10-08-2009, 10:03 | #1 |
Artık İsrail uçakları Türkiyede olmayacak
Çok sevindik çok! Türkiye utanç verici, hepimizi yaralayan, vicdanlarımızı sızlatan bir uygulamaya son verdi. Her yıl yapılan Anadolu Kartalı tatbikatlarının uluslararası bölümünü iptal etti. Artık İsrail savaş uçakları tatbikat çerçevesinde Türk hava sahasını kullanamayacak. İptal edilen sadece İsrail uçaklarının katılımı değil, NATO ülkelerinin katılımı da olmayacak artık. Ancak iptal en fazla, yıllardır savaş pilotlarını Türk hava sahasında eğiten ardından da aynı uçaklarla Cenin'i, Gazze'yi, Lübnan'ı bombalayan İsrail'i rahatsız etti. İsrail, Türkiye kapıları daha kapanmadan Yunanistan'la hava sahası pazarlıklarına başlamıştı bile. 28 Şubat darbesinin bu ülkeye ödettiği en ağır bedellerden biriydi Anadolu Kartalı. Çevik Bir'in 1996 yılında İsrail'e yaptığı ziyaret sırasında imzalanan anlaşmayla İsrail uçakları Konya'ya taşındı. Her tatbikat döneminde büyük tartışmalara yol açtı. Hem bu millete hem de Türkiye ile gönül bağları olan ülkelere ve toplumlara ihanet derecesinde bir anlaşmaydı bu. Tıpkı sorgusuz sualsiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimlerin dışında bırakılarak İsrail'e milyar dolarlar aktarılan savunma anlaşmaları gibi. O zamanlar, cunta ve daha çok ABD ve İsrail'deki bağlantılarına göre iş yapanlar, Türk-İsrail ekseni ile, İsrail'in çıkarları doğrultusunda, bir "Ortadoğu düzeni" kurmaya çalışıyorlardı. "Bin yıl devam edecek" denilerek yutturulmaya çalışılan proje buydu! İçeride darbe yapıyor, toplumun bir kesimini düşman ilan ediyor, siyasi tasfiyelere gidiyor, bölgede başkalarının iyi ve kötülerine göre dost ve düşman belirliyorlardı. Koca ülke üç beş kişi üzerinden hizaya sokuluyor ve bu kişiler ödüllendiriliyordu. Ama rüzgar tersine döndü. Türkiye kendi eliyle kazdığı kuyunun kendisini tuzağa düşürmek için hazırlandığını, kendi yok oluşuna imza attığını fark etti. Tabii talimatla darbe yapanların dönemi sona erince. O zamandan bu yana Türk-İsrail Stratejik Ortaklığı kan kaybediyor. Çünkü iki ülkenin çıkarları örtüşmüyor tam aksine çatışıyor. Türkiye İsrail'den uzak durdukça güçleniyor, İsrail'in alanı daralıyor. Uygulamayı hep sorguladık, tepkilerimizi ortaya koyduk. Bu tepkiler, yürekleri yanan Anadolu insanlarının tepkileriydi. Birilerinin düşman tanımı yaptığı bu ülkenin gerçek sahiplerinin tepkileri. Medeniyetler Barışı projesinin sembolü Mevlana'nın şehrinde, katliamlara imza atanlar eğitim yapıyordu. Konya'da eğitilen İsrail pilotları bir yıl önce Gazze katliamına imza attı. Yasak silahlar kullanmak dahil her türlü insanlık suçunu işleyerek bir toplumu dünyanın gözleri önünde imha etmeye girişti. Türkiye ve dünya ayağa kalktı. Ondan önce, yine Konya Ovası'nda eğitim alan pilotlar 33 gün Lübnan'ı bombaladı. Yine gözlerimizin önünde bir imha operasyonu yapılıyordu. Bu ülkenin bin yıldır biriktirdiği bütün kazanımdı aslında imha edilen. Öyle ki, Türkiye'de savaşa hazırlanan uçaklardan geriye dönen ilk parti F-16'lar, aldıkları ilk görevle Filistinlileri bombalamıştı. 20 bin kilometre kare alanda yüzlerce uçağın katılımıyla gerçekleştirilen nükleer saldırı tatbikatları hangi günler içindi? 24 Mayıs 2007'de ABD savaş uçaklarının dört dakika Türk hava sahasını ihlal etmesi büyük tepkiyle karşılandı. Olay Genelkurmay internet sitesine konuldu. Oysa yıllardır ABD uçakları, savaş makineleri Türkiye'deydi. Ama daha tuhafı, bu tepki gösterilirken İsrail Konya'da hala eğitiliyordu. Bu tepki gösterilirken İsrail savaş uçakları Türk hava sahasını kullanıp Suriye'ye saldırıyor, yakıt tanklarını Türkiye topraklarına atıyordu. İsrail öyle dokunulmaz öyle sorumsuzdu ki, Türkiye'nin "açıklama" isteğine cevap bile vermiyordu. Daha sonra bu uçakların Suriye'de bir tesisi bombaladığı ortaya çıktı. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim acilen Ankara'ya gönderildi. Suriye, saldırıya uğramıştı. Bütün dünyayı bilgilendirdi. Hiçbir ülkeden tepki gelmedi. Ama bu sefer uçaklar Türkiye hava sahasını geçerek bir ülkeyi bombalıyordu. Belki bu pilotlar da Konya Ovası'nda eğitilmişti! Yine o sıralar bütün Türkiye, Kuzey Irak'a kilitlenmişti. Düşman oradaydı, tehdit oradan geliyordu. Oysa tehdit Kuzey Irak'tan değil, Konya'dan geliyordu. Düşman Anadolu'nun bağrındaydı. Hürriyet gazetesi internet sitesinde iptal haberini "İsrail'i üzen karar" diye verdi. Çok da umurunuzdaydı İsrail'in üzülmesi. Anlamadıkları şey şu; Türkiye'nin kendini yeniden tanımlaması, çevresini kendi gözüyle görmeye başlaması, içeride ve dışarıda bu yeni duruma göre pozisyon belirlemesi daha çok değişikliklere neden olacak, bazılarını üzmeye devam edecek. Hava sahası dar olduğu için pilotlarını Türkiye'de eğiten İsrail, zamanla bu hedefi aşmış, uçaklarını uzun menzilli uçuşlara hazırlar olmuştu. Kim için? Elbette İran için. Türkiye, kendi hava sahasında eğitilen, üstelik hava sahası ihlal edilerek Suriye'ye saldırı yapan İsrail'e nasıl göz yumabilir? Bu ülkenin bir süre sonra İran'ı Türkiye üzerinden vurmasına ne diyebilir? Irak ve Suriye ile yapılan son anlaşmalara dikkat! 1996'lardaki şartlar çok değişti. Türkiye yakın çevresiyle bir başka proje üzerinde çalışıyor. Bu projede İsrail hiçbir zaman ve hiçbir şekilde olmayacak! http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Def...IbrahimKaragul
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-08-2009, 10:05 | #2 |
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12641445.asp?gid=229
hadi bakalım sürekli foruma gelip bizi İsrail taşeronudiye suçlayan Milli Görüşçü vatandaşlarımız bu haberi duyunca ne diyecekler çok merak ediyorum |
|
10-08-2009, 11:00 | #3 |
Güzel bir gelişme bizim açımızdan
|
|
10-09-2009, 09:56 | #4 |
Doğan grubu ve Yahudi lobisi Doğan Grubu'nun 3.7 milyarlık vergi cezası karşılığında 4.8 milyar liralık teminat göstermesi için süre bugün doluyor. Tam da bu sırada, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın ABD'deki Yahudi lobisine Türkiye'yi ve hükümeti şikayet ettiği, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı Rus lider Vladimir Putin'e benzettiği haberi gündeme geldi. Hemen söyleyelim: Aslında Putin benzetmesi Yalçındağ'dan önce yapılmıştı. Kimler tarafından mı? ABD'deki Yahudi lobisinin aşırı uçlarına mensup, İsrail'e bağlı çalışan ve aralarında Türkiyeli bazı isimlerin de bulunduğu kimseler tarafından. Biz bu konulara iki yıl önce çok yer verdik ve bu isimleri yazdık. Mesele Putin tartışması değil. Mesele benzetmenin kimler tarafından yapıldığı, kimlerin bu benzetmeden medet umduğudur. Bir zamanlar Tansu Çiller, aynı çevrelere gidip, "bizi desteklemezseniz şeriat gelir" şantajları yapardı. O zamanlar dünya konjonktürü ABD ve İsrail'in yeni geliştirdiği "İslamcı terör" paranoyasına kapılmış, bu yönde her şantaja, küçük hesaba boyun eğer, pirim verir durumdaydı. Yahudi lobisinin; hani yıllardır tanıtım adı altında Türkiye'nin milyon dolarlarını cebe indiren, bu paralarla geniş bir kesimi besleyen, Türkiye'de iç siyasete müdahil olan lobinin, Ermeni soykırım tezi üzerinden Türkiye'ye yaptıramayacağı hiçbir şey yoktu. Oradan beslenenlerin bir kısmı hala Washignton'dan Türkiye'ye verip veriştiriyor. Bazıları da burada, itibarlarını kaybetmiş halde dolaşıyor. Putin benzetmesini ilk yapanlar da o lobinin, daha doğrusu bu ülkenin insanlarının vergilerini cebe indirenlerin beslemeleriydi. Çiller'in şantajının zamanlaması mükemmeldi. Çirkin bir durumdu ama başarılıydı. Küresel konjonktür, içerideki politik durum buna müsaitti. Ama bugün rüzgar ters yönden esiyor. Sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada öyle. Türkiye, son yıllarda zaaflarıyla kendisi yüzleşerek bir çok çevrenin elini boşa çıkarmaya başladı. Ermenistan'la çözüme yönelik girişimler 'lobi'nin işlevini azalttı. İsrail ve ABD'ye endeksli ülkeden, daha özgür hareket eden, kendi pozisyonunu tanımlamaya girişen bir Türkiye'nin ortaya çıkması bu ülke üzerindeki İsrail etkisini zayıflattı. Bu basit bir şey değil. 2005 yılından beri Türkiye'de darbe çağrısı, iç savaş kışkırtıcılığı yapanlar, Neocon çevre ve İsrail adına 28 Şubat darbesini yaptıranların çömezleri. Aylardır Türkiye merkezli bazı derin değişimlere dikkat çekiyoruz. Türkiye etkinliğini artırdıkça İsrail'in alanının daraldığını, Türkiye-İsrail çıkarlarının artık örtüşmediğini, Türk-İsrail ekseninin anlamsızlaştığını örneklerle, olaylarla ele alıyoruz. Bu yüzden, Yalçındağ'ın şikayeti çok kötü bir zamanlamaya denk geldi ve sonuç doğurması çok zor. Çünkü İsrail'in kendisi çıkmazda. Yahudi lobileri başarabilseler İsrail'in bu sıkışmışlığını giderecekler. Dünyada İslam karşıtlığı yerini daha ılımlı bakış açısına terk ediyor. Bu da İsrail'in ve lobinin elini zayıflatıyor. Dahası, ABD ile İsrail'in arasında sorunlar çıkmaya başladı. Sadece İran meselesinde değil, İsrail'in Ortadoğu'daki duruşunu etkileyecek yaklaşımların işaretleri alınıyor. Washington, İsrail'e endeksli bir İslam dünyası politikası yerine daha geniş bir perspektif edinmeçabası içinde görülüyor. Lobi için bu daha öncelikli bir konu olsa gerek. En son dün yazdık, 1996'da yapılan bir anlaşmayla Konya Ovası'nda eğitim yapan İsrail savaş uçaklarına yasak getirildi. Lobi için bu daha önemli olsa gerek. Türkiye'nin Suriye ve Irak'la yaptığı, bazı alanlarda neredeyse entegrasyon olarak görülebilecek anlaşmaları engellemek de lobi için önemliydi. İsrail ve Yahudi lobisinin nasıl dar alana sıkıştığını, kendi derdine düştüğünü bizzat onlardan öğrenelim. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, hani o bütün Filistinlileri nükleer silahlarla imha etmeyi isteyen adamın yaptıklarına bakalım: Jarusalem Post'un ele geçirdiği bir dışişleri raporuna göre Lieberman "tümüyle yeni dış politika anlayışı" olarak tanımlanan bir rapor hazırlamış. En belirgin değişim ise, ABD-İsrail ilişkilerinde. Lieberman'ın raporu, İsrail'in ABD'ye olan "mutlak bağımlılığını" kırmayı ve yeni müttefikler bulmak için "gelişmekte olan ülkelere yeni yükselen güçlere" odaklanmayı hedefliyor. Görüyoruz ki, ABD-İsrail bağı da artık mutlak değil. Türkiye'nin kendini merkeze almasından sonra İsrail yönetimi de "açılım" çalışmaları başlattı. ABD koruması yeterli görülmüyor olmalı ki, yeni müttefikler arıyor. Peki neden yapıyor bunu? Çok dar bir alana sıkıştı ve bu alan her geçen gün daha da daralıyor. Yalçındağ'ın, Doğan grubuna verilen cezayı Yahudi lobisine şikayet etmesinin zamanlaması hiç de isabetli olmadı. Bazıları çatışmadan güç devşirir. Ama bunu çok iyi bir hesapla yapar. Hesap yanlış ve bu kapıdan artık hayır gelmez. Çünkü küresel ve bölgesel eğilimler kadar, Türkiye'nin iç dengelerine de ters bir duruş bu. Çünkü zaman değişti, rüzgar tersine döndü. Çünkü şikayet, eski alışkanlıkların ürünü. Ne Türkiye'nin nereye gittiğini anlamış ne de dünyanın! YENİ ŞAFAK İBRAHİM KARAGÜL |
|
10-09-2009, 10:09 | #5 |
Eğer ki bu doğru ise, ne güzel bir haber... diyesim geliyor. Gel gelelim, bazı şeyler için vakit biraz geç bile kalıyor, sen gel üslerimizi conilere aç , uçursun vatandaş uçurabildiği kadar ; sonra da ...
Yahu sevinecek hâl mi bıraktınız , anlayabilmiş değilim. Cılız tepkiler artık tahammül boyutlarımızı zorluyor, etkili müeyyideler istiyoruz. Neyse, sus payı kalmadı bizde ama işte ... bir umud... vesselam. |
|
10-09-2009, 12:56 | #6 | |
Alıntı:
koskoca anlaşmayı iptal ettiler ne cılız tepkisi anlamadım anlaşmayı yapanda bu hükümet değil ayrıca daha nasıl bir tekili müeyyide istiyorsunuz IMF ile anlaşmada yapılmadı yakında izleyin daha ne değişiklikler göreceksiniz Allahın izniyle incirlik üssü bile kapanacak gerçi kabul etmek istemeyen bunuda kabul etmez |
||
10-12-2009, 10:40 | #7 |
Veee… TSK da İsrail'e tavır koydu!
Cihan Haber Ajansı'nın 11 Ekim 2009 tarihli bir haberi: “Bu hafta (Konya'da) yapılması planlanan ortak hava tatbikatına İsrail'in neden katılmadığı ortaya çıktı. / Türkiye'nin İsrail'in bu tatbikata katılımını reddetmesinden dolayı iptal ettiği bildirildi. / İsrail ordusundan yapılan açıklamada Türkiye'nin tatbikatı süresiz olarak ertelediği kaydedildi. Açıklamada buna gerekçe olarak ise Türkiye'nin 'katılımcıların içeriğini değiştirmek ve İsrail güçlerinin yer almasını istememesini' gösterdiği aktarıldı. / Bu yıl altıncısı gerçekleştirilecek olan söz konusu tatbikata, ABD, İtalya ve NATO güçlerinin katılması öngörülüyordu. İsrail savunma yetkilileri de Ankara'nın, Türkiye'nin İsrail'i engellemeye yönelik kararının ardından ABD'nin çekilmesi üzerine böyle bir karar aldığını belirtti.” CİHAN'ın bu haberini okuyunca mutluluktan uçtum, ama uçarken “Acaba doğru mu?” diye sormaktan da kendimi alamadım. İnanılamayacak kadar güzel bir haberdi. İsrail'e mutlaka doğrulatmak gerekiyordu. Hemen Siyonist İşgal Rejimi'nin yarı resmi yayın organı The Jerusalem Post'un internet sitesine girdim. Ve… Evet!... “Türkiye ortak tatbikatı İsrail yüzünden iptal etti” başlıklı bir haber… Şöyle: “Jerusalem Post'un aldığı habere göre Türkiye ordusu İsrail Hava Kuvvetleri'nin de katılımıyla bu hafta yapılması planlanan ortak bir tatbikatı iptal ederek, Ankara ile Kudüs arasındaki gerginliğin yeni bir işaretini verdi. / Türkiye'nin İsrail'i ABD, İtalya ve NATO birliklerinin de katılacağı Anadolu Kartalı tatbikatının iptalinden geçen hafta haberdar ettiğini açıklayan savunma yetkilileri, meselenin, İsrail'in göndereceği uçakların bu yıl Gazze Şeridi'nde düzenlenen Kurşun Dökme Harekâtı'nda HAMAS hedeflerini bombalamış olmasından kaynaklandığını bildirdiler. / İsrail Ordusu Sözcülüğü'nden yapılan bir açıklamada şöyle denildi: 'Tatbikat, katılımcı ülkeler listesinin değiştirilmesi ve İsrail Hava Kuvvetleri'nin katılmasının engellenmesi yönündeki Türk kararı yüzünden ertelendi. Biz bu karardan daha birkaç gün önce haberdar olduk.' / İsrail savunma yetkilileri, iptalin, Kurşun Dökme Harekâtı sırasında Kudüs ve Ankara arasında başlayan gerginlikten kaynaklandığını teyit ettiler./…/ 'İki ülke arasındaki ilişkiler hâlâ gergin' diyen bir savunma yetkilisi, iptal açıklamasının 'ani ve beklenmedik' oluşuna dikkat çekti.” * * * “Konya semalarında İsrail savaş uçakları görmek istemiyoruz” diyen millete nihayet kulak veren askeri yetkililere teşekkürler. Bu, tabii ki, Türkiye ile İsrail arasındaki iplerin koptuğu anlamına gelmiyor. Türkiye'nin bir daha İsrail'le ortak tatbikat yapmayacağı anlamına da gelmiyor. Ama, hükümetten sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de İsrail'i sorun olarak görmeye başladığını ortaya koyması bakımından fevkalade önemli ve istikbal için ümit verici bir gelişme. Kutlu olsun. HAKAN ALBAYRAK YENİ ŞAFAK GAZETESİ |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|