AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-23-2008, 02:17   #1
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart Aşkı Kimseye sorma.. Aşkın kendisine sor..
Mevlânâ Hazretleri, “Eğer aşkın şerhini yapmaya kalksam, yüz kıyamet kopar da yine de söz tamamlanmaz” sözüyle aşkı “tarif eder”. Aşkı en iyi aşkın kendisi anlatacaktır: “Aşkı kimseye sorma, aşkın kendisine sor..!''

Hiç kimsenin ismi, Mevlânâ kadar aşkla özdeşleşmemiştir. Mevlânâ aşkı, ama gerçek İlâhî aşkı, bütün boyutları ve derinliğiyle yaşayan ve yaşatan bir ârifti.

Aşk gerçi önceleri nefsânî, mecâzî, yani kişinin kendisi gibi bir faniye duyduğu bir aşk olsa bile, insanı olgunlaştıran, yakıp pişiren bir tarafı olduğu için, gerçek aşka bir köprü olur. Bunun için Hz. Pir, “Âşıklık ister nefsânî olsun, ister rûhânî olsun, sonunda bizi ötelere götürecek bir rehberdir.” (Mesnevi, I, 111) buyurur. Ama mecazî aşk mertebesinde oyalanıp kalmamak, Leyla’dan Mevlâ’ya geçmek gerek: “Ölüye karşı beslenen aşk ebedî olamaz. Sen canına canlar katan, hiç ölmeyecek olan diriye âşık ol!” (Mesnevi, V, 3272)

Ama insan mahlukata başka bir gözle bakmayı becerebilirse, aslında her varlıktaki güzelliğin Gerçek Varlık’tan geldiğini, kişi ister farkında olsun ister olmasın, herhangi bir varlığa duyduğu aşkın da aslında onda yansıyan İlâhî güzellik tecellisi sebebiyle olduğunu idrak eder: “Sevdiğin her varlıktaki güzellik Allah’tan geliyor. Sen, her neye âşık olursan, o şey ilâhî sıfatlardan biri ile yaldızlanmış, nurlanmış.” (Mesnevi, III, 554)

İlâhî aşk, tıpkı her türlü pisliği yakıp yok eden bir ateş gibi, insanın olumsuz bütün özelliklerini yok eden manevî bir ateştir: “İlâhî aşk sebebiyle nefsaniyet ve benlik elbisesi yırtılan kimse, hırstan ve bütün kötülüklerden temizlenir.” (Mesnevi, I, 22)
“Aşk nurlanmaktır”
Aşk, nurlanmak, nur kesilmektir: “Âşık olmak demek, nûr gelen tarafa pencere açmaktır. Çünkü gönül, gerçek dostun yüzü ile nûrlanır.” (Mesnevi, VI, 3096)

Mevlânâ’nın bağlı olduğu dünya görüşüne göre, bütün kâinatın varlığa gelişi de hep aşk iledir. Çok atıf yapılan bir kudsî hadiste, Cenâb-ı Hakk’ın: “Ben gizli bir hazine idim, bilinmeye muhabbet ettim de mahlukatı onun için yarattım” buyurduğu rivayet edilmektedir. Yani bütün bu varlıkların meydana gelmesi, Hak Teâlâ’nın gizli olan varlığının zuhur etmeye olan iştiyakı, Hakk’ın tanınmaya olan aşkı sebebiyledir.

Bütün varlıklar, duydukları aşk sebebiyle hareket eder. “Her cüz’ün başka bir cüz’e meyli vardır. Her ikisinin birleşmesinden bir şey doğar.” (Mesnevi, III, 4416)

Aşka yakalanan derman istemez.

Aşk aman vermez, bir kere aşka yakalanan bir daha onun pençesinden kurtulamaz: “Ey aman bilmez aşk; senin elinden el-aman, el-aman!” (Mesnevi, VI, 3764)

Gerçek aşk öyle bir ‘dert’tir ki, ona yakalanan bir daha asla derman bulmak istemez: “Bütün hastalar iyileşmeyi ümit eder, o ümitle yaşarlar. Aşk hastası ise: ‘Benim hastalığımı artırın!’ diye feryad eder.
Aşk, anlatmakla tükenir şey değildir: “Eğer aşkın şerhini yapmaya kalksam, yüz kıyamet kopar da yine de söz tamamlanmaz.” (Mesnevi, V, 2189)

Aşkı yine en iyi aşkın kendisi anlatacaktır: “Aşkı kimseye sorma, aşkın kendisine sor!” (Divan-ı Kebir)
“Aşk söze sığmaz, istemekle anlaşılamaz, aşk bir denizdir ki dibi görünmez. Denizin katreleri, damlaları sayılamaz. Yedi deniz de, aşk denizinin önünde küçücük bir göl gibi kalır.
Aşk, denizi bir tencere gibi kaynatır; aşk, dağı ezer, kum gibi ufaltır. Aşk, gökyüzünü çatlatır, yüzlerce yarık açar; aşk, sebepsiz olarak yeryüzünü titretir.
Pak, temiz aşk Hz. Muhammed’e eş oldu, dost oldu. Allah, bu aşk yüzünden Peygamber Efendimiz’e ‘Sen olmasaydın, bu gökleri, bu kainatı yaratmazdım!’ diye buyurdu.” (Mesnevi, V, 2733-2737)
“Şehveti aşk zannediyorsun”

Günümüzde hiçbir kavram ‘aşk’ kadar kirletilmemiştir. Hz. Mevlânâ’nın sözlerinde, her türlü edepsizliğin, şehvet tatmininin aşk diye nitelendiği bugüne de göndermeler vardır: “İnsaf et; aşk güzel bir iştir. Onun bozulması, safiyetini yitirmesi tabiatın kötü niyetli oluşundan. Sen şehvetini aşk diye adlandırmışsın; halbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek için uzun yollardan geçmek gerek.” (Divan-ı Kebir)
“Eğer aşk nefsin şehvetinden ibaret olsa idi, eşek ve öküz âşıklar defterinin başında olurdu.” (Divan-ı Kebir)
Geliniz, aşk nedir bilmek için Mevlânâ’nın önünde diz çökelim, gerçek aşkı o ulu âriften öğrenelim.


[

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-23-2008, 02:18   #2
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart Aşkı Kimseye sorma.. Aşkın kendisine sor..

“Ey aman bilmez aşk; senin elinden el-aman, el-aman!”


Mübarek nede güzel anlatmış..Öyle güzel ifade ediyor ki aşkı insanın ruhuna işliyor..Tasavufuda onun sayesinde sevmedik mi sanki bir çoğumuz..Onunla öğrenmedik mi..? Allah ondan razı olsun..Şefaatine eriştirsin..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-23-2008, 02:42   #3
Kullanıcı Adı
Deniz.Feneri
Standart Aşkı Kimseye sorma.. Aşkın kendisine sor..
Mevlana tek özentim ne mutlu onun gidi düşünenlere şefaatine eriştirsin (amin)
Deniz.Feneri isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi