08-15-2010, 14:54 | #1 |
Aziz Üstel - Menderes, Özal ve Erdoğan'a Biçilen Kefenler!
Aziz Üstel
Menderes, Özal ve Erdoğan'a biçilen kefenler! Rahmetli Adnan Menderes, başta Ethem Menderes olmak üzere yakınlarına, Türkiye’de siyasete soyunmanın delilik olduğunu tekrarlarmış. Özellikle 27 Mayıs 1960 darbesine uzanan son aylarda, ölümden, öldürülmekten ve kendisine biçilen kefenden sıkça söz etmeye başlamış. (Ş.S.Aydemir Menderes’in Dramı) Ve hepimizin bildiği gibi, Adnan Menderes’e, 1961 yılında, yani henüz 62 yaşındayken, çok önceden, karanlık odalarda, cılız ışıkların güç bela aydınlattığı kuytularda, sırtlan sırtlan gülenlerin biçtiği kefen giydirildi ve darağacında son nefesini verdi. Bu, “ülkenin gerçek ve asıl sahibi bizleriz...halkın oyları da neymiş?!” diyenlerin, demokrasiye ödettiği ilk büyük bedeldi. Yıllar sonra, rahmetli Turgut Özal, ANAP’ı kurup siyasete atıldığında, “İki gömlek aldım yanıma. Bunlardan birini, seçildiğimde TBMM’ye girdiğim gün giyeceğim. Diğerini ise, idam sehpasına çıkarken sırtıma geçireceğim!” demişti. Özal, idam sehpasında rahmetli olmadı; ama nasıl öldüğü bugün halâ tartışılıyor. Zehirlenerek öldürüldüğünü söyleyenlere en son ailesi de katıldı. Özal’ın nasıl ya da neden öldürüldüğü tartışmaları ve konuyla ilgili varsayımlar, doğru yanlış, bir yana, siyasete soyunan, devlete bir ömür boyu hizmet etmiş bir kişinin, tıpkı rahmetli Menderes gibi, asılmaktan, öldürülmekten söz etmesi ve bu kaygısını dile getirmesi, insanın yüreğini kanatıyor. Şimdi de Tayyip Erdoğan, benzer bir kaygısını dile getiriyor, Menderes gibi kefen giyerek yola çıktığını ve kimseden korkmadığını söylüyor. Evvelsi gün Menderes, dün Özal, bugünse Erdoğan. Demek son 60 yılda, demokrasi olarak pek de fazla bir mesafe kaydedememişiz. Erdoğan, “kefeni” gündeme laf olsun diye getirmiyor. Kaygısını dile getiriyor; kendisine yöneltilen kimi gizli kimi açık tehditlere meydan okuyor. Bu arada, Kılıçdaroğlu’nun “Sana kimse kefen giydiremez... Birisi giydirirse, gel kardeşini bul. Önce mücadeleyi ben vereceğim,” demesi beni gülümsetti, ister istemez. Çünkü gerek 1960, gerekse de Özal döneminde, tıpkı bugün olduğu gibi, tehdit demokrasinin vesayet altında olmasını isteyenlerden geliyordu. Kemal Bey de çok iyi bilir, kimin kimlere kefen biçtiğini. Onun için, mücadeleyi şimdi başlatsa, biçip dikme işlemlerinin sonunu beklemese daha iyi olur. Demokrasi kuşu tek kanatlı olmaktan kurtulur! Star 09.08.2010
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|