07-26-2009, 00:56 | #1 |
Arınç: Yasakların demokraside hayat hakkı yoktur
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Yasakların ve sansürlerin çağdaş demokrasilerde hayat hakkı olmadığını düşünüyoruz'' dedi. Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen ''Mustafa Necati Bey Gazetecilik Başarı Ödülleri'' yarışmasında dereceye girenlere ödülleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın katıldığı törenle verildi. Arınç, Salih Tozan Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, yarışmayı düzenleyen ve ödül alan kişileri kutladı. Basında sansürün kaldırılışının 101. yılının kutlandığını hatırlatan Arınç, Gazeteciler Cemiyetinin her yıl 24 Temmuzu büyük etkinliklerle kutladığını belirterek, şöyle konuştu: ''Anayasamızda da ifadesini bulan 'Basın hürdür sansür edilemez' ifadesini gazeteciler, yüksek sesle haykırırlar. Bunun için Türkiye'nin her tarafından gazeteci cemiyetleri ve dernekleri faal biçimde çalışıyorlar. Son zamanlarda bu tür etkinlikleri düzenleyen cemiyetlerimizin artması da ülkemiz medyasının, dolayısıyla ifade özgürlüğü ve demokrasimizin gelişimi bakımından da ayrıca önem taşımaktadır.'' Arınç, cemiyetlerin yanında Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek ile Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi'nin yaptığı çalışmaların, yarışmalar ve sergilerin de yerel medyada çalışan genç gazeteciler için önemli moral ve motivasyon kaynağı olduğunu vurguladı. -''MEDYADA ÇAĞI YAKALAYABİLMEK...''- Yaygın medyanın izlenme ve okunma oranlarının, yerel basına göre daha üstün olduğu bir dönemde, her türlü güçlüğe rağmen ısrarla ve azimle yerel medyada çalışan gazetecilerin varlığının çok sevindirici olduğunu kaydeden Arınç, şunları söyledi: ''Bir ülkede sağlıklı medyanın olabilmesi için, yerel ve yaygın medya arasındaki köprünün de sağlam olması gerekir. Yaygın medya ülkenin ve dünyanın genel konularını, haberlerini ve sorunlarını işlerken, yerel medya ise yaşadığımız kentin ve yörenin sorunlarını kavrama, dile getirme ve çözümü için kamuoyu oluşturma açısından önemli işlevlere sahiptir. Bu iki medya grubu, birbirinin alternatifi değil, bize göre tamamlayıcısıdır. Bizlere düşen görev, her iki medyanın da gelişimi ve sağlıklı bir yapıya kavuşması için gerekenleri yapmaktır. Demokratik, uygar, açık topluma ulaşmanın en önemli şartı, medyada çağı yakalayabilmektir. Biz medyayı açık ve şeffaf toplumların vazgeçilmez unsurlarından birisi olarak kabul ettik. Yasakların ve sansürlerin çağdaş demokrasilerde hayat hakkı olmadığını düşünüyoruz. Laik, demokratik hukuk devletinin güçlü bir ayağının da özgür ve tarafsız yayın yapan medya olması gerektiğine inanıyoruz.'' -''BUGÜNE KADAR ÇIKAN EN ÖZGÜRLÜKÇÜ BASIN KANUNU''- Bakan Arınç, bu doğrultuda 2004 yılında yürürlüğe giren 5187 sayılı yeni Basın Kanunu'nun, bugüne kadar çıkan en özgürlükçü Basın Kanunu olduğunu belirterek, bu kanunla basın özgürlüğünün sağlanmasına yönelik önemli düzenlemeler getirildiğini, yerel basın lehine özellikle cezalar konusunda ciddi değişiklikler yapıldığını bildirdi. Bunların yanı sıra yerel medyaya yönelik yabancı dil kursları ve ödüllü yarışmalar düzenlenerek yerel medyanın özlenen yere gelmesine çalışıldığını belirten Bülent Arınç, şöyle konuştu: ''Uhdemde bulunan basın ve medya ile ilgili kuruluşlarımız, TRT başta olmak üzere Anadolu Ajansı'mız, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'müzdür. Anadolu Ajansı ve Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, yıllardır basına büyük hizmetler veriyor. TRT olarak da bildiğiniz gibi büyük atılımlar içindeyiz. Birçok yeni kanallar hizmete giriyor. Bu kanallardan birisi de yerel medyaya haber desteği sağlayacak, onların sesini duyuracak bir kanal olarak hazırlanmaktadır. Umarım ki yakın zamanda TRT Genel Müdürlüğü de bu konuda hepimizi sevindirecek, mutlu edecek bir açıklama yapacaktır.'' -GAZETECİ VE SİYASETÇİ- Arınç, konuşmasının, ''Arkadaşlar'' diye hitap ettiği gazetecilere yönelik bölümünde, şunları kaydetti: ''40 yıldır siyasetin içinde birisi olarak, bu uzun yolculukta sayamayacağımız kadar çok yol arkadaşlığımız oldu. Kimileri ile siyaset açısından yollarımız ayrıldı, kimileri ile uzun yürüyüşümüzü bugüne kadar sürdürdük. Kimileriyle zorunlu, kimileriyle nedensiz ayrılıklar yaşadık. Ama uzun yolculuğumuzda bizi iki kesim hiç yalnız bırakmadı. Her adımımızda onlar hep yanımızda oldular. Bunlardan birincisi, bize teveccüh gösteren, seven, bizi bir yerlerden alıp bir yerlere taşıyan, samimi, cefakar ve kadirşinas halkımız oldu. Diğer yoldaşımız, sizler gazeteci dostlarımız oldunuz. Bazı zamanlar karşımızda durdunuz, bazen arkamızda. Ama bu uzun yürüyüşte hep yanımızda oldunuz. Bazen öyle haberlerle karşılaştık ki, gerçekle ilgisi olmayan yalan ve iftiralar... Canımız sıkıldı, yandı. Söylemediğimiz sözler, manşetlere taşındı. Mahremiyet sınırları aşıldı. Dostlarımız, arkadaşlarımız yalan haberlerle taciz edildi. Çok üzüldük. Ne gazete sayfalarına yüz çevirdik, ne de televizyon ekranlarına küstük. Çünkü medyayı açık ve şeffaf toplumların vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul ettik. Yasakların ve sansürlerin olduğu bir medyanın, ancak totaliter rejimlerde, muz cumhuriyetlerinde olabileceğini düşündük. Laik, demokratik hukuk devletinin güçlü bir ayağının, mutlaka özgür ve tarafsız yayın yapan medya olması gerektiğine inandık.'' Törene, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi ile Balıkesir Valisi Yılmaz Arslan da katıldı. (AA)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-26-2009, 00:56 | #2 |
|
|
07-26-2009, 01:00 | #3 |
Doğru söylüyor sayın bakanım; Demokrasilerde yasakların yaşama hakkı yoktur...
Vesselam.. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|