AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-04-2008, 16:13   #71
Kullanıcı Adı
Ak_Zeynep
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
LETONYA
Başkent: Riga
Nüfus: 2.385.231
Nüfus artış hızı: Yüzde -0.81
Bebek ölüm oranı: Binde 15.34
Ortalama ömür: 68.7 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 100
GSMH: 17.3 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 7.200 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 5.5
Enflasyon oranı: Yüzde 2.7
İşsizlik oranı: Yüzde 7.8

LİTVANYA
Başkent: Vilnius
Nüfus: 3.610.535
Nüfus artış hızı: Yüzde -0.27
Bebek ölüm oranı: Binde 14.5
Ortalama ömür: 69.25 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 98
GSMH: 26.4 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 7 bin 300 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 2.9
Enflasyon oranı: Yüzde 1
İşsizlik oranı: Yüzde 10.8

LÜKSEMBURG
Başkent: Lüksemburg
Nüfus: 442.972
Nüfus artış hızı: Yüzde 1.26
Bebek ölüm oranı: Binde 4.77
Ortalama ömür: 77.3 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 100
GSMH: 15.9 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 36 bin 400 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 5.7
Enflasyon oranı: Yüzde 7.8
İşsizlik oranı: Yüzde 2.7

MACARİSTAN
Başkent: Budapeşte
Nüfus: 10.106.017
Nüfus artış hızı: Yüzde - 0.32
Bebek ölüm oranı: Binde 9
Ortalama ömür: 71.63 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 99
GSMH: 113.9 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 11 bin 200 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 5.5
Enflasyon oranı: Yüzde 9.8
İşsizlik oranı: Yüzde 10.4

MALTA
Başkent: Valetta
Nüfus: 394.538
Nüfus artış hızı: Yüzde 0.74
Bebek ölüm oranı: Binde 5.83
Ortalama ömür: 78.1 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 88.76
GSMH: 5.6 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 14 bin 300 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 3.4
Enflasyon oranı: Yüzde 2.5
İşsizlik oranı: Yüzde 4.5

POLONYA
Başkent: Varşova
Nüfus: 38.633.912
Nüfus artış hızı: Yüzde -0.03
Bebek ölüm oranı: Binde 9.39
Ortalama ömür: 73.42 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 99
GSMH: 327.5 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 8 bin 500 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 4.8
Enflasyon oranı: Yüzde 10.2
İşsizlik oranı: Yüzde 12

PORTEKİZ

Başkent: Lizbon
Nüfus: 10.066.253
Nüfus artış hızı: Yüzde 0.18
Bebek ölüm oranı: Binde 5.94
Ortalama ömür: 76 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 87.4
GSMH: 159 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 15 bin 800 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 2.7
Enflasyon oranı: Yüzde 2.8
İşsizlik oranı: Yüzde 4.3

SLOVAKYA
Başkent: Bratislava
Nüfus: 5.414.937
Nüfus artış hızı: Yüzde 0.13
Bebek ölüm oranı: Binde 9
Ortalama ömür: 74 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 99
GSMH: 55.3 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 10 bin 200 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 2.2
Enflasyon oranı: Yüzde 12.2
İşsizlik oranı: Yüzde 17

SLOVENYA

Başkent: Ljubliana
Nüfus: 1 930 132
Nüfus artış hızı: Yüzde 0.14
Bebek ölüm oranı: Binde 4.51
Ortalama ömür: 75 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 99
GSMH: 22.9 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 12 bin dolar
Büyüme hızı: Yüzde 4.5
Enflasyon oranı: Yüzde 8.9
İşsizlik oranı: Yüzde 7.1

YUNANİSTAN
Başkent: Atina
Nüfus: 10.623.835
Nüfus artış hızı: Yüzde 0.21
Bebek ölüm oranı: Binde 6.38
Ortalama ömür: 78.59 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 95
GSMH: 181.9 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 17 bin 200 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 3.8
Enflasyon oranı: Yüzde 3.1
İşsizlik oranı: Yüzde 11.3

BULGARİSTAN
Başkent: Sofya
Nüfus: 7,385,367
Nüfus artış hızı: Yüzde -0.86
Bebek ölüm oranı: Binde 19.85
Ortalama ömür: 72.3 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 98.6
GSMH: 71.54 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 9,600 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 5.5
Enflasyon oranı: Yüzde 5
İşsizlik oranı: Yüzde 11.5

ROMANYA
Başkent: Bükreş
Nüfus: 22,303,552
Nüfus artış hızı: Yüzde -0.12
Bebek ölüm oranı: Binde 25.5
Ortalama ömür: 71.63 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 98.4
GSMH: 183.6 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 8,200 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 4.5
Enflasyon oranı: Yüzde 9
İşsizlik oranı: Yüzde 5.9
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 16:14   #72
Kullanıcı Adı
Ak_Zeynep
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
AB adayı 2 ülkenin profili
HIRVATİSTAN
Başkent: Zagreb
Nüfus: 4,494,749
Nüfus artış hızı: Binde -0.03
Bebek ölüm oranı: Binde 6.72
Ortalama ömür: 74.68 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 98.5
GSMH: 55.76 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 11,600 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 4
Enflasyon oranı: Yüzde 3.3
İşsizlik oranı: Yüzde 18
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 16:14   #73
Kullanıcı Adı
Ak_Zeynep
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
TÜRKİYE
Başkent: Ankara
Nüfus: 70,413,958
Nüfus artış hızı: Yüzde 1.06
Bebek ölüm oranı: Binde 39.69
Ortalama ömür: 72.62 yıl
Okur-yazar oranı: Yüzde 86.5
GSMH: 332.5 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 8,200 dolar
Büyüme hızı: Yüzde 5.6
Enflasyon oranı: Yüzde 8.2
İşsizlik oranı: Yüzde 10.2


  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 16:15   #74
Kullanıcı Adı
politikaci
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
ak zeynep yavaşş :D :D
politikaci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 16:20   #75
Kullanıcı Adı
Ak_Zeynep
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Tamam durdum :D
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 16:23   #76
Kullanıcı Adı
Bostancı
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
LüGaT Nickli Üyeden Alıntı


Bostancı,

Ab. hakkında çizdiğin tasvire bakalım. Hrıstyanlaştırma çabası güden, kana susamış, bizi sevmeyen ve yoketmek isteyen.

Bir kısmına katılmak mümkün.

Ama

1. Onlar seni hrıstiyanlaştıracak diye korkuyorsun, dininden mi süphelisin, insanlarından mı ? Üç beş misyoner bizi Hrıstıyanlaştırıyorsa bu Ab'nin değil bizim sorunumuzdur. Bizim dini manada korkacak birşeyimiz olmadığı için "açık" olmalıyız. Biz manevi değerlerimize sahip çıkabiliyorsak misyonerlerden korkmamıza gerek yok. Çıkamıyorsak misyonerler olmasa da ateist oluruz, Hristiyan oluruz, Budist oluruz...

Benim Avrupa'nın falanca semtinde tebliğ etme hakkım varsa misyonerlerin deolmalı. Bundan korkacak bir dinim ya da insanlarım olduğunu düşünmüyorum. Misyonerler ve Hrıstiyanlar korksun. Fena halde korksun çünkü ellerinde İslam'ın güneşini söndürecek hiçbir şey yok. Ve batı yıllardır bir dine gebe. İnsanlar "birşeyler" arıyor.

2. Avrupa'da da Türkiye'de olduğu gibi birden fazla görüş var. Bunların arasında Türk- müslüman düşmanları da olabilir. Fakat bunun Ab'ye girişle alakasını anlamıyorum. Ab'nin "halklarımız birbirini çooook seviyor gelin küreselleşip bu hasreti dindirelim." gibi bir iddaası olduğunu hiç duymadım. Ab ila nihayeinde bir menfaat ilişkisidir, Ab'nin Türkiye'ye Türkiye'nin Ab'ye ihtiyacı vardır. Güç dengeleri, özellikle ekonomik ve siyasal güç birliği bakımından çıkarlar bunu gerektirir.

Devletlerin dostları yoktur, devletlerin düşmanları da yoktur, devletlerin menfaatleri vardır.

3. Almamaları mümkündür. Hatta almalarından daha mümkündür. Ama bu süreci öyle kullanalım ki Türkiye dinamiklerini tam manasıyla harekete geçirsin de onlar Türk birliğine girmeye çalışsın.

Kardeşim Çok basite indirgeyen bir yaklaşım göstermişin bir ülkenin hristyanlaşması,yahudileşmesi yahut putperestleşmesi öyle bir insan ömrüne sığabilecek bir zaman diliminde oluşabilecek bir şey değildir.
Bir çok örnek verebilirim zamanla nasıl değiştiğimizi ve hristyanlaştığımıza dair örnekler bunlar..
İlk önce başka kavimlerden örnek vericem..
Öncelikle şunu belirteyim bir ülkenin kendi inancından ve kültüründen tamamen kopması en az 2-3 asır'da tamamlanır..Hani sen diyorsun ya inanacından şüphenmi var diye bende sana ilk örneği putperstlerden vericem onlarında bizim gibi inançlarından hiç bir şüpeleri yoktu onlar putlara nasıl tapmaya başlamış, niye putperestlerden örnek veriyorsun biz Müslümanız deme çünkü onlarda daha önceler Hz.İbrahimin hanif Dinine bağlıydı onlardan çok önce yaşayanlarda Hz.Nuha iman etmiş olan topluluktu..
Yoksa siz puta tapanları hemen put heykellerini yapıp 2 dakika sonra'da önünde secdeyemi kapandı sanıyorsunuz..??
Hayır onlar ilk önce sevdikleri saygı duydukları insanların devlet ve Din büyüklerinin unutulmasın diye heykellerini yaptılar ilk 100 yıllık dönem zarfında o heykellere hiç bir şekilde tapmadılar sadecene kendi tarihlerinde önemli yerleri olan insanlar olarak andılar..
İkinci 100 yıllık zaman diliminde'de onlara tapmadılar ancak heykelleri çiçeklerle süslemeye ve tütsülerle(güzel kokularla) kokulandırmaya başladılar tabi bu dönem heykellere biraz daha saygı gösterip önünde tazim etmeye başladılar ama halaha tapmıyorlardı...
Ne var ki üçüncü 100 yılın ortalarına doğru heykeller yani putlara tapmaya başladılar ve onlarıda birer tanrı olarak kabul ettiler...
Görüyorsunuz tam 300 yıllık bir dönem içerisinde yavaş,yavaş değişimler yaşayarak putlara tağmaya başlıyorlar...
Bazı kavimler vardı onların bu tür heykelleri dahi yoktu mesela Yahudi kavmi bizim için çok büyük bir örnek teşkil ediyor bundan 2600 yıl önce yaşayan yahudi kavminden bahsediyorum onlarda Hz.Musa(a.s)'a ve henüz bozulmamış olan tevrata iman etmiştiler ama ne var ki kendilerinden daha güçlü olan purperest kavimlerle (tıpkı şimdi bizde olduğu gibi) iş anlaşmalar ve müzakereler düzenlemeye başladılar. sonra bunu daha da ilerlettiler ilk 100 yıl içinde kültürlerinin büyük bir bölümünü kaybedip o putperest kavmin kültürüne özendiler ikinci 100 yılın sonlarına doğru ise o putperest kavmin putlarına tapmaya başladılar sonrada Allahü teala onları çok büyük belalara maruz bıraktı..
Herneyse şimdi bizim yakın tarihimize bakalım kültürümüzden kopuyormuyuz, hristyanlaşıyormuyuz,yahudileşiyormuyuz gözden geçirelim...
Bir kaç örnek vericem Mini etek ve açık göbekle gezmek kimlerin modasıydı..? Tabiki Hristyan Avrupanın ve Amerikanın modasıydı ve hristyanlaşmanın örneklerindendir..
Hristyanlaşmak sadecene onların ibadetlerine yaparak değil onların kültürlerini benimseyerek'te olur...
1960'lı yıllar'da bir kız mini etek giyip şöyle istanbul'da yahut başka bir şehir'de dışarıda bir tur atmaya kalkışsa Ya bütün millet yüzüne tükürüp pis rezil diye bağırırdı..
Yahut linçte edebilirdi..Peki şimdi vaziyet ne..? kimsenin umurunda değil doğal karşılanıyor al sana bir hristyanlaşma örneği...
Mustafa Kemal batı müziğini Türkiye'ye getirdiğinde ilk olarak sivas sokaklarında Dinletilmişti..
Sonra Mustafa Kemal bir sivaslı vatandaşa "Nasıl beğendinmi " diye sormuştu..o vatandaşta "Sivas,sivas olalı böyle bir zulüm görmedi paşam"demişti..
Peki şimdi durum ne..? hangimiz bu zırıltıları zulüm olarak algılıyoruz..? neredeyse hiç birimiz işte buda Batılaşmadan'da ziyade hristyanlaşmaya bir örnektir..
Kendimizi kandırmayalım İnancından şüpenmi var diyorsun ama belki'de haram olan bu müzikleri dinliyorsunuzdur..ya da sizi es geçtim sokakta ki sizden Dini bilgisi daha az olan ve bu müzikleri dinleyen bir vatandaşın inanacı yokmu..? Peki bu adam inancından şüpelimi ki inanacına ters olan bu işleri yapıyor..?
Hayır belki'de günah olduğunu bile bilmiyor kandırılıyor,değiştiriliyor,git gide hristyanlaşıyor...
Allahu teala ve Peygamberimiz Yahudileşmeyi ve hristyanlaşmayı bu ümmetin karşılaşacağı en büyük tehlikelerden biri olarak görmüş Allahu teala Yahudileşmenin,Hristyanlaşmanın ne kadar büyük bir tehlike olduğunu anlatmak için onlarca ayet indirmiş.Peygamberimizin bir çok Hadisi şerifi var bu konu hakkında..
Olaya Dini literatürden bakıyorsun diyonuz ama başka bir literatürden bakmam mümkün değil ki...
Bakın neler diyor Peygamberimiz:

"(Ahir Zaman’da) Sizden önceki milletleri karış karış, arşın arşın izleyeceksiniz, hatta onlar (Yahudi ve Hıristiyanlar) kertenkele deliğine girseler, siz de peşlerinden gireceksiniz."
Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 470

"Ümmetimin son zamanlarında mescitlerini süsleyip kalplerini harap bırakan, elbisesini sakınıp koruduğu kadar dinini sakınıp korumayan, dünya işlerinin yolunda gitmesi uğrunda dinini vasıta yapmağa aldırış etmeyen birtakım insanlar türeyecektir."
Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 25

Bu konuya Kuranda'da çok değinilir Yahudileşme ve hristyanlaşmadan korunabilmek bu kadar basit olsaydı bu kadar çok üstünde durulmazdı..
Ayrıca bizde onlara tebliğde bulunuyoruz bırakın'da onlarda bizi hristyanlaştırsın demek komik olur bu biz onları bozuyoruz onlar'da bizi bozsun demekle aynı manadadır..
Dediğim gibi bu bozulma bir insan ömründen çok daha uzun zaman'da gerçekleşiyor..


Bostancı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 16:54   #77
Kullanıcı Adı
Bostancı
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
Ayşe Berra ,Ak zeynep ,tayyipleyiz yorumlarımıza karşı göstermiş olduğunuz ilgi için çok teşekkür ederim.

Bostancı , kardeşimin olaya din litaratüründe yanaşmasına karşılık , lügat kardeşimin kendisine karşı göstermiş olduğu ayetler yerinde ve manalı teşekkür ederim , bizlerin yorumları biraz daha sosyal ve ekonomik bağlamda gelişmiş olmasına rağmen ,olayın din eksenine cekilmesi , konunun ehemmiyetini çökertme ve dünya gerçeklerini görmemeye perde olacak düzeydedir.
Kardeşim olaya Din literatüründen bakmak zorundayım evet sosyal ve ekonomik yönler'de önemli ama en önemli'si Din literatürü, en nihayetinde sosyal ve ekonomik yönler Dünyamızı mağmur edecek olan yönlerdir..
Dünyamız rahat olsun sıkıntı çekmeyelim diyerek Dini kuralları arkamıza atamayız yahut Her çağa ayrı bir Din anlayışı getiremeyiz eğer böyle yaparsak Peygamberimizin "Öyle insanlar türeyecek ki dünyalık işleri uğruna Dinlerini arkalarına atacaklar,satıcaklar" şeklinde ki hadislerine dahil oluruz..
Sizi tenzih ederek söylüyorum yanlış anlamayın...
Ama bakın hadis açık "dünya işleri uğruna" diyor sizde dünya gerçeklerinden bahsediyorsunuz..
Aslında dünya gerçeklerini'de kendi lehimize çevirecek gücümüz var Türkiye olarak...
Ama biz en küçük bir çalışmamız'da dahi sınırlarını Türkiye'ye birleştirmek için can atan etrafımızda ki Ülkeleri görmüyoruzda ab'yi görüyoruz
Bostancı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 17:24   #78
Kullanıcı Adı
_Yeniden_
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Avrupa Birliğine girilmesi tarafındayım...Aslında giremeyeceğimizi biliyorum ancak girilmesi yönünde çalışmalara devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum...

Kendimce iki önemli sebebi var;

Öncelikle asker baskısı...Türkiye'nin önünü tıkayan engellerden biri...Bizde asker istediği zaman aktif ya da pasif olarak siyasete karışabiliyor...Bir eylemde bulunmasa bile siyasi gündem hakkında yorum yaparak fikir beyan edebiliyor...Bu da diğer siyasileri arkamızda asker var psikolojisine sokuyor...

Şimdi AB'de buna bir örnek gösteremeyiz...Ordu sadece güvenlikten sorumludur...Siyasetle ilgilenmez dolayısıyla onun siyasi yorumları birilerince kullanılmaz...

İkinci sebebimize gelicek olursak;
Elbette orda yaşam standartlarının çok daha yüksek olması...İhalelere yolsuzlukların karışmaması...Bizde ordu silah vb. gereçler alıcakken bunların ihalesi askeriye kontrolünde yapılıyor...Daha ucuza, daha kaliteli vs. vs. özelliklerini taşıyıp taşımadığını bilmiyoruz...Bence bunlar devlet kontrolünde olmalıdır..

Ya da yola asfalt dökülecekse orda, kaldırım mesafeleri, altta kanalizasyona olan uzaklığı, üstten şusu, yandan busu diye incelenip mühendis onayından geçiyor....Ve işte o yollar bizim kırık dökük, engebeli yollarımız gibi kısa ömürlü olmuyor...
Bunlar ekonomik boyutundan örnekler sadece...Ha diyeceğiz ki girmeden de yaparız bunları...Ama yerleşmiş bu düzen birilerinin işine geliyor olsa gerek ki bunca zaman çark böyle döndü....
Ayrıca bizim halkımız da birşeyler yasalaşmadan, uygulanmadığı takdirde ceza alacağından emin olmadan kabullenemiyor, illa ki bir dayatma istiyor...

Bugün AB ye girme reformlarından biri de otobüslerin büyüklükleriyle orantılı olarak yolcu taşıması...Hiç bir otobüs şoförü bu kanunlaşmadan az yolcu taşımayı kabul etmez...İşte AB'yi bahane ederek kanunlaştırıyoruz....

Bunlar güzel, önümüzü açan, ilerlememizi hızlandıran eylemler olur...

Ancak bunlara rağmen giremeyeceğimizi düşünüyorum...

AB'de bizim AB üyesi olmamızı düşünenler ikiye ayrılıyor...
Bir kesim ki bunlar hümanisttir, bizim onlar gibi gelişmemizi, daha demokratikleşip, yaşam standartlarımızı daha da yükseltmemizi istiyor....Türkiye pek çok ülke tarafından beğeniliyor, eğer Türkiye AB'ye girerse, bu ülkelerde AB'ye karşı da bir sempati oluşacağı görüşündeler...

Bir kesim ise bizim Türki Cumhuriyetlerle ve İran gibi gelişmiş Orta Doğu ülkeleriyle ilişkimizin kesilmesi için AB'ye girmemizi istemekte....

İstemeyenleri ise, bizim kendilerine yük olacağımızı düşünüp, onlardan kesinlikle faydalanmamızı istemiyor ki bunun altında da tartışmaların bitmediği din yatıyor...

Farklı coğrafyalarda olduğumuzdan din ve kültürel yozlaşmaları yaşayacağımızı düşünmüyorum...Sadece ilişkilerimiz ilerleyecek karşılıklı olarak...Eğer bu birliğin tam ortasında bulunan bir ülke olsaydık girmeden zaten fazlaşıyla yozlaşırdık...

Onların da korkularından biri bu din faktörü olduğu için, bizi almayacaklarını düşünüyorum...Varsın almasınlar, bizler girermiş gibi düzeltelim bazı yanlışlarımızı...
_Yeniden_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 19:45   #79
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
Kemalist59 Nickli Üyeden Alıntı
1.Kıbrıs'ta ne taviz verdik?İşbirlikçi TALAT hükümeti ile Kıbrıs'ta Türk Haklarının ve bağımsızlığının temsili RAUF DENKTAŞ'ı susturduk.

Siz ütopyanızdaki işbirlikçiler ve diğerleri hayalini yıkmadan anlaşmamız namümkün.

İşbirlikçi ölçerlerinizin ayarlarını kontrol ediniz.

Alıntı:
2.Biz ulusumuzda her vatandaşın özgürce ibadetini yapmasını ister bunu en temel hak görürüz.Ancak devleti cemaatlere teslim edemeyiz.Nurculuk-Süleymancılık....yasaktır.Bunu yaşamak değil bunu sömürmek yasaktır.
Bu konuda şunu diyicem''[color=red]Laiklik hacılık,hocalık,üfürükçülük ve büyücülük gibi sahte din kapılarını kapadığından dolayı aslında gerçek dinin de güvencesidir.''
Devleti cemaatlere teslim etmek derken?.. Ortada iki sorun var bir devleti size kim verdi ki siz başkasına teslim etmiyorsunuz, iki cemaatlerin devleti ele geçirmesinden anladığınız mensupların devlet kadrosunda yer alabilmesiyse bu konuda sizden izin alınacağını mı bekliyorsunuz?

Ayrıca Nurculuk, Süleymancılık... yasak değildir.Hiçbir demokratik devlette yasak da olamaz.Ütopik Kemalizm devletinde yasak olabilir ama Türkiye Cumhuriyetinde değildir. Yasaklanamaz zaten. Devletin (o kimse?) bunlardan haberi yok mu? Devlet dediğiiz şeyin hapishaneleri en fazla 20 bin nufüslu, hadi yiğitse atsın tüm Nurcuları, Süleymancıları içeri. Atacaksa ben de girmek isterim, buralardayım. Bunlar küçük hikayeler yani, yok öyle birşey ;)

Bir de neden AB'yi destekliyorsun diyorlar..

Süleymancılık, Nurculuk üfürükçülük değildir. Laik de dinin güvencesi olmak gibi bir gaye edinemez. (Kemalistler bilmese de)


Alıntı:
3.Bizler kenan evren faşizmini tamaıyla etnik bölücülük olarak görmekteyiz.Kürt varlığını haklarını inkar etmemekteyiz.Ancak onlara ne mutlu Türküm idyene felsefesiyle yaklaşmak en gerçek çözümdür.AB nin istediği azınlık hakları yasasının objektifçe incelerseniz Türkiye'nin 7 de 2 sinin Askersiz İşgalini serbest bırakmıştır.Yani haklarını korumayı yabancılara devretmiştir.
Bu durumun kriterlerde geçtiğine, kriterlerin aslında neyi amaçladığına ve Türkiye'nin de bunu kabul ettiğine dair somut bir bilgi olmadığı için bunu geçiniz diyerek geçelim.

Alıntı:
4.IMF politikalarını bu ülkeden defedip muhakkak milli temelde ekonomiye ulaşmak zorunlu olup ulusun gerçek aydınlığa giden yoludur.

Şuandaki ekonomik genişleme (ki yetersiz ve kimi yerlerde hatalıdır) İMF politikalarıyla sağlandı. Siz görmek isteseniz de istemeseniz de. İMF ile ilişkileri kesmenin tek yolu da bu ekonomik refahı geliştirmek. Borcumuz olduğunu ulusalcılar ve kemalistler gibi "bekar" olmadığımızı gözardı edemesiniz. Dediğim gibi göstergeler, İMF başkanı "Türkiye 5 yıl içinde borcunu öder" açıklaması tüm ezberlerinizi bozacak mahiyette.



Alıntı:
NOT:Bizler ülkemizdede dünyadada barışı savunuruz.Yunanla savaş Ab ile savaş amerika ile savaş....Bunu savunamayız ama emperyallerin işgalci politikalarında uyumayız.Bana söyler misiniz Bugün Filistin'de olanları Bugün Irak'ta olanları,Bugün Afganistan'da olanları....O insan hakları sevdalısı hangi AB ülkesi kınadı?Bizler Türkiye'nin sömürgeleşmesine karşıyız.Bizler bağımsızlık sevdalılarıyız.
Sizin sözümona işbirlikçi olmayan (!) anlayışınız yıllar yılı doğuyu batıyı kuzaeyi güneyi bize düşman yaptı. Nerde kaldı Suriyeyle su sorunu, İranla ilgili sınır sorunu, Rusyayla ilgili bilmem ne sorunu?

Siyaset akıl işidir. Kurtlar sofrasında yem olmamanın tek yolu sofraya kurtlarla birlikte oturmak. Ya da sofrayı başlarına geçirmek. Sofrayı başlarına geçirecek kuvvetimiz olmadığı için en akilane çözüm ortadadır.

Ben laikçi kemalistlerin mandası altında kendi ülkemde bağımlı yaşamaktansa ingilizin rumun mandasını tercih ederim. Hiç değilse savaşmam gerektiğinde çok daha rahat olurum. Sizin bağımsızlığınız 80 yıllık Türkiye Cumhuriyeti ve resmi politikalarıysa sizin olsun. Demokrasi olmaksızın Bağımsızlığın da bir değeri yok.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-04-2008, 20:00   #80
Kullanıcı Adı
Kemalist59
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Lügat kardeş
1.İşbirlikçi benim şartlarımda vatan satan ve vatana göz dikene işbirliği yapandır.Kıbrısta bunlar olmuştur.
2.Bizler dinimizi savunur yaşayan ve yaşatan herkeze saygı duyarız.Laiklik dünsizlik olmayıp dinin güvencesidir.Bunu anlayacağınız günü umutla yanlış anlamayın laiklikte hemfikir olacağımız günü umutla beklerim.
3.sünü geçelim demişsiniz şarlatanlık yapmayacağım.Geçtim.
4.IMF politikaları şu anda tıkanmıştır.Gündem yoğunluğu halkı bundan uzak tutmuştur.Liberal dünya kriz yaşamaktadır ve Türkiye'de ki bizzat maliye bakanı bu hafta söyledi.Ancak 1 mayıs görüntüleri açıklamayı örttü.Neden 1 mayısta söyledi bence gizlemek için.
Bugün İngiltere milli ekonomiye dönmekte olup liberalizmin temeli ingiltere büyük bankalarını devlet tekeline alma çabasına girmiştir.IMF politikaları dünyayı idare edemez olmuştur.
Tekrar ediyorum bölücü dünya düşmanı savaşçı değiliz.Barıştan yanayız.Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir.Ama bakıyorum bana katilmişim gibi davranıyorsunuz utanmasanız amerikada katledilen kızılderililerin hesabını bana soracaksınız.
Şİmdi maç izlemeye gidiyorum başak cevap yazamayacağım.
SAYGILARIMLA
Kemalist59 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi