AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 07-28-2014, 21:14   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Ardan Zentürk - Bir Gün, Rabbim Ömür Verir de Görürsem
Ardan Zentürk



Bir gün, Rabbim ömür verir de görürsem

Bayram günündeyiz ya, hele yaş da biraz kemale ermiş, memleketin son 50 yılına tanıklık da varsa, “nostalji rüzgârları” ense kökünüzde esmeye başlıyor...


Sene, 1966... Diyarbakır Maarif Koleji’ne, bir yıllığına leyli meccani (daimi yatılı) okumaya gidiyorum.

“Kurtalan Ekspresi” gençler için rahmetli Barış Manço’ya eşlik eden orkestranın adı olabilir ama, aslında, 2 gece üç günde Diyarbakır’a “varabilen” tren olduğunu hatırlatmak lazım...

Yolculuk, “kuşetli” diye bilinen, oturduğunuz koltukların gece yatağa dönüştüğü kompartımanlarda yapılırdı.

Kişi başına yıllık geliri 300 Dolar olan fakir bir ülkeydik ve o günün çocukları için yaşamın neler getireceğini babalarımızın da tahmin edebildiğini sanmıyorum... Fakirlik, trendeki “sınıfları” yaratmıştı!.. “Birinci sınıf”ın kompartımanı dört kişilikti ve bordo koltukları vardı... “İkinci sınıf” babamın tercih ettiği kuşetliydi, 6 kişi birlikte yolculuk ederdik, koltukları yeşildi... “Üçüncü sınıf” açılıp yatak olan deri koltuklara sahip değildi, sekiz kişi, tahta, bugün benzerlerini kent parklarında gördüğümüz tarzda bir bankın üzerinde seyahat ederlerdi...

Kurtalan Ekspresi’
nde “restoran” yoktu... Katarın son vagonunda kapısının üzerinde “büfet” yazan minik bir bakkal bulunurdu. Yolculukta ekmek, su gibi acil ihtiyaçlar oradan karşılanırdı...


Eğer bugünün gençlerine ana-babaları hâlâ, “yola çıkıyorsun, dur, sana biraz yolluk hazırlayayım” diyorlarsa, bilsinler, o günlerin hatıralarıdır bu işgüzarlığı yaptıran...

3 gün sürecek bir tren yolculuğuna evde özenle hazırlanmış yolluk sepetiyle çıkmak zorundaydınız... Annemin, o sepeti hazırlarken babamla benim ihtiyacımızdan çok fazla yiyeceği koyduğunu, “o trende çok fakir insan vardır, bak Adnan, bu ikinci söğüş tavuğu onlar için koyuyorum” dediğini, babam Neşet Adnan beyin de “kuru köfte ve yumurtadan da yedekleme yap, ben ihtiyacı olana veririm” diye cevapladığını dün gibi hatırlıyorum...

Kurtalan Ekspresi, Ankara’ya vardığında yaklaşık bir saat durur, vagonlarda sert bir sarsıntı ile lokomotif değiştirirdi. O dönem yalnız İstanbul-Ankara arasında çalışan dizel lokomotif yerini buharlıya bırakırdı...

Buharlı lokomotifle yolculuğun en hassas konusu, tünel geçişlerinde uyanık olmaktır!.. Eğer zamanında fark etmezseniz, açık olan pencereden kompartımana kömür dumanının dolması kaçınılmazdı!.. Bu nedenle, gece kuşetler açılıp birbirini tanımayan altı kişi aynı kompartımanda uykuya geçtiğinde camları kapalı tutmak zorundaydınız.

Kişi başına yıllık gelirini 10 bin Dolar’ın üzerine çıkarmış, önümüzdeki 10 yıl içinde de 25 bin Dolar’ı hedeflemiş bir ülkenin gençleri için hayli uzak anılar bunlar... 1967 yılının şubat ayında karla kaplı uçsuz bucaksız coğrafyanın içinde yol alan buharlı lokomotifin çektiği trende sömestr tatiline giden o çocuğun, trenin yanında uluyarak koşan aç kurt sürüsüne ekmek attığı an kadar uzak...

YHT milattır

Eşim, 24 TV’deki Moderatör Gece’de Yüksek Hızlı Tren’in (YHT) açılışı haberini sunarken ses tonumdan çok duygulandığımı anlamış, aslında haberi sunan, 1966 yılının bir eylül gününde Haydarpaşa’dan Kurtalan Ekspresi’ne binen o çocuktu!..


Tayyip Bey’le aynı yaştayız, bu nedenle o törende taşıdığı duyguları çok iyi anlayabiliyorum... İkimiz de, kuşetlinin “ikinci sınıfından” gelen, son 50 yılın bütün badirelerini atlatmış bir kuşağın üyeleriyiz...

18 yaşında bir gençtim ve annemle babamın, 29 Ekim 1973 günü en güzel elbiselerini giyip büyük bir heyecanla Boğaziçi Köprüsü’nün açılışına gidişlerini unutamam. Ben, evde oturmayı tercih etmiştim, onların, arkadaşlarıyla köprüden yürüyerek Avrupa yakasına geçişlerine, Karaköy’de dostlarıyla kutlama yemeği yemelerine, geç saatlerde eve gurur ve neşe içinde dönüşlerine de pek anlam verememiştim... Şimdi onları çok iyi anlıyorum... Önüne bin bir türlü engel çıkarılan “fakir ve yalnız bir ülkenin” başarı öyküsüne ortak olmuşlardı!..


YHT’yi selamlıyorum!..

Bir gün, Rabbim ömür verir de görürsem, YHT’nin Ankara-Diyarbakır hattı açıldığında tek başıma ve anılarımla yüklü olarak, bugün hâlâ çocukluğumun görüntüsüyle duran Diyarbakır Garı’nın muhtemelen yenilenmiş binasında bulunacağım.


Biliyorum, o gün, 1966 yılının bir eylül günü Kurtalan Ekspresi’nden Diyarbakır’a inen o çocuğun gözlerinde iki damla yaş olacak...

Hepinize hayırlı bayramlar diliyorum...


Kaynak

Star 28.07.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi