Gölge
01-13-2009, 17:18
BU NASIL BİR ZİHNİYET?
http://www.samanyoluhaber.com/images/yazar/blok/20749.jpg
YARSAV Başkanının kendini bitirdiği açıklama. Niye mi ?
Bir hukuk adamı çıkıp kameraların karşısına kendini kaybetmişçesine tehditler savuruyor.
İnanılır gibi değil. Şaka mı bu ?
Cumhurbaşkanının bile yargılanabileceğini söylüyor ama Sabih Kanadoğlu’na dokunulamayacağını ima ediyor.
Bu nasıl bir zihniyet ?
Bunu söyleyebilen kişi nasıl hukukçu olabilir ?
Bu düşüncedeki bir insan nasıl adaleti temsil edebilir ?
Siz bu insanın adil yargılama anlayışına nasıl güvenebilirsiniz ?
Allah korusun.
YARSAV Başkanı apaçık yargıyı baskı altına alma girişimi sergiliyor.
Hükümeti, yargıyı yönetmekle suçluyor.
Adalet Bakanını; yargıçları memuru gibi kullanmaya çalışmakla itham ediyor.
Polisin zorba olduğunu iddia ediyor.
Ergenekon soruşturmasını savcıların değil polislerin yaptığını savunuyor.
Şimdi;
Bir hukuk adamı düşünün ki; hukukun işlemesine tahammül edemiyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; tarafsız olamıyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; Cumhurbaşkanının bile yargılanabileceğini söylüyor ama ilahlaştırdığı emekli Yargıtay Başsavcısına dokunulunca çılgına dönüyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; adamına göre muameleden taraf oluyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; savcılara apaçık baskı yapıyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; yargı bağımsızlığını içine sindiremiyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; ülkenin güvenliğini teslim ettiğiniz en önemli teşkilatı zorbalıkla suçluyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; adaletin değil bir siyasi ideolojinin sözcüsü gibi konuşuyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; adaleti savunmak yerine çetelerin, örgütlerin ağzıyla konuşuyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; hukuku işleyemez hale getirmeye çalışıyor.
Ülkeyi demokrasiden saptırmaya çalışanlar fena köşeye sıkıştı.
Güç tükenmeye başlayınca tehdit ve saldırı kaçınılmaz olur.
Kim hangi baskıyı yapmaya çalışırsa çalışsan artık bu davanın bir tarafından millet var.
Ve millet; suçu varsa, suçla irtibatı varsa, suçluyla ilişkisi varsa makamına bakılmaksızın herkese dokunulmasını istiyor.
Bu iş sonuna kadar gidecek.
Götürmeyen, götürtmeyen, götürülmesine engel olmaya çalışan bu davanın altında kalır.
Çünkü bu karanlıktan aydınlığa yürüyüşün davası.
Çünkü bu iyiyle kötünün davası.
Çünkü bu artık Türkiye’nin hesaplaşması.
Çünkü bu artık bir milletin davası.
Çünkü bu davanın arkasında millet var.
Böyle biline.
http://www.samanyoluhaber.com/images/yazar/blok/20749.jpg
YARSAV Başkanının kendini bitirdiği açıklama. Niye mi ?
Bir hukuk adamı çıkıp kameraların karşısına kendini kaybetmişçesine tehditler savuruyor.
İnanılır gibi değil. Şaka mı bu ?
Cumhurbaşkanının bile yargılanabileceğini söylüyor ama Sabih Kanadoğlu’na dokunulamayacağını ima ediyor.
Bu nasıl bir zihniyet ?
Bunu söyleyebilen kişi nasıl hukukçu olabilir ?
Bu düşüncedeki bir insan nasıl adaleti temsil edebilir ?
Siz bu insanın adil yargılama anlayışına nasıl güvenebilirsiniz ?
Allah korusun.
YARSAV Başkanı apaçık yargıyı baskı altına alma girişimi sergiliyor.
Hükümeti, yargıyı yönetmekle suçluyor.
Adalet Bakanını; yargıçları memuru gibi kullanmaya çalışmakla itham ediyor.
Polisin zorba olduğunu iddia ediyor.
Ergenekon soruşturmasını savcıların değil polislerin yaptığını savunuyor.
Şimdi;
Bir hukuk adamı düşünün ki; hukukun işlemesine tahammül edemiyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; tarafsız olamıyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; Cumhurbaşkanının bile yargılanabileceğini söylüyor ama ilahlaştırdığı emekli Yargıtay Başsavcısına dokunulunca çılgına dönüyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; adamına göre muameleden taraf oluyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; savcılara apaçık baskı yapıyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; yargı bağımsızlığını içine sindiremiyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; ülkenin güvenliğini teslim ettiğiniz en önemli teşkilatı zorbalıkla suçluyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; adaletin değil bir siyasi ideolojinin sözcüsü gibi konuşuyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; adaleti savunmak yerine çetelerin, örgütlerin ağzıyla konuşuyor.
Bir hukuk adamı düşünün ki; hukuku işleyemez hale getirmeye çalışıyor.
Ülkeyi demokrasiden saptırmaya çalışanlar fena köşeye sıkıştı.
Güç tükenmeye başlayınca tehdit ve saldırı kaçınılmaz olur.
Kim hangi baskıyı yapmaya çalışırsa çalışsan artık bu davanın bir tarafından millet var.
Ve millet; suçu varsa, suçla irtibatı varsa, suçluyla ilişkisi varsa makamına bakılmaksızın herkese dokunulmasını istiyor.
Bu iş sonuna kadar gidecek.
Götürmeyen, götürtmeyen, götürülmesine engel olmaya çalışan bu davanın altında kalır.
Çünkü bu karanlıktan aydınlığa yürüyüşün davası.
Çünkü bu iyiyle kötünün davası.
Çünkü bu artık Türkiye’nin hesaplaşması.
Çünkü bu artık bir milletin davası.
Çünkü bu davanın arkasında millet var.
Böyle biline.