11-24-2013, 09:30 | #1 |
Ayasofya, Sahte İmzayla ve Sahte Kararname Resmi Gazetede Yayımlanmadan Müze Yapılmış
"Ayasofya Kararnamesi sahte"
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması için TBMM'ye kanun teklifi verdi. Halaçoğlu, Ayasofya'nın müze yapılması hususunda çıkarılan 7.11.1934 tarihli kararnamenin sahte olduğunu belirterek, "Atatürk unvanını almadan önce Atatürk unvanlı bir imza atılmış. Atatürk daha sonra Atatürk unvanını alıyor. Dolayısıyla ondan önceki tarihlerdeki herhangi bir imzada Atatürk'ün Atatürk imzası söz konusu değil. Kararnamenin sahte olduğu kesin." dedi. Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı ve MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması için TBMM'ye kanun teklifi verdi. Halaçoğlu, Ayasofya'nın müze hâline getirilmesi kararnamesinin sahte olduğunu söyledi. Kararnamenin Resmi Gazete'de hiç yayımlanmadığını dile getiren Halaçoğlu, "Tarih ve sayı numaraları yok. Bunu teyit etmek için de zaten Resmi Gazete ile yaptığımız soruşturmada Resmi Gazete'nin yayımlamadığına dair resmî yazı verildi. Nitekim 1934 yılı Kasım ayında çıkan Resmi Gazeteler'de bu 24 Kasım 1934'tür, Resmi Gazeteler'in hiçbirinde bu kararnamenin yayımlanmadığı görüyor. Dolayısıyla öyle bir kararname yok aslında." dedi. "ATATÜRK'ÜN İMZASI KESİNLİKLE SAHTE" Atatürk'ün bu kararnamedeki imzasının da sahte olduğu konusunda pek çok kişinin de araştırma yaptığını vurgulayan Halaçoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Nitekim gerçekten Atatürk unvanını almadan önce Atatürk unvanlı bir imza atılmış. Atatürk daha sonra Atatürk unvanını alıyor. Dolayısıyla ondan önceki tarihlerdeki herhangi bir imzada Atatürk'ün Atatürk imzası söz konusu değil. Kararnamenin sahte olduğu kesin. 1934 yılında özellikle ABD'de bulunan Bizans Eserleri Enstitüsü'nde görevli olan Thomas Whittemore, Ayasofya'nın harap durumunu göz önüne alarak burada Bizans dönemine ait bir takım sembollerin ortaya çıkarılması konusunda başvuruda bulunmuş. Buna da izin verilmiş. Atatürk de buna izin vermiş. Bu arada bir heyet kurularak uzun süre harap şekilde bulunan Ayasofya'nın çevresinde o görüntünün de temizlenmesi, sonradan yapılmış bir takım dükkânların bunlardan arındırılması, bahçesinin düzene sokulması ve tekrar Ayasofya'nın tamir edilerek hem ibadet hem de müze şeklinde kullanılması için bir karar alınmış ve bu sebeple 9 kişilik bir komisyon kurulmuş. Bu komisyonun aldığı kararlar çerçevesinde de müze şeklinde teşkilatlandırılması veya müze olması, hatta ibadete kapatılması yönünde belirtilen bir karar da alınmış." "İMZA, ATATÜRK'ÜN ATTIĞI İMZALARA BENZEMİYOR" Heyet tarafından alınan kararın Atatürk tarafından kabul edilmediğini vurgulayan Halaçoğlu, "Fakat bu karar Atatürk tarafından kabul edilmemiş. Başlayan tamirat çalışmaları Atatürk'ün vefatından sonra da devam etmiş. Ondan sonraki dönemde 1947 yılında bir kararname ortaya çıkarıldığı belirtilerek, müze hâline getirildiği kabul edildiği belirtilerek Ayasofya müze hâline getirilmiş. Halbuki Ayasofya'nın ibadete kapatılmasıyla ilgili bir ifade söz konusu değil. Böyle bir şey söz konusu değil. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Ayasofya'nın tamiriyle ilgili birtakım maddi imkânların sunulması isteğine de Vakıflar Genel Müdürlüğü 'bizim böyle bir maddi imkânımız yoktur' diye bir cevapta vermişler. Bunun üzerine bu gerçekleşmiş. Ne Atatürk'ün imzasında sabit bir fikir vardır, sahte olduğu büyük çapta kesindir. Atatürk dediğim gibi unvanını almadan önce Atatürk imzası atılmış bu kararnameye. Daha sonra Atatürk'ün imzaları bu atılan imzaya hiç benzemiyor." diye konuştu. "TÜRKİYE İSTEDİĞİ ZAMAN AYASOFYA'YI İBADETE AÇABİLİR" Halaçoğlu, kararnamenin sayı numarasının bulunmadığını ve Resmi Gazete'de yayımlanmadığını belirterek, "Şimdi Resmi Gazete'de yayımlanmayan hiçbir şey kanun hükmünde değildir, bugün de değildir. Dolayısıyla böyle bir kararnamede söz konusu değildir. Birileri Ayasofya'yı ibadethaneden çıkarıp müze hâline kararı vermişler belli ki, bunu veren kişi de belli aslında. Biz bugün fethin sembolü olan, İstanbul'un Türkler tarafından alınışının sembolü olan Ayasofya Camii'nin yeniden ibadete açılması için kanun teklifi verdim. Bugüne kadar da pek çok kişi tarafından da benim söylediklerim teyit ediliyor. Yani kararnamenin sahte olduğu, imzanın sahte olduğu, böyle bir kararname olmadığı ve hep kafalarda Batı'nın baskısıyla mı acaba müze hâline getirildiği gibi bir fikrin yer aldığı bir ortamı göz önüne alırsanız böyle bir şey söz konusu değil. Türkiye istediği zaman Ayasofya'yı ibadete açabilir. Ama müze olarak kalmasından da bir tarafta sakınca yok, çünkü Sultanahmet Camii'ni düşünün, Selimiye Camii'ni düşünün, hem ibadet edilirken hem de turistler gelip buraları rahat şekilde gezilebilir." ifadelerini kullandı. "ATATÜRK'ÜN AYASOFYA'YI İBADETE KAPATTIĞI YÖNÜNDEKİ BİLGİLER KESİNLİKLE YANLIŞ" Atatürk'ün Ayasofya'yı ibadete kapattığı yönündeki bilgilerin kesinlikle doğru olmadığının altını çizen Halaçoğlu, "Yapılan araştırmalar ve Ayasofya'nın temizlenmesi ve tekrar restore edilerek ibadet edilecek hâle getirilmesi konusunda heyet kurulması sırasında yapılan bütün görüşmelerin her birinde 'ibadete kapatılmasıyla' ilgili hiçbir ifade söz konusu olmadığı gibi, aksine ibadete kapatılmasıyla ilgili kendisine şunlar şöyle düşünüyorlar denildiğinde çok fena şekilde karşılık verdiği ifade ediliyor." dedi. Atatürk'ün Ayasofya'nın ibadete kapatılmasına asla izin vermediğini ve bunu dile getirenlere de çok sert ifadeler kullandığını belirten Halaçoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Tamiratın veya sanat değeri olan Ayasofya'daki bir takım sembollerin ortaya çıkarılması konusunda Atatürk'ün izni var. Fakat ibadete kapatılması gibi bir şey söz konusu değil asla. Dolayısıyla Atatürk ile bağdaştırmaları son derece yanlış konu. İnsanlar maalesef Türkiye'de bu konuyu iyi bilmeden konuşuyorlar. Sadece bazen Atatürk düşmanlığı sebebiyle bunu yapıyorlar. Bazıları bilgisizlikten bunu yapıyor. Ayasofya'nın müze yapılmasıyla ilgili Atatürk'ün hiçbir ilgisi yok. İkincisi, kararname Atatürk'ün imzası olan bir kararname değil. Hiç yayınlanmamış kararname." "ATATÜRK FENA HALDE KIZMIŞ BU KONUYA" Ayasofya ile ilgili heyet tarafından alınan kararın Atatürk'e iletilmesi sırasında yaşanan olayı anlatan Halaçoğlu, "Atatürk'e bu konu iletildiğinde Şükrü Kaya bey şöyle diyor; 'İbadet bölümünü Bizans müzesi yapmak fikrine Atatürk fena halde kızdı.' diye cevap veriyor. Dolayısıyla Atatürk'ün böyle bir ifadesi ve tasarrufu olmadığı buradan açık ve net bir şekilde ifade ediliyor." dedi. Ayasofya'nın tekrar ibadete açılması için kanun teklifi verdiğinin altını çizen Halaçoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu kanun teklifim inşallah TBMM'de bütün partiler tarafından desteklenir ve şu âna kadar olan ayıp ortadan kalkar. Bunu birçok kişi siyaseten ve siyasi bir amaçla yaptığım şeklinde bir düşünce ifade ediyor. Ama şurasını samimi olarak söylüyorum ki; bu bir siyasi manevra değil samimi bir konudur. Türk Tarih Kurumu Başkanlığı görevimi yaptığım sürece dile getirdiğim bir konuydu. Bunları o zaman da söyledim, bugün nasip oldu milletvekili oldum. Bir tarihçi olarak bu ayıbın ortadan kalkması için birinci görev benim diye düşünüyorum." Kaynak Zaman 08.11.2013
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ayasofya camii, müze yapılmış, prof. dr., sahte imzayla, sahte kararnameyle, yusuf halaçoğlu |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|