Hocam konusunu açtım.

http://www.akpartiforum.com/uyap-ned...52#post1042952

Bir birey bile savcıya direk ihbar verebilir. Savcı gizli soruşturma açabilir. Hukuken bir sıkıntı asla yok.

Hocam sizin kabul edip etmemeniz önemli değil yasa böyle. Hatta bakan hakkında bile soruşturma varsa bakanın haberi olmayabilir.

Yargı bağımsızlığı bunu gerektirir.

Hangi yasa, polis memurlarının amirlerine bilgi vermeden soruşturma yapabileceklerini söylüyor? Yargı bağımsızlığı, şube müdürlerinin emniyet müdüründen gizli iş yapmaları değildir. Adama sorarlar "kimin polisisin sen?" diye. Ne diyecekler? "Biz, muhtemel CHP-MHP faşizm koalisyonunun polisleriyiz; amirlerimiz ise Müslüman Türk Milleti'nin hükümeti olan Türk Siyasi Tarihi'nin gelmiş geçmiş; en iyi, en doğru ve en başarılı siyasi partisi olan AK Parti'nin polisleridir." mi diyecekler?

Türkiye'de artık 12 Eylül 1980 öncesinde olduğu gibi sağcı polis solcu polis bölünmesi yok Allah'a şükürler olsun. Polis, hükümetin ve dolayısıyla milletin emrindedir. Hükümetinin, milletinin aleyhinde çalışanlar polislik yapmaktan çıkmışlardır.

Polis memurlarını bulundukları görevlere ülkeyi yönetmekte olan hükümet getirmektedir. Devlette hükümetin emrinde çalışan görevli hiç kimse, milletin hükümetinin aleyhinde iş yaparak Türkiye'de bir faşist koalisyon (CHP-MHP faşizm koalisyonu) kurulmasına çalışmamalıdır.

Hocam dediğim yeri okumamışsınız.

Gizlilik varsa sorumluluk savcıdadır. Savcının bu yetkisi vardır.

İçişleri Bakanına soruşturmadan haber versinler demiyorum hocam. Polisin içinde sanki Türk Milleti'nin ve dolayısıyla onun meşru temsilcisi olan AK Parti Hükümeti'nin polisleri ve muhtemel CHP-MHP faşizm koalisyonunun polisleri gibi bir ayrım durumuna getirilmesine itirazım var. Şube müdürleri bir üst amirlerine haber vermiyorlar ve böyle büyük bir yolsuzluk operasyonundan İstanbul Emniyet Müdürü'nün haberi olmuyor. Bu ne demektir? Biz, CHP-MHP faşizm koalisyonunun polisleriyiz, İstanbul Emniyet Müdürü ise Türk Milleti'nin ve dolayısıyla Türk Milleti'nin meşru iktidarı olan AK Parti Hükümeti'nin polisidir demektir.

Kimse, Türk Emniyeti'ni 12 Eylül 1980 öncesinin karanlık günlerindeki gibi sağcı polis solcu polis ayrımına götürmeye çalışmasın. Polis içinde bir ayrışmayı kabul edemeyiz. Bütün polisler, Türk Milleti'nin ve dolayısıyla Türk Milleti'nin meşru iktidarı hangi iktidar ise onun polisleridirler.

Hükümetin polisi, hükümete karşı operasyona girişiyor; böyle bir şeyin kabul edilmesi mümkün değildir. Kendisini CHP-MHP faşizm koalisyonunun polisleri olarak gören polisler varsa, onlar görevlerinden istifa etmeli ve 2015 Genel Seçimini beklemelidirler.

Müslüman Türk Milleti'nin düşmanları, Büyük Türkiye davasını engellemek ve Büyük Türkiye davasının yürütücüsü AK Parti'yi iktidardan düşürmek için 2015 Genel Seçimine kadar her türlü şeyliği (Google'da Kanal B + Nahit Duru yazarsanız her türlü şeyliğin ne olduğunu anlayabilirsiniz) yapmaktan çekinmeyeceklerdir. 2009 Yerel Seçiminde dindarların oyunu bölmek için AK Parti'ye karşı Saadet Partisi'ni kullanarak Saadet Partisi'ni her türlü şeyliklerinin aracı olarak kötü emellerine alet emişlerdi.

Türkiye'nin ve Müslüman Türk Milleti'nin düşmanlarının her türlü şeylik, mizaçlarına, karakterlerine sinmiştir. Kış kışlığını yaptığı gibi, AK Parti'nin karşıtları da her türlü şeyliklerini yapmaktan vazgeçmezler. 2011 Genel Seçiminde Etro Kemal Balonu'nu şişirerek CHP-MHP faşizm koalisyonunu kurdurmak için bütün güçleriyle çalıştılar. 2011 Genel Seçiminde başaramadılar; ama vazgeçmeyeceklerdir. 2015 Genel Seçiminde de, CHP-MHP faşizm koalisyonunu kurdurmak için her türlü şeyliklerini yapacaklardır. 2015 Genel Seçiminde AK Parti'yi iktidardan düşürebilirlerse, işte o zaman Büyük Türkiye davasını bitirip, sonra da katliamlarla Kürt sorununu çözebilecekleri beyinsizliğiyle Kürtçüleri katliamlara uğratabilirler Allah korusun.