11-08-2010, 15:27 | #1 |
Arınç'tan cemaate övgü
Arınç'tan cemaate övgü
Arınç, sessiz yaşayan, sadece hizmetiyle baş başa kalıp, dünya nimetlerine aldırış etmeyen nice insanlar olduğunu söyledi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, artık hedeflere "kılıçla, okla, bombalarla değil, eğitimle, okulla, bilimle varıldığını" söyledi. Arınç, Manisa Spor Salonu’nda düzenlenen Kurşunluhan Geleneksel Pilav Günü’ne katılarak, Kurşunluhan Talebe Yurdu Derneği ve Okumayı Teşvik Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Ufuk-Der) tarafından çeşitli mahallelerde öğrenciler için oluşturulan 9 okuma salonunun temsili açılışını yaptı. Mahallelerde açılan okuma salonlarını ziyaret ettiğini, burada öğrencilerin öğretmenlerden kurs aldığını anlatan Arınç, güzel mekanlarda arkadaşlıkların, dostlukların da edinildiğini ifade etti. Arınç, Manisa’da gelinen noktanın sevinç ve ümit verici olduğunu, Kurşunluhan ismiyle 1970’li yılların sonundan bu yana gelen dostlukları, arkadaşlıkları çok önemsediklerini, halka halka genişleyen hizmetin içinde eğitim, sanayileşme, ticaret ve Türkiye’de önemli noktalarda görev almanın bulunduğunu, güzel gençler yetiştirme hizmetinin, dostluğun, sevginin hakim olması için büyük güçle çalışmanın yer aldığını anlattı. Bu hizmette bulunun kişilerin, sadece birbirleriyle görüşüp, tanışıp, iş yapmakla kalmadığını, Türkiye’nin ve dünyanın meselelerine de ilgi duyduğunu dile getiren Arınç, Kurşunluhan ve bu çevreden yetişen insanların, halk oylaması öncesi, bu değişikliklerin Türkiye’nin hayrına olacağını düşünerek büyük gayret gösterdiğini, onların gayret ve emekleriyle Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını, halk oylamasının başarıyla sonuçlandığını söyledi. Bakan Arınç bu konuda farklı düşünenlerle "küs, düşman" olmadıklarını belirterek, "Ama iyiyi, güzeli, doğruyu görerek, o gayeyle çalışmış olmak Türkiye’nin her yerinde çok olumlu sonuçlar meydana getirdi. 20’ye yakın vilayeti o kadar da ilçeyi dolaşmış kardeşiniz olarak, kendi yaptıklarımın elli mislini yapan değerli kardeşlerimi gördükçe, onların sabahlara kadar Türkiye’nin ilerlemesi, gelişmesi, büyümesi, kalkınması, güçlenmesi, itibar kazanması için nasıl büyük bir fedakarlıkla genç yaşlı demeden çalıştıklarını gördüm. Onun için sizleri ve milletimizi candan kutluyorum" diye konuştu. -"DALGA DALGA BÜYÜK BOYUTLARA ULAŞTI"- Etkinliğin bir vefakarlık, kadirşinaslık örneği olduğunu, çalışmaların dalga dalga çok büyük boyutlara ulaştığını ve dünyanın her yerinde hizmet etmeye başladığını anlatan Arınç, sessiz yaşayan, sadece hizmetiyle baş başa kalıp, onun dışında dünya nimetlerine aldırış etmeyen nice insanlar bulunduğunu, iman ve Kuran için hizmet eden, bu insanların tek amaçlarının; Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu belirtti. Arınç, "Onlar birdiler, üçtüler, beş oldular dalga dalga yayıldılar. Şimdi bütün dünyada birbirlerini adeta yanı başındaymış gibi kucaklayacak noktaya geldiler" dedi. Vefakarlığın, dostları ihmal etmemenin, İslamiyetin gereği olduğunu bildiren Arınç, her cuma namazında hutbede okunan ayetlerle yakınlara, akrabalara, anne babaya, komşuya mutlaka ikramda bulunulması, onların unutulmaması gerektiğinin anlatıldığını hatırlattı. -KIZIL ELMA- Arınç, birkaç yıl önce düzenlenen Türkçe Olimpiyatlarında Moğolistan’da ilk Türk okulunu açan merhum Adem Tatlı’nın ailesine ödül verildiğini, Moğolistan’dan sorumlu bakan olarak bir süre önce 9 bin 500 kilometre uzaktaki bu ülkeye gittiklerini, dünyanın en soğuk başkentlerinden olan ve kışın eksi 45 dereceyi bulan Ulan Batur’daki Türk okullarını da ziyaret ettiklerini anlattı. Adem Tatlı’nın bir tepeciğin üstündeki kabrini ziyaret ettiklerini belirten Arınç, şöyle konuştu: "Eğitim hizmetlerini Allah rızası olarak gözeten fedakar kardeşlerimizin yaşayanlarıyla, cennete kavuşanlarıyla ne büyük gayenin peşinde olduklarını bizzat görmüş oldum. Bozkırın üstünde adeta ’ben buralara geldim bu bir kızıl elmadır’ diyen bir ruh haletini hissettim. Bizim dönemlerimizde kızıl elma vardı. Ömer Seyfettin bunu güzel anlatır. Kızıl elma dediğiniz yerin hududu, merkezi belli değildir. Ömer Seyfettin öyle anlatıyor. Sorarlar birisine, padişahtır o, ’ben bilmem yeniçeri daha iyi bilir’ der. Yeniçeriye sorarlar asker der ki ’bizim şimdi okumuzun en uzakta vardığı yer kızıl elmadır.’ Biz oraya gideriz, orayı fethederiz. Oraya vardıktan sonra kızıl elma, okumuzun en uzaklara düştüğü yerdir. Oraya varırız, ondan sonra yine okumuzu atarız, kızıl elma hedefine ilerleriz. Bunu bizim Türk tarihinde bir menkıbe gibi anlatırlar. Asker, Belgrad’a vardıysa ’kızıl elma, kızıl elma’ diye bağırır. Budapeşte’dedir kızıl elma. Oraya varır bağırmasına devam eder. Anlarsınız ki Viyana’dır. Ondan daha ötesidir. Daha yukarılarda daha yükseklerde bir yerdir. Bu ne kadar güzel bir düşünce. Şimdi artık kılıçlarla, oklarla, toplarla, bombalarla, F-16’larla hedeflere varılmıyor. Eğitimle varılıyor, okulla, bilimle varılıyor." -"İNŞALLAH ÇİN’DE DE OKUL AÇILACAK"- Kendisinin Vietnam’dan da sorumlu olduğunu, bu ülkenin 20 sene Amerikanın bombaları altında yanıp yıkıldığını, ayakta duramaz hale geldiğini belirten Arınç, geçen yıllarda bu ülkeden Türkçe Olimpiyatlarına katılan bir öğrencinin, çok güzel bir Türkçe ile "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman" şiirini okuduğunu, bu ülkedeki birçok kişinin Türk okullarından mezun olmayı gururlanarak söylediğini dile getirdi. Arınç şöyle devam etti: "Türkiye’den gelmişler 10 bin kilometre ötede okul açmışlar. Yiyecek ekmeği olmayan ülkede, eksi 45’te donan ülkede çocuklarını eğitmeye başlamışlar. Türkiye’nin yaptığı bu hizmetler karşısında beni nereden bilecek Moğolistan yetkilileri. ’Türkiye büyük ülke, buraya kadar geldi bize yardım ediyor’ diyor. Bana fahri profesörlük payesi verdiler. Bunun asıl sahibi onca kilometreyi giden o güzel hizmetleri yapan Adem Tatlı ve arkadaşlarıdır. Onların sayesinde Türkiye seviliyorsa, bizi seviyorlarsa, gelecek bütün iyilikleri Türkiye’den bekliyorlarsa, bilesiniz ki bu hizmetlerin sonucudur. Moğolistan’ın üst tarafında da Türk okulu var. Henüz Çin’e giremedik. İnşallah Çin’de de bu okullar açılacak." "ALTINDA SAMİMİYETTEN BAŞKA BİRŞEY YOK" Başkaları kavga dövüş ederken, çekememezlik içinde birbirinin ayağını kaydırmaya çalışırken, daha fazla kazanmak için öbürünün sırtına basmak için çalışırken, buradaki insanların Allah rızası için kardeşini daha üstün görerek bu yollara çıktığını ifade eden Arınç,""Geldiğimiz nokta; Allah’a hamd edilecek noktadır. 29 Mart seçimleri öncesindeydi Manisa’ya gelmiştim. Yakutiye Salonunu açmak bize kısmet oldu. O zaman basının ne yazdığını, çizdiğini biliyorum. Allah basınımıza da Kurşunluhan’daki şuuru nasip etsin. Şu anda 8 mahallede okuma salonları açılmış" diye konuştu. kaynak : http://www.8sutun.com/Ar%C4%B1n%C3%A...%BC_93529.html
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|