LÜTFEN AÇIKLAMA YAPABİLİRMİSİNİZ.NEDEN DİYE

En önemli sorunu eğitimdir bence ..EĞİTİM

Bakıyorum liselere, ilköğretime, hatta liseyi bitirmiş 20 yaşındaki adama gazete okumak yok, haber dersen magazin haberlerini takip ediyor, internet kullanımı yaygın ama forum yada blog olayı bişeyler araştırıp okumak, yorumlamak yok internet cafe ye knight için counter için giden bir gençlik birde mirc ve chat için giden bir gençlik okudugu tek gazete posta oda haydar dümen yazısı için yada fanatik fotomaç iddia eki için alıyorlar .
malesef şehir kütüphanesinin yerini bilmeyen bir gençlik eee daha sayacak olursak çok malesef en büyük sorun

EĞİTİM

kısaca EĞİTİMMMMM

bence yozlaşma.....

garip bir durumdurki ....hayatımız yozlaştıkça tüm işlerden uzak kaldı gençlik....

...eğitim isteğe bağlı bazı çevrelerde....isteyen alıyor ...isteyen bu nimeti elinin tersiyle itiyor...

ama bir kesim varki:TÜRBANLI..onlar maalesef yozlaşan hayatta yobazlaşan beyinlerin esiri oluyorlar...

......uyuşturucu..ve diğer illetler aslında ...(benim fikrim)gerçek bir müslüman gibi yaşayınca ortadan kalkacaktır....

açıklamalar güzel

Evet uyuşturucu ve diğer illetler yani yozlaşma gerçek bir müslüman gibi yaşayınca bitecek ama bunun içinde bir eğitim süreci gerekli diye düşünüyorum

yani kuran-ı kerimin ilk ayetinde oldugu gibi
,
OKU

evet ilk ayet OKU....

ve bizde okumak için neler yaşadık...

kendi adıma...

daha fazla dayanamadım ..yapılan haksızlıklara ....

ama zarar kesinlikle bana oldu....

inşaalah bu zamandan sonra....devam...

yozlaşan hayata ve bu hayatın bize sunduğu tüm zorluklara rağmen kararlıyım...

....her kötülüğün cehaletten kaynaklandığının bilincindeyim...

....hani biz uzaya gitmelerine engeldikya....bekledik....gidemeyince onlar...geriye dönmeye karar verdik..

(orta kısımı okuyordum...bir gün zavallı bir yaşlı teyze topluluğu beni yolda durrdurdu...sizin yüzünüzden uzaya bile gidemiyoruz...dedi...

bende neden :siz gittinizde bizim baş örtümüz mü ayağınıza dolandı dedim..)bu ve benzeri olaylar okumak isteyen gençleri bir dönem alıkodu...

...güya medeni medeniyetsizler....hayatı yozlaştırdılar...işki kumar uyuşturucu onlarda....ama yobazlık bizde...

....islami gençlik eğitimli olunca dahada korkuyorlar çünkü...

onların istediği kaba saba ne istediğini bilmez bir gençlik...

ah birde uyuşturucu kullansak....vay onların haline...zevkten dört köşe olurlar....

evet ilk ayet OKU....

ve bizde okumak için neler yaşadık...

kendi adıma...

daha fazla dayanamadım ..yapılan haksızlıklara ....

ama zarar kesinlikle bana oldu....

inşaalah bu zamandan sonra....devam...

yozlaşan hayata ve bu hayatın bize sunduğu tüm zorluklara rağmen kararlıyım...

....her kötülüğün cehaletten kaynaklandığının bilincindeyim...

....hani biz uzaya gitmelerine engeldikya....bekledik....gidemeyince onlar...geriye dönmeye karar verdik..

(orta kısımı okuyordum...bir gün zavallı bir yaşlı teyze topluluğu beni yolda durrdurdu...sizin yüzünüzden uzaya bile gidemiyoruz...dedi...

bende neden :siz gittinizde bizim baş örtümüz mü ayağınıza dolandı dedim..)bu ve benzeri olaylar okumak isteyen gençleri bir dönem alıkodu...

...güya medeni medeniyetsizler....hayatı yozlaştırdılar...işki kumar uyuşturucu onlarda....ama yobazlık bizde...

....islami gençlik eğitimli olunca dahada korkuyorlar çünkü...

onların istediği kaba saba ne istediğini bilmez bir gençlik...

ah birde uyuşturucu kullansak....vay onların haline...zevkten dört köşe olurlar....


Ne denir bir haksızlık görünce elinizle yapamıyorsanız dilinizle onuda yapamıyorsanız kalbinizle müdahale edin diyor peygambrerimiz bir hadisinde

Elimizle müdehale de bulunsak bu sefer zorbalıkla adlandırılyoruz bana kalsa hepsini falakaya yatırırm ama:)
Dilimizle zaten müdehalede bulunuyoruz ama kalbimizden öyle bir öfke sunuyorum ki onlara allaha havale ediyorum ve Sizlerin çektiği sıkıntılar içinde birşeyler yapamamak kendi adıma konuşuyorum beni üzüyor.. Kahroluyorum..
Her sabah güvenlik önünde duraklarda başörtülülü arkadaşların başını açıp örtmesi bir insanlık ayıbı ve birşey yapamamak beni çok üzüyor inşallah bugunlerde gelip geçecek

I have a dream
Bir düşüm var herkesin dil,din,ırk gözetilmeksizin özgürce yaşayacağı bir türkiye için

Ne denir bir haksızlık görünce elinizle yapamıyorsanız dilinizle onuda yapamıyorsanız kalbinizle müdahale edin diyor peygambrerimiz bir hadisinde

Elimizle müdehale de bulunsak bu sefer zorbalıkla adlandırılyoruz bana kalsa hepsini falakaya yatırırm ama:)
Dilimizle zaten müdehalede bulunuyoruz ama kalbimizden öyle bir öfke sunuyorum ki onlara allaha havale ediyorum ve Sizlerin çektiği sıkıntılar içinde birşeyler yapamamak kendi adıma konuşuyorum beni üzüyor.. Kahroluyorum..
Her sabah güvenlik önünde duraklarda başörtülülü arkadaşların başını açıp örtmesi bir insanlık ayıbı ve birşey yapamamak beni çok üzüyor inşallah bugunlerde gelip geçecek

I have a dream
Bir düşüm var herkesin dil,din,ırk gözetilmeksizin özgürce yaşayacağı bir türkiye için


.....bu düşünüzün gerçeğe dönüşmesini kalben bende diliyorum....

.....bu düşünüzün gerçeğe dönüşmesini kalben bende diliyorum....


AMİN.HEPİMİZİN TEMENNİSİ O YÖNDE

Gençler;

Kahve kenarlarında durmaya,
Kitap okumamaya,
Sigarayı bir hayat felsefesi yapmaya,
Futbolkolik olmaya,
Ders çalışmayı ineklik saydıkça...

En büyük sorunumuz eğitim olacak...

Ama bu sorunu tamamen devlete yüklemek yanlış olur çünkü bir çocuk için en mükemmel okul ailesidir ve ailesi onu nasıl yetiştirirse öyle gider...

ilk üçü paylaşanlar eğitim , yozlaşma ve diğer ....
İşsizlik diye bir sorunu yok yani gençlerin ... :D

Ahlaksızlık ve maneviyatsızlık. onların içinden biri olarak maneviyat eksiklğine hergün şahit oluyorum ne yazıkki. gençlerin ellerinden imanlarını çaldılar zaten bütün sorunlar ondan sonra başladı. :(

ilk üçü paylaşanlar eğitim , yozlaşma ve diğer ....
İşsizlik diye bir sorunu yok yani gençlerin ... :D


böyle bir konuylada dalga geçiyorsunuz ya helal olsun ne diyeyim. böyle konuları gördükçe benim içim cız ediyor. gençlik hergün bir adım daha uçuruma yaklaşıyor bazen bakıyorum gelecek bunlara mı emanet deyip kaygılanıyorum. işsizlik nedir ki onların şu andaki durumlarının yanında.

ilk üçü paylaşanlar eğitim , yozlaşma ve diğer ....
İşsizlik diye bir sorunu yok yani gençlerin ...


böyle bir konuylada dalga geçiyorsunuz ya helal olsun ne diyeyim. böyle konuları gördükçe benim içim cız ediyor. gençlik hergün bir adım daha uçuruma yaklaşıyor bazen bakıyorum gelecek bunlara mı emanet deyip kaygılanıyorum. işsizlik nedir ki onların şu andaki durumlarının yanında.

haklısın işsizlikte büyük bir sorun

böyle bir konuylada dalga geçiyorsunuz ya helal olsun ne diyeyim. böyle konuları gördükçe benim içim cız ediyor. gençlik hergün bir adım daha uçuruma yaklaşıyor bazen bakıyorum gelecek bunlara mı emanet deyip kaygılanıyorum. işsizlik nedir ki onların şu andaki durumlarının yanında.


Ben değil sırf AKP hükümeti zarar görmesin diye işsizliğe hiç oy vermeyenler dalga geçiyor bence ...

Yok arkadaş yok bu kadar görmezlikten gelmek olmaz , günahtır , vatana millete günahtır ya ...

Arkadaşım senin imanına düşkün maneviyatı kuvvetli radikal dinciler para diye eroin tarlalarını beklemedilermi Afganistanda ...

Bu ülkede bahsettiğiğn o gençler 20 - 21 yaşlarındalar çık 6 yılı , bu insanlar 14 - 15 yaşındaydı AKP geldiğinde. Gençliğin yaklaştığı uçurumu göremedinizmi bunca senedir ...

Ben işsizliğe verdim oyumu ...

Gerçekleri gösteren birileri var nasıl olsa ... Biz göremiyoruz, gördüklerimizi de anlayamıyoruz, anladıklarımızı da anlatamıyoruz ... ;)

Gerçekleri gösteren birileri var nasıl olsa ... Biz göremiyoruz, gördüklerimizi de anlayamıyoruz, anladıklarımızı da anlatamıyoruz ...

Görünen köy kılavuz istemez ... Kimsenin anlatmasına ihtiyaç yok.

Anket açılmış kimse işsizliği işaretlememiş ... daha ne olsun ... bu durumda "gördüklerini anladığından" şüphe duyarım ...

Gerçekleri gösteren birileri var nasıl olsa ... Biz göremiyoruz, gördüklerimizi de anlayamıyoruz, anladıklarımızı da anlatamıyoruz ...

Görünen köy kılavuz istemez ... Kimsenin anlatmasına ihtiyaç yok.

Anket açılmış kimse işsizliği işaretlememiş ... daha ne olsun ... bu durumda "gördüklerini anladığından" şüphe duyarım ...


Ben de senin şüphe duyduklarından ... :)

Ben de senin şüphe duyduklarından ...

Vıdı vıdı vıdı laf kalabalığı başka bir numara yok ...

Ne kadar güzel söyledin, sevgili kardeşim ... :-*

Sorunlara bakıldığı zaman, sorunun tarihçesine de bir göz gezdirmek gerek sanırım ...

Burada sıralananlar, gözle görünen sorunları arasında var olanlar, tabi ki . Ancak sorunun asıl kaynağında bugüne kadar hep ihmale uğrayan, bizim içerisinden geçtiğimiz bir Devran EĞİTİM ... Eğitim anlayışı bu ülkede hep sorgulanır oldu, şimdi de sorgulanmaya devam ediyor. Eğer alternatif arayışına sevkeden bir sistem bugüne kadar bizlere Eğitim adı altında yutturulmuşsa; bunun da artık sorgulanması gerekir sanırım.

Peki bugüne kadar sürdürülen politikalar ne adına idi.? eğitici rol oynuyormuydu, nitelikli kadrolar yetiştirilebeildimi? Bu sorular aslında çok uzun konuşulabilecek konular. Öncelikle bu geniş kapsamlı konuda Hedef çok iyi belirlenmeli, ona haiz projeler örneklemelerle incelenmeli ve sonunda da bu ülkenin beklentilerine cevap niteliği taşıyacak bir Köklü Eğitim politikası ortaya konulabilmeli ...

Sorunun kaynağı eğitsel bir düşünce yapısı olduğunda, sorunlar bir çığ gibi büyüyebilecek konuma gelir. Bunlar da işin içinden çıkılamaz hale sokar. Bakıldığı zaman diğer sorunların, direkt veya dolaylı olarak bağlantısı hep bu sorunun tabanına dayanmaktadır. eğitim şekillendirici ve beklentilere cevap verici olmadıkça da sorun kaynağı olmaya devam edecektir.

yozlasma

Eğitim şart,
Bu konuda bile siyaset yapma çabası içerisine giren, yoz muhalefet antikaların hükümete çamur atma çabasını gülümseyerek izliyoruz.
Oysa eğitim sorunu çözüldüğünde, işsizlik sorununu da çözecektir. Ki bu tüm toplumun sorunudur, sadece o-şu parti ile açıklanamayacak büyük bir sorundur ve toplumun her kesiminin bu sorunu çözmek için çaba göstermesi gerekir.

Sadece bir metre önünü görebilen, ileriye bakamayan gençliğin en önemli sorunu eğitimdir, eğitim şart!

Evet eğitim ne yazıkki büyük sorun ama eğitilen gençlerin iş sahası bulması dahada önemli bir sorun. İşsiz arkadaşlarım var Matematikçi , Elektrik Mühendisi hepsinin yabancı dili var , çalıştıkları firmalar küçülme kararı aldıklarından işlerine son verildi.
Eğitiminde nitelikli ülke ihtiyacına yönelik olması gerekir , milyonlarca mühendis yetiştirmek sorunu çözmez , meslek liselerine ağırlık verilip teknikerde yetiştirmek lazım.

Tabii eğitim sorununu çözmek ülke sorunlarını çözmez , ekonomi güçlü olmadığı sürece , iş sahası olmadığı sürece istediğin kadar eğitim ver. Aksaraydaki rusl hayat kadınlarını göz önüne alın , doktor olanımı istersin , psikologmu istersin , master doktora yapmışınımı istersin hepsi mevcut , yani eğitimliler ama iş bulamadıklarından açlıktan ölmemek için yapılacak en son iş olan fuhuşu yapıyorlar ...

O yüzden öncelikli sorun işsizliktir arkadaşlar ... İş sahaları çoğalmalı , üretim çoğalmalıki şimdinin işsiz gençleri çalışıp çocuklarını okutacak para kazansınlar , bu parayı kazanamazlarsa bir sonraki kuşakta eğitimsiz olacak ...

garip ama rikopaşanın sözlerinin bir kısmına katılıyorum.. :o ??? işsizlik büyük problem bizde.. ama bu problemin sebebi sadece devlet değil..
kendini bi halt sanıp her işi yapmam diyen kibirli gençlerimizde..

garip ama rikopaşanın sözlerinin bir kısmına katılıyorum.. işsizlik büyük problem bizde.. ama bu problemin sebebi sadece devlet değil..
kendini bi halt sanıp her işi yapmam diyen kibirli gençlerimizde..

eddie arkadaşım ... ben sizlerin düşüncelerine katılırken bir gariplik hissetmiyorum , sende hissetme ... doğru tektir.

Kibirli gençliğe gelelim ... evet öyle ama çalışma kavramı oturtulmamış bize. İşim gereği gerek proje devreye alımı gerek bakım anlaşmaları kapsamında yurtdışından gelen insanlar ile çalışmaktayım , onlarda mühendis ama adamlar sahaya inip ekipmanlarının bakımı öyle bir yapıyorlarki toz kir içinde kalıyorlar. biz olsak çağırırız 2 işçi uzaktan şöyle yap böyle yap deriz , ama ben adamlardan öğrendim ve artık kendi işimi kendim yapıyorum böylelikle işin olması gibi yapıldığından emin olarak rahat uyuyorum. Eskiden "ulan gecemiz gündüzümüz belli değil , gece uykusuna hasret kaldım , ulan bu gecedemi arıza var" diye hayıflanırken şimdilerde şükrediyorum halime , yani o eski kibirlilik kalmadı :) .
Tabii bu da işverenin avantajlar hanesine yazılan bir durum. Rekabet ortamı olmadığından aman işsiz kalmayayımda ne olursa olsun diyenler çoğunlukta. Düşünün adam üretim hattında 10 saat punto atıyor , temmuz ağustosda cehennem sıcağında günde 2 kilo kaybediyor ama aybaşında 500 ytl alıyor. İleride çıkacak hastalıklarına çok daha fazlasını harcayacak. Şimdi bu adam kiramı ödesin mutfak masrafımı yapsın ısınma giderinemi yetişsin , su parasımı ödesin yoksa çocukmu okutsun. Ama iş sahası geniş olsa o işçi o paraya çalışmaz , o çocukta okur.

İşsizlik sorunu devam ettikçe ne eğitimimizi düzeltebiliriz ne ekonomimizi ...

tembel, kibirli ve sorumsuz bir gençliğiz. işin daha beteri suçu kendimizde değil hep devlette arıyoruz.. hangi gence sorsan devlet iş vermiyor bana abi diyor.. o sırada kahvede ya da bilgisayar başında oturduğunun farkında olmadan
yalçın abi ne olduğumuzu ne yapmamız gerektiğini çok güzel ifade etmiş..+

İşsizlik elebtteki en başta gelen sebeblerden.Fakat şöylede bir şey söylemek gerekir ki sağolsun bir çok genç arkadaşımız çoğu işleride beğenmez durumda.Nedenini sorduğumuzda ise ücretin azlığından şikayet etmekte öyle ya durduğu yerde para veren daha çok oluyor!.
Aile geçimi sorumluluğu olsa hadi bir nebze şimdilik bekarken azda olsa kanaat getirmek gerekir.
Geçen günü komplekse işe giderken baktım iki kişi camları siliyor yeni oldukları belli çünkü gözleri çekik.Sordum siz nerdensiniz diye abi biz Türkmeniz dediler.Bir müddet Türklüğün verdiği coşkuyla anlaşabildiğimiz kadar muhabbet ettik.Kendi ülkelerinde bu kadar para kazanamadıklarını ama Burada ayda 450 civarında para aldıklarını ve mutlu olduklarını söylediler.Detaylara ghirmeye gerek yok ama hoşuma gitmedi de değil.Bende içimden vay be nerelere gelmişiz dedim ve ayrıldım.
İşin özü bazı işleri yadırgamayıp aza kanaaat getirerekden de boş durmamak gerekir diyede düşünürüm.Aynen bu soydaşlarımız gibi.

Lisans öğrencisi bir genç kız olan Gökşen ile doktora öğrencisi Ercüment konuşuyor: "Ercüment abi, sana imreniyorum. Her zaman ne yapacağını biliyorsun, bir planın oluyor.
Nasıl yapıyorsun bunu? Benim hayatım karmakarışık, ne yapacağımı bilmiyorum. Bırak ertesi günü, akşam için bile bir planım yok çoğu zaman." "Gökşen, hayatını düzenlemek konusunda ilerleme sağlamak istersen, trenleri incelemeni öneririm." "Ercüment abi, trenin ne ilgisi var şimdi?"

"O kadar çok ki, trenin en büyük özelliği illa ki, bir hedefinin olmasıdır. Raylarda yolcu almaya hazır bir trenin nereye gideceği bellidir. Amacı, hedefi belli olmayan tren olmaz. Hedefi olmayan trenler, depoda bekler, yerinde sayar. İnsanlar da böyle. Hedefi yoksa öylece zaman geçirirler, yerlerinde sayarlar. Raylar, trenin hedefine ulaşırken takip edeceği izlerdir. Her insan kendi hedeflerine ulaşabileceği bir yol, bir iz geliştirmeli. Biliyor musun girişimcilik kurslarında, girişimcilere öncelikle iş planı yazdırırlar. 'Hedefin ne?' ve 'Oraya hangi yoldan gideceksin?' sorularının cevaplarını belirginleştirirler. Trenlerin her zaman ulaşmayı öngördükleri bir son istasyon vardır. Bir de durdukları ara istasyonlar. Ben kendime ulaşmak için bir ana istasyon seçtim. Bu istasyona giderken de ulaşmam gereken ara hedeflerim var. Günlük, haftalık olarak sürekli o ara hedeflere ulaşıp ulaşmadığımı kontrol ediyorum. Tıpkı trenin her bir ara istasyondan geçerek varış istasyonuna yaklaşması gibi, ben de ara hedeflerime ulaşarak büyük hedefime yaklaşıyorum. Trenlerin çok çok önemli özelliklerinden biri de, bir programlarının olmasıdır. Yani ana hedefe hangi gün hangi saatte ulaşacakları bellidir; hangi ara istasyonda saat kaçta olacakları da bellidir. Hatta yolcular bilmese de, hangi istasyondan yakıt alacağı, su alacağı, erzak alacağı da bellidir. İnsanın da böyle bir programı olması, çok kritik. Birçok insan, kendi hedefleriyle ilgili zaman programı yapmıyor. Trenler, bazen gecikmeli gider; ama sonunda giderler. Gecikmeler de hiçbir zaman trenin toplam ulaşma süresinin üç katı değildir. Birçok örnekte gecikmeler yüzde 10'un altındadır. İnsanların da program yapanları, hedeflerine küçük gecikmelerle ulaşıyor alıntı



Ne güzel bir yazı ... Tamda demek istediklerimi anlatıyor.
Hedefi olan trenlerden bahsetmiş ...
Hedef iyi bir iş ve bunun içinde iyi bir eğitim yani eğitim ara duraklardan birisi ...

Ercüment abi iyi anlatmış valla

işsizlik sorunu tuaf bir sorun bana kızanlarınız olabilir ama bir tarafta harıl harıl kalifiye elman aranıyor diğer taraftan tahsil veya mesleki anlamda yönlenmemiş veya yönlendirilmemiş işsizordusu gençlerde sabır sebat yok devlet ve sanayicidede iyi bir iş politikası yok serseri mayın gibi dolaşıyoruz .yoksa iyi eğitim almış gençleri havada kapıyorlar ister dirsek çürütsün ister sanaatkar olsun .

Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirmiş, askerliğini yapmış, beş yıl çalıştığı işyerinden ayrılmış, ama iş bulamıyor. Liseyi bitirmiş, bilgisayar kursuna gitmiş, programcılık öğrenmiş, ama iş bulamıyor. İyi eğitimli ve yetenekli olmak tek başına iş bulmaya yeter mi? Bu eğitimleri almış yetenekli insanlara soracak olursanız, "yeterli olmalı"; ama iş bulamadıklarına göre yaşamın bu soruya verdiği cevap, "hayır".

Bir makine parçacısı düşünün. Bu makine parçacısının deposunda beş yüz tane birbirinin aynı çark var. Çarklar mükemmel üretilmiş; birinci kalite, hatasız ve on yıl garantili. Ne var ki, ayda bir müşteri geliyor ve çarklardan birine talip oluyor, alıp gidiyor. Diğer çarklar, bütün kalitelerine rağmen rafta beklemeye devam ediyorlar. Çarkı satın alan müşterinin bir ihtiyacı, bir projesi var. Bu projede kullanmak üzere, çarkı satın alıyor. Şirketler, operasyonlarını sürdürmek, geliştirmek ya da operasyonlarını yeni projelerle çeşitlendirmek için yeni parça ve eleman alırlar. Bu anlamda makinelerin depoda bekleyen parçaları kendi kaderlerini tayin edemiyorlar. Ne zaman bir şirketin bir projesi var, o zaman bir parça satın almak istiyor. Rafta bekleyen parçalardan da onlarca, yüzlerce olduğu için çalışma şansı sadece birine gülüyor. Neyse ki, insanlar çarklar ya da diğer makine parçaları gibi değil. Düşünebiliyor, eyleme geçebiliyor.

"Çalışacak bir proje bulamıyorsanız, siz bir tane geliştirin."

İsmail, üniversiteyi bitirip İstanbul'daki evine döndükten sonra epeyce bir iş aradı ve bulamadı. Bir ara evlerini taşıdılar; İsmail taşınma sırasında eşyaları önceden paketleyebilmek için bakkallardan ya da dükkanlardan karton koli aradı, ama bulamadı. Bir şekilde taşındıktan sonra düşündü ki, taşınırken birçok insan koli almaya ihtiyaç duyuyor, ama bulamıyor. İsmail, karton koli üreticilerine sunulmak üzere, perakende koli satış projesi hazırladı. Proje, kolilerin internet üzerinden, kolilerle birlikte kolilerin içine konulan köpük (beyaz plastik türevi malzeme) satışını içeriyordu. Ayrıca gazetelerde nakliyeci ilanlarının verildiği bölümler vardı, oralara da "taşıma kolisi" ilanı verilecekti. Böylece fabrikalara tanesi 1 milyon liradan satılan koliler, koli başına üç milyon ödemeye razı taşınacak insanlara satılabilecekti. Bu projeyi iki koli üreticisine götürdü. İkincisi, kendisini hemen işe aldı.

Sağa sola özgeçmiş gönderip üç bin kişinin özgeçmişi arasında beklemektense geliştirdiğimiz birkaç proje için ortak aramak üzere şirket ya da kişilerle görüşebiliriz. Çok iyi eğitimli ya da sadece eğitimli insanların iş bulmalarına yardım edecek temel unsurlardan biri, projeye sahip olmaktır. Hayalindeki projeyle ilgili bir web sitesi yapabilirler. Bir kartvizit bastırabilirler. Bu projeyle ilgili şirketleri ya da şirket yöneticilerini arayarak randevu alabilirler. Gelişecek tanıdık ağı ve bağlantılar, kişiye kendiliğinden bir iş getirebilir.

Şirketler, insanları ellerindeki sertifikalar için değil, bilgi, uzmanlık ve yetenekleri için işe alırlar. Bununla birlikte, bilgi, uzmanlık ve yetenek belirli bir proje içinde değer kazanır. Onlar sizi bir proje için çağırmıyorsa, siz onlara bir proje götürün.

İşe girmenin en garantili yolu, beş şirket seçip onlara maliyetlerini düşürecek ya da satışlarını artıracak (en az 20 sayfalık) projeler hazırlamaktır. Bu projeleri de insan kaynakları müdürlerine değil, genel müdürlere gönderin.


Ne projesi ne girişimciliği Sn Yalçın ... Çin malına denetlemeyi kaldırın ondan sonrada girişimcilik diyin , proje diyin ... Ülkenin ürettiğini baltalıyorlar siz ne diyorsunuz ...


İnsanlar illa maliyet düşürücü projemi üretecek ve bunun yanısıra gidecek genel müdüre sunum yapacak , herkez bu şekilde iş bulmaya mecburmu yani ...

Hey arkadaş ya ...

Ne projesi ne girişimciliği Sn Yalçın ... Çin malına denetlemeyi kaldırın ondan sonrada girişimcilik diyin , proje diyin ... Ülkenin ürettiğini baltalıyorlar siz ne diyorsunuz ...


İnsanlar illa maliyet düşürücü projemi üretecek ve bunun yanısıra gidecek genel müdüre sunum yapacak , herkez bu şekilde iş bulmaya mecburmu yani ...

Hey arkadaş ya ...

bence hikayeyi yanlış yorumlamışsın.. yalçın abinin kastı biraz da kendimizin bişeyler yapması gerektiği.. belki de ben yanlış yorumladım :)

Ne projesi ne girişimciliği Sn Yalçın ... Çin malına denetlemeyi kaldırın ondan sonrada girişimcilik diyin , proje diyin ... Ülkenin ürettiğini baltalıyorlar siz ne diyorsunuz ...


İnsanlar illa maliyet düşürücü projemi üretecek ve bunun yanısıra gidecek genel müdüre sunum yapacak , herkez bu şekilde iş bulmaya mecburmu yani ...

Hey arkadaş ya ...

bence hikayeyi yanlış yorumlamışsın.. yalçın abinin kastı biraz da kendimizin bişeyler yapması gerektiği.. belki de ben yanlış yorumladım

Tamam bende o şekilde yorumladım , kendimiz yapalım çaba gösterelim işin bize gelmesini beklemeyelim ... Tamam böyle anladım ama bu ortamın sağlandığına eminmisin , kaç kişi var tanıdığım kendi projelerini ürettiler , iş kurdular ama patladılar ...
Çin malına denetlemeyi kaldırmak hangi akla hizmet eder anlamam. Romanyada , Türkiyede ayakabı fabrikası olan adamlar battı , çay içecek paraları kalmadı. Türkiyede iş yapamayınca Afganistana giden ancak orada ihale alabilen arkadaşım var ve şirketleri zamanında STFA nın arkasından 2. büyük inşaat şirketiydi. Bunlar battı bunlar ... ve bunlar benim tanıdıklarım sadece... yapmayın arkadaşlar böyle ...

Bence günümüzün en büyük sorunu eğitim ve issizlik . . .

Nice insanlar varki eğitimini üniversiteyi tamamlayıp issiz kalan çok insan var.Bunun nedeni toplumumuzda işsizlik olmasıdır.Ne kadar eğitimini tamamlarsan tamamla . . .


Artık toplumda eğitimden çok referans ta geçiyor her kurumda tabir*i caizce bir dayın olacak. . .Ben böyle tür olaylara çok şahit oldum.Böyle nereye kadar gider bilmiyorum

Dünya gençliğinin en büyük sorununun şiddet olduğunu düşünüyorum..

Günümüz gençliğinin en büyük sorunu eğitim. Eğitimle tüm sorunların üstesinden gelineceğine inanıyorum. Eğitim dediysek, Türk Eğitim Sistemini kastetmiyorum. Türkiye'deki eğitim sisteminin içi tamamen boşaltılmış, isteklere cevap veremez hale gelmiştir. Türkiye Batı normlarına uygun bir eğitim politikası geliştirmelidir.

Eğitim sistemimizin çok ileri noktalara gelmesi için, devletin eğitimden elini çekmesi gerekir. Merkezi eğitim çağımıza uymuyor. Eğitim vakıflarca ve özel kuruluşlarca üstlenilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı, sadece maddi durumu kötü öğrenciler burs vermekle meşgul olmalıdır. Böylece maddi durumu iyi olmayan insanlar da zor durumda kalmamış olur.

Her okul kendi müfredatını hazırlamalıdır. Devletin müdahalesi sözkonusu olamaz.

verilen cevapların çoğu mantıklı.teşekkürler ilginiz için

DURMAK YOLA DEVAM!!

eğitim şart!

eğitim derken sadece okula gitme ele alınmıyor ise..

(bunların içinde inanç,saygı,hoşgörü..gibi etkenlerde bulunuyorsa ise ..) EĞİTİM :-* :)

gerekli altyapı olmadan eğitin bakalım ... en sonunda üniversite mezunu çaycılarla , simitçilerle dolarsa ülke ve onlardan biride sizin kardeşiniz çoluğunuz çocuğunuz olursa anlarsınız ne demek istediğimi ...

EĞİTİM ŞART!!!Çok doğru ama İşsizlik de ürkütücü.

Maddi ve manevi anlamda eğitim bana göre en önemli sorun ;)

günümüz gençliğinin en önemli sorunu eğitimden de ziyade İNANÇ ve İMAN eksikliği ne eğitimli gençler gördüm neye inanacağını bilemeyen sapkınlıklar peşinde koşan. :'(

eğitim

gemçliğimiz en önemli sorunu EĞitimyani ÖNce ahlak ve maneviyat prensibi ile eğitim.

işsizlik diğer sorunlarıda hep beraberinde getiriyor diye düşünüyorum...

işçilikte bir eğitimden geçer,işsilik varsa bu eğitimdeki eksikliktendir.
işi iyi bilememe,sorumluluğunun farkına varamama,sadece mesaisini bitir ve eve git anlayışı....ve böyle bir çok neden işsizliği getirir.işsizlik iş bulamamaktan değil,işçi bulamamaktandır..
ayrıca işverenin maddi gücüne güvenerek,nasılsa bana,bu işe muhtaç düşüncesi ile işçi hakkını gaspetmesindendir..işçinin de muhtaç durumda olmasından dolayı kendisine yapılan hak ihlallerini yetkililere bildirememesindendir.
sonuç:herkes mutsuz ve memnun değil :(

Tek sorun var o da İMANSIZLIK...

şimdiki gençler şiddete çok eğimli

Eğitimdir tabikide eğitim olduktan sonra uyuşturucu,şiddet vb şeyler ortadan kalkar doğal olarak..

Diğer; İnançsızlık, zevk sefa, Dünya işleri, lay lay lom yaşam..

Diğer; İnançsızlık, zevk sefa, Dünya işleri, lay lay lom yaşam..

aynen
ayrıca özenti ve bilinçsizlik ama en önemlisi bence inançsızlık çünkü inançlı gibi olan birçok insan bile gerektiği gibi yaşamıyo ve bu gerçekten bizden çok şey götürüyo :(

eğitim ahlak ve terbiyeyi kapsıyorsa temel sorunu gençliğin

Eğitim...

işsizlik...

Aile en büyük sorunu. İmam Cemaat ilişikisi var ailede. baba anne orda ne yaparsa çocuk neler yapmaz ;)