fatih kısaparmak balon baskılı balon Senin istifa ettirdigini,biz de istifa ettirdik - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Senin istifa ettirdigini,biz de istifa ettirdik


cartman
07-14-2008, 00:18
Millî sairimiz Mehmet Akif Ersoy, Sultanahmet Camii'ne her gittiginde orada iki gozu iki cesme aglayan yasli bir zata rastlamaktadir.
http://www.edebiyat.aku.edu.tr/siir/mehmetakifersoy/mehmet_akif_ersoy.jpg

Bu yasli zat, basindan gecen cok ilginc bir olayi kendisine anlatinca, Mehmet Akif Ersoy bundan cok etkilenmis, bu yasli zatla aralarinda gecen konusmayi bizlere soyle nakletmistir:
Sabah namazlarini kilmak icin Sultan Ahmet Camii'ne gidiyorum. Her sabah ne kadar erken gidersem gideyim, mihrabin bir kenarina oturmus olan, saci sakali bembeyaz olmus ihtiyar bir adami, umitsizce bedbin bir sekilde durmadan aglarken goruyorum. O kadar agliyor ki, aglamadigi tek bir dakikaya rastlayamadim. Bunun sebebini cok merak ediyordum. Nihayet bir gun o yasli zatin yanina sokuldum ve 'Muhterem' dedim, "Niye bu kadar agliyorsun? Allah'in rahmetinden bir insan bu kadar umitsiz olur mu?" Yasli gozlerle bana bakti ve: "Beni konusturma! Neredeyse kalbim duracak," dedi. Ben anlatmasi icin cok israr edince basindan gecen olayi aglaya aglaya soyle anlatti.

"Efendim, ben Abdulhamid Han cennet mekânin devrinde orduda bir binbasiydim. Emrim altinda olan bir birligim vardi. Bu askerî gorevime annemin ve babamin vefatina kadar devam ettim. Fakat onlar vefat edince istifa etmek istedim. Cunku bir hayli servetimiz vardi. Bu mal ve mulkun basinda durmak, onlarin carcur olmamasi icin gerektigi sekilde ilgilenmek gayesiyle, bir istifa dilekcesi yazip Sadâret makamina gonderdim. Dilekcemde dedim ki: "Annem de babam da vefat etti. Falan yerde magazalarimiz, filan yerde gayrimenkullerimiz vardir. Netice itibariyla bunlarla ilgilenecek, ticarî islerin yurumesi icin magazalarin basinda duracak bir nezaretciye ihtiyac vardir. Bu vesileyle sayet kabul
buyurulursa, gorevimden istifa etmek istiyorum." Bu dilekceyi yazdiktan bir muddet sonra, dogrudan dogruya hunkârdan bana bir yazi geldi. Heyecanla gelen mektubu actim ve okudum. Orada istifamin kabul edilmedigi yazilmisti. Oyle anlasiliyordu ki, istifa dilekcem bizzat padisaha gonderilmisti. Ben istifa dilekcemi yenileyip, bir daha verdim.Fakat bana yine ayni cevap geldi. Bunun uzerine bizzat sultanin huzuruna cikip, kendisiyle sifâhî olarak gorusup istifami vereyim diye dusundum.

Abdulhamid Han gercekten cok celâdetli bir padisahti. Ben yaveriyle gorev icabi uzun zaman bir yerde kalmistim. O, sultanin hâllerini bize anlatirken 'Abdulhamid faytonda giderken faytonun saginda ve solunda bulunanlar neredeyse nefes almaya bile korkarlardi' derdi. Efendim Allah ona rahmet eylesin, Abdulhamid Han evliyaullahtan bir zatti. Iste ben durumumu anlatmak icin bizzat o celâdetli ve hasmetli padisahin huzuruna ciktim ve: "Hunkârim, sizden istifamin kabulunu rica edecegim, durumum ise boyleyken boyle" diyerek istifa sebebimi anlattim. Bunun uzerine bir muddet derin derin dusundu. Yuzundeki ifadeden istifa etmemi istemedigini anliyordum.Ben bunu sezince istifa konusunda biraz daha israrci oldum. Abdulhamid Han cennet mekan, benim boyle israr ettigimi gorunce, bakislarini bana cevirip, ofkeli bir tavirla ve sanki beni elinin tersiyle iter gibi hareket yaparak, "Haydi seni istifa ettirdik!" dedi. Tabiî ben istifamin
kabul edilmesi sebebiyle cok sevindim.

Ve hic vakit kaybetmeden memleketime donup islerimin basina gectim. Derken bir gece muthis bir ruya
gordum. "Âlemi mânada, butun ordular bir araya toplanmis teftis ediliyordu. Son savasi vermek uzere, memleketin sarkinda ve garbinda savasan tum ordulari bizzat Peygamber Efendimiz teftis ediyordu.Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm, Yildiz Sarayi'nin onunde duruyor, butun Turk ordusu Efendimizin huzurundan gecerek buyuk bir disiplin icerisinde teftis veriyordu. O esnada orada Osmanli padisahlarinin ileri gelenleri de vardi. Sultan Abdulhamid Han cennet mekân ise, edebi hurmetle, kemerbestei ubûdiyetle Kâinatin Efendisi'nin hemen arkasinda duruyordu. Butun ordular huzurdan tek tek geciyordu. Derken sira, benim istifa etmeden once komutam altinda bulunan birlige geldi. Fakat birligin basinda kumandani olmadigi icin askerler darma daginikti. Bu hâli goren Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm, Abdulhamid'e donup: "Ey Abdulhamid! Bu ordunun kumandani nerde?!" buyurdu. Bunun uzerine Sultan Abdulhamid, mahcup bir hâlde basini onune egmis olarak, hurmeti edeple Efendimize: "Ya Resûlallah! Bu ordunun kumandani istifa etti. Bu konuda cok israr ettigi icin biz de onu istifa ettirdik.." dedi.
Bunun uzerine Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm "Senin istifa ettirdigini,biz de istifa ettirdik." buyurdu.