![]() |
#1 |
![]() 'AYRILIK, KÜÇÜK ÖLÜM'
Kış geliyor canım. Biliyorsun, bu kış yanında olamayacağım. Yalnız karşılayacaksın mevsimi… Dikkat et kendine. Sakın hastalanma. Çünkü mevsimler konusunda, dikkatsizsin demek istemiyorum, ama mevsimlerin sana ne yapabileceğini bilmiyorsun. Kış geliyor ve yalnız olacaksın. Sebebini biliyorsun. Bazen acılar söylendikçe kanar… Senden birkaç şey yapmanı istiyorum. Sıkı giyin. Her ne kadar iklimler değişiyor, her yer ısınıyor deseler de sen herkese inanma. Sıkı giyin öyle çık evden çıkacaksan. Belki mavi hırkanı giyersin. Şu dökümlü olan. Sana ne çok yakışıyor. İyi ki ördün onu da geçen sonbahar. Ayağına da iyi ayakkabılar giy. Olmadık yerler buzlanıyor biliyor musun? Geçen kış düşüp kalçamı incitmiştim ya hiç olmadık şekilde. Bir hafta bakmıştın bana. Mercimek çorbası bol bol… Sen çok güzel yapıyorsun mercimek çorbasını; içine biraz erişte, tereyağı ve çok az nane. Ama her şey bir yana senin elin değiyor ya… Mutfak dişi ve yemek kadın işi, biliyor musun?.. Uykuna da dikkat et. Gece uyumuyorsun, sabah da uyanmıyorsun. Sonra palas pandıras kalkıyorsun yataktan. Bir kahveyle dışarıya mı çıkılır? Belki ara sıra portakallı kurabiyelerinden yapmalısın. Bir iki tane kahvenin yanında atıver ağzına. Kahvaltısız dışarıya çıkma. Sen zaten güzelsin. Diyet yapacağım diye niye harap ediyorsun kendini? Şemsiye almayı sevmezsin biliyorum. Ama giderken gelirken yağmura falan yakalanırsın. En azından mavi hırkanın üzerine kapşonlu bir şey giy. Başını üşütme, sinüzitin azmasın aman… Evet… Kış geliyor ve seninle olamayacağım. Ne garip şu hayat… Evlat için söylerler, ‘Evlat deniz suyudur; ne içilir ne geçilir’ diye; oysa tam hayat için bir laf: Deniz suyu gibi hayat denen şey, ne içiliyor ne de geçiliyor. Birbirimizi severek öldürdük, ölerek yaşıyoruz! Bunları boşver. Olan oldu artık. Kış geliyor ve yakında soğuklar başlar. Camlarına, dış kapına fitilleri çekiver. Yok, ‘Yorulurum’ falan dersen bir camcı çağır halletsin. Üzme kendini çok. Öyle olur olmaz pencere kapı da açma olur mu? Tutulup kalmasın bir yanın… Nerden estiği belli olmaz rüzgarın, çarpıverir insanı… Ayakkabını kaymayanından al dedim mi?.. Ha, yürürken de aman dikkat et… İnsan karda, buzda kayıp düşerken en çok kendine güler ya. Hatırlıyor musun, bir gün karın altındaki buz oyun yapmıştı da bize, yok birbirimize mi tutunalım, dengemizi mi sağlayalım, gülmekten ayakta kalmaya vaktimiz olmamıştı… İnsan sevdiğini yitirince gülmeyi de özlemiyor, hayret. Diyeceğim o ki, kış geliyor ve bu kış yanında olmayacağım. Ama sen ben, yokum diye bırakma kendini. Ayrılık, küçük ölüm canım! Yalnızlık da olmasa kim yıkayıp geceye kefenler insanı ki, gece dindirmesin acıları? Ama sen yine de geceye inanma. Çünkü gece sabahı, kış baharı bekler… Bekle lütfen. Ali ULURASBA
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|