03-21-2012, 17:43 | #1 | |||
Baas ve İsrail kardeşliği böyle görüntülendi ! (video)
Baas ve İsrail kardeşliği böyle görüntülendi ! (video) Filistin ve Suriye Müslümanları'nın Katilleri Kanada'da Buluştu... 21 Mart 2012 Çarşamba - 14:15 Savunma Bakanı iken Golan Tepeleri'nin İsrail'e verilmesine 'engel olamayan' ve sonrasında ise enteresan bir darbeyle işlerin başına geçen Hafız Esed'den bu yana, İsrail'in Suriye'den, 'adı konulmamış bir hoşnutluğu' biliniyor. 1 senedir aralıksız süren katliamlar sırasında İsrail Ordusu'nun Beşşar Esed yönetimine verdiği destek, Türk Radarları'nca da tesbit edilmişti. Kanada'da çekilen bu görüntüler ise, sözün bittiği yer olarak yorumlanabilir.
Analiz Merkezi http://analizmerkezi.com/haber/baas-...eo--28257.html
Konu werret tarafından (03-21-2012 Saat 17:47 ) değiştirilmiştir.. |
||||
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-21-2012, 20:12 | #2 |
Maskeler dusuyor...
|
|
03-21-2012, 20:14 | #3 | |
Alıntı:
Kanada polisleri de bu İsrail sempatizanı Baas-Esed yandaşlarını çevrelemiş ve bunları etraflarındaki Suriye'li müslümanlardan korumaya çalışıyorlar galiba... |
||
03-21-2012, 20:36 | #4 |
şimdi size iranla israil ilişkilerinden bahsetsem adımız anti irancıya çıkmış inmez sekize...
|
|
03-21-2012, 20:48 | #5 |
çok mantıklı...
ben israil ve abdnin yerinde olsam bir yandan esadı destekler,diğer yandan esad aleyhine propoganda yapardım... bu böyle oldukça her iki blöfüde görenler aradaki safı aralayacaktır... suriyede devrim bir an önce gerçekleşmezse ümmette çok çok büyük ayrılıklar olacak amerika ve israil bu politikayla bunu başarıcak... yıllarca şiileride,sünnileride şişirdi bunlar... ama bu bölünme o zaman olmamıştı... şimdi oluyor bu devrim gerçekleşmeli bu belgelerin ortaya çıkması oyunun bozulmasında büyük rol oynar... Allah iran hükümetine biraz siyasi akıl ve şuur versin... bu kanın hesabını siyasetle zor açıklarlar bu gidişle... |
|
03-21-2012, 20:57 | #6 |
Millet öldürü müslümanların üzerine atmak için tekbir getirip kaçan çok gördük !
israil her halukarda karlı çıkıyor böyle devam ettiği sürece hem süriyede hem lübnanda hemde süriyede cephe kazanıyor. ölen müslüman yıpratılan müslüman bir birine düşmanlık eden müslüman araları açılan müslüman. işte tamda bu yüzden ben iran yanlışlık yapsa yanında durmam ama düşmanlıkta etmem. süriye devrimini desteklerim ama suçu hibullaha yıkmam... bütün batı sözde destekliyor iran o kadar güçlü mü ki batı baş edipte esadı yıkamıyor ! yok iran hizbullah ne kadar yıpransa onun akrıdır. zaten süriyede öldürülen müslümanlar umurunda değil. |
|
03-21-2012, 21:13 | #7 | |
Alıntı:
Karadavi'nin İran isyanı Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Şeyh Yusuf El Karadavi’nin bugüne kadar İran, Hizbullah ve Şii yayılmacılığıyla ilgili birçok açıklaması oldu. Ama geçen hafta Perşembe akşamı Kahire’de Gazeteciler Sendikası’nda düzenlenen Suriye devrimine destek toplantısındaki sözleri gibisini hiç duymamıştık. Mısırlı ünlü alim, Suriye’de devrimi dört gözle beklediğini şu sözleriyle dile getirdi: “Tunus’ta devrim başlayınca elimi kalbime koyup, “Suriye halkı ne zaman ayağa kalkacak?” dedim. Mısır’da devrim başlayınca aynı şeyi tekrarladım. Libya’da devrim başlayınca yine elimi kalbime koyup “Suriye halkı ne zaman ayağa kalkacak?” dedim. Suriye halkının kulluğu kabul etmesi ve onurunun çiğnenmesine izin vermesi mümkün değil.” Yusuf El Karadavi’nin geceye damgasını vuran sözleri ise İran ve Hizbullah hakkında söyledikleriydi. İran’ın ve Hizbullah’ın Suriye’de Baas rejimine verdiği desteği eleştiren El-Karadavi, “Tüm bölge ülkeleri İran’a karşı aynı cephede birleşmeli” dedi. “El Lât” ve “El Uzza”, Mekkeli müşriklerin İslam öncesi taptıkları en büyük putlardan ikisidir. Ortadoğu’da uzun süredir “Allah’ın hizbi / partisi / taraftarları” anlamına gelen “Hizbullah”a “El Lât’ın hizbi / partisi / taraftarları” anlamına gelen “Hizbullât” deniliyor. Şeyh Yusuf El Karadavi de Kahire’deki konuşmasında “Hizbullah”tan bahsederken bu ismi kullandı ve tam olarak şöyle dedi: “Kendine “Hizbullah” adını veren (örgüt) için Lübnan’dan gelen Suriyeli bir kardeşimiz “O Hizbullât’tır” dedi. Gerçekten de o “Hizbullah” değil, “Hizbullât”tır. Çünkü “Hizbullah” sadece Allah’a çağırır. Evlatları yaşarken Allah için yaşar ve ölürken Allah için ölür.” Yusuf El Karadavi, bölgeyi ve insanını en iyi tanıyan, Arap sokağının nabzını tutan ve gelişmeleri en sağlıklı şekilde okuyan isimlerden biri. Ümidini kesene kadar uzun süre İran’a ve Hizbullah’a destek verdi. İran rejiminin mezhep ihracı çabalarına hizmet etmekten başka bir işe yaramadığını anlayıncaya kadar “takrib” toplantılarına katıldı. Samimi bir şekilde, “Müslümanlar arasında fitne çıkarmayın” diyerek çok uyarıda bulundu. Fakat hiçbiri işe yaramadı. Suriye’de işlenen vahşet ise Yusuf El Karadavi’nin İran’a karşı isyanının zirveye çıkmasına neden oldu. Kafasına “İran çuvalı” geçirilmiş Türkiye İslamcılarının birçoğu, bugün Suriyeli Müslümanlara “Beşşar’dan başka ilah yok” sloganıyla yapılan vahşi katliamların arkasında gerçekte İran ve Hizbullah’ın olduğunu göremiyor. Dolayısıyla, onlardan “İran’a karşı birleşin” diyen Yusuf El Karadavi’yi anlamaları da beklenemez. Türkiye’de maalesef güçlü bir İran lobisi var ve devrimden beri “Humeynicilik” ekolünden yetişenler İslami kesimin her yanına yayılmış durumdalar. İslami cemaatlerde, resmi ve sivil medya organlarında, sivil toplum kuruluşlarında, siyasi partilerde ve hatta iktidar çevrelerinde… Suriye konusunda en büyük kara propagandayı ve gerçekleri sulandırmayı da onlar yürütüyor. Hamas lideri Halit Meşal’in “ümmet için dönüm noktası” diyerek övdüğü “Arap Baharı”na “Kanlı Bahar” diyen Baas sözcüsünü de aynı kesim cilalayıp parlatarak Türkiye’nin başına bela etti. Hükümetin İran lobisiyle yüzleşmeden Suriye konusunda sağlıklı adımlar atabilmesi mümkün görünmüyor. Suriye’deki katliamlara verdiği doğrudan destek nedeniyle İran ve Hizbullah’ı eleştiren Yusuf El Karadavi şimdi İran lobisinin “itibarsızlaştırma” ve “iftira” kampanyasıyla karşı karşıya kalacak. Mısırlı alimi çoktan hedef tahtasına oturtmuşlardı fakat yukarıdaki sözlerinden sonra atılan çamur oranı mutlaka artacaktır. Daha önce Suriyeli alim Said Havva’ya da yaptıkları gibi… İsmail Yaşa - 21 Mart 2012 - Milat |
||
03-21-2012, 22:54 | #8 | |||
Suriye'liler, Beşşar Esed'in, İsrail'in favori diktatörü olduğunu çok iyi biliyorlar... Beşşar Esed kafirinin kardeşi Mahir Esed'in emrindeki 4. Tümen, Suriye'deki şehirlere saldırdıkça, birçok Suriye'li ''Deyyus Mahir, tanklarını alıp Golan'a gitsene!..'' diye haykırıyordu!.. Beşşar Esed'in kuzeni ve Suriye'nin en zengin işadamı olan Rami Mahluf şöye demiştir: ''Suriye'nin istikrarı, İsrail'in istikrarıdır. Biz gidersek, İsrail'in Golan'daki güvenliği tehlikeye düşer!..'' Bu gerçeklere rağmen Türkiye'deki İran-Şia lobisinden birçok kişi sözde anti-İsrail söylemleriyle ve ''direniş ekseni'' palavlarıyla Suriye'deki Nusayri-Baas rejimini savunmaya çalışmıştır , Hamas'ın Suriye'yi terketmesine ve Beşşar Esed'e karşı Suriye Devrimi'nden yana tavır almasına rağmen hala bazıları utanmadan Suriye Devrimi'ni karalamaya ve Suriye'deki İslam düşmanı Nusayri-Baas rejimini savunmaya çalışmaktadır!.. Bu da Baba Amr'dan Halidiye'ye yaşananlardan görüntülerin yer aldığı bir şarkı:
Konu werret tarafından (03-21-2012 Saat 23:02 ) değiştirilmiştir.. |
||||
03-22-2012, 00:32 | #9 | ||||||
21 Mart 2012, Dera, Özgür Suriye Ordusu'nun yeni kurulan el-Cezire tugayı...
Hama...
|
|||||||
03-22-2012, 00:43 | #10 |
Kardavi'ye bile laf edilir burda bilginiz ola...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|