AK Gençliğin Buluşma Noktası
Sahabiler ve Alimler Sahabilerimiz ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-29-2017, 08:41   #41
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi
Kudüs fatihi hz ÖMER (عمر) nasıl müslüman oldu

*Ömer Hattâb Hulefâ-yi Râşidîn’in ikincisidir
Fil Vak‘ası’ndan on üç yıl sonra,Ficâr savaşından dört yıl önce Mekke’de doğdu Babası Câhiliyede Kureyş sefâret işlerine bakan Kâ‘b kabilesinden Lüey’dir Hz. Peygamber nesebindendir Annesi Mahzûm kabilesinden Hantemedir. Müslüman olmadan önce deve güttüğü, içki ve kadına düşkün olduğu, iyi ata binip, silâh kullandığı ve pehlivan yapılı olduğu belirtilmektedir.*Hattabın Şiire meraklı olduğu, güzel konuştuğu, okuma yazma bildiği, ensâb bilgisini öğrendiği, ticaret yaptığı, Suriye, Irak ve Mısır’a gittiği, Kureyşe elçilik yaptığı rivayet edilir. İslamiyete girmeden önce hz ömer putperestti İslâmiyet’e düşmanlık edip müslümanlara işkence yapan Ömer 616 da müslüman oldu ve islam ordularıyla birlikte müşriklere karşı savaştı *Hz Hamza’nın İslâm’ı kabulünden sonra Ömer Peygamber’i öldürmek üzere yola çıkmış, evde Fâtıma ile kocası Saîdi Tâhâ sûresini okurken bulmuş, okuduklarına son vermelerini istemiş, kız kardeşi ve eniştesini dövmüş, kardeşi Kur’anı göstererek müslüman olduklarını söylemiştir. Kalbi yumuşayan Ömer müslüman olmaya karar vermiştir, Hz ömer Resûlullaha biat ederek müslüman olmuştur

*bir gece Hz ömer Kâbe’ye gitmiş. Peygamber’in Beytülmakdiste namaz kıldığını görünce ona yaklaşmış, Resûlün okuduğu, Kureyşliler’in Kur’an için söyledikleri, “Şairlerin, kâhinlerin veya Muhammed’in uydurmasıdır” sözlerine cevap veren Hâkka sûresini duyunca müslüman olmaya karar vermiştir Hz. Peygamber Ne var yâ Ömer?” diye sormuş o da üzerine, “Allah’a, resulüne ve Allahdan gelene imana geldim” deyince Resûlullah, “Ey Ömer! Allah sana hidayet nasip etti” diyerek göğsünü sıvazlamış ona dua etmiştir *Hz. Ömer’in müslüman oluşunda Resûl “Yâ rabbi! İslâmiyet’i Ömere teyit et diye dua etmiştir Hz. Ömer müslüman olunca Ebû Cehil’in evine giderek İslâm’ı kabul ettiğini bildirdi; tüm Kureyşe ilân etdi. Onun İslâmiyet’e girmesiyle müslümanlar ilk defa Kâbe’de toplu olarak namaz kıldılar
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:41   #42
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi
Kudüs fatihi hz ÖMER (عمر)

*Müslümanlar Medine’ye hicret edince Ömer de ağabeyi Zeyd, akraba ve arkadaşlarından oluşan yirmi kişilik kafileyle Mekke’den Kubâ’ya gitti kadınlardan biat aldı Resûl Ömer Ebû Bekir ve Muâzı kardeş ilân etti. Resûl ün yanından hiç ayrılmayan Hz. Ömer bütün savaşlarda, Hudeybiye ile Vedâ haccında bulundu. *Hz. Peygamber, Hudeybiyeye Ömer’i gönderdi Kureyş ona düşmandı bunun üzerine hz Osman gönderildi Hudeybiye Antlaşması’nı sindiremedi. “feth-i mübîn” olarak nitelendirmedi Medine’ye antlaşmanın sonuçlarını görünce pişmanlık duydu.
*Resûlullah, Hayber’in fethinden sonra Hevâzinliler’e karşı gönderdiği otuz kişilik müfrezenin başına Hz. Ömer’i kumandan tayin etti Süfyân’ın putları övmesine karşı çıktı ve müslüman olmasında rol oynadı. Kâbe’deki resimleri imha etdi Tebük Gazvesinde malının yarısını bağışladı.
*Hz. Peygamber rahatsızlığında orduya Zeyd’i kumandan tayin etti ve Ömer’i onun emrindeydi görevlendirdi. namaza çıkamayan efendimizin yerine namazı Hz. Ebû Bekir’in kıldırdı Hz. Âişe, babasının zayıf sesli olup Kur’an okurken ağladığını söyleyerek namazı Hz. Ömer’in kıldırmasını istemişti hz Ömer namaz kıldırmaya başlamış, ancak Resûl-i engel olup namazı hz ebubekirin kıldırmasını emretmişti

*Hz. Peygamber, hastalığında söyleyeceklerinin kaydedilmesini istemişti. sahâbîler gerek olmadığını, Allah’ın kitabı ve sünnetin yeterli olduğunu söylemiştir, Resûl tartışmamalarını söyleyerek kendisini yalnız bırakmalarını bildirmiştir. Tarihe “Vasiyetnâme” diye geçen olay Şiîlerce Hz. Ömer aleyhine kullanılmıştır
*Resûl ün vefatı sahâbîlerde büyük bir üzüntü meydana getirmiştir, Hz. Ömer Mescid-i Nebevî’de, “Resûlullah ölmemiştir! Allah onu gönderecek ve böyle söyleyenlerin ellerini ve ayaklarını kestirecektir!” demiştir sahâbîleri Hz. Ebû Bekir ikna etmiştir *Hz. Peygamber’in vefatıyla halifelik konusu görüşülünce Ömer Ebû Bekir ve Ubeyde yi alıp oraya gitti. Hz. Ebû Bekir Ömer’i veya Ubeyde’yi halife seçmelerini teklif etti. Ancak Ömer ve Ubeyde, o varken bu görevi üstlenemeyeceklerini belirterek Ebû Bekir’e biat ettiler. Hz. Ömer Mescid-i Nebevî’de müslümanlardan Kur’ân-ı Kerîm’e sarılmalarını ve Ebû Bekir’e biat etmelerini istedi

*Hz. Ebû Bekir’in hilâfetinde Ömer müşavirlik ve kadılık yaptı. Ebû Bekir, sahte peygamberlerle savaştı zekât vermek istemeyenlerle “Lâ ilâhe illallah” diyenlerle Hz. Ömer’in başlattığı tartışma Hz. Ebû Bekir’in namaz kılmayı kabul edip zekât vermek istemeyenlerle savaşmanın şart olduğu söylemesiyle son buldu. Hz. Ömer Medine’ye saldıran âsileri dağıttı sahte Peygamber Huveylid üzerine yürüyen halifeyi Hz. Ali yi engelleyerek yerine komutanlığa Hâlid i gönderdi *hâfız sahâbîlerin şehid düşmesiyle Kur’an’ın toplanmasını Hz. Ebû Bekir’e açtı. Resûlün yapmadığı işi yapmak istemeyen halifeyi ikna edip vahiy kâtiplerinin yazdığı dağınık âyet ve sûreleri Zeyd başkanlığında bir araya getirdi Hz. Ebû Bekirin yerine vekâlet etti hac mevsiminde emîr-i hac olarak görevlendirildi*Hz. Ebû Bekir namaza çıkamayınca imamlık görevini Ömer’e bıraktı ve halif tayini için zeyd Osman gibi sahâbîlerle istişare yapıldı. Hz. Ömer sert mizaclıydı Halife ebubekir Hz. Osman’ı çağırarak Ömer Mescid-i Nebevî’ye gitti ve halka şöyle dedi: “halife seçtiğim kişiye razı olur musunuz? yakınımı seçmedim. Allah’a andolsun bütün gücümle düşündüm ve Ömeri uygun buldum; onu dinleyin ve ona uyun” dedi.Hz. Ebû Bekir’in vefat ettiği gün 23 Ağustos 634 te Hz. Ömer Mescid-i Nebevî’de biat alarak halifeliğe geçti.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:42   #43
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islamansiklopedisi.info Mİ‘RAC

*Hz. Peygamber’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan göğe yaptığı yolculuktur yukarı çıkmak, yükselmek” anlamında urûc kökünden türemiştir yukarı çıkmak merdiven” Hz. Peygamber’in göğe yükselişini Allah katına çıkışını ifade eder. *Mirac Olayı Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya gidiş ve yükseklere çıkıştır isrâ ve mi‘rac” diye geçer Resûl-i Ekrem’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya yaptığı yolculuğa isrâ, göklere yükselmesine mi‘rac denilmiştir.
*Sery gece yürüyüşü gece yolculuğu yapmaktır isrâ sery kelimesinden türemiş sûre adı olmuştur. Allah, kudretini göstermek için kulu aleyhisselamı Mescid-i Harâm’dan mübarek Mescid-i Aksâ’ya geceleyin seyahat yaptırmıştır (el-İsrâ 17/1).
*Semaya yükseliş eski Hint ve İran mitolojilerinde mevcuttur. Yahudi geleneğinde İdrîs, İbrâhim, Mûsâ ve İşâyâ gibi peygamberlerin ilâhî âleme çıktığına inanılır. melek Yahoel tarafından Hz. İbrâhim’in rabbinin tahtına yükseltilmiştir Hıristiyanlık inancında Hz. Îsâ çarmıha gerildikten sonra mezarından çıkıp ilâhî âleme yükselmiştir Pavlus’un Kudüs’e giderken melek eşliğinde göğe yolculuk yaptığı rivayet edilir

*Hadis ve siyerde isrâ ve mi‘racta Buhârî ve Müslime göre şu şekilde gerçekleşmiştir Resûlullah, Kâbe’de Hicr de iken uykuda Cebrâil geldi aleyhisselam ın göğsünü açtı, zemzemle yıkadı iman ve hikmet ile kapattı. Burak bineğine bindirip Beytülmakdis’e götürdü. Resûl Mescid-i Aksâ’da iki rek‘at namaz kıldı Cebrâil süt,ve şarap getirdi. Resûlullah sütü seçti Cebrâil fıtratı seçtin” dedi, ardından onu semaya yükseltti.
*Mirac semalarında aleyhisselam Âdem, Îsâ, Yûsuf, İdrîs, Hârûn ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; Beytülma‘mûrda yedinci semada Hz. İbrâhim’le buluştu. Sidretü’l-müntehâda Allah’ın huzuruna çıktı. Cenâb-ı Hak elli vakit namazı farz kıldı.Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hz. Peygamber’in huzûr-i ilâhîye müracaatı ve Mûsâ ile diyalogu devam etti Bakara sûresinin son âyetleri indirildi şirk koşmayanlara af müjdesi verildi

*Miracta Resûl Aksâ’ya uğramış İbrâhim, Mûsâ ve Îsâ’peygamberlere namaz kıldırmıştır Resûlullah miracı Mekke’de haber verdiği zaman Kureyş yalanlamış Mescid-i Aksâ hakkında sorular sormuştur mi‘raç Birinci ve İkinci Habeşistan hicretinden sonra, Hz. Hatice ve Ebû Tâlib’in vefatından sonra hicretten bir yıl önce meydana gelmiştir mi‘rac Receb ayının 27 sinde kutlanır
*Mi‘racta Mescid-i Aksâ’nın çevresi mübarek kılınmıştır Kur’an’da Filistine edne’l-arz en yakın yer denilmiştir Aksâ’nın semavî bir mesciddir ilk kıbledir
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:42   #44
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islamansiklopedisi.info Mİ‘RAC

*İsrâ ve mi‘rac bedenen ve uyanık halde gerçekleşmiştir. âyette geçen “abd” kelimesi Hz. Peygamberdir; sübhâne olayın azametine işaret eder. İsrâ ve mi‘rac rüyada gerçekleşseydi sıradan bir hadise olur, Kureyşliler inkâr etmezdi. Sana gösterdiğimiz rüya-yı ... insanlar için imtihan yaptık” âyeti ve rüya” kelimesi gözle görmektir İsrâ ve mi‘racın ruh ve bedenle gerçekleştiğini savunanlar deliller getirmişlerdir*Fahreddin er-Râzî, güneş ve gezegenlerin çok hızlı hareket ettiğini söyleyerek Allah’ın dilemesiyle hıza ulaşmanın mümkün olduğunu söyler. Hz. Peygamber’in mi‘racı inkar edilirse Cebrâil’in yeryüzüne inişine bakmak gerekir İslâm filozofları, gök cisimlerinin nüfuz edilmesi imkânsız kütleler oluşundan mi‘racın bedenen gerçekleşmesine itiraz etmişlerdir kelâmcılar ise cisimlerin aynı özellikte ve yapıda olduğunu, Mi‘racın bedenen meydana geldiğini Allah’ın irade ve kudretinin her şeye yeteceğini savunmuşlardır mu‘cizevi ilâhî âyetlerdeki hadiseyi akılla açıklamak kolay değildir

*İsrânın ruhen gerçekleştiğini benimseyenler Hz. Âişe’nin, “Resûlullah’ın bedeni yerinden ayrılmamış, ruhen yolculuk yapmıştır” Muâviye’nin, “İsrâ Allah’tan gelen sadık bir rüyadır Buhârî ve Müslim’de yer alan, uyku ile uyanıklık arası bir halde yatağımda yatıyorken, şeklindeki ifadelerini kaynak göstermektedir *Âyette geçen “abd” kelimesi ruhtur insan bedeni değişir değişmeyen ruhtur. İsrânın ruhen gerçekleşmesi olağan üstü bir hadise değildir mi‘rac fevkalâde bir hadisedir her ruha nasip olmaz İsrâ sûresinin 60. âyetindeki geçen “rüya” kelimesi rüyanın gözle görmeyi değil düşte görmeyi ifade ettiği sonucuna varılmıştır
*İbn Kayyim e göre Hz. Âişe ve Muâviye olayın uykuda değil ruhen vuku bulduğunu söylemişdir. Uyuyan kimsenin gördükleri uyanıkken algıladıklarından ibarettir miracta aleyhisselam gökyüzüne çıkarıldığını görür, ancak ruhu yükseltilmez. *Miracta iki farklı görüş vardır biri ruh ve bedenle, diğeri ise sadece ruhen mi‘raca çıktığını söyler biri mi‘racta ruhun yolculuk yaptığını kastetmiştir Şah Veliyyullah ed-Dihlevî ruh âlemiyle maddî âlem arasında berzah bulunduğunu, mi‘racın bu âlemde bir yolculuk olduğunu belirtmiştir

*Çağdaş müellifler de isrâ ve mi‘racın ruhen gerçekleştiği kanaatindedir. Şiblî Nu‘mânî, İsrâ sûresinin ilk âyetindeki “abd” kelimesinin ruh olduğunu söyler. insan bedeni her an değişir kalıcı olan ruhtur. mi‘rac daki Mescid-i Aksâ’nın dışındaki mekân ve hadiseler ruhanî âleme aittir.mirac ruhun maddeden sıyrılarak melekût âlemine yapılan yolculuktur. *İsrâ sûresinin 60. âyetindekj rüya insanlar için imtihan vesilesidir Şiblî’ye göre mi‘racın uyanık halde gerçekleşmesini zorunlu kılmaz. imtihan olağan üstü değildir Muhammed Hamîdullah Uyku ile uyanıklık arası bir durumda idim” ifadesinden miracta Hz. Peygamber’in tam şuur halinde, fakat ruhunun hâkimiyetinde gerçekleştiğini söyler
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:42   #45
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islamansiklopedisi.info Mİ‘RAC

*isrâ ve mi‘racın kaç defa gerçekleştiği meselesinde farklı ifadeler vardır Bazılarına göre isrâ uyanık uyurken olmak üzere iki defa olmuştur kimine göre sadece uyanık ve bedenle gerçekleşmişdir. ilki Mescid-i Aksâ’ya, diğeri önce Mescid-i Aksâdan semaya kadar olandır.
*kimine göre mirac üç defa veya daha fazla meydana gelmiştir, biri ruh ve bedenle uyanıkken, diğeri uyku halinde olmuştur. İsrânın bir defa uyanıkken bedenle, mi‘rac ise bir defa ruhen gerçekleştiği tartışması vardır her ikiside aynı gece gerçekleşmiştir*İbn Kayyim mirac ihtilâfının farklı rivayetlere takılan kalan zayıf nakilcilerden ileri geldiğini söyler mi‘rac birden fazla vuku bulursa her defasında elli vakit namazın farz kılınmasının açıklamanın mümkün olmadığını kaydeder
*Hz. Peygamber’in mi‘racda Allah’ı gördüğü sidretü’l-müntehâda “iki yay ucu aralığı kadar” Allah’a yaklaştığını ve O’nu gördüğünü bildiren âyetlere dayanır Hz. Âişe, Ebû Zer Hüreyre; gibi müfessirlerin yaklaşmanın Peygamber ile Cebrâil arasında gerçekleştiğini kabul eder kimi müfessir enes malik ise yaklaşmanın doğrudan Allah’la Resûl arasında gerçekleştiğini söyler *Mirac Rivayetlerinde sidretü’l-müntehâya sadece peygamber ve meleklerin ulaşabildiği ve orayı geçmenin Resûlullah’a mahsus olduğu kaydedilir İslâm âlimleri, Allah ile Resulü arasındakj yakınlaşmanın tecessüme delâlet ettiğini vezâhirî mânalarıyla kabul edilemeyeceğini belirtmişlerdir. Allah’ın Peygamber’e veya Peygamber’in Allah’a yaklaşması mekân ve mesafe ile değil Resûlün makamının yükselmesi, duanın kabulü ve nimetlere mazhar kılınmasıyla açıklanmalıdır

*mi‘rac gecesinde Hz. Peygamber’in Allah’ı görüp görmediği görüş ayrılıkları olmuştur Rü’yeti kabul etmeyenlerin başında Hz. Âişe gelmektedir. Rivayete göre Ebû Zer Resûlullah’a, “Rabbini gördün mü?” diye sormuş, Resûlullah da, “O bir nurdur, nasıl görebilirim?” demiştir Hz. Âişe, Muhammed’in rabbini gördüğünü söyleyenin Allah’a iftira etmiş olacağını söylemiş, görme âyetlerini Resûlullah’ın, “O görülen sadece Cibrîl idi” hadisiyle açıklamıştır *Mirac Rü’yetini savunanlar farklı yorumlar yapmışdır. Bir kısmı Hz. Peygamber’in rabbini kalp gözüyle, bir kısmı da beden gözüyle gördüğünü ileri sürmüştür yaklaşma ve görmek Cebrâil’in vahiy getirmesiyle ilgili olduğu anlaşılır. Necm sûresi isradan önce nâzil olduğuna, isrâ ve mi‘rac aynı gece meydana geldiğine göre yaklaşma ve görme âyetleri mi‘rac olayı ile bağlantılı değildir*âyet ve hadislerden isrâ ve mi‘racın bedenen veya ruhen gerçekleşmiştir Buhârî ve Müslim Hz. Peygamber’in göğsü yarılmış buraka bindirilerek yedi kat sema ve ötesine götürülmüş süt ve şarap kadehlerini tercih etmesi istenmiş elli vakit namaz beşe indirilmiştir mi‘rac ruhen gerçekleşmiştir

*Mi‘rac, kelâm âlimlerince mûcizedir Peygamber’in hissî mûcizelerindendir çekicidir. mûcizeler müşahede edilmelidir mi‘rac sadece Resûlullah’ın müşahedesidir Kur’an ve hadiste bildirilmiştir mi‘rac Hz. Peygamber’in mânevî dünyasında gerçekleşip itminan ve güç veren olağan üstü bir hadisedir. *amcası Ebû Tâlib ile hanımı Hz. Hatice’nin vefatıyla, eziyet çeken aleyhisselam Tâif dönüşünde Allah tarafından kendisine mirac lütfedilmiştir mirac mânevî bir destektir ilâhî lütuf son nebînin mesajın Mescid-i Aksâ’da namaz kıldırdığı ve peygamberlerin mesajıdır son din ihya edilecek ve hak dini bütün dinlere hâkim olacaktır (el-Feth 48/28)
*Kur’an’da ve sünnette namazın dinen önemlidir emirdir müminin mi‘racıdır. mânevî hayatı geliştirir insan allaha yönelir dua ile allah'a yalvarmaktır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:43   #46
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak siyerinebi.com hudeybiye antlaşması

*Efendimiz Aleyhisselam bir gece rüyasında arkadaşlarıyla Mekke’ye gittiğini, saçlarını kestirip Kâbe’yi tavaf ettiğini, umre yaptığını gördü. Medine’de büyük bir sevinç, ve bayram yaşandı. Yıllardır müminler Mekke’ye gidemiyor, Beytullah’ı tavaf edemiyor, muhacirler vatan hasretiyle yanıyorlardı. Bu rüya büyük bir müjdeydi.
*Allah Resulü’nün önderliğinde 1400 Müslüman Hudeybiyede Velid kumandasındaki düşmanlarla karşılaştı Efendimiz savaşmak istemiyor Mescid-i Haram’ı ziyaret etmek istiyordu Kureyş Resul-ü reddetti. iki taraf arasında hudeybiye antlaşması imzalandı.*antlaşmaya göre Müslümanlar ve Mekkeli müşrikler on yıl boyunca savaşmayacakdı. Müslümanlar dininden dönüp Mekke’ye gittiğinde, Mekkeliler teslim etmeyecek, müşrikler Müslüman olur ve Medine’ye hicret ederse Mekkelilere teslim edeilecekdi. Müslümanlar Kâbe’yi ertesi yıl ziyaret edeceklerdi. Arap kabileler Mekkeli müşriklerle; veya Medineli Müslümanlarla müttefik olabilecekti.

*Hudeybiye antlaşması Müslümanları rahatsız etti. Müslümanlar nasıl teslim edilebilirdi? Antlaşmada müşriklerin isteğiyle “Muhammedun Resulullah” ifadesi silinmiş, Abdullah’ın oğlu Muhammed” yazılmıştı. Müslümanlara sığınan Cendel, müşriklere teslim edilmişti. Müslümanlar yıllardır hasret çektiği Mekkeden geri dönüyorlardı.Hz. Ömer ve sahabiler durumu kabullenemedi.
*Ashab-ı Kiram derin bir üzüntü içerisinde Medine’ye döndü Allah Resulü’ne şu ayet indirildi “Biz sana apaçık bir fetih verdik. Allah, senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışlasın sana olan nimetini tamamlasın. Seni doğru yola iletsin ve Allah sana şanlı bir zafer versin.” [Fetih Suresi 1,3]
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:43   #47
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak siyerinebi.com
hudeybiye antlaşması Mutlu BİNİCİ

*Hudeybiye Antlaşması, büyük bir fetih başlangıcıydı Mekkeliler Medine İslam Devletini resmen kabul etti. antlaşmada Medine’nin güneyi güvenceye alındı güneydeki Mekke ve kuzeydeki Hayber Yahudileri etkisizleştirildi Allah Resulü Hayber’i fethetti. nimetler karşımıza çıkıyordu.
*Medine’ye gidemeyen müminler, Mekkelilerin Kureyş kervanlarına zarar verince Mekkeliler, antlaşmanın maddesini kaldırmayı Efendimizden rica ettiler.Hudeybiye Antlaşması, İslam’ın en büyük zaferiydi savaşçı müminler, İslam’ı yaymak, Allah’ın anlatmak için önemli bir fırsat kazandı.
*Allah Resulü hükümdarları İslam’a davet ediyor, Arap yarımadasına Allah ve dini anlatıyor, Mekkede müşriklerinden Halid ve As gibi lider kadro, Hak dine teslim oluyordu.

*Müşrik Beni Bekir kabilesi, Efendimizin himayesindeki Huzaa kabilesine saldırdı Peygamberimizi ve Müslümanları aşağıladılar Efendimize hakarete dayanamayan Huzaalı bir genç, adamın sbaşını yardı. Huzaalılara kin besleyen Beni Bekirliler Vetir suyunda Huzaalılara saldırdı. saldırıya Kureyşliler de Mekkeliler destek sağladı Huzaa kabilesi Kâbe’ye sığındı, beni bekir saldırganları kabede katliama devam etdi Sabah olduğunda Mekkede cansız yatan yirmi üç Huzaalı vardı. Mekkeliler katliama pişman olmuşlardı. Allah Resulü kendisine sığınan ve kendisini savunduğu için can verenlerin hesabını soracaktı.*Beni bekirliler huza kabilesini katletmişti Huzaa lideri Amr Salim kırk adamıyla Medinefe Efendimizin karşısına çıkarak yaşadığı zulmü, anlatdı. rükû ve secdedeki insanların vahşice boğazlandığını söyledi.Efendimiz şöyle buyurdu: “Kendimi ve ailemi nasıl koruyorsam sizide öyle koruyacağım. Yağmur veren bulutlar gibi Huzaalılara yardım edeceğim. Ey Salim sen yardım olundun.”*Allah Resulü beni huzaalılar katledildiğinde hiç bu kadar öfkeli olmamıştı. Mekkelilere Öldürülen Huzaalıların diyetlerini vermelerin. saldırganlarla ilişkilerini kesmelerini Yoksa savaşacağını söyledi
Kureyşi Resulü reddedip elçisine hakaret etdiler Mekkeliler, hudeybiye antlaşmasını yenilemek ve barış için liderleri Süfyanı Medine’ye gönderdiler.

*Hudeybiye antlaşmasını yenilemek için Medine’ye gelen Süfyan, Efendimizin hanımı öz kızı Habibe’yi ziyaret etti. Habibe ilk Müslümanlardan olmuş, babasının ve kavminin zulmü ile Habeşistan’a hicret etmişti. Efendimiz Aleyhisselam, Habeşistan’da kocasının İslam’dan dönmesi ve ölümüyle zorluklar yaşayan, imanından taviz vermeyen Ümmü Habibe ile evlenerek, onu müminlerin annesi olmakla şereflendirdi.
*Ebu Süfyan ve kızı uzun yıllar sonra ilk kez karşılaştı Süfyan kızının evine girdi mindere oturmak istedi, kızı Habibe minderi kaldırarak, babasını oturtmadı.Süfyan Kızım minderi mi bana, yoksa beni mi mindere layık görmüyorsun Habibe Bu Resulullah’ın minderidir. Sen necis bir müşriksin. mindere oturamazsın.”Süfyan öfkeyle şöyle dedi: “Kızım, evden ayrılınca çok kötü olmuşsun.” Ümmü Habibe Ben kötü olmadım, Müslüman oldum. Sen ise taştan putlara tapıyorsun. Babacığım, senin gibi önder nasıl olur da İslam’dan uzak kalır?” dedi. *Mescid-i Nebevi’ye gelen Süfyan Allah Resulü ile görüşmesinden sonuç alamadı Efendimiz’in şartlarını yerine getirmeden Mekke’ye döndü Mekke’yi fethetmeye karar veren Efendimiz, sefer için hazırlıkları emretti. müslüman kabilelere Ramazan ayının başında Medine’de toplanmalarını istedi
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:43   #48
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak siyerinebi.com
mekkenin fethi Mutlu BİNİCİ

*Mescid-i Nebevi’ye gelen Süfyan Allah Resulü ile görüşmesinden sonuç alamadı Efendimiz’in şartlarını yerine getirmeden Mekke’ye döndü Mekke’yi fethetmeye karar veren Efendimiz, sefer için hazırlıkları emretti. müslüman kabilelere Ramazan ayının başında Medine’de toplanmalarını istedi*Mekkenin fethini müşrikler öğrenmemesi için tedbirler alındı şehre nöbetçiler yerleştirildi Medine’nin kuzeyindeki İdam mevkiine, Ebu Katade kumandasında seriyye gönderildi, kuzeye sefer yapılacağı izlenimi verildi Efendimiz, Cenab-ı Hakka şöyle dua etti “Allah’ım! Casuslara fırsat verme, onlar beni birden bire görsün, onları yurtlarında ansızın yakalayalım.”Benim ve sizin düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin
*Allah Resulü Medine’den çıkmak üzere iken Cebrail Aleyhisselam, Mekke’ye giden bir kadının, üzerinde seferi anlatan bir mektup taşıdığını haber verdi. Mektupta şu ifadeler yer alıyordu Resulullah geceler gibi karaltılı ve seller gibi akan ordusuyla üzerinize geliyor, hazırlıklı olunuz.”

*Mektubu; ilk Müslümanlardan, Bedir Savaşına katılmış ve Efendimizin elçisi Hatıb yazmıştı. Hatıb’ın ihaneti müminleri sarstı. Hatıb Efendimize kendini şöyle savundu: “Ya Resulallah,mektubu dinimden döndüğüm ya da müşriklere sevdiğim için yazmadım. Ailem Mekke’dedir. koruyacak kimsem yoktur. Mekkelileri memnun ederek ailemi korumak istedim.”*Efendimiz, müşriklere mektup yazan ancak suçunu itiraf eden, özür dileyen hatıbı affetti. Onu öldürmeyi teklif eden Hz. Ömeri reddetti Hatıb, Bedir savaşına katılmış ve fedakârdı düşmana yardım etmek, casusluk yapmak idamı gerektiren büyük bir suçtu Peygamberimiz, yıllardır kendisine omuz veren arkadaşını bağışlamıştı
*Rabbimiz şöyle buyurdu: “Ey iman edenler düşmanımı, ve düşmanınızı dost edinmeyin. Onlar inkâr etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. onlar Rabbinize Allah’a inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyor Eğer benim yolumda savaşmak ve rızam için yola çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösteriyorsunuz?” [Mümtehine,]

*Hicret’in sekizinci yılı Ramazan ayında İslam ordusu Medine’den hareket etti. Mekke’yi hazırlıksız yakalamak ve şehri savaşmadan, kan dökmeden ele geçirmek için gizli hareket ediliyordu. İslam Ordusu on bin mücahitti Efendimizin hedefi, fethedeceği şehre ve insanlarına zarar vermemekti.Hz. Abbas, Zülhuleyfede Peygamber ordusunun neferi oldu. Efendimiz, amcasına şöyle buyurmuştu “Peygamberlerin sonuncusu benim, muhacirlerin sonuncusu ise sensin.”*Resulün akrabaları Haris ve Ümeyye mekke yolunda Süfyan, Efendimizin sütkardeşiydi İslam’dan Efendimize düşmanlık etmiş, yirmi yıl savaşmışdı. Mekke’de Resulullah ile alay eder, hakaretleriyle müslümanlara zarar verirdi. Şimdi teslim oluyor, bağışlanmayı talep ediyorlardı. Rahmet dolu aleyhisselam onları affetti.*Fetih yolunda hırlayan bir köpek görüldü.Resul köpeğin başında nöbet tutulmasını, emretti. Gece vakti, İslam ordusu Mekke’ye on altı km. uzaklıktaki Merrüzzahran’a geldi Resul-i Ekrem, ateş yakılmasını emretti. On bin ateş yakılmış, yıldızlar yere inmişti. Efendimiz ordusunu Kureyş’e göstermek, mekkeyi savaşmadan teslim olmaya ve kurtuluşa çağırmak istiyordu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-29-2017, 08:44   #49
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak hzmuhammedinhayati.gen.tr
Mekkenin Fethi

*Mekkenin fethi, Müslümanların Kureyşlilerin elindeki Mekke'yi 1 Ocak 630 da alması ile gerçekleşmiştir. Mekke Hz Muhammed'in dünyaya geldiği, çocukluk ve gençliğini geçirdiği, Nübüvvet kitabının indirildiği, Hz Adem den itibaren tevhid merkezi olmuş Müslümanların kıblesi Kabe'nin şehiridir.Müslümanlar açısından ayrı bir yeri vardır.
*Hicretten altı yıl sonra Müslümanlar umre istemişlerdi. peygamberimiz Kabe'yi ziyaret etmek için hazırlanmıştı. Amaç barıştı yanlarında sadece yolcu kılıcı vardı. Müşrikler Müslümanları Mekke'ye almamak için karar almışlardı Zülhüleyfede ihrama giren ve umreye niyet eden Müslümanlar kan dökülmesin diye Mekkelilerle Hubeydiye antlaşmasını imzaladılar*Hudeybiye antlaşmasına göre Müslümanlar Kabe'yi ziyaret edemeyecek Mekke'ye giremeyeceklerdi, sonraki yıl üç gün Mekke'de kalacaklar ve Kabe'yi ziyaret edeceklerdi Mekkelilerle görüşmeyeceklerdi.Kureyşliler Müslümanlığı kabul ederse, Müslümanlar kabul etmeyecek, Mekke'ye sığınanlar ise iade edilmeyecek kabilelerle ittifak yapabilecektiler
*antlaşmanın süresi on yıldı Müslümanlar ve Kureyşliler birbirlerine saldırmayacaktı
Hz Muhammed sahabeleriyle geri döndü Peygamberimize inen Fetih suresi ile Mekke'nin fetih müjdesi verilmişti.*

*Kureyşliler Hudeybiye Antlaşmasına aykırı olarak Huzaa kabilesine saldırdı Hz*Muhammed Mekkeden ölenlerin kan bedelini ya da Beni Bekir kabilesiyle ittifak yapılmamasını .riayet edilmezse Hudeybiye antlaşmasını bozarak, savaş çıkacağını bildirdi Ebu Süfyan barış için arabulucuk yaptı ancak olumlu cevap alamadı*Müslüman ordu Hz Muhammed'in komutasında savaşa hazırlandı. Hz Muhammed*şu emri verdi. "Size karşı saldırılmadıkça, kimseyle çarpışmayacak. kimseyi öldürmeyeceksiniz." Hz Muhammed'in emriyle, Fetih suresi okunarak, Mekke'ye girildi Halid bin Velid'in komutasındaki 4. kolun dışında, direnişle karşılaşılmadı*Hz Muhammed Mekke'de af ilan etti. kimseye dokunmadı Kabedeki 360 putu İsa suresinin 81. ayetiyle devirdi Kabe'yi tavaf etti Kabe'deki ilk hutbesinde şunları söyledi " halim Yusuf'un kardeşlerine dediği gibidir Ben* de Yusuf gibi diyorum ki: Size bugün başa kakma ve ayıplama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. (Yusuf suresi 92) Gidin serbestsiniz.*Mekke hicretin sekizinci*yılında fethedildi İslam merkezi olan Mekke, putperestlikten, arındırıldı Fetih sonrasında kentte hayat değişti Gelirler adil olarak dağıtıldı, kervan yollarına bağımlılık azaldı Müslümanların akın ettiği, ticari bir şehir haline geldi
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2017, 08:16   #50
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta