Azerbaycan'da Şii din adamları da kovuldu - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ertuğrul ÖZGÜL** · 06-01-2009, 14:25

Azerbaycan'da dini eğitim veren okulların ve camilerin kapatılmasından sonra din adamlarının ülkeden çıkarılmasına başlandı.

Azerbaycan medyasında yer alan haberlere göre, İran asıllı din adamları Ocag Nicat ile Hicrânî ülkeden çıkarıldı. Ocag Nicat, İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Azerbaycan temsilcisi, Hicrânî ise Lübnan Hizbullahı'nın lideri Nasrallah'ın Azerbaycan temsilcisiydi. Bazı kaynaklar ise Nicat'ın çıkarılmadığını, ülkede diplomatik olarak bulunduğunu belirtiyorlar.

Ocag Nicat, Baükü'ye gelişinin ilk yıllarında Cuma camisinin hatip ve imamlığını yapıyordu. Hamaney'in Azerbaycan temsilcisi olan Ocag Nicat sonrasında, Cuma camisi, siyasi sürece dahil olmuş ve başkanlık seçimlerinde muhalif lider İsa Kamber'i destekleyeceğine dair basın açıklaması yapmıştı. Seçim sonrasında Nicat'ın görev yaptığı cami kapatılmış ve çok sayıda cami cemaatı de takip edilerek gözaltına alınmıştı.

Seçim sonrası dönemde Ocag Nicat, İran Kültür Merkezi başkanlığını yapmaya başlamıştı. Bir yıl önce de Nicat bu görevden ayrılmış ve İran dini liderinin temsilciliğini yapmaya devam etmişti. Ocag Nicat, bulunduğu yıllar içinde, mezhepler arasındaki sorunların birçoğunun asılsız olduğunu anlatmaya çalışmış ve İslam birliği için önemli bir çaba da sarfetmişti.

Hicrânî ise Bakü'nün merkezinde bulunan tarihi Kerbala Abdullah camisinde hatip ve imamlık yapıyor, vaazlarında, siyasi meselelere yer vermeyordu.

Her iki din adamı da Azerbaycan dindarları için önemli bir yere sahipti. Nicat ve Hicrani'nin ülkeden çıkarılma nedenleri hakkında henüz medyaya yansıyan resmi bir açıklama bulunmuyor. İşin en ilginç tarafı ise devlet yetkililerinin ve muhaliflerin bu konuda ortak hareket etmeleri. Nicat ve Hicrani'nin ülkeden gönderilme konusunda muhalif medyanın kullandığı dil ile resmi medyanın kullandığı dil arasında fark bulunmuyor.

Azerbaycan, SSCB sonrasında ülkeye gelen İran, Arap ve Türk din adamlarından ilk olarak İranlılara karşı baskı uygulamış ve ülkeden birçoğunu çıkartmıştı. Azerbaycan'da bulunan medyaya göre, bunun nedeni Karabağ savaşı yıllarında İran'ın aşikar bir şekilde çeşitli vesilelerle Ermenistan'ı desteklemesiydi. Dönemin Azerbaycan yetkililerinin de İran'ın toprak bütünlüğünü tehdit eden açıklamalar yapması ve Tebriz'in Azerbaycan'ın tarihi başkenti olduğunu ilan etmesi, iki ülke arasında ilişkilerin iyice gerilmesine yol açmıştı.

İran ile Azerbaycan arasındaki ilişki iki açıdan değerlendiriyor. Azerbaycan medyasına göre İran İslâm devleti olsa da ümmet çıkarlarına değil kendi devletinin çıkarlarına göre siyaset yürütüyor ve ulus devlet anlayışı, dini devlet anlayışının önünde yer alıyor.

Uzmanlara göre bağımsızlık sonrasında İran'dan gelen maddi destek uzun sürmedi. 90'dan bu yana iki ülke arasında "soğuk savaş" yaşanıyor. Halklar arasında ise böyle bir sorunun olduğu kesinlikle söylenemez. Binlerce İran Azerisi Karabağ topraklarında kardeşleri ile beraber savaştı ve birçoğu da hayatını kaybetti. Bugün Bakü'de inşa edilen evlerin önemli bir kısmı İran Azerileri tarafından satın alınıyor.

Azerbaycan'daki baskı ise mezhep, cemaat farkı gözetmeksizin büyün mütedeyyin kesimlerin baskı altında tutulmaya çalışılması. Azerbaycan'da kapatılan ilk cami Arapların mali desteği ile inşa edilmişti. Daha sonra ise Türkiye Diyanet Vakfı'nın inşa ettiği Şehitlik camisi kapatılmış, İlahiyat fakültesi camisi de kapatılmak istenmiş ancak tepkiler artınca bundan vazgeçilmişti. Uzmanlara göre bu meselede muhaliflerin Azerbaycan resmi yetkililerinin yanında yer alması da bir hayli ilginç.

Uzmanlar, Şii din adamlarından sonra sıranın Nurcular diye bilinen kesime geldiğini belirtiyor ve buna örnek olarak da muhalif medyada çıkan haberleri örnek gösteriyor.

Azerbaycan'da son birkaç gün içerisinde muhalif bir gazetede Nurcular diye bilinen cemaat hakkında "Bakü Nurcularının tüyler ürpertici operasyonları" başlığı, "Beni bu şebekenin elinden kurtarın, diyen gençlerin sayısı artıyor" alt başlığı altında şu ifadeler yer aldı:

"Bu derya birçok balığı yutmuş. Gençlerimizden birçoğu bilinçsiz olarak, beyinleri yıkanarak bazen de korkutularak bu şebekenin üyesine dönüşüyor. Netice? Bakü ve ülkemizin şehirlerinde bulunan bu hareketin kolları her gün daha da artmakta ve bütün bir nesli imha etmeye yönelmekte…."

Azerbaycan medyasında Araplar ve Arap ülkelerinde eğitim alarak ülkesine dönen gençler Vahhabi, İran'dan gelenler düşman, Türkiye'den gelenler ise cemaatçi çete gibi sunuluyor.

İbrahim Ali - Bakü / Dünya Bülteni

06-01-2009, 14:25	#1
Kullanıcı Adı Ertuğrul ÖZGÜL	Azerbaycan'da Şii din adamları da kovuldu Azerbaycan'da dini eğitim veren okulların ve camilerin kapatılmasından sonra din adamlarının ülkeden çıkarılmasına başlandı. Azerbaycan medyasında yer alan haberlere göre, İran asıllı din adamları Ocag Nicat ile Hicrânî ülkeden çıkarıldı. Ocag Nicat, İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Azerbaycan temsilcisi, Hicrânî ise Lübnan Hizbullahı'nın lideri Nasrallah'ın Azerbaycan temsilcisiydi. Bazı kaynaklar ise Nicat'ın çıkarılmadığını, ülkede diplomatik olarak bulunduğunu belirtiyorlar. Ocag Nicat, Baükü'ye gelişinin ilk yıllarında Cuma camisinin hatip ve imamlığını yapıyordu. Hamaney'in Azerbaycan temsilcisi olan Ocag Nicat sonrasında, Cuma camisi, siyasi sürece dahil olmuş ve başkanlık seçimlerinde muhalif lider İsa Kamber'i destekleyeceğine dair basın açıklaması yapmıştı. Seçim sonrasında Nicat'ın görev yaptığı cami kapatılmış ve çok sayıda cami cemaatı de takip edilerek gözaltına alınmıştı. Seçim sonrası dönemde Ocag Nicat, İran Kültür Merkezi başkanlığını yapmaya başlamıştı. Bir yıl önce de Nicat bu görevden ayrılmış ve İran dini liderinin temsilciliğini yapmaya devam etmişti. Ocag Nicat, bulunduğu yıllar içinde, mezhepler arasındaki sorunların birçoğunun asılsız olduğunu anlatmaya çalışmış ve İslam birliği için önemli bir çaba da sarfetmişti. Hicrânî ise Bakü'nün merkezinde bulunan tarihi Kerbala Abdullah camisinde hatip ve imamlık yapıyor, vaazlarında, siyasi meselelere yer vermeyordu. Her iki din adamı da Azerbaycan dindarları için önemli bir yere sahipti. Nicat ve Hicrani'nin ülkeden çıkarılma nedenleri hakkında henüz medyaya yansıyan resmi bir açıklama bulunmuyor. İşin en ilginç tarafı ise devlet yetkililerinin ve muhaliflerin bu konuda ortak hareket etmeleri. Nicat ve Hicrani'nin ülkeden gönderilme konusunda muhalif medyanın kullandığı dil ile resmi medyanın kullandığı dil arasında fark bulunmuyor. Azerbaycan, SSCB sonrasında ülkeye gelen İran, Arap ve Türk din adamlarından ilk olarak İranlılara karşı baskı uygulamış ve ülkeden birçoğunu çıkartmıştı. Azerbaycan'da bulunan medyaya göre, bunun nedeni Karabağ savaşı yıllarında İran'ın aşikar bir şekilde çeşitli vesilelerle Ermenistan'ı desteklemesiydi. Dönemin Azerbaycan yetkililerinin de İran'ın toprak bütünlüğünü tehdit eden açıklamalar yapması ve Tebriz'in Azerbaycan'ın tarihi başkenti olduğunu ilan etmesi, iki ülke arasında ilişkilerin iyice gerilmesine yol açmıştı. İran ile Azerbaycan arasındaki ilişki iki açıdan değerlendiriyor. Azerbaycan medyasına göre İran İslâm devleti olsa da ümmet çıkarlarına değil kendi devletinin çıkarlarına göre siyaset yürütüyor ve ulus devlet anlayışı, dini devlet anlayışının önünde yer alıyor. Uzmanlara göre bağımsızlık sonrasında İran'dan gelen maddi destek uzun sürmedi. 90'dan bu yana iki ülke arasında "soğuk savaş" yaşanıyor. Halklar arasında ise böyle bir sorunun olduğu kesinlikle söylenemez. Binlerce İran Azerisi Karabağ topraklarında kardeşleri ile beraber savaştı ve birçoğu da hayatını kaybetti. Bugün Bakü'de inşa edilen evlerin önemli bir kısmı İran Azerileri tarafından satın alınıyor. Azerbaycan'daki baskı ise mezhep, cemaat farkı gözetmeksizin büyün mütedeyyin kesimlerin baskı altında tutulmaya çalışılması. Azerbaycan'da kapatılan ilk cami Arapların mali desteği ile inşa edilmişti. Daha sonra ise Türkiye Diyanet Vakfı'nın inşa ettiği Şehitlik camisi kapatılmış, İlahiyat fakültesi camisi de kapatılmak istenmiş ancak tepkiler artınca bundan vazgeçilmişti. Uzmanlara göre bu meselede muhaliflerin Azerbaycan resmi yetkililerinin yanında yer alması da bir hayli ilginç. Uzmanlar, Şii din adamlarından sonra sıranın Nurcular diye bilinen kesime geldiğini belirtiyor ve buna örnek olarak da muhalif medyada çıkan haberleri örnek gösteriyor. Azerbaycan'da son birkaç gün içerisinde muhalif bir gazetede Nurcular diye bilinen cemaat hakkında "Bakü Nurcularının tüyler ürpertici operasyonları" başlığı, "Beni bu şebekenin elinden kurtarın, diyen gençlerin sayısı artıyor" alt başlığı altında şu ifadeler yer aldı: "Bu derya birçok balığı yutmuş. Gençlerimizden birçoğu bilinçsiz olarak, beyinleri yıkanarak bazen de korkutularak bu şebekenin üyesine dönüşüyor. Netice? Bakü ve ülkemizin şehirlerinde bulunan bu hareketin kolları her gün daha da artmakta ve bütün bir nesli imha etmeye yönelmekte…." Azerbaycan medyasında Araplar ve Arap ülkelerinde eğitim alarak ülkesine dönen gençler Vahhabi, İran'dan gelenler düşman, Türkiye'den gelenler ise cemaatçi çete gibi sunuluyor. İbrahim Ali - Bakü / Dünya Bülteni

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)