Neşe Karadeniz, 25 yıla sığmayacak acılar yaşadı. Kendisinden 24 yaş büyük biriyle evlendirildi. Çok geçmedi, imam nikahlı eşi kendisini terk etti. Geri döndüğünde çocuğunu satmak istedi. Genç kadın, bebeğini alarak Muş'un Bağlar köyündeki baba evine kaçtı.

Artık 89 yaşındaki babası ve 75 yaşındaki annesinin bakımı da onun sırtındaydı. Aile, köylülerin yardımıyla geçiniyordu. Ancak önlerine çok daha ciddi bir problem çıktı. Yıllar önce meydana gelen depremde hasar gören evleri kullanılamaz hale gelmişti. Yıkılmak üzereydi. Yiyecek ekmek bulmakta bile güçlük çeken aile çaresizdi. Köylüler, genç kadına Başbakan Tayyip Erdoğan'ın muhtaç ailelere yardım ettiğini anlatıyordu. Bu doğru muydu? Doğru ise Erdoğan'a nasıl ulaşacaktı? "Bilinmeyen numaralardan öğrenebilirsin telefon numarasını." diye akıl verdi birisi. Buradan Başbakanlık'ın telefonu verildi. Karadeniz, tuşları çevirdi. "Sayın Başbakanım'la görüşmek istiyorum." dedi. Ardından yaşadıklarını anlattı. "Babamın küçük bir arsası var. Hiç olmazsa oraya minik bir ev yapsanız." talebiyle sözlerini tamamladı. Telefonun diğer ucundaki ses, 'not aldık' dedi.

Aradan günler geçti. Genç kadın ümidini kesmişti. Ancak Başbakanlık Halkla İlişkiler Başkanlığı, durumu 'ivedi' olarak Muş Valiliği'ne iletmişti. İki hafta sonra evinin telefonu çaldı. Muş Valiliği devredeydi. Muş Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan 14 bin YTL para çıkartıldı. İl Özel İdare Müdürlüğü, çimento ve demiri verdi. Kalan 4 bin YTL hayırsever iki vatandaş tarafından karşılandı. 1 ayda ev tamamlandı. Genç kadın, tekrar telefona sarıldı. Başbakan'a iletilmek üzere şu notu bıraktı: "Evim sizin evinizden bile güzel oldu." Karadeniz, "İnsan yerine konulup insan gibi yaşamak ne kadar güzel bir şey." diyor. Mutluluğunu şu sözlerle dile getiriyor: "İki odası var. sağlıklı bir banyosu, mutfağı, lavabosu var. Dünyanın en güzel evi. Başbakan'ın evinden bile daha güzel. Halımı Sayın Valim aldı. Babam çok moralsizdi, yıkılmıştı. Şimdi yüzlerinde gülümseme, gözlerinde ışık var. Başbakanım karanlık bir odaya ışık yaktı. Dualarımızla sırtı yere gelmeyecek." ERDAL ŞEN/ ANKARA

İNŞALLAH DİYELİM..