Gölge
03-02-2009, 03:54
http://www.moralhaber.net/resimler/yazarlar/142.jpg
Sn. Baykal’dan ilk öneri: "HAMD OLSUN'U BIRAK"
A. Raif ÖZTÜRK
Başbakan Erdoğan muhalefetten, ‘işsizliğe çare ile ilgili’ öneri istedi. CHP lideri Deniz Baykal'da 7 maddelik öneri sundu. İlk önerisi ise 'Hamd olsunu bırak gerçekçi ol' idi.
Peki, o zihniyete göre işsizliğin en önemli nedeni olarak görülen veya istihdama engel olan (!) şu HAMD OLSUN tehlikesi (!) nedir acaba?
Sn. Baykal ve çevresi, bu mübarek cümleye niçin gıcık oluyorlar?
Hem Müslüman olmak, hem de HAMD OLSUN sözcüğüne muhalefet etmek mümkün mü? İşte bu sorulara cevap bulmak zorundayız.
HAMD; geniş kapsamlı lügatlerde, medh etmek, övmek, kulların Cenab-ı Hakka karşı, memnuniyet ve sevinçlerini ve O’nu c.c. medh etmelerini ve senâ etmelerini bildirmeleridir. Terim olarak da; bütün medih ve övgü türlerini içerip, sevgi ve tâzim ile Allah'a yönelen övgü ve şükrü ifade eder.
‘HAMD etmek’, Yüce Rabbimizin Kur’ân’da öğrettiği, her mü’minin her namazda ve her rekâtta (her gün 40 defa) okunması, İslam’ın kesin emri olan bir dua şeklidir. (El-HAMDÜ lillâhi Rabbil âlemîn…)
Kur'an’ın ilk âyeti olan 'El-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn' (Kâinatın Rabbi, yani yaratıcısı ve geliştiricisi olan Allah'a HAMD OLSUN) cümlesi, Kur'an'da 7 yerde geçmektedir. 'El-HAMD’Ü lillâh' cümlesi ise 23 yerde tekrarlanır. El-HAMD’Ü lillâh cümlesiyle başlayan 5 sûre vardır.
Kur'an'da HAMD, hepsi Allah'a nispet edilmiş olarak 43 yerde geçmektedir. 'HAMD', yüce Yaratıcı dışında hiçbir şahıs ve kuvvete yöneltilmeyecek bir şükür türüdür.
HAMD, nimetleri sınırsız ve sonsuz olan kudrete, ‘varlıkta da yoklukta da, yani her hâl-ü kârda yapılır’ ki, o Kudret Allah'tır (c.c.). Onun için Allah'a HAMD etmek, Allah'a şükretmekten daha faziletli, daha üstündür.
Her Müslüman, İMANIN ALTI ŞARTI gereği, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmaya mecbur olduğu için, her hâl-u kârda da ‘hamd etmeye’ de mecburdur.
HAMD, kişisel ve basit menfaatler karşılığı ifade edilen bir övme değildir. Evrensel ve küllî değerlere duyulan hayranlığın bir ifadesidir. Allah'a hamd, her hal ve şartta yapılır; şükür ise bize ulaşan nimetler karşılığında yapılır…
Hamd ile ilgili birkaç Âyeti Kerimi arz: 'Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey O'nu tesbih eder. O'nu HAMD ile övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur.' (17/İsrâ, 44) … 'Göklerde ve yerde HAMD O'na c.c. mahsustur.' (30/Rûm, 18)… Hamd ve şükür, nimetleri arttırır: 'Hatırlayın ki, Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) arttıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti.' (14/İbrahim, 7.)… Bütün bunlara rağmen, insanoğlu ise çok zâlim ve çok nankördür (14/İbrahim, 34). 'Kullarımdan şükreden ne kadar az!...' (34/Sebe' 13)
HAMD ETMEMEK ise Dini literatüre göre NANKÖRLÜKTÜR.
*******
Eğer Sayın Baykal bu ulvi gerçekleri bilerek, Sn. Erdoğan’ın ‘HAMD etmesine’ itiraz ediyor ise tüm Müslümanları karşısına almış olur. Vebali de çok büyüktür. Her Müslüman’ın bu itiraza, demokratik bir tavır koyması gerekir.
Şayet, bu ulvi gerçekleri bilmeden konuşuyor ise böylesine cehalet, hattâ kutsi değerlere hıyanet ve hakaret içinde olan bir lidere ne kadar güvenebiliriz?
Ayıp Sayın Baykal ayıp! Bir yandan muhafazakâr oyları avlayabilmek için radikal girişimlerde bulunacaksınız, diğer yandan da mukaddeslerimize dil uzatacaksınız. Olmaz böyle bir şey!...
Olayın daha da acı tarafı var: Yeni transferleriniz olan o çarşaflılar, o Kadiriler ve o müftüler, bu yanlışlığa niçin “hoop, hoop, ne oluyoruz” diyemiyorlar acaba?…
*******
Evet, bendeniz Sn. Baykal’ın sunduğu şu 7 maddenin, siyasi, hukuki ve ekonomi yönüne, şimdilik hiç girmedim. Sadece yüce Dinimizin kutsal prensipleriyle alay etmesine, tahkir etmesine veya bu yaşta bu ulvi kelimeyi bilmemesine üzülerek, HAMD OLSUN konusunu irdelemeyi tercih ettim…
Çünkü yüce dinimizin kutsal prensipleriyle çelişen, tahkir eden, en azından saygı bile göstermeyen veya alay eden bir lider ‘ağzıyla kuş tutsa bile’, o kuş beş para etmez. Murdar olur…
Kaldı ki önerilen bu yedi maddeye, tüm ekonomistler karşı çıkıyor. Komik buluyor. Üç-beş ay sonrayı bile göremeden, bol keseden atıp-tutma olarak değerlendiriyor.
Sn. Başbakan ‘Uygulamazsam siyaseti bırakırım’ dedi diye, kışkırtıcı ve ‘hükümet gemisini batırıcı teklifler’ olarak görüyor…
*******
Ne mutlu; dünyanın çeşitli meşguliyetlerine ve fitnelerine rağmen, her zaman HAMD EDEBİLENLERE… Yüce Rabbim hepimize nasip etsin. Amin…
*******
NOT: Bu haberin altına vatandaştan gelen yorumlardan, birkaçını arz ediyorum:
Ali Pürer: ‘Hamdolsun’ demek gerçekçiliğin ta kendisidir. Hamd etmeden gerçekçi olunmaz. Hamdolsun demek var olana şükür etmek demektir, yani eldekinin değerini, kıymetini bilip ona göre hareket etmek demektir. Verilen nimetlerin, kimden olduğunu bilip kadr-u kıymetini anlamak demektir. Aksi ise nankörlüktür. Elde ne olduğunu yani sermaye olmadan iş yapılabilir mi, mühimmat olmadan savaşılabilir mi? Tabi bu kadar yıldır gerçekten ve Hak'tan uzak yaşamak sorunu olunca böyle garip laflar ağızdan çıkabilir.
Şener : 7 öneri içinde, bir cümleden başka dişe dokunur öneri yok. Krizi, kriz ile çözmek isteyen, krize çare değil krizi rantlaştıran bu öneriler değil çözüm getirmek, devleti iflâsa sürükler. Dişe dokunur cümle: "ABD'de krize karşı tüm partiler bir araya geldi" sözü doğrudur. Bizde, daha bir DARBE ANAYASA'SINI düzeltmemek için kaçan, Cumhur Reisini hor gören, halkın değerlerini yasaklatan, siyasi terime yolsuzlukları sokanlar oldukça, bu partiler bir araya gelmez. ABD'de DEVLET KÜLTÜRÜ VAR. Orada partiler menfaat kavgası yapmaz. Yalan mı? Sn. Baykal söyle…
Serdar : Sayın Baykal’ın çözüm önerilerine bakar mısınız? Tamamı eldeki mevcudu dağıtmaya veya almamaya yönelik. Üretime ve kazanca yönelik hiçbir şey yok. Elindekileri dağıt, üç ay sonra kimin kucağına oturacağını düşünür durursun. Memleket batmış, umurunda mı senin? Yazıklar olsun sana oy verenlere de... (Moralhaber.)
Anlayana bu kadar yeter…
Sn. Baykal’dan ilk öneri: "HAMD OLSUN'U BIRAK"
A. Raif ÖZTÜRK
Başbakan Erdoğan muhalefetten, ‘işsizliğe çare ile ilgili’ öneri istedi. CHP lideri Deniz Baykal'da 7 maddelik öneri sundu. İlk önerisi ise 'Hamd olsunu bırak gerçekçi ol' idi.
Peki, o zihniyete göre işsizliğin en önemli nedeni olarak görülen veya istihdama engel olan (!) şu HAMD OLSUN tehlikesi (!) nedir acaba?
Sn. Baykal ve çevresi, bu mübarek cümleye niçin gıcık oluyorlar?
Hem Müslüman olmak, hem de HAMD OLSUN sözcüğüne muhalefet etmek mümkün mü? İşte bu sorulara cevap bulmak zorundayız.
HAMD; geniş kapsamlı lügatlerde, medh etmek, övmek, kulların Cenab-ı Hakka karşı, memnuniyet ve sevinçlerini ve O’nu c.c. medh etmelerini ve senâ etmelerini bildirmeleridir. Terim olarak da; bütün medih ve övgü türlerini içerip, sevgi ve tâzim ile Allah'a yönelen övgü ve şükrü ifade eder.
‘HAMD etmek’, Yüce Rabbimizin Kur’ân’da öğrettiği, her mü’minin her namazda ve her rekâtta (her gün 40 defa) okunması, İslam’ın kesin emri olan bir dua şeklidir. (El-HAMDÜ lillâhi Rabbil âlemîn…)
Kur'an’ın ilk âyeti olan 'El-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn' (Kâinatın Rabbi, yani yaratıcısı ve geliştiricisi olan Allah'a HAMD OLSUN) cümlesi, Kur'an'da 7 yerde geçmektedir. 'El-HAMD’Ü lillâh' cümlesi ise 23 yerde tekrarlanır. El-HAMD’Ü lillâh cümlesiyle başlayan 5 sûre vardır.
Kur'an'da HAMD, hepsi Allah'a nispet edilmiş olarak 43 yerde geçmektedir. 'HAMD', yüce Yaratıcı dışında hiçbir şahıs ve kuvvete yöneltilmeyecek bir şükür türüdür.
HAMD, nimetleri sınırsız ve sonsuz olan kudrete, ‘varlıkta da yoklukta da, yani her hâl-ü kârda yapılır’ ki, o Kudret Allah'tır (c.c.). Onun için Allah'a HAMD etmek, Allah'a şükretmekten daha faziletli, daha üstündür.
Her Müslüman, İMANIN ALTI ŞARTI gereği, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmaya mecbur olduğu için, her hâl-u kârda da ‘hamd etmeye’ de mecburdur.
HAMD, kişisel ve basit menfaatler karşılığı ifade edilen bir övme değildir. Evrensel ve küllî değerlere duyulan hayranlığın bir ifadesidir. Allah'a hamd, her hal ve şartta yapılır; şükür ise bize ulaşan nimetler karşılığında yapılır…
Hamd ile ilgili birkaç Âyeti Kerimi arz: 'Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey O'nu tesbih eder. O'nu HAMD ile övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur.' (17/İsrâ, 44) … 'Göklerde ve yerde HAMD O'na c.c. mahsustur.' (30/Rûm, 18)… Hamd ve şükür, nimetleri arttırır: 'Hatırlayın ki, Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) arttıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti.' (14/İbrahim, 7.)… Bütün bunlara rağmen, insanoğlu ise çok zâlim ve çok nankördür (14/İbrahim, 34). 'Kullarımdan şükreden ne kadar az!...' (34/Sebe' 13)
HAMD ETMEMEK ise Dini literatüre göre NANKÖRLÜKTÜR.
*******
Eğer Sayın Baykal bu ulvi gerçekleri bilerek, Sn. Erdoğan’ın ‘HAMD etmesine’ itiraz ediyor ise tüm Müslümanları karşısına almış olur. Vebali de çok büyüktür. Her Müslüman’ın bu itiraza, demokratik bir tavır koyması gerekir.
Şayet, bu ulvi gerçekleri bilmeden konuşuyor ise böylesine cehalet, hattâ kutsi değerlere hıyanet ve hakaret içinde olan bir lidere ne kadar güvenebiliriz?
Ayıp Sayın Baykal ayıp! Bir yandan muhafazakâr oyları avlayabilmek için radikal girişimlerde bulunacaksınız, diğer yandan da mukaddeslerimize dil uzatacaksınız. Olmaz böyle bir şey!...
Olayın daha da acı tarafı var: Yeni transferleriniz olan o çarşaflılar, o Kadiriler ve o müftüler, bu yanlışlığa niçin “hoop, hoop, ne oluyoruz” diyemiyorlar acaba?…
*******
Evet, bendeniz Sn. Baykal’ın sunduğu şu 7 maddenin, siyasi, hukuki ve ekonomi yönüne, şimdilik hiç girmedim. Sadece yüce Dinimizin kutsal prensipleriyle alay etmesine, tahkir etmesine veya bu yaşta bu ulvi kelimeyi bilmemesine üzülerek, HAMD OLSUN konusunu irdelemeyi tercih ettim…
Çünkü yüce dinimizin kutsal prensipleriyle çelişen, tahkir eden, en azından saygı bile göstermeyen veya alay eden bir lider ‘ağzıyla kuş tutsa bile’, o kuş beş para etmez. Murdar olur…
Kaldı ki önerilen bu yedi maddeye, tüm ekonomistler karşı çıkıyor. Komik buluyor. Üç-beş ay sonrayı bile göremeden, bol keseden atıp-tutma olarak değerlendiriyor.
Sn. Başbakan ‘Uygulamazsam siyaseti bırakırım’ dedi diye, kışkırtıcı ve ‘hükümet gemisini batırıcı teklifler’ olarak görüyor…
*******
Ne mutlu; dünyanın çeşitli meşguliyetlerine ve fitnelerine rağmen, her zaman HAMD EDEBİLENLERE… Yüce Rabbim hepimize nasip etsin. Amin…
*******
NOT: Bu haberin altına vatandaştan gelen yorumlardan, birkaçını arz ediyorum:
Ali Pürer: ‘Hamdolsun’ demek gerçekçiliğin ta kendisidir. Hamd etmeden gerçekçi olunmaz. Hamdolsun demek var olana şükür etmek demektir, yani eldekinin değerini, kıymetini bilip ona göre hareket etmek demektir. Verilen nimetlerin, kimden olduğunu bilip kadr-u kıymetini anlamak demektir. Aksi ise nankörlüktür. Elde ne olduğunu yani sermaye olmadan iş yapılabilir mi, mühimmat olmadan savaşılabilir mi? Tabi bu kadar yıldır gerçekten ve Hak'tan uzak yaşamak sorunu olunca böyle garip laflar ağızdan çıkabilir.
Şener : 7 öneri içinde, bir cümleden başka dişe dokunur öneri yok. Krizi, kriz ile çözmek isteyen, krize çare değil krizi rantlaştıran bu öneriler değil çözüm getirmek, devleti iflâsa sürükler. Dişe dokunur cümle: "ABD'de krize karşı tüm partiler bir araya geldi" sözü doğrudur. Bizde, daha bir DARBE ANAYASA'SINI düzeltmemek için kaçan, Cumhur Reisini hor gören, halkın değerlerini yasaklatan, siyasi terime yolsuzlukları sokanlar oldukça, bu partiler bir araya gelmez. ABD'de DEVLET KÜLTÜRÜ VAR. Orada partiler menfaat kavgası yapmaz. Yalan mı? Sn. Baykal söyle…
Serdar : Sayın Baykal’ın çözüm önerilerine bakar mısınız? Tamamı eldeki mevcudu dağıtmaya veya almamaya yönelik. Üretime ve kazanca yönelik hiçbir şey yok. Elindekileri dağıt, üç ay sonra kimin kucağına oturacağını düşünür durursun. Memleket batmış, umurunda mı senin? Yazıklar olsun sana oy verenlere de... (Moralhaber.)
Anlayana bu kadar yeter…