![]() |
#71 |
![]() LETONYA
Başkent: Riga Nüfus: 2.385.231 Nüfus artış hızı: Yüzde -0.81 Bebek ölüm oranı: Binde 15.34 Ortalama ömür: 68.7 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 100 GSMH: 17.3 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 7.200 dolar Büyüme hızı: Yüzde 5.5 Enflasyon oranı: Yüzde 2.7 İşsizlik oranı: Yüzde 7.8 LİTVANYABaşkent: Vilnius Nüfus: 3.610.535 Nüfus artış hızı: Yüzde -0.27 Bebek ölüm oranı: Binde 14.5 Ortalama ömür: 69.25 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 98 GSMH: 26.4 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 7 bin 300 dolar Büyüme hızı: Yüzde 2.9 Enflasyon oranı: Yüzde 1 İşsizlik oranı: Yüzde 10.8 LÜKSEMBURG Başkent: Lüksemburg Nüfus: 442.972 Nüfus artış hızı: Yüzde 1.26 Bebek ölüm oranı: Binde 4.77 Ortalama ömür: 77.3 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 100 GSMH: 15.9 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 36 bin 400 dolar Büyüme hızı: Yüzde 5.7 Enflasyon oranı: Yüzde 7.8 İşsizlik oranı: Yüzde 2.7 MACARİSTAN Başkent: Budapeşte Nüfus: 10.106.017 Nüfus artış hızı: Yüzde - 0.32 Bebek ölüm oranı: Binde 9 Ortalama ömür: 71.63 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 99 GSMH: 113.9 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 11 bin 200 dolar Büyüme hızı: Yüzde 5.5 Enflasyon oranı: Yüzde 9.8 İşsizlik oranı: Yüzde 10.4 MALTA Başkent: Valetta Nüfus: 394.538 Nüfus artış hızı: Yüzde 0.74 Bebek ölüm oranı: Binde 5.83 Ortalama ömür: 78.1 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 88.76 GSMH: 5.6 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 14 bin 300 dolar Büyüme hızı: Yüzde 3.4 Enflasyon oranı: Yüzde 2.5 İşsizlik oranı: Yüzde 4.5 POLONYABaşkent: Varşova Nüfus: 38.633.912 Nüfus artış hızı: Yüzde -0.03 Bebek ölüm oranı: Binde 9.39 Ortalama ömür: 73.42 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 99 GSMH: 327.5 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 8 bin 500 dolar Büyüme hızı: Yüzde 4.8 Enflasyon oranı: Yüzde 10.2 İşsizlik oranı: Yüzde 12 PORTEKİZ Başkent: Lizbon Nüfus: 10.066.253 Nüfus artış hızı: Yüzde 0.18 Bebek ölüm oranı: Binde 5.94 Ortalama ömür: 76 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 87.4 GSMH: 159 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 15 bin 800 dolar Büyüme hızı: Yüzde 2.7 Enflasyon oranı: Yüzde 2.8 İşsizlik oranı: Yüzde 4.3 SLOVAKYA Başkent: Bratislava Nüfus: 5.414.937 Nüfus artış hızı: Yüzde 0.13 Bebek ölüm oranı: Binde 9 Ortalama ömür: 74 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 99 GSMH: 55.3 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 10 bin 200 dolar Büyüme hızı: Yüzde 2.2 Enflasyon oranı: Yüzde 12.2 İşsizlik oranı: Yüzde 17 SLOVENYA Başkent: Ljubliana Nüfus: 1 930 132 Nüfus artış hızı: Yüzde 0.14 Bebek ölüm oranı: Binde 4.51 Ortalama ömür: 75 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 99 GSMH: 22.9 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 12 bin dolar Büyüme hızı: Yüzde 4.5 Enflasyon oranı: Yüzde 8.9 İşsizlik oranı: Yüzde 7.1 YUNANİSTAN Başkent: Atina Nüfus: 10.623.835 Nüfus artış hızı: Yüzde 0.21 Bebek ölüm oranı: Binde 6.38 Ortalama ömür: 78.59 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 95 GSMH: 181.9 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 17 bin 200 dolar Büyüme hızı: Yüzde 3.8 Enflasyon oranı: Yüzde 3.1 İşsizlik oranı: Yüzde 11.3 BULGARİSTAN Başkent: Sofya Nüfus: 7,385,367 Nüfus artış hızı: Yüzde -0.86 Bebek ölüm oranı: Binde 19.85 Ortalama ömür: 72.3 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 98.6 GSMH: 71.54 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 9,600 dolar Büyüme hızı: Yüzde 5.5 Enflasyon oranı: Yüzde 5 İşsizlik oranı: Yüzde 11.5 ROMANYA Başkent: Bükreş Nüfus: 22,303,552 Nüfus artış hızı: Yüzde -0.12 Bebek ölüm oranı: Binde 25.5 Ortalama ömür: 71.63 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 98.4 GSMH: 183.6 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 8,200 dolar Büyüme hızı: Yüzde 4.5 Enflasyon oranı: Yüzde 9 İşsizlik oranı: Yüzde 5.9 |
|
![]() |
![]() |
#72 |
![]() AB adayı 2 ülkenin profili
HIRVATİSTAN Başkent: Zagreb Nüfus: 4,494,749 Nüfus artış hızı: Binde -0.03 Bebek ölüm oranı: Binde 6.72 Ortalama ömür: 74.68 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 98.5 GSMH: 55.76 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 11,600 dolar Büyüme hızı: Yüzde 4 Enflasyon oranı: Yüzde 3.3 İşsizlik oranı: Yüzde 18 |
|
![]() |
![]() |
#73 |
![]() TÜRKİYE
Başkent: Ankara Nüfus: 70,413,958 Nüfus artış hızı: Yüzde 1.06 Bebek ölüm oranı: Binde 39.69 Ortalama ömür: 72.62 yıl Okur-yazar oranı: Yüzde 86.5 GSMH: 332.5 milyar dolar Kişi başına düşen milli gelir: 8,200 dolar Büyüme hızı: Yüzde 5.6 Enflasyon oranı: Yüzde 8.2 İşsizlik oranı: Yüzde 10.2 |
|
![]() |
![]() |
#74 |
![]() ak zeynep yavaşş :D :D
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#75 |
![]() Tamam durdum :D
|
|
![]() |
![]() |
#76 | |
![]() Alıntı:
Bir çok örnek verebilirim zamanla nasıl değiştiğimizi ve hristyanlaştığımıza dair örnekler bunlar.. İlk önce başka kavimlerden örnek vericem.. Öncelikle şunu belirteyim bir ülkenin kendi inancından ve kültüründen tamamen kopması en az 2-3 asır'da tamamlanır..Hani sen diyorsun ya inanacından şüphenmi var diye bende sana ilk örneği putperstlerden vericem onlarında bizim gibi inançlarından hiç bir şüpeleri yoktu onlar putlara nasıl tapmaya başlamış, niye putperestlerden örnek veriyorsun biz Müslümanız deme çünkü onlarda daha önceler Hz.İbrahimin hanif Dinine bağlıydı onlardan çok önce yaşayanlarda Hz.Nuha iman etmiş olan topluluktu.. Yoksa siz puta tapanları hemen put heykellerini yapıp 2 dakika sonra'da önünde secdeyemi kapandı sanıyorsunuz..?? Hayır onlar ilk önce sevdikleri saygı duydukları insanların devlet ve Din büyüklerinin unutulmasın diye heykellerini yaptılar ilk 100 yıllık dönem zarfında o heykellere hiç bir şekilde tapmadılar sadecene kendi tarihlerinde önemli yerleri olan insanlar olarak andılar.. İkinci 100 yıllık zaman diliminde'de onlara tapmadılar ancak heykelleri çiçeklerle süslemeye ve tütsülerle(güzel kokularla) kokulandırmaya başladılar tabi bu dönem heykellere biraz daha saygı gösterip önünde tazim etmeye başladılar ama halaha tapmıyorlardı... Ne var ki üçüncü 100 yılın ortalarına doğru heykeller yani putlara tapmaya başladılar ve onlarıda birer tanrı olarak kabul ettiler... Görüyorsunuz tam 300 yıllık bir dönem içerisinde yavaş,yavaş değişimler yaşayarak putlara tağmaya başlıyorlar... Bazı kavimler vardı onların bu tür heykelleri dahi yoktu mesela Yahudi kavmi bizim için çok büyük bir örnek teşkil ediyor bundan 2600 yıl önce yaşayan yahudi kavminden bahsediyorum onlarda Hz.Musa(a.s)'a ve henüz bozulmamış olan tevrata iman etmiştiler ama ne var ki kendilerinden daha güçlü olan purperest kavimlerle (tıpkı şimdi bizde olduğu gibi) iş anlaşmalar ve müzakereler düzenlemeye başladılar. sonra bunu daha da ilerlettiler ilk 100 yıl içinde kültürlerinin büyük bir bölümünü kaybedip o putperest kavmin kültürüne özendiler ikinci 100 yılın sonlarına doğru ise o putperest kavmin putlarına tapmaya başladılar sonrada Allahü teala onları çok büyük belalara maruz bıraktı.. Herneyse şimdi bizim yakın tarihimize bakalım kültürümüzden kopuyormuyuz, hristyanlaşıyormuyuz,yahudileşiyormuyuz gözden geçirelim... Bir kaç örnek vericem Mini etek ve açık göbekle gezmek kimlerin modasıydı..? Tabiki Hristyan Avrupanın ve Amerikanın modasıydı ve hristyanlaşmanın örneklerindendir.. Hristyanlaşmak sadecene onların ibadetlerine yaparak değil onların kültürlerini benimseyerek'te olur... 1960'lı yıllar'da bir kız mini etek giyip şöyle istanbul'da yahut başka bir şehir'de dışarıda bir tur atmaya kalkışsa Ya bütün millet yüzüne tükürüp pis rezil diye bağırırdı.. Yahut linçte edebilirdi..Peki şimdi vaziyet ne..? kimsenin umurunda değil doğal karşılanıyor al sana bir hristyanlaşma örneği... Mustafa Kemal batı müziğini Türkiye'ye getirdiğinde ilk olarak sivas sokaklarında Dinletilmişti.. Sonra Mustafa Kemal bir sivaslı vatandaşa "Nasıl beğendinmi " diye sormuştu..o vatandaşta "Sivas,sivas olalı böyle bir zulüm görmedi paşam"demişti.. Peki şimdi durum ne..? hangimiz bu zırıltıları zulüm olarak algılıyoruz..? neredeyse hiç birimiz işte buda Batılaşmadan'da ziyade hristyanlaşmaya bir örnektir.. Kendimizi kandırmayalım İnancından şüpenmi var diyorsun ama belki'de haram olan bu müzikleri dinliyorsunuzdur..ya da sizi es geçtim sokakta ki sizden Dini bilgisi daha az olan ve bu müzikleri dinleyen bir vatandaşın inanacı yokmu..? Peki bu adam inancından şüpelimi ki inanacına ters olan bu işleri yapıyor..? Hayır belki'de günah olduğunu bile bilmiyor kandırılıyor,değiştiriliyor,git gide hristyanlaşıyor... Allahu teala ve Peygamberimiz Yahudileşmeyi ve hristyanlaşmayı bu ümmetin karşılaşacağı en büyük tehlikelerden biri olarak görmüş Allahu teala Yahudileşmenin,Hristyanlaşmanın ne kadar büyük bir tehlike olduğunu anlatmak için onlarca ayet indirmiş.Peygamberimizin bir çok Hadisi şerifi var bu konu hakkında.. Olaya Dini literatürden bakıyorsun diyonuz ama başka bir literatürden bakmam mümkün değil ki... Bakın neler diyor Peygamberimiz: "(Ahir Zaman’da) Sizden önceki milletleri karış karış, arşın arşın izleyeceksiniz, hatta onlar (Yahudi ve Hıristiyanlar) kertenkele deliğine girseler, siz de peşlerinden gireceksiniz." Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 470 "Ümmetimin son zamanlarında mescitlerini süsleyip kalplerini harap bırakan, elbisesini sakınıp koruduğu kadar dinini sakınıp korumayan, dünya işlerinin yolunda gitmesi uğrunda dinini vasıta yapmağa aldırış etmeyen birtakım insanlar türeyecektir." Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 25 Bu konuya Kuranda'da çok değinilir Yahudileşme ve hristyanlaşmadan korunabilmek bu kadar basit olsaydı bu kadar çok üstünde durulmazdı.. Ayrıca bizde onlara tebliğde bulunuyoruz bırakın'da onlarda bizi hristyanlaştırsın demek komik olur bu biz onları bozuyoruz onlar'da bizi bozsun demekle aynı manadadır.. Dediğim gibi bu bozulma bir insan ömründen çok daha uzun zaman'da gerçekleşiyor.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#77 | |
![]() Alıntı:
Dünyamız rahat olsun sıkıntı çekmeyelim diyerek Dini kuralları arkamıza atamayız yahut Her çağa ayrı bir Din anlayışı getiremeyiz eğer böyle yaparsak Peygamberimizin "Öyle insanlar türeyecek ki dünyalık işleri uğruna Dinlerini arkalarına atacaklar,satıcaklar" şeklinde ki hadislerine dahil oluruz.. Sizi tenzih ederek söylüyorum yanlış anlamayın... Ama bakın hadis açık "dünya işleri uğruna" diyor sizde dünya gerçeklerinden bahsediyorsunuz.. Aslında dünya gerçeklerini'de kendi lehimize çevirecek gücümüz var Türkiye olarak... Ama biz en küçük bir çalışmamız'da dahi sınırlarını Türkiye'ye birleştirmek için can atan etrafımızda ki Ülkeleri görmüyoruzda ab'yi görüyoruz |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#78 |
![]() Avrupa Birliğine girilmesi tarafındayım...Aslında giremeyeceğimizi biliyorum ancak girilmesi yönünde çalışmalara devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum...
Kendimce iki önemli sebebi var; Öncelikle asker baskısı...Türkiye'nin önünü tıkayan engellerden biri...Bizde asker istediği zaman aktif ya da pasif olarak siyasete karışabiliyor...Bir eylemde bulunmasa bile siyasi gündem hakkında yorum yaparak fikir beyan edebiliyor...Bu da diğer siyasileri arkamızda asker var psikolojisine sokuyor... Şimdi AB'de buna bir örnek gösteremeyiz...Ordu sadece güvenlikten sorumludur...Siyasetle ilgilenmez dolayısıyla onun siyasi yorumları birilerince kullanılmaz... İkinci sebebimize gelicek olursak; Elbette orda yaşam standartlarının çok daha yüksek olması...İhalelere yolsuzlukların karışmaması...Bizde ordu silah vb. gereçler alıcakken bunların ihalesi askeriye kontrolünde yapılıyor...Daha ucuza, daha kaliteli vs. vs. özelliklerini taşıyıp taşımadığını bilmiyoruz...Bence bunlar devlet kontrolünde olmalıdır.. Ya da yola asfalt dökülecekse orda, kaldırım mesafeleri, altta kanalizasyona olan uzaklığı, üstten şusu, yandan busu diye incelenip mühendis onayından geçiyor....Ve işte o yollar bizim kırık dökük, engebeli yollarımız gibi kısa ömürlü olmuyor... Bunlar ekonomik boyutundan örnekler sadece...Ha diyeceğiz ki girmeden de yaparız bunları...Ama yerleşmiş bu düzen birilerinin işine geliyor olsa gerek ki bunca zaman çark böyle döndü.... Ayrıca bizim halkımız da birşeyler yasalaşmadan, uygulanmadığı takdirde ceza alacağından emin olmadan kabullenemiyor, illa ki bir dayatma istiyor... Bugün AB ye girme reformlarından biri de otobüslerin büyüklükleriyle orantılı olarak yolcu taşıması...Hiç bir otobüs şoförü bu kanunlaşmadan az yolcu taşımayı kabul etmez...İşte AB'yi bahane ederek kanunlaştırıyoruz.... Bunlar güzel, önümüzü açan, ilerlememizi hızlandıran eylemler olur... Ancak bunlara rağmen giremeyeceğimizi düşünüyorum... AB'de bizim AB üyesi olmamızı düşünenler ikiye ayrılıyor... Bir kesim ki bunlar hümanisttir, bizim onlar gibi gelişmemizi, daha demokratikleşip, yaşam standartlarımızı daha da yükseltmemizi istiyor....Türkiye pek çok ülke tarafından beğeniliyor, eğer Türkiye AB'ye girerse, bu ülkelerde AB'ye karşı da bir sempati oluşacağı görüşündeler... Bir kesim ise bizim Türki Cumhuriyetlerle ve İran gibi gelişmiş Orta Doğu ülkeleriyle ilişkimizin kesilmesi için AB'ye girmemizi istemekte.... İstemeyenleri ise, bizim kendilerine yük olacağımızı düşünüp, onlardan kesinlikle faydalanmamızı istemiyor ki bunun altında da tartışmaların bitmediği din yatıyor... Farklı coğrafyalarda olduğumuzdan din ve kültürel yozlaşmaları yaşayacağımızı düşünmüyorum...Sadece ilişkilerimiz ilerleyecek karşılıklı olarak...Eğer bu birliğin tam ortasında bulunan bir ülke olsaydık girmeden zaten fazlaşıyla yozlaşırdık... Onların da korkularından biri bu din faktörü olduğu için, bizi almayacaklarını düşünüyorum...Varsın almasınlar, bizler girermiş gibi düzeltelim bazı yanlışlarımızı... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#79 | |||||
![]() Alıntı:
Siz ütopyanızdaki işbirlikçiler ve diğerleri hayalini yıkmadan anlaşmamız namümkün. İşbirlikçi ölçerlerinizin ayarlarını kontrol ediniz. Alıntı:
Ayrıca Nurculuk, Süleymancılık... yasak değildir.Hiçbir demokratik devlette yasak da olamaz.Ütopik Kemalizm devletinde yasak olabilir ama Türkiye Cumhuriyetinde değildir. Yasaklanamaz zaten. Devletin (o kimse?) bunlardan haberi yok mu? Devlet dediğiiz şeyin hapishaneleri en fazla 20 bin nufüslu, hadi yiğitse atsın tüm Nurcuları, Süleymancıları içeri. Atacaksa ben de girmek isterim, buralardayım. Bunlar küçük hikayeler yani, yok öyle birşey ;) Bir de neden AB'yi destekliyorsun diyorlar ![]() Süleymancılık, Nurculuk üfürükçülük değildir. Laik de dinin güvencesi olmak gibi bir gaye edinemez. (Kemalistler bilmese de) Alıntı:
Alıntı:
Şuandaki ekonomik genişleme (ki yetersiz ve kimi yerlerde hatalıdır) İMF politikalarıyla sağlandı. Siz görmek isteseniz de istemeseniz de. İMF ile ilişkileri kesmenin tek yolu da bu ekonomik refahı geliştirmek. Borcumuz olduğunu ulusalcılar ve kemalistler gibi "bekar" olmadığımızı gözardı edemesiniz. Dediğim gibi göstergeler, İMF başkanı "Türkiye 5 yıl içinde borcunu öder" açıklaması tüm ezberlerinizi bozacak mahiyette. Alıntı:
Siyaset akıl işidir. Kurtlar sofrasında yem olmamanın tek yolu sofraya kurtlarla birlikte oturmak. Ya da sofrayı başlarına geçirmek. Sofrayı başlarına geçirecek kuvvetimiz olmadığı için en akilane çözüm ortadadır. Ben laikçi kemalistlerin mandası altında kendi ülkemde bağımlı yaşamaktansa ingilizin rumun mandasını tercih ederim. Hiç değilse savaşmam gerektiğinde çok daha rahat olurum. Sizin bağımsızlığınız 80 yıllık Türkiye Cumhuriyeti ve resmi politikalarıysa sizin olsun. Demokrasi olmaksızın Bağımsızlığın da bir değeri yok. |
||||||
![]() |
![]() |
#80 |
![]() Lügat kardeş
1.İşbirlikçi benim şartlarımda vatan satan ve vatana göz dikene işbirliği yapandır.Kıbrısta bunlar olmuştur. 2.Bizler dinimizi savunur yaşayan ve yaşatan herkeze saygı duyarız.Laiklik dünsizlik olmayıp dinin güvencesidir.Bunu anlayacağınız günü umutla yanlış anlamayın laiklikte hemfikir olacağımız günü umutla beklerim. 3.sünü geçelim demişsiniz şarlatanlık yapmayacağım.Geçtim. 4.IMF politikaları şu anda tıkanmıştır.Gündem yoğunluğu halkı bundan uzak tutmuştur.Liberal dünya kriz yaşamaktadır ve Türkiye'de ki bizzat maliye bakanı bu hafta söyledi.Ancak 1 mayıs görüntüleri açıklamayı örttü.Neden 1 mayısta söyledi bence gizlemek için. Bugün İngiltere milli ekonomiye dönmekte olup liberalizmin temeli ingiltere büyük bankalarını devlet tekeline alma çabasına girmiştir.IMF politikaları dünyayı idare edemez olmuştur. Tekrar ediyorum bölücü dünya düşmanı savaşçı değiliz.Barıştan yanayız.Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir.Ama bakıyorum bana katilmişim gibi davranıyorsunuz utanmasanız amerikada katledilen kızılderililerin hesabını bana soracaksınız. Şİmdi maç izlemeye gidiyorum başak cevap yazamayacağım. SAYGILARIMLA |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|