01-09-2009, 13:11 | #1 |
Aynadaki Yalan - Necip Fazıl Kısakürek
Üstad Necip Fazıl'ın en zirvedeki edebi mahsülleri şiir alanında kabul edilse de O edebi türlerin hemen hemen hepsinden eserler vermiştir ve türleri arasında onun eserleri şahikalık çaptadır. Hikaye, piyes, senaryo roman, deneme, roman.. Tek romanı diyebileceğimiz AYNADAKİ YALAN da Üstadın İslama bağlı olan fikriyatından beslenen ve günümüz meselelerini roman türü içinde harmanlayarak bizlere sunan çok önemli bir eserdir. Bu eserde Üstadın hayatından izler bulmak da bir çok eserinde olduğu gibi mümkündür. Sarsılarak, İslamın kıymetini bir kez daha idrak ederek okunacak çok güzel bir roman.
Zamanında kitap için yazdığım tanıtım yazısı: Ne kadar derin ve katmanlı bir romandır bu. Ele almadığı mesele, izah etmediği mevzu, kıvrımlarında gezinmediği mefhum yok gibi…Edebiyat-fikriyat mûsikîsinin muazzam bir bestesi olan bu kitap, idrak fezasında sefere çıkaran, gönül gergefine hakikat nakşını işleyen bir kudrete sahip. Üstadın ilk okuduğum kitaplarından ve Onun ruh ikliminin mevsimlerini tanımaya, anlamaya yönelik olarak da ilk adımda okunabilecek kitaplarından biri. Felsefenin hakikatine ve aslında ne olduğuna, aklın ruh yanında nasıl da cüce kaldığına, sınırı aşmaya çalışsa patlamaktan öte bir yere varamayacağına, ham yobaz-kafta softa tabirine ve bu hastalık kadar zararlı yapının bir küçük sivilce gibi görünse de sonradan şark çıbanına dönüşüp koca Yavuz’ları nasıl yıkabileceğine, kadın ve ona bağlı olarak erkeğin mücerret sahada birbirlerine , birbirlerinin ruhlarına karşı nasıl bir muvazene, ahenk, kıvam sağlamakla mükellef ve memur olduklarına, en önemlisi de Batının tefekkürü ve İslam’ın tasavvufu çerçevesinde gelişen, doğu-batı, madde-ruh, ruh-nefs, mücerret-müşahhas arasındaki farkı idrak ettirici tahlillere kadar uzanan; fikir çilesi, beyin sancısı, ruh sızısı, zonklayan kafa, akrebin kıskacında tükenen akıl ve teslim olunan yol, ne sadece akılla varılabilen ne de akılsız varılabilecek yol olan tasavvufu da içine alan çok geniş yelpazeli bir kitap. Ölüm, var-yok muhasebesi, modern resim akımları (Picasso-kübizm), hiçbir fikrin çilesini çekmeyen şair ve romancı ( verdikleri eserler besleyici bir gıda değil, sadece damağa anlık zevk veren bir kremadır ), riyakâr politikacı, kitaplık çapta olamayan, tek bir orijinal kitap yazamayan profesöre kadar müşahhas ve mücerretteki bir çok ruhî, içtimaî, ferdî mesele de üstadın keskin kaleminin ucundan geçmiş; izahı, tahlili, tenkidi yapılmış ve reçetesi yazılmıştır. Kitabın ilerleyen sayfalarında; ana karakter olan Naci’nin, karşısına çıkan şeytan ile yaptığı muhasebede, Siyah Pelerinli Adam piyesinin muhtevasına eş bir zeminde, şeytanın insan ile olan savaşında kullandığı zehirli oklarını ( ifrata ya da tefrite sürükleme, Allah’tan uzaklaştırıp kötüyü iyi olarak telakki ettirme) insanın beynine ve yüreğine saplama cehdinin ve insanın bu illetten ancak Allah’a sığınması ile kurtulabileceğinin tasvirini yapan bir tablo ile de karşılaşırız. Ve kitabın can alıcı noktalarından olan, Naci’nin Türkiye’deki üniversite tarafından reddedilen, Avrupa’da ise büyük yankı uyandıran doçentlik tezi: “İslam Tasavvufu ve insanlığın beklediği nizam” ( Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu kitabının bir minyatürü, maketi, iskeleti diyebileceğimiz kitaptaki bu bölüm, mevzuyu en temel noktalarıyla anlatan, işin künhüne giden yolda bir ilk adım, iftarda ana yemekten önce yenen iftariyeliklere eş kıvamda bir bölümdür ve bu kısmı tam idrak edebilmek, nüfuzu altına girebilmek için bahsi geçen yukarıdaki kitap da okunmalıdır) Başından itibaren muazzam bir fikir yumağı olan bu kitap, aynadaki yalan olan dünya kavramının nefis bir açıklayıcısı olmakla birlikte, ruhun ve aklın o yalana nasıl kanmayacağının yolunu da gösteren bir rehber, bir yol haritası. Naci, mumdan bir geminin ateş deryasından geçerkenki mihnetlerine eş olarak o türlü yanar ki, her zerresi eriyip akar ve Allah’ın lütfuyla vasıl olduğu nur deryasında yeni bir kalıba dökülüp, sonsuzluk kervanının azad kabul etmez kölesi olarak yeniden teşekkül eder. Naci ki, Üstadın ta kendisi.. *** Büyük Doğu Yayınlarının kitap tanıtımı için yazdığı metin: Necip Fazıl Kısakürek'in, roman kalıpları içinde kaleme aldığı tek eseri… Roman, üniversitede felsefe asistanı olan Naci'nin hayatı etrafında gelişir… Bu hayat, Necip Fazıl'ın kendi hayatı değildir ama onun hayat hikayesindeki bir çok unsuru içinde barındırır. Naci, çevresine karşı davranışlariyle, kadın, cemiyet ve sanat anlayışiyle, hayata ve ölüme dair düşünceleriyle bir karakter bütünü halinde şekillendikçe hayalimizde bir Necip Fazıl portresi belirir gibi olur.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
aynadaki, fazıl, kısakürek, necip, yalan |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|