![]() |
#1 |
![]() ![]() Bakan Atalay, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun halk oylamasında oy kullanamaması nedeniyle polisi suçladığını, bunun "Sav'ın telefonunu açık unutmasına karşın dinlendiğini ileri sürmesine benzediğini" söyledi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun halk oylamasında oy kullanamaması nedeniyle polisi suçladığını, bunun ''CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın telefonunu açık unutmasına karşın dinlendiğini ileri sürmesine benzediğini'' söyledi. Brüksel'deki temaslarının ardından Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenleyen Atalay, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamamasıyla ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: ''Bu konuda Bakanlar Kurulu öncesinde ben bir açıklama yaptım. Doğrusu açıklama yapmak istemiyorduk. Ama orada bir cümlesi var, haksız yere açıkça polisi suçlayan bir ifadesi olunca o açıklamayı yapma ihtiyacı duyduk. Kendileri biliyorlar. Zaten kendisi ilk akşam keşke orada kesseydi yani 'bizim hatamızdır, kontrol etmedik' dediğinde kesseydi. Biraz da basın sıkıştırdı onu. Aslında kendisi bu konuyu çok konuşmak istemiyordu. Sıkıştırılınca 'siz bulun bu polisi kim gönderdi' dedi. Tabii o bir suçlamadır. Haksız yere bir suçlamadır. Bu kabul edilemez.'' Atalay sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir anamuhalefet lideri, siz gitmişsiniz, adresinizi Ankara'dan İstanbul'a nakletmişsiniz. Oturmadığınız bir adrese nakletmişsiniz. Ondan sonrası muhtarın görevidir. Bu, eskisi gibi yürümüyor. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi çok çağdaş bir sistem. Belçika'da, Avrupa'da nasıl yürüyorsa bizde de öyle yürüyor. Herkes adresiyle kayıtlı. Eskisi gibi 10 yılda bir, insanları eve kapatıp sayalım, gibi bir sistem yok. Sürekli güncellenen bir sistemimiz var. Nüfus hareketlerini güncelliyoruz. Nakledenler bir ay içinde bildirmezse cezası var. Onun için de artık nüfus sayımı olmayacak. Çağdaş bir sistem kurduk ve bunun için iki yıl uğraştık. Ama anamuhalefet lideri henüz bunu bilmiyorsa ben ne yapayım?'' -''SORUMSUZ BEYAN''- Bakan Atalay, Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamasının neden kaynaklandığını da şöyle anlattı: ''Kendisi aslında Ankara'da oturuyor ama (adres kaydını) nakletmemiş. Ama oradaki muhtara bildiriliyor. Sistem öyle yürüyor. Nüfus idaresi muhtara bildiriyor. 'Sizin mahalleye geçen ay içinde şu kadar nakil olmuştur, şu adreslere' diye bir liste gönderiyor. Muhtarın kanuni sorumluluğu ise gidip o hanelerde bunları tek tek 'gelmişler mi, oturuyorlar mı' diye kontrol ediyor. Sonra nüfus idaresine yazıyor, 'evet gönderdiğiniz liste tamamdır' diye. Ama muhtar, Sayın Kılıçdaroğlu'nun orada oturmadığını tespit ediyor ve bunu nüfus idaresine bildiriyor. O listede sadece Kılıçdaroğlu değil, 420 civarında isim var. Muhtar da bilmez polis de bilmez özel isimleri. Onlar için 'X şahsı burada oturuyor mu' o önemli. O zaman ancak nüfus müdürlüğü oturmayanlarla ilgili emniyete yazar, 'bir de siz kontrol edin' diye. Bunları havuza alıyorlar, kaydını silme de değildir. Çünkü orada belirsizlik doğuyor. Ondan sonra polis gidiyor, 'bu kişi burada oturmuyor' diye bilgi veriyor. Polisin rolü bu. Bunu tutup da gazetecilere 'siz arayıp bulun, polisi kim göndermiş' diye söylüyor. Böyle birşey olur mu? Böyle sorumsuz bir beyan olur mu?'' -ÖNDER SAV BENZETMESİ- Atalay, Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamaması ile ilgili olarak ''polisi kimin gönderdiğini'' sormasını, CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın telefonunun dinlendiği iddiasına benzeterek şu ifadeleri kullandı: ''Bu neye benzer biliyor musunuz? Doğrusu polemik yapmak istemedik. Ben hiç konuşmak istemedim. Yani böyle bir güzel referandum olmuş, başbakanımız o akşam geniş bir diyalog mesajları vermiş. 'Hemen bu tür dar konuların tartışılmasına girmeyelim' diye. Ama bu bakın aynen şudur: Hatırlarsanız iki yıl önce CHP Genel Sekreteri, sizin gibi bir basın mensubuyla telefonda konuşuyor. Sonra telefonunu kapatmadan yanına bırakıyor. Sonra yanındakilerle konuşmaya devam ediyor. Meğer yanındaki de bir ilimizin valisiymiş. Gazeteci de onları dinliyor. Ondan sonra bu yayıMlanmaya başlayınca feryat ettiler, 'Vay işte hükümet bizi dinliyor, İçişleri Bakanlığı bizi dinletiyor. Partimizin yanında bir minübüs vardı o tarihte meğer o ortam dinliyormuş, içeriyi dinliyormuş' dediler. Böyle birşey olabilir mi? Çıktılar basın toplantısı yaptılar. Hemen suçlama. Mübarek, oturun bir araştırın, öğrenin. Ondan sonra gazeteci çıktı dedi ki 'biz sizi telefonunuzdan dinledik'. Bu ona benziyor arkadaşlar. Koskoca anamuhalefet lideri, partisi bunları niye yapsın? Veya afişte Müslüman hanımların örtüsünün rahibeye benzetilmesi. Bunu astılar. Tepki gelince kaldırttılar. Sonra 'biz yapmadık' dediler. Daha ileri gittiler. 'Bize provokasyon yapılıyor' dediler. Hatta neredeyse 'bunu hükümet yaptı' diyecekler. Kapalı şekilde de dediler. Onu demeseler biz ilgilenmeyiz. O zaman biz üzüldük, 'arkadaşlar bunu bulun' dedik. İstanbul emniyeti bunu kısa sürede buldu. İstanbul il teşkilatının bilgisi var, genel merkezin bilgisi var. Avcılar Belediye Başkanlığı bunu yapıyor. Ama hepsinin bilgisi var. Sonra Avcılar Belediye Başkanı'nın üzerine kaldı. O da açıklama yaptı. Dedi ki 'sizin bilginiz var, genel merkezle görüşerek ben bunu yaptım'. Peki neden bu duruma düşüyorsunuz? Buna benzer şeyler. Bunları konuşmam da sorduğunuz için (cevapladım)...'' İçişleri Bakanı Atalay, kendisinin oy kullanıp kullanamayacağını bizzat kontrol edip etmediğinin sorulması üzerine ''Yok, ben takip ediyorum kardeşim. Seçmen kartım çıktı mı çıkmadı mı diye kendim takip ediyorum. Eve gelmezse merak ediyorum. Hatta eve biraz geç geldi, danışmanıma 'bakın' dedim. Meğer o gün gelmiş. Muhtarlıkta liste asıldığında da ya kendim bakarım ya birini gönderip baktırırım. Bu tabii birşey" diye konuştu. AA
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|