07-25-2009, 11:10 | #1 |
Bağnazlık! Ayşe BÖHÜRLER - Yeni şafak
Cübbeli Ahmet Hoca'yı ilk defa görenlerden birisiyim. Sert, ciddi, katı bir hoca beklentisi ile ekranlarının başına oturan herkes gibi hayal kırıklığına uğradığımı itiraf ediyorum. Fatih Altaylı'nın konuğu olan Hoca, eminim bir çok kişiyi ekran karşısına kilitledi. Ekranlardaki Cübbeli Hoca, hoş sohbet, inandığı gibi konuşan sevimli bir dini şahsiyet profili ile hepimizi şaşırttı. Görüntüye bakıp “aman Allah'ım Cumhuriyet Türkiyesi'nde bu tablo” nefreti ile ekranlarını kapatanlar çok şey kaçırdı diye düşünüyorum. İnanıp inanmamak, fikirlerine katılıp katılmamak ayrı meseleler. Ancak din gibi önemli bir alanda dinleyecek insan bulmakta zorlandığımız ortada. Çünkü mevcut dünya düzeni, insanların dini alanda ihtiyaçları olabileceği gerçeğini görmezden geliyor. Din adamı, imajını alaycı ve çağdışı figürlerle özdeşleştirerek böyle bir ihtiyaç alanını yok edeceğini düşünüyor. Nitekim Sovyet modelinde bunun en acımasızca örneği uygulandı ancak başarısız oldu. “Rusya'da Tanrıya Dönüş” kitabı sanırım 1970 lerde basılmıştı. Yaklaşık bir 10 yıl önce Cevat Akşit hoca ile Hayat Dersleri programını başlattığımızda bu ihtiyacı gelen izleyici ilgisi içinde görmüştük. İyi bir konuşmacı, içten ve samimi bir şekilde din anlattığında her kesimden büyük ilgi görüyor. Toplumdaki din algısına zaman zaman eleştiri getirenlerden birisi olarak, inanıyorum ki; dini anlayışın çarpıklığının nedenlerinin başında, dini eğitime ilişkin doğru bir modelin olmayışı geliyor. Evet bu halk din diye hikaye dinlemekten hoşlanıyor, defalarca abdest gusul şartlarını soruyor, büyü- cin meselerine çok ilgi duyuyor ancak yine de soruyor, bilmek istiyor asıl önemli olan bu. Aynı halk, çocuğunu kendisinden daha iyi dini eğitim alsın diye imam hatip okullarına gönderiyor. “Hem dünyasını hem ahiretini öğrensin” formülüdür bu talepteki en önemli neden. Din eğitimi meselesi sadece Türkiye'de değil bir çok ülkede önemli bir mesele olarak karşımızda duruyor. Önemli; çünkü kişisel mutluluğu ve huzuru etkiliyor. Çağdaş dünyada dinler geri dönüyor evet ama bireysel haklar çerçevesinde, kurumlar olarak değil. Mesele;İslam devleti kurmak değil, mesele; devletin rejimi ne olursa olsun kişinin kendi dünya ve ahiretine ilişkin kaygısıdır. Kısaca iç huzurudur. … Din eğitimi meselesi Almanya'da tartışılıyor. Alman Anayasası'na göre din dersleri cemaatler tarafından denetlenebiliyor. Mesela Hristiyanlık ile ilgili derslerin içeriği ve hocaları Kiliseler tarafından belirleniyor. Ancak Müslümanlar bir cemaat kategorisinde görülmediği için, verilecek dini eğitimi içeriğinin ve hocalarının tayini yasalar açısından bir sorun. Ancak model arayışları ve eyaletler düzeyinde denemeleri sürüyor. Çünkü orada yaşayan Müslümanların yüzde 76'sı İslam ya da Alevi din dersi talep ediyor. Geçtiğimiz ay Federal Göç ve Mülteciler Dairesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Almanya'da 3,8 ile 4,3 milyon arasında Müslüman yaşıyor. Tahmini rakamlara göre Müslümanlar, Almanya nüfusunun yüzde 4,6 – 5,2'sini meydana getiriyor. Müslümanların yüzde 55'i geldikleri ülkenin vatandaşı, yüzde 45'i de Alman vatandaşlığına geçmiş durumda. Türkler, Almanya'daki Müslümanların yüzde 63'ünü teşkil ediyor. yüzde 36'sı kendini “dini inancı güçlü”, yüzde 50 si “inançlı” olarak görüyor. Yüzde 20'si kadarı dini dernek ve cemaatlerde örgütlü olduğu kaydediliyor. Müslüman kadınların yüzde 70'i başörtüsü takmıyor. İkinci kuşak arasında başörtüsü takanların oranı ise yüzde 17. Yüzde 7'si kız öğrencilerini dini gerekçelerden ötürü spor ve yüzme dersine göndermiyor. Müslümanlar arasında Türkler, eğitim seviyesi en düşük kesim olarak öne çıkıyor. Din eğitimi ya daTürkiye özelinde İmam Hatip tartışmaları yaparken, sosyolojik verileri bir tarafa bırakarak kendi varsayımlarımız üzerinden konuşmak, çağdaşlığı değil bağnazca bir tutumu yansıtıyor sadece. Mesele imam yetiştirmek değil, imam hatip okulları da değil (bence de imam hatip okulları miladını doldurmuştur), mesele insanların dini eğitim ihtiyacıdır. Müslümanların nüfusun yüzde 4'ünü geçtiği Almanya'da bu konuda bir model arayışı var. Nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olarak gösterilen Türkiye'de ise arayış bir yana hala “İmam meslek okulları” tartışması yapılıyor. Modern Türkiye tarihi içinde yüzümüz gözümüz batıya mı, doğuya mı, nereye döndü anlamadım gitti!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|