Başbakan’ın gelmesinden niye şikâyetçiler?...(ALİ KARAHASANOĞLU) - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Gönülden** · 11-03-2008, 10:06

Güneydoğu’daki insanlarımızın sözcülüğüne soyunan, özellikle ateist kafalı siyasi partilerin sözcüleri, “Ankara bize ilgi göstermiyor. Kamu hizmetleri Batı’ya sunulduğu ölçüde Doğu’ya getirilmiyor. Güneydoğu insanı eziliyor” demiyorlar mıydı?
Bu sözlerde haklılık vardır ya da yoktur, ayrı bir tartışma konusu.
Ama şimdi, Başbakan o bölgeye gidiyor. O bölgeyi önemsiyor.. Başbakan’ın, o bölgenin insanlarının ayaklarına gelmesi ile her şey güllük gülistanlık olmaz ama, bu da bir adım değil midir ki; karşı çıkılıyor?
Bugüne kadar Başbakanlar yeterli ilgiyi göstermediler, o bölgeye gitmediler, şikâyetçi oldunuz.
Şimdi bugünün Başbakanı ayağınıza geliyor, yine şikâyetçi oluyorsunuz..
Bu nasıl bir iş?
Tabiî sorum, Güneydoğu Bölgesi’nin insanlarına değil.
Mütedeyyin Güneydoğu insanı üzerinden, kendilerine rant devşiren ateist kafalı politikacılara..
Şu işe bakar mısınız; yıllardır süren bir terör olayı var. Bir siyasi parti, dış devletlerden aldığı destekle, neredeyse bu terör hareketlerine açık açık destek veriyor. Anayasa Mahkemesi, bu partiyi kapatmaktan bile korkuyor..
Soruyorsunuz, “Terör eylemlerini kınıyor musunuz?” diye..
“Ama” diye başlayan cümlelerle, Güneydoğu insanının ezilmişliğinden, geri bırakılmışlığından, çaresizliklerinden, kamu hizmetlerinden yeterince yararlanamamasından bahisler açıp, terör eylemlerine kendilerince gerekçe üretiyorlar..
O zaman buyurun, bu hükümet, biraz daha fazla o bölgeye hizmet getirmek istiyor, siz de yardımcı olsanıza!..
Hayır..
Onların derdi, gerçekten o bölgenin insanlarının kamu hizmetlerinden yeterince yararlanması değil ki..
Hatta biraz abartılı bulanlar olabilir, onlar bölgeye kamu hizmeti gelmesini bile istemiyorlar..
Çünkü o takdirde, istismar edecekleri bir şey kalmaz ki..
Bakın milletvekillerinin kafa yapılarına.. Seçen insanlar namazında - niyazında insanlar.. Seçilenler ise ateist kafada..
Çok açık bir kafa farklılığı var aralarında..
Düne kadar itiraz ediyorlardı, “Kürtçe bir şarkı bile söyleyemiyoruz” diye...
“Türkçe şarkı söylenebildiğine göre, o bölgedeki insanlar da, Kürtçe şarkı söylesinler. Ne var bunda” denildi, yasak kalktı..
“Biz sadece kendi düğünümüzde değil, devlet televizyonundan da Kürtçe yayın yapılmasını istiyoruz” dediler.
“Madem televizyondaki yayınlar, ülke insanı için yapılıyor. Türkçe bilmeyen Kürt vatandaşlarımızın da yararlanacağı şekilde, onların anlayacağı dilde yayın yapılsın. Bunda bir art niyet aranması doğru değil” denildi, TRT’de Kürtçe yayınlara başlandı..
Çocuklarına “Kürtçe isim” vermek isteyen vatandaşlarımız, eskiden nüfus müdürlüğünden geri çevriliyordu.
“İngiliz Tony, Türk vatandaşı olduğunda, ondan ismini değiştirmesini isteyemiyoruz. O zaman, Kürt vatandaşın çocuğuna Azad ismi vermesine niye engel çıkarıyoruz” denildi, ve bu konuda da gerekli adımlar atıldı.
Birçok alanda, benzer iyileşmeler yapıldı.
Şimdi, bölgede ekonomik yapının da sağlamlaştırılması için ciddi adımlar atılmak isteniyor.
Bölge insanının haklarını savunma iddiasıyla yola çıkan siyasiler, niye bu gelişmelere karşı çıkıyorlar?
Tutturmuşlar; bir teröristin etrafında dönen dedikoduları.. Yok saçları kesildi, yok dayak yedi, yok tecrit edildi..
İyi de beyler; sizin amacınız, milyonlarca Güneydoğu insanının temel özgürlükleri, sosyal hakları mı, yoksa İmralı’daki bir teröristin rahat içinde yaşaması mı?
Bu nasıl bir insanlık anlayışı?
Sergilediğiniz politika ortada işte..
“Terörist Apo’ya kötü muamelede bulunuldu” iddiası ile ortaya çıkıyorsunuz, binlerce insanı sokaklara döküp, yüzlerce insanın birbiri ile kavga etmesine, dayak yemesine, eziyet görmesine, dükkanların yakılıp yıkılmasına sebebiyet veriyorsunuz.
Bir tane terörist için, bölgedeki insanların huzurunu kaçırmaya ne hakkınız var sizin?
Bölge insanının menfaatlerini savunan insanlar, bir tane teröristi öne çıkarıp, binlerce insanın haklarını tehlikeye düşürür mü hiç?
Sizin hedefiniz, Apo’nun rahatı mı, bölge insanının rahatı mı? Açıklayın da, herkes bilsin!..

11-03-2008, 10:06	#1
Kullanıcı Adı Gönülden	Başbakan’ın gelmesinden niye şikâyetçiler?...(ALİ KARAHASANOĞLU) Güneydoğu’daki insanlarımızın sözcülüğüne soyunan, özellikle ateist kafalı siyasi partilerin sözcüleri, “Ankara bize ilgi göstermiyor. Kamu hizmetleri Batı’ya sunulduğu ölçüde Doğu’ya getirilmiyor. Güneydoğu insanı eziliyor” demiyorlar mıydı? Bu sözlerde haklılık vardır ya da yoktur, ayrı bir tartışma konusu. Ama şimdi, Başbakan o bölgeye gidiyor. O bölgeyi önemsiyor.. Başbakan’ın, o bölgenin insanlarının ayaklarına gelmesi ile her şey güllük gülistanlık olmaz ama, bu da bir adım değil midir ki; karşı çıkılıyor? Bugüne kadar Başbakanlar yeterli ilgiyi göstermediler, o bölgeye gitmediler, şikâyetçi oldunuz. Şimdi bugünün Başbakanı ayağınıza geliyor, yine şikâyetçi oluyorsunuz.. Bu nasıl bir iş? Tabiî sorum, Güneydoğu Bölgesi’nin insanlarına değil. Mütedeyyin Güneydoğu insanı üzerinden, kendilerine rant devşiren ateist kafalı politikacılara.. Şu işe bakar mısınız; yıllardır süren bir terör olayı var. Bir siyasi parti, dış devletlerden aldığı destekle, neredeyse bu terör hareketlerine açık açık destek veriyor. Anayasa Mahkemesi, bu partiyi kapatmaktan bile korkuyor.. Soruyorsunuz, “Terör eylemlerini kınıyor musunuz?” diye.. “Ama” diye başlayan cümlelerle, Güneydoğu insanının ezilmişliğinden, geri bırakılmışlığından, çaresizliklerinden, kamu hizmetlerinden yeterince yararlanamamasından bahisler açıp, terör eylemlerine kendilerince gerekçe üretiyorlar.. O zaman buyurun, bu hükümet, biraz daha fazla o bölgeye hizmet getirmek istiyor, siz de yardımcı olsanıza!.. Hayır.. Onların derdi, gerçekten o bölgenin insanlarının kamu hizmetlerinden yeterince yararlanması değil ki.. Hatta biraz abartılı bulanlar olabilir, onlar bölgeye kamu hizmeti gelmesini bile istemiyorlar.. Çünkü o takdirde, istismar edecekleri bir şey kalmaz ki.. Bakın milletvekillerinin kafa yapılarına.. Seçen insanlar namazında - niyazında insanlar.. Seçilenler ise ateist kafada.. Çok açık bir kafa farklılığı var aralarında.. Düne kadar itiraz ediyorlardı, “Kürtçe bir şarkı bile söyleyemiyoruz” diye... “Türkçe şarkı söylenebildiğine göre, o bölgedeki insanlar da, Kürtçe şarkı söylesinler. Ne var bunda” denildi, yasak kalktı.. “Biz sadece kendi düğünümüzde değil, devlet televizyonundan da Kürtçe yayın yapılmasını istiyoruz” dediler. “Madem televizyondaki yayınlar, ülke insanı için yapılıyor. Türkçe bilmeyen Kürt vatandaşlarımızın da yararlanacağı şekilde, onların anlayacağı dilde yayın yapılsın. Bunda bir art niyet aranması doğru değil” denildi, TRT’de Kürtçe yayınlara başlandı.. Çocuklarına “Kürtçe isim” vermek isteyen vatandaşlarımız, eskiden nüfus müdürlüğünden geri çevriliyordu. “İngiliz Tony, Türk vatandaşı olduğunda, ondan ismini değiştirmesini isteyemiyoruz. O zaman, Kürt vatandaşın çocuğuna Azad ismi vermesine niye engel çıkarıyoruz” denildi, ve bu konuda da gerekli adımlar atıldı. Birçok alanda, benzer iyileşmeler yapıldı. Şimdi, bölgede ekonomik yapının da sağlamlaştırılması için ciddi adımlar atılmak isteniyor. Bölge insanının haklarını savunma iddiasıyla yola çıkan siyasiler, niye bu gelişmelere karşı çıkıyorlar? Tutturmuşlar; bir teröristin etrafında dönen dedikoduları.. Yok saçları kesildi, yok dayak yedi, yok tecrit edildi.. İyi de beyler; sizin amacınız, milyonlarca Güneydoğu insanının temel özgürlükleri, sosyal hakları mı, yoksa İmralı’daki bir teröristin rahat içinde yaşaması mı? Bu nasıl bir insanlık anlayışı? Sergilediğiniz politika ortada işte.. “Terörist Apo’ya kötü muamelede bulunuldu” iddiası ile ortaya çıkıyorsunuz, binlerce insanı sokaklara döküp, yüzlerce insanın birbiri ile kavga etmesine, dayak yemesine, eziyet görmesine, dükkanların yakılıp yıkılmasına sebebiyet veriyorsunuz. Bir tane terörist için, bölgedeki insanların huzurunu kaçırmaya ne hakkınız var sizin? Bölge insanının menfaatlerini savunan insanlar, bir tane teröristi öne çıkarıp, binlerce insanın haklarını tehlikeye düşürür mü hiç? Sizin hedefiniz, Apo’nun rahatı mı, bölge insanının rahatı mı? Açıklayın da, herkes bilsin!..

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)