AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 04-17-2011, 21:05   #1
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Talking Atatürk'ün teknesine kız atmak ( Çok fena çok :) )



Savarona davası sonuçlandı: Altı kişi beraat etti, dört kişi de ceza aldı ama cezaları ertelendi. Kimse "içeri" girmedi yani.

Demek ki ortada koparılması gereken büyük bir yaygara yokmuş.
Demek ki bu tekne artık "Atatürk'ün kutsal yatı" olmaktan çıkmış, paralı turistlere kiralanan, ve o turistin de içinde isterse içki içeceği isterse zamparalık yapacağı bir "tenezzüh teknesine" dönüşmüş alt tarafı...
Demek ki bir kere "kiralarsan", kiracının içinde ne yapacağına da karışılamazmış. (Hani, her gün gelip evini denetleyen ve "duvarıma çivi çaktılar" diye olay çıkaran ev sahibi yaşlı teyzeler gibi.)
Müze falan da yapılamıyor. (İçine ne koyacaksınız, Atatürk'ün büstünü mü, denizcilikle ilgili özdeyişlerinin yeraldığı birtakım panolar mı? Atatürk "karacıydı", denizle ne ilgisi olmuştu?)
Oysa bu teknenin tahtalarına yüz sürmek isteyenler çok kızmışlardı...
Atatürk'ün yatı "profane" ediliyor, onun kutsal ayağının değmiş olduğu güverteyi birtakım yabancı uyruklu kadınların çıplak ayakları çiğniyor, hele hele yatağında... Hafazanallah! Düşünmesi bile korkunçtu.
O geminin cumhuriyetin başında bir kere satın alındığını ve ondan sonra da Atatürk'ün o gemiden karaya bir türlü inmek bilmediğini sanıyorlardı...
Geminin, Atatürk'ün hayatının sona ermesine hepi topu beş ay kala İstanbul'a geldiğini ve Atatürk'ün gemide toplasan toplasan yalnızca iki hafta kadar geçirdiğini öğrenince şaşırdılar. Bütün herşey 1938 yılının haziran ayında olup bitmişti.
Onlara böyle öğretilmemişti ki!
O tekne kutsal bir tekneydi, zaten cumhuriyet de hayat demek, yükselmeye kanat demekti, Kamutay doğmuş ve saltanatı boğmuştu, izci de şendi.
Akılları başlara toplama vakti gelmiştir de geçmektedir.
Atatürk'ün elinin değdiği, ayağının bastığı yer kutsallık kazanmaz.
O güverte tahtalarına Atatürk'ten bir hikmet "sinmiş" değildir.
Aynı mantık, sizi "Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün kaldığı yerlerde emperyalist ülke vatandaşı bitli turistler geziniyorlar, bu ne rezalet" diye saçmalamaya da götürür.
O zaman da başka birisi çıkıp "Kanuni'nin, Pargalı İbrahim'in, Hürrem yengemizin kaldığı yerlere kefere girip çıkıyor, bu ne saygısızlık" diyebilecektir.
Hadi gezmesine geziyorlar da, ya bir turist çocuk yanındaki turist kızı Atatürk'ün öldüğü odada şap diye öperse?
Atatürk fetişistleri çok üzülürler.
Oysa Atatürkçüler aptal olmamak zorundadırlar, çünkü hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
Galatasaray Müzesi'nde Atatürk'ün okulu ziyaretinde kahve içtiği fincanın kurumuş telvesini saklamakla, Katolik kilisesinin Hıristiyan azizlerinin kemiklerini saklaması arasında bir fark yoktur.
O fincan elbette ilginçtir, bir hatıradır, kabul. Genç Osman'ın kanlı gömleği, Abdülaziz'in 47 numara terlikleri gibi... Onlar kadar önemli olmanın yanından geçemese bile...
Ama "reliklere" tapınmayınız. Atatürkçülük ahmaklık değildir.
Haaa, bir de... İlle ibadet etmek istiyorsanız, huylu huyundan vazgeçmeyecekse... Tavaf edeceğiniz kutsal yerin tarihçesini iyice araştırınız, sonra madara olmayasınız...
Örneğin Berlin'e gidip Hotel Adlon'da kalırsınız, çünkü Atatürk de orada kalmıştır... Çok heyecanlanırsınız.
Sonra otelin 1945 yılında yandığını, yerinin kırk beş yıl süreyle "boş arazi" olarak kaldığını, bugün aynı yerde yükselen binanın "çakma" olduğunu öğrenirsiniz, renginiz değişir.
İşin kötüsü, ameliniz de boşa gider.
Üç yüz elli avro oda ücretini hiç saymıyorum.


Engin ARDIÇ / SABAH

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-17-2011, 21:25   #2
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Galatasaray Müzesi'nde Atatürk'ün okulu ziyaretinde kahve içtiği fincanın kurumuş telvesini saklamakla, Katolik kilisesinin Hıristiyan azizlerinin kemiklerini saklaması arasında bir fark yoktur.


Bu satırları okuyunca aklıma başka bir konu geldi. Yengemin ağabeyi, bundan 8-10 yıl önce plaja gittiğinde boğularak can vermişti. Annesi hala o plajda evladının kullandığı kirli havluyu, bardağı ve kirli tabağı saklıyor.

Köşe yazarımız bunu da mı hıristiyan azizlerin kemik saklamasına benzetirdi bilemiyorum.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2011, 21:31   #3
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart
Alıntı:
Eşref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Galatasaray Müzesi'nde Atatürk'ün okulu ziyaretinde kahve içtiği fincanın kurumuş telvesini saklamakla, Katolik kilisesinin Hıristiyan azizlerinin kemiklerini saklaması arasında bir fark yoktur.


Bu satırları okuyunca aklıma başka bir konu geldi. Yengemin ağabeyi, bundan 8-10 yıl önce plaja gittiğinde boğularak can vermişti. Annesi hala o plajda evladının kullandığı kirli havluyu, bardağı ve kirli tabağı saklıyor.

Köşe yazarımız bunu da mı hıristiyan azizlerin kemik saklamasına benzetirdi bilemiyorum.

Alakasız bir kıyaslama olmuş ;)

Senin dediğine göre Atatürk sevgisi, bir annenin evladına duyduğu sevgi ile bir olmalı...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2011, 21:53   #4
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
atadent geldi aklıma ben cepten giriyorum biri hayrına eklesin.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2011, 22:03   #5
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart
Alıntı:
CeVHeR Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


İçine ne koyacaksınız, Atatürk'ün büstünü mü, denizcilikle ilgili özdeyişlerinin yeraldığı birtakım panolar mı?


Haaa, bir de... İlle ibadet etmek istiyorsanız, huylu huyundan vazgeçmeyecekse... Tavaf edeceğiniz kutsal yerin tarihçesini iyice araştırınız, sonra madara olmayasınız...
Örneğin Berlin'e gidip Hotel Adlon'da kalırsınız, çünkü Atatürk de orada kalmıştır...


Yazar biraz mizahi bir dille yorumlamış olayı lakin tespitleri başarılı, malesef Atatürk'ü ilahlaştırma projesinin sonuçları olarak böylesi vakalar ülkemizde yaşanmaktadır.
Memleketimiz Malatya'da da bir köyde çiftçinin ineği köyün okulundaki Atatürk büstüne kafasıyla vurup büstü yıkmıştı, sonra ineği sürgüne yollamışlardı...
Yazık ediyolar kendilerine, Allah ıslah etsin.
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2011, 22:07   #6
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Alıntı:
CeVHeR Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Alakasız bir kıyaslama olmuş ;)

Senin dediğine göre Atatürk sevgisi, bir annenin evladına duyduğu sevgi ile bir olmalı...
Peki papazın kemik saklama ayini ile Atatürk'ün kahve fincanını saklama bir mi?
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2011, 22:09   #7
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart
Alıntı:
Eşref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Peki papazın kemik saklama ayini ile Atatürk'ün kahve fincanını saklama bir mi?
Saklanan fincan değilde içindeki kurumuş telve sanırım ;)
Kesinlikle kıyas yapılabilecek iki durum ;)
  Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2011, 22:14   #8
Kullanıcı Adı
unnamed
Standart
engin abi patlatmış yne...
bu adamla çok kızıyorlar çokk
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi