04-22-2010, 00:14 | #1 |
Aşk-ı Memnu” Zina ve İman
Cemal Nar
[email protected] Bugün Radikal gazetesine şöyle bir baktım. Başlık zaten bir facia. “kan Donduran Vahşet”. Ne mi olmuş? Bir kadın şu anda asker olan sevgilisinden hamile kalmış. Doğum gelince ailesinin haberi olmuş. Doktorla anlaşılmış ve çocuğu kayıtlara geçilmemiş. Eve gelince aile karar vermiş. Anneanne eteği ile yavruyu boğmuş. Dayılar çukur kazarak gömmüş ve üzerine beton dökmüşler. Hepsi de içerdeler şimdi. Doktor ve sekreteri de. Bu dünyada azıcık olan cezalarını ağlayarak çekecekler. Bir ömür vicdan azabı ve utanç içinde yaşayacaklar. İtibarları bitmiştir. Ahirette de tevbe ederek ve Salih ameller işleyerek kendilerini affettiremezlerse cehennemi boylayacaklar. Aynı gazetede birkaç zina haberi daha vardı aynı günde. Birkaçının başlığı şöyle: “Akrabaları 5 yaşındaki Berivan’a tecavüz edip öldürdü.” “Çocuk koğuşunda 17 yaşındaki gence tecavüz iddiası.15 çocuk tutuklu yargılanıyor” “Çocuk pornocu generale hapis. Fransa'da internetten çocuk pornosu indiren üst düzey general 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.” “Annesi ve ablasını sopayla dövüp öldürdü.” Ve daha başka acı haberler… Bu arada zinaya çağıran haberlerde orada. Yan yana yaşıyorlar bunlar. Mesala birisi şöyle: “Huzurlarınızda 40'lık Zeta-Jones. Oyuncu Catherine Zeta-Jones, 40'ına bastığı halde fiziksel olarak hâlâ iddialı olduğunu kanıtladı.” Bu arada bir resim: bir kadın çırılçıplak uzanmış yatıyor… (*) Karar verelim, zina suç mudur? Ceza yasasına göre değil. Hükümet medeni kanunu değiştirirken “zina suç olsun” dedi de içerden ve dışardan sağcılar, solcular, liberalistler, Kemalcılar bangır bangır bağırdı. AB ta oralardan yeri göğü inletti. Zavallı hükümet de “ne oluyoruz yahu?” diye iyice şaştı ve sonuçta “emriniz olur” diyerek kendi görüşünden vazgeçti. Şimdi bu Müslüman ülkede zina suç değil. Hani kanunlar halkın inancına ve örfüne bakarak yapılırdı? Külliyen yalan! Peki, kanunlara göre zina suç değil. Ya ahlaka göre? Çağdaş yaşamcılar “ne münasebet!” diyorlar. “Zina ne suçtur, ne de ayıptır. Yeter ki gönüllü olsun.” Muhafazakarlar ise “suç değilse de bari ayıp olsun” diyorlar. Zavallılar içlerinden geçeni bile ifade edemiyorlar. İşte kurulduğu günden beri İslam’ın kadın erkek ilişkilerini kınayan ve zinayı suç saymayan, hatta ona teşvik eden sistemin ve onu benimsetme görevini üstlenmiş olan Milli Eğitimin başarısıdır bu. Bu başarı neticesindedir ki sonuçta işte bu gibi acı haberlerin binde biri basına düşüyor. Gerisi de halk içinde üstü örtülerek yaşanıp gidiliyor. Bu damlalar bir gün sel olacak ve bu cemiyeti silip süpürecektir. Kurunun yanında haram işlenmesine seyirci kalan yaşlar da yanacaktır elbette. Ben önce şu uyarıyı yapayım; öncelikle Müslüman olmak kendileri için önemli olanlara diyorum ki, “Zina Kur’an-ı Kerim’de açıkça haram kılınmış ve Müslümanlara yasaklanmıştır. Buna böyle inanmamak, yani zinayı suç ve ayıp saymamak, bilakis böyle inanmayı ayıplamak ve aşağılamak, bir müslümanı kesinlikle dinden çıkarır, mürted eder.” Mürted, dinden dönmüş kafir demektir. İnanmayan açsın bir Akaid kitabına, veya bir ilmihale baksın. Özellikle “İmanın korunması için gerekli olan sıhhat şartları” bahsine bir baksın. Veya açsın telefonu müftülüğe sorsun. Kendisi bilir, isterse de “hadi canım sende” desin. Biz böylelerinin kınamasına hiç aldırmayız, sadece onlar adına kaybolan imanlara üzülürüz, o kadar. Bu arada kimse bu sözlerden “Mecliste bu yasaya ‘evet’ diyenler kafir mi oldular?” diye bir polemik konusu çıkarmasın. Oraya gidecek kadar bilgili ve şuurlu olanlar, kanaatimce ellerini ‘evet’ diye kaldırırken, hiç şüphesiz içlerinden “tevbe ya Rabbî!” diyerek ayaklarını da yerden kaldırmışlardır. İnanç kalbde olur. Biz kimsenin kalbini bilemeyiz. Dolayısıyla dil ile açıktan küfre düşürücü sözü bilinçli olarak söylemedikçe, kimseye ‘kafir oldu” diyerek ‘tekfir’ etmeyiz, edilmesini de tavsiye etmeyiz. Gelelim “aşk-ı memnu”ya. Ama yerimiz doldu, öbür yazıya kalsın mı?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-22-2010, 09:51 | #2 |
Bu arada kimse bu sözlerden “Mecliste bu yasaya ‘evet’ diyenler kafir mi oldular?” diye bir polemik konusu çıkarmasın. Oraya gidecek kadar bilgili ve şuurlu olanlar, kanaatimce ellerini ‘evet’ diye kaldırırken, hiç şüphesiz içlerinden “tevbe ya Rabbî!” diyerek ayaklarını da yerden kaldırmışlardır.
İnanç kalbde olur. Biz kimsenin kalbini bilemeyiz. Dolayısıyla dil ile açıktan küfre düşürücü sözü bilinçli olarak söylemedikçe, kimseye ‘kafir oldu” diyerek ‘tekfir’ etmeyiz, edilmesini de tavsiye etmeyiz. Çok yerinde bir tesbit. Aileler kendi nesline yeteri kadar sahip cıkamıyor , eğitim belli ideolojik çevrenin kıskacında iken ortaya hoş bir tablo çıkacak hali yok ya , bireyler bozuk iken tebeden düzeltme dayatma ile hiç bir ülkeyi refaha huzura taşıyamassınız. Değişmesi gerekli olan tabandaki bireydir bireylerin ahlaklı yetişmesi ile her şey ona göre şekil alır. Toplum imansızlıktan ahlaksızlıktan kırılıyor sonra cıkıp neden tv ler böyle neden yöneticilerin kararları böyle demenin hatta dövünmenin alemi yok . |
|
04-22-2010, 17:04 | #3 |
“Aşk-ı Memnu” Zina ve İman II. Evet, gelelim “aşk-ı memnu”ya.
İzlenen bir dizi kuşkusuz. Kurgu, anlatım, röller, sahne ve müzik başarılı. Ama konusu berbat. Halkın bir kısmı bu açıdan tepkili. Haklılar elbette. Böyle pisliklerin yaşanmış olsa bile şuyu bulması da çok kötüdür. Bu tür iffetsizliklerin hiç konuşulmaması lazım. O yüzden İslam hukuku zina cezasını yargılarken 4 şahidin bizzat zina ettiğini görerek ifade etmesini şart koşmuştur. Aslında ifade etme mecburiyetleri de yoktur. Kendileri gizlerlerse daha iyi olur. Ama konu mahkemeye düşmüş ve mahkeme de kendilerini çağırmış ise o başka, o zaman mecburen gidip şahitlik yapacaklardır. “Bir eve girdiler, bir mağaraya daldılar” demek de yetmez. Hatta 3 kişi gerçekten görse, ağızlarını açamazlar. Açarlarsa “hadd-i kazf”den, yani “namusa iftira suçundan” ceza görürler. Demek konuşulması bile istenmiyor zinanın. Ama ne yapalım ki bunlar oluyor. Neden oluyor? Bizim iyi bir Müslüman olmadığımızdan elbette. Bu toplum “İslam toplumu” olsaydı, kuralları da İslam’a uygun olacaktı. Zinaya giden yollar yasaklanacaktı öncelikle. Gözler, kulaklar, eller korunacaktı önce. Bunlar “büyük zinaya” davet etmeyeceklerdi insanı. Tahrik etmeyeceklerdi. Allah Teâlâ’nın emri “Zinaya yaklaşmayın”dır. “Yapmayın” değil, “yaklaşmayın.” “Çekim alanına girmeyin” yani. Yoksa düşersiniz o anafora ve insanlığınız gider Allah korusun. Bu inancımızdan ötürü bize gülen ve aşağılayanlar olacaktır. Bizi üzen bunlar değil, asıl içimizi yakan başka bir şeydir. O da, bu Müslümanlar bu hale nasıl geldiler? Allah Teâlâ’ya yalvarıyoruz, onları bu hale getirenlerin ölmüşleri yerlerinde yatamasınlar. Mezarları cehennem çukuru olsun. Onlara hayır dua etmek ve istiğfarda bulunmak, din açısından haramdır. Henüz ölmemiş olanlarına da tövbe nasip ederek hidayet ihsan eylesin. Elimizden ancak tebliğ ve dua gelir, ne yapalım. Gelelim şu “aşk-ı memnu”ya. Ne var bu dizide? Bir kadın kocasının yeğeni ile zina ederek kocasını aldatıyor. Tamam, bu kadar, daha fazla batılı anlatarak safi beyinleri bulandırmayalım. Ama zina edip de mutlu olan var mı? Onlar da mutlu olamıyorlar. Bence bu dizi zinanın ne kadar iğrenç olduğunu çok güzel anlatıyor. Erkek zinadan, amcasına ihanetten utanıyor, vicdan azabı çekiyor, kahrolarak ağlıyor. Kadın da asla mutlu değil, başı beladan bir türlü kurtulmuyor. Hatta hamile kalıp çocuğunun katili oluyor. Sonu daha da kötü gelecek. Zinanın ne kadar kötü ve niçin haram olduğu bundan daha güzel anlatılamaz herhalde. Olaya bir de bu tarafından bakalım ve kötüden ders ve ibretler alalım. Nitekim Lokman Hekim’e: * Bu güzel edebi kimden öğrendin?” demişler. * Edepsizlerden, demiş. * Nasıl olur? Demişler. * Çok basit, demiş. “Baktım onların söz ve işlerine. Hangisi hoşuma gitmediyse onları terk ettim.” Evet, bize kalsa bu tür dizileri çekmeyiz ve çektirmeyiz. Ama madem bize kalmıyor, öyleyse bakmayalım. İlle de bakacaksak, Lokman gibi “hakîm” bir bakışla bakalım. M. Es’ad Erbilî Hazretlerinin o muhteşem sözüyle bitirelim yazımızı: “Mü’min-i kâmil, hak ile şâğil, batıldan gafildir.” |
|
04-22-2010, 17:20 | #4 |
Bence bu dizi zinanın ne kadar iğrenç olduğunu çok güzel anlatıyor. Erkek zinadan, amcasına ihanetten utanıyor, vicdan azabı çekiyor, kahrolarak ağlıyor. Kadın da asla mutlu değil, başı beladan bir türlü kurtulmuyor. Hatta hamile kalıp çocuğunun katili oluyor. Sonu daha da kötü gelecek. Zinanın ne kadar kötü ve niçin haram olduğu bundan daha güzel anlatılamaz herhalde. Olaya bir de bu tarafından bakalım ve kötüden ders ve ibretler alalım.
Nitekim Lokman Hekim’e: * Bu güzel edebi kimden öğrendin?” demişler. * Edepsizlerden, demiş. * Nasıl olur? Demişler. * Çok basit, demiş. “Baktım onların söz ve işlerine. Hangisi hoşuma gitmediyse onları terk ettim.” Hiç bu yönden analiz edememiştim bu ahlaksız diziyi . Bir nevi doğru ama zihinlere ektikleri kirlerden etkilenen imanı zayıf insanlara bıraktıkları mirası da düşünmek lazım. |
|
04-22-2010, 17:52 | #5 |
Peygamberimizin zamanına baktığımız zaman şiirin bile toplumları ne kadar etkilediğini görüyoruz.....ve şimdi bakıyoruz toplumu etkilemede medyanın etkisine işin içinden çıkmak zor...ebeveyinlere çoçuklarını topluma kazandırırken büyük sorumluluklar düşüyor...oturup çoçuğuyla aynı filime bakan bir anne ve baba ileride çoçuğunun kendisine verececeği her türlü reflekse hazırlamalarını kendini...sonuçta kumanda elimizde olsada, herkes Lokman Hekim gibi gördüğü rezaletin içinde görünmeyen güzelliği hayatına işleyemiyor...
Paylaşım için teşekkürler |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|