp münacatta bulundular.*bağ sahipleri Resulullah garipliğine şahid olmuşlardı. Merhamet damarları harekete geldi.*köleleri ile üzüm gönderdiler. Peygamberimiz, Besmele çekti. Hıristiyan köle addas. Besmeleyi işitince Yıllardır böyle bir söz duymadım. Bu nasıl kelamdır?
*efendimiz köle addasa şöyle buyurdu Nineve
- Yunus aleyhisselamın memleketidir
O, benim kardeşimdir. benim gibi peygamberdir dedi köle addas Bu güzel yüzün, tatlı sözlerin sahibi yalancı olamaz. inandım ki, sen Allah'ın Resulüsün, diyerek şehadet edip Müslüman oldu
*Sonra da köle addas Ya Resulallah! Yıllardır zalimlere kölelik ettim. hakk yiyorlar. aldatıyorlar. iyilik yok. Dünyalık ve şehvet için alçaklığı göze alıyorlar. Onlardan nefret ediyorum.hizmetinizle şereflenmek mübarek vücudunuzu korumak için feda olmak istiyorum, dedi.efendimiz,köle addasa tebessüm etdi Şimdi efendinin yanında kal! adımı her yerde işitdiğinde. gel buyurdu.*

murataltug1985
02-20-2018, 08:47
Kaynak islam ansiklopedisi android programı HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar
Rahmet olarak gönderildim*

*Taiflilere tebliğ yapan Kainatın efendisi Mekke'ye dönmek üzere yola çıktı. Mekkede bir bulutun Cebrail aleyhisselam olduğunu anladı. Ve Aişe-i Sıddika validemize anlattı validemiz;- Ya Resulallah Uhud gününden ıstıraplı bir gün geçirdinmi diye sordu. efendimiz şöyle cevap verdi.Vallahi senin kavminden öyle cefa çektim ki, Uhud gazasındaki kafirlerden çekmedim.
*İbn-i Yalili davet ettiğimde nübüvvetimi kabul etmedi. Yanlarından ıstırapla ayrıldım Karn-ı Sealibe varıncaya kadar kendime gelemedim. Bir bulutun, üzerinde Cebrail aleyhisselam dedi ki:*
Ya Muhammed! Hakk kavminin sözlerini işitti. Sana, şu meleği gönderdi ki, ne istersen emret
*melek selam verdikten sonra;*"Ya Muhammed! Hak teâlâ hazretleri, dağların meleğini gönderdi ki, ne istersen emrine amadeyim.Eğer şu iki yalçın Kuaykıan ile Ebu Kubeys dağının Mekkelilere kapanmasını ve müşrikleri ezmesini istiyorsan, emret dedi.**Resulullah buyurdu ben alemlere rahmet olarak gönderildim. Allahü teâlâdan yalnız cenab-ı Hakk'a ibadet eden Allahü teâlâya ortak koşmayan bir nesil çıkarmasını dua ederim."

*efendimiz Taif'ten Mekke'ye dönerken, Nahlede namaza durdu. Nusaybin cinleri Peygamberimizin okuduğu Kur'an-ı kerim ayetlerini dinlediler efendimizle görüşüp Müslüman oldular. efendimiz onlara; "Kavminizi imana davetimi söyleyin. buyurdu.**cinler, kavimlerine efendimizin tebliğini bildirince, cinler iman ettiler. Bu husus, Kur'an-ı kerimde Cin suresinde ve "Buhari" ve "Müslim" hadis-i şerif kitaplarında bildirilmektedir. .
*muhterem efendimiz, Mut'im in himayesinde Mekke'ye geldi. İnsanları hakka davet etdi müşrikler azıtıp işkence ve zulüm yaptılar
*cenab-ı Hak, efendimize, Kabe'yi ziyaret mevsiminde, ziyarete gelen Arab kabileleriyle görüşüp, İslâm'a davet etmesini emreyledi.*
efendimizin, davetlerine, kulak asmadılar, kaba davrandılar, hakarette bulunup surat asıp kötü sözler sarf etdiler. *Ashab Böylesi görülmemiş... eza altında, hidayet yolundan dönmedi, şüpheye ve kaygıya düşmedi iman duygusu gölgelenmedi küfre tekrar dönen tek bir kişi yoktu*Eshabının bağlığı ve, sadakatinin yanında nasipsiz düşmanları da şiddetlenerek artan efendimizin düşmanlarının başında Ebu Cehil ve Kainatın efendisinin nasipsiz akrabası Ebu Leheb gelmekte
*Hadis imamlarımızdan, Beyheki, ve İbn-i İshak şöyle anlatır:Genç idim. Babamla Mina'ya gittik. aleyhisselam, Arab kabilelerine Ey filan oğulları Taptığınız putları atarak, Allahü teâlâya ortak koşmadan ibadet etmenizi, bana inanıp tasdik etmenizi, Hak teâlâ tarafından gönderilmiş vazifeyi yapıncaya kadar beni korumanızı emreden Allahü teâlânın resulüyüm!.." buyurdu.*

*şaşı gözlü, bir adam Ey filan oğulları! Bu putlarımız Lat ve Uzza'ya tapmaktan men edip, kendisinin uydurduğu dine davet ediyor!.. Sakınınız!.. O'nu dinlemeyiniz ve itaat etmeyiniz!.." diyordu.*babama;Bu zat kimdir? diye sordum. Babam Amcası Leheb'dir, dedi.*Tarık bin Abdullah şöyle anlatır:Resulü Zülmecaz Panayırı'nda gördüm İnsanların duyması için, yüksek sesle;Ey insanlar! "La ilahe illallah Allahü teâlâdan başka ilah yoktur deyiniz kurtulunuz, buyuruyordu.*Müşrik Leheb efendimize taş atıyor Ey cemaat İnanmayın O'ndan sakının Çünkü o yalancıdır!.. diyordu.**Efendimize atılan taşlar mübarek ayaklarını kanatmıştı efendimiz yılmadan, yorulmadan davet etdi efendimize taş atanların başında amcası leheb vardı*Müdrik bin Münib anlatır:Babamla Mina'da gelip konakladık Bir kimse Ey insanlar! "La ilahe illallah" deyiniz kurtulunuz" buyuruyordu.*insanlar O'nun,güzel yüzüne tükürüyor, bazıları toprak atıyor bazıları küfredip hakaret ediyordu.*bir kız çocuğu elinde su kabı ile ağlamaya başladı yanındaki kimse, su içtikten sonra Ey kızım! Baban hakkında; tuzağa düşürülüp öldürülecek, zillete uğrayacak diye korkma! buyurdu.Bu zat kimdir?" diye sorduk:Abdülmuttalib oğullarından Muhammed ve kızı Zeyneb'dir, dediler.*

murataltug1985
02-21-2018, 08:52
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar
Rahmet olarak gönderildim*

*Peygamberimiz, tüm engellemelere rağmen İslâmiyeti anlatmaya sabırla devam ediyor...
*Efendimiz tebliğ için Ukaz Panayırında Beni Amir kabilesine sordu:*Ey Beni Amir! Sizde, himaye nasıldır?Bize kimse laf atamaz, habersiz ateşimizden ısınamaz!..*Ben, Allahü teâlânın Resulüyüm. Yanınıza geldiğimde, Peygamberlik vazifesini insanlara ulaştırıncaya kadar beni korur musunuz? Ben Kureyş'ten Abdülmuttalib oğullarındanım.Beni yalanlayanların önde geleni onlar oldular.**beni amir kabilesi Ey Muhammed! Biz seni ne reddederiz, ne de* iman ederiz. peygamberlik vazifeni insanlara ulaştırıncaya kadar seni koruruz...**Beni Amir'in ileri gelenlerinden Beyhara Bu kimdir?" diye sordu. Onlar Muhammed Abdullah'dır" dediler. Bize sığındı. Resul olduğunu söylüyor Peygamberlik vazifesini tebliğ edinceye kadar, onu korumamızı istiyor.Beyhara, efendimize Seni korumamız Arabların okuna hedef olmamız demektir. Derhal kavmine dön!.. kavmimin arasında olmasaydın, senin boynunu vururdum!.. demek bedbahtlığında bulundu.**Alemlerin efendisi büyük bir üzüntüyle devesine bindi. küstah Beyhara efendimizi devesinden düşürdü. Eshab-ı kiramdan binti Amir feryad edip;Allahü teâlânın Habibine, neyi reva görüyorsunuz?* hatırım için Resulullahı kurtaracak yok mudur? dedi. Ve üç kişi,* bahtsız Beyhara'nın üzerine yürüdü.**Beyhara'nın efendimize kötülüğünü görenler* Beyhara'yı dövdüler...*Peygamberimiz, kendisi için dövüşenlere Ya Rabbi! Bu kimselere bereketini ihsan eyle" diye hayır dua etti.kendisini inkar edenlere isr"Ya Rabbi! Bunları da rahmetinden uzaklaştır" diye dua etti.Peygamberimizin Hayır dua ettikleri Müslümanlıkla* şereflenirken , diğerleri kafir olarak can verdiler. *Beni Amir kabilesi memleketlerinde başlarından geçenleri anlattılar. efendimizin ismi duyulunca;İsmail oğullarından hiç biri yalan yere Peygamberlik davasında bulunmamıştır. Büyük bir fırsatı kaçırdınız. telafisi çok zordur!..

murataltug1985
02-21-2018, 08:53
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED Rahmet peygamberi mirac
*
*Sevgili Peygamberimiz, tüm engellemelere rağmen,* her kabileye, İslâmiyeti anlatıyor... insanlardan Allahü teâlânın emirlerini tebliğ ederken yardım istiyor... herkesin dünya ve ahıret huzuruna kavuşmalarını arzu ediyor.*
*Fakat insanlar efendimize uymuyorlar, onu himaye etmeye yanaşmıyorlardı. hakaret, zulüm, işkence ile alay edip, yalanlıyorlardı. Alemlerin efendisinin günleri, çok yorgun, aç, susuz, üzüntülü ve hüzünlü geçiyordu.**Mekkeli müşrikler, insanların Müslüman olmasını engelliyor Habib-i*Ekrem efendimize zulüm etmekten geri durmuyorlardı.*
*Resulullah efendimizin gidecek yeri yoktu. Her tarafı düşman idi.amcası Ebu Talib'in kızı Ümm-i Hani'nin, Ebu Talib Mahallesi'ndeki evine geldi. Ümm-i Hani, iman etmemişti. "Kim o" deyince, efendimiz; "Amcan oğlu Muhammed'im...*
Kabul edersen, misafir geldim" buyurdu.
*Ümm-i Hani efendimize Senin gibi doğru* emin, asil, şerefli misafire can feda olsun. teşrif edeceğinizi* bildirseydiniz, bir şeyler hazırlardım. yiyeceğim yok" dedi.efendimiz, "Yiyecek, içecek istemem. Hiç biri gözümde yok. Rabbime ibadet etmek, yalvarmak için bir yer bana yetişir" buyurdu.
*Ümm-i Hani, Peygamberimize hasır, leğen ve ibrek verdi. Gelen misafire ikram etmek,düşmandan korumak, Araplar için en şerefli vazifeydi. evdeki misafire zarar gelmesi, ev sahibi için* yüz karası olurdu.**Ümm-i Hani;* efendimizin Mekke'de düşmanları çok. öldürmek isteyenler var. Şerefim için, sabaha kadar O'nu gözeteyim" diyerek Babasının kılıcıyla evin etrafında dolaşdı.

*Resulullah, çok incinmişti. Abdest alıp, Rabbine yalvardı, af diledi, kulların imana gelip, saadete kavuşmaları için duaya başladı. Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama; Peygamberimi çok üzdüm. Mübarek bedenini, nazik kalbini incittim. O yine bana yalvarıyor.*buyurdu *Allahu teala habibinin üzüntüsüyle cebrail as e* Habibimi getir! Cennetimi, Cehennemimi göster. nimetleri görsün. O'na inanmıyanlara,* O'nu incitenlere hazırladığım azabları görsün. O'nu* teselli edeceğim. nazik kalbinin yaralarını ben saracağım" buyurdu.
*Cebrail aleyhisselam, Resulullahın yanına gelince, efendimiz uyuyordu. Cebrail as. İnsan şeklinde idi. Efendimizin Mübarek ayağının altını öptü. Kalbi, ve kanı olmadığı için, soğuk dudakları Resulullahı uyandırdı.**Efendimiz Ey Cebrail kardeşim! Böyle vakitsiz niçin geldin. bir hata mı ettim. Rabbimi gücendirdim mi? buyurdu ve Rabbinin darılmasından korktu.Cebrail aleyhisselam; "Ey yaratılmışların en üstünü! Ey Yaratanın habibi, ey peygamberlerin efendisi, iyilikler menbaı, üstünlükler kaynağı şerefli ve büyük Peygamber! Rabbin selam ediyor ve seni çağırıyor. dedi.Mirac yolculuğu başlamış oldu...*

*Mirac, Efendimizin yükseklikler alemine uruc etmesi... Derece derece* sırlara ermesidir... Cebrail aleyhisselam, Peygamberimizi*Miraca hazırladı abdest aldırdı. Mübarek başına nurdan bir imame koydu. nurdan bir elbise giydirdi. Mübarek beline yakuttan kemer taktı. Mübarek eline dört yüz inci ile süslü zümrüt asa verdi. Her inci, Zühre yıldızı gibi parlardı. Mübarek ayağına yeşil zümrütten nalin giydirdi.*el ele tutuşup Kabe'ye geldiler.*
*Cebrail aleyhisselam, sevgili Peygamberimizin mübarek göğsünü yardı. Kalbini çıkardı. Zemzem suyu ile yıkadı. hikmet ve iman dolu bir tasa içine boşalttı ve göğsünü kapattı.*Cebrail aleyhisselam, Cennet'ten getirdiği Burak adındaki beyaz hayvanı işaret ederek;Ya Resulallah! Buna bin! Bütün melekler yolunu bekliyorlar, dedi.**efendimize hüzün çöktü tefekküre daldı. O Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama;*- Ey Cebrail! Habibim niçin mahzun diyince* Efendimiz Ben* izzet ve ikram gördüm. kıyamet günü* ümmetimin hali nasıl olur?* günahlarını nasıl çekerler otuz bin yıllık yol olan Sıratı nasıl geçerler?**Ferman-ı ilahi resulüne Ey Habibim Hatırını hoş tut.* ümmetine elli bin yıllık vakti bir an gibi ederim. Üzülme! buyurdu.

murataltug1985
02-21-2018, 08:53
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED Rahmet peygamberi mirac

*efendimiz, Burak'a bindi. Burak çok hızlıydı gözün ötesine ulaşıyordu. Miraç Yolculuğunda Cebrail aleyhisselam Peygamberimize konak yerlerinde namaz kılmasını söyledi. Alemlerin efendisi üç defa inerek namaz kıldı.*Cebrail aleyhisselam ilk indiği yerin Medine olduğunu ve bu şehre hicret edeceğini haber verdi.**Efendimiz miraç yolculuğunda üç yerde namaz kıldı ilk durak yeri hicret mekanı medineydi daha sonra sıra ile hazret-i Musa'nın Allahü teâlâ ile konuştuğu Tur-i Sina , son olarak da İsa aleyhisselamın doğduğu Beyt-i Lahm'da namaz kıldı*Kudüs'teki Mescid-i Aksada Cebrail aleyhisselam bir kayayı parmağı ile delerek Burak'ı bağladı. peygamber ruhları insan şeklindeydi Âdem, Nuh ve İbrahim aleyhimüsselama" imam olmaları* söylendi. Özür dileyerek Hazret-i Cebrail; varken başkası imam olamaz" diyince cebrail as Habibullah'ı imam eyledi*efendimiz mirac yolculuğunda cebrail as. In rızası ile peygamberlere imam olup, iki rek'at namaz kıldırmıştır Mirac, Peygamberimizin Medine'ye hicretinden ondokuz ay önce Miladi 621 gecesinde vuku' bulmuştur.*Peygamberimizin mirac seyahatleri geceleyin olduğu için, gece yolculuğu manasında "İsra" denmiş, mübarek kelime İsra" suresinin adı olmuştur Bu gelen ne güzel yolcu**Peygamberimiz, Mirac olayının Kudüs'ten sonrasını şöyle anlatır:Cebrail aleyhisselam bir kap içinde Cennet şurubu, ve bir kap* süt getirdi. Sütü aldım.*Biri su, bir bal; ikisinden de içtim. Hz Cebrail; "Bal ümmetinin kıyamete kadar devam edeceğine, su da, ümmetinin günahlarından temizlenmesine işarettir" dedi.*beraberce göğe yükseldik. *Cebrail aleyhisselam birinci kat göğün kapısını çaldı. Sordular:- Sen kimsin?*- Ben Cebrail'im.yanımdaki Muhammed'dir.O'na göğe çıkmak için vahy ve Mirac daveti gönderildi Merhaba Bu gelen, ne güzel yolcu!" dediler Âdem "aleyhisselam" karşımdaydı .Merhaba" dedi ve dua etti...

murataltug1985
02-21-2018, 08:54
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED Rahmet peygamberi mirac

*Efendimiz mirac gecesini şöyle anlatır Burada çok melek gördüm. Hepsi kıyamda huşu ve hudu ile durmuşlar "Subbuhün kuddusün Rabb-ül-melaiketi ver-ruh" zikriyle meşguldüler. *Cebrail as. meleklerin ibadetini şöyle açıkladı
Melekler yaratılışdan kıyamete kadar kıyam üzeredirler Hak teâlâdan diledim ki, meleklerin ibadetini ümmetime nasip etsin. Duamı kabul etti. Namazda olan kıyamdır*Efendimiz bir cemaate uğradı. Melekler, onların başlarını ezerler, tekrar eski halini alılardı Bunlar "Cuma'yı ve cemaati terk edenler. Rüku ve secdeleri tam yapmayanlardı
*Efendimiz bir cemaat gördü. Aç ve çıplak idiler. Bunlar Fakirlere merhamet etmiyenler ve zekat vermiyenlerdir" dedi.*Bir cemaatte Önlerine nefis yemekler koymuşlardı. nefis yemekleri bırakmış, leşi yerlerdi. "Bunlar helali terk edip, harama meyl edenlerdir. Helal varken, haram yiyenlerdir"
*yükün çokluğundan, mecali kalmamış kimseler gördüm. O haliyle üzerlerine yük koymalarını istiyorlardı. "Bunlar, emanete hıyanet edenlerdi İnsanların hakkını almış iken, yine zulmedenlerdi"
*Kendi etlerini kesip yiyen bir grup insan vardı "Bunlar "gıybet edenler ve söz taşıyanlardır"
*Bir grup insanın dilleri kafalarından çekilmişti domuz suretindeydi* azab içindeydiler Cebrail aleyhisselam;*Bunlar yalancı şahidlerdir dedi.
*Bir kısım kadınların Yüzleri siyah, gözleri göktü. Ateşten elbiseler giydirmişler. Melekler onlara ateşten gürzlerle vururlardi "Hazret-i Cibril; "Bunlar zina edenler ve kocalarını inciten kadınlardır" dedi.
*Bir cemaat Ateş, yakar, tekrar dirilir, tekrar yakardı. babalarına asi olanlardır" *Miracta İkinci kat gökte Cebrail aleyhisselam kapıyı çaldı. kendimi; teyze çocukları İsa ile Yahya Zekeriyya aleyhimesselam ın yanında buldum. Merhaba" dediler. Ve duada bulundular...*Melekler cemaat halinde. Saf bağlayıp rükuda idi. Kendilerine mahsus tesbihleri vardı. rükuda dururlar, başlarını kaldırıp, yukarı bakmazlardı Cebrail aleyhisselam meleklerin ibadeti böyledir. Hak teâlâdan* ümmetine nasib olsun" dedi. Allah duamı Kabul buyurup, namazda rükuu ihsan eyledi.

*üçüncü kat göğe çıktık. Yusuf aleyhisselam yanımdaydı kendisine güzelliğin yarısı verilmişti Merhaba" dedi ve dua etti...melekler. Saf halinde, secdedeydiler allaı tesbih ederlerdi meleklerin ibadetini ümmetime diledim. namazda secdeyi nasib eyledi.*Dördüncü kat göğün Saf gümüşten nurdan kapısı vardı. Nurdan kilit vurmuşlar. Kilitde, "La ilahe illallah Muhammedün resulullah" yazılı idi. İdris aleyhisselamın Bana "Merhaba" dedi duada bulundu. Allahü teâlâ, ona* yüksek bir mekana ref'ettik" buyurmuştur. (Meryem suresi: 57)
*Bir melek kürside oturmuş, gamlı ve üzüntülü idi. melek sayısını ancak cenab-ı Hak bilir. Sağımda nurani melekler Yeşiller giymişler, çok güzel kokuları var. güzelliğinden yüzlerine bakılamaz. Sol tarafda ağızlarında ateşler saçan meleklerin Önlerinde ateşten mızrak ve kamçılar var. gözlerine bakmağa takat getirilmez. *Tahtda oturan meleğin, başından ayağına kadar gözleri var.önündeki defterden gözünü ayırmaz Önünde bir ağaç var. sağ eliyle alıp sağındaki nurani meleklere sol eliyle alıp solundaki zulmani meleklere verir. Hazret-i Cebrail Bu melek "Azrail'dir. yüzünü görmeğe takat yetmez" dedi.**Hz cebrail Ey Azrail! Bu, ahir zaman peygamberidir Allahü teâlânın habibidir" dedi. Azrail as kalkıp Merhaba! Hak teâlâ senden şereflisini yaratmadı. Ümmetin ümmetlerin en üstündür. ümmetine, baba ve analarından çok acırım" dedi."*Ey azrail Senden ricam vardır. Ümmetim zayıftır. Ruhlarını yumuşaklıkla alasın" dedim. Azrail Seni son peygamber gönderen ve habib kılan hakk Allahü teâlâ gece ve gündüzde "Ümmet-i Muhammed'in ruhlarını yumuşaklıkla ve kolaylıkla al ve işlerini lütf ile gör" diye emreder. ümmetine, ana ve babalarından çok şefkat ederim, dedi.

murataltug1985
02-21-2018, 08:54
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED Rahmet peygamberi mirac

*Beşinci kat gökte Harun aleyhisselam efendimize Merhaba" dedi ve hayır duada bulundu.*Efendimiz miracı anlatıyor Beşinci kat gökte melekler ibadet ediyor ayakta duruyor ayak parmaklarına nazar ediyor, asla başka yere bakmıyor, yüksek sesle tesbih ediyordu Hakk teâlâdan ibadeti ümmetine nasib eylesin" dedim Cenab-ı Hak ihsan etti.*altınca kat gökte Musa aleyhisselam ile Merhaba" dedi duada bulundu. yedinci kat gökte İbrahim aleyhisselam Beyt-i Ma'mur'a dayanmıştı Beyt-i Ma'mura, her gün yetmiş bin melek giriyor sıraları gelmiyordu. Hz İbrahime selam verdim. Merhaba salih peygamber, salih oğlum" dedi. *Hz ibrahim efendimize Ya Muhammed! Cennet'in yeri latif ve temizdir. Ümmetin, oraya ağaç diksin" dedi. "Cennet'e ağaç nasıl dikilir?" dedim. "La havle vela kuvvete illa billah" ve "Sübhanellahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber" tesbihini okuyarak, dedi.*

*Cebrail aleyhisselam beni, Sidret-ül-Münteha'ya götürdü. Sanki yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri kuleler gibi idi. Allahü teâlânın emriyle* güzelleşiyordu Allahın yarattığı mahlukatın güzelleğini, kimse anlatamaz.*Cebrail aleyhisselam, Sidret-ül-Müntehada veda eyledi."Ey Cebrail! Beni yalnız mı bırakıyorsun?" Diyince Cebrail aleyhisselam ıstıraba düştü. Hak teâlânın heybetinden titredi bir adım daha atarsam, Allahın azametinden helak olurum.vücudum* yok olur" dedi.*Alemlerin efendisi, sıdretül müntehaya kadar Cebrail as ile gelmişti. Cebrail aleyhisselam, burada yaratıldığı suret üzere kanatlarını açtı, kanadından inciler, yakutlar saçıldı*Mümtehada Refref adlı yeşil Cennet yaygısı geldi.*
Allahü teâlânın zikriyle meşguldü* alemi tesbih sadası dolduruyordu.efendimiz Refref'in üzerine oturdu. çok yükseklere çıktılar, hicab denilen yetmiş bin perdeden geçtiler.**hicab perdesinde melekler vardı. Refref, efendimizi perdelerden geçirdi. Kürsi, Arş ve ruh alemlerini aştılar. Habib-i ekrem* perdelerden geçerken; "Korkma ya Muhammed! Yaklaş, yaklaş!" diye emrediliyordu. Allahü teâlânın dilediği yüksekliğe ulaşan efendimiz Mekansız, zamansız, şekilde Allahü teâlâyı gördü.**Efendimiz miracta Gözsüz, kulaksız, vasıtasız, olarak Rabbi ile konuştu. Hiç bir mahlukun bilemiyeceği, anlıyamıyacağı nimetlere kavuştu...*Ümmetimi isterim*

murataltug1985
02-21-2018, 08:54
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED Rahmet peygamberi mirac

İmam-ı Rabbani Miracı şöyle anlatır:

*aleyhissalatü vesselam,Rabbini, dünyada görmedi, Ahırette gördü.aleyhisselam zaman ve mekanın dışarısına çıktı. Ezeli ve ebedi anı buldu. Başlangıcı ve sonu nokta olarak gördü. Cennet'e gideceklerin, binlerce sene sonra, Cennet'e gidişlerini o makamdaki görmek, dünyada değil Ahıret ile görmektir."*Efendimize; "Rabbini sena eyle!" buyrulduğunda, O "Ettehiyyatü lillahi vessalevatü vettayyibat" yani, bütün medhler, övgüler senalar, iyilikler ve ihsanlar Allahü teâlâ için olsun dedi.*Allahü teâlâ, Habibine gözsüz, kulaksız, vasıtasız ve, mekansız olarak; "Esselamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekatüh... Ey Resulüm!*Selamım, bereketim ve rahmetim senin üzerine olsun* buyurarak, selam verdi.*efendimiz; "Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin... Ya Rabbi! Bize ve salih kullarına selam olsun diye cevap verdiler.**melekler, hep bir ağızdan "Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh... bilir ve inanırım ki,*Allahü teâlâdan başka ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam O'nun kulu ve resulüdür" dediler.

*Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ey Habibim!* misafirimsin. İste benden ne istersen!.." Resulullah efendimiz; "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi.Hak teâlâ, yedi yüz defa tekrarladı. efendimiz hepsinde; "Ümmetimi isterim" diye cevap verdi.**Allahü teâlâ; "Hep ümmetini istersin" buyurunca, efendimiz; "Ey Rabbim! Dileyen benim, veren sensin. Cümle ümmetimi bana bağışla" diye taleb etti.**Cenab-ı Hak; "ümmetinin hepsini bağışlarsam, benim rahmetim ve senin izzetin zahir olmaz. Bir kısmını sana bağışladım. İki kısmını tehir ettim. Kıyamet günü sen dile ben bağışlıyayım. ki, benim rahmetim ve senin izzetin* ve şerefin belli olsun" buyurdu.*Peygamberimiz buyurdular ki Mirac gecesi, Allahü teâlâdan ümmetimin hesabını bana ısmarlamasını istedim. Hakk buyurdu ki:*"Ya Muhammed!* muradın odur ki, hiç kimse, ümmetinin kabahatlerine muttali olmasın. Benim muradım* sen şefkatli peygambersin, yabancılara olduğu gibi, senden dahi kabahatleri ve çirkin işleri örtülü olsun.**Ya Muhammed! Sen onların yol göstericisin. Ben onların rabbiyim. Sen onları yeni gördün. Ben evvelden* nazar ederim.*Ya Muhammed ümmetin ile söyleşmeği sevmeseydim, kıyamet günü hesaba çekip günahlarını sormazdım."*

*Efendimiz Miracda Cenab-ı Hakka sorduğu sualleri hadisde şöyle anlatır Dedim ki: "Ya Rabbi! Cebrail'e altı yüz bin kanat verdin. Buna karşı* ihsanın nedir?"*Hak teâlâ buyurdu ki: "Senin bir kılın Cebrail'in altı yüz bin kanadından sevgilidir. Senin bir kılına, binlerce asi günahkarı kıyamette azad ederim. Ya Habibim! Cebrail kanadını açsa, doğu ile batıyı doldurur. Sen şefaat etsen, doğu ile batı asi olsa, hepsini sana bağışlarım."**Dedim ki: "rabbim Âdem'e aleyhisselama melekleri secde ettirdin. bana ikramın nedir?"Hak teâlâ buyurdu ki: "Meleklerin, Âdeme secdesi senin nurunun, onun alnında olması sebebiyledir. Ya Habibim! Sana* üstünlük verdim. İsmini ismime yakın eyledim ve Arş-ı ala üstüne yazdım. O zaman Âdem yaratılmamış idi, namı ve yok idi. Senin ismini gökler kapısında, hicablar üzerinde, Cennetler kapısında, köşkler ve ağaçlarda, Cennet'in her yerinde yazdım. Cennet'te, üzerinde La ilahe illallah Muhammedün resulullah" yazılmayan hiçbir şey yok idi. Bu mertebe, Âdem'e verilen mertebeden üstündür."*Dedim ki: "Ya Rabbi! Nuh'a aleyhisselama gemi verdin. bana ne ihsan eyledin?"*Buyurdu ki: "Sana Burak verdim bir gecede yerden Arş'a eriştirdim. Cennet ve Cehennem'i gördün. Ümmetine* mescidler verdim kıyamette gemilere biner gibi ümmetin mescidlere binip, Sırat'ı geçip Cehennem'den halas olurlar."

murataltug1985
02-21-2018, 08:55
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED Rahmet peygamberi mirac

Efendimiz Miracda Cenab-ı Hakka sorduğu sualleri hadisde şöyle anlatır

*Dedim ki: "Ya Rabbi! İsrail oğullarına kudret helvası ile bıldırcına benzer kuş eti indirdin."*Hak teâlâ buyurdu ki:Sana ve ümmetine, dünya ve ahıret nimetini ihsan ettim. *Ya Habibim! Sana bir sure verdim o sure Tevrat'ta ve İncil'de yoktur. O sure*Fatiha'dır. kim o sureyi okusa, vücudu Cehnnem'e haram olur.okuyan kimsenin ana ve babasının azabını hafifletirim.**Ya Habibim! Ben, senden ekrem kıymetli, üstün, şerefli kimse yaratmadım.**Ya Habibim! Her kim beni kabul ederse ortak koşmaz ise Cennet onlarındır.* onlara Cehennem'i haram ettim. Ümmetine karşı rahmetim, gadabımı aşmıştır.*Ya Habibim! Benim katımda* ekremsin, şereflisin. Kıyamet günü sana o kadar ikram yaparım ki, cümle alem hayret eder.
*Ey Habibim! Sen Cennet'e girmeyince, diğer enbiya giremez. Senin ümmetin girmeyince, gayri ümmet giremez.**Ya Habibim! İster misin sana ve ümmetine* hazırladıklarımı göstereyim İsterim ya Rabbi!" dedim. Ey İsrafil! Kulum eminim ve resulüm Cebrail'e de ki, Habibimi Cennet'e iletip, Habibim ve ümmeti için*Cennet'te hazırladığımı göstersin. mübarek hatırı endişeden halas ola" buyurdu."**Alemlerin efendisi Peygamberimiz, İsrafil aleyhisselam ile Cebrail aleyhisselamın yanına geldiler. Allahü teâlânın emriyle*Cebrail efendimizi Cennet'e götürdü.**Melekler, ellerinde nur dolu tabaklarla bekliyorlardı. Cebrail aleyhisselam;Ya Resulallah! Bunlar, Âdem aleyhisselamdan seksen bin yıl önce yaratıldı.* tabaktakileri sana ve ümmetine saçmak için sabırsızlanırlar.**Kıyamet günü Hazretin ve ümmetin, Allahü teâlânın emriyle Cennet'in eşiğine ayak basınca, melekler tabaklardaki cevahiri üzerinize saçacaklardır"

*Efendimizi Cennet'te vazifeli Rıdvan meleği karşıladı. efendimize müjdeler verdi Hak teâlâ, ikisini ümmetine, birini de diğer ümmetlere vermek için Cennet'i üç kısım etti" dedi ve Cennet'i* gezdirdi.*Habib-i ekrem efendimiz buyurdular ki:*Cennet ortasında ırmak gördüm. Arş'ın yukarısında akar. Bir yerden su, süt ve bal çıkar. Asla birbirine karışmaz. O ırmağın kenarı zebercedden idi.**Cennet ırmağının İçindeki taşlar cevahir, balçığı anber, otları za'feran idi. Etrafına gümüş bardaklar koymuşlar, sayıları gökteki yıldızlardan ziyade idi. Çevresinde kuşların boyunları deve boynu gibi idi. Her kim etinden yese ırmaktan içse, Hak teâlânın rızasına mazhar olur.
*Hz Cebrail Bu ırmak Kevser'dir. Hak teâlâ, onu efendimize vermiştir. Sekiz Cennetteki bostanlara bu Kevserden akar" Irmağın kenarı inci ve yakuttan idi.çadırlardaki hurilerin Yüzleri güneş gibi parlardı
*Cennet melekleri . Derlerdi ki: Biz sevinçli ve neş'eliyiz. Bize üzüntü gelmez. Biz gençleriz, yaşlanmayız. iyi huyluyuz, hiç kızmayız. Biz hiç ölmeyiz."**Cennetteki Saadet köşkleri ve ağaçlarının* nağme ve sedaları her yeri kaplar. hoş sesleri vardır o nağmeler dünyaya gelseydi, ölüm ve mihnet dünyada olmazdı.**Cebrail as Bir çadırın kapısını açtı. Öyle güzel suretler gördüm ki, ömrümce güzelliğini anlatsam, bitiremem. Yüzleri sütten beyaz, yanakları yakuttan kırmızı ve güneşten parlaktı. Derileri ipekten yumuşak ve ay gibi ışıklı, kokuları miskten* güzeldi.**Cennet meleklerinin Saçları siyah, örülmüş,* toplanmış, salıverilmişti otursa, çadır gibi olur, kalksa, ayağına uzanırdı. Her birinin önünde bir hizmetçi dururdu.*

*efendimiz buyurdu ki:Sekiz Cennet'in bağ ve bostanını nimetlerini gördüm. Cehennem'i görsem diye hatırıma geldi."Cebrail elimi tutup, Cehennem'in en büyük meleği Malik'e
Ey Malik! aleyhisselam, asilerin Cehennem'deki yerlerini görmek ister O'na Cehennem'i göster" dedi
*Malik, as cehennemin Yedi tabakasını açtı
Efendimiz, Cehennemdekilerin haline çok üzüldü. Merhametinden ağladı. Bütün melekler onunla ağlaştılar.**Alemlerin efendisi Cehennemdekilerin haline ağladı. Allahü teâlâya yalvardı. Ümmetinin zayıflığını ve azaba takat getiremeyeceklerini söyleyerek, o kadar çok ağladı ki, Cebrail aleyhisselam ve cümle melekler de ağlaştılar.
*Allahü teâlâdan hitap geldi ki:"Ey Habibim! hürmetin ve kıymetin katımda büyüktür, duan kabul olunmuştur. Hatırını hoş tut. Seni, muradına eriştiririm.öyle bir makam veririm ki, asileri, senin şefaatin ile bağışlarım. Ta ki, sen yeter diyene kadar."**efendimiz miracta gördüklerini anlatmaya devam ederek buyurdu ki:Semavattan geçip hz, Musa'nın makamına geldim.*Bana; "Hakk* ümmetine ne farz eyledi" dedi. Ben de; "Her gün ve gece için elli vakit namaz farz kıldı" dedim. "Rabbine dön, hafiflik dile. Çünkü ümmetin altından kalkamaz", dedi.Ya Rabbi! Ümmetimden hafif eyle." Diyince namaz elli vakitten beş vakite indirildi.
*Allahü teâlâ şöyle buyurdu:*namazı beş vakte indirdim. Her namaza on sevab vardır. her kim* sevaba kastedip yapamazsa, onun için bir sevab yazılır. Fakat yaparsa, bire on sevab yazılır. günaha kasdedip de yapmazsa, hiç bir şey yazılmaz. bir günah olarak kayda geçer."**Allahü teâlâ Peygamberimizin sıkıntılı ve yaralı mübarek kalbini, teselli eyledi. Hiç bir mahlukuna vermediği, kimsenin bilemiyeceği, anlayamıyacağı nimetleri, O'na ihsan eyledi.

murataltug1985
02-21-2018, 08:55
Kaynak islam ansiklopedisi android programı* HAZRET-İ* MUHAMMED Rahmet peygamberi mirac

*Alemlerin efendisi, mirac sonrasında bir anda Kudüs'e ve Mekke-i mükerremeye, Ümm-i Hani'nin evine geldiler. Yattığı yer soğumamış, leğendeki abdest suyunun hareketi durmamış idi.*
Ümm-i Hani uyuklamış, ve haberi olmamıştı.
*efendimiz, Kudüs'ten Mekke'ye gelirken, Kureyş'in kervanına rastladı.*Kervandaki deve ürktü, yıkıldı. Sabah olunca efendimiz, Kabede Miracını anlattı.
Kafirler, alay etti. Müslüman olmaya niyetli olanlar* tereddüde düştü*Müşrikler Ey Ebu Bekir! Mekke'den Kudüs'e gidip gelmek, ne kadar sürer? diyince. Hazret* Bir aydan fazla dedi.kafirler Akıllı, tecrübeli adamın sözü böyle olur, dediler. Hz ebubekire Senin efendin, Kudüs'e bir gecede gidip geldiğini söylüyor,* iyice sapıttı, dediler. Hazret-i Resulullah efendimiz söyledi ise doğrudur. Canım ona feda olsun*dedi*Resulullahın Miraca çıktığını öğrenen, hz Ebu Bekir, Ya Resulallah Miracınız mübarek olsun! Bizleri, senin gibi büyük Peygambere hizmetçilikle şereflendirip mübarek yüzünü görmekle, tatlı sözlerini işitmekle nimetlendiren Allaha sonsuz şükürler Ya Resulallah her sözün doğrudur. Canım sana feda olsun!" dedi.*

*Hazret-i Ebu Bekir'in sözleriyle kafirler şaşırıp* dağıldılar. Şüpheye düşen, imanı zayıfların kalbi* kuvvetlendi.efendimiz Ebu Bekir'e "Sıddik" diyerek onun makamını ve derecesini* yükseltdi.hazret-i sıddık efendimize edebinden, hayasından yüzüne bakamazdı. *kafirler, mü'minlerin imanına, Peygamberimize olan* inançlarına, dayanamadı efendimizi mahcup ve mağlub etmek için, Mescid-ı Aksa hakkında sorular sordular efendimiz Buyurdu ki:*Mescid-i Aksa'da etrafıma bakmamıştım. hazret-i Cebrail Mescid-i Aksa'yı gözüme getirdi. soruların, hepsine cevap verdim
*efendimizin, yolda gördüğü develi yolcular Mekke'ye ulaştı. Kervandakiler* fırtınayla devenin yıkıldığını söylediler efendimiz bunu daha önce haber vermişti . Bu hal, üzere mü'minlerin imanı kuvvetlendi Kafirlerin düşmanlığı arttı.

*Hicretten bir yıl önce, Recebin 27'sinde Cuma gecesi olan mucizeye Mirac denir. Resulullah, miraca, ruh ve bedeni ile uyanık* halde çıktı.*
Mirac gecesinde* ilahi hakikatler gösterildi* beş vakit namaz farz kılındı. Bakara suresinin son iki ayet-i kerimesi ihsan edildi.**Mirac; Kur'an-ı kerimde, İsra ve Necm suresi ile hadis-i şeriflerde bildirilmektedir.Peygamberimiz Miracdan sonra dört büyük halifesine buyurdular ki:"Ya Eba Bekir'! köşkün Kızıl altından idi. Ya Ömer! Senin köşkün Yakuttan idi. Ya Osman! Seni gökte gördüm. Cennet'te köşkünde* seni düşündüm.**Ya Ali seni dördüncü semada gördüm. Cebrail* Dedi ki: "Ya Resulallah! Melekler hazret-i Ali'yi görmeden duramazlar. Hak teâlâ, onun suretinde bir melek yarattı. Dördüncü gökte durur, melekler onu ziyaret eder, bereketlenirler."*Mirac gecesinin sabahında Cebrail aleyhisselam efendimize beş vakit namazı, vakitlerinde imam olarak kıldırdı.*Miracın Kudüs kısmı ayet-i kerime ile sabittir inanmayan dinden çıkar. Hadisteki göklere yükselmeye inanmayan sapık ve itikatsız olur.*

murataltug1985
02-22-2018, 10:17
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Akabe Biatları
Senden şereflisi olamaz*

*Peygamberimiz her sene, Kabe'yi ziyarete gelenleri dine çağırıyor... Cehennem ateşinden kurtulup ebedi saadet için çalışıyor hakarete aldırmadan, peygamberlik vazifesini yerine getiriyordu*Efendimiz Allahü teâlânın, peygamberlik vazifesini yerine getirinceye kadar beni barındıracak ve bana yardım edecek kim var? kendisine Cennet verilsin" buyuruyordu
*efendimiz peygamberliğinin on birinci senesinde Kabe'yi ziyarete gelen Medine halkıyla karşılaştı.*
Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib'in annesi Selma Hatun Hazrec kabilesinin Neccar oğullarındandı Peygamberimiz, Hazreclileri İbrahim suresinin ayet-i kerimeleriyle İslâmiyete davet etti*Kabilesinden ve Medine'de Yahudilerinden, bir peygamberin geleceğini duyan medinelier efendimizin çağırısıyla Yahudilerin haber verdiği, işte bu peygamberdir!" dediler
*Medine'de Evs ve Hazrec kabileleri, Yahudilere düşmandı birbirlerine saldırırlardı. Yahudilerden önce Müslüman olup,*İslâmiyet'le şereflenirlerse, galip geleceklerine ve Medine'den çıkarabileceklerine inanıyorlardı.*Resulullah'ın huzurunda Kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldular. *Hazrec kabilesi efendimize "Ya Resulallah! Biz, kavmimizle, Yahudilere karşı savaşırdık Ümid edilir ki, Allahü teâlâ, onları zat-ı aliniz sayesinde iman ile şereflendirir.*
*Biz,ve kavmimiz peygamberliğini kabul etmeye davet edeceğiz. dinden kabul ettiğimizi anlatacağız. Eğer*Allahü teâlâ onları din üzerinde toplayıp birleştirirse, senin işin kolay olacak
*Hazreclilerden altı kişi inanmış, Allahü teâlânın peygamberini kabul etmişdi. Müslüman olan altı kişi şunlardı:Ukbe Zürare, Haris, Malik, Kutbe ve Cabir radıyallahü anhüm*dü

*Akabe biatıyla Medine de nurlanmış, İslâm güneşi medineyi aydınlatmıştı.Hazrec kabilesi Medinede İslâmiyeti ve efendimizi anlattılar halkı islama davet etdiler Medine'de Peygamberimizin ve İslâmiyet'in konuşulmadığı ev kalmadı.
*Medinedeki Hazrec ve*Evs kabilesi Müslüman oldular.Akabe görüşmelerinden sonraki, sene Zürare ve İslâmiyet'i kabul eden on iki arkadaşı, hac mevsiminde Mekke'ye geldiler. müşrikler,*
Müslümanlara her eza ve cefada bulunuyor
efendimizi takib ediyorlar, O'nunla konuşanlara işkence yapıyorlardı. *Medineliler, Peygamberimizle Akabe'de görüşmek üzere söz aldılar.Gece buluştular. Bağlılık arzedip, emir ve isteklerine teslim olacaklarına söz verdilet bi'at ettiler, akabede sözleştiler. *Akabe sözleşmesinde Allahü teâlâya ortak koşmayacak zina hırsızlık iftira edilmeyecek rızık korkusuyla çocuklaröldürmeyecekti*Evs ve Hazrec kabilesine mensub 12 kişinin reisi Zürare idi. Peygamberimiz,on iki kişiyi kabilelerine temsilci yaptı kabilelerine İslâmiyet'i anlatıp, efendimize kefil olacaklardı.Zürare hepsinin temsilcisiydi

*Akabe sözleşmesinden sonra, Medine'ye dönen hz Es'ad ve arkadaşları, kabilelerine gece-gündüz İslâmiyet'i anlattı hak dine davet etti. Bu davetle İslâmiyet, Medine'de sür'atle yayıldı. düşman olan Evs ve Hazrec kabileleri bir araya gelmiş, İslâmiyet'i öğrenmek için efendimizden muallim istemişlerdir*Resul-i ekrem efendimiz Kur'an ve İslâmiyet'i öğretmek için, Mekke'deki Eshabından hz Mus'ab ı hoca olarak Medine'ye gönderdi.*Mus'ab, hz Es'ad'ın evinde kaldı. ev ev dolaşarak İslâmiyet'i duyurdu Resulullah'ı korumak için söz istedi*Medineli Müslümanların kalblerine islam ateşi düşmüştü Tek düşünceleri, İslâmiyeti yaymaktı Bütün planları En hızlı şekilde islamiyeti yaymaktı bunun hesabıyla meşgulledi*Medine'nin ilk Müslümanı Es'ad ra. kabilesinin reisi Mu'az. akrabaya karşı hakaretten kaçınmak adet olduğu için, Zürareden çekindi kabilesinden Hudayr'ı gönderdi.Hudayr, mızrağıyla ve tüm hiddetiyle hz. Mus'ab ve hz zürareye İnsanları aldatıyorsunuz! Hayatınızdan olmak istemiyorsanız, vazgeçin, dedi.**Mus'ab bin Umeyr; islamiyeti engellemeye çalışanlara Hele otur, söz dinle Maksadı anla, beğenirsen kabul edersin. Yoksa engel olursun... diyerek, yumuşak ve nazik cevap verdi.*müşrıkler
sakinleşip mızrak Hazret-i Mus'ab'ın tatlı konuşması ile insanın kalbine işledi sözlerin Kur'an-ı ayetleri onları. Kendinden geçirdi
Bu ne güzel şey! Bu dine girmek için ne lazımdır? dediler

murataltug1985
02-22-2018, 10:17
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Akabe Biatları
Senden şereflisi olamaz*

*İslamı engellemek isteyen Hudayr Kelime-i şehadet ile Müslüman oldu. Üseyd ra
size birini göndereyim. o Müslüman olursa, Medine'de onun kavminden iman etmedik kimse kalmaz, dedi.*ve.Hudayr, Mu'az'ın Müslüman olmasını çok arzu etti*Muazın müslüman olmasını isteyen hudayr muaza Mus'ab ile konuştum, fenalık görmedim. Harise oğulları, teyzeoğlu zürareyi öldürmek için harekete geçtiler, dedi.Mu'az çok kızmıştı. Bu bir hile idi.Hudayr, hileye başvurarak, SMu'az'ın teyzesine ve oğlu Zürare'ye dolayısıyla Mus'aba zarar vermesini önlemek istemiş müslüman tarafa geçmesine zemin hazırlamışdı.**Sa'd bin Mu'az, teyzeoğlu Es'adın öldürüleceği haberiyle akrabalık tarafı ağır bastı Es'ad bin Zürare'nin yanına gitti.*Es'ad ile Mus'ab huzur ve sükun içerisinde sohbet ediyordu Ey Es'ad! Aramızda akrabalık olmasaydı, sen bunları yapamazdın, dedi. Mus'ab Ey muaz dur, otur ve dinle; mülayim ve tatlı sözlerle Kur'an-ı kerim okudu.*Mu'az'ın hali değişiyor ve, kendinden geçiyordu. Kur'an-ı kerimin eşsizliği karşısında büyük bir tesir altında kaldı.*

*Kuraanın tesiri altında kalan muaz Siz bu dine girmek için ne yapıyorsunuz? dedi.*Mus'ab Kelime-i şehadeti öğretti. Muaz Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh" diyerek Müslüman oldu.**Mu'az ra Müslümanlığın huzur ve sevinciyle yerinde duramıyordu. gusül abdesti aldı. kavmine hitaben;- Ey Abdüleşhel oğulları beni nasıl tanırsınız? dedi.*Onlar - Sen reisimizsin sana tabiyiz! diye cevap verdiler. Mu'az,hepinize haber veriyorum. Ben Müslüman olmakla şereflendim. Sizin Allahü teâlâya ve resulüne iman etmenizi istiyorum. iman etmezseniz, sizinle konuşmayacağım dedi.*Abdüleşhel oğulları, reisleri Mu'az'ın Müslüman olmasıyla hemen Müslüman oldular.*Medine semalarını Kelime-i şehadet ve tekbir sedalarıyla çınlattılar. kısa bir müddet sonra, Medine halkı, Evs ve*Hazrec kabileleri İslâmiyet'i kabul ettiler.Her ev İslâm nuruyla aydınlandı. Mu'az ve Hudayr, kabilelerinin putlarını kırdılar.* Müslümanlar sevinç içinde idiler. Bu seneye senet-üs-sürur sevinç yılı denildi.*İslâmın yayılması yumuşaklık ve, tatlı dille olmuştu. Eshab Resulullahtan gördüğünü tatbik etti
Efendimizin güzel huyu, yumuşaklığı, affı, sabrı, ihsanı, ikramı, herkesi hayran bıraktı onu Tüm kalbimizle kabul ettik*

*efendimize, peygamberlik tebliğ edileli 13 sene olmuştu... Mekkeli müşriklerin, zulmü son haddine varmış dayanılmaz bir hal almıştı.**Medine'de Es'ad ile Mus'ab ın hizmetleri sayesinde, Evs ve Hazrecliler, Müslümanlara kucak açacak, onları bağırlarına basıp uğrunda her fedakarlığı yapacak aşk ve şevkin içindeydiler.*efendimizin teşriflerini arzuluyorlar,uğrunda, mallarını ve canlarını esirgemeyeceklerine söz veriyorlardı.*
*Hac mevsiminde Mus'ab ra ile Medineli 73 erkek ve 2 kadın Müslüman, Mekke'ye girdiler. Hacdan sonra, Akabe'de*efendimiz ile buluştular.*
Es'ad Zürare ve 12 temsilci, Peygamberimizin Medine'ye hicret etmelerini teklif ettiler. Kur'an-ı ayetler okuyarak, canlarını, çoluk ve çocuklarını koruyup gözetirlerse, onlardan söz istedi. *Müslüman olmayan efendimizin amcası hazret-i Abbas şöyle hitab etti;"Ey Medineliler! Bu, kardeşimin oğludur. en çok sevdiğimdir O'nu tasdik edip, inanıyor ve istiyorsanız, sağlam bir söz verin. Biz O'nu, inanmıyanlardan koruduk. O, aramızda izzet ve şerefiyle yaşamaktadır. O herkesten yüz çevirmiş, size katılmaya karar vermiştir. *Eğer savaş gücüne sahipseniz bu işe girişiniz. ayrılığa düşmeyin Verdiğiniz sözde durun, O'nu düşmanlarından koruyun Mekke'den çıktıktan sonra O'nu yalnız bırakacaksanız, vazgeçiniz ki, yurdunda şerefiyle yaşasın!"Hazret-i Abbas'ın konuşmasına Medineliler üzüldüler. Sanki, Resulullah ı memleketlerinde müşriklere terkedeceklermiş gibi bir sözle karşılaşmışlardı.
*Medineli sahabilerden Es'ad hazretleri efendimize dönerek Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! siz, bizi öyle bir şeye davet ediyorsunuz ki, insanların taptığı putları bırakıp, İslâm'ı kabul etmesi çok güçtür. Buna rağmen biz, İslâm'ı tüm kalbimizle kabul ettik. emirlerinizi canla başla yerine getirmeye hazırız, söz veriyoruz" dedi.*

murataltug1985
02-22-2018, 10:18
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Akabe Biatları
Senden şereflisi olamaz*

*İkinci Akabe biatında Medineliler, efendimize söz verdiler: Kendi çocuğumuzu nasıl muhafaza ediyorsak, mübarek vücudunuzu kanımızın son damlasına kadar, koruyacağımıza yemin ediyoruz. ahdimizi bozarsak şakiler zümresine dahil olalım! Ya Resulallah!**efendimiz buyurdu ki: "Sizden Rabbim için olan şartım, Allahü teâlâya ibadet etmeniz ve ortak koşmamanız; kendim ve Eshabım için olan şartım, bizi barındırıp Eshabıma yardımcı olmanız, kendiniz gibi bizleri de korumanızdır."*Seni hak din ve kitap ile peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya and olsun ki; çoluk-çocuğumuzu koruduğumuz gibi seni de koruyacağız! ya Resulallah" *Medineli Müslümanlardan Abbas ra Ey Hazrecliler! Muhammed aleyhisselamı barış, ve savaş zamanları için kabul edip, tabi oluyorsunuz. mallarınıza zarar gelince, akrabalarınız helak olunca, Peygamberimizi yalnız bırakacaksanız, Vallahi, dünyada ve ahırette helak olursunuz!
*Biz Peygamberimizden, mallarımız ziyan olsa da, yakınlarımız öldürülse de vazgeçmeyiz. Ondan hiçbir zaman ayrılmayız. Ölmek var, dönmek yok!"
*efendimize dönerek, "Ya Resulallah! Biz ahdimizi yerine getirirsek, bize ne vardır?" Peygamberimiz "Allahü teâlânın razı olması ve Cennet var!" buyurdular. *Hz Es'ad Ben, Allahü teâlâya ve Resulüne verdiğim sözü yerine getirmek, canımla ve malımla O'na yardım vaadimi gerçekleştirmek üzere bi'at ediyorum, söz veriyorum " diyerek yemin etti. Ve akabe bi'atı tamamladılar.
*Akabe biatlarında Resulullah'ın uğrunda can ve mallarını ortaya koydular. Kadınlar ile bi'at, söz ile yapıldı Sevgili Peygamberimiz; ortak koşmamak, hırsızlık, iftira ve zina etmemek, çocukları öldürmemek, yalan söylememek, hayıra muhalefette bulunmamak....." üzere söz aldılar.
*Abbas bin Ubade; "Ya Resulallah! Yemin ederim ki, istediğin takdirde, yarın sabah, Mina'da bulunan kafirlerin üzerine yürür ve hepsini kılıçtan geçiririz" dedi.*efendimiz memnun oldular, fakat; "Bize, bu şekilde emrolunmadı. Şimdilik yerlerinize dönünüz" buyurdular.*

murataltug1985
02-22-2018, 10:18
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Hicret
İslam davası tüm insanlığı içine alacak...*

*Müşrikler, İslâm nurunun, Medine'yi sarmaya başladığını görüyorlar. Ancak, işin büyüklüğünü anlamış değiller... İçlerinde bir korku var... Korkuyu anlamıyorlar. Anladıkları sadece müthiş bir hareketin başlamakta olduğu...*Akabe biatıyla Medine; Müslümanlara, huzur bulacakları ve sığınacakları bir yer oldu. İkinci Akabe biatıyla Mekkeli müşrikler çok şiddetlendiler tehlikeli bir hal aldılar Müslümanlar Mekkeye tahammül edemiyerek efendimizden, hicret için müsaade istediler.**Peygamberimiz, sevinçle Eshab-ı kiramın yanına gelip; hicret edeceğiniz Yesrib dir. Oraya hicret ediniz" ve Müslüman kardeşlerinizle birleşin. Allahü teâlâ onları size kardeş yaptı. Yesrib'i size emniyetli ve huzurlu bir yurt kıldı" buyurdu.**efendimizin izni ve tavsiyesiyle Müslümanlar, hicret etmeye başladılar. efendimiz, hicret edenlere ihtiyatlı ve tedbirli davranmalarını söyledi Müslümanlar, müşriklerin dikkatini çekmemek için küçük kafilelerle yola çıkıp gizli hareket ediyorlardı. Medine'ye ilk hicret eden*Ebu Seleme, müşriklerden çok eziyet görmüştü.
*müşrikler hicret için yola çıkan Müslümanları, yoldan çevirmeye, kadınları kocalarından ayırmaya, ve hapse atmaya başladılar ve cefalara tabi tuttular.*dinlerinden döndürmek eziyet ettiler harbten korktukları için öldüremediler.*
Müslümanlar tüm eziyetlere rağmen Medinede hicret yollarına düştüler.*Hazret-i Ömer kılıcını kuşandı. ok ve mızrağıyla Kabe'yi tavaf etti. müşriklere, şunları söyledi dinimi korumak için Allahü teâlânın yolunda hicret ediyorum. Karısın dul, çocuklarını yetim bırakmak, anasını ağlatmak isteyen varsa önüme çıksın!.."*hazret-i Ömer ile yirmi Müslüman, Medine'ye yola çıktıklar. O'nun korkusundan kafileye kimse dokunamadı. göçlerin arkası kesilmiyor, Eshab-ı kiram bölük bölük Medine'ye ulaşıyordu

.*hazret-i Ebu Bekir hicret için izin istedi. efendimiz, "Sabr eyle. Ümidim odur ki; Allahü teâlâ bana da izin verir. Beraber hicret ederiz" buyurdu.*Hazret-i Ebu Bekir; "Anam-babam sana feda olsun! Diyerek iki deve satın aldı ve beklemeye başladı.**Hicret sırasında Mekke'de; Peygamberimiz ile hazret-i Ebu Bekir, hazret-i Ali, fakirler, hastalar, ihtiyarlar ve müşriklerin hapse attığı mü'minler kalmıştı.*Mekke'den hicret eden muhacirleri, Medineliler çok iyi karşılayıp, misafir ettiler. hiçbir fedakarlıktan kaçınmadılar. Kan kardeşliğinden öte bir kardeşlik meydana geldi.
*Resulullah'ın hicreti müşrikleri telaşlandırdı
Dar-ün-Nedve'de toplandılar, Şeytan, Şeyh-i Necdi kılığında söze karıştı Düşündükleriniz çare olamaz.O'ndaki güler yüz ve tatlı dil her tedbiri bozar. diyerek fikrini söyledi.**Kureyş reisi Cehil; "Her kabileden kuvvetli kimse seçelim. kılıçları ile Muhammed'in üzerine saldırsınlar. Kılıç vurup kan döksünler.*Kimin öldürdüğü belli olmasın. diyetini verir, sıkıntıdan kurtuluruz" dedi. Şeytan bu fikri beğendi hararetle teşvik ve tavsiye etti.
*Müşrikler hazırlanırken Allahü teâlâ, Resulüne hicret emri verdi. Cebrail aleyhisselam müşriklerin kararını ve yatağında yatmamasını bildirdi.*
Peygamberimiz hz Ali'ye yatağında yatmasını, emanetleri sahiplerine vermesini söyleyerek, yatağımda yat hırkamı üzerine ört! Korkma, sana zarar gelmez" buyurdu.*

*Hazret-i Ali, Peygamber efendimizin emr ettiği şekilde yattı. Habibullah'ın yerine hiç korkmadan kendini feda etmeye hazırdı.*Hicret gecesinde müşrikler, efendimizin saadethanelerinin etrafını sarmışlardı. efendimiz mübarek evlerinden çıktı Yasin-i şerif suresini okudular bir avuç toprak alıp kafirlere saçtı ve uzaklaştı müşrikler Yemin ederim ki, Muhammed aramızdan geçip gitti, başımıza toprak saçtı" dediler*Müşrikler, efendimizin kapısına hücum edip içeri girdiler. Hz Ali'yi,leyhisselamın yatağındaydı müşrikler hz Aliyi tartakladılar. Kabe'nin yanında bir müddet hapsettiler ve Müşrikler, Resulullahı aradılar Hz Ebu Bekir'in kızı Esma'yı dövdüler efendimizi bulamayan müşrikler çılgına döndüler.*azılı müşrik Cehil, Mekkede efendimizi ve hz Ebu Bekir'i bulana 100 deve vaad etti. mala tamah edenler silahlanıp, atlarıyla efendimizi aradılar
efendimiz, hazret-i sıddıka "Hicrete izin verildi" buyurunca, Sıddik Mübarek ayağınızın tozuna yüzümü süreyim ya Resulallah!..dedi
*Hazret-i Sıddik, hicrete sevincinden ağladı. Gözyaşlarıyla; "Anam-babam, canım sana feda ya Resulallah! Develer hazır. kabul buyurunuz" dedi. Alemlerin sultanı; "Benim olmayan deveye binmem. parası ile satın alırım" buyurdular.
*Hz Ebu Bekir, Üreykıta develeri üç gün sonra Sevr mağarasına getirmesini emretti.*Safer ayının 27'sinde efendimiz ve hz Sıddik yola çıktılar. İzleri belli olmasın diye parmaklarına basıyorlardı. Hz. Ebu Bekir, sola, sağa, gidiyordu.*Peygamberimiz, sorunca, "Etraftan gelecek tehlike bana gelsin. Canım yüksek zatınıza feda olsun ya Resulallah!" dedi.*Server-i alem efendimiz buyurdular ki: "Ya Eba Bekir! Başıma bir musibetin, benim yerime, senin başına gelmiş olmasını ister misin?" Hazret-i Sıddik;*"Evet ya Resulallah! Seni hak dinle, hak peygamber gönderen Allaha yemin ederim ki, bir musibetin, senin yerine, benim başıma gelmesini isterim" dedi.

murataltug1985
02-22-2018, 10:19
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Hicret
İslam davası tüm insanlığı içine alacak...*

*Peygamberimizin hicret yolunda ayakları parçalandı mübareğin yürüyecek hali kalmamıştı. Güçlükle dağa çıkıp sevr mağarasına ulaştılar.*
Kapı önünde hazret-i Ebu Bekir, "Allah için ya Resulallah, içeri girmeyin! Ben gireyim, zarar bana gelsin, mübarek zatınıza keder, ve elem değmesin" dedi ve içeri girdi.*efendimiz sevr mağarasına girdi ve mübarek başını Ebu Bekir'in kucağına koyup uyudu. hz Sıddik'in ayağını yılan soktu. Resulullah'ın uyanmaması için hareket etmedi.gözyaşı mübareğin yüzüne damlayınca; "Ne oldu ya Eba Bekir?" buyurdular. Hz Ebu Bekir yılan ayağımı soktu" dedi.efendimiz, Ebu Bekir'in yarasına, mübarek ağız suyundan sürünce, şifa buldu.*efendimiz ve hz Sıddik ı takib eden müşrikler, mağaraya geldiler. Mağara Ağzını bir örümcek örmüş iki güvercin yuva yapmıştı İz sürücü Alkame; iz kesildi" dedi. Müşrikler, "Eğer, buraya girmiş olsalardı, kapıdakk örümcek ağının yırtılmış olurdu dediler*Müşrikler mağaraya geldiklerinde, hazret-i Ebu Bekir Ya Resulallah! Vallahi kendim için tasalanmıyorum.*yüksek zatınıza bir şey gelmesinden korkuyorum. öldürülürsem tek kişiyim, hiçbir şey değişmez. size zarar gelirse, ümmet helak olur, din yıkılır" dedi.*
*Kainatın sultanı efendimiz; "Ya Eba Bekir! Üzülme!... Şüphesiz Allahü teâlâ bizimledir" buyurdu.**Hz Sıddik , "Ya Resulallah! Canım sana feda olsun! Onlardan bizi görürse" deyince, Efendimiz; "Ya Eba Bekir! İki kişi ki, üçüncüsü Allahü teâlâdır. Üzülme!.. Hak teâlâ bizimledir" buyurdu...*Müşrikler geri döndüler.

*Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimde şöyle buyuruyor: siz, O'na yardım etmezseniz, hatırlayın o vakti kafirler O'nu Mekke'den ikinin ikincisi olarak hz Ebu Bekir ile çıkardıklarında, Sevr mağarasında iken, Allahü teâlâ Resulullah'a yardım etmişti. O arkadaşı Sıddik'a "Üzülme! Allahü teâlânın yardımı, nusreti muhakkak bizimledir" demişti. *Allahü teâlâ, Ona sekinetini indirmiş, Habibini görmediğiniz manevi ordularla kuvvetlendirmiş, kafirlerin küfürünü alçaltmıştı. Allahü teâlânın tevhidi yücedir. Allahü teâlâ mutlak galiptir. Yegane hüküm ve hikmet sahibidir." (Tövbe suresi: 40)*Peygamberimiz ile hz Ebu Bekir, mağarada üç gün kaldılar. Hazret-i Ebu Bekir'in oğlu Abdullah, Mekke'de duyduklarını, mağaraya haber veriyor, azadlı kölesi ve sürülerinin çobanı Füheyre geceleri süt getirip izleri siliyordu.
*Sevr mağarasından dördüncü günü ayrılan Peygamberimiz, Kusva devesine bindi. rivayete göre terkisine hz Ebu Bekir'i bindirdi. Diğer deveye de Amir Füheyre ile yol bilen Üreykıt bindiler.
*Alemlerin efendisi, Allahü teâlânın medhettiği, beldelerin en kıymetlisi Mekke-i mükerremeden, vatanından ayrılıyordu. Devesini Harem-i şerife döndürüp, mahzun bir halde;*Vallahi! Sen, Allahü teâlânın yarattığı yerlerin en hayırlı; Rabbime en sevgili olanısın! Senden güzel, yurt yoktur. Kavmim çıkarmasaydı, çıkmaz, senden başka yurt, ve yuva tutmazdım" buyurdular.*Cebrail aleyhisselam Ya Resulallah! Vatanına müştak mısın, ayrılığa üzüldün mü?" dedi. Efendimiz Evet " buyurdular. Cebrail as, Mekke'ye döneceğini müjdeleyen, Kasas suresi 85. ayet-i kerimesiyle, mübarek efendimizi teselli etdi...

*Hicret Yolculuğu sakin geçiyordu. Müşrikler, her yeri arıyor cenab-ı Hak, habibini şerden muhafaza ediyordu.*Keşke hizmetle şereflenseydim **efendimiz ve Hz. Ebu Bekir, Medine yolunda Kudeyd mevkiinde, Ümmü Ma'bed isminde cömertliğiyle meşhur, iffetli bir hanımın çadırında durdular. Ücretiyle yiyecek hurma et istediler.*Ümmü Ma'bed; "Eğer olsa idi, parasız ikramda bulunurdum. Kıtlık sıkıntısıyla elimizde bir şey kalmadı" Süt Yoktur. Davarlar kısırdır" dedi *Kainatın Sultanı, Ey Ümmü Ma'bed! koyun niçin burada diyince O da; "hasta ve zayıf sürüden kaldı. efendimiz koyunu sağmama izin verir misiniz?" buyurunca; "Anam babam sana feda olsun,dedi.*efendimiz, koyuna Allahü teâlânın ismini zikrettiler. Bereket ile dua ettiler mübarek elini koyunun memesine sürdüler. meme, süt ile doldu aktı kapları doldurdular.**Efendimiz mübarek elini koyunun memesine dokunup sığadılar büyük kabı Ümmü Ma'bed'e teslim ettiler.*İçtikleri sütün parasını verdiler. Ümmü Ma'bed'in kocası Sevinerek; "sütü sorunca, Ümmü "Bir mübarek hanemizi şereflendirdi. Gördüklerin, O'nun himmeti ve bereketidir" dedi.**Ümmü Ma'bed efendimizi şöyle tarif etti Gördüğüm mübarek biçimli ve güzel yüzlü idi. Gözlerinde kırmızılık, sesinde naziklik vardı. Mübarek kirpikleri uzun idi. Gözü kudretten sürmeli idi. Saçları siyah, sakalı sık idi. üzerinde vakar ve ağırbaşlılık vardı. tebessüm ediyor, sözleri, dizilmiş inci gibi ağzından tatlı tatlı dökülüyordu.**Uzaktan heybetli yakından tatlı ve cazipti Yanındakiler emrini yerine getirmek için yoluna canlarını başlarını koyuyorlardı" Ümmü mabedi hayretle dinleyen kocası, Resulullah efendimize Rim vadisinde yetişti ve Müslüman oldu.

murataltug1985
02-22-2018, 10:19
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Hicret
İslam davası tüm insanlığı içine alacak...*

*Müşrikler, aleyhisselamı ve hazret-i sıddıkı arıyorlardı. Efendimiz medinede, Müslümanlığı yayacak İslâm Devletini kurup, müşrikleri ortadan kaldıracaktı*müşrikler, her şeyleriyle. efendimizle hz Ebu Bekir'i öldürene esir edene; yüz deve sayısız mal ve para vaad ettiler. Ancak Allah müslümanlarla beraberdi*Kureyşliler "Ey Süraka! Yemin ederim ki, üç kişilik bir kafile gördüm. Onlar Muhammed ile Eshabıdır" dedi.*Süraka, mükafatı tek başına istiyordu. atına binip koşturdu efendimizin .izini buldu.efendimizin okuduğu Kur'an-ı kerimi şitiyordu. Hz Ebu Bekir Süraka'yı görünce efendimiz mağaradaki gibi; "Üzülme, Allahü teâlâ bizimle beraberdir" buyurdu.
*Süraka, efendimize saldırabilecek kadar yaklaştı. "Ya Muhammed! Seni, bugün benden kim koruyacak!" dedi. Server-i alem efendimiz "Beni,*
Cebbar ve Kahhar olan Allahü teâlâ korur dedi
*Süraka'nın atı, yere battı. Efendimize saldırmaya teşebbüs edince, atın ayakları yere saplandı.*
Süraka, atını kurtaramadı. Çaresizce şefkat ve merhamet sahibi olan efendimize yalvardı üstün ahlak ve yaratılışlı üzere Peygamberimiz onun dileğini kabul etti.**Süraka; "Ya Muhammed! Muhafaza olunduğunu anladım. Dua et kurtulayım. sana zarar vermem. peşine düşenlere senden hbahsetmiyeceğim" diyordu.Kainatın efendisi; "Ya Rabbi! o sözünde doğru ise, atını kurtar" diye dua edince, Allahü teâlâ duayı kabul buyurdu.Sürakanın atı, kurtulmuştu*Süraka, hayretler içerisinde Muhammed aleyhisselamın korunmakta olduğunu anladı. Pek çok mucizeye şahid oldu Ya Muhammed! Ben Süraka yım Benden şüpheniz olmasın. söz veriyorum. beğenmediğinizi yapmıyacağım. Kavmin, seni yakalayana mükafat va'detti" dedi müşriklerin yapmak istediklerini anlattı.*Süreka efendimize yol azığı ve deve vermek istedi Peygamberimiz kabul etmedi Ey Süraka İslâmı kabul etmedikçe, deveni ve sığırını arzu etmem, istemem. Sen bizi gizli tut, yeter" buyurdu.*Süraka efendimizi kimselere anlatmadı Müslümanlıkla şereflendi.

murataltug1985
02-22-2018, 10:20
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Hicret
İslam davası tüm insanlığı içine alacak...*

efendimiz, hazret-i sıddık, Füheyre ve Üreykıt, 622 yılı*Eylül ayının 20. Günü kuşluk vakti "Kuba" köyüne ulaştılar.*Bugün, Müslümanların Hicri yılının başı oldu.efendimiz kuba köyünde ilk mescidi yaptı*Kuba vadisinde ilk Cuma namazını kılan efendimiz ilk hutbeyi irad ettiler. Kuba mescidi, ayet-i kerimede Temeli takva üzerine kurulan mescid" (Tövbe suresi) buyrularak medh edildi.
*Mekke'de kalan hz Ali,efendimizin Kabe-i şerifteki makamına oturdu. "Resul-i ekrem'de kimin nesi var ise, alsın!" Diyerek emanetleri sahiplerine teslim etdi.*Mekke-i mükerremedeki Eshab-ı güzin, hz Ali'nin kanadı altındaydı. Resulullah'ın evinin Medine-i münevvereye getirilmesini emir buyurdu
Allah'ın aslanı Ali, Kureyş kafirlerine İnşaallahü teâlâ Medine-i münevvereye gidiyorum. diyeceğinizi söyleyin" buyurdu.*Hz Ali, Resul efendimizin eşyalarını toplayıp, Ehl-i Beyti ve akrabaları ile medine yoluna koyuldu.*
efendimize, şişmiş olan ayaklarından kanlar akar vaziyette, Kuba'da yetişti. Gündüzleri saklanıp, geceleri yaya yürüdüğü bu yolculuğun sonunda, Peygamberimizin huzuruna gidemiyecek haldeydi
*efendimiz hazret-i Ali'ye acımış, fedakar amcazadesini kucaklamış, mübarek elleriyle hakk yolunda meşakkate katlanmış narin, ayaklarını okşamış, afiyet için dua buyurmuştu.*hz Ali'nin fedakarlığına; "İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allahü teâlânın rızası için nefsini feda eder" 'Bakara suresi) nazil oldu

*Medine'ye hicret eden Eshab-ı kiram ile Medineli Müslümanlar, Kainatın sultanını bekliyorlardı.
Medine-i münevvere Efendimizi karşılamak için can atıyorlardı. O'nun muhabbetiyle yananlar, kızgın çölün suya olan hasreti gibi gözlerini ufka dikerek bekliyorlardı...**Medine... Medeniyet kelimesinin yatağı Medine... Peygamber beldesi Medine... incecik hurma ağaçları ve dümdüz damlı çatılarıyla efendimizin teşrifleriyle Medine-i münevvere" olmaya can atıyordu*Kainatın efendisi, yaratılmışların en üstünü, Efendimiz devesine binmiş, yanında mağara dostu sıddık ra ile .. Medine'ye "Nur gibi geliyordu herkes ayaktaydı gözler pür dikkat ufuktaydı gözcüler tek-bir getirerek allahu ekber sesleriyle Müjde! Resulullah geliyor*dediler*Medine Ağır ağır yol alan iki deve göründü.*Medineliler, sevinçle Müjde!.. Müjde!... Resulullah geliyor!.. Peygamberimiz geliyor!... Sevinin Medineliler!.. Bayram edin! Habibullah geliyor!.. Baş tacımız geliyor!.." diyerek sevinç gözyaşları döktüler*Medine- sokaklarında .Yediden yetmişe, yaşlısından hastasına herkes, eşsiz haberi bekliyordu. Medineliler en güzel elbiseleriyle Alemlerin efendisine koştular.**Efendimizin gelişiyle Herkes, sıcak çöle yalınayak çıktı kızgın çölün yakıcı sıcağına rağmen habibullah , büyük bir heybetle medineye geliyordu
Tekbir sedaları semayı çınlatıyor, sevinç gözyaşları sel gibi akıyor. Hüzün ve mutluluktan esiyor Medine, tarihin en güzel gününü yaşıyordu

*Bir tarafta, herkesin "Emin" lakabıyla tanıdığı, Allahü teâlânın Habibini öldürmek için mükafat koyanlar; diğer tarafta O'nu ve arkadaşlarını korumak, bağırlarına basmak ve ona can feda etmek istiyenler....*Medineliler Peygamberimizin nur cemalini görmek istiyordu. Medine,böyle sevinçli, ve mübarek bir an görmemişti. Efendimizin medineye teşrifi yaşanmamış bir bayramdı.*Benzeri görülmemiş ve görülmeyecek bir bayram vardı medinede çünkü habibullah medineyi şereflendirmişti çocuklar ve kadınlar hep bir ağızdan
"Tale'al-Bedirü aleyna,
Min seniyyat-il-veda;
Veceb-eş-şükrü aleyna,
Mâ de'â lillahi da,
Eyyüh-el-meb'usu fina,
Ci'te bil-emr-il muta'!.."
"Hoş geldin ya Resulallah!.. istekleriyle ortalığı çınlatıyordu.*Medineliler elen Kusva'nın yularından tutup; "Ya Resulallah! Bize buyurun..." diyordu efendimiz Devemin yularını bırakınız. O memurdur. Kimin evinde çökerse, orada misafir olurum!" buyurdular.*Herkeste büyük bir heyecan ve meraktaydı Acaba Kusva nereye çökecekti?!
*Kusva, efendimizin bugünkü mescid-i şerifinin kapısına çöktü Efendimiz, "İnşaallah menzilimiz burasıdır" ve "Burası Süheyl ve Sehl'indir"
çocuklar yetimdir. "Akrabalarımızdan hangisinin evi yakındır?" buyurdular Eyyub el-Ensari hazretleri sevinçle; "Ya Resulallah! Benim evim yakındır. diyerek heyecanla evini gösterdi. Kusva'nın yükünü indirip, efendimizi buyur etti.**Medineli Müslümanlar ve Muhacirler, Efendimizin hicretine sevindiler. Çünkü Dünya kurulduğundan bu yana böyle bir misafiri ağırlamak sadece onlara nasip oluyordu...*

*

murataltug1985
02-23-2018, 09:42
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

*Hicretle, Peygamberimizin, bi'setin on üçüncü yılının 12 Rebi'ul-evvel'inde, miladi 622 senesinde başlayıp on sene sürecek Medine devri başladı...
efendimiz,Eyyüb el-Ensari ra nın evinin alt katını tercih ettiler ve yerleştiler. Kainatın efendisini ağırlamak şerefi mübarek ensariye nasib oldu.
*Hz ensari Anam-babam feda olsun ya Resulallah yukarıda oturup sizin alt katta bulunmanıza gönlüm razı olmuyor.bana ağır geliyor. Ne olur zat-ı alinizin yukarıda, bizim de alt katta oturmamıza müsaade buyurunuz" dedi*Efendimiz "Ey Ebu Eyyüb! Evinin alt katı bize münasip ve elverişlidir" buyurdular. ziyaretçilerle rahat görüşme düşüncesiyle, efendimiz eyyub ensarinin evinin alt katını tercih ettiler...**Eyyub ensari ra anlatıyor evimizde su testimiz kırıldı.suların Resulullah'ın üzerine damlamasından korkarak, örtüneceğimiz tek kadife yorganımızı suyun üzerine bastırdık ki, bir damla bile efendimize damlamasın...*
*efendimize akşam yemeği gönderirdik.soğanlı veya sarmısaklı yemeği geri çevirmişti.* feryad ederek üzüntümü arz ettim:- Bu sebzede koku hissettim.yemedim. Ben, melekle konuşan bir kişiyim, buyurdu.*Soğan ve sarımsaklı yemekler için efendimiz şöyle buyurdu ey ensari o yemek haram değildir ben kokusundan hoşlanmadım, Siz onu yiyiniz, buyurdular.**Resulullah efendimizle Ebu Bekir'e yemek götürdüm. Resulullah;*Ya Eyyüb Ensari otuz kişi davet et, buyurdu.yemek azdı Resul-i ekrem tekrar;*buyurdular.*otuz kişi. O yemekten yediler, doydular. Bir mucizeydi gelenlerin imanları kuvvetlendi ve bi'at ettiler.
*altmış kişiyi Resulullah'ın huzuruna davet ettim.*
yemeklerden yediler.Resulullah'ın mucizesini tasdik eddiler Ensardan doksan kişi çağır" buyurdular. Çağırdım, Resulullah'ın emriyle onar onar sofrada yediler; hepsi mucizeyi görüp, gittiler.*yüz seksen kişi yemek yedi. Yemek ise azalmadı ve el sürülmemiş gibiydi

*Medine'ye hicret eden Muhacirlerden hastalanmıştı. Medine'nin havasına, alışamamışlardı. Mekke'nin özlemini çekiyorlardı.*
Resulullahın bu duasıyla, muhacirlere hayat geldi. Medine'ye ısındılar. İslâmiyeti yaymak için her şeye katlandılar, hatta sıkıntılardan zevk aldılar
fendimiz dua buyurdu:"Ya Rabbi, Mekke'yi sevdirdiğin gibi, bize Medine'yi de sevdir. Daha çok sevdir... Bereket ver... Medine'yi bize sağlık yatağı eyle!"*efendimiz, Medine-i münevverede sadakat ve bağlılık için, hicret eden Muhacirleri ve onları evlerinde barındıran Ensarı birbirlerine kardeş yaptılar.*kardeşlik maddi ve manevi yardımlaşmaydı yurtlarından, yuvalarından ayrı kalan mekkelilerin mahzunluğu giderilmiş olacaktı.**Hazret-i Aliye Alemlerin efendisi;*Sen, dünyada ve ahırette kardeşimsin buyurmuştur
*Medineli Müslümanlar, Allahü teâlânın dini için memleketlerini terk eden muhacir kardeşlerine bağırlarını açmış evlerine buyur etmiş her türlü yardımı yapıp islam için canla başla çalışmışlardı.*
*efendimiz, her muhaciri, ensar ile kardeş yaptı. kardeşlik, miras malını paylaşacak seviyedeydi.
Her Medineli; arazisini, bağını, bahçesini, evini, mallarını... ikiye ayırıyor, yarısını Muhacir kardeşine veriyordu.*fedakarlık, ancak İslâm kardeşliğiyle mümkündü Âdem aleyhisselamdan bu zamana pek çok göç olmuştu. Fakat yüce bir hicret; samimi bir kucaklaşma olmamıştı. Allahü teâlâ
Mü'minler kardeştirler" buyurdu. (Hucurat suresi)*
*sevgi ve samimiyet maddi menfaatle değil, iman ve inançla olabilirdi Peygamberimizin, mübarek kalbinden fışkıran deryalar feyz ve bereketler, Eshab-ı kiramın kalblerine akıyor, görülmemiş bir fedakarlıkla insanlat kardeş gibi seviyorlar kardeşlerini kendilerine tercih ediyorlardı.
*Ensar ve Muhacir, İslâm merkezinde el ele, gönül gönüle İslâm dininin kuvvetlenmesi için her fedakarlığa katlanmak ve şehadete kavuşmaya söz verdiler.*Resulullahın etrafında toplananlar, İslâmiyet uğrunda Hicret ederek "Devlet" olmanın ilk adımını attılar. Medine-i münevvere İslâmın beşiği ve merkezi haline geldi

*Mekkeli müşrikler, efendimizin Medine'de, Eshabını birbirlerine kardeş yapmak suretiyle kaynaştırmasını, tehlike gördüler.*Müslümanlar güçlenip Mekke'ye saldırıp arazilerini, evlerini, yurtlarını alabilirler düşüncesine kapıldılar
*Mekkeli müşrikler Medineli Müslümanlara tehdit mektupları gönderdiler mektupta"Şüphesiz düşmanlarımızdan , bizi, sizler kadar öfkelendiren olmadı. bizden olanları teslim etmeniz gerekirken, yardımcı olup, kucak açtınız kusurdur. Lütfen, aramızdan çıkın O'nu bize bırakın deniliyordu.
*Hz Ka'b Peygamberimizi medh eden çok güzel bir cevap yazdı.Mekkeli müşrikler, Medinelileri tehdit edip şöyle yazdılar. Eğer düşmanımızı şehrinizden çıkarmaz veya öldürmezseniz, üzerine yürür, sizleri öldürür, kadınlarınızı hizmetimize alırız!.." diyerek tehdit ettiler*Medineli müşrikler, Abdullah bin Übey münafığının etrafında toplanıp, efendimize zarar verecekti Peygamberimize tüm gayretleriyle kenetlendiler. Geceleri sokağa çıkmadılar ve uyumadılar Eshab, silahlı olarak sabahlara kadar nöbet bekledi."*Eshab-ı kiram yekvücuttu tehlikeli hallerde tüm güçleri ile Müslüman kardeşlerine yardıma koşuyorlardı.*Bunların başında Peygamberimiz vardı. efendimiz, her güzel haslette önde olduğu gibi, cesarette de Eshabının en önündeydi*Gecenin hangi saatinde olursa olsun, bir feryad işitilince, Peygamberimiz, atı ile oraya yıldırım gibi yetişir, korkulacak bir şeyin olmadığını*Eshabına bildirir ve teskin ederdi.*

murataltug1985
02-23-2018, 09:42
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

Mescidi nebiinin inşası

*efendimiz Medine'yi teşrif ettiklerinde ilk iş Eshabını yetiştirecek, cemaatla namaz kılacak bir mescid arzu ediyorlardı.*Cebrail aleyhisselam
"Ya Resulallah! Allahü teâlâ sana, kendisi için taştan ve ker***ten bir mescid yapmanı emrediyor" dedi.**Habib-i ekrem devesi Kusva'nın Medinede çöktüğü yeri satın almak istedi Sahipleri; "Ya Resulallah! Biz, bedeli ancak cenab-ı Hak'tan bekleriz. Orayı Allah rızası için hediye ederiz" diyerek bağışlamayı arzu ettiler.*Efendimiz kabul buyurmayıp, ücretini ödedi*arsanın tesviyesi yapılıp düzeltildi, ker***ler kesilip taşlar çekildi Temele ilk taşı, Efendimiz, mübarek elleriyle koydular. Sonra sıra ile; "Ebu Bekir, Ömer, Osman, ve Ali, taşını taşımın yanına koysun" buyurdular.*Emirler uygulandı en Eshab-ı kiram mescidi bina etmek için "taşlarını koydular.
*Mescidin yapılmasında, Peygamberimiz ve tüm Eshab dinlenmeden çalıştılar. Mübarek sırtlarında taş ve ker*** taşıdılar. Taş ile temeli yükseltip, üzerini ker***le ördüler.**efendimiz bir gün, ker*** yüklenmişti Eshab huzur-şerifte fevkalade bir edeble;Ya Resulallah! Kerpici taşımama müsaade edin dedi.*Hatem-ül-enbiya büyük bir nezaketle, sevab kazanmaya muhtaç olduğunu bildirip kerpici vermediler.*Mescid-i Nebi'nin inşasında en çok çalışan efendimizdi. En ağır kayaları yüklendi mübarek göğüsleri daraldı taşları taşırken yapılan işin kıymetini, kavuşulacak nimetleri müjdeleyerek Eshabını gayrete getirirdi.*Efendimizi gayretiyle Müslümanlar, büyük bir aşkla çalışıyordu Ammar bin Yaser, mescit taşlarının birini efendimiz, birini kendisi için götürürdü.*efendimiz Mübarek elleri ile hz Ammar'ın sırtını sığayıp Ey Sümeyye'nin oğlu! Senin iki, başkalarının bir ecri var" buyurdular.
*Mescidin duvarları bitirildi ve üzeri örtüldü. efendimize ker***ten iki oda yapıldı.*
üzerleri hurma kütüğü ve dalları ile örtüldü. Mescid odaları dokuza çoğaltıldı. Mescidin inşası bitince efendimiz, hz Zeyd'in evinden, kendisi için yapılan eve taşındılar...*

Hurma kütüğü

*efendimiz, Cuma günleri mescidi nebide Hannane ismindeki hurma kütüğüne dayanarak, hutbe irad ederdi.*Sonradan üç basamaklı bir minber yaptırdılar. efendimiz ve Eshab Cuma günü Mescid-i Nebi'de toplandı. Efendimiz, hutbe minberine çıktığında, eski kuru hurma kütüğü, hamile deve ağlayışını andıran bir sesle ağladı
*Eshab-ı kiram, hayretle kütüğün sesini dinlediler. ses bir kesilmiyordu. Alemlerin efendisi minberden inip mübarek elleri ile kütüğü okşadılar. ağlama ve inleme kesildi. Kuru hurma kütüğünün, Peygamberimize olan muhabbetini ve aşkını gören Sahabiler, gözyaşlarını tutamadılar.*hz Enes Mescid bile onun sesinden sarsıldı", İbn-i Ebi "Hurma kütüğü, çatlayıp yerinden oynadı. efendimiz gelip mübarek elini üzerine koydu da sustu" demişlerdir.**efendimiz; "Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, onu okşamasaydım, bana karşı hasret ve hüznünden dolayı kıyamete kadar ağlayacaktı" buyurdular.*aleyhisselam kuru hurma kütüğüne "İstersen seni bahçeye vereyim. budak sal ve eski haline gel. İstersen seni Cennet'e dikeyim Allahü teâlânın dostları meyvenden yesin" buyurdu.*
*Hurma kütüğü efendimize, Beni Cennet'e dik benden Allahü teâlânın dostları yesin eskiyip çürümeyeceğim bir yerde olayım."*dedi
*Hurma Ağacının konuşmasını, efendimizin yanındakiler duydu.*efendimiz, ona; senin İstediğini yapacağım diye mukabelede bulundu. Resulullah'ın emri ile hurma kütüğü gömüldü.

murataltug1985
02-23-2018, 09:43
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

*efendimiz ile hz sıddık ile hicret ettiklerinde çocuklarını Mekke'de bıraktılar Efendimiz, hz Hadice validemizin vefatından bir sene sonra hz Aişe ile Mekke'de söz kesti.Medine'yi şereflendirince, Hz. Aişe, annesi ve ve Resulullah'ın kerimelsi hz Zeyneb Medine'ye getirtildi.*
*Hz Aişe validemiz, babası hz Ebu Bekir'in evinde ikamet etti.*Ebu Bekir, Server-i alem efendimize;
Ya Resulallah! Ehlinle evlenmekten seni alıkoyan nedir? diyince Resulullah;*Mehirdir, buyurdu.Hz Ebu Bekir, Resulullah'a mehr gönderdi. Aişe validemizin düğünü oldu. efendimiz elli beş yaşında idi*Aişe validemiz, çok zeki ve kabiliyetliydi hadiseleri şiir halinde söyleyebilirlerdi. Öğrendiği ve ezberlediğini unutmazdı.akıllı, zeki, alime, edibe, afife ve saliha idi. Hafızası kuvvetliydi Eshab-ı kiram, ondan öğrenirdi. Ayet ile medh edildi.**efendimiz, Eshab-ını yetiştirmek, için, Mescid-i Nebi'de eşsiz sohbetler eder, Allahü teâlânın kendisine ihsan ettiği feyz ve bereketleri, kalblere akıtırdı.**efendimizin sohbetine katılmak şerefine nail olanlar, ilk sohbette kalblerinde büyük bir değişiklik hisseder ve yüksek ilahi marifetlere kavuşurlardı.*sohbetlerin bereketiyle Eshab-ı kiram, sevgili Peygamberimize,ve tüm sahabeyi canlarından çok severdi. Allahü teâlâ onları, ayet-i kerimelerle medhetmiştir.*Sahabe efendimizin huzur-ı şeriflerinde; başlarına kuş konmuş da, hareket edince uçacakmış gibi edebli ve dikkatli dururlardı.**Eshab-ı kiram peygamberlerden ve büyük meleklerden sonra mahlukatın en efdali ve en üstünüdür

İlk ezan

*Mescid-i Nebi inşa edildikten sonra,Müslümanları camiye davet edecek usül yoktu.*Sadece; "Essalatü Cami'a" denilirdi.efendimiz, Eshabına namaz vakitlerinde, müminlerin camiye nasıl davet edilmesi gerektiğini sordular.*Kimisi, çan çalalım; kimisi, Yahudiler gibi boru çalınsın. Kimisi de; "ateş yakalım" diyince efendimiz, hiç birini kabul etmedi.
*Hz Zeyd ve hz Ömer, rüyada ezan gördüler. Peygamberimize Yeşil bir şal ve peştamal bağlamış, eline çan almış bir kişi gördüm. çanı satar mısın?" Namaz vakitlerini bildireceğim deyince, Ben daha hayırlısını öğreteyim" dedi kıbleye dönerek yüksek sesle; "Allahü ekber, Allahü ekber..." diye okumaya başladı.**Resulullah efendimiz;*Rüya haktır. O kelimeleri Bilal'e öğret, okusun!" buyurdular. Ve ezan ismi verildi.hz Bilal de, Mescid-i şerifin yüksek damına çıkarak, ilk ezanı, öğretilen kelimelerle okudu.
Hz Ömer, ezan sesini işitince, efendimizin huzuruna geldi. Hz bilalin kelimelerini aynen rüyasında gördüğünü arz etti.Cuma suresi ezan nazil olup, vahy ile de bildirildi *Hz Bilal sabah namazında Peygamberimizin kapısında Es-salatü hayrun minennevm" diye iki defa seslendi efendimiz Bilal, bu ne güzel söz! Sabah ezanında söyle!" buyurdular.**Peygamberimizin vefatına kadar müezzinlik yapan Bilal-i Habeşi'nin, sesi gür, güzel ve tesirliydi.*O, ezana başlayınca, herkes aşk ve vecd içinde dinleyip, kendinden geçerdi. Ezan okurken herkesi ağlatırdı.*Eshab-ı kiramın, namaz vakitlerinde camiye ezan-ı şerif ile davet etmeleri, Medineli müşrikler ile Yahudilerin tuhafına gitti.*Ezanı alay ve eğlenceye alırlardı. Onların maskaralıklarına karşı, Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde "Onlar, namaza ezan ile davette bulunduğunuzda, oyun ve eğlence edinirler. onların aklı ermez bir kavimdirler buyurdu. (Maide suresi)*Eshabım gökteki yıldızlar gibidir*

Sahabeler

*Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde sahabenin üstünlüklerini şöyle bildirdi"Siz ümmetlerin en iyisi, en hayırlısı oldunuz. İnsanların iyiliği için yaratıldınız. İyilik yapılmasını emreder, kötülükten nehy edersiniz...." (Al-i imran suresi: 110)
*"İlk Müslümanlardan, Muhacir ve Ensarın öncülerinden ve bunların yolunda gidenlerden Allah razıdır bunlar da, Allahdan razıdırlar. Allahü teâlâ bunlar , Cennetler hazırladı. Cennetlerin altından nehirler akmaktadır. Ve Cennetlerde sonsuz olarak kalacaklardır." (Tövbe suresi)
*aleyhisselam" Allahü teâlânın peygamberidir O ve Eshab-ı kiram kafirlere şiddetlidirler. birbirlerine karşı merhametli, ve yumuşaktırlar. Bunları rükuda ve secdede görürsünüz.**İnce bir filiz yerden çıkıp kalınlaştı yükseldi az ve kuvvetsiz oldukları halde, etrafa yayıldılar.*Her tarafı iman nuru ile doldurdular. Herkes filize nasıl büyüdü diyerek, şaşırdılar hal ve şanları dünyaya yayılıp, görenler hayret etti ve kafirler kızdılar." (Feth suresi)
*efendimiz de hadislerde, Eshab-ı kiramın büyüklüğünü, şöyle bildirdi:*Eshabıma dil uzatmayınız.şanlarına yakışmayanı söylemeyiniz! Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, Uhud dağı kadar altın sadaka verseniz Eshabımdan bir müd arpası kadar sevab alamaz."*
*"Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız kurtulursunuz."**"Eshabıma dil uzatmakta, Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötüye hedef tutmayınız! kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni severler. sevmiyenler, benide sevmezler. Onlara eziyyet edip gücendirenler, Allahü teâlâya eziyyet ederler bunun cezası ibretliktir gecikmez, verilir."*

murataltug1985
02-23-2018, 09:43
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

*efendimiz, Mescid-i Nebi'nin kuzey duvarında hurma dallarıyla gölgelik yaptırdı. Mekke'den hicret eden, bekar sahabilerin yatmalarını emir buyurdu.*
Hiçbir geliri olmayan, iman ve aşktan başka sermayeleri bulunmayan sahabilerin sayıları on ila dört yüz arasında değişirdi.**sahabiler, efendimizden geri kalmaz. Gece-gündüz Kur'an-ı kerim okur ilim öğrenir hadis-i şerif hıfz eder günlerini oruçla geçirir ibadet ve taatten bir an ayrılmazlardı.*Sahabelikte yetişenler Müslüman kabilelere gönderilir Kur'an-ı kerimi ve sünnet-i şerifleri, din-i İslâm'ı öğretirlerdi. fazilet sahibi mübarek sahabiler, büyük bir irfan ordusuydu
*efendimiz, ashabını çok sever, onlarla oturup sohbet ederler ve yemek yerlerdi. Efendimizin yanında kalanlara "Eshab-ı suffe" denirdi.
*efendimiz Eshab-ı suffenin fakir olduklarını düşündü onlar gönül rahatlığı ile ibadet ediyorlardı. efendimiz merhamet buyurup, "Ey Suffe eshabı! müjdeler olsun! ümmetimden, sizin ibulunduğunuz zor şartlara razı kimse kalmış olursa, o, elbette arkadaşlarımdandır" buyurdular.
*Efendimiz, seçkin Eshabının ihtiyaçlarını temin eder, sonra Ehl-i beytininkini giderirdi*Hüreyre hazretleri şöyle anlatır:Kendisinden başka ilah olmayan Allaha yemin ederim ki, açlıktan karnımı yere dayar, taşı karnıma bastırırdım.* O gün alemlere rahmet iki cihanın süsü, nur saçarak yanıma geldiler. Halime gülümsediler Ya Hüreyre! Benimle gel!.. " buyurdular.süt bardağını al, buyurdular. Süt çok azdı arkadaşlarım doyuncaya kadar içiyor, bardak eksilmiyor sütle doluyordu
*bütün arkadaşlarım sütten içip doydular. Efendimiz gülümsediler ve; "Ya Hüreyre! Süt içmeyen bir ben bir de sen. Kaldın Haydi sen de iç!" buyurdular.*içtim. "Yine iç!" buyurdular.
Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! Artık içemiyeceğim. Seni hak din ile gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, doydum" dedim. bardağı ver" buyurdular. Allahü teâlâya hamd ve sena ettikten sonra, Besmeleyle sütü içtiler."*

*Mescidde efendimizin Suffesine karşı, Medineli sahabiler, eşsiz bir muhabbet beslerlerdi.*
Bir akşam, dermanı kalmayan Suffe, efendimize halini arz etti.*efendimiz, hane-i saadetlerine, yiyecek sordular. "Şu anda evde yiyecek sudan başka bir şey yok" cevabını alınca, Eshabına; "Kim şu açı misafir eder?" buyurdular.*Eshab-ı kiramdan Medineli biri, Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! Onu ağırlarım" dedi. Misafiriyle evine gidip hanımına; efendimizin misafirini ağırlayacak bir şeyler hazırla" dedi.*Hanımı; evimizde çocukların yiyeceğinden başka yok" dedi kocası çocukları uyut. Sonra yemeği getir" diyerek bir kişiye yetecek yemekle misafirinin odasına girdi.*
*Sofraya misafirini buyur etti. Yiyormuş gibi yaparak, misafirin doymasını bekledi.ve
çocukları ile aç sabahladılar. efendimiz
Allahü teâlâ bu geceki hareketinizden hoşnud oldu" buyurarak Haşr suresini okudu ensar kendilerinde yoksulluk ve muhtaçlık olsa bile, Muhacirleri canlarından üstün tutarlar." buyurdu.

*Eshab-ı kiramın en yükseklerinden hz ömer
efendimizin hz Sıddik'a bir şey anlattığını gördü. dinledi. Bunu görenler çekindiler.*Ertesi gün, Ya Ömer! Resulullah dün size anlatıyordu. Söyle, biz de öğrenelim" Çünkü efendimiz "Benden duyduklarınızı, din kardeşlerinize de anlatınız! Birbirinize duyurunuz!" buyururdu.**Hz Ömer; hz Ebu Bekir, Kur'an-ı kerimden anlayamadığı ayet-i kerimeyi sormuş, Resulullah anlatıyordu. anlayamadım" dedi.*Çünkü, hazret-i Ebu Bekir'in yüksek derecesine göre anlatıyordu. efendimiz; "Ben peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra peygamber gelmeyecektir. Eğer, benden sonra peygamber gelseydi, Ömer peygamber olurdu" buyurdu.**Hz ömer üstündü ancak hz Ebu Bekir'e anlatılan tefsiri anlayamadı. Ebu Bekir'in derecesi, ondan çok yüksekti. Cebrail as, Kur'an-ı kerimin manasını, , Resulullah'a sorardı. Resulullah, Kur'an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirmiştir.
*Peygamberimiz, Medine'de Eshabına dini öğrettiği gibi, davalarada bakıyordu efendimiz, Eshabına, dinimizin emir ve yasaklarını anlatıyor, öğretiyordu. Din-i İslâm'ı herkesin anlayacağı şekilde anlatır, önemli bir hususu, üç defa tekrar ederdi.*

murataltug1985
02-23-2018, 09:44
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

*Hz. Ömer anlatır: Eshab-ı kiramlan birkaçımız, Resulullahın huzurunda ve hizmetindeydik Ay doğar gibi bir zat geldi Hiç birimiz tanımıyorduk.
Resulullah'ın huzurunda oturdu.Ya*Resulallah İslâmiyeti,anlat" dedi.Resul-i ekrem buyurdu ki: "İslâm'ın şartlarından birincisi, "Kelime-i şehadettir getirmektir. *Kelime-i şehadet demek, "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh" söylemektir. *Yerde ve gökte, allahu tealadan başka, ibadete layık yoktur. Hakiki mabud, ancak Allahü teâlâdır. O, vacib-ül-vücuddur. Her üstünlük O'ndadır. O'nda kusur yoktur. O'nun ismi Allah'tır" işte şehadet ve tevhid buna kalb ile kesin olarak inanmaktır*şehadet gül renkli, beyaz nur yüzlü, kara kaşlı ve kara gözlü, mübarek alnı güzel huylu, gölgesi yere düşmez ve tatlı sözlü, Arabistan'da Mekke'de doğduğu için Arab denilen, Haşimi evladından Abdullah'ın oğlu Muhammed adındaki zat-ı ali, Allahü teâlânın kulu ve resulü peygamberidir" demektir*İslam şehadettir Vaktinde namaz kılmaktır. Malın zekatını vermektir. Ramazan-ı şerifte her gün oruç tutmaktır. Gücü yetenin ömründe birkere hac etmesidir."**Ya Resulallah! İmanın ne olduğunu bildir" dedi.
efendimiz de, imanın inanmak olduğunu şöyle bildirdi:Allahü teâlâya, meleklerine, kitaplarına, resullerine, ahıret gününe, kadere, hayır ve şerlerin Allahü teâlâdan olduğuna inanmaktır."
*Ya Resulallah! İhsanın ne olduğunu bildir" dedi.*
efendimiz; "Allahü teâlâya; görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü sen O'nu görmüyorsan da, O seni muhakkak görür" buyurdu.**Ya Resulallah! Kıyametten haber ver!" dedi.*aleyhisselam; "Bu mes'elede sorulan sorandan alim değildir" buyurdu O halde alametlerini bildir" dedi.*efendimiz, "Yalın ayak, çıplak, yoksul çobanların zengin olarak yüksek bina yapmakta yarış ettiklerini görmendir" buyurdu. *Resulullah, Ey Ömer! Soranın kim olduğunu biliyor musun? diye sordu O, Cibril idi. Sizlere dininizi öğretmek için geldi, buyurdular.Bu hadise hadis-i şerif kitaplarında "Cibril hadisi" olarak geçmektedir.*

murataltug1985
02-24-2018, 10:51
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

*Selman-ı Farisi'nin imanı*İslâmın nuru yayılmakta efendimizin mübarek ismi kalblerde yer tutmaktadır O'nun gelmesini hasretle bekleyen insaflı ve nasipli kimseler, Medinede* imanla şerefleniyorlardı.Bunlardan birisi de Selman-ı Farisi hazretleridir *Hz farisi Müslüman olmasını şöyle anlatır İran'ın İsfehan şehrinin Cey köyündenim. Babam köyün en zengini olup, arazimiz çoktu. Evin yegane çocuğu ve babamın sevgilisi idim.*Evden çıkmama izin vermezdi.*bana mecusiliği öğretti. Evde ateşe tapar, secde ederdik. *Babamın malı ve mülkü çoktu bana Yavrum öldüğüm zaman malların sahibi sen olacaksın, onun için, mallarını ve arazilerini tanı" derdi. "Peki" deyip bahçeleri dolaşırdı tarlaya gittiğimde, kiliseye rastladım.ibadet ediyorlardı.hayrette kaldım.*Çünkü ibadetimiz ateş yakıp, ona secde etmekten başka bir şey değildi.**Akşama kadar seyrettim. karanlık basdı. Onlara; dinin aslı nerededir?" deyince; "Şam'dadır" dediler.*Şam'a gidecek kervandan bahsettiler. eve gitmekte gecikince . babam, beni aramaya başlamış ve telaş içindeydiler
*Babam; Seni aramadığımız yer kalmadı" dedi. Babacığım tarlalara çıkmıştım. bir kiliseye rastladım. İçeri girince* görmedikleri bir Allah'a iman ediyorlardı ibadetlerine şaştım kaldım. Akşama kadar onları seyrettim." dedim.**babam; "Ey oğlum! Onların yaptığı yanlış, babalarının ve dedelerinin dini, onların dininden daha doğrudur. Onların dini bozuktur. aldanma ve inanma!" dedi.*Gidip araştıracağım. Hangisi bozuk hangisi doğru karar vereceğim." dedim.*Babam, kızdı ve beni el ve ayaklarımdan* hapsetti. *Şam'a gidecek kervanı bekledim. hıristiyan rahiplerin, kervanını öğrendim. İplerimi çözüp kaçtım* kiliseye gittim.kervana katılarak Şam' Şam'da hıristiyan dininin en büyük alimini sordum. Ona hizmet edeceğimi söyleyip, Allahü teâlâyı tanıtmasını rica ettim.*Hz Farisi hak dini öğrenmek için Rahibe* hizmet etti Fakat bunun hak yol olmadığını anladı Rahip, fakirlere verilmek için getirilen sadaka, altın ve gümüşleri saklayıp , muhtaçlara vermedi. yedi küp altın* biriktirip. ölmüştü

*Hz farisi şöyle anlatır:*Hıristiyanlar defin için toplandılar. Onlara Neden buna hürmet ediyorsunuz? hürmete layık değildir dedim.inanmadılar.*rahibin biriktirdiği altınları gösterdim. altını ve gümüşü çıkardılar, rahibin cesedine Bu, defne ve techize layık değildir" diyerek yere atıp taşla örttüler.*
*Yerine başka bir rahip geçti.ilim sahibi zahid bir kimseydi , dünyaya ehemmiyet vermezdi. Ahirete talibdi* ahırete çalışır, gece-gündüz ibadet ederdi. Onu sevdim uzun zaman yanındaydım. Hizmetini severek yapdım. Birlikte ibadet ettik*Bir gün Ey efendim! Uzun zamandır yanınızdayım. Allahü teâlânın emirlerine itaat ediyor ve men ettiklerinden kaçıyorsunuz. Öldüğünüzde , ne yapayım ne tavsiye edersiniz?" diye sordum.*
Cevap olarak; "Oğlum, Şam'da ıslah edecek kimse kalmadı. Kime gitsen ifsad eder. Musul'da bir zatı tavsiye ederim" dedi. Musul'a geçtim, Hizmete girdim o da hastalandı. Vefatı üzerine derhal Nusaybin'e gittim.* *Amuriye adlı Rum şehrinde bir rahibin hizmetine girdim ölümü yaklaştı. Şöyle dedi ahir zaman peygamberi yaklaştı. O, Arablardan çıkacak, vatanından hicret edip, taşlık içinde hurması çok bir şehre yerleşecek. Hediyeyi kabul eder sadakayı kabul etmez. İki omuzu arasında nübüvvet mührü vardır" diyince Arab diyarına gitmeye karar verdim.*Amuriye'de çalışıp, birkaç öküz ile koyun sahibi olmuştum. Beni Kelb kabilesi, Arab beldesine gidecekti. Onlara; sığır ve koyunlar sizin olsun, beni Arab vilayetine götürün!" deyince,* edip yanlarına aldılar. Daha sonra ihanet edip, köledir diyerek bir Yahudiye sattılar.
*Yahudinin yerinde hurma bahçeleri vardı Ahir zaman peygamberinin hicret edeceği yer* burasıdır" diye düşündüm.Yahudiye hizmet ettim. Sonra beni amcasının oğluna sattı. O da* Medine'ye getirdi.*Medinede önceden yaşamış gibi ısındım.*ahir zaman peygamberine yaklaştığımı hissediyordum.*

murataltug1985
02-24-2018, 10:51
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

*Medine'ye ulaşan Selman-ı Farisi* Resulullahı arayışını şöyle anlatır:*Bir gün, hurma ağacına çıkmıştım Sahibim, Evs ve Hazrec kabileleri helak olsunlar.*Mekke'den* Kuba'ya geldi. Peygamber olduğunu söylüyor. kabileler de O'nu kabul edip dinine giriyorlar..." diye konuştular.sözleri işitince, Sahibim bana; "Neyine lazım, diyerek tokat vurdu.*
*akşam olunca, Kuba'ya vardım. Resulullahın yanına girip; "Senin yanında fakirler vardır. hurmaları sadaka getirdim" dedim.*Resulullah, eshabına"Geliniz hurma yiyiniz" buyurdu. Fakat kendisi hiç yemedi.* İşte bu peygamberlik alametiydi*Efendimiz Sadaka kabul etmiyor" dedim.bir miktar hurma alıp, Resulullah'a getirdim. hediyedir" dedim.*Eshab ile birlikte yediler. "hurma yirmi beşdi. hurma çekirdekleri bin kadardı. efendimizin mucizesiyle hurma artmıştı. İşte bu peygamberlik alametiydi *Resulullah Cenaze defnediyorlardı. Nübüvvet mührünü görmeyi arzu ettiğim için iyice yaklaştım. muradımı anlayıp, gömleğini kaldırdı. Mübarek sırtında nübüvvet mührünü gördüm. öptüm ve ağladım.Kelime-i şehadeti söyleyerek Müslüman oldum.**Selman-ı Farisi, Müslüman olunca, köleliğe bir müddet devam etti. Peygamberimizin; "Kendini kölelikten kurtar ya Selman!" buyurması üzerine, sahibinden azadlık istedi Yahudi sahibine üç yüz hurma fidanı yetiştirip, kırk ukiye altın vermesi şartıyla kabul etti.
*efendimiz* Eshabına; "Kardeşinize yardım ediniz" buyurdu. üç yüz hurma fidanı dikildi. Sonra da salman-ı farisinin tanımadığı biri altın verdi.*
efendimiz "Bu altını al borcunu öde!" buyurdu.*
*Selman ra "Ya Resulallah! altın Yahudinin istediği ağırlıkta değil" deyince, efendimiz altını mübarek diline sürdü. "Al bunu! Allahü teâlâ borcunu eda eder" buyurdu.*Selman altını sahibine verdi ve kölelikten kurtuldu.Eshab-ı Suffe arasına katıldı.*

*efendimiz, Kur'an-ı kerimi öyle güzel, öyle tatlı ve tesirli okurdu ki, O'nu dinleyen gayri müslimler hayran kalırdı. O'nu dinleyerek Müslüman olurlardı
*Hazret-i Bera anlatır yatsı namazından sonra efendimizi, Tin suresini okurken dinlemiştim. Öyle güzel okuyurdu ki, sesi ve okuyuşu O'ndan daha mükemmel olan kimse dinlemiş değildim."
*Eshab-ı kiramda sesi çok güzel olan, Kur'an-ı okurken ağlayan ve ağlatanlar pek çoktu. Bunlardan birisi,Hudayr idi. Bir gece, atın yanında Bekara suresini okudu Okurken at ürktü. Ve kuraan sesiyle sakinleşti.**Kuraan okununca Gökyüzünde bulutlar kandil gibi parıldar ve parıldayan nurlar semaya yükselirdi *efendimiz buyurdu ki: "Onlar melekler kuraan okununca Senin sesine yaklaşmışlardı. okumaya devam etseydin, sabaha kadar seni dinlerler, insanlar da onları görür ve seyrederlerdi. Onlar, halkın gözlerinden gizlenmezlerdi."

murataltug1985
02-24-2018, 10:52
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

İbni seleme nasıl müslüman oldu

*Peygamberimizin mübarek cemaline, aşık olanlardan, mübarek sözlerini ve okuduğu Kur'an-ı kerime hayran kalıp Müslüman olanlardan biri de Abdullah Selam hazretleridir. Tevrat ve İncil'i* bilen Selam, iman etmeden önce bir Yahudi alimi idi.
*Abdullah selam ra Müslüman oluşunu şöyle anlatır:Ben Tevrat'ı babamdan okuyup öğrenmiştim. ahir zaman peygamberinin sıfatlarını alametlerini anlattı ve; O, Harun evladından gelirse tabi olurum; yoksa olmam!" dedi ve Resulullah'ın Medine'ye gelişinden önce öldü.*Resulullahın Mekke'de nübüvvetini işittiğimde O'nun sıfatlarını, ismini ve geleceğini biliyordum. O'nu gözleyip durdum.**Resulullah* Kubada* Avfoğullarının evinde misafirdi bahçemde yaş hurma toplarken, Nadir oğulları Arabların adamı geldi" diyince Beni bir titreme aldı Allahü ekber" diyerek tekbir getirdim. binti Haris, yaşlı bir kadındı. Tekbirimi işitince; "Allah elini boşa çıkarsın ve seni umduğuna kavuşturmasın. Vallahi sen, Musa bin İmran'ın geleceğine bundan fazla sevinmezdin!" diyerek bçıkıştı.**O, vallahi Musa bin İmran'ın kardeşidir ve O'nun gibi peygamberdir. O'nun yolundadır ve O'nun gönderildiği tevhid ile gönderilmiştir" Ey kardeşimin oğlu O, kıyamete yakın gönderileceği bildirilen peygamberdir"
*efendimiz Medine'ye hicret ettiğinde onu görmek için halka karıştım. Mübarek cemalini, nurlu yüzünü görünce O'nun yüzü yalancı bir yüz olamaz dedim.*
*Resulullah, insanlara İslâmiyeti anlatıyor, nasihatler veriyordu.işittiğim ilk hadis-i şerif şudur:
Selamı yayın aç doyurun, sıla-i rahm yapıp* akrabaları ziyaret edin İnsanlar uykuda iken namaz kılın Böylece Cennet'e selametle girersiniz."
*Fahr-i alem, beni tanıyıp, "Sen, Medine alimi İbn-i Selam mısın?" buyurdu. Ben de; "Evet" deyince, Peygamberimiz; "Yaklaş" buyurarak, şu suali sordu: "Ey Abdullah! Allahü teâlâ için söyle! Tevrat'ta benim vasıflarımı öğrenmedin mi?"*
Ben de; "Allahü teâlânın sıfatları nelerdir, dedim. Cebrail aleyhisselam İhlas suresini indirdi.*
efendimizin okuduğu sureyi işitince, ya Resulullah!* şehadet ederim ki, Allahü teâlâdan başka ilah yoktur. Sen O'nun kulu ve Resulüsün" diyerek şehadet getirip Müslüman oldum.

*efendimiz, Yahudilere; "Abdullah bin*Selamı* sordu.*Yahudiler O bizim en yüksek alimimiz ve en büyük alimimizin de oğludur! dediler.*efendimiz, Yahudilere; o Müslüman olduysa, siz ne dersiniz?" diye sordu. Yahudiler; "Allah onu bundan korusun!" Dediler.*O sırada selem "Ey Yahudiler Allahü teâlâdan korkunuz! kabul ediniz. Allahü teâlâya yemin ederim ki, Tevrat'ta isminin ve sıfatlarının yazılı olduğu Allahü teâlânın resulü budur. şehadet ederim ki, Allahü teâlâdan başka ilah yoktur.*
şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam O'nun kulu ve resulüdür" *Yahudiler; ibni selem için O bizim en kötümüzdür ve en kötümüzün oğludur!" diyerek* iftiralarda bulunup selemi kötülediler. selem Ya Resulallah! Ben onların zalim, yalancı, kötülükten çekinmeyen, iftiracı bir millet olduğunu haber vermemiş miydim? İşte hepsi ortaya çıktı! dedi*Resulullah Yahudilere; "Birinci şehadetiniz kafidir, ikincisi lüzumsuzdur" buyurdu. evime döndüm. Ailemi ve akrabalarımı*İslâmiyete davet ettim. hepsi Müslüman oldular.*bazı Yahudiler samimi olarak Müslüman oldular. bazı Yahudiler; "İslâmiyete yalnız şerlilerimiz inandı. onlar hayırlılarımızdan olsalardı, atalarının dinini bırakmazlardı" dediler.*

murataltug1985
02-24-2018, 10:52
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

Müslümanlarla yahudiler İlk yazılı antlaşma*

*Hicretin birinci senesinde; Ensardan Zürare, Bera MuhacirlerdenMaz'un vefat etti. Kafirlerle savaşa izin verildi.*Medine'nin hava ve suyuna dayanamayan hz Ebu Bekir ile Bilal-i Habeşi sıtmaya tutuldular. Resulullah; "Ya*Rabbi! Mekke'yi sevdirdiğin gibi Medine'yi de sevdir ve bize bereket ve rızık ver" diye dua ettiler. Cenab-ı Hak duasını kabul buyurup, Muhacirlere Medine'yi sevdirdi.
*Hicri birinci yılda efendimizin iştirak ettikleri Ebva, Veddan gazaları yapılmıştır. İkinci yılın başlarında;*
Buvat, Safevan, Züluşeyre seferleri olmuş* savaş vuku bulmamıştır. Mekkeli müşrikler boş durmayıp, efendimize, Mekke'de yapamadıklarını Medine'de yapmaya kalkışmışlardır*Mekkeli müşrikler Medineli müşriklere tehdit mektupları gönderdikleri* Medine'deki Yahudi kabilelerini de tehdit ettiler Yahudiler, efendimizin huzurunda sulha geldik. antlaşma yapalım* birbirimize zararımız olmasın" dediler.*Peygamberimizle onlarla elli beş maddelik, Müslümanların ilk yazılı antlaşmasını yaptılar *Efendimizle medine yahudilerinin yaptığı antlaşma* şöyledir:antlaşma; Resulullah tarafından Mekkeli ve Medineli Müslümanlarla, onlara tabi olanlar ve* beraber savaşanlar arasında yazılan bir belgedir.
Şüphesiz bunlar diğer ayrı bir cemaattir.
- Her kabile, esirlerinin akçelerini ortaklaşa ödeyeceklerdir.*Müslümanlar, karışıklık çıkaranlara, evlatları bile olsa, cephe alacaklardır.Yahudilerden Müslümanlara tabi olanlar, herhangi zulme uğramayacak ve onlara yardım edilecektir.
Yahudiler, kendi dininin icablarını yerine getirecektir.*Hiçbir kimse,* kötülük etmeyecek, zulme uğrayana yardım edilecektir. Medine Vadisi, dokunulmaz bölgedir.Mekkeli müşrikler ve onlara yardım edenler himaye edilmeyeceklerdir.
Medine'ye hücum edenlere karşı, Müslümanlar ile Yahudiler yardımlaşacaklardır.Yahudiler, Müslümanlara iyi davranacak* kin tutmayacak düşmanlıkta bulunmayacaklardı.*

*efendimizin hicretinden önce, Medine'de Hazrec kabilesinin reisi Abdullah Medine'ye hükümdar seçilecekti.*Akabe biatları, ve hicret hadisesiyle Evs ve Hazrec kabileleri Müslüman olunca, Abdullah ın hükümdarlığı gerçekleşmedi.* *Abdullah efendimiz ve Eshab-ı kirama, diş biliyor, düşmanlığını gösteremiyordu münafıklar zümresini teşekkül ettirdi.*Müslümanların* İslâm dinine girdiklerini söylüyor, ve alay ediyorlardı. Gizliden gizliye nifak tohumları ekip ve fitne çıkardılar
Fahr-i alem efendimizin mübarek sözlerini değiştirdiler *Düşmanlıklarını saklıyan Yahudiler, efendimizle* antlaşdılar. gruplar halinde geldiler. çok zor sorular sordular. Aldıkları cevaplardan O'nun, hak peygamber olduğunu anladılar. inad ve kıskançlıkla iman etmediler. Peygamberimiz; "Bana Yahudi alimlerinden on kişi iman etmiş olsaydı, Yahudilerin hepsi iman ederlerdi" buyurdular.**efendimizin mahzun olmasını, Allahü teâlâ şu ayet-i kerimesiyle teselli eyledi:*Ey Habibim! Kalbleriyle inanmadıkları halde, ağızlarıyla inandık diyenler küfür içinde koşuşanlar, seni mahzun etmesin. Onlar, durmadan casusluk edenlerdir. Kelimeleri a değiştirirler.**Eğer size fetva verilirse, kabul edin, verilmezse sakının" derler. Allahü teâlâ, kimin fitneye düşmesini dilerse, sen, Allahü teâlânın iradesini önlemeye muktedir olamazsın.*Onlar öyle kimselerdir ki, Allahü teâlâ, onların kalblerini temizlemek dilememiştir. Onlara, dünyada hakir ve perişanlık; ahırette de pek büyük bir azab vardır." (Maide suresi: 41)*Yapılan antlaşma sebebiyle, sahabe Yahudilerle dostluk kurmuşlardı.*Allahü teâlâ, onları* bundan men ederek buyurdu ki:*Ey iman edenler! Din kardeşlerinizden başkasını dost edinmeyin. Onlar fenalık yapmakda, fesat çıkarmakda kusur etmezler ve sıkıntıyı arzu ederler. kin ve düşmanlıkları, ağızlarından dökülmüştür. Kalblerindeki düşmanlık büyüktür. düşmanlık ayetlerini açıkladık, eğer düşünür anlarsanız..." (Al-i İmran suresi)

*Mekkeli müşrikler, Medine'deki müşrikleri münafıkları, Yahudileri ve Medine kabilelerini tahrik ve tehdid ediyorlardı.*İslâmın nurunu söndürmeye çalışıyorlar, Peygamberimizin mübarek vücudunu ortadan kaldırmanın yollarını arıyorlardı.*
*Münafıkların ve müşriklerin, sinsi düşmanlığına rağmen,* efendimiz hep barış, istiyordu. Fakat müşrikler düşmanlıkta ısrarlıydı Eshab-ı kiram düşmana karşı çıkmayı arzu ediyor ve; "Ya Rabbi! Bizim için, senin yolunda, müşriklerle mücadele etmekten kıymetlisi yoktur. Kureyşli müşrikler* Habibini Peygamberi yalanladılar ve Mekke'den çıkardılar savaşa müsaade et!.." diye dua ediyorlardı.**efendimiz Allahü teâlânın emriyle hareket ediyordu.*beklenen izin çıktı. vahiyde şöyle buyuruluyordu: Size karşı harp açanlarla,* Allahü teâlânın yolunda çarpışın. haddi aşmayın Muhakkak ki, Allahü teâlâ aşırı gidenleri sevmez.*
*Onlar sizi Mekke'den çıkardıkları gibi, siz de onları çıkarın. Onların şirk ve fitneleri, öldürmekten kötüdür. Mescid-i Haram'da sizinle çarpışmadıkça, siz de harp etmeyin. Fakat, onlar sizi* öldürürlerse, siz de onları öldürün. Kafirlerin cezası böyledir.
*onlar,*Allahü teâlâyı inkardan ve muharebeden vazgeçerlerse, siz de bırakın. muhakkak ki, Allahü teâlâ mağfiret ve merhamet edicidir."
(Bekara suresi)*"Şirk fitnesinden eser kalmayıncaya din yalnız Allahü teâlânın oluncaya ve yalnız Allahü teâlâya ibadet edilinceye kadar, müşriklerle harp edin. Şirkten vaz geçerlerse, zulüm yoktur düşmanlık ve ceza ancak zalimler üzerinedir.(Bekara suresi)

murataltug1985
02-24-2018, 10:53
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

Seriyyelerin kurulması

*Fahr-i Kainat efendimiz, Medine'nin asayişini korumak, ve düşmanların durumunu kontrol etmek için seriyyeler kurdu* Medine'de nöbet tutma usulünü koyarak emniyet tedbirleri aldı.
*Müşrikleri, ticari ve iktisadi yönden zayıf düşürmek lazımdı. Bunun için Suriye ticaret yollarını kesmeliydiler .müşrik kervanının Medineden* geçmekteydi Peygamberimiz, seferi emretti süvarilerinin başına hazret-i Hamza'yı kumandan verdi . Allahü teâlâdan korkmayı, emri altındakilere* iyilik* buyurdu*Efendimiz "Allahü teâlânın yolunda, Allahü teâlânın ismini anarak gazaya çıkınız! Allahü teâlâyı tanımayanlarla çarpışınız..." buyurdular. *Hazret-i Hamza emrindeki birliklerle üç yüz süvarilik müşrik kervanına harekete etti müşrik ve müminlerin müttefiki Mecdi az olduğunu göz önüne alıp yenileceklerini düşündü. Müslüman devletinin ilelebet devamını umarak iki tarafı çarpışmaktan vazgeçirdi.**hazret-i Hamza ve arkadaşları Medine'ye savaşmadan döndüler. efendimiz* memnuniyetini bildirerek; "İyi ve doğru bir iş yapılmıştır" buyurdular.**Müslümanlara, savaş izni çıkınca, seriyyelerin, arkası kesilmedi. Ubeyde hazretlerinin emrine altmış veya seksen asker verilerek, Rabig'e gönderildi. Müşrikler, kaçtılar
*efendimiz Kureyş müşriklerini gözetlemede Nahle'ye seriyyesine* Ubeyde Cerrah hazretlerini kumandan yapmayı istediler.*Ubeyde emri alınca, Peygamberimizden uzak kalmanın acısıyla ağladı. Resulullah, onun yerine Abdullah Cahş hazretlerini emir tayin ettiler.

ilk ganimet

*Abdullah Cahş, İslâmiyeti heyecanla yaşayan zatlardandı. Müslüman olduğu zaman, kafirlerin tüm* işkencelerine iman gücü ile karşı koymuş, eza ve cefalara metanetle katlanmıştı.*efendimiz, onun için Açlığa ve susuzluğa en çok dayanan ve katlananınızdır" buyurmuştu. *Abdullah bin Cahş,efendimizin şehidler için verdiği müjdeleri duyarak, şehadete can atmış. Harplerde en önde kahramanca çarpışmıştı*Hazret-i Cahş anlatır:*aleyhisselam yatsı namazını kılınca, yanıma gel. Silahın yanında olsun. Seni bir tarafa göndereceğim" buyurdu. Sabah olunca, mescide gittim. Kılıcım, yayım, oklarım ve çantam üzerimde, kalkanım da yanımda idi.aleyhisselamı bekliyordum. Muhacirlerle geldi Seni kumandan tayin ettim" buyurarak mektup verdi. "Git mektubda yazılanlara göre hareket et" buyurdu.**Ya Resulallah! Hangi tarafa gideyim?" diye sordum. "Necdiye yolunu tut. Rekiye, kuyusuna yönel!" buyurdu. Abdullah Cahş, Nahle seferine memur edildiği zaman, kendisine ilk defa, Emir-ül-mü'minin sıfatı verildi.İslâmda ilk defa bu isimle anılan emir, odur. *Hz cahş* efendimizin mektubunu açtı Bismillahirrahmanirrahim. mektubu gözden geçirdiğinde,* Nahle vadisine kadar, Allahü teâlânın ismi ve bereketiyle gidersin. Arkadaşlarından hiç birini, zorlamayasın! Nahle vadisindeki Kureyşilerin kervanını bize bildiresin" yazılıydı.*Emir-ül-mü'minin hz Cahş, İşittim ve itaat ettim. Allahü teâlânın ve sevgili Resulünün emrini yerine getireceğim" diyordu*Arkadaşları Allahü teâlâya, Resulullaha ve sana itaat edicileriz. Nereye istersen, Allahü teâlânın bereketi üzere yürü" diye cevap verdiler. *Hz cahş Nahle'ye vardı Kureyş kafilesi geçiyordu. Mücahidler, kafileyi* İslâma davet ettiler.ve savaşarak* Galip geldiler Müşriklerin malını aldılar Abdullah Cahş, ganimet mallarının beşte birini efendimize ayırdı. Bu, ilk ganimetti

murataltug1985
02-24-2018, 10:53
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri

Mescid-i Kıbleteyn*

*Sevgili Peygamberimiz, Medine-i münevvereye hicret edeli on yedi ay olmuştu. Şimdiye kadar hep Kudüs-i şerifteki Beyt-i Makdis'e dönerek namazlarını kılarlardı.**Medine Yahudilerle doluydu ve. Onların da kıblesi Kudüstü... Ne acaib iştir! Dini bizden ayrı, fakat kıblesi bizim gibi!" sözleri efendimize geldi. kalb-i şerifleri incindi.**Cebrail aleyhisselama efendimizEy Cebrail! Allahü teâlânın, yüzümü, Yahudilerin kıblesinden Kabe'ye çevirmesini arzu ediyorum."*Cebrail aleyhisselam
Ben, bir kulum. Bunu, Allahü teâlâdan niyaz et dedi
*Bekara suresinin 144. ayet-i kerimesi nazil oldu. Buyuruldu ki:Ey Habibim! Vahyin gelmesi için yüzünün semaya çevrildiğini görüyoruz. biz seni, razı olacağın bir kıbleye çevireceğiz. yüzünü Mescid-i Haram a döndür. Ey mü'minler* nerede olursanız yüzünüzü namazlarda o tarafa çeviriniz.
*Şüphe yok ki, kendilerine kitap verilenler, kıble çevrilişinin, Rableri tarafından hak olduğunu bilirler. Allahü teâlâ onların yapacaklarından gafil değildir."*
*Bir gün Ümmü Bişr'in evinde öğle namazı kılınıyordu. Allahın Resulü önde, arkalarında vecde dalmış saf saf Sahabiler...vardı
Namazın iki rekatı kılınmıştı... tüm insanlığın imamı 3. Rek'ata ayağa kalktı gelen emirle Resulullah ağır ağır istikamet değiştirip,kabe istikametine durdular.**Kıble değişikliği* her tarafta duyuldu. Karalamak için Yahudiler ve* münafıklar iftiralarla ortaya çıkdılar:Önce bir yöne sonra başka yöne, bu ne demek? "Eğer bizim kıblemizde kalsaydı, kitaplarımızda haber verilen peygamber O'dur derdik"*dediler*Müşrikler ve münafıklar kendileri sözlerine inanmıyorlardı Maksatları zihinleri karıştırmaktı... onlar da biliyordu ki, Resulullah kitaplarında bildirilen Peygamberdi.* kabul etmediler.* kendilerinden omayan bir peygamberi..* hazmedemediler.*Kıble değişince Eshab sordu:Ey Allahın Resulü bu zamana kadar kıldığımız namazlar ne olacak?Cevap ayet-i kerimeymle geldi Allah sizin imanınızı zayi etmez!"namazın kılındığı mescide Mescid-i kıbleteyn,iki kıbleli mescid" denildi. Resulullah Kuba da ilk mescidin mihrabını mübarek elleriyle yeniden yaptı ve mescidin duvarlarını değiştirdi.

murataltug1985
02-24-2018, 10:54
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

*Müşriklerle savaşa izin çıkınca , Resulullahın birliklerinin, harekatlarda başarılı olması, müşrikleri korkuttu.kervanlar, askerlerle sefere çıkıyordu.*
Hicretin ikinci yılında, Mekkeli müşrikler her aileden sermaye alıp, bin develik bir kervanı Şam'a gönderdiler. Başlarında Süfyan vardı ve Müslüman olmamıştı.**Müşrik Kervanında kırk muhafız vazifelendirmişti. Mallar satılınca silah satın alacaklar ve Müslümanlarla savaşacaklardı efendimiz, müşriklerin kervanını haber alınca, keşif için, Muhacirleri vazifelendirdi.*Küfür ehlinin, silah ve malları alınırsa, Müslümanlara zararları dokunmaz ve dirençleri kırılırdı. efendimiz, Talha ile Zeyd hazretlerini, kervanın üzerine gönderdi Hz Osman ve altı kişiye Medine'de kalmalarını emir buyurdular. *Muhacirlerden ve Ensardan üç yüz beş sahabi Ramazan-ı şerifin on ikinci günü Bedir mevkiine yürüdüler. Sayıları, vazifeli ve Medine'de kalanlarla birlikte 313 kişiydi*sefere çıkmak için yetişen gençler, ve kadınlar efendimize yalvarıyorlardı. Resulullahın huzurunda
"Anam babam sana feda olsun ya Resulallah! sizinle gelmek istiyorum. Yaralıların yaralarını sarar, hastaların hizmetini görürüm. Allahü teâlâ şehidlik nasib eder!" diyordu *Habibullah evinde Kur'an-ı kerim oku. Şüphesiz ki, Allahü teâlâ şehidliği nasib eder" buyurmuştur.

*Ebi Vakkas ra. Bedirdeki sefer hazırlığını şöyle anlatır:*Kardeşim Umeyr'in saklandığını gördüm. on altı yaşında idi. 'Sana ne oldu ki, gizleniyorsun?' dedim.*efendimizin beni de küçük görüp geri çevirmesinden korkuyorum. gazaya katılıp, Allahü teâlânın şehidlik nasib etmesini arzu ediyorum, dedi.*efendimiz kardeşime geri dön' buyurdular. kardeşim ağladı. Merhamet deryası*
Habib-i gözyaşına dayanamayıp, müsaade ettiler."
*Bedirde Alemlerin efendisinin sancağını; Mus'ab Mu'az ve hz Ali taşıyorlardı. Eshab-ı kiramın yanlarınd iki at ve yetmiş deve vardı. nöbetleşerek biniyorlardı.**Eshab aleyhisselamın yürümeyip deve üzerinde gitmesi için; "Canımız sana feda ya Resulallah! deveden inmeyiniz. Yüksek zatınızın yerine biz yürürüz" diyerek yalvarıyorlardı. Fakat Kainatın sultanı, kendisini farklı görmeyip;*Siz, yürümekte benden kuvvetli olmadığınız gibi, ecir ve mükafat hususunda da ben sizden müstagni ve ihtiyaçsız değilim" buyurdular.*efendimiz ve yüce Eshabı, çölde kavurucu bir sıcak altında Bedir istikametine yürüyorlardı. oruçluydular. Eshab-ı kiram, İslâmiyet'i yaymak için, pek çok sıkıntılara katlandı efendimizin peşinden aşk ve şevkle gidiyorlardı...*Çünkü Allahü teâlânın ve Resulünün rızası şehitlik ve Cennet vardı...

*Peygamberimiz, Eshabının hallerine bakıp;*Allahım! Onlar, yayadırlar. Sen, onlara binek hayvanı ver! Allahım! Onlar açık ve çıplaktırlar. Sen, onları giydir! Allahım! Onlar açdırlar, onları doyur!*Fakirdirler, fadl-ı kereminle onları zengin eyle!" diye dua buyurdular.*efendimiz ve mübarek ordusu, şiddetli sıcak altında Bedir'e ilerlerken, müşriklerin Şam kervanı Bedir'e yaklaşmıştı.*efendimizin, kervan üzerine gönderdiği iki sahabi, kervanın iki gün içinde Bedir'e geleceğini öğrenip, sür'atle efendimizin yanına döndüler.**Kervandakiler, Müslüman casuslarından haberiniz var mıdır?" diye sordular. Süfyan, yerdeki deve pisliklerini ezdi ve içindeki yem çekirdeklerini gördü Bunlar Medine yemleridir. o iki adam Müslümanların casuslarıdır" dedi.
*Müslümanların çok yakınlardaydı müşrikler büyük bir korkuya kapıldı. Kervanlarından endişeye düşerek, gece-gündüz yürüyüp, Kızıldeniz sahilinden Mekke'ye gittiler Gıfari isminde birini, Mekke'ye haberci gönderdiler gıffarı Mekke'ye gelince gömleğini yırttı. İmdaaat! İmdat!.. Ey Kureyşliler! Yetişin!.. Kervanınıza, Ebu Süfyana mallarınıza, Muhammed ve Eshabı saldırdılar. yetişin kervanı kurtarın diye feryad etti
*Mekkeliler, Yedi yüz develi, yüz atlı süvari ve yüz elli piyade toparladılar. Leheb'e; "Haydi sen de katıl!" dediklerinde, korkusundan hastalığını bahane etti. Yerine, Hişam'ı bedel olarak gönderdi. Ümeyye harbe hazırlanmakta gevşekti
efendimizin; "Eshabım, Ümeyye'yi katleder" buyurmuştu. O eshabdan korkuyordu. Cehil'in onu korkaklıkla itham etmesiyle savaşa gitmek mecburiyetinde kaldı.

murataltug1985
02-27-2018, 09:18
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

*Fahr-i alem efendimiz, Ordusu ile Bedir'e ilerlerken, Eshabının kendisine bağlılığına çok sevindi.Haydi, yürüyünüz! Allahü teâlânın lütfu ile şad olunuz. Vallahi, şimdi Kureyş kavminin harp meydanında vurulup düşecekleri yerlere bakıyor, onları görüyorum!" buyurarak, müjde verdi.
*Eshab-ı kiram aşk ile efendimizin peşinden yürüdüler.Bedirde Cuma gecesi idi. Hz Ali ve arkadaşları kuyu başına gittiler. Kureyş'in devecileri kaçtılar. Hacacoğullarının kölesi Eslem, ve *Sa'idoğullarının kölesi Ebu Yesar yakalanıp
efendimizin huzuruna getirildiler , Resulullah sordu:- Kureyşliler nerededir?- kum tepesinin arkasında - Kaç kişiler- Bilmeyiz.- Günde on deve kesiyorlar?- Kureyş eşrafından - Utbe, Şeybe, Haris bin Amr, Ebü'l-Bühteri, Hakim bin Huzam, Ebu Cehil, Ümeyye bin Halef...var?efendimiz, Eshabına dönüp; "Mekke ehli, ciğerparelerini size feda etti" buyurdular.**Efendimiz Kureyş'ten geri dönen oldu mu diye sordu Beni Zühre'den Ahnes bin Ebi Şerik geri döndü.O, doğru yolda değilken, ahıret, Allahü teâlâ ve kitap bilmezken; Beni Zührelere doğru yolu göstermiştir... *Kan dökülmemesi için efendimiz, hazret-i Ömer'i, Kureyşlilere gönderdi. Hattab onlara Ey inatçı kavim! aleyhisselam buyurur ki: "Herkes vazgeçsin. Selametle dönsün. sizden başkası ile çarpışmak, bana, sizinle çarpışmaktan daha makbuldür!.." dedi.**Kureyş müşriklerinden Huzam ileri çıkıp; "Ey Kureyşliler! Muhammed size insaflı davrandı. İstediğini yapmazsanız, yemin ederim ki, size hiç insaf etmez!.." dedi.Cehil, Huzama kızarak Bunu kabul etmeyiz Müslümanlardan intikam almadıkça, geri dönmeyiz. kimse, kervanımıza taarruz edemesin!.." dedi ve barış yollarını kapadı. Hazret-i Ömer geri döndü.*Kureyşliler barışa yanaşmayınca savaş artık kaçınılmaz olmuştu.

*efendimiz ve şanlı Eshabı, Bedir'e müşriklerden önce gelip, kuyulara indiler.*efendimiz, Eshabına karargah yerini sordu. otuz üç yaşındaki Münzir,
"Ya Resulallah! Burası, Allahü teâlânın size karargah için emrettiği yer midir diye sual eyledi.*
efendimiz harp tedbiri burası seçildi" buyurdu.
*Habbab Şu Kureyşlilerin konacağı kuyuda tatlı ve bol su var. konalım. kuyuları kapatalım. havuzun içini su ile dolduralım. Düşmanla çarpışırken, susadıkça havuzumuzdan su içeriz. Düşman ise su bulamaz ve perişan olur" dedi.Cebrail aleyhisselam Ey Habbab! Doğrudur buyurdular ve efendimizle bedirle kuyuları kapatıp, büyük bir havuz yaptılar. *hz Mu'az, efendimizin huzur-ı şeriflerinde Ya Resulallah! sana, hurma dallarından, oturacağınız bir gölgelik yapalım mı?" dedi Fahr-i alem memnun oldular dua buyurdular. Derhal bir gölgelik yapıldı.*Peygamberlerin Sultanı, şerefli Eshabıyla harp sahasını gezdi. İnşaallah, yarın sabah filanın vurulup düşeceği yer şurasıdır! buyurarak mübarek elleriyle Kureyşli müşriklerin öldürüleceği yerleri gösterdiler.*hazret-i Ömer müşriklerden her birinin, Resul-i ekremin mübarek elini koyduğu yerde öldürüldüğünü gördüm. Ne birazcık ileride, ne de geride idiler" demiştir.*Alemlerin efendisi, Eshab-ı kiramı üç gruba ayırdı. Muhacir sancağını Mus'aba Hazreclilerinkini Münzir'e verdiler. sancakları toplandılar. orduyu saf haline geçirip, nizama soktu.saftan ileri çıkan Sevad bin Gaziyye'nin göğsüne, çubuk ile dokundular Hizaya gel, ya Sevad!" buyurdular.**Sevad ; "Ya Resulallah! Elinizdeki çubuk canımı acıttı. Ben de size çubukla dokunmak isterim" dedi. Efendimiz"Haydi, kısas et ve hakkını al" buyurdular. Sevad, Habib-i ekremin mübarek göğsünü öptü. Bugün,*Allahü teâlânın emriyle ecelimin geldiğini görüyorum. bu son dakikalarda, mübarek vücudunuza dudaklarımın değmesini arzu ettim" dedi.efendimiz de Sevad'a dua buyurdular.*

*Bedir Savaşının son hazırlıklarıydı Ordusunun sağ kanadına kahraman mücahid Zübeyr sol kanadına Mikdad kumanda edecekti.efendimiz, şerefli Eshabıyla, savaş istişaresi buyurdular.*
*Asım elinde yayı ve oku ile Ya Resulallah Kureyşliler yüz metre yaklaştıklarında, ok atışına tutalım. taş atımına geldiklerinde, taş atalım. Mızrağa yaklaştıklarında kırılıncaya kadar mızraklarımızla mücadele edelim. Sonra da kılıçlarımızı sıyırıp çarpışalım!" diyerek reyini bildirdi.*efendimiz Eshabına şu talimatı verdi:
Hatlarınızı bırakmadan Bir yere kımıldamadan sebat edin emir vermedikçe harbe başlamayın Oklarınızı,yaklaşmadan israf etmeyin Düşman, kalkanını açtığında ok atın Düşman sokulunca taş atın mızrak kullanın Düşmanla göğüs göğüse gelindiğinde kılıçlarınızla çarpışınız..."*Eshabı kirama istirahat verildi. Allahü teâlânın hikmetiyle derin bir uykuya daldılar ki, göz kapaklarını kaldıracak halde değildiler.*efendimiz hurma dallarıyla yapılan gölgeliğe çekildiklerinde, hz Ebu Bekir, ve Sa'd kılıçlarıyla nöbet tuttular.* Peygamberimiz mübarek elleriyle Allahü teâlâya;*"Ya Rabbi! Sen şu bir avuç cemaati helak edersen, artık sana yer yüzünde hiç ibadet olunmaz..." diyerek yalvarmaya başladı.Ve hazin dua sabaha kadar devam etti...*Mübarek İslâm ordusunun karargahı kumluktu. güçlük çekiliyor ve ayaklar kuma gömülüyordu. Allahü teâlânın İhsanı,*efendimizin duasıyla bereket yağmuru yağdı Derelerde taştı Su kapları dolduruldu, zemin, sertleşti. Müşrikler çamur ve sel içinde kaldılar.

murataltug1985
02-27-2018, 09:19
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

*efendimiz Eshabını namaza kaldırdı cihad ve şehidliğin faziletiyle savaşa teşvik eylediler
"Muhakkak ki, Allahü teâlâ, hakkı emreder. Allah teâlânın rızası için yapılmayan amel kabul edilmez... Rabbimizin rahmetini ve magfiretini emrini yerine getirip imtihanı kazanınız*O'nun vaadi hak, sözü gerçek, cezası şiddetlidir. Ben ve siz, Hayy ve Kayyum olan Allahü teâlâya bağlıyız. O'na sığındık, tutunduk, dayandık. En son dönüşümüz O'nadır. Allahü teâlâ, beni ve bütün Müslümanları bağışlasın!.." buyurdular.**Allah, sabredenlerledir*Ramazan-ı şerifin on yedisinde Cuma gününün güneşi doğdu... Biraz sonra tarihin en amansız, en nisbetsiz, en mühim, en büyük savaşı başlayacaktı...**Bir tarafta Fahr-i alem ve canlarını feda etmekten zerre çekinmeyen bir avuç şerefli Eshabı, diğer tarafta islâmı boğmak, Allahü teâlânın habibi olmakla şereflenen peygamberi yok etmek için toplanan azgın ve taşkın kafirler güruhu...**Ne yazık ki, kafirler gurubunda Resul-i ekremin akrabaları da bulunuyordu. Onlar da sevgili yeğenleri ile çarpışmak için Bedir'e gelmişlerdi.

*efendimiz, ordusunun gözden geçirip, talimatları tekrarladılar. Kureyş müşrikleri Bedir vadisine doğru akmaya başladılar.*üzeri zırhlarla kaplı idi. Büyük bir gurur ve kibirle islama hücum ettiler efendimiz, mübarek ellerini kaldırarak cenab-ı Hakk'a yalvardı;**"Ya Rabbi! Kureyş müşrikleri gurur ve kibirleri ile geliyor!.. Sana meydan okuyor, Peygamberini yalanlıyor Ey Allahım! yardım ve zafer vaadini yerine getirmeni istiyorum!.. Allahım! Eğer şu bir avuç Müslümanın helakini diliyorsan, sana ibadet eden bulunmayacaktır!.."*Efendimiz yardım dileyerek Allahü teâlâya yalvarıyordu. efendimizin, hazin ve içleri parçalayan yalvarışı, ridasının mübarek omuzundan düşmesine kadar devam etti.**Efendimizin içli yakarışına dayanamayan hz Ebu Bekir, mübarek ridayı büyük bir hürmetle yerden kaldırıp, efendimizin mübarek omuzuna koyarken;Canım sana feda olsun ya Resulallah! Bu kadar yalvarmanız yetişir!.. Rabbine duada ısrar buyurdunuz! Muhakkak ki, Allahü teâlâ, sana vaad ettiği zaferi yakında verecektir" diye teselli eyledi.*alemlerin efendisi şu ayet-i kerimeleri okudu Bedir'deki topluluk, muhakkak bozulup hezimete uğrayacak arkalarını dönüp kaçacaklar. onların azab vakti, kıyamettedir.*O vaktin azabı müthiş acıdır" (Kamer suresi)*Sevgili Peygamberimiz, ordusuna ve Şanlı Eshabına, şu ayet-i kerimeleri okudular Ey iman edenler! düşman topluluğu ile karşılaştığınızda sebat edin ve Allahü teâlâyı çok zirkredin ki kurtulasınız... Sabır ve sebat gösteriniz.*Allahü teâlâ sabredenlerle beraberdir" (Enfal suresi: 45,46)*

*Toplu olarak düşman ile yapılan ilk savaş bedir savaşıdır Savaş başlamak üzereydi. Heyecan son haddine gelmişti.*efendimizin işareti bekleniyordu
*Eshab-ı kiram, efendimizin; "Allahü teâlâyı çok zikredin..." mealindeki ayet-i kerimeyi okumasıyla Allahü ekber!..*Allahü ekber!..." demeye ve zafer için cenab-ı Hakk'a yalvarmaya başladılar.* *Arapların adetinde İki ordu savaşmadan önce, yiğitler meydana çıkar, karşılıklı çarpışırlardı. savaşma hiddeti ve arzusu çoğalır, savaşa ısınılırdı
Müşriklerden Hadrami bu kaideyi çiğneyerek, İslâm ordusuna ok attı. Muhacirlerden Mihca şehid olup, mübarek ruhu*Cennete yükseldi.*
*Peygamberlerin efendisi ilk şehid için; "Mihca, şehidlerin efendisidir" buyurarak müjde verdi.
*Eshab-ı kiram yerinde duramaz haldeydi Efendimizden emir gelmeden harekette bulunamıyorlardı.içleri birer volkan gibi kaynıyordu müşrik ordusundan azılı İslâm düşmanları Utbe, kardeşi Şeybe ve oğlu Velid Mücahidlere "İçinizde bizimle çarpışabilecek var mıdır?" diye bağırdılar.
*Eshab-ı kiramdan, hz Huzeyfe, babası Utbe'ye karşı çarpışmaya ilerledi, Alemlerin sultanı Sen dur buyurdular.Medineli mücahidlerden Afra Hatun'un oğulları; Mu'az ve Mu'avvez, Abdullah Revaha Utbe, Şeybe ve Velid'in karşılarına dikildiler.*Ellerinde kılıç bekliyorlardı.*Müşrikler; "Siz kimsiniz?" sizlerle işimiz yok! Bize*Abdülmuttaliboğullarıyla çarpışmak isteriz" Ya Muhammed! karşımıza, kavmimizden dengimiz olanları çıkar!" diye bağırdılar.*efendimiz, Ey*Haşimoğulları! Kalkınız! Allahü teâlânın nurunu, batıl dinleriyle söndürmek isteyenlerle Hak yolunda çarpışınız Allahü teâlâ Peygamberinizi de bunun için göndermiştir Kalk, ya Ubeyde! Kalk, ya Hamza! Kalk, ya Ali!" buyurdular.*Allahü teâlânın aslanları Hamza, Ali ve Ubeyde miğferleriyle meydana yürüdüler. müşrikler; "Siz kimsiniz dengimiz iseniz çarpışırız" dediler.*Ben Hamza Ben Ali Ben Ubeyde'yim!" diye cevap verince, müşrikler; "Sizler bizim gibi şerefli kimselersiniz. Sizinle çarpışmayı kabul ettik" dediler.*Kahraman İslâm mücahidleri, müşrikleri, imana davet ettilerse de, kabul etmediler. kılıçlarını sıyırıp müşriklerin üzerine saldırdılar. Hz Hamza ve hz Ali, Utbe ve Velid kafirlerini bir hamlede öldürdüler. Hz Ubeyde, Şeybe'yi. Şeybe de, Ubeyde'yi yaraladı.*Hamza ve Ali, Ubeyde'nin yardımına yetişip, Şeybe'yi öldürdüler. *Hz Ubeydenin mübarek ayak bileğinden, kanlar akıyordu. O, hiç aldırış etmeden, "Canım sana feda olsun ya Resulallah! Ben ölürsem şehid miyim?" diye sual etti.efendimiz Evet, sen şehidsin" buyurarak cennetlik olduğunu müjdelediler.*
*Bedirde üç mühim adamını kaybeden müşrikler, şaşkına döndüler.*Kara olsun yüzleri*

murataltug1985
02-27-2018, 09:19
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

*Resulullahın, kahraman Eshabı,müşrikleri kılıçlarıyla cezalandırmak için sabırsızlanıyordu. efendimiz mübarek dilinden şu duayı tekrarlıyordu "Allahım! vaadini yerine getir!.. Allahım! Şu bir avuç İslâm cemaatini helak edersen sana yeryüzünde*
ibadet edecek kimse kalmaz!.."*müşrik saflarında, Kureyş'in en cesaretli ve keskin ok atıcılarından hz Ebu Bekir'in Müslüman olmayan oğlu Abdurrahman meydana er diledi.Mücahidlerin saflarından ilk Müslüman ve Sıddık peygamberlerden sonra en üstün insan, kahraman Ebu Bekir'di!.. Oğluyla savaşmak için ileri atılmıştı.
*Alemlerin efendisi Ya Eba*Bekir! Bilmez misin sen benim, gören gözüm, işiten kulağım yerindesin!.." buyurarak oğluyla çarpışmaktan men etti.*hz Sıddık, oğluna; "Ey habis! Bana olan münasebetin nerede kaldı?" demekten kendini alamadı*peygamberlerin sultanı Habib-i ekrem bir avuç kum aldı kumları düşmana savurdu "Kara olsun yüzleri!.. Allahım! Kalblerine korku Sal, ayaklarına titreme ver!" buyurdu ve Eshabına dönüp; "Hücuma kalkınız!.. Saldırınız!.." emrini verdiler.**Eshab, verilen talimatla Allahü ekber!.. Allahü ekber!.." nidalarıyla ok atıyor, taşları hedeflerini buluyor , mızraklar müşriklerin zırhlarını deliyordu *Allahü teâlânın aslanları hazret-i Ali, hazret-i Ömer, Zübeyr Ebi Vakkas, Ebu Dücane, Abdullah bin Cahş müşrik saflarına bir ucundan girip bir ucundan çıkıyor kafirleri şaşkına çeviriyorlardı.**Her biri geçilmez birer kale olmuştu. "Allahü ekber!.." Allahü ekber!.." sadaları alemi dolduruyor, Allahü teâlânın şanının büyüklüğü, kafirlerin beyinlerine balyoz gibi indiriliyordu. Peygamber efendimiz; "Ya Hayyu! Ya Kayyum!" diye, Allahü teâlâya yalvarıyordu.*
*Hazret-i Ali; "Bedir'de hepimizin en cesaretlisi, en kahramanı Resul aleyhisselamdı. Müşrik saflarına en yakın olan O idi. Sıkıştığımız zaman O'na sığınırdık" demiştir.

*Hz Ali, bir müşrikle çarpışıyordu. Müşrik, kılıcını hz Ali'ye sallamış, kılıç kalkana saplanmıştı. Hz.Ali Zülfikarını, müşrikin zırhlı vücuduna salladı , omuzundan göğsüne doğru zırhıyla birlikte biçtiği sırada başı üzerinden bir kılıç parladı müşrikin kellesi miğferiyle beraber yere düştü.**Hz. Ali amcası hz Hamza'yı iki kılıçla çarpışır gördü. Peygamberimiz, Eshabının yiğitçe çarpıştığını gördükçe; "Onlar, Allahü teâlânın yeryüzündeki aslanlarıdır" buyurarak, onları takdir ediyordu.*efendimizin yanıbaşında çarpışan hz Ukaşe'nin kılıcı kırıldı. Peygamberimiz, bir sopa uzattı Ukaşe ra sopayı alınca Peygamberimizin mucizesi olarak; sopa uzun kuvvetli ve keskin bir kılıç oluverdi. Harbin sonuna kadar bu kılıçla müşrikler öldürüldü.Savaş tüm şiddetiyle devam ediyordu...**Alemlerin efendisi savaşıyor, ve şu mübarek hadis-i şerifini söylüyordu:*Varlığım kudret elinde bulunan Allahü teâlâya yemin ederim ki, cenab-ı Hakk'ın rızasıyla, sabır ve sebatla çarpışanları, arkalarına dönmeden ilerlerken öldürülenleri, Hak teâlâ, muhakkak Cennetine koyacaktır."*Efendimizin mübarek sözünü işiten Umeyr Ne güzel! Ne güzel! Demek, Cennet için şehidlikten başkası lazım değilmiş" diyerek, hücumlarını daha da sıklaştırdı. düşmanla vuruşuyor, ve "Allahü teâlâya maddi azıkla değil, Hakk korkusu, ahıret ameli, cihadda sabır ve sebatla gidilir. Bunun dışındaki azıklar şüphesiz biter ve tükenir!.." diyordu. Ve şehid oluncaya kadar çarpışıyordu

*Muharebe şiddetlenmişti!.. Bir sahabeye üç müşrik saldırıyordu. Her birine kılıç yetiştiren şanlı Eshab-ı hiçbir şey yıldıramıyordu. "Allahü ekber! Allahü ekber!.." sesiyle güçleniyor, düşmana saldırmaktan usanmıyorlardı. *müşriklerin hücumu şiddetlendi. Eshab zora düştü.efendimiz, hazret-i Ebu Bekir ile Allahü teâlâya Ya vahiy geldi. buyruluyordu ki: Rabbinizden yardım ve zafer istiyordunuz O size; ben arka arkaya bin melaike ile imdad ediyorum" diye duanızı kabul buyurmuştu." (Enfal suresi)*efendimiz, ayağa kalktılar ve; "Müjde ya Eba Bekir! Allahü teâlânın yardımı yetişti! Cebrail Kum tepelerinde, atının dizginini tutmuş, silahlanmış emir bekliyor" buyurdu.*Enfal suresinde cenab-ı Hak, meleklere buyurmuştu ki: Rabbin meleklere Müslümanlara nusret ve yardımda sizinleyim.Haydi mü'minlere nusret müjdesiyle kalblerine sebat ilham ediniz. şimdi kafirlere dehşet ve korku salıvereceğim.*
*Vurun onların boyunlarının üstüne, vurun her bir parmaklarına mafsallarının hepsine onlar, Allahü teâlâya ve Resulüne karşı geldiler. Kim*
Allahü teâlâ ve Resulune karşı gelirse, Allahü teâlânın azabına uğrar cezası çok çetindir!" (Enfal suresi)

murataltug1985
02-27-2018, 09:20
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

*Cebrail, Mikail ve İsrafil aleyhimüsselam, biner melekle Peygamberimizle; saf tuttular
Cebrail başına sarı bir sarık sarmıştı. meleklerin başlarında beyaz sarık vardı. beyaz atlara binmişlerdi.*efendimiz, Eshabına; "Melekler, alametli ve nişanlıdırlar. Siz de kendinize alamet ve nişan yapınız!" buyurdular. Zübeyr başına sarı, kırmızı bezi sarık sardılar. Hz Ali, beyaz tuğ, hz Hamza da, göğsüne deve kuşu kanadı taktı.
*Meleklerin harbe girmeleri ile durum değişti...*
Eshab kafire kılıç sallamadan, kafirin başı, gövdesinden yere düşüyordu. efendimizin safında tanınmayan kimseler müşriklerle çarpışıyordu
*Meleklerin yardımıyla harbin durumu değişti... Hazret-i Sehl anlatır: "Bedir gazasında, müşrike kılıcımız dokunmadan, kelleleri bedenlerinden ayrılıp yere yuvarlandığını görüyorduk!..
*Şavaş, hızla Müslümanların lehine değişti Müşrikler, şaşırdı Kafirlerin sancaktarı Umeyr esir edildi. *Kumandan Cahil Kureyşlileri cesaretlendirmek için şiirler söyleyerek, askerin moralini düzeltiyordu. Genç bir delikanlı gibi saldırıp Anam beni bugünlere doğurdu!.." diyerek böğürüyor, gençleri teşvik ediyordu.*Müşriklerden Sa'id, baştan ayağa zırhlıydı Sadece gözleri görünüyordu. Atının üzerinde Ben, Ebu*Zatülkeriş'im! Ben Ebu Zatülkeriş'im!" yani ben büyük karınlıyım, karın babasıyım diyerek müslümanlara meydan okuyordu.**Kahraman mücahid Zübeyr bin Avvam, müşrik ubeydeyi nişanladı Allahü ekber!" deyip savurdu. Hedefini bulan mızrak, onu atından yere düşürdü. Hz.Zübeyr, yanına vardığında, Ubeyd ölmüştü. Ayağını, yanağına basıp, olanca kuvvetiyle çektiği mızrağı zor çıktı, eğilmişti.*Hazret-i Zübeyr'in, Bedir harbindeki kahramanlığı çok büyüktü. Vücudunda yaralanmadık yer yoktu oğlu Urve; babam üç kılıç darbesi almıştı. biri boynunda idi. Yara derin bir iz bırakmıştı ki, içine parmağımı sokabiliyordum" demiştir

*Abdurrahman Avf Kureyşlilerle çarpışıyor, yaralarına ve akan kanlara aldırmadan, herkesi deviriyordu. Hz Abdurrahman kimse kalmamıştı. Sağımda Ensardan iki delikanlı gözüme ilişti. Ben kuvvetlisi Ey amca! Cehil'i tanır mısın!" diye sordu.*
tanırım" dedim ne yapacaksın?" diye sorunca; "Resulullah'a sövermiş. Allahü teâlâya yemin ederim ki, onu görürsem, öldürünceye veya ölünceye kadar onlan savaşacağım" dedi.
*Cahil Kureyş askeri içinde ileri geri dönüyordu Ey gençler! Öteye beriye telaşla giden şu şahıs, Ebu Cehil'dir" deyince, kılıçlarına sarıldılar ve çarpışdılar.gençler, Afra Hatun'un çocuklarıydı
*Eshab-ı kiramın kahramanlarından Mu'az Cehil'in yanına sokuldu. Cehil'in bacağına kılıcını çaldı. Cehil'in bacağı yere düştü. babasının imdadına yetişen Müşrik İkrime, hz Mu'az ile çarpıştı
Mu'az ve Mu'avvez kardeşler şahin gibi ileri atıldı Önlerine geleni devirerek Cahil'e Kılıçlarıyla öldü zannedinceye kadar vurdular.**Hazret-i Mu'az Bedir'de İkrime ile yaptığı çarpışmada yaralanmıştı. Mübarek eli bileğinden kesilmiş, eli deride sallanıp kalmıştı. Çarpışmaya kendini kaptıran Mu'az ın eliyle oyalanacak, tedavi zamanı yoktu. Kesik eli deride sallanırken bile kahramanca çarpışıyordu.**Bu görülecek bir manzara idi... Hazret-i Mu'az 'ın eli kopacak haldeydi bir müddet böyle vuruştuktan sonra, hareket kabiliyeti azaldı Buna sebep, kesik eli idi. Onu derhal ayağının altına alarak koparıp attı...

*azılı İslâm düşmanlarından, Kureyş'in en gözde pehlivanı Hüveylid, durmadan bağırıyor, müşrik sürüsünü galeyana getiriyordu.**efendimiz, Allah'ım Hüveylid'e karşı bana yardımcı ol!" buyurarak dua etmişti. Allahü teâlânın aslanı hazret-i*Ali, Nevfel müşrikinin üzerine atıldı. Şiddetle kılıcını indirdi. Öyle vurmuştu ki bacakları zırhlarla kaplı olduğu halde ikisi birden kesildi. kılıcını boynuna çalıp, başını gövdesinden kopardı.*Bilal-i Habeşi'yi kızgın kumlara yatırıp, göğsüne kocaman kayaları koyan Ümeyye müşriklerin en azılılarındandı.efendimize işkence yapmak için her fırsatı değerlendiren İslâm düşmanı Bedir vadisinde, müşrikleri toparluyor, İslâm'ın nurunu söndürmeye çabalıyordu.**hz Bilal, yalın kılıç ümeyyenin yanına yaklaştı Ey küfrün başı Ümeyye Sen kurtulursan ben kurtulmayayım!" deyip "Ey Ensari kardeşler! Yetişin, küfrün başı burada!" der demez, Eshab-ı kiram, Ümeyye'nin etrafını sarıp, öldürdüler.*Müşrik ordusunda, abaş kalmamıştı. ne yapacaklarını bilmiyor, kaçıyorlardı Küfrün kalesi yıkılmıştı. Şanlı Eshab Müşrikleri esir aldı. efendimizin amcası Abbas esirler arasındaydı.
Zafer inananlarındı... *efendimiz, şanlı Eshabına; Hüveylid hakkında bilgisi olan var mı?" buyurdular. Hazret-i Ali Ya*Resulallah! Onu ben öldürdüm" dedi. Peygamberimiz; "Allahü ekber!" diyerek tekbir getirdiler ve; "Allahü teâlâ, onun hakkındaki duamı kabul eyledi" buyurdular.*Ümeyye öldürüldüğünde efendimiz sevindiler ve; "Elhamdülillah! Allahü teâlâya şükürler olsun, Rabbim kulunu tasdik etti, dinini üstün kıldı" buyurdular.

murataltug1985
02-28-2018, 08:26
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

*Resul-i ekrem bedir savaşında Ebu Cehil i "Arayınız, ona sözüm var. onu tanımazsanız dizindeki yaraya bakınız. Bir gün ben ve o,* ziyafetde idik. Ben ondan büyük idim. onu ittim. Dizleri üzerine düştü. Dizi yaralandı yaranın izi dizinden kaybolmadı buyurdu.**Abdullah ibni Mes'ud, Cehil'i aramaya gitti. Onu buldu Cehil sen misin?" dedi. Boynuna ayağını bastı.*Sakalından çekti ve: "Ey Allahü teâlânın düşmanı! Allahü teâlâ seni hor ve hakir etti dedi.*Rabbimin azabına kavuştunuz mu**Bedir'de yaralanan Cehl,* İbn-i Mes'ud'a " Sen zafer ve galebenin hangi tarafta olduğunu haber ver" dedi. "Zafer,*Allah ve Resulünün tarafındadır" dedi. *Hz.* Mesud, Cehl'in miğferini* çıkarırken; "Ey* Cehl! Seni öldüreceğim" dedi. Cehl; "Sen kavminin ulusunu öldürenlerin ilki değilsin. senin beni öldürmen bana ağır gelecek. boynumu göğsüme yakın kes başım heybetli görünsün!" diyen cehil küfrünün, gurur ve kibrinin ne derecede olduğunu gösterdi.*İbn-i Mes'ud, Cehl'in başını kendi kılıcıyla kesemeyince, Cehl'in kılıcıyla kesti silahını, zırhını, miğferini, başını getirip, efendimizin önüne koydu. "Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! Bu, Allahü teâlânın düşmanı Ebu Cehl'in başıdır" dedi.* *Peygamberimiz;"O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur" buyurdu.

*Efendimiz Eshabıyla bedirde Cehl'in ölüsünün yanına kadar gittiler. Allahü teâlâya hamd olsun ki, seni zelil ve hakir kıldı. Ey Allah düşmanı! Sen ümmetin Fir'avn'ı idin" buyurdu. Sonra da; "Ya Rabbi! vaadini yerine getirdin" diyerek Allahü teâlâya şükrettiler.*Bedir savaşında efendimiz, yaralı Eshab-ıın yaralarını sardırdı. Şehid olanları tesbit ettirdi. Muhacirlerden altı, Ensardan sekiz on dört şehid verilmişti. mübarek ruhları Cennet'e uçtu İslâm'ın nurunu söndürmeye uğraşan müşriklerden, yetmiş kişi öldürüldü ve esir alındı.*efendimiz, bedir zaferini müjdelemeye Revaha ve Zeydi Medine'ye gönderdi.şehidlerin cenaze namazını kıldırdı ve defnetti Müşrik cesedleri kör bir kuyuya, ve çukurlara atıldı*Alemlerin efendisi, şerefli Eshabıyla kör kuyudakilere Ey kuyuya atılanlar müşrikler Ey Utbe Ey Ümeyye Ey Ebu Cehl Sizler, Peygamberinize kötü bir kavim idiniz. beni yalanladınız, şehrimden, çıkardınız. benimle harb ettiniz, Rabbimin, azabına kavuştunuz mu?
*Efendimiz buyurdu beni doğruladılar. kapılarını açıp, bağırlarına bastılar.* yardım ettiler. Rabbimin, Rabbimin vaad ettiği zafere kavuştum" buyurdular.
*Hazret-i Ömer; Ya Resulallah Leşlere mi söylüyorsunuz?" diye sual ettiler. efendimiz; "Beni hak peygamber gönderen Rabbim hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha çok işitmiyorsunuz. Fakat cevap veremezler" buyurdular.

*Müşrikler, harb meydanından canlarını kurtarmak için kaçtılar hiçbir şeyi götüremediler tüm ganimet. Müslümanların eline geçti.*efendimiz, ganimeti Bedir harbindeki Eshabına paylaştırdı ve zafer
haberi Medine'ye ulaştı**efendimizin şairi Revaha Medine'ye ulaşıp, Bedir'de zaferi şu şiirle duyuruyordu.Ey Ensar cemaati! Size müjdelerim ki,
Sağ ve selamettedir, Allah'ın Peygamberi.
Müşrikler öldürüldü ve esir edildi
Var esirler içinde, çok şöhretli kişiler.
Rebia ve Hacac'ın oğulları bittamam,
Öldürüldü hem Bedir'de, Ebu Cehl Amr bin Hişam" diyerek yüksek sesle zaferi müjdeliyordu.*
*Hazret-i Asım "Ey İbn-i Revaha! Söylediğin gerçek mi?" diye sordu. Revaha; "Evet, vallahi gerçektir! İnşaallah, yarın Resulullah ellerinden bağlanmış esirlerle birlikte gelecektir!" buyurdu.*sevgili Peygamberimizin kızı hz Rukayye vefat etmişti. Efendisi hz Osman, cenaze namazını kıldırdı üzüntü üzerine gelen* bedir zaferi insanları ferahlattı*efendimiz Eshabıyla Bedir zaferini ihsan eden Allahü teâlâya hamd edip, şükür secdesine kapandı Medine-i münevvereye doğru esirlerle birlikte yola çıktılar.

murataltug1985
02-28-2018, 08:26
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

*Bedirdeki zafer müjdesini* Revaha verdi Zeyd ve Harise Bedir gazasında olanları ve* şehidleri anlatdı. Medine'de kalan çocuklar, kadınlar, vazifeliler zafere çok sevindi. efendimizi karşılamaya çıktılar.*Şehid olanların içinde Süraka da vardı. Sürakanın annesi oğlunun şehid olduğunu öğrenmişti. validemiz aleyhisselam gelmedikçe oğluma ağlamam. Resule sual ederim. oğlum Cennet'te ise hiç ağlamam. eğer Cehennem'de ise, gözlerimden yaş yerine kanlar dökerim" demişti.*Peygamberimiz, mübarek Eshab-ı kiramıyla Medine'ye teşrif ettiler, Rebi hatun Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah!*Oğlum Harise'ye muhabbetimi bilirsin. Acaba şehid olup Cennet'e girmiş midir? böyle ise, sabredeyim. Yok değilse, gözümden kanlı yaşlar dökeyim" dedi.**Habib-i ekrem Ey Ümmü Harise Senin oğlun bir değil, birden çok Cennet'tedir. Onun yeri Firdevs'tir" buyurarak müjde verdiler. Rebi validemiz Artık oğlum için ağlamam" dedi.*
*Kainatın sultanı, bir kap su istedi Merhamet buyurup mübarek elini suya sokup suyu hz* Harise'nin annesine içirdiler.*suyu, onların başlarına ve yüzlerine sürdüler. O günden sonra Rebi ve kızının yüzleri nurlu idi. Ömürleri uzun oldu.

*Kainatın efendisi, Medine'ye getirilen esirlere, iyi muameleyi emir buyurdu Esirler hakkında, vahiy gelmemişti.*efendimiz, esirlerin, fidyesini mal varlığına göre, tesbit etdi. Parası olmayanlardan okuma yazma bilenler, Medine'de* on kişiye okuma ve yazma öğretecek, ve Mekke'ye gidebileceklerdi.
*Bedir Esirleri arasında efendimizin amcası Abbas da vardı.*Efendimiz ona; "Ey Abbas* kardeşinin oğlu Akil in kurtulmalık akçesini ödeyiniz. Çünkü sen, zenginsin" buyurdu.*Hz Abbas Ya Resulallah Ben Müslümanım. Kureyşliler beni zorla Bedir'e getirdiler" dedi. Resulullah; "Senin Müslümanlığını Allahü teâlâ bilir.*Doğru söylüyorsan, Allahü teâlâ elbette ecrini verir. Fakat görünüş itibariyle aleyhimizdesin. Bunun için, kurtulmalık akçeni ödemen lazımdır" buyurdu.**Hz. Abbas, "Ya Resulallah! Yanımda ganimet olarak 800 dirhemden başka servetim yok" efendimiz; "Ya Abbas altınları niçin söylemiyorsun?" Hani Ümm-ül-Fadl'a verdiğin altınlar! Onları verirken yanınızda kimse yoktu. Sen, Fadl'a; başıma ne geleceğini bilemiyorum. Eğer dönemezsem, şu kadarı senindir, dediğin altınlar" buyurdu.*Hazret-i Abbas şaşırdı Yemin ederim ki, altınları verirken kimse yoktu. efendimiz; "Allahü teâlâ haber verdi" buyurdu.Hz. Abbas ; "Senin, Allahü teâlânın resulü olduğuna ve doğruluğa şehadet ederim" deyip şehadet getirdi. *Müslüman olunca,* efendimiz hazret-i Abbas'ı Mekke'de vazifelendirdi. Müslümanları korumasını, İslâmiyet'e düşman olanlarla ilgili haberleri göndermesini emir buyurdu.

*Bedir gazasında hezimete uğrayan Kureyş'e fidye ile esirlerin alınabileceği bildirildi.hicretten önce Peygamberlerin efendisine işkencelerde bulunan Haris ve aleyhisselama Kabe'de* mübarek sırtına deve işkembesi koyan alçak Ukbe öldürüldü.**azılı İslâm düşmanları öldürülünce, efendimiz, Allahü teâlâya hamd ettiler.Vallahi Allahü teâlâyı, resulünü ve Kur'an-ı kerimi inkar eden, peygamberini işkenceden işkenceye uğratan senin kadar kötü bir kimse bilmiyorum" buyurdular.*Esirlere Sahabe çok iyi muamele edip, onları yiyeceklerine ortak ettiler. *Mus'ab bin Umeyr'in kardeşi Ebu Aziz esirler esirlere gösterilen muameleyi şöyle anlattı Medineli bir Müslümanın evinde esir idim. çok iyi davranıyorlar, yiyeceklerini ve ekmeğini veriyor, kendisi sadece hurma yemek mecburiyetinde kalıyordu eline bir ekmek geçse, getirip verirdi. Utandığımdan geri verirdim.**esirlerden Yezid anlattı: "Müslümanlar Bedir'den Medine'ye gelirken, esirleri hayvanlara bindirdi kendileri yaya yürüdü İşte insanlık bu... Esirlerine böyle muamele eden başka bir kavim gelmiş midir?*Vallahi onlar meleklerdir*

murataltug1985
02-28-2018, 08:27
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

1 *Müşriklerin Bedir'de hezimete uğrayıp, perişan* vaziyette savaşdan kaçmaları, Mekke'de büyük bir şaşkınlık meydana getirdi. Hiç beklemedikleri, hiç akıllarından geçmeyen bir netice ortaya çıkmıştı.*
*Bedirdeki yenilgiyi Harpten kaçan Süfyan şöyle* anlattı Müslümanlarla karşılaşınca,elimiz kolumuz bağlı idi. Bizi öldürüp esir ettiler. Yemin ederim ki, yer ile gök arasında kır atlar üzerinde beyazlara bürünmüşlerle karşılaştık. Onlara ne dayanabilir, ne de karşı durabilirdik 2 *İslâmın ilk zamanlarında Müslüman olan ancak müşriklerden çekinen Hz. Abbas'ın kölesi Ebu Rafi' sevincinden her şeyi unuttu ve; bedirde savaşanlar Vallahi meleklerdir" deyiverdi.**Leheb, şiddetle rafi ra. vurdu ve yere çarptı. Hz Abbas'ın hanımı Ümmü Fadl dayanamadı. direklerden birini alıp; "Kimsesi yok diye onu güçsüz gördün değil mi?" diyerek, şiddetle* Leheb'e vurdu.**Müşrik Leheb'in başı yarıldı. Kanlar akti zelil, hakir ve horlanmıştı Allahü teâlâ ona, kara kızıl denen bir hastalık verdi.*öldü. Oğulları defnetmeden bıraktılar.**Herkes, Leheb'in hastalığından* ta'undan kaçar gibi kaçıyor ve iğreniyordu.Kureyş'ten biri, Leheb'in oğullarına; utanmıyor musunuz? Babanızı, kokuncaya kadar bıraktınız. onu gömüp kaybedin" dedi.*Oğulları Biz ondaki hastalıktan korkuyoruz!" Dediler adam Siz gidin ben geliyorum, size yardımcı olacağım" dedi.*Lehebin leşini, ücraya bıraktılar. taş attılar. Leheb sonsuz azab ve ateşler içerisinde Cehennem çukuruna girdi 3.Bedir zaferi, Müslümanları büyük bir sevince garketti. Müşrikler büyük bir üzüntü ve hüsrana düştü*Habeşistan meliki Resulullahın brdirde muzaffer olduğunu işitince, Eshab-ı kirama Allahü teâlâya hamdolsun ki,*Resulünü Bedir'de muzaffer edip, zafer ihsan eyledi" diyerek müjde verdi. hediye ve ikramlarda bulundu.*

murataltug1985
02-28-2018, 08:27
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Bedir Savaşı

1 Bedir'de esir edilen Kureyşliler arasında halid bin velidin kardeşlerinden* Velid bin Velid de vardı. Onu Hz. Cahş esir almıştı. Velid'in kardeşleri Hişam ile Müslüman olmayan Halid bin Velid Medine'ye geldiler. Cahş onu fidyesiz* bırakmak istemedi. *Kardeşleri Halid ve Hişam kabul etmedi. efendimiz, babalarının silah ve techizatının verilmesini teklif etti.*babalarının yüz dinar kıymetindeki kılıcı, zırhı ve miğferi karşılığında anlaştılar. Velid'i esaretten kurtarıp, Mekke'ye yola çıktılar. *Velid, Mekke yolunda Medine'ye dört mil mesafedeki Zü'l-Huleyfe'de efendimizin yanına geldi. İman edip, Eshab-ı kiramdan oldu.*
2 Bedir'de esir alınıp* Müslüman olan* halid bin velidin kardeşi Velid Mekke'ye kardeşlerinin yanına gitti. Halid Madem, Müslüman olacaktın. fidyesi ödemeden olsaydın? Babamızdan kalanı çıkardın. Niçin böyle yaptın?" diye sorunca;*Kureyşlilerin "Esarete dayanamayıp Müslüman oldu" demelerinden korktum" cevabını verdi.

3 kardeşleri hz velidi hapsettiler.*Hz.Velid iman ettiği için senelerce hapis yattı. İslamın* azılı düşmanlarından amcası Hişam ile müşrik akrabalarından zulüm ve işkence gördü.
*efendimiz, müşrik zulmüne uğrayan Ebi Rebia ile Seleme bin Hişam ve Velid için şöyle dua ettiler: "İlahi! Velid Seleme Rebia'yı ve mü'minleri kurtar. İlahi, Mudar'ı Kureyş'i müşrikleri beter eyle Bu yılları onlara Yusuf'un yıllarına benzet."**Hz.Velid, efendimizin duasının bereketiyle bağlı bulunduğu yerden kaçtı. Medine-i münevverede Peygamberimize kavuştu. Habibullah Rebia ile Selemeyi sordu onlar ayaklarından birbirlerine bağlı olup, şiddetli azab ve işkence altındaydılar
*Kainatın sultanı,* çok üzülüp, müminleri kurtarma çareleri aradı. Kimin kurtarabileceğini sordu senelerce işkence altında kalan* Velid, büyük bir cesaret ve aşkla; "Ya Resulallah! Onları ben kurtarırım, sana getiririm" diye cevap verdi.*
*Rebia ile hişam ra tavansız bir binada hapisti.*
Hz.Velid ölümü göze alarak büyük bir cesaretle duvardan inip, arkadaşlarına vardı.**İman etmekten başka suçları olmayan mazlumlar müşriklerce taşa bağlanıp; çöl havasının yakıcı sıcağında, her türlü zulme uğratılıyordu*Velid, mübarek kardeşlerini kurtarıp, devesine bindirdi. yayan ve* yalın ayak Medine-i münevvereye, çok sevdiği Resulullah'ın yanına varmak için yola çıktı. Onu çölün kavurucu sıcağı değil, Alemlerin efendisine kavuşmak aşkı yakıyordu.**Medine'ye aç, susuz, yalın ayak, üç günde geldi. Parmakları, taşların tahribatından param parça olmuştu. Hz. Velid bin kan revan içinde çok sevdiği Habibullah'a kavuştu.

murataltug1985
02-28-2018, 08:28
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)

Hz fatmanın evliliği

1 Hicretin ikinci senesinde* efendimizin kızı hz Fatıma, evlenme çağına gelmişti.Fatıma-tüz-Zehra validemizi pek çok kimse istedi. aleyhisselam, bunlara, "Onun işi, Hak teâlânın emrine bağlıdır" buyurdu.*Hz.Ebu Bekir, Ömer ve Mu'az mesciddeydi "Hz Fatıma'yı, hz Ali'den gayri herkes istedi. Kimseye iltifat olunmadı" diye konuştular.*Hazret-i Sıddik; "Zannederim ki, Ali'ye nasip olur. Buyurdular *Hz ömer* Eba Bekir! Sen, hep hayır yaparsın. Kalk, sana arkadaş olalım" diyerek hz Ali'nin evine gittiler. Hz. Ali* Onları görünce, karşılayıp hal ve hatırlarını sordu.Hz. Ebu Bekir, "Ya Ali! Her hayırda öndersin ve Resul-i ekrem katında kimseye nasib olmamış mertebedesin. Fatıma kimseye iltifat olunmadı. Sana nasib olacağını zannediyoruz.niçin istemezsin dediler*Hazret-i Ali nin mübarek gözleri yaşla doldu Ya Eba Bekir! Beni ziyadesiyle yaktın. fatmaya* başka rağbet eden yoktur. Lakin elimin darlığı manidir" Hz. Ebu Bekir, "Böyle söyleme. Allahü teâlâ ve Resulünün yanında, dünya bir şey değildir. Buna fakirlik mani olamaz. Var, talep eyle" dedi.2 *Hz Ali buyuruyor ki: "Resulullah'ın huzuruna utanarak girdi* Resulullah'ın bütün heybeti üzerinde idi. Ali* konuşamadı* efendimiz; "Niçin geldin, Fatıma'yı istemeye geldin" mihr olarak verecek neyin var?"Hutami zırhlı gömleğini sat ve parasını getir. kafidir" buyurdular."**efendimiz, hazret-i Ali'ye; "Atın sana lazım olur, zırhını sat Ya Ali, git kendine bir ev kirala" buyurdu.*Hazret-i Ali, evleninceye kadar efendimizle beraberdi Efendimizin emirleriyle Mescid-i Nebevide hz Aişe'nin odasının karşısında Harisenin evini kiraladı. Zırhını hz Osman efendimize 480 dirheme sattı. Hz Osman, zırhı* hediye verdi.*efendimiz, hz osmana dua ettiler ve;Osman, Cennet'te refikimdir" buyurdular.
*Hazreti Ali, zırh ve dirhemlerle Peygamberimizin yanına geldi* efendimiz, Bilal-i Habeşi'yi çağırdı Bu parayla gül suyu, bal al Mescid'in kenarında temiz bir kab içinde su ile eziniz. Bal şerbeti yapınız ki, nikah kıyıldıktan sonra içelim.buyurdu*Ensar ve Muhacirlerden Eshabımı mescide davet et ve Fatıma ile Ali'nin nikahlarının kıyılacağını halka ilan et" diye emretti.*

3*Bilal-i Habeşi, Efendimizin emriyle* hzi Ali ile hz Fatıma'nın nikahlarının kıyılacağını halka ilan etti. Eshab-ı kiram, Mescid-i*Nebevi'ye gelerek, içini dışını doldurdular.**efendimiz şu hutbeyi okudular hamd ve şükür, alemlerin Rabbine mahsustur. O, nimetlerle öğülen, kudret ve kuvvetinden ibadet edilen, azabından* korkulan, hüküm ve fermanı yeryüzünde ve göklerde hakim olandır. *Mahlukatı kudretiyle yaratan, adaletli hükümleriyle bunları ayıran, insanları İslâm ve peygamberi Muhammed (aleyhisselam) ile şereflendiren O'dur...*Allahü teâlâ kızım Fatıma'yı Ali bin Ebi Talib'e nikahlamamı emretti. sizi şahid tutuyorum* Allahü teâlânın emriyle 400 miskal gümüş mihr ile*
Fatıma'yı, Ali ye nikahladım. Rabbim bir araya getirsin mübarek kılsın. Nesillerini temiz ve rahmete anahtar, , ümmet-i Muhammed'e emin kılsın. Rabbimden kendim ve size mağfiret dilerim."*Hazret-i Ali şu hutbeyi okudu: "... Huzurunda bulunduğumuz aleyhisselama salat ve selam ederim ki, mübarek kerimeleri*Fatıma'yı 400 miskal gümüş mihrle bana nikahlamıştır. din kardeşlerim! efendimizin buyurduklarını işittiniz Ben de buna şahid ve razıyım kabul ediyorum. Allahü teâlâ şahiddir, hepimize vekildir."
*Nikah akdinden sonra, efendimiz taze hurma getirttiler ve; "Haydi hurmadan ayiyiniz" buyurdular. Hz Bilal bal şerbeti dağıttı,* sahabiler; "Barekellahü fi küma ve aleyküma ve ceme'a şemleküma" diye dua ettiler.

4 Hz* Fatıma, nikahtan sonra ağlıyordu. efendimiz Ey Fatıma! Sana ne oldu ki ağlıyorsun? Allahü teâlâya yemin ederim ki, seni, isteyenlerin en alimine, hilim ve akıllılıkta en üstününe ve ilk Müslüman olanına nikahladım" buyurdu.*
*Hazret-i Fatıma; "Babacığım! Evlenen her kızın mihri altın ve gümüşle takdir ediliyor. Benim de mihrim böyle takdir edilirse, diğerlerinden ne farkım olur. *Hz fatma babasına kıyamet günü sen, mü'minlerin günahkarlarından kime şefaatte bulunursan, ben de onların hanımlarına şefaatte bulunmak istiyorum.*Muradım budur" dedi.*Allahü teâlâ, hazret-i Fatıma'nın dileğini kabul etdi* efendimiz; "Ya Fatıma, peygamber çocuğu olduğunu belli ettin" buyurdular.*Hazret-i Ali mihr konusunda uzun zaman geçmişti. hicabımdan ve utandığımdan ağzımı açamadım. efendimiz, beni gördüğünde"Senin hatunun ne iyi hanımdır. Sana müjdeler olsun ki, o, alemdeki hatunların seyyidesidir" buyururlardı.

murataltug1985
02-28-2018, 08:28
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)
hz fatmanın düğünü

1 Hz. Ali hz fatma ile nikahlanmıştı sırada düğün vardı hz alininin yakınları "Ya Ali* Bu akd-i izdivac ile mesrur olduk. muradımız odur ki, iki mes'ud birbirlerine yakın olalar" deyince, Hz. Ali,*muradım odur, lakin hicab ediyorum, utanıyorum dedi.*
*Hazret-i Ali'nin yakınları düğün işini efendimizin dadısı Ümmü Eymen'e söylediler. Ümmü Eymen de; sizin gelmeniz lazım değildir.** bu hususta hatunlar dinlenir" dedi. Ümmü Eymen, Resulullahın hanımlarına söyledi. hazret-i Aişe'nin Hazret-i Hadice'yi anarak; o hayatta olsaydı, bize bir endişe olmaz idi" dediler.*efendimiz ağladı ve buyurdu ki: "Hadice gibi hatun hani? Halk beni yalanlarken o tasdik etti ve bütün malını yoluma sarf etti. İslâm'a yardım etti. Hakk teâlâ emretti ki, Hadice'ye müjde ver: Cennet'te ona zümrütten köşk yapılmıştır."
2 *efendimizin hanımları, hz Ali'nin muradını arz ettiler. efendimiz, hz Ali'yi davet etti Resulullah; "Zevceni ister misin ya Ali?" buyurdu.Hz. Ali; "Evet ya Resulallah! Anam babam sana feda olsun" dedi. efendimiz, Esma binti ye; "Git, Fatıma'nın evini hazırla!" buyurdu.**Esma, hz Fatıma'nın gelin* evine gitti. efendimiz Fatıma'nın evini gözden geçirdi.hz Ali'nin getirdiği paranın üçte ikisiyle yiyecek, süs ve koku üçte biriyle giyecek alınmasını emrettiler ve ev eşyasını tamamlattı *Hazret-i Fatıma'nın çeyizinde şunlar vardı üç minder, saçaklı bir halı, içi hurma lifi ile doldurulmuş baş yastığı, iki tane el değirmeni, bir su kırbası, topraktan yapılmış su testisi, meşinden su bardağı, bir havlu, bir elek, dabağlanmış koç postu, eskiyip tüyü dökülmüş alacalı Yemen halısı, hurma yaprağından örülmüş bir sedir. Yemen işi iki alacalı elbise, bir kadife yorgan.*

3 Hz Ali şöyle anlattı: "Beş dirhemle hurma, dört dirhemle yağ aldım. Resulullaha getirdim. Deriden bir sofra istedi. Hurma, un, yağ ve yoğurdu mübarek eli ile karıştırıp, yemek yaptı ve; "Ya Ali! kimi bulursan getir" buyurdu.Ya Resulallah! Halk çoktur" diyerek arz eyledim.Alemlerin efendisi onar onar yemek yesinler" buyurdu. erkek ve kadın yedi yüz kişi yemek yemiş ve doymuştu" *Hazret-i Ali'nin ve Fatıma'nın velimesi yenildikten sonra, efendimiz hazret-i Ali'ye; "Ya Ali, kızım**Fatıma gelin olarak evinize gitti. Ben de dua edeceğim. Beni bekleyin." buyurdu. Hazret-i Ali eve gelince, bir köşeye oturdu.*efendimiz kapıyı çaldı. Kardeşim ali burada mı?" buyurdu. Düğün evinde, sadece efendimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Ümmü Eymen ve Umeys vardı.*Efendimiz, bir kab su getirtti. Mübarek ellerini yıkadı Suya misk döktüler. Hz Fatıma'yı çağırdılar. Efendimiz sudan serpti Allahümme inni e'izuha bike ve zürriyetiha min-eş-şeytan-ir racim ya Rabbi Onun ve zürriyetinin racim olan, taşlanan şeytanın şerrinden muhafazası için sana sığınırım diye dua ettiler.*Efendimiz Hz* Ali'ye Allahümme barik fihima ve barik aleyhima ve barik lehüma fi neslihima" diye dua ettiler. İhlas Mu'avvizeteyn Felak ve Nas surelerini okuyup; "Allahü teâlânın ismi ve bereketi ile ehlinin yanına gir" buyurdular. mübarek elleriyle kapının iki kanadını tutup, bereket ile dua ettiler ve ayrıldılar.

4 Hazret-i Ali düğünden sonrasını şöyle anlattı:
*Düğünden sonra efendimiz, hanemizi teşrif eyledi. Gönülleri alan, hikmet dolu sözleri ile nasihat ettiler ayet-i kerime okudu üzerime su serptiler* Kalan suyu, Fatıma'ya serpti *hz ali hakkında hz Fatıma dedi ki: "Babacığım, bütün kemal sıfatlar kendisinde . Lakin, Kureyş hatunları Senin erin fakirdir" diyorlar" deyince, efendimiz Ey kızım! Senin baban ve helalin fakir değildir. Bütün yer ve gök hazinelerini* bana arz ettiler. Kabul etmedim. Allahü teâlânın katında makbul olanı kabul ettim. Buyurdu*Ey kızcağızım! Fatma benim bildiğimi, bilseydin, dünya nazarında hor ve aşağı olurdu. hakk için, erin, Eshabın önderidir, ilim bakımından en derinidir. Ey kızım! Allahü teâlâ* Ehl-i beytten iki kimse seçti... Biri baban ve biri helalindir. ona isyan eyleme emrine muhalefet etme!"**Fahr-i kainat efendimiz,* hazret-i Ali'ye hz Fatıma'yı ısmarladı; "Ya Ali! Fatıma'nın hatırına riayet eyle. O benden parçadır. Onu hoş tut.* onu üzersen, beni üzersin* buyurdu. İkisini Allahü teâlâya ısmarladı.*
*Hz.Fatıma; "Ya Resulallah! İç hizmeti ben* Dış hizmeti Ali görür. Bana hizmetçi ihsan ederseniz,* memnun edersiniz" dedi. efendimiz buyurdu ki: "Ey Fatıma! Sana hizmetçiden daha iyi* hizmetçi* ihsan edeyim?"mi Her gün yatarken otuz üç kere Sübhanallah, otuz üç kere Elhamdülillah, otuz üç kere Allahü ekber, bir kere de La ilahe illallahü vahdehu la şerike leh. Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala külli şey'in kadir, söyle. Kıyamette bin hasene bulursun. hasenatın ağır gelir" buyurdu. efendimiz, kerimelerinin evinden ayrılıp, hane-i saadetlerine gittiler.*

murataltug1985
02-28-2018, 08:29
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)
Yahudilerin düşmanlığı*

1 *Bedir galibiyeti ile Medine'deki Yahudi ve putperestlerin kalblerine korku düştü. Yahudiler, insafa gelip; kitaplarımızda okuduğumuz zat, budur. O'na karşı durmak mümkün olmaz. O,* galip gelecektir" diyerek Müslüman oldular. *Yahudiler Muhammed, harpten anlamayan Kureyşlilerle savaştı. galib geldi. bizimle cenk etseydi, harp nasıl yapılır, zafer nasıl kazanılır gösterirdik" dediler.*Ka'b bin Eşref ismindeki* Yahudi Bedir'de İslâm ordusunun galibiyetiyle , Müslümanlara* kinlendi Mekke'ye gitti. müşriklere* Medine'ye saldırmalarını şiirlerle teşvik ve tahrik etti. efendimiz ile çarpışmak üzere oanlaştı.
*Yahudiler efendimize su-i kast düzenledi. Allahü teâlâ bunu efendimize bildirdi buyurdu ki: "Onlar, Allahü teâlânın kendilerine lanet ettiği, rahmetinden uzaklaştırdığı kimselerdir..." (Nisa suresi: 52)*

2 *efendimiz, şerefli eshabına; "Ka'b bin Eşref'i kim öldürür o, Allahü teâlâ ve Resulüne eza etmiştir" Mesleme; "Ya Resulallah! ben onu öldüreyim diye sual eyledi.efendimiz Evet, isterim" buyurdu.*
*Mesleme, planlar kurdu. Arkadaşlarından* Naile, Bişr, Haris* Beraber öldürürüz" efendimize* "Ya Resulallah! İzin buyurursanız, Ka'b'ın hoşuna gidecek sözler söyleyebilir miyiz?" dediler.*
efendimiz, müsaade buyurdular. *Mesleme, arkadaşlarıyla Ka'b ın yanına gitti. "Şu Muhammed, çok vergi yükledi. enden ödünç* almak için geldim" dedi. Ka'b sevinerek, Mesleme'nin kendisi gibi düşündüğünü sandı O sizi* bıktıracak" dedi. Mesleme; "İşte O'na uymuş bulunduk. Bakalım sonu ne olacak? Şimdi biraz ödünç hurma ver" dedi.*Ka'b; " bana rehin vermelisiniz!" dedi. Mesleme ile yanındakiler; "Ne istersin" dediler. Ka'b; "Oğullarınızı* dedi. Kabul etmediler.* deve yükü hurmaya karşılık rehin olundu diye söylenir ki, bu* unutamıyacağımız bir leke olur.*sana silahımızı ve zırhımızı rehin verebiliriz" dediler.*Ka'b bu teklifi kabul etti. *Meseleme, ile naileyi Ka'b kaleye çağırdı. Ka'b'ın karısı; "Bu saatte nereye dedi. Ka'b; "Gelenler Mesleme ile kardeşim Naile'dir"* Karısı; "İşittiğim bu ses bana iyi gelmiyor. Sanki kan damlıyor" dedi. Ka'b; onlar kardeşimdir* Ebu Naile'dir. iyi bir gençtir. Geceleyin, kılıç vuruşmasına çağırılsa,tereddütsüz gelir. dedi.*
*Müslümanlara gizli savaş ilan eden, Ka'b bin Eşref'i öldürmek üzere kaleye giren, Mesleme üç kiyişi* kaleye soktu.*Mesleme arkadaşlarına; "Ka'b gelince, saçını koklayacağımı söyler, başını* koklarım. Sizde kılıçlarınızla, vurunuz" dedi.*
*Ka'b bin güzel giyinmişti güzel kokuyla geldi. İbn-i Mesleme; "Şimdiye kadar böyle güzel koku koklamadım" diyerek Ka'b'ın yanına vardı. Ka'b; "Arab'ın en güzel kokulu kadınları yanımda" diyerek övündü.Mesleme; "Başını koklamama izin verir misiniz" dedi.**Ka'b, müsade etti Mesleme onu kokladı. başını yakalayıp, arkadaşlarına, kılıçlarıyla vurmalarını işaret etti. İlk kılıç vurulduğunda Ka'b şiddetle bağırdı* Mesleme, hançeri ile onu öldürdü. mücahidler derhal* Medine'ye ulaştı efendimize müjdeyi verdiler, Peygamberimiz, Allahü teâlâya hamd etti mücahidlere dua buyurdu.*

3 *Ka'b bin Eşref kafirinin öldürülmesi, Yahudileri korkuya düşürdü. Ka'b gibi yahudilerin lideriydi yahudilerin öldürülmesi an mes'elesiydi
*Yahudiler efendimize şikayetçi.oldular. Resul-i ekrem "O, hep düşmanlık eder, aleyhimizde şiirler söylerdi. sizden kim böyle yaparsa, cezası kılıçtır" buyurdular.**Yahudiler, efendimizle antlaştılar...Kaynuka Yahudileri, Müslüman hanımlarla alay istemiş, sahabeler ise kılıçla çekip, o Yahudiyi öldürmüştü.*Yahudiler mübarek sahabiyi şehid ettiler.*

4 *efendimiz yahudileri toplayıp; "Ey Yahudi topluluğu! Siz, Allahü teâlânın Kureyş'e verdiği azaba yakalanmaktan korkunuz Müslüman olunuz. Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğumu iyi bilirsiniz.*Allahü teâlânın size olan ahdini de kitabınızdan okumuşsunuz..." buyurdu.
*merhamete rağmen antlaşmayı bozan Yahudiler,*
Alemlerin sultanına meydan okududular.
Cebrail aleyhisselam vahiy getirdi şöyle buyruluyordu: antlaşma yapan bir kavmin, hainliğinden endişeye düşersen, hak ve adalet üzere ahidlerini reddettiğini kendilerine bildir. Allahü teâlâ hainleri sevmez" (Enfal suresi)*
*Habib-i ekrem ordusuyla Kaynuka Yahudilerinin kalesine yürüdüler. Yahudiler, korkup teslim oldular. Şam'a sürülüp Medine topraklarından çıkarıldılar

murataltug1985
03-01-2018, 08:31
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı

1*Mekkeli müşrikler, Bedir bozgunundan ders almadılar acısını unutamıdılar. Kureyş savaşta kaybetmiş Şam ticaret yolu Müslümanlara geçmiş ve müşrikler çileden çıkmıştı*Süfyan'ın ticaret kervanı, Mekke'ye yüzde yüz kârla dönmüştü. Sermaye Dar-ün-Nedve de muhafaza ediliyordu.Saffan İkrime Rebia gibi müşrikler , kardeşlerini, kocalarını, oğullarını Bedir'de kaybetmişti Müslümanlar büyüklerimizi öldürdü. Bizleri perişan etti. intikam zamanı geldi. ordu hazırlıyalım. Medine'yi basalım, intikam alalım" diyorlardı*Cehl, Utbe, Şeybe gibi azılı kafirler öldürülmüş müşriklerin başına, Süfyan geçmişti Hatipler ve şairler getirip, insanları savaşa teşvik etti kadınlar def ve dümbelek çalıyordu Müslümanları Medine'den çıkarmak, Peygamberimizi öldürüp ve İslâmiyet'i yok etmek için müşrikler, kabilelerden asker topladılar.
*Mekke'de 3000 kişilik büyük bir ordu hazırlandı. 700'ü zırhlı, 200'ü atlı olup, 3000 deve vardı. Çalgıcıların ve kadınların ordusuna Süfyan komuta ediyordu. hanımı kafir Hind kadınların başında savaşa teşvik ediyordu. *Kafir hind bedir gazasında babasını ve iki kardeşini kaybetmişti. acısını unutamıyor, kadınların harbe katılmamasını istiyenlere "Bedir harbini hatırlayın! Kadınlarınıza, çocuklarınıza kavuşmak için*Bedir'den kaçtınız!.. kaçmak istiyenler, karşılarında bizleri bulacakdır!.." diyerek onları susturuyor Kureyşlileri tahrik ederek savaşa teşvik ediyordu

2*Müşrik Mut'im'in mızrak atmakta usta, ve mahir Vahşi adlı kölesi vardı. Attığını vuran keskin bir nişancı idi. Hind, babası*Utbe'yi, amcası Tuayma'yı Bedir'de öldürdüğü için, hz Hamza'ya karşı intikam ateşi ile yanıyordu*Cübeyr, kölesi Vahşi'ye, Hamza'yı öldürürsen, seni azad eder, serbest bırakırım!" dedi.*Hind de; "Onu öldürürsen sana altın ve mücevher vereceğim!" diyerek vaadlerde bulundu.*Mekke'de hazırlıklar tamamlandı Kureyş ordusu, sancaklarını açarak Ebi Talha ve Süfyan'a verdiler.Hz Abbas; müşriklerin üç bin kişilik bir ordu kurduklarını, yedi yüzünün zırhlı, iki yüzünün atlı üç bin develerinin ve sayısız silahlarının bulunduğunu Medine'ye haber verdi.**efendimiz müşriklerin üç bin kişilik ordu ile geldiğini öğrenince, sahabeye vazife verdi. sahabiler, müşrik ordusunu araştırdılar Alemlerin efendisi, hazırlığa başladı. Medineye nöbetçiler koydu, Eshab-ı kiram, Evde kalanlarla helallaşarak, Sultan-ı enbiya efendimizin etrafında toplandılar.*efendimiz, Eshabına Cuma Hutbesinde Allahü teâlânın dinini için cihad etmenin, Allah rızası için çarpışmanın önemini. Bu uğurda ölenlerin şehid olup, Cennet'e gideceğini müjdelediler. Düşman karşısında sebat edenlere, güçlüklere göğüs gerenlere, Allahü teâlânın yardım edeceğini haber verdiler.3 *efendimiz, Buyurdular ki "Rüyamda, kendimi sağlam bir zırh içinde gördüm. Kılıcım Zülfikar'ın ağzında bir gedik açıldığını, boğazlanmış bir sığırı, arkasından da bir koçun getirildiğini gördüm."**Eshab-ı kiram; "Ya Resulallah! rüyayı nasıl yordunuz?" şöyle tabir ettiler; "Sağlam zırh giymek, Medine'ye, ve Medine'de kalmaya işarettir. Orada kalınız... Kılıcımın ağzındaki gedik zarara uğrayacağıma işarettir. Boğazlanmış sığır, Eshabımın şehid düşeceğine işarettir. koç, askeri birliğe işarettir inşaallah zafer bizim olacaktır!"
*Efendimiz buyurdu Rüyamda kılıcımı yere çarptım, ağzı kırıldı. Bu Uhud günü Eshabımın şehid düşeceğine işarettir. Kılıcımı yere çarptım, düzgünleşti Bu da, Allahü teâlâdan feth geleceğine, mü'minlerin toplanacağına işarettir" buyurdu.

4*Resulullah vahiyle bildirilmeyen hususlarda, Eshabıyla istişare yapardı,Eshabdan düşmana karşı "Medine'de kalarak müdafaa savaşı yapalım" dediler. Peygamberimizin arzularına uygundu. Hz Ebu Bekir, Ömer, Sa'd Mu'az gibi Eshabın büyükleri, efendimiz gibi düşünüyorlardı.*Bedir gazasında bulunamayan kahraman sahabiler; Bedir gazasındaki sahabilerin ecir ve sevabı, Bedir şehidlerinin ulaştığı yüksek dereceleri efendimizden işittikçe, harpde bulunamadıklarına son derece üzülmüşlerdi.*Uhudda sahabiler düşmanı Medine dışında karşılayıp göğüs göğüse çarpışmak istiyordu Hz Hamza, Nu'man Ubade bunlardandı 5*Hazret-i Hayseme Ya Resulallah! Kureyşli müşrikler asker topladı Develeri ve atlarıyla topraklarımıza girdiler. Bizi evlerimizde ve kuşatacak,ve gidecekler. Arkamızdan laflar edecekler. cesaretleri artacak, baskınlar düzenleyeceklerdir. Düşman karşısına çıkmazsak, kabileleri bize göz dikecekler. *Allahü teâlânın bize, müşrikler karşısında zafer ihsan edeceğini umarım.Bedir beni şehitlikten mahrum eyledi. Oğlumla Bedir gazasında kur'a çekmiştik O benden talihli imiş, şehidlik şerefine ulaştı.*Ya Resulallah! Şehidliği özledim. Dün gece rüyada oğlumu güzel bir surette gördüm. Cennet bahçeleri ve ırmakları arasında dolaşıyor bana; "Cennet eshabına katıl! Ben, Allahü teâlânın vaad ettiği gerçeğe kavuştum!" diyordu.*Ya Resulallah! sabahleyin, oğluma Cennet arkadaşı olmayı arzu ettim başladım. yaşım ilerledi. Rabbime kavuşmaktan başka muradım kalmadı.Canım sana feda ya Resulallah! Şehid olup, oğluma Cennet'te arkadaş olmakla şereflenebilmem için, dua et!.." diyerek yalvardı.Efendimiz Onun isteğini, kırmadılar şehid olması için dua buyurdular.

murataltug1985
03-01-2018, 08:32
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı

1 *Uhud savaşında sahabeler şehir dışında savaşmayı arzu ettiklerini gördü Peygamberimiz, düşmanı Medine dışında karşılamaya karar verdiler. "Ey Eshabım! Sabır ve sebat ederseniz, cenab-ı Hak, yardımını ihsan eder. Bize düşen, azim ve gayret göstermektir!" buyurdular.
*İkindi namazını kıldıran Kainatın sultanı, saadetli ve mübarek evine vardılar. Hz Ebu Bekir ve hz Ömer, Resul-i ekremin sarığını sarıp zırhını giymesine yardım ettiler. Efendimiz, kılıcını kuşandı, kalkanını sırtına yerleştirdi.
*Eshab-ı kiram efendimizi bekliyorlardı. Medine'de müdafaa savaşı yapmak isteyenler, Resulullah, Medine dışına çıkmak fikrinde değildi. Sizin sözünüzle kabul etti.Resulullah, emri Allahü teâlâdan alır. Siz, O'na bırakınız.*emrettiğini yapın dediler.*Diğerleri pişman oldular resule muhalefet etneyelim diyerek, fikirlerinden vaz geçtiler.*
*Peygamberimize Canımız sana feda ya Resulallah! Sen Medine'de kalmak istiyorsan, kalalım. emrine muhalefetten cenab-ı Hakk'a sığınırız" diyerek özür dilediler Habib-i ekrem efendimiz Bir peygamber, zırhını harbetmeden çıkarmaz. Ta ki, cenab-ı Allah hükmedinceye kadar. nasihatım şudur ki, emrettiğimi yapar, Allahü teâlânın ismiyle sabredip sebat gösterirseniz, Allahü teâlâ size yardım edecektir..." buyurdular.*

2 efendimiz ordusunu uhud savaşına hazırlarken akşam oldu. Akşam ve yatsı ezanını, Hz. Bilal okudu. Peygamberimiz, namazı kıldırdı Mesleme'yi elli kişilik bir birliğin başına verdi sabaha kadar nöbeti emretti Eshab-ı kiram istirahata çekildi. efendimizin başucunda nöbet tutma şerefi
hz Zekvan'a nasib oldu*düşman ordusu, İslâm ordusu İkrime kumandasındaki süvari birliğini devriye kolu olarak vazifelendirdi. Müşrik İkrime, Harre mevkiine kadar İslâm ordusuna sokuldu mücahid devriyesinden korkarak, geri çekildi.
*alemlerin efendisi, Eshabıyla. Uhud dağına geldi müşrikleri görüyordu. Bilal-i Habeşi, ruhları coşturan, içleri eriten yanık sesiyle sabah ezanını okudu. Mücahidler, silahlı olarak Peygamberimizin arkasında namaz kıldılar, dua yaptılar. Kainatın sultanı, üzerlerine ikinci bir zırh ve mübarek başlarına miğferini giydiler.*münafık başı Übey; "Biz, kendimizi öldürtmeye mi geldik? niye anlayamadık" diyerek, 300 münafıkla birlikte İslâm ordusunu terk ederek uhud savaşından kaçtı
*İnanan, gönül birliği yapan, canlarını, başlarını ilahi kelimetullah yoluna koyan göz kırpmadan, şehadete can atanlar Peygamberimizi, kanlarının son damlasına kadar korumak üzere söz verdiler.
3 Peygamberlerin efendisi, uhud mücahidlerini nizama soktu. Orduyu, arkası Uhud dağına, önleri Medine'ye gelecek şekilde yerleştirdi. Sağ kanada Ukaşe sol kanada Ebu Selemeyi kumandan tayin etti. Ebi Vakkas ile Ubeyde okçu birliklerinin başında Zırhlı kuvvetlerin başına Zübeyr zırhsız kuvvetlerin başına hz Hamza geçtiler. *uhud savaşının Hazırlıkları tamamlandı. Efendimizin sancağı Umeyr'e verildi Hz-Mus'ab, elinde sancak efendimizin önündeydi Hz Hanzala, Medine'den sür'atle Uhud'a gelip, mücahidlere katıldı.*müşrik komutanı Süfyandı. Medine'yi arkalarına aldılar. Sağ kanattaki süvarilere*Halid sol kanattaki süvarilere İkrime kumanda edecekti. Saffan süvari birliklerinin başındaydı Müşrik sancağını Talha bin Ebi Talha taşıyordu.

4 uhud savaşında İslâm ordusunun sol tarafındaki Ayneyn tepesinin dar geçitine efendimiz, Cübeyr kumandasında, elli okçu koydu. Peygamberimiz, uhud okçularına şu emri verdi;*Bizi arkamızdan koruyun Yerinizden ayrılmayın Düşmanı yendiğimizi görseniz de emretmedikçe, yerlerinizden asla ayrılmayın Düşman bizi öldürsede bize yardımcı olmayın. bizi korumayın düşmanı oka tutun Allah'ım tebliğime sen şahidsin*emir tekrarı yapan Peygamberimiz ısrarla; "Kuşların, cesedlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi, emretmedikçe yerinizden ayrılmayın.kafirleri ayaklarımızla çiğnediğimizi görseniz bile, haber etmedikçe asla yerinizi terk etmeyiniz buyurdular.5 *Kureyş ordusu; sayı, silah ve techizatça İslâm ordusunun dört misliydi gürültü ve şamataydı , intikam hırslarıyla gözleri dönen kadınlar tef, dümbelek çalıyor, şarkılar söyleyerek askeri savaşa teşvik ediyor, taptıkları putlardan yardım istiyorlardı.*Mücahidler dua ediliyor; "Allahü ekber! Allahü ekber!.." diye tekbirler getiriyor, "Din-i İslâm"ın korunması ve yayılması için Allahü teâlâdan yardım talep ediyordu.**Peygamberimiz kahraman Eshabına cihadı cenab-ı Hakk'ın yolunda çarpışmayı emretti şehitlik sevaplarını anlattı "Ey*Eshabım! Sayıları az kişilere, düşmanla çarpışmak güç gelir. sebat ve gayret gösterenleri Allahü teâlâ ferahlığa erdirir. Allahü teâlâ, itaat edenlerle beraberdir... Allahü teâlânın vaadini ve mükafatını isteyiniz..." buyurdu.

murataltug1985
03-01-2018, 08:32
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı

1 *Uhud gazasıyla ilgili ayet-i kerimelerde Ey mü'minler Allah ve Resulüne itaat edin ki, merhamet olunasınız. Rabbinizden mağfiret istemeye ve Cennet'e koşunuz. Bunun için çalışınız! *Cennet'in büyüklüğü, gökler ve yer küresi kadardır. Cennet, Allahü teâlâdan korkanlar için hazırlandı. Bunlar, mallarını Allah yolunda verirler. Öfkelerini belli etmezler. affederler. Allahü teâlâ ihsan edenleri sever" (Al-i İmran)*onların mükafatı, Rablerinden magfiret ve ağaçları altından ırmaklar akan Cennet'lerdir. Onlar, orada ebediyyen kalacaklardır. Allahü teâlâya ve Resulüne itaat edenlerin mükafatı ne güzeldir!" buyuruluyordu. (Al-i İmran suresi: 136)2 *Gönülleri imanla dolu, gözlerinden cesaret kıvılcımları sıçrayan, şehid olmak arzusuyla yanan Eshab-ı kiram yerlerinde duramıyor, düşmana atılmak için emir bekliyordu.*Uhud savaşında Bedir gazasında ki gibi hz Ali beyaz, Zübeyr Avvam sarı, Dücane dkırmızı renkteki sarıklarını başlarına bağladılar. Hz Hamza deve kuşu kanadından yapılmış tuğunu taktı.*Müşrikler ve müminler ordusu birbirine yaklaştı. heyecan son noktaya gelmişti. Biraz sonra; Allahü teâlânın dinini yaymak için en yakınları ile savaşmaktan tereddüt etmeyen İslâm mücahidleri ile batıl yolda ısrar eden İslâm düşmanları arasında büyük bir meydan savaşı başlayacaktı.*

3*İki ordu birbirine yaklaşmışdı... zırhlı bir müşrik, mücahidlerden er diledi. İslâm ordusundan, uzun boylu, sarı sarıklı kahraman bir mücahid meydana yürüdü Bu, efendimizin halasının oğlu Avvam idi. *İslâm ordusundan; "Allahü ekber!.." nidaları yükseliyor, hazret-i Zübeyr'in muzafferiyeti için dua ediliyordu. Avvam'ın müşrike yaklaştı devesi üzerinde müthiş bir mücadele başladı.*Peygamberimizin; "Onu yere düşür!" buyuruğu işitildi. Zübeyr, bu emirle müşriğe kılıç çaldı. tolgalı başını gövdesinden ayırdı.
4 müşriklerin sancaktarı Talha meydana fırladı; "er var mıdır?" diye bağırdı.Allahü teâlânın arslanı hz Ali Bir vuruşta, zırhlara bürünmüş müşrik sancaktarının başını yardı. Peygamberimiz; "Allahü ekber!.. Allahü ekber!.." diye tekbir getirdi. Eshab-ı tekbir sadaları yeri göğü inletti.*Müşrik sancağının yere düştüğünü gören Talha'nın kardeşi Osman bin meydana koştu. Hz Hamza Ya Allah!" diyerek Osman'ın omuzuna öyle bir kılıç indirdi ki, sancak tutan kolu koparak can verdi.*müşriklerden, Ebu Sa'd meydana yürüdü. baştan ayağa zırhlı idi. Küfür sancağını kaldırdı Benim karşıma kim çıkabilir?!." Dedi Hz.Ali , müşriki öldürüp şirkin sancağını yere çaldı*müşrikler meydanda mümin mücahidlerle savaştı sahabiler, Allahü teâlânın izniyle galip geldi. Küfrün sancaktarları öldürüldü, İslâm askerinden tekbir sadaları yükseliyor, düşmana üzüntü ve yeis çöküyordu.*

5 *Müşriklerin şamataları ayyuka çıkınca müşrik kadınlar Yazıklar olsun size!.." diyerek, kendi askerlerine hakaret ediyorlar bir taraftan da; "Daha ne duruyorsunuz?.." diyerek savaşa teşvik ediyorlardı.*sevgili Peygamberimiz Korkaklıkta ar, ilerlemekte şeref ve itibar var. İnsan korkmakla kaderden kurtulamaz" yazılı kılıcını göstererek kılıcı kim alır?" buyurdu Eshab-ı kiram hep birden elini uzattı *Peygamberimiz Bu kılıcın hakkını vermeye kim var deyince,*Eshab-ı kiram sustu ve geri durdu Ben, Allah'ın arslanıyım*diyen bir ses işitildi Zübeyr Avvam; "Ben alırım ya Resulallah" dedi. Peygamberimiz kılıcı hz Zübeyr'e vermedi.
*Efendimizin kılıcını isteyen Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer,*Hz. Ali'nin istekleri Peygamberimizce kabul edilmedi. Ebu Dücane; "Ya Resulallah! kılıcın hakkı nedir?" diye sordu.Peygamberimiz; "Onun hakkı; eğilip bükülünceye kadar, onu düşmana vurmaktır.buyurdu 6 *Efendimiz kılıcımın hakkı, Müslüman öldürmemen, kafirlerden kaçmamandır. Allahü teâlâ zafer ve şehidlik nasib edinceye kadar, Allah yolunda çarpışmandır" buyurdu.*Dücane; "Ya Resulallah! Ben kılıcının hakkını yerine getirmek istiyorum" dedi. Peygamberimiz kılıcını teslim etti. Hz. Dücane çok cesur, kahraman harpte kurnazdı"Harp hiledir" hadis-i şerifine riayet ederdi.*
*Dücane hazretleri kılıcı alınca, harpte çalımlı, vakarlı ve gururlu yürüdü bu yürüyüşü, Eshab hoş karşılamadı.efendimiz; "Bu bir yürüyüştür ki, harp meydanları dışında Allahü teâlânın gadabına sebeptir" yalnız düşmana karşı çalımlı yürümek caizdir buyurdular

murataltug1985
03-01-2018, 08:33
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı

1 *müşrikler Halid bin Velid, in emriyle hücuma kalktı. Eshab-ı kirama, Peygamberimiz hücum emretti*Allahü ekber" sadaları harp meydanını doldurdu. Hz Hamza elindeki kılıçla, zırhsız kuvvetlerin başında kafire kılıç salladı. Velid'in kuvvetleri, püskürtüldü. Halid arkadan vurmak Ayneyn tepesine vardı. Hz Abdullah ve emrindeki elli yiğit, onları ok atışıyla püskürttü.*Uhud savaşı kızışmıştı. Her iki taraf olanca güçle çarpışıyordu. Bir sahabi,dört müşrik ile mücadele ediyor Hz Hamza,Allahü ekber! Allahü ekber!" nidalarıyla seslenip "Ben, Allahü teâlânın arslanıyım!" diyor düşmanı kıra kıra, ilerliyordu. *Safvan Hamzayı gösterin diyor, allah'ın arslanı iki kılıç ile düşmanı katlediyordu Safvan; "Ben bu güne kadar kavmini öldürmek için saldıran, onun gibi hırslı ve gözü pek başka kimse görmedim" dedi.*2*Uhud'da, harb kızıştı Zübeyr efendimizin kılıcının kendisine verilmemesinden dolayı üzgündü kendi kendine; Resulullah'tan kılıcı istedim, Dücane'ye verdi. ben, halası oğluyum. Kureyşliyim. önce istemiştim. Gidip bakayım, hikmetini öğneneyim, Dücane benden fazla ne yapacak?" dedi. *Dücane'yi takibe aldı Dücane ra "Allahü ekber!" diyerek tekbir alıyor, müşrikleri biçiyordu Müşriklerin en azılısı Dücaneye hücum etti.Müşrik kılıcı Dücane'nin kalkanına gömüldü. çıkmadı. Dücane'ye Bir kılıç darbesiyle rakibini öldürdü. *Dücane, önüne çıkanı devirdi tef çalarak müşrik hindin yanına geldi. Fakat öldürmekten vaz geçti.*Zübeyr Kılıcın kime verileceğini Allah ve Resulü benden daha iyi bilir Vallahi ben ondan dücaneden üstün çarpışan, vuruşan kimse görmedim" buyurdu.

3*Mikdad Zübeyr hz Ali, hz Ömer, Talha Mus'ab hepsi uhud gününde geçilmez bir kale idiler. efendimizin hücumunu gören şanlı Eshab, Resulullahın etrafına toplanıyor zırhlı düşmana göz açtırmıyordu *Abdullah bin Amr hazretleri Uhud'un ilk şehidiydi. Onun şehid olduğunu gören arkadaşları aslan kesilerek, Allahü teâlânın düşmanlarına saldırdı.*Savaşın kızıştığı anda yiğitliğin sembolü hazret-i Cahş ile okçuların piri Vakkas hazratleri karşılaştı yaralanmışlardı.Vakkas şöyle anlatır: Uhud'da, savaş şiddetliydi. Abdullah Cahş yanıma sokuldu, Bana; dua et, amin" diyeyim. Ben dua edeyim, sen "amin" de! dedi. *şöyle dua ettim: "Allah'ım, bana çok kuvvetli ve çetin düşmanlar gönder. kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gazi olarak, geri döneyim."*
tüm kalbinle; "Amin" de. 4 Hz cahş şöyle dua etti Allah'ım,zorlu düşmanlar gönder, kıyasıya vuruşayım.*Cihadın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. beni şehid etsinler dudaklarımı,burnumu, kessinler .Kanlar içinde huzuruna geleyim.Sen Dudaklarını, burnunu, kulaklarını ne yaptın?" diye sorduğunda "Allahım,ben onlarla kusur işledim, kullanamadım Huzuruna getirmeye utandım. Peygamberimin bulunduğu savaşında bırakıp sana geldim diyeyim dedi.**Allahü ekber! Allahü ekber!.." diye çarpışırken kılıcı kırıldı. Peygamberimizin hurma dalı ile savaşti dal kılıç oldu bununla düşmanlar öldürüldü. Ebü'l-Hakem adlı bir müşrik hz cahşı oklarla arzu ettiği şehadete kavuşturdu duasındaki gibi. Kafirler burnunu,kulaklarını, dudaklarını kestiler.Her tarafı kana boyandı.*

murataltug1985
03-02-2018, 08:07
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı

1*Uhud Savaşı tüm şiddetiyle devam ediyordu Müslümanlar tüm güçleri ile hücum ediyordu
*Müslüman safında,"Ölmek, kaçmaktan iyidir!" diyerek, müşriklerin arasına yalın kılıç dalan Kuzman, yiğitlikler, ve kahramanlıklar gösterdi. Tek başına sekiz müşrik öldürdü.yaralanıp yere düştü.*
*Eshab-onun bu kahramanlığını efendimize bildirince; "O cehennemliktir" buyurdular. Müslümanlar çok şaşırdı*Nu'man ra Kuzmana Ey Kuzman! Şehadet mübarek olsun!" deyince, Kuzman; "Ben din için değil;**Kureyşlilerin Medinede, hurmalığımı harab etmemesi için döğüştüm!" dedi. ok ile bilek damarlarını delip, intihar etti. efendimizin; "O cehennemliktir!" buyurmasının hikmeti anlaşıldı.2 *Savaşta alemlerin efendisi olmak üzere, bütün Eshab-ı büyük mücadele verdiler. Şiddetli taarruzlar ile müşrikleri geriye püskürttüler. müşrikler taştan yaptıkları Lat, Uzza, Hübel!" diye taptıkları putlardan fayda ve yardım istediler
*Müslümanların kahramanlıkları karşısında müşrikler ve kadınları feryat figan uhud
meydanını terk edip tüm mallarını bırakıp Mekke'ye kaçınca, İslâm askerleri sevindiler Allahü teâlânın vaad ettiği zafere hamdettiler. Sayı ve kuvvetçe üstünlüklerine rağmen müşrikler, Müslümanlar karşısında perişan olmuşlardı. Birbirlerini çiğneyerek kaçıyorlardı...

3 *Hanzala ra, atı ile kaçan müşrik başkumandanı Süfyan'a yetişti. Atının bacaklarına kılıç vurarak atı çökertti. Süfyan,Ey Kureyşliler!.. Yetişin!.. Ben Süfyan'ım! Hanzala beni kılıçla doğramak istiyor!.." diye feryada başladı.**kaçan müşrikler, can derdine düşmüşler, kumandanları ile ilgilenmemişlerdi., o anda hz Hanzala'nın arkasındaki Esved müşriki, mızrağını Hanzalaya sapladı.**Hz Hanzala; "Allahü ekber!" diyerek şehid oldu ve mübarek ruhu Cennet'e uçtu. efendimiz;*Hanzala'yı, meleklerin, gökle yer arasında, gümüş bir tepside yağmur suyu ile yıkadıklarını gördüm" buyurdu.*Ebu Üseydi şöyle anlattı: "Resulullah'ın sözüyle Hanzala'nın yanına vardım. Başından yağmur suyu damlıyordu. Resule haber verdim. Hanzala'ya, "Gasil-ül-melaike" dediler." *Hz. Hanzala, Uhudda şehid düşmüştü savaşa katılmak için aniden gusül abdesti almaya vakit bulamamıştı. melekler kendisine gusül abdesti aldırmışlardı.*4 *Hazret-i Ali şöyle anlattı: İkrime nin bulunduğu müşrik birliğine daldım. Onları kılıçtan geçirdim.*Başka bir birliğe daldım, saf dışı ettim. Ecelim gelmediği için bana bir şey olmamıştı. *Resulullah'ı göremedim. Kendi kendime; "Yemin ederim ki, O, harp meydanını bırakıp gidecek değildir. Allahü teâlâ O'nu kaldırmıştır! benim için çarpışıp ölmekten başka yol kalmamıştır" dedim ve kılıcımın kınını kırdım. Müşrikleri dağıttığımda, Resulullah'ın müşriklerin arasındaydı Resulullah'ı, Allahü teâlâ melekleriyle koruyordu."*Düşman Efendimize yaklaşmışdı. Durum tehlikeliydi. Peygamberimiz, sebat ediyor, yerinden ayrılmadan düşmanla çarpışıyor, Eshabına Ben Resulullah'ım. Bana gelene Cennet var!" buyuruyordu.*sahabeler Peygamberimizin etrafında canlı bir kale meydana getirdiler.*

5 Uhud'da perişan olan müşrikler kaçdılar. Ayneyn geçidindeki okçular harbin bittiğini zannederek yerlerini terk ettiler. Kumandanları Cübeyr ve on iki kişi yerlerinde kaldılar.her fırsatı değerlendiren Kureyş okçu kumandanı Halid bin Velid, mücahidlerin azaldığını görünce, süvarileriyle harekete geçdi.*İkrime ve halit Ayneyn geçidine geldiler. Cübeyr ra ile vefakar, okçular onları okladılar mızraklarıyla, göğüs göğüse Allahü ekber! Allahü ekber!" diyen kılçlarıyla nice kahramanlıklar gösterdiler. *Şanlı Eshab-ı kiram, Peygamberlerinin emri için, kanlarının son damlasına kadar çarpıştılar. Birbiri arkasından şehadet şerbetini içip, mübarek vücudları toprağa düştü ruhları Cennet'e uçtu .*Müşrikler, kinlerinden hz Abdullah'ın elbisesini soyarak, mübarek vücudunu mızraklarla delik deşik ettiler. Karnını yarıp, iç organlarını dışarı çıkardılar.*Halid ve İkrime, mücahidleri şehid edince, İslâm ordusuna saldırdılar. Eshab düşmanı görünce, toparlanamadı. silahlarını bırakmışlardı. Her şey birden değişti. kaçan Kureyşli müşrikler, Halidin hücumuyla geri döndüler. *Müslümanlar, iki ateş arasında kalmıştı. Kafir önden ve arkadan hücuma geçti Sahabenin birbirleriyle irtibatları kesildi. Dağıldılar

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı

1 *Uhudda dağılıp perişan olan Eshab toplanmaya çalışıyordu. Abbas ra kardeşlerim! Bu musibet, Peygamberimizin emrini yerine getirmeyişimizin neticesidir. Dağılmayın Peygamberimize gelin bizler, Resulullah'a zarara sebep olursak, Rabbimizin katında mazeret bulunmaz" diye bağırdı*Hz Abbas Zeyd ve Erkam düşmanın içine "Allahü ekber!" nidaları ile yalın kılıç daldılar.*Resulullah'ın uğrunda, kahramanca çarpıştılar. Zeyd, on dokuz yara almıştı. çok özlediği şehidlik mertebesine ulaşmıştı*Eshab efendimizin, etrafında toplandı. Müşrikler, Peygamberimizi ve şanlı Eshabını çembere aldılar.*Alemlerin efendisi, yanında canlarını feda etmeye hazır olan Eshabına; "Şu birliği kim karşılar?" buyurdu.*Kabûs ra "Canım sana feda olsun ya Resulallah! Ben karşılarım" deyip, ileri fırladı. Allahü teâlânın şerefli ismiyle yalın kılıç müşriklerle savaşdı.*efendimiz; "Seni Cennet'le müjdelerim" buyurdu. *Kabus ra nın düşman karşısında gösterdiği gayreti gören efendimiz Allah'ım! Ona rahmet eyle!*Ona acı!" buyurdular.*Müşrikler hazret-i kabusu mızrakla şehid ettiler 2 Ebi Vakkas, uhudda ileri atıldı. Düşmanla en ön cephede savaştı eşsiz bir kahramanlık gösterdi. müşrikleri saf dışı etti. geri püskürttü Peygamberimiz Ben senden razıyım. Allahü teâlâ da razı olsun" buyurdular.*efendimiz, mücahidlerin çemberini yaran müşrikleri görünce, hz Ali'ye; hücum emretti Hazret-i Ali, Amr bin Abdullah'ı öldürüp, Kılıcı kırılınca, Peygamberimiz, zülfikarı ona verdi. *efendimiz; müşriklerin şerrini def eyle" buyurdular.*Canını Resulullah'a feda eden Allahü teâlânın aslanı, hücuma geçti. Düşmanı püskürttü.*Cebrail aleyhisselam efendimize;Ya Resulallah! Ali'deki fevkalade bir civan mertliktir" deyince, efendimiz O benden, ben de ondanım" buyurdular. Cebrail Ben de ikinizdenim" dedi.**bir ses; "Ali gibi yiğit, zülfikar gibi kılıç bulunmaz" diyordu.*

3 *Uhud savaşında, müşriklerin hedefi Resulullahtı muvaffak olamadılar. Peygamberimizin yanına yaklaşamayınca, ok atdılar. Atılan oklar, efendimizin üzerinden geçiyor, önüne, düşüyordu.*allahın inayetiyle hiçbiri ona ulaşamadı
*Düşmanı püskürtmek için canlarını dişine takan Eshab-ı Alemlerin efendisinin etrafında toplanarak, oklara mübarek vücudlarını siper ettiler efendimiz Eshabına, okla mukabele etmesini emir buyurunca sahabiler düşmana ok atdılar. *Peygamberimiz, sad ra yı önüne oturttu Çok keskin nişancıydı sür'atle, düşmana ok yağdırdı. her okta Ya Rabbi! Bu senin okundur. düşmanı vur!" diyor, efendimiz Allah'ım! Sa'd'ın duasını kabul et! okunu doğrult!.. diye dua ediyordu*Devam et, Sa'd!*durma düşmanı okla diyen efendimize hz sadın cevabı Anam babam sana feda olsun ya resullulah oldu *her ok atışta. efendimiz dua ediyordu. Hz Sa'd'ın oku bitince, Peygamberimiz, kendi oklarını veriyordu oklarda allahın ihsanı vardı Vakkas ra nın attığı her ok düşmanı biçiyordu, 4*Müşriklerin oklarına karşı, Ebu Talha ra Peygamberimize siper oluyordu tekbir naraları atıyordu.*efendimiz; "Asker içinde Ebu Talha'nın sesi, yüz kişiden hayırlıdır" buyurdu.*Ebi Talha müşrikleri okluyor oklar boşa gitmiyordu.*Resul mübarek başını kaldırdıkça, Talha, Anam-babam canım sana feda ya Resulallah! Mübarek başınızı kaldırmayın. düşman oku isabet etmesin! Vücudum, mübarek vücuduna fedadır! Beni boğazlamadan sana ulaşamazlar! Ben ölmedikçe, size bir şey olmaz!.." diyerek Peygamberimize can feda ediyordu *efendimizin etrafında otuz sahabe, pervane gibi dönüyor, oklara, mızraklara, canlarını kalkan ediyorlardı.**Tek arzuları; efendimizin emrini yerine getirmek O'na gelecek zararı uzaklaştırmaktı.

5*Yiğitler serdarı hz Hamza, efendimizden ayrı düşmüş, kalabalığın iki elinde iki kılıç ile çarpışıyor; "Allahü ekber!.." nidalarıyla düşmanın kalbine korku salıyordu.**tek başına otuz müşrik öldürmüş, onları kolundan ve bacağından etmişti. müşrik sürüsünü dağıtmıştı müşrik Enmar; "Bana karşı koyabilecek yiğit var mı?" diyerek hz Hamza'ya meydan okudu
*Uhud meydanınında amansız, müthiş bir savaş tüm şiddetliyle devam ediyor, bazıları atlı, bazıları yaya olarak iman-küfür mücadelesi sürüyordu
*Hz Hamza, Müslümanlara meydan okuyan, müşrik Enmar'a "Yanıma gel ey sünnetçi kadının oğlu! Demek sen Allah'a ve Resulüne meydan okuyorsun diyerek onu yere serdi.**Vahşi'nin mızrak ile hz hamzaya nişan aldı hz hamza yere düştü.*zırhı açılmıştı. Mızrak, Hamza'nın mübarek vücuduna saplandı Kahramanların büyüğü; "Allah'ım!" diyerek çöktü. Şehid oldu özlediği makama kavuştu Allahü teâlânın yolunda, Peygamberinin uğrunda canını feda etti.

murataltug1985
03-02-2018, 08:07
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı


1 *düşmanlar "Ey Kureyş Akrabalık gözetmeyen, kavim bölen Muhammed ile çarpışmaktan geri durmayın Muhammed kurtulursa, ben kurtulmayayım!.." diyerek, müşrikleri, Kainatın efendisine saldırtıyordu.ses, Asım bin Ebi Avf'ın idi.
Dücane ra sesi işitmişti. Avf'ı buldu ve öldürdü
*Müşrikler tüm gücüyle hz Ebu Dücane'ye salladı.*
Allahü teâlânın ihsanıyla Dücane, öldürücü darbeden kurtuldu. kılıcıyla müşrikleri öldürdü.
*Kureyşli müşriklerin hedefi, Alemlerin efendisi idi. Tüm güçlerini harcıyor etrafında canlarını feda etmekten zerre kaçınmayan şanlı, ve şerefli Eshabı geçemiyorlardı.**otuz yiğit, efendimize can feda Ya Resulallah diyerek Yanından ayrılmıyor yüzümüz, mübarek yüzüne siper vücudumuz, mübarek vücuduna fedadır; yeter ki sen selamette ol" diyorlardı.*Müşrikler, hücum ediyorlardı. Fahr-i alem canını siper eden kahraman Eshabına, Allahü teâlânın yolunda vücudunu kim feda eder?" buyurunca, sahabiler ileri atıldı *Sahabiler efendimizin mübarek gözleri önünde; tekbirler alarak,şehid oldu.*bir sahabe on dört yerinden yaralanmıştı Alemlerin efendisi; "Onu, yaklaştırın buyurdu. Vücudundan kanlar akıyordu.*
Peygamberimiz oturarak ayaklarını yastık yaptılar. O halde şehid olmak şerefine kavuşan mutlu sahabi, Umare hazretleriydi*

*2 Uhudda müşrikler her taraftan saldırıyordu Peygamberimize İyice yaklaştıkları bir sırada, Peygamberimiz; "Şunları kim karşılar, kim durdurur?" buyurdu. Talha ra hazretleri; "Ben! Ya Resulallah!" deyip, ileri atıldı*efendimiz, yine; "Şunlara kim karşı koyar?" Talha gibi daha kim var?" diye sorunca, Ensar "Ben karşılarım ya Resulallah" dedi. Peygamberimiz; "Haydi karşıla" buyurdular.*Sahabeler müşriklerle çarpışa çarpışa şehid oldu. efendimizin yanındaki tüm sahabiler, vuruşa vuraşa şehadete erdiler.**Kainatın sultanının yanında Talha ra dan başka kimse kalmamıştı. Hz Talha, Resulullah'a zarar erişir diye müşriklerle kıyasıya çarpışıyordu.Onun kılıcı düşmana verdiği ok,ve mızrak darbeleri efendimize vücudunu kalkan yapması eşsiz bir hadiseydi *Hz Talha, kılıçlara aldırmıyordu. Kainatın sultanını korumak,uğurunda kardeşleri gibi şehid olmak istiyordu Vücudunda yarasız yer kalmamıştı, elbisesinde kandan başka bir şey görünmez olmuştu.**Hz Ebu Bekir ve Ebi Vakkas ra efendimizin yanına yetiştiler. Yiğitlerin efendisi Talha kan kaybından toprağa düştü Her yeri kılıç, mızrak ve ok darbeleriyle delik deşikti. Altmış altı yarası vardı. *Peygamberimiz, hz Ebu*hz Talha'ya yardımı emrettiler.*Hz. Sıddik, hazret-i Talha nın mübarek yüzüne su serpti. Talha ayılınca Ya Eba Bekir! Resulullah ne yapıyor?" diyerek, sevgi ve bağlılığın en güzelini gösterdi.**Resul-i ekremi sevmek, canını, mübarek vücuduna feda etmek demektir. Hazret-i Ebu Bekir; "Resulullah iyidir. deyince, Hz.Talha rahat bir nefes alıp; "Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun. O sağ olduktan sonra her müsibet hiçtir" dedi.**Alemlerin efendisi, hazret-i Talha'nın yanına teşrif ettiler. Yaralı mücahid, Resulullah'ı sağ görünce, sevincinden ağladı. efendimiz, ellerini açıp; "Allah'ım! Ona şifa ver, kuvvet ihsan eyle" diye dua buyurdular.* hazret-i Talha sapa sağlam ayağa kalktı düşmanla harbetti
*Peygamberimiz hz talha için; "Uhud günü, sağımda Cebrail solumda da Talha vardı başkasını görmedim buyurdular.*Allahım, sen de razı ol*

3*Uhud şavaşı tüm şiddetiyle devam ediyordu. efendimizin etrafında Dücane, sancakdar Mus'ab Umeyr, Talha ra ve Peygamberimizi koruyan Nesibe Hatun ve birkaç sahabi vardı.**Müşrikler efendimize karşı savaşıyordu azılı müşrik Abdullah Hüneyd,Peygamberimizi görünce, atını mahmuzladı Ben Zübeyr'in oğluyum. Bana Muhammed'i gösterin Ya ben O'nu öldürürüm, yahud O'nun yanında ölürüm!" diye bağırıyordu.*
*Hz Dücane Ben vücudumla, Muhammed aleyhisselamın mübarek vücudunu koruyan bir kişiyim. Beni çiğnemedikçe, O'na ulaşamazsın!" dedi.*Hz dücane müşrik Hüneyd'i düşürdü kılıcını kaldırdı "Al, bu da Hareşe'nin oğlundan!" deyip, bir vuruşta yere serdi.*Alemlerin efendisi; "Allah'ım! Hareşe'nin oğlu Dücane'den ben nasıl razı isem, sen de öyle razı ol" diyerek dua buyurdu.
4 *Müşriklerin keskin nişancısı okçu Züheyr, efendimizi arıyor, ok ile vurmak istiyordu.*
efendimizin yanına gelip, yayını gerdi Peygamberimizin mübarek başını hedef alarak okunu fırlattı. *Hz Talha anında elini açarak efendimize atılan oka hedef oldu. Ok, avucuna saplandı elini parçaladı. Parmaklarının sinirleri kesildi, elinin kemikleri kırıldı. Fahr-i alem beni korumak için elini oka uzatırken Bismillah deseydin, melekler seni göklere yükseltirdi" buyurmuşlardı.5*Mekkeli müşriklerden; Kamia, Halef, Utbe Zühri ismindeki dört müşrik, efendimizin hayatına son vermek için anlaşıp, yemin etmişdi efendimiz, düşmanla kıyasıya mücadele ediyordu *efendimizin önünde, sancakdar*Mus'ab ra vardı.*giydiği zırhdan dolayı, Peygamberimize benziyordu. sağ elinde İslâm sancağı tutuyor müşriklerle müthiş bir mücadeleye girişmişti.**zırhlara bürünmüş müşrik İbn-i Kamia, atıyla yaklaştı. Avazı çıktığı kadar; "Bana Muhammed'i gösterin O kurtulursa ben kurtulmayayım!" diye bağırarak, efendimize doğru atını mahmuzladı.**Hz Mus'ab ile Nesibe Hatun vücudlarını efendimize siper yaptı kafire kılıç vurdular zırha tesir etmedi.*İbn-i Kamia, Nesibe Hatun'a kılıç vurarak omuzunu parçaladı. Hz Mus'ab'ın sancak tutan sağ elini kesti *Eli kesilen Mus'ab ra canından üstün tuttuğu İslâm sancağını yere düşürmeden sol eline aldı. Muhammed aleyhisselam resuldür. Ondan önce de resuller gelmiştir" mealindeki Al-i İmran ayet-ini okuyordu.*Sancağı yere düşürmedi*

murataltug1985
03-02-2018, 08:08
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı

1*Eshab-ı kiram, Uhudda Resulullah efendimize zarar gelmemesi için her türlü fedakarlığı gösteriyordu. Sağ kolu darbe alınca sancağı sol eline alan Hz.*Mus'ab'ın sol koluna kılıç indi. Sol eli de kesilmesine rağmen şanlı sancakdar, İslâm sancağını yere düşürmüyordu. *Kahraman sahabi,hz musabın kolları Uhudda kesilmişti islam sancağını gövdesine bastırarak dalgalandırmaya devam etti.*sancağı düşürmedi*Müşrik Kamia, mızrağını şanlı sahabinin islam sancaktarı hz musabın vücuduna sapladı. Sancaktar şehid düştü
*Hz Mus'ab şehit düşerken, şanlı İslâm sancağı yere düşürülmemiş, onu Mus'ab'ın suretine giren bir melek kapmıştı. SPeygamberimiz; "İleri ya Mus'ab! İleri!" buyurduğunda; melek; "Ben Mus'ab değilim" dedi. Kainatın sultanı efendimiz sancağı hz Ali'ye verdi.2 müşrik Kamia hz Mus'ab'ı, efendimiz zannetti müşriklerin arasına vardı Muhammed'i öldürdüm!" diyerek bağırdı.*müşrikler, azgınlaştılar. Eshab-ın ise, eli ayağı tutmaz olmuştu.**Hz ömerin elleri düşmüştü Enes "Niçin oturuyorsunuz?" diye sordu. Resulullah şehid edilmiş!.." diye cevap verdiler.*hz Enes "Resulullah şehid edildiyse, Rabbi bakidir. Resulullah'dan sonra biz ne yapacağız! Haydi kalkın Peygamberimizin canını feda ettiği şey için, biz de can feda edelim" dedi *Hz enes uhud savaşında Allahü ekber!.." nidalarıyla yalın kılıç düşmanla savaşdı. Küffarı katletti ve şehid oldu.*yüzünde yetmiş yara vardı. Onu kız kardeşinden başkası tanıyamamıştı.

3 *Eshab-ı kiram uhud savaşında efendimizin ölüm haberiyle dağılmış, ve şehadete ermişti. dağınıklıkdan istifade eden müşrikler, efendimizi Taşla, kılıçla şehid etmeye çalışıyorlardı.*
*Efendimizin zırhına kılıçlar tesir etmiyordu. Utbenin attığı taşlar,Peygamberimizin mübarek yüzüne değdi ve alt dudağı yaralandı.*kesici dişi kırıldı. İbn-i Kamia denilen müşrik kılıcını Alemlerin efendisinin mübarek başına vurdu. *Peygamberimizin miğferi parçalandı, mübarek şakaklarına battı.İbn-i Kamia'nın efendimizin mübarek omuzunu yaraladı Peygamberimiz, hain Kamia için; "Allahü teâlâ seni zelil ve perişan etsin!" diye dua ettiler.*Kamia sevinip; "Muhammed'i öldürdüm! diye bağırarak, Süfyan'ın yanına gitti.*
4*Müşrikler hedeflerine ulaşmışlardı! Peygamberimizle ilgilenmiyordu efendimizin düşüp öldü sanıldığı çukurdan çekilmişler, Eshab ile çarpışıyordu *Resul-i ekrem , müşriklerin saldırıları ile çukura düşmüş, mübarek yanakları kanıyordu. sakal-ı şerifi kana boyanmış Bir damla yere düşmeden Cebrail as mübarek kanı kaptı "Ya Habiballah! Allahü teâlânın hakkı için, bu kandan bir damla yere düşse, kıyamete kadar ot bitmezdi."
*efendimiz Eğer benden bir damla kan düşerse, gökten azab nazil olur. Ya Rabbi! Kavmimi affet! onlar bilmiyorlar deyip kendisini öldürmeğe kalkan, mübarek vücuduna kılıç vurup, mübarek dişlerini kıran ve mübarek yüzünü kana boyayan kimselerin hidayeti için dua ediyordu 5*Ka'b bin hazretleri; "Ey Müslümanlar! Müjde! Resulullah burada!.." diye bağırdı Bu şanlı Eshab hayat bulmuş sevinçle koşmuştu.**Hz Ali ile Talha efendimizi çukurdan çıkardılar. Hz Ubeyde Peygamberimizin şakaklarına batan miğferin halkalarını dişleriyle çıkardı. iki ön dişi de çıktı.Malik ra efendimizin mübarek yüzlerinden sızan kanı emdi. efendimiz; "Kanım kanına karışan kimseye Cehennem ateşi dokunmaz" buyurdular.*Eshab-ı kiram, efendimize kavuşmanın sevinci ile efendimizin etrafında halka olup; hiçbir müşriki sağ bırakmadılar.*

murataltug1985
03-03-2018, 07:57
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı

1*efendimize bir şey yapamayacaklarını anlayan müşrikler, uhud dağının tepesine çıkıp müslümanları katletmeye başladılar. İki cihanın sultanı, Ebi*Vakkasa "Onları geri çevir" buyurdu.*
*Hz vakkas"Ya Resulallah! Yanımda sadece okum var. nasıl geri çevireyim?" diye sual eyleyince, Resul-i ekrem, tekrar emretti okçuların piri Vakkas elini çantasına götürüp, okunu attı. Ve müşrikleri devirdi. Elini ok çantasına uzattı, bu ok, biraz önceki oktu. Bir müşrik daha öldürdü. Peygamberimizin mucizesi olarak, hazreti Sa'd, her defasında ok çantasında bir evvelki okunu bulmuştu. 2 *Uhud savaşında öldürülen Kureyşliler, geri çekildiler.Halef, atını, efendimize sürerek; "Nerededir, o peygamber olduğunu iddia eden kişi? Karşıma çıkıp çarpışsın!" dedi Peygamberimiz Simme ra nın mızrağını aldı Übey alçağı atını mahmuzlayıp; "Ey Muhammed! Sen kurtulursan, ben kurtulmamayım!" diyordu *Kafir Tepeden tırnağa zırhlıydı Alemlerin efendisi, elindeki mızrağı Übey kafirine fırlattı. Mızrak miğferi ile zırh yakasından boynuna saplandı. Übey, sığır gibi böğürerek atından yuvarlandı. Kaburga kemikleri kırıldı. Müşrik Yolda; "Muhammed beni öldürdü!.." diyerek bağıra bağıra can verdi.*3 *efendimiz, yanındaki Eshabı ile Uhud kayalıklarına çıkdı yorulmuştu, mübarek vücudu yetmişten fazla kılıç yarası aldığı için dağa tırmanmaya takat getiremediler.**Hz.Talha , efendimizi sırtına alarak uhud kayalarına çıkardı. Peygamberimiz; "Talhaya Cennet vacib oldu" buyurdular. *sahabiler, aslan kesilmiş, uhud dağında müşriklerin katlediyor Peygamberimize kılıç vuranlara, dünyayı zindan ediyordu*Hatib bin Beltea, Peygamberimize "Canım sana feda olsun ya Resulallah! Sana bunu kim yaptı!" diye sual eyledi Efendimiz; "Utbe bana taş atıp yüzüme vurdu ve rebaiyye dişimi kırdı" buyurunca, hazret-i Hatib; "Ya Resulallah! ne tarafa gitti!" dedi *efendimizin, işaretiyle Hz Hatib, kafirlerin üzerine koştu. Utbe'yi buldu. Tek vuruşta öldürdü Resulullaha müjdeyi verdi. efendimiz de; "Allahü teâlâ senden razı olsun. Allahü teâlâ senden razı olsun" buyurarak, ona dua ettiler.

4*Müşrikler, hücuma geçen Eshab-ı kiram karşısında tutunamadılar. Yetmiş ölü vererek, harbi terk edip Mekkeye gittiler*efendimizin şehid olduğu şayiası Medine'ye ulaşmıştı. Fatıma, Aişe, Ümmü Eymen, ra Uhud'a koştular.**Hz Fatıma, babasını yaralı görünce ağladı. efendimiz, onu teselli ettiler. Hz Ali su getirdi. Fatıma validemiz, efendimizin mübarek yüzünü ve kanları yıkadı. kan dinmiyordu. Hz Fatıma bir hasır parçasını yakıp, külünü yaraya basınca, kan durdu.*Uhud meydanında yaralılar sarıldı. Müşrikler, şehidleri tanınmaz haldeydi. Kulak, burun ve azaları kesilmiş, karınları yarılmışdı. Peygamberimiz ve Eshabı çok üzüldüler. En güzide sahabileri şehadet şerbetini içmiş, Uhud topraklarını kanlarıyla sulayarak Cennet'e uçmuşlardı.**Kafirlerin şehidlere yaptığı muamele, dayanılır gibi efendimiz ve sahabilerin içleri burkuluyordu. Alemlerin efendisi ağladı.*Mübarek gözlerinden yaşlar akdı
*Efendimiz buyurdu Ben, şehidlerin, Allahü teâlâ yoluna can feda ettiklerine, kıyamette şahidim Onları kanlarıyla gömünüz. *Vallahi,şehitler kıyamet günü mahşere yaraları kanayarak gelecekler. Kanlarının rengi kan rengi, kokuları da misk kokusu olacaktır" buyurdu.*5 *Peygamberimiz savaş sonrası Uhud'ta dolaşırken ; "Hamza'yı göremiyorum. buyurdular. Hazret-i Ali, hz hamzayı bulduğunda*Hz Hamza'nın kulakları, burnu ve azaları kesilmiş, yüzü tanınmaz haldeydi karnı yarılmış, ciğerleri çıkarılmıştı.**efendimizin mübarek gözlerinden yaşlar aktı Ey Hamza! Hiçbir zaman, hiçbir kimse, senin kadar musibete uğramamış uğramayacaktır. Ey Resulullah'ın amcası! Ey Allahü teâlânın ve Resulünün aslanı Hamza! Ey hayırlar işleyen Hamza! Ey Resulullah'a koruyucu olan Hamza! Allahü teâlâ sana rahmet eylesin!.." buyurdu.

murataltug1985
03-03-2018, 07:57
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı

1 *Peygamberimizin halası hz Safiyye validemiz efendimizin uhudda şehid olduğu şayiasını işitince, Uhud'a gelmişti.efendimiz, halasının şehidlere dayanamayacağı düşüncesi ile, oğlu Zübeyr hz ne; "Anneni geri çevir, kardeşinin cesedini görmesin" buyurdu.**Hz Zübeyr annesinin yanına vardı. Mübarek Hatun heyecanla; "Oğlum! Resulullah'dan haber ver!.." dedi. O;*Resulullah hamdolsun iyidir" deyince, ferahladı,O'nu bana gösterin" dedi
*Hz Ali, Alemlerin efendisini gösterdi. Safiyye validemiz, iki cihanın güneşini sağ görünce, Allahü teâlâya hamd eyledi. kardeşi hz Hamzayı görmek istedi.*Oğlu Zübeyr ; "Anneciğim! Resulullah, dönmenizi emrediyor" dedi*hz Safiyye kardeşim hamzayı göstermemek için döneceksem, kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrendim O, Allahü teâlâ yolundadıŕ Biz, bu yolda daha beterlerine razıyız. Sevabını Allahü teâlâdan bekleyeceğiz.sabredip, katlanacağız" dedi.Safiyye validemiz, hz Hamza'nın cesedine sessizce ağladı.
*Hz safiyye Gelirken yanında iki hırka getirmiştim. Bunları kardeşim Hamza içindir, ona sarınız" dedi. Seyyid-üş-Şüheda şehidlerin efendisi hazret-i Hamza'yı hz safiyyenin hırkasıyla kefenlediler.

2*Habibullah şehit, sancakdar Mus'abın cesedine geldiler, hz Mus'ab'ın elleri kesilmiş, ve yara almıştı. Etrafı kan gölüydü. efendimiz, hüzünlendiler ve bu aziz şehidlere, Ahzab suresini okudular. *Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki,Allahü teâlâya verdikleri sözde sadakat gösterdiler. şehid oluncaya kadar çarpışacağına dair verdiği sözü yerine getirip şehid oldular Kimisi de şehid olmayı bekliyor. verdikleri sözü asla değiştirmediler" buyurdu.**Efendimiz, şehidlere müjdeler veriyor Allahü teâlânın Resulü şahiddir ki, siz kıyamette Allah huzurunda şehid olarak haşrolunacaksınız!"**Efendimiz buyurdu; şehitleri ziyaret ediniz. selam veriniz. Allahü teâlâya yemin ederim ki, kim bunlara dünyada selam verirse, kıyamette aziz şehidler kendilerine aynı selamı vereceklerdir."*Hz Mus'ab hazretlerine kefen bulamadılar. Kendi kaftanı mübarek vücudunu örtmüyordu. açıkta kalıyordu. Habib-i ekrem ; "Başını kaftanla, ayaklarını ızhır otu ile örtünüz" buyurdular.**Hayatını İslâm'a hizmetle geçiren ve şehidliğe kavuşan mutlu sahabi, hz musab dünyadan yarım kefen ile ayrıldı.

4 Habib-i ekrem efendimiz buyurdular ki Eshabımla birlikte ben şehid olup, Uhud dağının bağrında gecelemeyi isterdim. *Kardeşleriniz şehid olduklarında, Allahü teâlâ onların ruhlarını yeşil kuşların kursaklarına koydu. Onlar, Cennet'in ırmaklarından içer Meyvelerinden yer ve Cennet'i seyrederler.**Şehitler cennet Gülistanlarında uçarlar.*Arş-ı alada altına asılan, altun kandillerin içinde akşamlarlar. Onlar, yiyecek ve içeceklerin, güzelliğini görünce; Keşke, Allah ın ikramını kardeşlerimiz bilselerdi de, cihaddan çekinmeseler düşmandan yüz çevirmeselerdi" derler.5*Allahü teâlâ ayet-i kerimede şöyle buyurdu:Sakın Allahü teâlânın yolunda şehid olanları ölüler sanmayın onlar, Rableri katında diridirler. Allahü teâlânın verdiği, ihsan ettiği şehidlik mertebesiyle, hepsi sevinerek, Cennet nimetleriyle rızıklanırlar.*
*Onlara hiçbir korku yoktur mahzun olmayacaklardır Allahü teâlâdan gelen nimetle, sevinirler, Allahü teâlânın, mü'minlere mükafatını zayi etmeyeceği müjdesi ile neş'elenirler." (Al-i İmran suresi) ... *Allahü teâlâ, onlara Ey kullarım! Canınız neyi çekiyorsa, söyleyin size tattırayım" buyurur. Onlar Rabbimiz! Senin ihsan ettiğin nimetlerden üstünü yok ki, isteyelim.
*Onlar Biz, Cennet'te istediğimizi yiyiyoruz. biz ruhlarımızın cesedlerimize geri çevrilip dünyaya döndürülmemizi ve senin yolunda çarpışarak tekrar öldürülmemizi isteriz" Sana yüz çevirenlerin cezalarını ver*derler

murataltug1985
03-03-2018, 07:58
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı

1*uhud şehidlerinin, namazları kılınıp, kanlı elbiseleri ile ikişer üçer bir kabre konarak defnedildiler. *Uhud gazasında yetmiş şehid verilmişti. altmış dördü*Ensar, altısı Muhacirdi.*Eshab-ı kiramın akrabaları şehid olmuştu. gönüller yaralı idi.*efendimiz ve Eshabı uhud meydanında şehidleri defnettiler. Cihad-ı fi sebilillah, ve Allahü teâlânın dinini yaymak için gelinen Uhud'da, tarihin eşsiz bir gazası yapılmıştı.**Uhudda Gözlerin göremeyeceği, hayalleri aşan Eshab-ı kiramın nice kahramanlıklarına şahid olunmuş, küffar katledilmişti.*Alemlerin Efendisi, mübarek*Eshabıyla, nurlu Medine'ye hareket ettiler. Harre mevkiinde Eshabını saf haline geçirip, mübarek ellerini kaldırarak, Allahü teâlâya yalvarmaya ve duaya başladılar:*
2*Efendimiz şöyle dua ediyordu
"Allah'ım! Hamd ve sena ancak sanadır. Allah'ım! Senin dalalette bıraktığını hidayete erdirecek, hidayete erdirdiğini de saptıracak yoktur...*
*Allah'ım! Bize imanı sevdir. Kalblerimizi iman ile süsle. Bizi, küfür, azgınlık ve taşkınlıktan nefret ettir. Din ve dünyamıza zararlı olanları bilenlerden, doğru yola erenlerden eyle.**Allah'ım! Bizleri Müslüman olarak yaşat Müslüman olarak öldür. salihler ve iyiler zümresine ilhak eyle. Çünkü onlar, ne şeref ve haysiyetlerini kaybedenlerdir, ne de dinlerinden dönenlerdir.**Allah'ım! Senin Resulünü yalanlayan, senin yolundan yüz çeviren, Peygamberinle harbeden kafirlerin cezalarını ver! Onlara hak ve hakikat olan azabını indir!.. Amin!"*
Eshab-ı kiram da, "Amin! Amin!" diyerek bu duaya iştirak ettiler.

3 *Peygamberimiz, Eshabıyla Medine'ye yaklaşmışdı. Medine'deki kadın ve çocuklar yollara dökülmüş, merak ve hüzun ile, islam ordusunu ve
Kainatın efendisini görmeye çalışıyorlardı.
*Efendimizin cihanı aydınlatan nurlu yüzü görülünce, sahabeler Allahü teâlâya hamd ediyorlardı. Gözler uhuddan dönen islam ordusunda babalar,, oğulları arıyordu.gözyaşlarını tutamıyorlardı. Eshabının hüzününe merhamet deryası efendimiz üzülüyor, mübarek gözlerinden yaş akıtıyordu*Mu'az ra nın annesi Kebşe hatun efendimize yaklaştı Uhud'da, oğlu Amr şehid olmuştu. Efendimize Anam-babam, canım sana feda olsun ya Resulallah! Elhamdülillah seni sağ gördüm. Sen selamette olduktan sonra, bütün felaketler hiç gelir!" dedi.*4*Peygamberimiz Uhudda oğlu öldürülen kabşe hatuna oğlu Amr için baş sağlığı diledi Ey Sa'd'ın annesi! Sana ve ev halkına müjdeler olsun ki, şehid düşenler Cennet'te toplandılar ve arkadaş oldular.ev halkına da şefaat edeceklerdir" buyurdu.**Kebşe hatun; "Allahü teâlâdan gelen her şeye razıyız ya Resulallah müjdelerden sonra artık onlar için kim ağlar! Siz, geride kalanlara dua buyurunuz" dedi.**Alemlerin efnedisi uhuddaki şehitlerin ailesi için Allah'ım! Onların kalblerindeki üzüntüleri gider! Arkada kalanlarını geride kalmışların en hayırlısı eyle!" diye dua buyurdular.*

5 alemlerin efendisi uhud savaşından dönüşte
Ey Eshabım! küçük cihaddan döndük, büyük cihada başlıyacağız" buyurdular.*Herkesin evlerinde istirahate çekilmelerini ve yaralıların yaralarını tedavi etmelerini tavsiye ettiler. Kendileri de yaralı idi. saadethanelerine gittiler.**Uhud savaşının ertesi günü... Sabah vaktiydi... yaralar kurumamış... Yorgunluklar geçmemişti... halde iken, efendimiz harekete geçti. " Hamra-ül Eset" tarafına yüründü Medine'den beş saat yürüyüş mesafesindeydi
*Resul-i ekrem Medine'ye dönen Müslümanların yorgunluğundan istifade müşriklerin Medine'yi basabilecekleri ihtimaline karşı tedbir aldı.*
Müslümanların harpten zayıf düşmediğini bildirmek, düşmana göz dağı vermek müşriklerin Medine'ye dönmelerini önlemek istiyordu
*Efendimiz Bilal ra ya Resulullah, düşmanı takip etmeyi emrediyor! Uhud'da bizimle beraber olanlar sefere geleceklerdir, de!" buyurdu.**Eshab uhuddan yeni gelmişti efendimizin sefer emriyle, derhal hazırlandılar. ağır yaralı olan Abdullah ile Rafi kardeşler, tüm ağrı ve sızılarına rağmen; Resulullah ile gazaya fırsatını kaçıracak mıyız diyerek, mücahid saflarına koştular.*Allahın Resulü ve şanlı eshabı uhuddan yeni dönmüş yaralı ve yorgundu efendimizin emriyle bir gün içinde tüm yaralarına rağmen tekrar toplandılar ve Uhud savaşından sonra yeni bir gaza seferine çıktılar

murataltug1985
03-03-2018, 07:58
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı

1*Peygamberimiz, şanlı Eshabıyla, müşrikleri takibe başladılar. Revhada müşriklerin toplanarak, Medine'ye baskın yapmak ve Müslümanları yok etmek için karar aldıklarını öğrendiler. Müşrikler, Resul-i ekremden korkarak,tekrar Mekke'ye döndüler.*efendimiz, müşrikleri Hamra-ül Esed e kadar takib ettiler. Müşrikler yakalandı.ve Medine'ye dönüldü Allahü teâlâ, Hamra-ül Esed'e giden şerefli Eshabı, ayet-i kerimede şöyle medhetti:*"Yaralandıktan sonra, yine Allahü teâlânın ve Peygamberinin davetine koşanlar iyilik edip fenalıktan sakınanlar için, mükafat vardır" (Al-i İmran)*efendimiz, etrafı sindirdi ve Kureyş döküntülerinden Muaviye Bedir'de esir düşmüş fidyesiz salıverilip İslâma karşıt harekete katılmayacağını taahhüt edip ahdine hıyanet eden bir şair öldürülerek cezası verilmişdi.Hamarül esed seferi beş gün sürdü... Beşinci gün geri dönüldü.
2*Uhud'da, Peygamberimizi öldürmeye yemin edenlerden İbn-i Kamia, Mekkede koyunları için dağa çıkmıştı.*Dağın tepesinde bir koç, süratle koşarak Kamia'ya tosladı. Kamia'yı parçalayarak öldürdü.*Abdullah Zühri'yi de, Mekke'ye giderken, bir yılan ısırarak öldürdü. efendimize kasdedenlerin hepsi bir sene içinde cezalarını görüp Cehennemi boyladılar.*

murataltug1985
07-09-2018, 21:43
Kaynak siyeri nebi.com

Hz. İbrahim (a.s) I - Tek Başına Bir Ümmet

“Kitapta İbrâhim’in kıssasını da anlat! Şüphesiz o, özü ve sözü doğru bir peygamberdi.”**(Meryem Sûresi)

“Doğrusu İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp sadece O’na boyun eğen TEK BAŞINA BİR ÜMMETTİ. O, hiçbir zaman müşriklerden olmadı.”*(Nahl Sûresi 16/120)****

Salih Aleyhisselâmdan Sonra Semûd kavmi korkunç bir sarsıntıyla helak olmuş, Sâlih Aleyhisselâm Allah’a iman edenlerle birlikte kurtulmuştu.yıllar geçmiş, şeytan insanları azdırdıkça azdırmıştı.insanların tek amaçları mal, mülk ve, para kazanmaktı lüks içinde keyfince hayat sürerlerdi faizcilik yaygınlaşmış, hukuk çiğnenmiş, insanlar birbirlerine şüphe ile bakmaya başlamıştı. Halk sınıflara ayrılmış; zalimin ezdiği* mazlum yığınlar* oluşmuştu. İnsanların inandığı tanrı sayısı beş binlere çıkmış her insan kendi hevâsına göre ilah peşine düşmüştü.Din ve inançları sermaye olarak kullanan istismarcı din adamları sınıfı oluşmuş, tapınaklar putlarla doldurulmuştu.

Din adamları insanlara putperestlikte öncülük ediyor, mabetlerin kaynak ve imkanlarını menfaatleri için kullanıyorlardı. mabetlerde kalıyor, tapınaklara takdim edilen hediyelerle geçiniyorlardı. *Ticaretin ve yargının merkezi tapınaklar olmuştu. halkın arasında, insanları ilah edinme şirki ortaya çıkmıştı.*Yaşanan bozgun ve fesadın* insanları ateşe sürükleyeceği aşikardı. Allah Teâlâ engin rahmetiyle muamele etmiş; yoldan çıkmışları helak etmeyip, onlara İbrâhim aleyhisselâmı göndermişti.*“…Biz bir peygamber göndermedikçe, hiçbir topluluğa azap etmeyiz


Rabbimiz, İbrâhim aleyhisselâm ile insanları aydınlığa çıkarmak istediği gibi, kıyamete kadar gelecek insanları onun önderliği ve rehberliğiyle cahiliyeden kurtarıp hakka eriştirmek istemiştir. İbrâhim aleyhisselam, Kur’ân-ı Kerim’de en çok bahsedilen*“ulü’l-azm peygamber”lerden birisidir.
Ulü’l-azm peygamberler beşdir. Onlar risaleti yerine getirirken zorluklarla karşılaşmış üstün bir sabır ve gayret göstermişdir.*güzel duruşları sebebiyle ulü’l-azm peygamberler olarak isimlendirilmişdir.
İbrâhim ismi Süryanice olup “Ebun Râhimun - merhametli baba” manasına geldiği ya da İbranice “Ab - raham - Cemaatin babası” demek olduğu ileri sürülmüştür. İbrâhim aleyhisselâmın soyu Hz. Nûh’un oğlu Sâm’a dayandığı rivayet edilmiştir. Babasının isminin Tarah olduğu, Nemrud’a yakınlığı sebebiyle kendisine Âzer ismi verildiği söylenir.

Kur’ân-ı Kerim’de babasının ismi Âzer şeklinde geçmekte ve putperest olduğu ifade edilmektedir. Efendimiz de, onun adını Âzer olarak zikretmiştir.
Hz. İbrâhim in en meşhur künyesi 'peygam*berlerin babası' manasında Ebu'l-enbiyâ"dır. künyenin İbrâhim aleyhisselâma verilmesinin sebebi, Kurân-ı Kerim'de isimleri geçen 16 peygamberden 14'ünün O’nun soyundan gelmesidir.İbrâhim aleyhisselâmın künyeleri mü’minlere güzel birer örnektir Onun en meşhur lakabı *“Halîlü’r-Rahmân”; yani “Rahmân olan Allah’ın dostu”dur. Halîl; sırdaş has dost demektir. “Hiçbir eksiği olmayan sevgili” manasına gelen Halîl kelimesi, Halîlu’r-Rahmân Halîlullah şeklinde kullanılır.

Allah’ın, İbrâhim aleyhisselâmı halîl yani dost edinmesine hadislerinde yer veren sevgili Peygamberimiz: *“Allah, İbrâhim’i dost edindiği gibi beni de dost edinmiştir Ey insanlar! Eğer ben insanlardan birini dost edinecek olsaydım, Ebû Bekir’i dost edinirdim. Fakat sizin Peygamberiniz Allah’ın dostudur*buyurmuştur. o, bir kulun ulaşabileceği en yüce makamın kendisine de ihsan buyrulduğunu ifade etmiştir. İbrâhim aleyhisselâmın Allah’a dost olmasının sırrı, O’nun, Allah’ın rızasını ve muhabbetini kazandıracak ibadet ve salih amellerde zirve olmasıdır. İbrâhim aleyhisselâm insanlara yaptığı iyiliklerde hiçbir şey istememiştir

İbrâhim aleyhisselâm bir keresinde ölüm meleğiyle karşılaşmıştı. Ona:*Rabbim beni niçin dost edindi, diye sordu. Melek, cevap verdi:*“Sen insanlara iyilik yaparsın ancak onlardan bir şey istemezsin
İbrâhim aleyhisselâm sevgi makamlarının en yükseği dostluk makamına ermiştir. Bunun sebebi, Rabbine çokça itaattir Kurân-ı Kerim’de, İbrâhim aleyhisselâmı Halîl makamına ulaştıran, şirk ve dalâletten uzak durup, tevhid dinine sımsıkı sarılan Hanif* Allah’a gönülden itaat ve kulluk eden Kânitbçok şükreden Şâkir* çok ah ve niyâz eden Evvâh*yumuşak huylu Halîm**ve Allah’a gönülden yönelen Munîb**gibi sıfatları zikredilmiştir. Ayrıca O, misafirlerin babasıdır. Bütün sıfatlarıyla İbrâhim aleyhisselâm Allah’ın dostu olmaya hak kazanmıştır.

mü'minler İbrâhim aleyhisselâma verilen lakaplardaki güzel özelliklerle kendilerini süsleyebilirlerse, umulur ki onlar da, “Halîlullah = Allah’ın dostu” olmakla ödüllendirilirler.İbrâhim aleyhisselâm Sûs şehrinde veya Babil’in doğusunda Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki Kusa’da yahut Verka ’da doğduğu rivayet edilir. Aslında urfada doğmuş olmasıda akla yatkındır Doğduğu mekanla ilgili olarak; O yıl Nemrud’un saltanatına son verecek bir çocuğun doğacağı haber verilince annesinin, öldürülür korkusuyla Hz. İbrâhim’i mağarada dünyaya getirmiş olduğu rivayeti vardır.*En doğrusunu Allah bilir.

putperestlerin şirk anlayışı yalnız dini ayinlerle sınırlı olmayıp hayatın her alanına dağılmışdı. Kral şirk unsuruydu. İbrâhim aleyhisselâm putların köküne baltayı vurmakla şirkin sonunu getirmek istiyordu. Tevhid inancını hayatın her alanında hakim kılmak için şirkin kafalarda bitirilmesi gerekiyordu. O, kavminin çirkin şirk anlayışına tepkisini gösterdi. Putları kırmakla onların sonunu hazırlamak istemişti.İbrâhim aleyhisselâm, Keldânîlere peygamber gönderilmiştir. Rasûl-i Ekrem Efendimizden sonra yeryüzünün en faziletli insanı İbrâhim aleyhisselâma Yüce Allah, Ramazan ayının ilk gecesinde on sahife indirmiştir. Ebû Zer bu sahifelerin içinde meseller, hikmetler ve öğütler bulunduğunu söyler

"Ey saltanat verilen, imtihan edilen ve aldanan kral! Ben, seni dünyayı birbiri üstüne yığasın diye göndermedim. mazlumun duasını Ben’den çeviresin, mazlumu Bana yalvarmak zorunda bırakmayasın, diye gönderdim.Ben, kafir de olsa mazlumun duasını *geri çevirmem.*

Akıl sahibinin belli saatleri olmalı. Vaktini Rabbine dua ve yakarışa, yüce Allah’ın sanat ve kudreti üzerinde tefekküre,kendini hesaba çekmeye ve helalinden geçimini sağlamaya ayırmalıdır.”
ahirete hazırlanmalı, zamana ibret nazarıyla bakmalı, dilini koruyup, sözlerini azaltmalıdır.”

İbrâhim aleyhisselâm emeğiyle geçinir, kimseye yük olmazdı., geçimini temin için kumaş ve elbise ticaretiyle uğraştı Hicretinden sonra çiftçilik yaptı*oğlu İsmâil aleyhisselâmla Kabe’yi yükseltip inşâ etmesinden mimarların ve inşaat ustalarının piri olduğu ifade edilmiştir. İbrâhim aleyhisselâmın ismi Kur’ân-ı Kerim’in 25 sûresinde, 63 ayetinde, 69 defa geçmektedir. O Ebu’l-Enbiyâ’dır. O, kendisinden sonra gelen ve Kur’ân’da ismi geçen 14 peygamberin babası, ikisinin Yüce Kitabımızda peygamberlik O’nun nesline tahsis edilmiş ve buyurulmuştur Biz ona İshâk ile Yakûb’u bahşettik. Peygamberliği ve vahyi O’nun soyundan gelenlere nasip ettik. O’na dünyada mükafatını verdik; şüphesiz ahirette de O, salihlerden olacaktır.

İbrâhim aleyhisselâmın neslinden gelen peygamberler Kur’ân-ı Kerim’de şöyle zikredilmektedir “Biz O’na İshâk ile Yakûb’u bağışladık; hepsini doğruya ilettik. Daha önce Nûh’u ve O’nun soyundan Dâvûd, Süleyman, Eyyûb, Yûsuf, Mûsâ ve Hârûn’u da doğruya iletmiştik. İşte iyilik eden ve işini güzel yapanları biz mükafatlandırırız. Zekeriya, Yahyâ, İsâ ve İlyâs’ı da doğruya ilettik. Onlar salihlerdendi. İsmâil, Elyesa, Yûnus ve Lût’u da doğruya ilettik. Onların hepsini insanlardan üstün kıldık.Allah Teâlâ:*“İbrâhim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için güzel bir örnek vardır”buyurmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de, uyulacak en güzel örneklerden biri mü’minlere İbrâhim aleyhisselâmın gösterilmesi, O’nun hayatını öğrenmenin önemini anlatmakdır.

En iyi kul olmanın yolu İbrâhim aleyhisselâmın yoluna uymaktan geçmektedir. O, Allah’ın dostluğunu kazandıracak en üstün özelliklere sahiptir Yalnız Allah’a kulluk ederek, bütün benliğiyle yüzünü O’na dönen ve tek Allah’a inanarak hiçbir zaman ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyandan daha güzel bir inanç sahibi kim var? Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir.”O, ilah olarak yalnızca Allah’ı kabul etmiş ve toplumda kendilerini kutsayarak halkı sömürenlerin batıl inançlarını reddetmiştir. O, tevhid için mücadele etmiş zalimlerin iktidarını sarsmıştır. Kur’ân’da şöyle ifade edilmiştir: İbrâhime en yakın insanlar, zamanında ona uyanlar ile şu peygamber ve ona iman edenlerdir. Allah, mü’minlerin dostu ve yardımcısıdır.”

Sizin dostunuz ve yardımcınız sadece Allah, O’nun peygamberi, bir de Allah’a boyun eğerek namazı gerektiği şekilde kılan ve zekatı veren mü’minlerdir.
İbrâhim aleyhisselâm’ın M.Ö. 2200 ile 2000’li yıllarda arasında yaşadı Babil’den sonra Harran’a ve Filistin’e geçmiştir. Bir* süreliğine Mısır’a giden Hz. İbrâhim tekrar Filistin’e* dönmüştür. eşi Hacer’i ve oğlu İsmail’i Hicaz bölgesine bırakmış, kendisi de birkaç defa oraya gitmiştir Kur’ân-ı Kerim’de İbrâhim aleyhisselâmın bebeklik ve çocukluğundan bahsedilmez. Hadis dışında kalan bazı İslâmî kaynaklarda birçok bilgi mevcuttur.*bu bilgiler kesin değildir. en doğru tutum, ve bilgi Kur’ân ve sünnetin ifadeleridir Böylece doğruluğundan şüphe edilmeyecek bilgilerle Tevhid Peygamberi İbrâhim aleyhisselâmın hayatını öğrenmiş oluruz.

İbrâhim aleyhisselamın çocukluğuna dair, tarih kitaplarındaki bilgilerde mağarada doğduğu bilgisi vardır. Babası Âzer’in, şehrin önde gelen şahsiyetlerinden olmasına karşın, Hz. İbrâhim’in mağarada dünyaya gelmesi, zalim hükümdar Nemrud’un gördüğü bir rüyayla başlayan olayların son halkasıdır: Rivayete göre; Nemrud, rüyasında ışığı ay ve güneşten parlak bir yıldızın doğduğunu görmüş rüyasını kâhin ve sihirbazlara yorumlatmıştır. *Kâhinler, o yıl doğacak bir çocuğun halkın dinini değiştireceğini; Nemrud'un ölümüne ve saltanatının yıkılmasına sebep olacağını haber vermişlerdir. Nemrud, yeni doğan erkek çocuklarının öldürülmesini emrederek büyük bir katliam başlatmıştır.

Âzer, hamile eşini bir şehir dışına çıkarıp gözlerden uzak bir mağaraya yerleştirmiştir. İbrâhim aleyhisselâm bu mağarada dünyaya gelmiştir.
O’nun mağaradaki hayatı tarih kitaplarında şöyle anlatılır: İbrâhim aleyhisselâm konuşma çağına gelince annesine:* Rabbim kimdir?"*diye sordu. Annesi Nuna:*"Benim!"*dedi. Hz. İbrâhim :"Senin Rabbin kimdir?" Annesi:"Babandır!"*dedi. Hz. İbrâhim:*"Babamın Rabbi kimdir?" annesi* Nemrud'dur!"*diye cevap verdi. Hz. İbrâhim Nemrud'un Rabbi kimdir?"*diye sordu. Annesi:*"Sus,!"diye azarladı. İbrâhim aleyhisselâm, sustu. Nuna, Âzere gidip:*"Gördün mü? Halkın, dinini değiştireceği söylenen çocuk, senin oğlun*dur!"*dedi ve İbrâhim aleyhisselâmın söylediklerini, Âzer'e haber verdi.

Hz. İbrâhim küçük yaşlarda doğruyu bulmasını sağlayacak bir olgunluğa sahipti görüyoruz. Allah Teâlâ peygamber kullarına rahmetinin gereği l hak ve hakikati görme ve yüce gerçeğe ulaşma kabiliyeti vermiştir. İbrâhim aleyhisselâm küçük yaşlardan itibaren kavmine putların sıradan şeylerden bile aciz olduklarını anlatmıştır. Konuşup yürüyemediklerini, görüp işitemediklerini, cevap hiçbir şey yapamadıklarını görmüştür. İleride akıl ve mantık yoluyla muhataplarını susturan İbrâhim aleyhisselâm işte bu çocuktu. "Andolsun ki, Biz İbrâhim'e doğruyu bulmasını sağlayacak sağduyu ve olgunluk vermiştik. Biz O’nun buna layık olduğunu biliyorduk.”"Doğrusu İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp sadece O’na boyun eğen tek başına bir ümmetti. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı.

O, Allah’ın nimetlerine şükrederdi. Allah da O’nu seçkin kıldı ve doğruya iletti. Biz İbrâhim'e dünyada iyilik ve güzellik verdik, elbette O, ahirette de iyiler arasında olacaktır.” İbrâhim aleyhisselâmın küçük yaşlarda hakikati görme güzelliği, Rabbini tanımasını O’na iman ile bağlanmasını sağlamıştı. O asla müşriklerden olmayan muvahhid bir Müslümandı:*“Rabbi ona “Emrime boyun eğ!” buyurmuştu; o da: “Alemlerin Rabbine boyun eğdim” demişti.”Artık Peygamberdi. hakikat yürüyüşü ilâhî rehberlik doğrultusunda devam edecekti. Artık İbrâhim aleyhisselâm, putlarla birlikte gök cisimlerine tapan kavmine tevhidi anlatmak için büyük bir gayretin içine girecekti.

O Kur’ân’da şöyle anlatılmıştır: Biz İbrâhim’e, güçlü bir imana sahip olsun diye göklerin ve yerin muhteşem saltanatını gösteriyorduk. Karanlık basınca İbrâhim yıldız gördü, “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca Ben batıp kaybolanı sevmem.” dedi. doğmakta olan ayı görünce “İşte Rabbim!” dedi. O da kaybolunca,*Rabbim doğruyu göstermeseydi, mutlaka yolunu yitirenlerden olurdum.” dedi. “Güneş’i doğarken görünce: İşte Rabbim! Bu hepsinden de büyük!” dedi. O da batınca Ey kavmim! Sizin ilahlık yakıştırdığınız şeylerle benim hiçbir ilgim yoktur.”*“Doğrusu ben, tek Allah’a inanan bir kimse olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim. Ben müşriklerden değilim.”

“İbrâhim ne bir Yahudi idi, ne de Hristiyan.O, hanif bir Müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan değildi.”En güzel dini arayanlar için İbrâhim aleyhisselâmın dini, ne güzel bir örnektir. Bütün Peygamberlerle birlikte Son Peygamberin dini de aynı dindi Yalnız Allah’a kulluk ederek, bütün benliğiyle yüzünü O’na dönen ve tek Allah’a inanarak hiçbir zaman O’na ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyandan daha güzel bir inanç sahibi kim var? Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir
Madem ki en güzel din Hz. İbrâhim’in dinidir; biz de Rabbimizin öğrettiği şekilde:“biz tek Allah’a inanan ve hiçbir zaman Allah’a ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyarız”demeliyiz.

İbrâhim aleyhisselâm yalnız dünyada değil, ahirette de güzellik verilenlerdendi:* İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp*sadece O’na boyun eğen tek başına bir ümmetti. O, müşriklerden olmadı. O, Allaha nimetlere şükrederdi. Allah onu seçkin kıldı ve doğruya iletti. Biz İbrâhim’e dünyada iyilik ve güzellik verdik, elbette o ahirette de iyiler arasında olacaktır.
Sevgili Peygamberimiz Allah İbrâhim’i dost edindiği gibi beni de dost edinmiştir*buyurmuştur. İbrâhim aleyhisselâm insanlık için çok güzel bir örnektir.İbrâhim aleyhisselâm, önce babası Âzer’i ve Nemrud’u Hakk’a çağırmış, onların putları ile mücadele etmiştir. Putları kötülemiş, onlara tapanları düşünmeye çağırmıştır.

Hz İbrâhim’in kavmi yıldızlara, gök cisimlerine putlara tapıyorlardı. İbrâhim aleyhisselâm, putların Allah ile insanlar arasında aracı olamayacaklarını sert bir dille haber vermiş; bunun sapkınlık ve insanın kendini kandırmasından başka bir şey olamayacağını bildirmişti. ilahlaştırılıp tapılan putların başkalarına fayda vermek şöyle dursun, kendilerine bile fayda veremeyeceklerini onları kırarak göstemiş İnsanları, kurtarıp uyandırmak için*sadece büyüklerini bırakmıştı.insanlar dehşete düşmüş İbrâhim aleyhisselâmı Nemrud’un karşısına çıkarmışlardı. O Nemrudu şaşırtmıştı.

şahit oldukları gerçeklere inanması gerekenler, hakikati yok saymıştı. İbrâhim aleyhisselâmın babası bile O’nun karşısına dikilmişti. O’nun ateşe atılmasına karar verilmiş, Allah’ın insanlığı cehennemden kurtarmak için gönderdiği elçisi İbrâhim aleyhisselâm, kurtarmak istediği insanlar tarafından ateşle cezalandırılmak istenmişti. Kur’an-ı Kerim’ şöyle anlatmaktadır Kitab’da İbrâhim’in kıssasını anlat! Şüphesiz o özü ve sözü doğru bir peygamberdi. Hani babasına: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana faydası dokunmayanlara niçin tapıyorsun?”Putların ilah olduğunu mu kabul ediyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini de açık bir sapıklık içinde görüyorum” *

babasına ve kavmine: “Nedir bu tapmakta olduğunuz heykeller?” diye sormuştu. Onlar “Babalarımızı bunlara tapar bulduk, biz de uyduk” diye karşılık vermişlerdi: İbrâhim: “Andolsun ki siz de babalarınız da sapıklığa sürüklenmişsiniz” dedi. Onlar: “Sen ciddi mi söylüyorsun, bizimle eğleniyor musun?” dediler. İbrâhim: “Hayır, hayır! Sizin rabbiniz, göklerin ve yerin rabbidir; onları O yaratmıştır. Ben de gerçeği kabul edenlerdenim” dedi.“Babacığım! Şüphesiz sana gelmeyen bilgi bana gelmiştir. Bana uy da seni doğru yola ileteyim.* Babacığım, şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmana asi olmuştur.“Onlar Allah’ı bırakıp ancak bir takım dişi putlara taparlar. Aslında onlar, bunu yapmakla azgın şeytandan başkasına tapmazlar.”

“Babacığım! Şüphesiz ben, Rahman’ın azabına uğramandan ve böylece şeytana dost olmandan korkuyorum, dedi.”Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlere dost yaptık.”Babası: “Ey İbrâhim! sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen seni taşlarım. Şimdi benden uzak dur” dedi.”Beni taşa tutmanıza karşı, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım.”
İbrâhim aleyhisselâm, babasına karşı imanının verdiği merhameti kullanmış ve ona “babacığım” diye hitap etmişti. Ama babası Âzer, imansızdı merhametsiz tavırları ortaya koyarak ona bir defa olsun “yavrucuğum” demedi. imansızlık kalpleri katılaştırmakta ve merhameti yok etmektedir.*

murataltug1985
07-09-2018, 21:45
Kaynak sorularlaislamiyet.com

Hz. İbrahim (a.s.)'in hayatı

Hz. İbrahim (a.s.) Kur'an-ı Kerim'de Allahu Teâlâ'nın*"Halil"*dost diye nitelediği ulu'l-azm peygamberdir Nuh (a.s)'un çocukları ve torunları, Irak'a yerleşmiş ve Fırat nehrine yakın bir yerinde Babil şehrini kurmuşlardır burada yerleşmiş olanlar ayrılıp Dicle kıyısında Musul şehrinin civarında- Ninova şehrini inşâ etmişlerdi. Babil'deki halkın yerlileri olan Nabt kavmi, Süryânî dilini konuşmakta olup Babil şehrini başkent yapmışlardı. Ninova'da ortaya çıkan Asur devletinde ise başkent Ninova olup, Babil'i hâkimiyet altına almıştı. Babil'de, Keldânîler, Asurluların hâkimiyetleri altındaki Nabtların ilim ve kültürüne sahip çıkmıştı.
Babilliler, tek Allah'a inanmayıp putlara ve yıldızlara tapardı. Putları ve yıldızları, ruhların sembolü kabul ederlerdi.

Onların inancına*"Sâbiîlik"*denir. Sâbiîlik; ruhlara ve meleklere ibadet esasından başlar ve yıldızlara, aya, güneşe ve putlara taparlardı. Babil'de putların yapılıp tapıldığı puthaneler vardı. devlet yönetiminde puthane bakanı bile bulunurdu.
Allah, inançtan yoksun medeniyetten uzak Babil halkına İbrahim (a.s)'ı göndermişti.İbrahim "kelimesinin manası*"cemaat babası" demektir. kendisinden sonra gelen peygamberlein babası Hz. İbrahim (as)'dır. Cemaatının*"Allah'ın dostu"*anlamına gelen"Halîlullah"*ünvanına sahip İbrahim (a.s),*"Ulü'l-azm"*denilen büyük peygamberlerdendir. "Ulü'l-azm" makamına
erişen diğer peygamberler Nuh (a.s), Musa (a.s), İsa (a.s) ve Muhammed (a.s.v)'dir.

Hz. İbrahim (as)'in*"halilullah"*lakabını alması Allah'a olan sevgi ve bağlılıkdandır. Hz. İbrahim (as) insanlara çok cömert olduğu ve onlardan hiçbir şey istemediği için "halilullah" diye nitelendirilmiştir. İbrahim (a.s)'ın Babasının ismi Tarih, lakabı Âzerî'dir. Müslüman tarihçilere göre kâhin ve müneccimler o sene doğacak İbrahim adlı bir çocuğun halkın dinini değiştireceğini, Nemrûd'un saltanatına son vereceğini söylemeleri, kendisinin rüya görmesi üzerine Nemrûd hamile kadınları toplamış ve doğacak erkek çocukların öldürülmesini, erkeklerin eşlerinden uzaklaştırılmasını emretmişti Âzer, İbrahim'e hamile kalan karısını Küfe ile Basra arasındaki Ur şehrine götürüp bir mağaraya saklamış, İbrahim bu mağarada doğmuştur.

İbrahim mağarada on beş ay kalmış, ancak bir ayda dışarıdaki bir yıl kadar gelişme göstererek on beş yaşındaki bir çocuğun vücut ve zekâ seviyesine erişmiştir. mağaradan çıkarılan İbrahim, babasına gördüğü şeylerin ne olduğunu ve yaratıcısını sormuş, onların bir rabbi olması gerektiğini düşünmüş; yıldızları, ayı ve güneşi görünce her birine Rabbim budur" demiş: fakat kısa süre sonra sönüp gidince: "Ben böyle sönüp batanları sevmem" diyerek hiçbirinin ilâh olamayacağını ifade etmiş; "Hiç şüphesiz ben, bir tevhid ehli olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratmış Allah'a yönelttim, ben müşriklerden değilim" diyerek bir olan Allah'a dönmüştür. Rabbi İbrahim'e: "Müslüman ol!" dediğinde, "Âlemlerin rabbine teslim oldum (Baka-ra 2/131) diyerek bu davete icabet etmiştir.*

Andolsun İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik; biz onu iyi tanırdık (Enbiya 21/51) mealinde işaret ettiği gibi İbrahim peygamberlik öncesinde doğru yolda idi. İbraim aleyhisselamın, Yıldız, Ay ve Güneş için "Rabbim" demesi, kendisi onlara inandığı için değil, diğerlerinin akıllarını başlarına getirmek içindir.*Hz. Nuh'a verilenler Hz. İbrahim'e de tavsiye edilmiş* ona sahîfeler verilmiştir. Müslüman tarihçiler Hz. İbrahim'e on sahîfe indirildiğini, bunların mesellerden ibaret olduğunu bildirirler. Hz. İbrahim (as)'in ismi Kur'an-ı Kerim'de yirmi beş sûrede*altmış dokuz*defa geçer Kur'an-ı Kerim'de Hz. İbrahim (as) değişik isim ve sıfatlarla anılıp kendisinden övgüyle bahsedilir

Kur'an'da da geçen sıfatlarının şunlardır: Evvâh (çok ah eden), Halim, Munib (Allah'a sığınan), Hanîf, Kânit (Allah'a kulluk eden), Şâkir. Hz. Peygamber (s.a.s)'de Hz. İbrahim (a.s)'ın faziletini anlatırken şöyle der:*"Kıyâmet günü ilk elbise giydirilen kişi, İbrahim (as)'dır.""Bir gece bana rüyamda her zaman gelen iki melek geldi. gittik, nihayet uzun boylu birinin yanına vardık, Semaya doğru yücelen boyunun uzunluğundan başını neredeyse göremeyecektim. O İbrahim (a.s) idi.
İbrahim (a.s) Babil halkına uzun süre hak dini, dünyayı, âhireti, hayatı, ölümü ve dirilişi anlatmış; en yakını babasına izah etmişti. Ancak başta babası*Âzer*olmak üzere halk, İbrahim (a.s)'a inanmayıp inkâr etmişti. İbrahim (a.s), babasının hareketine kızmamış, ona darılmamıştı.

onun için Allah'tan rahmet dileyerek babasına şöyle dedi:*Sana selâm olsun! Senin için Rabb'ımdan mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı lütufkârdır."*(Meryem, 19/47).*İbrahim (a.s), baba ocağını terkeddi Milletine, putların hiçbir fayda sağlayamayacağını söyledi ancak Yüce Allah'ı üstün niteliklere sahip olduğunu bildiren İbrahim (a.s), milletinin kendisine inanmadığını görünce Nemrud'a gitti milletinin başında bulunan Nemrud, servet ve saltanatıyla kendini ilâh sanmaktaydı.İbrahim (a.s), Nemrud'a Allah inancından bahsetti. o reddetti ve İbrahim (a.s) Allah Teâlâ'nın hem dirilttiğini hem de öldürdüğünü söyleyince Nemrud, kendisinin de buna gücünün yettiğini ifade eddi

Nemrud, iki adam getirtmiş, birini öldürmüş, diğerini bırakmış; böylece öldürmeğe ve diriltmeğe kâdir olduğunu göstermişti. Bu defa İbrahim (a.s.):*"Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan getirsene."*deyince Nemrud şaşırmıştı.
Allah inancını kabule yanaşmayan halk, puthaneye yemek getirmiş, putlarının önüne koymuş, eğlenmeye gitmişti. İbrahim (a.s)'ı de götürmek istemişler, o, gitmemiş puthanede putları paramparça etmiş, en büyüğünü sağlam bırakmıştı. Bayram eğlenceleri biten âdetleri üzere yemeklerini almak için puthaneye gelmiş, puthaneyi harabeye dönmüş görünce, putları bu hale getirenin İbrahim (a.s.) olabileceğini düşünmüşler, İbrahim (a.s)'i sorguya çekmişlerdir:*

- "Ey İbrahim! Tanrılarımıza hareketi sen mi yaptın?"*Hz. İbrahim (as) Belki şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorsa, sorun!"*şeklinde cevap verdi.Halk, putların cansız ve konuşamaz olduklarını itiraf edince İbrahim (a.s) tevhid inancını haykırırcasına O halde Allah'ı bırakıp size fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne diye taparsınız? Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun! akıllanmayacak mısınız?"*

İbrahim (a.s)'ın sapıklar tarafından onun suçlu duruma düşürülmüştü. Sapıkların lideri Nemrud, İbrahim (a.s)'ın öldürülerek yakılarak cezalandırılmasını teklif etmiş ateşte yakılmasına karar verilmişti. ateşin alevi, şiddetli ve hararetli duruma geldiğinde İbrahim (a.s)'ı mancınıkla fırlatıp ateşe atıldı. Ancak ateşin ve her şeyin sahibi Allah, ateşe emir verdi:*Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve zararsız ol İbrahim (a.s) ateşten kurtuldu. İbrahim (a.s)'a inanan tek bir kişi vardı; o Lut (a.s) idi.

Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurmuştur:*
Hz. İbrahim (as) amcasının kızı hanımı Hz. Sâre ile Mısıra seyahat ederken "Erdün" kasabasına gelir ve. kralı ile aralarında ilginç bir hadise geçer zâlim kral Ey İbrahim! yanındaki kadın neyindir?" diye sordurdu. İbrahim (a.s) din) Kardeşimdir." dedi. Sonra Sâre'ye gelip:Sakın beni yalancı çıkarma, ben sana kız kardeşimdir dedim. Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden, senden başka iman eden yoktur." buyurdu. Sâre krala gelince kral kötülüğe teşebbüs etti. Hz. Sâre abdest aldı, namaza durdu. dua etti Yâ Rab! Ben sana ve senin peygamberine iman ettimse, ben kadınlığımı koruduysam benim üzerime kâfiri musallat etme." Kralın nefesi boğuldu; ayağıyla yere vurarak çırpındı Sâre Allah'ım şayet bu adam ölürse bunu bu kadın öldürdü denilir." diye dua etti. adam rahatladı. Bunun üzerine melik etrafındakilere Siz bana şeytan göndermişsiniz Bu kadını İbrahim (a.s)'e gönderiniz. Hâcer'i de Sâre'ye verin dedi. Hz. İbrahim (as)'in yanına gelerek ona anlattı ve:
Anladın mı! Allah kâfiri zelil etti; bana bir cariyeyi de hizmetçi verdi." dedi.

İbrahim (a.s), o ülkeden ayrılınca çok gezdi.ve Şam'da karar kıldı. kendisine inananlara İbrahim milleti"*adı verildi.İbrahim (a.s) Babil'den ayrılacağı zaman, babası için Allahu Teâlâ'dan bağışlanma diledi affı için Allah'a yalvarmıştı:*Babamı da bağışla Çünkü o sapıklardandır.Babası da olsa kâfirler için dua edilmeyeceğini bilen İbrahim (a.s) ın duası kabul edilmedi ve ayeti kerimede bu durum şöyle ortaya kondu: Cehennemlik olduktan sonra akraba bile olsalar puta tapanlar için mağfiret dilemek peygamberlere ve mü'minlere yaraşmaz."*(Tevbe, 9/113).

İbrahim (a.s)'in bundan sonraki yaşantısı Lut (a.s), İsmail (a.s) ve İshak (a.s) ile geçti. Allahu Teâlâ şöyle buyurur:*Onları buyruğumuz altında, insanları doğruya götüren önderler yaptık; onlara iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdi."*(Enbiyâ, 21/73).
Allah Teâla, İbrahim (a.s)'a on sayfalık kitap vermiştir. Uzunca bir süre yaşadıktan ömrünün sonlarında Mısır'a gitti. İbrahim (a.s) vefat ettiğinde -kuvvetli rivayetlere göre- Kudüs yakınlarında Halilü'r-rahman denilen yerde defnedildi. Hanîflik:*İbrahim (a.s)'in dinin temeli tevhide Allah'ın birliğine dayanıyordu. Ancak zamanla unutulmuş ve putperestlik Araplarda yayılmıştı. Buna rağmen birkaç kişide tevhit akîdesi görülüyordu. Bunlara*"Hanif"*denirdi.

Hanîf,*batıldan uzak, Hakk'a yönelen ve tevhit inancı üzere bir Allah'ı tasdik eden kişidir Kur'an-ı Kerim de "hanîf" kelimesi birkaç yerde geçer. "Hanif daha çok, Hz. İbrahim (as) için Allah'a saf ve temiz bir şekilde ibadet eden kul anlamında kullanılmıştır. Haniflikle ilgili ayetlerde şu ifadeler bulunur:*

"Ve hanif olarak yüzünü dine doğrult ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!"*(Yunus 10/105)

"Sonra da biz, Hanîf olan, müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine uy, diye sana vahyettik."*(Nahl, 16/123).

İslâm'dan önce Arap toplumunda; Varaka Cahş, Zeyd Sâide gibi kişiler hanifti Bunlar; cansız, dilsiz, hiçbir şeye güçleri yetmeyen putların önünde eğilmeyi, onlara yalvarmayı çirkin sayan kişilerdi.
Selam ve dua ile...

murataltug1985
07-09-2018, 21:48
Kaynak islamveihsan.com

HZ. İBRAHİM’İN (A.S.) BÜYÜK İMTİHANI

Cenâb-ı Hak nice kullarını ağır imtihanlara tâbî tutmuş ve kullukta samimiyeterini sınamıştır. en ağır imtihanı Hz. İbrahim (a.s.) vermiştir. Mal, can ve evlât, insanın en düşkün olduğu ve en zor vazgeçebileceği nîmetlerdir. Bu imtihanlar da en zor imtihanlardır. Cenâb-ı Hak nice kullarını bu hususlarda ağır imtihanlara tâbî tutmuş ve kullukta samimiyet derecelerini sınamıştır. Hazret-i İbrâhim (a.s.) imtihânı da Allâh’ın lutfuyla kazanarak Hakk’a*“Halîl/dost”*olmuştur. O, fakirlikten korkmaksızın bütün malını infâk etmiş, tevhîd mücâdelesi uğruna gözünü kırpmadan Nemrud’un ateşine atılmış, canını da Rabbine teslîm edebileceğini göstermiştir.

İnsanoğlu için en ağır imtihan evlât husûsunda da Hakk’a itaat ve teslîmiyetin âbidesi olmuştur. Evlât, neslin devâmıdır insanoğlu, evlâdına karşı düşkündür. Zira evlât, anne-babanın parçasıdır.
oğlu İsmâil’i (a.s.) Allah için kurban etmesi emredilen İbrahim (a.s.) imtihanların en ağırına tutuldu. Hem kendisinin, hem de oğlu İsmâil’in (a.s.) rızâ ve teslîmiyetinin mükâfâtı olarak, Cebrâil (a.s.) Allâh’ın emriyle cennetten bir koç indirdi. Onların fedâkârlık hâtıraları, kıyâmete kadar devam edecek olan îman nesline ibâdet olarak hediye edildi.kurban ibâdeti Hak uğrunda candan fedâkârlık göstereceğine dâir, kulun Rabbine söz vermesidir. kurban, takvâ imtihanını kazanabilmek, Hakk’a itaat ve teslîmiyetimizi tescillete bilmektir.

“Onların ne etleri ne de kanları Allâh’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır…”*(el-Hac, 37) buyrulmaktadır.

İki melek dâimâ niyâz eder: «Yâ Rabbî! Fakirlerin ihtiyacını gören cömertleri doyur, onların verdikleri her dirheme karşılık, yüz bin dirhem ihsân et…»
Hele canını verene, boğazını uzatıp Yaratan’a kurban olana…

O kimse, Hazret-i İsmâil (a.s) gibi boğazını uzatmış, Allah yolunda kurban olmaya hazırlanmıştır. Fakat Allah, o boğazı kestirmez.”

“Sen, Allah rızâsı için ekmek verirsen, sana da ekmek verirler. Allah uğruna canını verirsen, sana can bahşederler.”

“Hakk’ın cömertliğini görseydin, nasıl olur da canını esirgerdin? Canın için nasıl olur da bu kadar gamlanırdın? Irmağın kıyısında durup da suyu esirgeyen, ırmağı göremeyen kalbi kör kişidir.”

murataltug1985
07-09-2018, 21:49
Kaynak mumsema.org

Hz. İbrahim ile ilgili kısa kıssalar*

Hazreti İbrahim a.s misafirleri çok severdi ve evine misafir çağırmaktan, ikramda bulunmaktan lezzet alırdı yolculara iyi davranır Onları evine davet eder, yiyecek ve içecek verir, yatacak yer gösterirdi. Her sabah. Evinin yanındaki yolda durur yolcuları beklerdi.Onları görür görmez ikramda bulunmak için evine davet ederdi. bu onu mutlu ederdi. Bir günü misafir olmadan geçtiğinde rahatsız olur, evinde bir yolcu ağırlamamışsa yemeğe dokunmazdı.yoldan üç gün yolcu geçmedi. Hz. İbrahim"i (s.a.) üzdü. bıkmadan ümitle bekledi
Günler sonra bir adam göründü yolda. Hz. İbrahim çok sevindi yemeğe oturduklarında Hz. İbrahim Bismillah" dedi, yaşlı adam hiçbir şey demedi

Hz. İbrahim yaşlı adama sordu neden yemeğe besmeleyle başlamadın? rabbimiz Rahman ve Rahimdir Sunduğu rızka şükredmemiz gerekmezmi Yaşlı adamın Benim dinimde bu yok" ben Mecusiyim. ateşe tapanım diyince Hz. İbrahim adamı kovdu. Hz. Cebrail, Hz. İbrahim"e Allah"ın kendisine inanmayan adamı 70 senedir rızıklandırdı sen bir öğüne dahi tahammül edemedin diyince. Hz. İbrahim hatasını anladı ihtiyara koştu, ve evinde yemeğe ikna etti.*


Kur'ân-ı kerîm'de ismi bildirilen peygamberlerden, ülülazm adı verilen altı peygamberden biridir olup, Keldânîlere gönderilmiştir. efendimizden sonra peygamberlerin ve insanların en üstünüdür.Allahü teâlâ ona Halîlim dostum buyurduğu için Halîlullah veya Halîlürrâhmân olarak bilinir..İbrâhim aleyhisselâm,peygamber efendimizin dedelerindendir. Keldâni memleketi Bâbil'in doğu tarafında ve Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki bölgede doğdu.Yüz yetmiş beş yaşındayken Kudüs'te vefât etti.İbrâhim aleyhisselâmın Âzer ile üvey babası ve amcasıydı putperestti.Geçimini put satardı Peygamberimizin baba ve dedeleri Âdem aleyhisselâmdan beri hep mümindi.Kur'ân-ı kerîm'de meâlen;" Sen,yani senin nûrun,hep secde edenlerden dolaştırılıp,sana ulaşmıştır." (Şu'arâ sûresi:219)buyrulmaktadır

hadîs-i şerîfte "Benim dedelerimin hiçbiri zinâ yapmadı.Allahü teâlâ,beni temiz babalardan,temiz analardan getirdi.Dedelerimin iki oğlu olsaydı,ben bunların en hayırlısında,en iyisinde bulunurdum."buyuruldu. Peygamber efendilerimizin anaları ve babaları arasında bulunmakla şereflenen bahtiyarların hepsi,zamanlarının ve memleketlerin en asîl,en şerefli,en güzel ve en temiz kimseleriydi. Hepsi de aziz ve muhteremdi İbrâhim aleyhisselâmın babası Târûh da mümindi inanmıştı.Kötü ahlâktan, âdî ve çirkin sıfatlardan uzaktı.Nûh aleyhisselâmdan çok sonra Bâbil'de hüküm süren,yıldızlara ve putlara tapan Keldâni kavminin Nemrûd, insanları putlara taptırıyordu. Rüyâsını,mineccimler;"Doğacak erkek çocuğun yeni bir din getireceği ve onun saltanatını yıkacağı." şeklinde tâbir etti

,Nemrûd yeni doğan erkek çocukları öldürüp hâmile kadınların hapseddi hazret-i İbrâhim'e hâmile olan annesi,amcası Âzer'le evliydi.kocasına da;"Çocuk doğunca oğlan olursa,kendi elinle Nemrûd'a teslim eder mükâfât alırsın"dedi.Annesi zamanı gelince bir mağarada doğum yaptı Âzer'e çocuğun öldüğünü söyledi.Oğlunu mağarada gizledi ve büyüttü.Yanına gittiğinde onu doymuş görürdü.Parmaklarından süt ve bal gelirdi.Allahü teâlâ Cebrâil aleyhisselâmı göndererek gıdâları Cennet'ten parmaklarına akıtırdı.İbrâhim aleyhisselâm ,mağaradan çıkınca,güneşe,aya, yıldızlara ve kâinâta bakarak bunları yaratanın eşi ve benzeri olmayan bir yaratıcının olduğunu anladı.Keldâni kavmine gelerek,taptıkları putların ve yıldızların ilâh olmadığını,anlayabilecekleri açık delillerle anlattı.

Bâbil halkı çocuk yaşta putlara karşı çıkan hazret-i İbrâhim'i üvey babası Âzer'e şikâyet etti .Âzer, İbrâhim aleyhisselâmı azarlayarak vazgeçmesini istediyse de İbrâhim aleyhisselâm aldırmayıp delil isteyin göstereyim.Bana hidâyet veren, doğruyu gösteren Allahü teâlâ beni sizden ayırdı.Sizin sapıklığınıza düşürmedi.Sizi ve putlarınızı sevmiyorum." dedi.Putlara tapmanın mânâsız olduğunu Âzer'e söyledi.Âzer hiddetlenip İbrâhim aleyhisselâma uzaklaşmasını istedi.Genç yaştayken Keldânî kavmine peygamber gönderilen kendisine on sayfa kitap verilen İbrâhim aleyhisselâm,Allahü teâlânın emriyle büyük-küçük herkesi Allahü teâlâya îmâna çağırdı.İnsanlara tebliğde bulundu putların mânâsız ve âcizliğini,onlara tapmanın sapıklık olduğunu göstermek istedi.

Keldânî kavmi,bayram yapmak üzere bir toplandı.İbrâhim aleyhisselâmın üvey babası puthânenin bekçisi Âzer onu da bayrama gitmeye zorladı.İbrâhim aleyhisselâm hasta olduğunu söyleyerek bayrama gitmedi ,yetmiş putun bulunduğu puthâneye girdi.balta ile putları kırıp.parçaladı .Sadece en irisini kırmadı ve baltayı onun boynuna astı Keldânî kavmi putların parça parça edildiğini görünce Bu işi,İbrâhim yapmıştır,diyerek onu yakalayıp halkın önünde sorguladılar." Ey İbrâhim! Putlarımızı sen mi kırdın?" deyince,İbrâhim aleyhisselâm,bu işi Ben varken küçük putlara niçin tapıyorlar!" diyen iri put yapmıştır,ona sorunuz." deyince,putperestler;" Putlar konuşmaz dediler İbrâhim aleyhisselâm;"O hâlde kendilerini kırılmaktan kurtaramayan,size faydası olmayan bu putlara ilâh diyerek niçin tapıyorsunuz?Hâlâ akıllanmayacak mısınız Size ve taptığınız putlara yazıklar olsun!" dedi

Putlarını İbrâhim aleyhisselâmın kırdığını anlayan Keldânî kavmi,onu hapsetti Durumu ilâhlık iddiâsında bulunan kralları Nemrûd'a bildirdiler
Nemrûd, İbrâhim aleyhisselâmı getirmelerini emretti. İbrâhim aleyhisselâm Nemrûd'u Allahü teâlâya îmân etmeye dâvet etti.Nemrûd, reddettiği gibi, İbrâhim aleyhisselâmın kendisine secde etmesini istedi.Secde etmeyince,hapsettirdi ateşte yakılmasını emretti.Günlerce yığılan odunlar ateşlendi. hazret-i İbrâhim'i mancınıkla ateşe attılar.Ateşe atılırken;"Hasbiyallah ve ni-mel vekil",Hz ibrahim "Bana Allah'ım yetişir. O ne iyi vekildir, yardımcıdır." dedi.ateşe düşerken Cebrâil aleyhisselâm gelip;"Bir dileğin var mı?diye sorunca ,Rabbim beni görüyor, biliyor." dedi.O Kur'ân-ı kerîm'de övülüyordu;"Allahü teâlâ,Kur'ân-ı kerîm'de ateşe; "Ey ateş! İbrâhim'e karşı serin ve selâmette ol!" (Enbiyâ sûresi:) diye emretti.Ateş
yemyeşil bir bahçe kesildi. Cebrâil aleyhisselâm kendisine arkadaş oldu Cennet nîmetleri ile doyuruldu.Ateşte yedi gün kaldığı rivâyet edilir.

Ateş sönünce mûcizeyi gözleriyle görenlerden kardeşi Haran,amcasının kızı ve hanımı hazret-i Sâre ve bâzı kimseler îmân ettiler. İbrâhim aleyhisselâm ateşten kurtulduktan sonra Keldâni kavmini îmâna dâvet etti.Fakat zâlim Nemrûd ve putperest ahâli küfürden vazgeçmediler.Allahü teâlâ,Nemrûd ve kavmine sivrisinekleri musallat etti.Sinekler onların kanlarını emdiler ve kuru kemik hâline getirdiler.Sineklerden birisi Nemrûd'un burnundan girip beynine yerleşti.Uzun zaman azap ve ıztırap verdi.Habaşını tokmakla döğdüre döğdüre öldü. Allahü teâlâ, tanrılık iddiâ eden Nemrûd'u en âciz mahlûklarından birisi olan sivrisinekle cezalandırdı.