AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-09-2011, 13:53   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart Atatürk mü değişti, yoksa laikçiler mi?
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938 tarihinde vefatından sonra, ‘dindarlığın' ya da ‘dini bütünlüğün' karşısındaymış gibi algılanmasına ses çıkarmayanlar; hatta olayın tam da böyle anlaşılması için uğraşanlar, nedense bugün tam tersini yapıyor.

Değişen neydi acaba? Devir mi, onlar mı, Atatürk mü? Yoksa dünya mı? Hedef gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinde asıl nerelere ulaşmamızı istiyordu o? Din, vicdan ve fikrin kenara itildiği ortam ‘özgür' kelimesiyle nitelenebilir miydi?

Halkı ‘renk körü' zannederek gazeteleri dilediği gibi boyayan eski yayın yönetmenlerinden Hürriyet yazarı Rahmi Turan, Atatürk'ün dine dair sözlerinden örnekler veriyor, 31 Ekim 2011 tarihli köşesinde. İşte onlardan birkaçı: “Türk milleti dindar olmalıdır. Yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Din, şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor.”, “Bizim dinimiz hiçbir vakit, kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir.”, “…..Elhamdülillah hepimiz Müslüman'ız, hepimiz dindarız.” Din, Atatürk'ün de vurguladığı üzere, ‘şuura muhalif ve ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor' idiyse, dinin afyonluğunu ve bilimle bir arada bulanamayacağını ileri sürenler neyi amaçlıyordu? ‘Çağdaşlık' kıskacıyla namaz kılanlar niçin fişlenmişti? Allah'ın günde 5 vakit tatbikini buyurduğu bu ibadet, dinin ve dindarlığın direğiydi oysa. Sarhoşlaştıran maddelerin azının bile bünyeyi zarara uğrattığı ilmî hakikatken, inancı gereği alkol içmeyenler neden kara listeye alınmaktaydı?

Elbette ki ‘laiklik dinsizlik değildir.' Peki, ‘laikçiler' de böyle mi düşünüyor?


Habervaktim

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-09-2011, 13:53   #2
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart
Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-09-2011, 15:37   #3
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Atatürkçüyüm diyen chp'ye oy veren insanlara oturup bir konuşun. Neredeyse hiçbiri, Atatürk döneminde yaşananları bilmez. Hele 1937-1938'i hiç bilmezler.

9. hükümetten zerre haberleri yoktur. 37'de İnönü'ye ne olduğunu, Atatürk'ün öldüğü gün nasıl hemen ortaya çıkıp cenaze bile kalkmadan nasıl cumhurbaşkanlığını ilan ettiğini de bilmezler. Hiç sorduk mu kendimize; sürgündeki İnönü, bu gücü nereden aldı? Atatürk yeni cumhurbaşkanının Fevzi Çakmak olacağını söylemesine rağmen, İnönü nasıl köşke oturdu? Bunun cevabını bulduğumuz gün gerçek Atatürk ortaya çıkacaktır. Chp'nin gerçek yüzü ortaya çıkacaktır. Bugünkü chp'nin nereden güç aldığını o zaman öğreneceğiz.

Düşünün; Atatürk ölmüş. Cenazenin aileye teslim edilmesi gerekmez mi? Atatürk'Ün kızkardeşi makbule Hanım, son derece dinine düşkün biri. Cenazeyi istiyor, Camiye götürüp namazını kıldırmak istiyor. "Laikliğe aykırı" bulunduğu için kabul etmiyorlar. Atatürk'ün kızkardeşini göz yaşlarına boğuyorlar. Cenaze ise aylarca ortada kalıyor.

Peki İnönü ne yapıyor? Aylar sonra ölmüş adamı müzeye kaldırttı. Ölüp de cenazesi aylarca ortada kalan, sonra da 15 sene müzede tutulan kaç devlet adamı tanıyoruz? Koca (!) İnönü onca iktidar sürecinde Atatürk'e bir mezarı bile yaptıramıyor. İnönü sonrası Celal Bayar ve Adnan Menderes ikilisi mezarı tamamladı.

Söylenecek çok söz var ama...
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi