ceyhanli
01-10-2008, 18:57
Türkiye-ABD ve güçlü ortaklık
> New York
Cumhurbaşkanı Gül’ün ABD ziyaretinin en önemli bölümü olan Washington temaslarını tamamladık ve şu anda New York’tayız. Gezisinin en can alıcı bölümü salı günü gerçekleşti. Cumhurbaşkanımız aynı gün ABD Dışişleri Bakanı Rice, Başkan Yardımcısı Cheney ve Başkan Bush ile görüştü. Çarşamba günü de Savunma Bakanını kabul etti. 1991’den bu yana devlet başkanı seviyesinde yapılan en önemli temastı, bu. Cumhurbaşkanı Gül, Washington’da en üst düzeyde sıcak karşılandı. Türkiye açısından önümüzdeki yıllarda olumlu neticelerini görebileceğimiz stratejik sonuçlar verecek bir ziyaret oldu.
Beyaz Saray’ın bahçesinde Bush ve Gül ikilisi son derece samimi ve sıcak tavırlarla basının karşısına geldi. Bizim için Sayın Gül’ün ne diyeceğinden daha çok, ABD Başkanının ne söyleyeceği daha önemliydi.
Başkan Bush’un Türkiye ve Türk-Amerika ilişkileri hakkında sarf ettiği sözler önemliydi ve doğrusunu söylemek gerekirse hoşumuza giden tespitlerdi. Başkan Bush, Türk demokrasisinin 2007 yılında başarı ile atlattığı sınavı hatırlatırcasına, “Türkiye’nin, demokrasinin ve İslam’ın bir arada yaşabileceğini gösteren fantastik tek örnek olduğu”nun altını çizdi. Türkiye’nin İslam dinine mensup tek Batılı ve AB’ye ait bir ülke olduğunu belirtti. Türkiye’nin İslam Dünyası ile Avrupa arasında önemli bir köprü olduğunun mesajını verdi.
Bizim için Başkanın terörle mücadele konusunda dünyaya vereceği mesajlar çok önemliydi. Başkan Bush gözlerimizin içine bakarak çok kararlı bir şekilde; “PKK, hem Türkiye’nin hem Irak’ın hem de tüm barışseverlerin ortak düşmanıdır” nitelendirmesini yaptı. Aslında bu gezide de gördük ki, 5 Kasım’daki Bush-Erdoğan görüşmesinde sağlanan konsensüs gelişerek devam ediyor. Bush, PKK terör örgütünü, barış isteyen tüm medeni dünyanın düşmanı ilan etti ve bu düşmanla ortak mücadelede Türkiye ile ABD’nin iş birliğinin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. Görüşmeye katılan kaynaklardan edindiğim bilgiye göre Başkan Bush, “PKK terörü ile mücadelenizde arkanızdayız. Sonuna kadar gidin” tarzında destekte bulundu. Hem ABD’nin, hem AB’nin PKK terörü ile mücadelede açık desteği bir kez daha en üst seviyede teyit edildi. Washington’da, ABD yönetimi penceresinden baktığınızda PKK’nın burada kaleminin çoktan kırıldığını net bir şekilde hissedebiliyorsunuz.
Cumhurbaşkanı Gül’ün gezisinde hedeflediği temel amaç, 5 Kasım’da yakalanan süreçle birlikte ABD ile ilişkilerini daha da geliştirmek ve ileriye taşımak, “Güçlü ortaklık” perspektifine geçmek.
Gül-Cheney ve Gül-Bush görüşmesinin en önemli maddelerinden biri de enerji güvenliği konusuydu. Türkiye ve ABD hem Orta Doğu ve hem de Kafkaslar’daki enerji imkanlarının güvenli bir şekilde dünya pazarlarına ulaştırılması ve bu kaynakların değerlendirilmesi konusunda önümüzdeki yıllarda hayata geçirilebilecek iş birliği imkanlarını araştırıyorlar. Özellikle Orta Asya ve Kafkasya’da, Türkiye ve ABD’nin siyasi alanda iş birliği yapacağı, bu iş birliğinin de enerji alanında ortak hareket etme sonucunu doğuracağı görülüyor.
Bush-Gül görüşmesinin diğer bir gündem maddesi de Irak ve Orta Doğu barışı oldu. Cumhurbaşkanı Gül, Başkan Bush’un Orta Doğu gezisi öncesinde bölgeye ilişkin tecrübe ve düşüncelerini Başkan’a aktarma imkanı buldu. Daha önce birçok alanda net bir şekilde çelişen Türkiye-ABD menfaatlerinin Kafkaslar’da ve Orta Doğu’da bazı alanlarda örtüşmeye başladığı görülüyor. Gül, Kerkük konusunda Türkiye’nin tezini Amerika’nın üst yönetimine anlattı. Sayın Gül Başkan Bush’a, Pakistan ve Kafkasya gezileri ile ilgili bilgiler de verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, ABD’nin Türkiye’nin AB ile müzakerelerine desteğinin devam etmesi, Başkan Bush’un dostları olan Sarkozy ve Merkel’e bu konuda telkinlerde bulunmasını talep etti. Bush, Türkiye’nin AB resminin içinde olması gerektiğini, bunun AB’nin çıkarları için de önemli olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-ABD arasındaki tüm konuları gözden geçirme imkanı bulduklarını söyledi. Kıbrıs konusu dahil olmak üzere tüm önemli sorunlara temas edilmiş.
Başkan Bush, Türk-ABD ilişkilerinin hiçbir zaman için bozulmayacağına, zayıflamayacağına inandığını vurgulamış.
Sayın Gül’ün, “Türkiye’nin PKK terörü ile mücadelesinde ABD desteği konusunda Başkan Bush’ta herhangi bir tereddüt bir duraksama görmedim, hissetmedim” tespitini önemsiyorum. Terörle mücadelemize destek karşılığında ABD’nin Türkiye’den herhangi bir talepte bulunmadığını buradaki tüm kaynaklarımdan teyit etme imkanı buldum.
Gezinin birinci bölümü son derece başarılı geçti. Türk basının ABD’deki bazı yeminli Erdoğan-Gül karşıtı mensupları geziye ve başarısına gölge düşürecek malzeme bulabilmek için çok çabaladılar. Ama bir şey bulamadılar. Gezi Türkiye ve ABD arasında güçlendirilmiş ortaklık hedefi açısından önemli merhalelerden biriydi.
Neler Oluyor
Nuri Elibol
> New York
Cumhurbaşkanı Gül’ün ABD ziyaretinin en önemli bölümü olan Washington temaslarını tamamladık ve şu anda New York’tayız. Gezisinin en can alıcı bölümü salı günü gerçekleşti. Cumhurbaşkanımız aynı gün ABD Dışişleri Bakanı Rice, Başkan Yardımcısı Cheney ve Başkan Bush ile görüştü. Çarşamba günü de Savunma Bakanını kabul etti. 1991’den bu yana devlet başkanı seviyesinde yapılan en önemli temastı, bu. Cumhurbaşkanı Gül, Washington’da en üst düzeyde sıcak karşılandı. Türkiye açısından önümüzdeki yıllarda olumlu neticelerini görebileceğimiz stratejik sonuçlar verecek bir ziyaret oldu.
Beyaz Saray’ın bahçesinde Bush ve Gül ikilisi son derece samimi ve sıcak tavırlarla basının karşısına geldi. Bizim için Sayın Gül’ün ne diyeceğinden daha çok, ABD Başkanının ne söyleyeceği daha önemliydi.
Başkan Bush’un Türkiye ve Türk-Amerika ilişkileri hakkında sarf ettiği sözler önemliydi ve doğrusunu söylemek gerekirse hoşumuza giden tespitlerdi. Başkan Bush, Türk demokrasisinin 2007 yılında başarı ile atlattığı sınavı hatırlatırcasına, “Türkiye’nin, demokrasinin ve İslam’ın bir arada yaşabileceğini gösteren fantastik tek örnek olduğu”nun altını çizdi. Türkiye’nin İslam dinine mensup tek Batılı ve AB’ye ait bir ülke olduğunu belirtti. Türkiye’nin İslam Dünyası ile Avrupa arasında önemli bir köprü olduğunun mesajını verdi.
Bizim için Başkanın terörle mücadele konusunda dünyaya vereceği mesajlar çok önemliydi. Başkan Bush gözlerimizin içine bakarak çok kararlı bir şekilde; “PKK, hem Türkiye’nin hem Irak’ın hem de tüm barışseverlerin ortak düşmanıdır” nitelendirmesini yaptı. Aslında bu gezide de gördük ki, 5 Kasım’daki Bush-Erdoğan görüşmesinde sağlanan konsensüs gelişerek devam ediyor. Bush, PKK terör örgütünü, barış isteyen tüm medeni dünyanın düşmanı ilan etti ve bu düşmanla ortak mücadelede Türkiye ile ABD’nin iş birliğinin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. Görüşmeye katılan kaynaklardan edindiğim bilgiye göre Başkan Bush, “PKK terörü ile mücadelenizde arkanızdayız. Sonuna kadar gidin” tarzında destekte bulundu. Hem ABD’nin, hem AB’nin PKK terörü ile mücadelede açık desteği bir kez daha en üst seviyede teyit edildi. Washington’da, ABD yönetimi penceresinden baktığınızda PKK’nın burada kaleminin çoktan kırıldığını net bir şekilde hissedebiliyorsunuz.
Cumhurbaşkanı Gül’ün gezisinde hedeflediği temel amaç, 5 Kasım’da yakalanan süreçle birlikte ABD ile ilişkilerini daha da geliştirmek ve ileriye taşımak, “Güçlü ortaklık” perspektifine geçmek.
Gül-Cheney ve Gül-Bush görüşmesinin en önemli maddelerinden biri de enerji güvenliği konusuydu. Türkiye ve ABD hem Orta Doğu ve hem de Kafkaslar’daki enerji imkanlarının güvenli bir şekilde dünya pazarlarına ulaştırılması ve bu kaynakların değerlendirilmesi konusunda önümüzdeki yıllarda hayata geçirilebilecek iş birliği imkanlarını araştırıyorlar. Özellikle Orta Asya ve Kafkasya’da, Türkiye ve ABD’nin siyasi alanda iş birliği yapacağı, bu iş birliğinin de enerji alanında ortak hareket etme sonucunu doğuracağı görülüyor.
Bush-Gül görüşmesinin diğer bir gündem maddesi de Irak ve Orta Doğu barışı oldu. Cumhurbaşkanı Gül, Başkan Bush’un Orta Doğu gezisi öncesinde bölgeye ilişkin tecrübe ve düşüncelerini Başkan’a aktarma imkanı buldu. Daha önce birçok alanda net bir şekilde çelişen Türkiye-ABD menfaatlerinin Kafkaslar’da ve Orta Doğu’da bazı alanlarda örtüşmeye başladığı görülüyor. Gül, Kerkük konusunda Türkiye’nin tezini Amerika’nın üst yönetimine anlattı. Sayın Gül Başkan Bush’a, Pakistan ve Kafkasya gezileri ile ilgili bilgiler de verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, ABD’nin Türkiye’nin AB ile müzakerelerine desteğinin devam etmesi, Başkan Bush’un dostları olan Sarkozy ve Merkel’e bu konuda telkinlerde bulunmasını talep etti. Bush, Türkiye’nin AB resminin içinde olması gerektiğini, bunun AB’nin çıkarları için de önemli olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-ABD arasındaki tüm konuları gözden geçirme imkanı bulduklarını söyledi. Kıbrıs konusu dahil olmak üzere tüm önemli sorunlara temas edilmiş.
Başkan Bush, Türk-ABD ilişkilerinin hiçbir zaman için bozulmayacağına, zayıflamayacağına inandığını vurgulamış.
Sayın Gül’ün, “Türkiye’nin PKK terörü ile mücadelesinde ABD desteği konusunda Başkan Bush’ta herhangi bir tereddüt bir duraksama görmedim, hissetmedim” tespitini önemsiyorum. Terörle mücadelemize destek karşılığında ABD’nin Türkiye’den herhangi bir talepte bulunmadığını buradaki tüm kaynaklarımdan teyit etme imkanı buldum.
Gezinin birinci bölümü son derece başarılı geçti. Türk basının ABD’deki bazı yeminli Erdoğan-Gül karşıtı mensupları geziye ve başarısına gölge düşürecek malzeme bulabilmek için çok çabaladılar. Ama bir şey bulamadılar. Gezi Türkiye ve ABD arasında güçlendirilmiş ortaklık hedefi açısından önemli merhalelerden biriydi.
Neler Oluyor
Nuri Elibol