Başbakan Erdoğan seçim tarihini açıkladı - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Necip Fazıl** · 11-06-2012, 21:05

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu, terörden, büyükşehir tasarısına, kredi notunun arttırılmasından ana muhalefet ve MHP'nin verdiiği gensoru önergelerine değindi. İşte Erdoğan'ın Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı o konuşma;

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'Milletin sinesinden doğmuş güçlenmiş bir parti olarak milletimizin hissiyatını en iyi şekilde anlamaya çalışıyoruz. Diyoruz ya biz dertliyiz biz sevdalıyız diye. Bizim derdimiz milletimizin derdi. Bizim siyasetimiz zümre siyaseti elit siyaseti değil. Hizmet siyasetidir.

Bİzim siyasetimiz bir etnik grubu bir bölge insanını değil 75 milyon vatandaşımızın tamamını kucaklamaya yöneliktir. Bunun için istişare toplantılarında bütün meseleleri ortaya koyuyor. Arkadaşlarımızın tespit ve önerilerini değerlendiriyoruz. Bunun sonucunda yapılması gereken somut konularda arkadaşlarımızı görevlendiriyoruz.

Yılda 2 defa tekrarladığımız istişare toplantısı geleneğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu toplantılarda gerekli desteği sağlayan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

EKONOMİ

Son günlerde ekonomimizle ilgili sevindirici haberleri alıyoruz. Perşembe günü ihracat rakamları açıklandı. 124,8 milyar doları buldu. Ekonomimizin lokomotifi olarak gördüğümüz ihracattaki artışı bundan sonrada her türlü önlemi almak suretiyle arttıracağız. Bundan sonraki dönemlerde de ihracatımızın artması noktasında ilgili arkadaşlarımız olsun girişimlerimiz olsun bu süreci devam ettiyorlar.

Ekim ayı enflasyon rakamları açıklandı. Sıkı para ve maliye politikaları sayesinde enflasyonu kontrol altında tutuyoruz. Dün Fitch Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyesine yükseltti. Bu not arttırımı ülkemize gelecek yatırım için önemli teşvik sağlayacaktır. Bu kararın açıklanmasıyla borsa tarihi bir zirveyi gördü. Bir çok uluslararası yatırımcı yatırımlarında yatırım yapılabilir ülkeleri seçiyor. Bunun için bu kararı gecikmiş ama doğru buluyor ve hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

Biz bu kararı doğru bulmakla birlikte bu kararı gecikmiş buluyoruz. Türkiye'nin genel ekonomik performansı zaten yatırımcılar tarafından doğru anlaşılıyor. 1 milyar doların altında gerçekleşen yatırımların son 11 yılda 10 milyar doları aşması da görünen bir gelişmedir. Uluslararası pek çok yapı gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarında da bir yenilenme gerekmektedir. Siyasi bir anlayış istemiyoruz. Bu açıklamalar dünyayı aldatıyor.ç

DÜnyadaki krizlerin yeniden yapılanma zorunluluklarını getirebiliyor. Önümüzdeki dönemde toplumların kaderinde etkili olan yapılarda yeniden yapılanma süreci olması gerektiğini düşünüyoruz.

Kimse bu gelişmelerin kendiliğinden olduğunu düşünmesin. Getirdiğimiz politikalar her zaman başarılı sonuçlar getirdi. 10 yıl önce bankacılığımızbu seviyede değildi. Şuanda güçlü bankacılık sektörümüz var. Son 10 yılda kişi başına düşen milli gelir ve borçlanma seviyelerinin olumlu değişimi istikrarlı duruşumuzun belirtisidir.

TÜrkiye küresel krizde gerçekten sağlam bir duruş sergiledi. Biz bu kriz bizi teğet geçecek dedik. Nitekim neticesi öyle oldu. Bir çok gelişmiş ülkenin hala atlatamadığı krizi kararlı politikalarla geçirdik. Türkiye ekonomisi 2010 2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına girdi. Bİzim hedefimiz sürdürülebilir büyüme ortamını daimi kılmak. Bu nedenle 2012 yılında cari açığı azaltmaya yönelik politikalarla belirledik. Şimdi cari açıkta düşme eğilimine girdik. Bunun için yapısal reformlara girdik. Çünkü yeterli görmüyoruz.

Ekonomide riskler her zaman ortaya çıkabilir ama önemli olan bunlara hazırlıklı olabilmek. Avrupa ekonomilerinin önünde zorlu dönemeçler bulunuyor. Bazı ülkeler iflasın eşiğinden döndü. Ülkenin siyasi geleceğine yönelik umutlar zayıflıyor. Bİzim hedeflerimiz gerek ulusal gerek uluslararası kurumlar tarafından gerçekçi bulunuyor. Önümüzdeki dönemdede aynı kararlılıkla devam edeceğiz.

ANA MUHALEFET

TÜrkiye'nin ekonomideki performansı ülke içinde ülke dışında dikkatle izlenip takdirle karşılanırken muhalefet hala başka telden çalıyor. Kılıçdaroğlu ekonomiyle ilgili çok yönlü çizelge çizdi. HÜkümetin ekonomik performansını yerden yere vurdu. Bunu Allah'tan kahvaltıdan sonra yaptı. Bir kaç saat sonra Fitch gibi önemli bir kuruluş Türkiye'nin ekonomisinin ne denli iyi olduğunu ortaya koydu.

Kılıçdaroğlu bunu ben söylesem kim bilir ne derdin? Ben çok merak ediyorum bunu duyunca ne yaptın? Ülkesine bu kadar yabancı ilgisiz bir anamuhalefet lideri olur mu? Buna kendi ülkesine şaşı bakmak mı denir? Bunu ben milletimin takdirine bırakıyorum.

Kılıçdaroğlu bizim için TL çok değerli diye neredeyse göbek atacak diyor. Doların değerini niye düşürüyor diye soruyor. İşte ulusalcı düşünce bu. Paramızın değer kazanmasından rahatsız olan bu. Biz paramızın değer kazanmasından dolayı göbek değil can atarız can. Ulusal onurumuz için gerekirse can veririz. Sizin gibi çakma ulusalcılar bunu anlayamazlar.

Bizim ülkeyi 2023'teki hedefimize getiremeyeceğimizi düşünüyor. SOnuçlar konusunda ne kadar tereddütlü olsada bunu benimsemiş gibi görünüyor. 2023 hedefinin patentini sahiplenen Bahçeli de konuyu benimsemiş gibi görünüyor. Ben buna rağmen tekrar seçilmesinden dolayı kendisini tebrik ediyorum.

MHP kongresinde laf kalabalığından başka bir proje göremiyoruz. Her zaman söylüyorum. Lafla peynir gemisi yürümez. Bir gelecek tasavvuru getiremeyenler milletin takdirine mazhar olamazlar. İçinde kararlılık olmayan bir konuşma yapmak sadece siyaset yapıyormuş gibi görünmektir. Bunlara oy veren kardeşlerimde bunu çok iyi biliyor. Bunlara sadece diyorum ki bizi izlemeye devam edin.

AK Parti olarak Türkiye'ye kazandırmaktan şeref duyduğumuz 2023 hedeflerinin milli bir hedef olmasından dolayı memnunuz. Bunun benimsenmesi AK PArti iktidarının 2023'e kadar süreceği anlamına geliyor. Bunun neticesinde muhalefet ve Anamuhalefetin konumlarını korumaya çalıştıklarını söyleyebilriiz. Artık birbirleriyle yarışıyorlar. Bu da bir hedeftir.

Kılıçdaroğluı dün dedi ki "demokrasinin olmadığı yerde sağlıklı bir büyüme sağlayamazsınız" dedi. Biz bunu başından beri söylüyoruz. Sonunda bunu öğrendi. İyi bir öğrenci olacak sonunda. Biliyorsunuz bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Kılıçdaroğlu günde iki defa olmasa bile 40 yılda bir doğru şeyi söylediği için tebrik ediyorum.

Kızılcahamam'da 10 yılda kazandırdığımız hizmetleri geçmiş 79 yıldakinden daha fazla olarak açıkladık. Peki bu hizmetler bizden önce neden yapılamamıştır? Bunların tek nedeni demokrasinin yetersizliğinden meydana gelmiştir. Siz milletin olmadığı bir Cumhuriyetle ülkeyi idare etmeye kalkarsanız elbette Türkiye'yi hak ettiği ekonomik büyümeye kavuşturamazsınız. HUkuku temel hak ve özgürlükleri teehdit olarak görürseniz ne milli gelir yükselir ne de ekonomi düzelir.

3 Kasım 2002de milletin yönetime el koymasıyla bir devrim başladı. AK Parti'nin getirdiği yeniliklerin altında bu özgürlük isteği yatıyor. Sadece çetelere darbecilere karşı mı? Bugün hukuk devleti standartları bu kadar gelişmese uluslararası yatırımcı ülkemize gelmezdi. Yerli yatırımcı güvenle teşebbüste bulunmazdı. Bugün siyaset yenilenmeseydi Türkiye ekonomide dünya rekorları kıramazdı. Hatırlayın yola çıkarken 3Y ile mücadele diye yola çıktık. BU mücadeleyi veren bir iktidar olduk. Bunları büyük ölçüde çözdük.

Bİzim elimizde sihirli deynek yok. Bir gecede bir CV ile genelbaşkanlık koltuğuna oturmanın mühendisliklerinden anlamayız. Bunuda ahlaki bulmayız. Bir taraftan ziyaret edeceksin genelbaşkanını ben aday değilim diyeceksin. ERtesi sabah adaylığını açıklayacaksın. ONdan sonra onu aynı medya dürüst bir genel başkan olarak tanıtıyor. Bizim dayanağımız o medya değil. Milletimizin ta kendisidir.

Aklımız ermeye başladığı günden beri milletimizle adım atıyoruz. En büyük başarımız Cumhurun içinden çıkmamızdır. CUmhurla birlikte adım atmamızdır. Devlet millet kaynaşmasını biz sağladık. Milletin kendisine olan güvenini arttırmak bize nasip oldu. Önümüzdeki günlerde demokrasiyi daha da güçlendirerek Türkiye'yi dünyanın en önemli ekonomilerinden biri haline getireceğiz.

TERÖR OLAYLARI

Terör örgütü gene yüzünü gösterdi. Şemdinli'de yapılan bombalı saldırıda bir evladımız hayatını kaybetti. Bölge halkına zulüm ve eziyetten başka bir şeyi reva görmeyen bu ahlaksızlar nasıl bir zihniyete sahip olduklarını gösterdiler.

Bunlar gerçekleşirken demokratik olduğunu söyleyenler atıp tutanlar sus pus oldular. Üç maymunu oynadılar. Başbakan çok sert konuşuyor diyorlar. Elma şeker mi dağıtacağız? Devlete karşı aslan kesilenler örgütün cinayetleri karşısında süt dökmüş kediye dönüyorlar.

Terrör örgütünün söndürdüğü hayatlar karşısında sessiz kalanlar nasıl demokrat oluyor? Bunlar bu ölüm tuzağının bir parçası haline gelirler.

Biz artık terör bitsin dedikçe bunlar silaha daha çok sarılıyorlar. Şimdi insanları açlık grevine itiyorlar. Sen neden yapmıyorsun bu grevi. Bu eylemler tamamen dışarda yürütülmesi gereken bir mücadelenin cezaevlerindeki genç bedenlere yüklenmekten ibarettir. O cezaevindeki çocukların anne ve babalarına sesleniyorum çocuklarınız üzerinden kendilerine saltanat kurmalarına izin vermeyin. Bunlar sizi ve sizlerin çocuklarını kullanarak ücreti mukabili taşeronluk görevini yerine getiriyorlar. Türkiye'de 75 milyon vatandaşımızın her biri gibi Kürt kardeşlerimizin de dertleri bizim derdimizdir. Birlik olduğumuz zaman birlikte hareket ettiğimiz kafa kafaya gönül gönüle verdiğimiz zaman çözülmeyecek hiçbir mesele yoktur. Şemdinli'de çocuklarının ölümlerinin sebebi olmasına rağmen utanmadan taziyeye gelenleri kovan aileyi kutluyorum. Ancak, bölgede bazı ailelerin çocuklarını okullara göndermediklerini duyuyoruz. Bir ailenin evladına yapacağı en büyük kötülük onu cehalete mahkum etmektir. Ben hiçbir kardeşimin bilerek ve isteyerek böyle bir vebalin altına gireceğini sanmıyorum. Eğer siz kararlı durursanız terör örgütü asla kimseye zarar veremez. Türkiye'nin de Kürt kardeşlerimizin de en büyük sorunu terör örgütüdür. Onlar silaha sahip olabilir bombaya sahip olabilir ama benim kürt kardeşim de imanıyla onların karşısında durabilir. Türkiye'nin ekonomisini beraber büyüttük. İnşallah terör örgütünün üstesinden de beraber geleceğiz. Terörü özellikle son dönemlerdeki bu sıçramalarını geride bıraktığımız zaman Türkiye'nin ekonomi ve demokraside vites yükseltmesi çok daha kolaylaşacaktır. İnşallah o günler de yakındır. Geçtiğimiz on yılda ekonomimizi çökertmek milletimizin iradesini ipodek altına almak isteyenlere eyvallah etmedik. Bugün de terörü kullanarak 2023 hedeflerimizden bizi geride bırakmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz.

BÜYÜKŞEHİR TASARISI

TBMM'de bu hafta büyükşehirlerle ilgili kanun tasarısının görüşmeleri başlıyor. Bu kanunla getirdiğimiz düzenlemenin ilk provasını 2008 yılında İstanbul ve Kocaelinde yaptık ve bu provadan çok başarılı neticeler elde ettik. Örneğin ben belediye başkanlığı yaptığımda mülki sınırlar büyükşehir değildi ama yaşadığımız sıkıntıyı o zamanlardan da biliyoruz. Biz damdan düştük ve damdan düştüğümüz için bunları ele aldık. Bu sistemin gayet ve güzel verimli işlediğini gördüğümüz için şimdi aynı uygulamayı 750 bin ve üzeri nüfusa sahip bütün illerimize yapıyoruz. Artık biz 27 Ekim olayını geride bıraktık ve yerel seçimi de zamanında yapacağız, 2014 Mart. Bizim endişemiz yok ama muhalefet neden bu tür birşeye karşı çıktığını izah edemeden bu işe karşı çıktı. Bizim için bir rahatsızlık yok. İnşallah 2014 Mart ayında normal zamanında biz seçimi yapacağız. Bu defa ileri adım atıyoruz. Büyükşehir olacak illerimizdeki il özel idarelerini de kaldırıyoruz. Artık tek meclisli bir sisteme geçiyoruz. İnşallah atılan adımla birlikte ilçelerimizde ilçe belediyelerimiz o beldeler tabii ki büyükşehirlerde onların mahallesi konumuna geleceği için o hizmetleri çok daha etkin şekilde alacak.

Ana muhalefet partisi Genel Başkanı birşeyler söylüyor ama bunlar belediyecilikten anlamaz. Biraz sonra rakamlarla vereceğim. Bizde öyle belediyeler var ki başkandan başka yanında personeli yok. Bir mimarın bir mühendisin olmadığı yerde belediyecilik mi olur? Muhtarlar, elindeki mühürle hava atıyor. İtalya şehirlerin sayısını azaltıyor. Diyor ki burada hizmet yok yük var. Oraları azaltıyor biz ise oralara hizmet götürmenin erdemini yakalayacağız. Sözünü ettiğim son iki belediyenin bir tek işçisi ve bir tek sözleşmeli personeli yok. Ötekinin Başkan dışında hiçbir personeli yok. Buralarda zaten herhangi bir hizmet verilmiyor bu tür belediyeler de kapatılıyor. Hiç kimse nüfusu 355-367'ye düşmüş yerlerde belediyenin devam etmesi gerektiğini savunamaz. Bu millete haksızlıktır. Bunu yerinde kullanmamız lazım. Bir tarafta tüyü bitmemiş yetimin hakkından bahsedeceğiz sonra da tüyü bitmemiş yetimin hakkını buralarda kullanacağız. Başarılı bir devlet başarılı bir işletme başarılı bir insan ve finansman yönetimi ile olur. Eğer bunu yapamazsanız netice alamazsınız. Ne CHP'nin ne MHP'nin böyle bir derdi yok diğerlerini konuşmaya zaten gerek yok. Belediyelerin kapanması bu yerleşim yerlerindeki vatandaşlarımızın hizmetten mahrum kalacağı anlamına asla gelmez. Buralarda il özel idaresinin imkanları ile inşallah çok daha iyi hizmetlere kavuşacaklar. Bu gerçekleri anlattığımızda vatandaşlarımızın da yaptığımız işi destekleyeceğine inanıyorum.

ALMANYA ZİYARETİ

Geçen hafta Almanya'ya ziyarette bulundum. Vatandaşlarımızla hasret giderdik. Merkel ile temaslarda bulunduk ve açılış yaptık. Bu ziyaret her bakımdan verimli geçti. Avrupa'da 5 milyon civarında kardeşimiz var. Fiili olarak AB üyesiyisz aslında ama AB bunun farkında değil ve olmak istemiyor. Olsa da olmasa da biz yola devam ediyoruz. Bunun 3 milyonu Almanya'da bulunuyor. Biz Avrupa'da yaşayan kardeşlerimizin bulundukları ülkenin vatandaşlığına geçmelerini hep tavsiye ediyor ve teşvik ediyoruz ama asimile olmadan. Bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçen kardeşlerimizin Türkiye'deki haklarını en rahat kullanabilecekleri şekilde tedbirleri de alıyoruz. Onlara da söylüyoruz ki unutmayınız arkanızda Türkiye var. Sayın Merkel iile görüşmemde dedim ki artık şu mavi kartlardan milleti kurtarın. Buralara gelmişler ta 60'lı yıllardan bu yana gelin bunlara vatandaşlık verin. Sizden bize müracaat edenlere vatandaşlık veriyoruz. İnşallah Şubat sonunda buraya gelecek tekrar bu konuyu görüşeceğiz. Vatandaşlarımızın yıllardır hasretle bekledikleri ülkemizdeki genel seçimler var. Bulundukları ülkelerde oy kullanabilecek yasal düzenlemeyi de yaptık. Avrupa'daki kardeşlerimizin siyasi alanda da söz sahibi olmalarını destekliyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde oradaki Türk toplulukları ile STK'lar ile görüştük daha gayretli olmalarını söyledik. Moldova ile vizelerin karşılıklı olarak kalkacağı müjdesini verdik.

Toplu açılışımızın ardından Kızılcahamam'da toplantılarımızı yaptık. Dün de Gençlik ve Spor Bakanlığımızın yeni binasını açtık, akşam yemeğinde Londra Olimpiyatlarına katılan derece alan sporcularımız aileleri ile birlikte oradaydılar. Dün ödüllerini bankaya yatırdık toplu çeklerini de kendilerine sunduk. Bugün toplantımızdan hemen sonra Monaco Prensi ile biraraya geleceğiz öğlen yemeğinde. Gece geç saatlerde de Endonezya'ya hareket ediyoruz. Bu haftaki Meclis çalışmalarına gelince içeri girerken bir müjde daha aldım. MHP 7. Kez Gensoru önergesi verdi. Nihat Ergün Bey'e müjdeler olsun. Merak ettim eskiden arzuhalciler vardı MHP adeta bir arzuhalciye döndü. Ben de diyorum ki daktilosunu TBMM'ye yakın bir yere yerleştirdi ve sürekli gensoru dilekçesi yazıyor. Başka bir görevi yok bunların. CHP ile yarışa girdiler. Yoğun bir şekilde bu gensoru verişleri devam edecek. Kongrenin ardından da böyle bir adımı atmaları manidardır güzeldir. Hayırlı olsun diyorum. Sizleri bir kez daha sevgi ve saygı ile selamlıyor tüm müsiafirlerimize de selam ve sevgilerimi sunuyor sizleri Allah'a emanet ediyorum' diyerek sözlerini sonlandırdı.

İHA

11-06-2012, 21:05	#1
Kullanıcı Adı Necip Fazıl	Başbakan Erdoğan seçim tarihini açıkladı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu, terörden, büyükşehir tasarısına, kredi notunun arttırılmasından ana muhalefet ve MHP'nin verdiiği gensoru önergelerine değindi. İşte Erdoğan'ın Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı o konuşma; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'Milletin sinesinden doğmuş güçlenmiş bir parti olarak milletimizin hissiyatını en iyi şekilde anlamaya çalışıyoruz. Diyoruz ya biz dertliyiz biz sevdalıyız diye. Bizim derdimiz milletimizin derdi. Bizim siyasetimiz zümre siyaseti elit siyaseti değil. Hizmet siyasetidir. Bİzim siyasetimiz bir etnik grubu bir bölge insanını değil 75 milyon vatandaşımızın tamamını kucaklamaya yöneliktir. Bunun için istişare toplantılarında bütün meseleleri ortaya koyuyor. Arkadaşlarımızın tespit ve önerilerini değerlendiriyoruz. Bunun sonucunda yapılması gereken somut konularda arkadaşlarımızı görevlendiriyoruz. Yılda 2 defa tekrarladığımız istişare toplantısı geleneğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu toplantılarda gerekli desteği sağlayan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. EKONOMİ Son günlerde ekonomimizle ilgili sevindirici haberleri alıyoruz. Perşembe günü ihracat rakamları açıklandı. 124,8 milyar doları buldu. Ekonomimizin lokomotifi olarak gördüğümüz ihracattaki artışı bundan sonrada her türlü önlemi almak suretiyle arttıracağız. Bundan sonraki dönemlerde de ihracatımızın artması noktasında ilgili arkadaşlarımız olsun girişimlerimiz olsun bu süreci devam ettiyorlar. Ekim ayı enflasyon rakamları açıklandı. Sıkı para ve maliye politikaları sayesinde enflasyonu kontrol altında tutuyoruz. Dün Fitch Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyesine yükseltti. Bu not arttırımı ülkemize gelecek yatırım için önemli teşvik sağlayacaktır. Bu kararın açıklanmasıyla borsa tarihi bir zirveyi gördü. Bir çok uluslararası yatırımcı yatırımlarında yatırım yapılabilir ülkeleri seçiyor. Bunun için bu kararı gecikmiş ama doğru buluyor ve hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Biz bu kararı doğru bulmakla birlikte bu kararı gecikmiş buluyoruz. Türkiye'nin genel ekonomik performansı zaten yatırımcılar tarafından doğru anlaşılıyor. 1 milyar doların altında gerçekleşen yatırımların son 11 yılda 10 milyar doları aşması da görünen bir gelişmedir. Uluslararası pek çok yapı gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarında da bir yenilenme gerekmektedir. Siyasi bir anlayış istemiyoruz. Bu açıklamalar dünyayı aldatıyor.ç DÜnyadaki krizlerin yeniden yapılanma zorunluluklarını getirebiliyor. Önümüzdeki dönemde toplumların kaderinde etkili olan yapılarda yeniden yapılanma süreci olması gerektiğini düşünüyoruz. Kimse bu gelişmelerin kendiliğinden olduğunu düşünmesin. Getirdiğimiz politikalar her zaman başarılı sonuçlar getirdi. 10 yıl önce bankacılığımızbu seviyede değildi. Şuanda güçlü bankacılık sektörümüz var. Son 10 yılda kişi başına düşen milli gelir ve borçlanma seviyelerinin olumlu değişimi istikrarlı duruşumuzun belirtisidir. TÜrkiye küresel krizde gerçekten sağlam bir duruş sergiledi. Biz bu kriz bizi teğet geçecek dedik. Nitekim neticesi öyle oldu. Bir çok gelişmiş ülkenin hala atlatamadığı krizi kararlı politikalarla geçirdik. Türkiye ekonomisi 2010 2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına girdi. Bİzim hedefimiz sürdürülebilir büyüme ortamını daimi kılmak. Bu nedenle 2012 yılında cari açığı azaltmaya yönelik politikalarla belirledik. Şimdi cari açıkta düşme eğilimine girdik. Bunun için yapısal reformlara girdik. Çünkü yeterli görmüyoruz. Ekonomide riskler her zaman ortaya çıkabilir ama önemli olan bunlara hazırlıklı olabilmek. Avrupa ekonomilerinin önünde zorlu dönemeçler bulunuyor. Bazı ülkeler iflasın eşiğinden döndü. Ülkenin siyasi geleceğine yönelik umutlar zayıflıyor. Bİzim hedeflerimiz gerek ulusal gerek uluslararası kurumlar tarafından gerçekçi bulunuyor. Önümüzdeki dönemdede aynı kararlılıkla devam edeceğiz. ANA MUHALEFET TÜrkiye'nin ekonomideki performansı ülke içinde ülke dışında dikkatle izlenip takdirle karşılanırken muhalefet hala başka telden çalıyor. Kılıçdaroğlu ekonomiyle ilgili çok yönlü çizelge çizdi. HÜkümetin ekonomik performansını yerden yere vurdu. Bunu Allah'tan kahvaltıdan sonra yaptı. Bir kaç saat sonra Fitch gibi önemli bir kuruluş Türkiye'nin ekonomisinin ne denli iyi olduğunu ortaya koydu. Kılıçdaroğlu bunu ben söylesem kim bilir ne derdin? Ben çok merak ediyorum bunu duyunca ne yaptın? Ülkesine bu kadar yabancı ilgisiz bir anamuhalefet lideri olur mu? Buna kendi ülkesine şaşı bakmak mı denir? Bunu ben milletimin takdirine bırakıyorum. Kılıçdaroğlu bizim için TL çok değerli diye neredeyse göbek atacak diyor. Doların değerini niye düşürüyor diye soruyor. İşte ulusalcı düşünce bu. Paramızın değer kazanmasından rahatsız olan bu. Biz paramızın değer kazanmasından dolayı göbek değil can atarız can. Ulusal onurumuz için gerekirse can veririz. Sizin gibi çakma ulusalcılar bunu anlayamazlar. Bizim ülkeyi 2023'teki hedefimize getiremeyeceğimizi düşünüyor. SOnuçlar konusunda ne kadar tereddütlü olsada bunu benimsemiş gibi görünüyor. 2023 hedefinin patentini sahiplenen Bahçeli de konuyu benimsemiş gibi görünüyor. Ben buna rağmen tekrar seçilmesinden dolayı kendisini tebrik ediyorum. MHP kongresinde laf kalabalığından başka bir proje göremiyoruz. Her zaman söylüyorum. Lafla peynir gemisi yürümez. Bir gelecek tasavvuru getiremeyenler milletin takdirine mazhar olamazlar. İçinde kararlılık olmayan bir konuşma yapmak sadece siyaset yapıyormuş gibi görünmektir. Bunlara oy veren kardeşlerimde bunu çok iyi biliyor. Bunlara sadece diyorum ki bizi izlemeye devam edin. AK Parti olarak Türkiye'ye kazandırmaktan şeref duyduğumuz 2023 hedeflerinin milli bir hedef olmasından dolayı memnunuz. Bunun benimsenmesi AK PArti iktidarının 2023'e kadar süreceği anlamına geliyor. Bunun neticesinde muhalefet ve Anamuhalefetin konumlarını korumaya çalıştıklarını söyleyebilriiz. Artık birbirleriyle yarışıyorlar. Bu da bir hedeftir. Kılıçdaroğluı dün dedi ki "demokrasinin olmadığı yerde sağlıklı bir büyüme sağlayamazsınız" dedi. Biz bunu başından beri söylüyoruz. Sonunda bunu öğrendi. İyi bir öğrenci olacak sonunda. Biliyorsunuz bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Kılıçdaroğlu günde iki defa olmasa bile 40 yılda bir doğru şeyi söylediği için tebrik ediyorum. Kızılcahamam'da 10 yılda kazandırdığımız hizmetleri geçmiş 79 yıldakinden daha fazla olarak açıkladık. Peki bu hizmetler bizden önce neden yapılamamıştır? Bunların tek nedeni demokrasinin yetersizliğinden meydana gelmiştir. Siz milletin olmadığı bir Cumhuriyetle ülkeyi idare etmeye kalkarsanız elbette Türkiye'yi hak ettiği ekonomik büyümeye kavuşturamazsınız. HUkuku temel hak ve özgürlükleri teehdit olarak görürseniz ne milli gelir yükselir ne de ekonomi düzelir. 3 Kasım 2002de milletin yönetime el koymasıyla bir devrim başladı. AK Parti'nin getirdiği yeniliklerin altında bu özgürlük isteği yatıyor. Sadece çetelere darbecilere karşı mı? Bugün hukuk devleti standartları bu kadar gelişmese uluslararası yatırımcı ülkemize gelmezdi. Yerli yatırımcı güvenle teşebbüste bulunmazdı. Bugün siyaset yenilenmeseydi Türkiye ekonomide dünya rekorları kıramazdı. Hatırlayın yola çıkarken 3Y ile mücadele diye yola çıktık. BU mücadeleyi veren bir iktidar olduk. Bunları büyük ölçüde çözdük. Bİzim elimizde sihirli deynek yok. Bir gecede bir CV ile genelbaşkanlık koltuğuna oturmanın mühendisliklerinden anlamayız. Bunuda ahlaki bulmayız. Bir taraftan ziyaret edeceksin genelbaşkanını ben aday değilim diyeceksin. ERtesi sabah adaylığını açıklayacaksın. ONdan sonra onu aynı medya dürüst bir genel başkan olarak tanıtıyor. Bizim dayanağımız o medya değil. Milletimizin ta kendisidir. Aklımız ermeye başladığı günden beri milletimizle adım atıyoruz. En büyük başarımız Cumhurun içinden çıkmamızdır. CUmhurla birlikte adım atmamızdır. Devlet millet kaynaşmasını biz sağladık. Milletin kendisine olan güvenini arttırmak bize nasip oldu. Önümüzdeki günlerde demokrasiyi daha da güçlendirerek Türkiye'yi dünyanın en önemli ekonomilerinden biri haline getireceğiz. TERÖR OLAYLARI Terör örgütü gene yüzünü gösterdi. Şemdinli'de yapılan bombalı saldırıda bir evladımız hayatını kaybetti. Bölge halkına zulüm ve eziyetten başka bir şeyi reva görmeyen bu ahlaksızlar nasıl bir zihniyete sahip olduklarını gösterdiler. Bunlar gerçekleşirken demokratik olduğunu söyleyenler atıp tutanlar sus pus oldular. Üç maymunu oynadılar. Başbakan çok sert konuşuyor diyorlar. Elma şeker mi dağıtacağız? Devlete karşı aslan kesilenler örgütün cinayetleri karşısında süt dökmüş kediye dönüyorlar. Terrör örgütünün söndürdüğü hayatlar karşısında sessiz kalanlar nasıl demokrat oluyor? Bunlar bu ölüm tuzağının bir parçası haline gelirler. Biz artık terör bitsin dedikçe bunlar silaha daha çok sarılıyorlar. Şimdi insanları açlık grevine itiyorlar. Sen neden yapmıyorsun bu grevi. Bu eylemler tamamen dışarda yürütülmesi gereken bir mücadelenin cezaevlerindeki genç bedenlere yüklenmekten ibarettir. O cezaevindeki çocukların anne ve babalarına sesleniyorum çocuklarınız üzerinden kendilerine saltanat kurmalarına izin vermeyin. Bunlar sizi ve sizlerin çocuklarını kullanarak ücreti mukabili taşeronluk görevini yerine getiriyorlar. Türkiye'de 75 milyon vatandaşımızın her biri gibi Kürt kardeşlerimizin de dertleri bizim derdimizdir. Birlik olduğumuz zaman birlikte hareket ettiğimiz kafa kafaya gönül gönüle verdiğimiz zaman çözülmeyecek hiçbir mesele yoktur. Şemdinli'de çocuklarının ölümlerinin sebebi olmasına rağmen utanmadan taziyeye gelenleri kovan aileyi kutluyorum. Ancak, bölgede bazı ailelerin çocuklarını okullara göndermediklerini duyuyoruz. Bir ailenin evladına yapacağı en büyük kötülük onu cehalete mahkum etmektir. Ben hiçbir kardeşimin bilerek ve isteyerek böyle bir vebalin altına gireceğini sanmıyorum. Eğer siz kararlı durursanız terör örgütü asla kimseye zarar veremez. Türkiye'nin de Kürt kardeşlerimizin de en büyük sorunu terör örgütüdür. Onlar silaha sahip olabilir bombaya sahip olabilir ama benim kürt kardeşim de imanıyla onların karşısında durabilir. Türkiye'nin ekonomisini beraber büyüttük. İnşallah terör örgütünün üstesinden de beraber geleceğiz. Terörü özellikle son dönemlerdeki bu sıçramalarını geride bıraktığımız zaman Türkiye'nin ekonomi ve demokraside vites yükseltmesi çok daha kolaylaşacaktır. İnşallah o günler de yakındır. Geçtiğimiz on yılda ekonomimizi çökertmek milletimizin iradesini ipodek altına almak isteyenlere eyvallah etmedik. Bugün de terörü kullanarak 2023 hedeflerimizden bizi geride bırakmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. BÜYÜKŞEHİR TASARISI TBMM'de bu hafta büyükşehirlerle ilgili kanun tasarısının görüşmeleri başlıyor. Bu kanunla getirdiğimiz düzenlemenin ilk provasını 2008 yılında İstanbul ve Kocaelinde yaptık ve bu provadan çok başarılı neticeler elde ettik. Örneğin ben belediye başkanlığı yaptığımda mülki sınırlar büyükşehir değildi ama yaşadığımız sıkıntıyı o zamanlardan da biliyoruz. Biz damdan düştük ve damdan düştüğümüz için bunları ele aldık. Bu sistemin gayet ve güzel verimli işlediğini gördüğümüz için şimdi aynı uygulamayı 750 bin ve üzeri nüfusa sahip bütün illerimize yapıyoruz. Artık biz 27 Ekim olayını geride bıraktık ve yerel seçimi de zamanında yapacağız, 2014 Mart. Bizim endişemiz yok ama muhalefet neden bu tür birşeye karşı çıktığını izah edemeden bu işe karşı çıktı. Bizim için bir rahatsızlık yok. İnşallah 2014 Mart ayında normal zamanında biz seçimi yapacağız. Bu defa ileri adım atıyoruz. Büyükşehir olacak illerimizdeki il özel idarelerini de kaldırıyoruz. Artık tek meclisli bir sisteme geçiyoruz. İnşallah atılan adımla birlikte ilçelerimizde ilçe belediyelerimiz o beldeler tabii ki büyükşehirlerde onların mahallesi konumuna geleceği için o hizmetleri çok daha etkin şekilde alacak. Ana muhalefet partisi Genel Başkanı birşeyler söylüyor ama bunlar belediyecilikten anlamaz. Biraz sonra rakamlarla vereceğim. Bizde öyle belediyeler var ki başkandan başka yanında personeli yok. Bir mimarın bir mühendisin olmadığı yerde belediyecilik mi olur? Muhtarlar, elindeki mühürle hava atıyor. İtalya şehirlerin sayısını azaltıyor. Diyor ki burada hizmet yok yük var. Oraları azaltıyor biz ise oralara hizmet götürmenin erdemini yakalayacağız. Sözünü ettiğim son iki belediyenin bir tek işçisi ve bir tek sözleşmeli personeli yok. Ötekinin Başkan dışında hiçbir personeli yok. Buralarda zaten herhangi bir hizmet verilmiyor bu tür belediyeler de kapatılıyor. Hiç kimse nüfusu 355-367'ye düşmüş yerlerde belediyenin devam etmesi gerektiğini savunamaz. Bu millete haksızlıktır. Bunu yerinde kullanmamız lazım. Bir tarafta tüyü bitmemiş yetimin hakkından bahsedeceğiz sonra da tüyü bitmemiş yetimin hakkını buralarda kullanacağız. Başarılı bir devlet başarılı bir işletme başarılı bir insan ve finansman yönetimi ile olur. Eğer bunu yapamazsanız netice alamazsınız. Ne CHP'nin ne MHP'nin böyle bir derdi yok diğerlerini konuşmaya zaten gerek yok. Belediyelerin kapanması bu yerleşim yerlerindeki vatandaşlarımızın hizmetten mahrum kalacağı anlamına asla gelmez. Buralarda il özel idaresinin imkanları ile inşallah çok daha iyi hizmetlere kavuşacaklar. Bu gerçekleri anlattığımızda vatandaşlarımızın da yaptığımız işi destekleyeceğine inanıyorum. ALMANYA ZİYARETİ Geçen hafta Almanya'ya ziyarette bulundum. Vatandaşlarımızla hasret giderdik. Merkel ile temaslarda bulunduk ve açılış yaptık. Bu ziyaret her bakımdan verimli geçti. Avrupa'da 5 milyon civarında kardeşimiz var. Fiili olarak AB üyesiyisz aslında ama AB bunun farkında değil ve olmak istemiyor. Olsa da olmasa da biz yola devam ediyoruz. Bunun 3 milyonu Almanya'da bulunuyor. Biz Avrupa'da yaşayan kardeşlerimizin bulundukları ülkenin vatandaşlığına geçmelerini hep tavsiye ediyor ve teşvik ediyoruz ama asimile olmadan. Bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçen kardeşlerimizin Türkiye'deki haklarını en rahat kullanabilecekleri şekilde tedbirleri de alıyoruz. Onlara da söylüyoruz ki unutmayınız arkanızda Türkiye var. Sayın Merkel iile görüşmemde dedim ki artık şu mavi kartlardan milleti kurtarın. Buralara gelmişler ta 60'lı yıllardan bu yana gelin bunlara vatandaşlık verin. Sizden bize müracaat edenlere vatandaşlık veriyoruz. İnşallah Şubat sonunda buraya gelecek tekrar bu konuyu görüşeceğiz. Vatandaşlarımızın yıllardır hasretle bekledikleri ülkemizdeki genel seçimler var. Bulundukları ülkelerde oy kullanabilecek yasal düzenlemeyi de yaptık. Avrupa'daki kardeşlerimizin siyasi alanda da söz sahibi olmalarını destekliyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde oradaki Türk toplulukları ile STK'lar ile görüştük daha gayretli olmalarını söyledik. Moldova ile vizelerin karşılıklı olarak kalkacağı müjdesini verdik. Toplu açılışımızın ardından Kızılcahamam'da toplantılarımızı yaptık. Dün de Gençlik ve Spor Bakanlığımızın yeni binasını açtık, akşam yemeğinde Londra Olimpiyatlarına katılan derece alan sporcularımız aileleri ile birlikte oradaydılar. Dün ödüllerini bankaya yatırdık toplu çeklerini de kendilerine sunduk. Bugün toplantımızdan hemen sonra Monaco Prensi ile biraraya geleceğiz öğlen yemeğinde. Gece geç saatlerde de Endonezya'ya hareket ediyoruz. Bu haftaki Meclis çalışmalarına gelince içeri girerken bir müjde daha aldım. MHP 7. Kez Gensoru önergesi verdi. Nihat Ergün Bey'e müjdeler olsun. Merak ettim eskiden arzuhalciler vardı MHP adeta bir arzuhalciye döndü. Ben de diyorum ki daktilosunu TBMM'ye yakın bir yere yerleştirdi ve sürekli gensoru dilekçesi yazıyor. Başka bir görevi yok bunların. CHP ile yarışa girdiler. Yoğun bir şekilde bu gensoru verişleri devam edecek. Kongrenin ardından da böyle bir adımı atmaları manidardır güzeldir. Hayırlı olsun diyorum. Sizleri bir kez daha sevgi ve saygı ile selamlıyor tüm müsiafirlerimize de selam ve sevgilerimi sunuyor sizleri Allah'a emanet ediyorum' diyerek sözlerini sonlandırdı. İHA

Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster Sayfayı E-Mail olarak gönder
Stil
Normal Hybrid-Şeklinde gösterime geç Ağaç şeklinde gösterime geç

Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)