adalet nerden kaldı ?
01-22-2008, 14:01
Yine türban meselesi gündeme getirildi.
Türkiye’de burjuva politikası işte böyle.
Halkın açlık, işsizlik, geleceksizlik gibi en önemli sorunları için parmağını kımıldatmayan AKP ve diğer burjuva partileri, türban gibi, şeriat tehlikesi gibi gündemlerle aylarca halkı oyalayabiliyor.
Türban ya da başörtüsü gerçek bir gündem değil mi? Elbette gerçek bir gündem. Ama ne AKP ne de türban konusunda AKP’nin karşısında duran partiler ve güçler, bu sorunu çözmek için ele alıyor. Sorun üzerine boş gevezeliklerle halkın belirli kesimlerinin desteğini arkalarına toplamaya çalışıyorlar. Bunda her iki kesim de zaman zaman başarılar elde ediyor. AKP’nin seçimlerde aldığı oylar ve karşı cephenin düzenlediği milyonluk mitingler bunun örnekleri.
Tayyip Erdoğan’ın Lizbon’da gündeme getirdiği türban meselesine bu kez MHP de müdahil oldu. 22 Temmuz seçimlerinden önce cumhurbaşkanlığı ile ilgili Meclis’e getirilen kanun ve daha sonra referandum sırasında, AKP karşıtı “laikçi cephe” içinde yer almayarak seçimlerde oyunu yükselten MHP, bu kez de türban konusunda bir çıkış yaparak muhtemel erken yerel seçimlerde oyunu artırmak istiyor. MHP’nin türban sorununu çözmek için ileri sürdüğü anayasa değişikliği önerisi samimi değildir. Böyle bir değişiklik türban sorununu çözmez. Belki, yüksek yargı ve YÖK’te AKP lehine yapılacak bazı değişikliklerden sonra, bir iki sene sonunda yapılacak bir yasal değişiklik sorunu AKP’nin istediği yönde çözebilecektir. Ama bugün yapılacak, MHP’nin önerdiği gibi bir anayasa değişikliği sorunu çözmeyecektir.
Türban konusunda iç yargı ve AİHM kararları sadece laiklik konusu ile ilgili karar vermediler. Aynı zamanda eşitlik konusundaki kararlarında da yaklaşımlarını belirttiler. MHP ve AKP’liler ‘türbanlıların üniversiteye girmemesi, girenlerle girmeyenler arasında eşitsizlik oluşturuyor’ derken, mahkemeler türban takarak bazı kesimlerin kendi dini inançlarını açığa vurduğunu ve böylece diğerleri üzerinde baskı oluşturulacağını, bu baskının hem laiklik ilkesine aykırı olduğunu hem de türbanlılar lehine bir ayrıcalık talep ederek eşitlik ilkesinin de ihlal edileceğini yazdılar gerekçelerinde.
Dolayısıyla, MHP’nin önerdiği anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi’nden geri döner. Ancak, mahkemenin bazı üyelerinin daha AKP lehine değişmesi ve AKP’nin yüzde 50 gibi bir oy desteğini muhafaza etmesi durumunda, MHP’nin çözümü belki bir işe yarar. Çünkü, bu durumda bile asker ve sivil bürokrasi ile medyanın rolünü ve gücünü hesaba dahil etmek gerekir.
O halde, AKP ve MHP’nin yaptığı daha çok yerel seçimler için geliştirilmiş bir demagojik politik taktiktir.
AKP diğer taraftan, seçimlerden sonra peş peşe yürürlüğe soktuğu zamlara karşı öfkenin de yönünü değiştirmeye çalışmaktadır.
Daha önce, defalarca denenmiş ve her seferinde AKP’ye güç katmış “türban” taktiği, bakalım bu kez başarılı olacak mı? Yoksa, bunca zam kazığı yemiş halk, bu kez isyan bayrağını açacak mı ?
KEMAL TEKİN EVRENSEL GAZETESİ
Türkiye’de burjuva politikası işte böyle.
Halkın açlık, işsizlik, geleceksizlik gibi en önemli sorunları için parmağını kımıldatmayan AKP ve diğer burjuva partileri, türban gibi, şeriat tehlikesi gibi gündemlerle aylarca halkı oyalayabiliyor.
Türban ya da başörtüsü gerçek bir gündem değil mi? Elbette gerçek bir gündem. Ama ne AKP ne de türban konusunda AKP’nin karşısında duran partiler ve güçler, bu sorunu çözmek için ele alıyor. Sorun üzerine boş gevezeliklerle halkın belirli kesimlerinin desteğini arkalarına toplamaya çalışıyorlar. Bunda her iki kesim de zaman zaman başarılar elde ediyor. AKP’nin seçimlerde aldığı oylar ve karşı cephenin düzenlediği milyonluk mitingler bunun örnekleri.
Tayyip Erdoğan’ın Lizbon’da gündeme getirdiği türban meselesine bu kez MHP de müdahil oldu. 22 Temmuz seçimlerinden önce cumhurbaşkanlığı ile ilgili Meclis’e getirilen kanun ve daha sonra referandum sırasında, AKP karşıtı “laikçi cephe” içinde yer almayarak seçimlerde oyunu yükselten MHP, bu kez de türban konusunda bir çıkış yaparak muhtemel erken yerel seçimlerde oyunu artırmak istiyor. MHP’nin türban sorununu çözmek için ileri sürdüğü anayasa değişikliği önerisi samimi değildir. Böyle bir değişiklik türban sorununu çözmez. Belki, yüksek yargı ve YÖK’te AKP lehine yapılacak bazı değişikliklerden sonra, bir iki sene sonunda yapılacak bir yasal değişiklik sorunu AKP’nin istediği yönde çözebilecektir. Ama bugün yapılacak, MHP’nin önerdiği gibi bir anayasa değişikliği sorunu çözmeyecektir.
Türban konusunda iç yargı ve AİHM kararları sadece laiklik konusu ile ilgili karar vermediler. Aynı zamanda eşitlik konusundaki kararlarında da yaklaşımlarını belirttiler. MHP ve AKP’liler ‘türbanlıların üniversiteye girmemesi, girenlerle girmeyenler arasında eşitsizlik oluşturuyor’ derken, mahkemeler türban takarak bazı kesimlerin kendi dini inançlarını açığa vurduğunu ve böylece diğerleri üzerinde baskı oluşturulacağını, bu baskının hem laiklik ilkesine aykırı olduğunu hem de türbanlılar lehine bir ayrıcalık talep ederek eşitlik ilkesinin de ihlal edileceğini yazdılar gerekçelerinde.
Dolayısıyla, MHP’nin önerdiği anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi’nden geri döner. Ancak, mahkemenin bazı üyelerinin daha AKP lehine değişmesi ve AKP’nin yüzde 50 gibi bir oy desteğini muhafaza etmesi durumunda, MHP’nin çözümü belki bir işe yarar. Çünkü, bu durumda bile asker ve sivil bürokrasi ile medyanın rolünü ve gücünü hesaba dahil etmek gerekir.
O halde, AKP ve MHP’nin yaptığı daha çok yerel seçimler için geliştirilmiş bir demagojik politik taktiktir.
AKP diğer taraftan, seçimlerden sonra peş peşe yürürlüğe soktuğu zamlara karşı öfkenin de yönünü değiştirmeye çalışmaktadır.
Daha önce, defalarca denenmiş ve her seferinde AKP’ye güç katmış “türban” taktiği, bakalım bu kez başarılı olacak mı? Yoksa, bunca zam kazığı yemiş halk, bu kez isyan bayrağını açacak mı ?
KEMAL TEKİN EVRENSEL GAZETESİ