|
![]() |
#1 | |
![]() Alıntı:
Bu durumda niçin dağa çıkıp silah alacaklar.? Haaa. Eğer Türkmenlerin dili dini ırkı vs.si yasaklansa işkenceler görse tecavüzler görse köylerinden boşaltılsalar eşyaları yağmalansa türküleri yasaklanıp yağmalansa dağlara kaçıp sığınmazlar mı? Kim bana diyebilir bu durumda Türkmenler eline silah alıp dağa çıkmazlar kim..! Kendinizle yüzleşmesini daha iyi bilin lütfen. Ayrıca Kürtlerin Türkiye'den ayrılmak gibi toprak gibi bir derdi yok merak edip celallenmeyin öyle -ki zaten Kürtler kendi topraklarında yaşıyorlar bunu kim inkar edebilir..? Ayrıca yazı sadece Atatürk için yazılmış değil. Atatürk bu Cumhuriyetin lideri olduğu için başlığı böyledir yazının. Ahmet Altan o kadar dar görüşlü değil merak etmeyin. Ayrıca. Siz Ahmet Altan'ın inancı hakkında böyle yazamazsınız. Buna hakkınız yok. HAK yukarıdadır.! Hak'kı yukarıdaki verir size ne oluyor... Ve ayrıca PKK'yı savunduğum düşünülmesin bu yazılarımdan ötürü. Kürtleri ve Kürt sorununu tartışmaktayız... DostçaKalın...
![]() Konu Asi_isyankar tarafından (09-27-2009 Saat 16:09 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
http://www.tumgazeteler.com/?a=2292849 Türkmenlere resmen etnik soykırım yapılıyor. Musul Kerkük'ün etnik yapısı zorla değiştirilmeye çalışılıyor. onca zalimliğin ardından, Türkmenler orada özel bölge istiyorlar. Türkmeneli bölgesi. Neden karşısınız? Neden Türkmenlerin çoğunlukta olduğu bir yerde zorla Kürdistan diye tutturuyorsunuz? Hani demokratiktiniz? Sayın Hasan C. Güzel'in bir yazısını paylaşayım da okuyun; http://www.kerkukvakfi.com/makaleler.asp?id=284 Demokratik olduğunu iddia edenler,hadi göstersin insanlığını, kardeşliğini, demokrasiyi? Kerkük'teki Türkmen kardeşlerimize federal devlet verilsin! Sizin insanlığınız sadece sizin için mi geçerli? İnşAllah yarın birgün Türkmen kardeşlerimiz de kendi demokratik açılımlarını yapar. Dtp'nin özgürlük, kardeşlik analyışını K. Irak'taki Kürtlere uygular. Heralde sen de Türkmenlerin dökeceği kanları demokratik bir tepki olarak saygıyla karşılarsın. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
bazı şeyleri kaçırmam normaldir. Her kime haksızlık yapılıyorsa yapılsın her kime haksız yere şiddet uygulanıyorsa uygulansın bunu kınamaktan hiç çekinmem. Bu ister Türkmen olsun ister Kürt olsun ister Türk olsun isterse bir başkaları olsun çekinmem kınarım. Çünkü biz yaratılanı yaradandan ötürü severiz. Aynı yaklaşımı sizden de bekliyorum. Ayrıca Kerkük için referandumu uygun görüyorum bende. Referanduma sunulsun ve bir şekilde anlaşılsın olamaz mı.? Ve ayrıca Kürtlerin başına gelenleri Türkmenlerin başına gelenleriyle kıyaslamayın lütfen. Kürtler çok çok daha büyük acılar çekti... Selametle... |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() [quote=KaraEsref;671843]Bırakın bu ülkenin sorunlarını, Sayın Altan daha Allah'ın varlığını bile keşfedememiş bir insan. Yarın ecel kapıya dayandığında, namazsız, duasız ölmüş it gibi gömülecek. (Bu sözlerim hakaret değil gerçektir.)
Kusura bakma ama bu gerçek olmaktan ziyade büyük bir iftira ve yalandan ibarettir!!!Ya siz başka bir Ahmet Altan'dan bahsediyorsunuz,ya da biz Ahmet Altan'ı tanımıyoruz!!!Bakın en basitinden Allahsız dediğiniz şahıs,Ramazan ayı dolayısı ile muhteşem bir makale kaleme almıştır!Okumanızı tavsiye ediyorum... Ayrıca insanların kalplerini bizler değil,ALLAH bilir!Herşeyden ziyade böyle ağır bir ithamı size hiç yakıştırmadım!!!(Bu tekzipi konu dışında kişisel yapılmış bir yorum olarak algılayabilirsiniz!!!) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() [quote=ishakyilmaz;671884]
Alıntı:
İshak kardeşim, her fırsatta inançsız olduğunu dile getiren bir insana inançlı desem ne fayda demesem ne fayda? Dindar olmadım, inançlı olmadım. Hálá da değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım herhalde. Ama din fikrini, gerçek dindarları seviyorum. Tanrı’yla ilişkim ise anlatılması çok zor çelişkilerle dolu. Varlığına inanmıyorum ama o varmış gibi hissetmekten hoşlanıyorum, annemin mezarına gittiğimde dua etmiyorum ama annemi ‘ona’ emanet ediyorum. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...sp?yazarid=150 |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
![]() [quote=KaraEsref;671888]
Alıntı:
Sonuçta HÜRRİYET'te iken ! İnsanlar değişebilir değil mi ? İnançlarında değişiklikler olabilir.Sayın Altan 'da da bu görülüyor.İshak beyinde dediği gibi yazıları , Hürriyette iken yazdığı yazılara hiç benzemiyor. Fikirleri , düşünceleri değişmiş belliki sayın altanın zaten başka çatı altına geçmiş. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | |
![]() [quote=KaraEsref;671888]
Alıntı:
Hava serincedir ve akşam inmeye hazırlanır. Kendine bir iş yaratmak isteyen yaşlı amcalarla çocukların biriktiği uzun kuyruktakiler, minare ışıkları yanmadan önce pideleri alıp iftara yetiştirebilmek için telaşlarını saklayan bir sabırla beklerler. Sünnet hediyesi bir saati bileklerine takabilmiş olan çocuklar sık sık saatlerine bakarak iftar vaktini hesap etmeye uğraşırlar. Ben o çocukların arasında beklerim. Ayaklarım üşür hafiften, açlığımla gurur duyarım. Diğer çocuklar gibi benim de yüzümde başka zamanlarda pek rastlanmayan bir ciddiyet vardır, önemli bir iş yapmakta olduğumu bilirim. Ramazan’ı belki de en çok bundan severim. İftar sofrasına oturulduğunda kimse çocuk muamelesi yapmaz sana, oruç tutmaya başlaman büyüdüğünün işaretidir ve büyükler şefkatli bir saygıyla davranırlar büyümeye başlayan çocuklara. Fırına girdiğinde, pişkin hamur kokulu sıcacık bir buhar çarpar yüzüne. Fırıncı, uzun saplı küreğini ateş renkli fırın kapağından içeri sokar ve olağanüstü bir ustalıkla içerdeki pideleri seri hareketlerle küreğinin üstüne dizip hızla çeker. Çıraklar, müşterilerin elleri yanmasın diye kâğıtların üstüne koyup verir pideleri. Ama ellerin gene de yanar. Konuşmalar kısa kısadır, kaç tane istediğini söylersin sadece. Elinde hazırladığın parayı verirsin, aceleyle alırlar. Kutsal bir ortaklık, herkesi iftara zamanında yetiştirebilmek için müthiş bir yardımlaşma vardır. Kimse kimsenin sırasını kapmaya çalışmaz. Ezana birkaç dakika kala pideleri alıp hızla koşmaya başlarsın, bir iki kez tökezleyip düşecek gibi olursun ama zaferle girersin eve. Sofra hazırdır. Herkes sofranın başındadır. Topun patlamasını sofrada beklemek sevaptır çünkü. Teyzen hemen pideleri parçalayıp bir kayık tabağa dizer. Sen de sofraya oturursun. Top patlar. Hayır, acele etme, açsın ama gene de aç değilmişsin gibi uzanmalısın o ilk zeytin tanesine. Büyük bir adam gibi. Sen artık büyüdün, sen oruç tutuyorsun, sen bu sofrada saygı görüyorsun. Ve, Allah seni seyrediyor. Her davranışını görüyor, onun için oruç tuttuğunu biliyor, telaş ederek onu utandırmamalısın, sabrı öğrenmelisin. İlk zeytinin damağına yayılan kekremsi tadı, sonra bir bardak su. Sonra çorba. Çorbadan sonra ilk mırıltılı konuşmalar. Gerçek, saf, içe işleyen bir mutluluk, bir sevinç, büyük bir koruyucun olduğuna inanan o mutlak güven ve huzur. Sen iftarını açarken Allah sana gülümser, memnun olur, sen iyi bir çocuksun seni sever, sen onu seversin. Benim Allahım öyleydi, severdi beni, onu kızdırdığımda bile severdi, ben de onu severdim, korkmazdım hiç ya da diyelim babamdan korktuğum kadar korkardım, daha fazla değil. Ne garip beni Allahın olmadığına dindarlar inandırdı, öyle bir Allah anlattılar ki benim Allahıma hiç benzemiyordu, öfkeli, kızgın, gazaplıydı anlattıkları, cezalandırıyordu. “Bu benimki değil” dedim, dinimiz birdi ama Allahımız farklıydı artık. Yollarımız ayrıldı. Ben çocukken teraviye korktuğumdan gitmiyordum ki, oraya sevindiğimden gidiyordum, Allah gülümsesin diye gidiyordum, memnun olsun diye gidiyordum ve o memnun olduğunda ben çok seviniyordum. İyiydi bizim aramız. Konuşurduk bile. O bana pek cevap vermezdi, daha ziyade ben söylerdim o dinlerdi, isteklerimi samimice anlatırdım, “şu sınıfı geçmeme bir yardım etsene” derdim, sesini duymazdım ama gülümseyip “böyle haylazlık edersen benden yardım bekleme” dediğini sezerdim, hiç gücenmezdim, gülümserdim, “çalıştıktan sonra ben de geçerim ne olacak” demezdim ama aklımdan bunun geçtiğini onun bildiğini bilirdim. Küstü mü acaba diye endişelenirdim. Kızması değil ama küsmesi kötü olurdu, bak küsmesinden korkardım. Onu küstürecek bir şey yapmadım. Büyüdüm, günah işledim ama onu küstürecek günahlar değildi bunlar, bilerek kimseye kötülük etmedim, kimsenin hakkını yemedim. Benim günahlarıma sizin Allahınız çok kızabilir, benimki kızmaz işte, belki bana şöyle bir parmağını sallar ama o kadar. İyidir o, çok iyidir. Onun için belki ben, fırın kapısında pide bekleyen çocuğu böylesine şefkatle ve sevinçle hatırlarım. Onun için belki ben, işler çok sıkıştığında şöyle gökyüzüne doğru bir bakarım. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Biz burada Kürt Sorununun gerçeklerini açıklamaya çalışıyoruz
ancak bazı arkadaşlarımız buna tahammül edemiyor. Bundan rahatsız oluyor. O zaman susalım mı ne yapalım? 301. engeli burada da olmasın. Bu yazılar yasa dışı değildir..! Sadece farklılıklarımız ve haklılıklarımızdır... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() ![]() evet asi isyankar söyle bakalım buradaki Demokrasi(N) ne anlama geliyor ?bu arkadaşın bana attığı özel mesaj kendisinden bir açıklama bekliyorum... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 | ||
![]() Alıntı:
yakışıksız bulduğumu belirtmek isterim.. Demokrasi(N)... Bu kelimeden kastım senin kendi demokrasindir. Her insanın bir demokrasi çizgisi vardır. Birde genel bir demokrasi vardır. İnsan kendi demokrasisine çeki düzen vermediği müddetçe gerçek / genel bir demokrasiye erişemez. Dolayısıyla gerçek demokrasiye erişmek için tahamüllü olmanı olmanı tavsiye ediyorum.. Bu noktada senin kendi demokrasini eleştirdim. Bütün mesele budur... Ayrıca senin bana yolladığın özel mesajı da buraya bırakıyorum. Arkadaşlar isterse yorum yazabilirler ikimizin özel mesajları hakkında.. Bâki Selamlar... Alıntı:
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|