AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-29-2008, 11:38   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Başbakan Erdoğan'dan beklenen…
Bir günün bayram olup olmayacağına dair karar mercii, konu ancak bir yasayla çözülebileceği için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir; her ilin hangi alanının gösterilere tahsis edileceğine de o ilin mülki âmiri (vali) karar verir. Oysa işçi kuruluşlarının “1 Mayıs yeniden işçi bayramı yapılsın, gösteri yeri olarak da sembolik değeri bulunan Taksim Meydanı gösterilsin” taleplerine Başbakan Tayyip Erdoğan cevap verdi: “Hayır.”

Gerçi gerekçeleri bütünüyle mantıksız değil, ancak hiçbir gerekçe makul taleplerin yerine getirilmemesi için bahane yapılamaz. Başbakan Erdoğan keşke önce işçi kuruluşlarıyla karşı karşıya gelse, görüşleri dinlese ve cevabını ondan sonra verseydi.

Türkiye'de 1 Mayıs 'işçi bayramı' olarak uzun yıllar kutlandı; bayramdan vazgeçilmesi bütünüyle kendine özgü şartları bulunan 12 Eylül askeri döneminin eseridir. Taksim Meydanı ise çok sayıda insanın hayatını kaybettiği 1 Mayıs 1977'den sonra gösterilere kapatıldı. Taksim'de dökülen kanlar da yine kendine özel bir dönemin sonucudur.

Kendisinden bayram ve Taksim Meydanı talep edilen bugünkü TBMM ve Ak Parti ise bambaşka şartların ürünü olarak iş başında bulunuyor. İşçilere tavrı da önceki iktidarlardan hayli farklı bir partidir AKP; geçen dönemde çıkarılan sosyal güvenlik yasasını sendikaların isteklerini göz ardı etmeyerek bu dönem yeniden ele alıp yumuşatması bile bunu gösteriyor.

Ancak işte görüyoruz, çok daha büyük maddi kaynakları işçilerin hakkı sayarak göze alabilen Ak Parti, 1 Mayıs'ı işçi bayramı ilân etmek gibi bir sembolik jestte -maddi yük gerekçesiyle- tıkanıp kalabiliyor. Teröre karşı mücadelede bayağı mesafe kaydedildiğini herkesin elle tutulurcasına hissettiği bir dönemde, Taksim Meydanı'nı güvenlik gerekçesiyle kapalı tutması da, kolay anlaşılabilir bir tavır değil.

Her iki konuda da farklı bir tavır sergileyebilirdi Ak Parti; çalışma hayatına İETT'de işçilikle başlamış olan Tayyip Erdoğan'a da bu yakışırdı.

Garip olan da zaten konunun bu yönü: Tabanı ve yönetici kadrosuyla Ak Parti Türkiye'nin 'elit' sayılmayacak insan unsurunu saflarında barındırıyor; ancak bazı konularda 'elitlere yakışabilecek' refleksler verebiliyor... İşçi bayramı ve Taksim Meydanı taleplerine olumsuz cevap vermek bir 'elit davranışı' olabilir; ama gücünü halktan alan bir parti, sosyal alanda bayağı olumlu düzenlemelere de imza atmışken, kendisine hiç de ters bakmayan geniş bir kitleyi karşısına nasıl alabilir?

Alıyor işte.

Daha da garibi, Taksim Meydanı için izin talep edenlerin “Hayır” cevabıyla durdurulamayacağının bilinmesidir. Son birkaç yıldır yapılan muhtemelen bu yıl da tekrarlanacak: Bazı gruplar yasağa rağmen Taksim Meydanı'na yürüyecek ve 'kanun öyle söylediği için' karşılarına güvenlik güçleri dikilecek... Araya yasa-dışı örgütlerin sızacağını ve barışçı bir gösteriyi bir işçi-polis çatışmasına dönüştürmek için ellerinden geleni yapacağını tahmin etmek hiç de güç değil.

'Bayram' olmaya lâyık, barışa ve huzur içinde birlikte yaşamaya dair özlemlerin dile getirilebileceği bir gün, kimbilir ne tür olaylara sahne olacak...

O gün her şey sütliman olsa ve tek bir olay çıkmasa bile, işçilere karşı görüntünün, çalışanların taleplerine kulak tıkama manzarasının, hükümete ve Ak Parti'ye ne gibi bir yararı olabilir? Bunun ülkeye de bir yararı olmadığı çok açık.

Gösteri yeri için izin verme mülki âmirin yetkisindeyken, madem konuyu kendi ilgi alanında gördü Başbakan Erdoğan, hiç değilse 1 Mayıs gününün Taksim Meydanı'nda kutlanması için derhal devreye girmelidir.

Doğru olan ve kendisine yakışan davranış budur.



Fehmi Koru
Yeni Şafak

 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-29-2008, 12:20   #2
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Başbakan Erdoğan'dan beklenen…
Bu eleştirileri yaparken, istihbarat bilgilerini de hesaba katmak sanırım yerinde olur. Bu tür önemli ve provakasyona açık konularda bir Başbakan devreye giriyorsa bunun da düşünülmesi gerekir. Önemsiz bi şey olsa, zarar görülmese, provakasyona haiz olmasa niye karşı çıkılsın...
Bunları bir bütün ve zamana ve sürece uygun olarak yorumlamak daha sağlıklı olur sanırım...
Paylaşım için teşekkürler... +1
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi