Cihannur
05-20-2014, 14:05
Ufuk Ulutaş
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/812/xb0o.jpg
Davutoğlu paralellere neden sert çıkıyor?
Ahmet Davutoğlu, Başbakan Erdoğan ile birlikte 17 Aralık sürecinde paralel medyanın en fazla yüklendiği isimlerin başında geliyor. Yüklenmeden sakın nazik bir eleştiri yönlendirdikleri anlaşılmasın. Bildiğiniz pro-İsrail medyasının tarzı ve ağzıyla Davutoğlu’na saldırıyorlar. Hayatını Davutoğlu’yla birlikte uçakta geçirmiş paralel muhabir ve yazarlar, bir süredir baltalarını Davutoğlu’na çevirmiş durumda.
Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül uzun uzun “Cemaat Davutoğlu’na neden saldırı başlattı?” sorusunu cevaplamış. Karagül’ün yazısına yapacağım tek ekleme, Davutoğlu’na yönelik paralel saldırıların 17 Aralık’la başlamadığı ve evveliyatı olduğudur. 17 Aralık’tan önce de sistematik bir şekilde özellikle İngilizce yayınların verdiği dayanılmaz yerel muhbirlik hazzıyla Davutoğlu’nu ve Türk dış politikasını hedef alan köşe yazıları yazıyorlar, haberler yapıyorlardı.
Ben de meseleye tersten yaklaşayım. Hâlâ “saf çocuk” edasıyla “Bize bunu neden yapıyorlar?” sorusunu soran paraleller için, “Davutoğlu paralellere neden sert çıkıyor?” sorusunu cevaplayayım.
1- Davutoğlu, 17 Aralık darbe plânının vahametini anlayacak ve uluslararası boyutunu ve Türkiye’de kurmak istediği vesayet rejimini deşifre edecek kadar kitap tozu yutmuş birisi. Sadece toz yutmakla kalmamış, önceki darbe ve vesayet rejimlerinden her Anadolu evladı gibi ve hassaten partinin ana çekirdeğinin vizyonuna sahip her AK Partili gibi direkt olarak etkilenmiş birisidir. Bu sebepten bu konuda Başbakan Erdoğan’ın arkasında en net ve sesli bir şekilde duran kişilerden birisi olması hiç şaşırtıcı değildir.
2- Davutoğlu'nun en önemli sebeplerinden birisi ağızlarına sakız ettikleri gibi söyleminin “zâna” değil, istihbâri bilgiye ve soruşturma raporlarına dayanmasıdır. Ağzını Mevlana’dan açıp Ahmed Yesevi ile kapatan birinin bırakın insan ilişkilerinde zâna prim vermeyi, bu denli önemli bir devlet meselesinde söylemini neye binaen oluşturacağını en çok Davutoğlu’nun uçağından inmeyen gazetecilerin bilmesi lazım.
3- Paralellerin yabancı ülke kongrelerinin kapılarında sabahladığı, yabancı yetkililere “Türkiye’yi şikâyet” mektupları gönderdiği ve Türkiye ile ilgili panelleri depresif ergen modunda sabote etmeye çalıştıkları biliniyorken, bırakın da bu ülkenin dışişleri bakanı yerli muhbirler hakkında iki kelime etsin. Davutoğlu’nun örneğin ABD kongresinden tasarı geçirmeye çalışan Ermeni lobisine söyleyecekleri olduğu gibi paralellere de söyleyecekleri olması gayet doğaldır.
4- 17 Aralık sadece Türkiye’nin iç siyasetine bir vesayet prangası takma çabası değil, aynı zamanda Türk dış politikasına bir haddini bildirme girişimiydi. Durdurulan Suriye’ye yardım TIR’ları, El-Kaide’ye destek zırvaları, baltalanmaya çalışılan açılım süreci, sızdırılan toplantı kayıtları, Batı’ya karşı sistematik olarak işlenen otoriterleşme iddiaları... Bu paralel çabaların hepsi, kabuk değiştiren Türk dış politikasını açıkça hedef alırken, o politikanın kilit ismi tabii ki ağzını açacak ama gözünü yummayacaktır.
5- 17 Aralık sürecinde servis edilen en mahrem tape Dışişleri’ndeki VIP görüşmeye aitti. Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Genelkurmay İkinci Başkanı ve Dışişleri Müsteşarı’nın Suriye hakkındaki “brain storming”i alçakça dünyaya servis edilmişken, soruşturmanın en büyük muhatabı eldeki verilerle konuşacak, sorumlulara işaret edecek ve nihayetinde gereğini yapacaktır.
6- 17 Aralık süreci, Mısır’da darbe cinayetlerinin, yanı başımızda Baas katliamlarının, Ukrayna’da büyüyen iç savaşın, Burma’da, Orta Afrika’da Müslümanlara yönelik katliamların devam ettiği bir zamanda Türkiye’yi Türkiye’ye hapsetme girişimiyken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Suriye’de açlıktan ölen çocuklara, Mısır’da idam edilen insanlığa, Ukrayna’daki soydaşlarımıza veya Burma’daki, Orta Afrika’daki dindaşlarımıza ayırması gereken vakitten ve enerjiden çalan” paralelcilere tabii ki sert çıkacaktır.
Kaynak (http://www.aksam.com.tr/yazarlar/ufuk-ulutas/davutoglu-paralellere-neden-sert-cikiyor-c2/haber-307039)
Akşam 11.05.2014
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/812/xb0o.jpg
Davutoğlu paralellere neden sert çıkıyor?
Ahmet Davutoğlu, Başbakan Erdoğan ile birlikte 17 Aralık sürecinde paralel medyanın en fazla yüklendiği isimlerin başında geliyor. Yüklenmeden sakın nazik bir eleştiri yönlendirdikleri anlaşılmasın. Bildiğiniz pro-İsrail medyasının tarzı ve ağzıyla Davutoğlu’na saldırıyorlar. Hayatını Davutoğlu’yla birlikte uçakta geçirmiş paralel muhabir ve yazarlar, bir süredir baltalarını Davutoğlu’na çevirmiş durumda.
Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül uzun uzun “Cemaat Davutoğlu’na neden saldırı başlattı?” sorusunu cevaplamış. Karagül’ün yazısına yapacağım tek ekleme, Davutoğlu’na yönelik paralel saldırıların 17 Aralık’la başlamadığı ve evveliyatı olduğudur. 17 Aralık’tan önce de sistematik bir şekilde özellikle İngilizce yayınların verdiği dayanılmaz yerel muhbirlik hazzıyla Davutoğlu’nu ve Türk dış politikasını hedef alan köşe yazıları yazıyorlar, haberler yapıyorlardı.
Ben de meseleye tersten yaklaşayım. Hâlâ “saf çocuk” edasıyla “Bize bunu neden yapıyorlar?” sorusunu soran paraleller için, “Davutoğlu paralellere neden sert çıkıyor?” sorusunu cevaplayayım.
1- Davutoğlu, 17 Aralık darbe plânının vahametini anlayacak ve uluslararası boyutunu ve Türkiye’de kurmak istediği vesayet rejimini deşifre edecek kadar kitap tozu yutmuş birisi. Sadece toz yutmakla kalmamış, önceki darbe ve vesayet rejimlerinden her Anadolu evladı gibi ve hassaten partinin ana çekirdeğinin vizyonuna sahip her AK Partili gibi direkt olarak etkilenmiş birisidir. Bu sebepten bu konuda Başbakan Erdoğan’ın arkasında en net ve sesli bir şekilde duran kişilerden birisi olması hiç şaşırtıcı değildir.
2- Davutoğlu'nun en önemli sebeplerinden birisi ağızlarına sakız ettikleri gibi söyleminin “zâna” değil, istihbâri bilgiye ve soruşturma raporlarına dayanmasıdır. Ağzını Mevlana’dan açıp Ahmed Yesevi ile kapatan birinin bırakın insan ilişkilerinde zâna prim vermeyi, bu denli önemli bir devlet meselesinde söylemini neye binaen oluşturacağını en çok Davutoğlu’nun uçağından inmeyen gazetecilerin bilmesi lazım.
3- Paralellerin yabancı ülke kongrelerinin kapılarında sabahladığı, yabancı yetkililere “Türkiye’yi şikâyet” mektupları gönderdiği ve Türkiye ile ilgili panelleri depresif ergen modunda sabote etmeye çalıştıkları biliniyorken, bırakın da bu ülkenin dışişleri bakanı yerli muhbirler hakkında iki kelime etsin. Davutoğlu’nun örneğin ABD kongresinden tasarı geçirmeye çalışan Ermeni lobisine söyleyecekleri olduğu gibi paralellere de söyleyecekleri olması gayet doğaldır.
4- 17 Aralık sadece Türkiye’nin iç siyasetine bir vesayet prangası takma çabası değil, aynı zamanda Türk dış politikasına bir haddini bildirme girişimiydi. Durdurulan Suriye’ye yardım TIR’ları, El-Kaide’ye destek zırvaları, baltalanmaya çalışılan açılım süreci, sızdırılan toplantı kayıtları, Batı’ya karşı sistematik olarak işlenen otoriterleşme iddiaları... Bu paralel çabaların hepsi, kabuk değiştiren Türk dış politikasını açıkça hedef alırken, o politikanın kilit ismi tabii ki ağzını açacak ama gözünü yummayacaktır.
5- 17 Aralık sürecinde servis edilen en mahrem tape Dışişleri’ndeki VIP görüşmeye aitti. Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Genelkurmay İkinci Başkanı ve Dışişleri Müsteşarı’nın Suriye hakkındaki “brain storming”i alçakça dünyaya servis edilmişken, soruşturmanın en büyük muhatabı eldeki verilerle konuşacak, sorumlulara işaret edecek ve nihayetinde gereğini yapacaktır.
6- 17 Aralık süreci, Mısır’da darbe cinayetlerinin, yanı başımızda Baas katliamlarının, Ukrayna’da büyüyen iç savaşın, Burma’da, Orta Afrika’da Müslümanlara yönelik katliamların devam ettiği bir zamanda Türkiye’yi Türkiye’ye hapsetme girişimiyken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Suriye’de açlıktan ölen çocuklara, Mısır’da idam edilen insanlığa, Ukrayna’daki soydaşlarımıza veya Burma’daki, Orta Afrika’daki dindaşlarımıza ayırması gereken vakitten ve enerjiden çalan” paralelcilere tabii ki sert çıkacaktır.
Kaynak (http://www.aksam.com.tr/yazarlar/ufuk-ulutas/davutoglu-paralellere-neden-sert-cikiyor-c2/haber-307039)
Akşam 11.05.2014