fatih kısaparmak balon baskılı balon Ünal TANIK "Baykal’ın içine düştüğü utanç çukuru" - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ünal TANIK "Baykal’ın içine düştüğü utanç çukuru"


Ertuğrul ÖZGÜL
05-15-2009, 21:25
CHP lideri Deniz Baykal, Almanya’da Deniz Feneri e.V. davasının görülmeye başlandığı günden bu yana keyiften dört köşe olmuş durumda.

Bugüne kadar CHP için kullanılan “iş bilmez ama götürür” yaftasını asabileceği bir yer bulmanın sevinci idi bu. Baykal, muhafazakar çevrelerde patlak veren bu iddialara bir can simidi gibi sarıldı.

Bu da yetmedi. Almanya’daki iddiaların gündeme gelmesinden bu yana konuya değinimediği bir konuşma olmadı. Dahası 29 Mart seçimlerinde kampanyasını bu temel üzerine oturttu.

Hak, hukuk, haysiyet, şeref, insaf, kişilik hakkı gözetmeden saldırdı. Tek bir amacı vardı. Deniz Feneri üzerinden muhafazakar camiayı vurmak, toplumun yardımlaşma duygusunu yok etmek.

Aslında Deniz Baykal’ın asıl hedefi bu değildi elbette. CHP liderinin hedefi toplumda saygın bir yeri olan Kanal 7’yi yıpratmaktı. Esasına baktığında ise Kanal 7 de Baykal’ın ana değil, ara hedefi idi.

CHP liderinin asıl hedefinde AK Parti iktidarı vardı. AK Parti, 2002’de yönetime gelmiş, bir iktidar dönemi geçirmiş, ülkeye çok ciddi açılımlar yaptırmış ve hala seçmen ondan başka iktidara alternatif bir parti görmüyordu.

Deniz Baykal’ı asıl çıldırtan bu idi. Deniz Feneri olayına bu kadar sarılmasının temelinde bu vardı.

Bundan dolayı Almanya’da görülen Deniz Feneri e.V. davasını diline dolayarak toplumun aklını sürekli karıştırmaya çalıştı. Türkiye Deniz Feneri'ne hiçbir ayırım yapmadan gözü dönmüşçesine saldırdı.

Türkiye Deniz Feneri Derneği Başkanı Engin Yılmaz, defelarca çıkıp açıklama yaptı. İki dernek arasında hukuki bir bağ bulunmadığını söyledi ve proje bazlı ortak çalışmalar yaptıklarını duyurdu. Ardından bu projelerde kullanılan kaynağın miktarını açıkladı.

Gözünü siyaset hırsı bürüyen Deniz Baykal ise iki dernek arasında hiçbir ayırım gözetmeksizin saldırdı da saldırdı. Dedim ya amacı Deniz Feneri falan değildi. Onun üzerinden iktidar partisini vurmaktı.

Sonunda Türkiye Deniz Feneri yönetimi, Deniz Baykal aleyhine 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Davanın ilk duruşması yapıldı.

Baykal ilk duruşmaya katılmadı. Onun yerine avukatı Ahmet Çörtoğlu mahkemede hazır bulundu. Baykal’ın yaptığı savunma ise tam utanılacak cinsten. Savunmasını, Haber 7’de okudunuz.

Baykal savunmasının temelini, “Ben Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’yi kastettim. Bu sözlerimin Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği için söylenmiş gibi aktarılmasının dayanaksız olduğu” üzerine kurdu.

Biraz haya duygusu taşıyan, biraz siyasi gururu bulunan birinin yapabileceği savunma değil bu. Baykal’ın bu tavrı, bugüne kadar söylediklerini kulaklarıyla işiten, ekranlarda gözleri ile görenleri aptal yerine koymaktan başka birşey değil.

Baykal’ın meydan meydan meydan dolaşarak söylediklerini hadi unutmuş olalım. Haber bültenlerinde yayınlanan haberlerin, Bayakalsever medya tarafından abartıldığını düşünelim, dahası bu sözleri yayınlayan internet sitelerinin ve gazetelerin alıntı yaparken, “yanlış anlaşılabilecek” şekilde konuşmaları aktardığını varsayalım.

Peki, Deniz Baykal’ın grup konuşmalarını deşifre ederek kelimesi kelimesine yayınlayan CHP’nin resmi internet sitesinde yer alanları ne yapacağız. Dahası, Baykal bunları nasıl gizleyecek. Buradaki sözlerini nasıl tevil edecek acaba?

Bu yazıyı yazmadan önce, partinin resmi internet sitesi olan www.chp.org.tr adresinde bir araştırma yaptım. Firdevsi Ermiş’in itiraflarının Türk medyasında yayınlandığı Eylül 2008’den bu yana Deniz Baykal, Deniz Feneri olayını diline dolamadığı grup konuşması nerede ise olmamış gibi.

Baykal, mahkemeye verdiği savunmasında, “Almanya'daki dernek için söylenen sözlerin, Türkiye'deki Deniz Feneri'ni çağrıştırmasından Baykal ve CHP'nin sorumlu olamayacağı”nı öne sürdü.

7 Ekim 2008 tarihli konuşması var ki Baykal açısından utanç verici. Kendini açık seçik yalancı ve iftiracı duruma düşürücü. CHP Grup kürsüsüne çıkan Baykal’ın sözlerinin tamamını buraya alabilme imkanı yok.

“…Derneği kuracaksın. O derneğe bağış toplama yetkisi vereceksin. Nereden veriliyor bu yetki? Bakanlar Kurulundan veriliyor. O derneğe yapılan bağışlarda yüzde 100 vergi indirimi sağlayacaksın. Mehmetçik Vakfı’na sağlanmayan indirimi o kurdurduğun derneğe sağlayacaksın….”

“…Burada Atatürk ödülü kime veriliyor? Onlara veriliyor. Meclisin çatalı, bıçağı birsine verilecekse kime veriliyor? Onlara veriliyor. (Alkışlar)…”

Dediğim gibi onlarca örnek var. Meraklısı CHP’nin resmi internet sitesine girip inceler.

Şimdi, “Ben Almanya’dakini kastettim, bunlar üzerine alındı” gibi bir savunma yapan Baykal’a sormak gerek.

- Meclis’in verdiği Atatürk Ödülü Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’ye mi takdim edildi?
- Meclis, bağış toplama yetkisini Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’ye mi verdi?
- Bakanlar Kurulu, bağışlarda yüzde 100 vergi indirimini Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’ye mi tanıdı?
- Meclis lokantasındaki eski çatal bıçaklar Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’ye mi gönderildi?

Yargı karşısında yalan ve iftiraları ortaya çıkmaya başlayan Deniz Baykal, kendini utanç verici bir çukurun içinde bulmaya başladı.

Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği “mal varlığını araştırma” kararı, Baykal’ın silahlarının geri tepmeye başladığı dönüm noktası olacak.

Almanya’da görülmekte olan ve Türkiye’den de adli yardımlaşma talebi çerçevesinde yürüyen dava ise seyrinde devam ederek başka gerçekleri ortaya çıkaracak.


Ünal TANIK / Haber 7