10-01-2010, 14:36 | #1 |
Aşksal Mâvera I - II / Alfabeleşen Kurşun Kadınlar
I / Nefesine dokunuyorum , mâveraünnehir seslerini giyerek dudaklarından gül bedenin kitre oluyor rengini tuttuğum nefeslerinden , avuçlarıma doğanın çizgileriyle sihirli bir evren doluyor..... Ayaklarımı yerden kesen mistik ayinler ile tüm yönlerin orta noktasında yer alan varoluş bu içine dönük vechende..... Zamansallığı ittiğimiz yükseliş çırılçıplak büyüyor Semerkant'a uzanan kadırgalar gibi tüm olguları taşıyan an , ivmeler bularak kendine yükseliyor gözlerimin altından..... Galaktik bir uzamın var gözlerimin merkezine doğru imgelerinde güneşçil tutkuların yüzdüğü cidarsız ışıyor tanrıçamın içime kattığım nominal nefesleri..... ..... Geçer zaman / bir bekleyeni varsa nefeslerce..... Bekliyorum..... ..... Meridyen kıvrımlarına denk bir kıvrım gülüşümde açtıkça sesine sesim sarıp bağlanıyorum içimi karşılayan denizlere yakamozlu adını..... Şeffaflığında duru yıldızlardan yankı alan yüzümde kurulan bir otak gibi temellenmiş kavrayıcı ve kuşatıcı buhuru sarıyorum , bitmeyecek gül özünden içtiğim aşk'ın yüzü..... Opal-i nârî renkli parmakuçlarıma desenlenen gökyüzü ebediyata kavuşuyor..... Gözlerimdeki adanmışlığa imler dilinden yolunu sürüp, ışık renkli bir doku tutuyorum katışıksız sevginin tutuşan monekülleriyle..... Tok duyumlu mevsimin sicim kumaşlı gövdesi, ıslığına uzanıp kaçkın bir ses gibi yakası açık duruyor ellerimdeki elinde..... İç içe varoluşumuzdan safir soluklar alıyor ve gözbebeklerine çekiyorum kendimi, nehrinin yaşam kuşağım olan aşksal mâverasına..... II / Boynunda bir gerdanlık var şimdi akşamın, aşk'ı giyinmiş dudaklarında ise ışığın pürüzsüz göğü..... ..... Açık kalmış kubbe bahçeleri içleri yaz sıcağıdır güneş yudumlamaktan..... Denizin kuleleri, Bağdat yollarına dikili hurma ağaçlarıdır saçlarımda içleri; İçim, sesinin yankısı ağacının altına çöker adını söylemenin eşiğinde sevişmeler bir ışık katmanı katlarını harf harf yükseldiğim..... Güneş tozu yutmuş harfler, dorukları terlediğim bir uygarlık olan dilin Maya senin , tutuyorum; Ashab-ı Keft'te çağlarca aşk'a uyanan alfaben olup tutuyorum aşk'ı..... Mâveraünnehir'den geçen kadınlar görüyorum, gülibriklerinden şiirler akıtan parmakuçlarıyla cennet'ten çıkan nehirleri denize akıtan kadınlar..... Kandilden gemilerin yüzdüğü denizlerde göğe uzanan salıncakta sallanan zamanın tanığı..... İpeksi yanan ışıklar ile çöl kumlarını aynaya dönüştürüp aynadan bir piramit içinde harf harf tabuları yıkan kadınlar görüyorum..... İnce ışıklar süzülen nehirlerin simaya / semaya değdiği yerde kabuklaşan imgelerden sıyrılıp yüzüne yüz sürdüğüm bir aşk'tır kalbin derinliklerindeki..... Seslerine açtıkça şehirlerin yakalarını, evrene sığmayan iri çiçekli çığlıklar açıyor sıyrılıyor kabuklarından; Alfabeler..... Galaksinin şiire uzanmış yataklarında mistik bir tapınağının kapılarını gözleri ile açan gecenin kirpiklerine harf harf takılıp tüm ışıkları aşk ile yakıp güneşi uyandıran kadınlar görüyorum..... Pürüzsüz bir göğü mâvera'ya , cennet'e aşk ile yazan ; Alfabeleşen Kurşun Kadınlar..... Meltem Berton
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-01-2010, 14:37 | #2 |
Ahmet nerdesin lo...
Gel bak Mavera yazıyorlar... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|