![]() |
#1 |
![]() ![]() Çaresiz kalmıştı Leyla’da… Kavuşmak imkansızdı… İhtiyar, tatlı-sert yol gösterdi; “Gir şu odaya; çağır Leyla’yı..” Aklı almadı önce.. Pek de inanmamıştı.. Ama yapacak da başka bir şey yoktu… Çaresiz adam, çaresiz girdi odaya… Sayıkladı günler boyu, geceler boyu… Çıkmadan o odadan, çağırdı Leyla’yı.. Kırk asırdır yandığı aşkı, Daha kırk vakit dolmadan… İşte geliyordu… İşte görüyordu; Leyla, kendisini çağıranı ararcasına geliyordu… Korktu genç adam.. Anladı genç adam.. Unuttu genç adam.. Gidip sarıldı ihtiyarın eline.. “istersem olduğuna göre.. Çağırırsam geldiğine göre.. Bana AŞK’ı öğret!..” Dedi ki ihtiyar: “Bu kainat.. Aşkına yaratıldı Sevgili’nin.. Sen AŞK’ı ne sandın?” AŞK… Öyle istemek ki… Kavuşmak mecbur kalsın…
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|