|
![]() |
#1 | |
![]() Alıntı:
![]() |
||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Benim bakış açım daha çok işin nostalji tarafıdır. Eskiyi ya da çok eskiyi yaşamadık belki ama ,ben kendi adıma ,yaşmamamıza rağmen hep o günlerin özlemini çekerim. Büyüklerimizden duyduğumuz o gaz lambalı tv'lerin olmadığı sohbet geceleri,sütün yoğurdun dışardan alınması,İstanbul sokaklarının o siyah beyaz resimlerinin şimdi ki renkli halinden bile güzel olması ,domatesin hormonsuz ,komşuluk ilişkilerinin sorunsuz olduğu yılları büyüklerimiz sık sık anlatır ve baya bir ilgi duyarım. Benim bu bakkal olayına yaklaşımım da bunun bir uzantısı olmalı. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kültürel yönden güzel diyosun, peki 2 yada daha fazla bakkal amca dese gelin su işi az yenileyelim. Az büyütselerde ufak market açsalar.
Bakkal amca kimliği altına sıgınan diğer uyanıklara vergi kaçırtmasalar? Bu bir girişimcilik işidir ve her insan beceremez buradada devreye yaptırımlar girebilir. Bakkal yine muhabbet eder, sadece fiş keserek. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Arkadaşlar lütfen dikkatlice okuyalım harika bir yazı Atilla Yayla'dan
Korumacılık devletçiliği besler. Devlete ister ekonomik ister sosyal-ahlaki gerekçelerle toplumsal hayata müdahale hakkı vermek tilkiye kümes emanet etmekle eşdeğerdir. Bu devlet gücünü kullananları azdırır ve haksız kazanca boğar. Devletlerin fakirleri daha çok gözettiği tezi bir masaldır. Devletler her zaman güçlülerden yanadır. Güçlüler ise bürokratlar, politikacılar, onlara eklemlenen asalak zenginlerdir. İşçi, köylü, esnaf devletten menfaat elde edemez. Bir elde eder görünürse iki kaybeder. Elde ettiğini de yine diğer güçsüz toplum kesimlerinin aleyhine elde eder. O yüzden devleti korumacılık yoluyla toplumsal hayata müdahaleden uzak tutmak devleti meşru sınırları içinde tutabilmek için şarttır Serbest ticaret kaynakları etkin oldukları alanlarda kullanıma yönlendirirken korumacılık tam tersini yapar. Kaynak tahsisini çarpıtır. Kaynakları çoktan çekilmeleri gereken sahalarda ve terk edilmiş olması gereken teknik ve yöntemlerle kullanılmaya mahkum eder. Bu fakirlik üretir. Artan fakirlik paylaşım kavgasını yoğunlaştırır. Korumacılık keyfidir. Kimin kime karşı korunacağına karar vermek eninde sonunda keyfi bir karardır. Sınırlar nerede çizilecektir ve korumacılık nerede son bulacaktır, bilinmez. Bugün bakkallar süpermarketlere karşı korunma istiyor ama bakkalların eski çerçilerin yerini aldığı unutuluyor. Çerçiler daha az erdemli ve daha az kıymetli insanlar mıydı ki hızla şehirleşen Türkiye'de doğmakta olan bakkal esnafına karşı korunmadı? Son otuz senede korumacılık uyguluyor olsaydık veya mevcut korumacı politikaları takip etseydik ben bu yazıyı bilgisayarla değil daktiloyla yazıyor olurdum. Siz bugünkü konforlu aracınıza değil efsanevi Reno 12 veya Anadol otomobile biniyor olurdunuz. Daktilolar ilk çıktığında hayatını elle yazarak kazananlar kim bilir ne sıkıntılar çekmiştir. Otomobillerin yaygınlaşması at arabalarıyla insan ve eşya taşımacılığı yapan insanları nasıl da sahneden silmiştir. Konfeksiyon atölyelerinin gelişmesi yarım asır öncesinin gözde mesleği terziliği ve terzileri kim bilir ne acılarla yüzleştirmiştir. Hayatın akışı budur. Belli meslekler silinmiş veya o işi yapanlar emekliye ayrılmak zorunda kalmıştır. Ama onların çocukları babalarını ekonomik alan dışına iten gelişmeler sayesinde meslek ve iş sahibi olmuştur. Babaları korunsaydı çocukları işsizliğe, en iyisinden baba mesleğine mahkum olurdu. O zaman hayat durağanlaşır ve refah seviyesi asla yükselmezdi. Ekonomik hayatın nasıl aktığı bellidir. Devletçi masallara inanmamalı, devleti lehimize başkalarına baskı uygulamaya çağırmamalıyız. Korumacılık hem adalete aykırıdır hem de etkinsizlik yaratıcı bir yöntemdir. Kimse toplumları Tanrısal bir yönetim ve denetime tabi tutabileceği hayaline kapılmasın. Herkes önüne baksın ve kendisi için en iyi işi en iyi şekilde yapmaya çalışsın. Konu Ukbâ tarafından (04-05-2010 Saat 16:12 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
Mademki serbest ekonomi modeli uygulanıyor. O zaman bu göreceli değildir. Kişilere ve kurumlara ayrı yaklaşımda bulunulmaz. Bakkallar sizin değişinizle bakkal amcalar benim değişimle yeni uyanık abiler basit usulde kalalım yıllık 150 200 lira vergi verelim bize karısmayın dememelidir. Türkiyede binlece bakkal var ve cok büyük para akısı var bunun vergisi alınmazsa diğer sektörlerden karsılanır bunun acıgı buda ne olacak bu memleketin hali dedirtir millete. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Ukba kardeşim benim söyleyeceklerimi, anlatacaklarımı neşretmişsin.Daha bunun üstüne laf olurmu.Ama market işi benim işim değil ben sadece kontrol mekanizmasıyım.Sende bunları bilir iken neden hala bana sarkarsın anlamış değilim ukbacım.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Bizim yörenin domatesleri yine hormonsuz dur dostum rahatlıkla tüketebilirsiniz.
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Maliye müfettişlerini Ve Belediye zabıtalarını daha aktif bir yapıya büründürülmesi gerekiyor Belediye zabıtaları yattığı yerden para kazanıyor .. Bakkalın olması gereken yer var olmaması gereken yer var ..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Millet zaten nefes alamaz duruma gelmiş,zaten vergiyi veren alt kesim zabıtadan ziyade devlet yere sağlam bassın ki büyük şirketlerden vergilerini alsın türkiyedeki bakklları toplasan alacağın vergiyi birtane iş adamından alırsın.Herşey bitti evine üç kuruş para götüren garibim mahalle arasında çocuklara balon,şeker satacağım diye yırtınan adamamı sıra geldi ben karşıyım vergi sistemini,vergi alınması gereken kuruluşları dizayn edip deve yüküyle kaçıranların ensesinden yakalamak makul ve mantıklı.bakın doğan grubuna ve daha birçok büyük işletmelere kaçı vergi veriyor ki...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Bu zaten kesin birşey değil sadece görüşülüyor.
Ama duygu sömürüsünü milletçe bırakmadıkça ne devlet üsttekinden alabilir, nede alttaki kendi verir. Yolunu bulan gider... Aşağı doğru gitmek kolaydır ama manzara yukarıdan izlenir. Herkes elini taşın altına koyacak. Doğan holdinge değinmissinizde onun başına gelenler ortada. Bunca yılın düzenini bir günde yıkamassın, yavaş yavaş akıllıca kararlılıkla. Zaten konu okadarda dramatik değil, tek denen birleşin aranızda güçlenin. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|