fatih kısaparmak balon baskılı balon Âşık ve Yanık Ziyaretçilerinin Diliyle- Hazret-i Peygamber'e Arzıhal - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Âşık ve Yanık Ziyaretçilerinin Diliyle- Hazret-i Peygamber'e Arzıhal


ümitli_bekleyis
07-24-2008, 16:31
-23 yıl 6 ay süren Nebevî takvîme 23 kıt'a 1 beyit-

Ravza-i Mutahhara târiflere sığmaz bir aşk mahşeri. Bin bir yüreğin tek bir gönül etrafında pervâne kesildiği cennet. Orada öyle bir iklîm-i muhabbet var ki, insan yedi kat göklerden öte bir âlemde yaşıyor gibi. Orada öyle bir zemzem-i sevdâ var ki, bir yudumu ebedî mestâne ve sekrân ediyor. Çünkü hem nazargâh-ı ilâhî hem de nazargâh-ı Muhammedî bir Ravza burası. Bu vuslat Ravzasında Güller Gülü'nün sevdâsı, gönlümü bir vuslat neyi hâline döndürdü. O'nun nefesiyle dolu mübârek rûhâniyet, kalbime derin derin üflendi. İçimdeki kavruk ve muhrik neyin dili çözüldü ve rûhumdan âcizâne şu arz-ı hâl mısraları döküldü; âşık ve yanık ziyaretçilerinin diliyle Hazret-i Peygamber'e arz-ı hâl mısraları... Yani ki yazdıklarım benden değil, gayr-i irâdî bir şekilde nasip olmuş muhabbet ilhâmının asıl ve öz kaynağındandır. Daha doğrusu her mısrâ, Efendimiz'in himmet ve bereketiyle Ravza-i Mutahhara'dan gelen bir esintidir; aşk ve muhabbet esintisi:

Binlerce şükür, kıldı nasib Hazret-i Mevlâ,
Kurbân olayım eyle kabul, cân ile geldim...
Ey Can Gülü, bir toz bile Ravza'nda mücellâ,
Ümmîd ile doldum, nice noksân ile geldim...

Ey Cevher-i Yektâ, bizi Allâh'a çeken med,
Aydan da güneşten de münir Nûr-i Muhammed,
Âlemlere rahmet yazılan Hazret-i Ahmed,
Sen'den okunan âyet-i Kur'ân ile geldim...

Hakk'ın kulusun, bizlere baştâcı Rasülsün,
Mutlak güzelin sevdiği en sevgili gülsün,
Ardınca Efendim iki dünyâ yola düşsün,
Her emrine, her nehyine îmân ile geldim...

Âh ey seni her an yanarak özlediğim Gül,
Âh ey seni en dinlediğim Sevgili Bülbül,
Âh ey Yüce Can, hasrete yok bende tahammül,
Reddetme garip bendeni, hicrân ile geldim...

Ey yâr-i Hüdâ, iç kapılar bir kez açılsa,
Mahrûma da bir an yüzünün nûru saçılsa,
Lutfunla senin zemzem-i vuslatlar içilse,
Lutfet, sana âşık olan ihvân ile geldim...

Bin can vererek vaslına bir an erebilsem,
Her an eşiğinden öperek yüz sürebilsem,
Bir an görebilsem Seni bir an görebilsem,
Lutfeyle cemâl aşkına mestân ile geldim...

Birkaç güne sığmaz, içi yıllar dolu hasret,
Lutfet, ebedî vuslata dönsün bu ziyâret.
Ey Ahmed-i Mürsel, ne olur eyle inâyet,
Lâyık değilim, hâl-i perîşân ile geldim...

Rehber edinip Hazret-i Sıddîk'ı derunda,
Koştum, uyarak Hazret-i Fârûk'a yolunda.
Hem Hazret-i Hayder'le berâber şu yekûnda,
Nûreyn-i hayâ, Hazret-i Osmân ile geldim...

Kubbemde Bilâl'in o yanık, tatlı sesiyle,
Ömrüm boyu mecnun gibi sevdâ nefesiyle,
Ey Canlara Cânan, Sen'i görmek hevesiyle,
Rüzgâra karıştım yine harmân ile geldim...

İnsan ve melekten kimi pervâne misâli,
Aşkınla Efendim, kimi dîvâne misâli,
Ağlar kimi Ravza'nda yanan hâne misâli,
Aşkınla senin, kevsere volkân ile geldim...

Âşık bugün el öpmeye imkân bulacak mı?
Görmek seni, ey Can Gülü mümkün olacak mı?
Son vuslata müjdeyle bu gönlüm dolacak mı?
Lutfet n'ola, gül bahçene giryân ile geldim...

Binlerce salât, cümle selâmlar Sana ey Gül,
En coşkulu, en özlü kelâmlar Sana ey Gül,
Tûtî dolu Ravza'nda, meramlar Sana ey Gül,
Sahrâ gibiyim, testi-yi ummân ile geldim...

Kumlar gibi sırtımda kesâfet ve suçum çok,
Hattâ o kadar çok ki huzûrunda yüzüm yok,
Kan etti fakat bağrımı gurbet denilen ok,
Affet, bu temiz bahçeye hüsrân ile geldim...

Ey Şefkat-i Yezdan, n'ola bîçâreye şefkat,
Ey Rahmet-i Rahman, ne olur eyle şefâat,
Ey Nusret-i Devran, n'ola feryâdıma imdât,
Has bahçene, dünyâdaki efgân ile geldim...

Mâlumdur Efendim, geziyorsun aramızda,
Ahvâlini hâlin, seziyorsun aramızda,
Ey Derde Devâ, sancı büyük son yaramızda,
Bin bir acıdan, kalb-i buhurdân ile geldim...

Sen'sin, bize müşfik nefesin meltemi Sen'sin,
Her hastaya rahmet elinin merhemi Sen'sin,
Dert ortağısın, ağlayanın hemdemi Sen'sin,
Allâh'a şükür, sel gibi kervân ile geldim.

Mihrapta mı, her safta mıdır şimdi namâzın?
Kol kol açılıp rûhumu okşar mı niyâzın?
Aşkınla Sen'in, bendesiyim semt-i Hicâz'ın,
Bülbül gibi sevdâdaki aksân ile geldim...

Ravza'nda Efendim, bizi nûrunla arındır,
Mahşer günü rahmet dolu gölgende barındır,
Her teşneye aşkın iki dünyâ pınarındır,
Bir damla için ben de beyâbân ile geldim...

Hiç kalmadı gönlümde tesellîye yarar söz,
Hasret bu garip âşığı mum eyledi göz göz,
Gurbet düğümünden beni artık ne olur çöz!
Reddetme, medet, zincir-i Cânân ile geldim...

Irmak gibi, deryâ gibidir burda muhabbet,
Cennette bugünden yaşatır burdaki sohbet,
Rahmet dolu rahmet dolu rahmet dolu, rahmet,
Ey Gül, bunu idrâk ile iz'ân ile geldim...

Hem Hazret-i Âdem ile Havvâ bu cinanda,
Hem Hazret-i Mûsâ ile Îsâ bu cinanda,
Hem Hazret-i İbrâhim-i sevdâ bu cinanda,
Sultân-ı Rusül'sün, edeb erkân ile geldim...

Göklerde dahî yok yüce nezdindeki cennet,
Cennet bile bin gıpta eder Ravza'na elbet,
Sen varsın Efendim bu güzel bağda nihâyet,
Hak kıldı nasip secde-i şükrân ile geldim...

Seyrî'ye hayat cânı, bu meskende Efendim,
Züldür bana Sen'siz yaşamak tende Efendim,
Rûhum; ebedî kurtuluşum, Sen'de Efendim,
Yandım kelebekler gibi devrân ile geldim...

Ey Kân-ı Kerem, var mı izin Bâb-ı Selâm'da?
Son vuslat için kendimi kurbân ile geldim...

mef'ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

13 Ekim 2006, Cuma, 22:30
Medîne-i Münevvere/Ravza-i Mutahhara

murat kurt
07-24-2008, 16:41
Allah razı olsun Güzel demek haddimize değil

tayyipleyiz
07-24-2008, 16:58
Canlar canı, gönüller sultanı; evren öğretmeni, yüceler yücesi, sevgi penceresi, hoşgörü abidesi, insanlığın İftihar tablosu, Hakk sevgilisi, enginlik timsali: Efendiler efendisine selam olsun.


Eyvallah Eda, iştiyakımız revizyona uğradı. (+)

ümitli_bekleyis
07-24-2008, 17:00
Allah (c.c.) razı olsun kıymet verip, okuduğunuz için ..