Başbakanımız Cumhurbaşkanı Olmasın - Sayfa 3 - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**abc1980** · 04-08-2014, 02:46

Anayasamızın bazı maddeleri şöyledir:

"Madde 8- Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

@Cihannur

Bu dediğin anayasada geçiyor ama uygulamada başbakan daha aktif. Cumhurbaşkanı olan kişi fazla aktif olamıyor. Ara sıra yurt dışı ve yurt içi gezileri, kanun ve anayasa ile ilgili imzalar ya da vetolar. Cumhurbaşkanı maalesef bunlar dışında bir şey yapamıyor.

**Cihannur** · 04-08-2014, 09:22

Alıntı:

abc1980 Nickli Üyeden Alıntı

Ben de istemiyorum. Rahmetli Özal aklıma geliyor sürekli. Kendisi cumhurbaşanı olduktan sonra parti dağıldı. Şu an Anap nerde diye baksak bulamayız.

Kim ne derse desin, Ak partiye oy verenlerin çoğunluğu Tayyip Erdoğan'ın ismine veriyor.

Sayın başbakanımız partiyi biraz daha idare etin, gerekli alt yapıyı oluştursun sonra aday olsun. Hep 2023 deniliyor ya, işte 2023 senesine kadar beklesin bence.

Alıntı:

abc1980 Nickli Üyeden Alıntı

@Cihannur

Seni anlıyorum ve yazdıklarına katılıyorum.

Daha önce dediklerim nedenler ile Cumhurbaşkanı adayı olmamasını istediğim sayın Başbakanımızın bir neden ile daha olmaması lazım. O da paralel yapı ile mücadele. Tüm mitinglerinde '' Bunların inine gireceğiz. '' dedi. Ak partiye oy verenlerin çoğunluğu bu yapının silinmesini istiyor. Sayın başbakanımız aday olursa sözünü tutamaz duruma gelecek. Bu da vatandaşın tepkisine neden olacak. En başta benim.

Alıntı:

abc1980 Nickli Üyeden Alıntı

Anayasamızın bazı maddeleri şöyledir:

"Madde 8- Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

@Cihannur

Bu dediğin anayasada geçiyor ama uygulamada başbakan daha aktif. Cumhurbaşkanı olan kişi fazla aktif olamıyor. Ara sıra yurt dışı ve yurt içi gezileri, kanun ve anayasa ile ilgili imzalar ya da vetolar. Cumhurbaşkanı maalesef bunlar dışında bir şey yapamıyor.

Sevgili kardeşim, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının neden hayırlı olacağı kanaatinde olduğumu biraz daha detaylandırarak anlatayım:

1- Öncelikle şunu belirteyim: Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) Kurucu Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, sadece AK Parti'nin sembol lideri değildir; Erdoğan, AK Parti'nin sembol lideri olduğu kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de sembol lideridir. AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Sembol Lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığında klasik bir cumhurbaşkanı profili görmeyeceğiz; Allah nasip ederse 10 yıl boyunca çok aktif bir cumhurbaşkanı profili göreceğiz. Önümüzdeki 10 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; ülkemize, milletimize ve partimize olağanüstü ölçüde katkısı olacaktır inşaallah.

2- Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa her ne kadar onun güncel siyasetle ilişkisi kesilmiş olacak olsa da o perde arkasında devamlı olarak AK Parti'ye ve AK Parti'nin politikalarına katkılar sunacaktır. Bazı misallerle anlatayım: Mesela, Erdoğan Cumhurbaşkanı ve Gül ya da Davutoğlu da Başbakan oldu diyelim. Erdoğan, A Bakanının görevinde başarısız olduğunu görürse bu durumu kapalı kapılar ardında AK Partili Başbakan'a iletebilir ve AK Partili Başbakan da, görevinde başarısız olan A Bakanını görevden alarak A Bakanlığını daha iyi idare edebilecek bir kişiyi A Bakanı olarak görevlendirebilir. Başka bir misal de şöyle olabilir: B Bakanlığının B Bakanı görevindeki bazı uygulamaları hatalı yapıyor olabilir; bu durumu tespit eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili Başbakan'a uyarıda bulunabilir ve AK Partili Başbakan da B Bakanına uyarıda bulunarak o bakanın yapmış olduğu hatalı uygulamaların düzeltilmesini sağlayabillir. Bir misal daha vereyim: Mesela C Bakanlığının bazı politikaları hatalı olabilir; Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili Başbakan'a uyarıda bulunarak C Bakanlığının o hatalı politikalarının düzeltilmesini sağlayabilir. Hakeza Erdoğan, AK Parti'nin parti işleyişi bakımından ortaya çıkabilecek muhtemel hataların düzeltilmesi konusunda da önerileriyle olsun, uyarılarıyla olsun AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan'a o hataların düzeltilmesinde yardımcı olabilir.

3- AK Parti'nin, ANAP gibi dağılıp gidebileceği konusunda endişesi olan arkadaşlar boşa endişeleniyorlar. Çünkü ANAP, kurumsallaşamamış bir siyasi partiydi. Oysa AK Parti, dindar ağırlıklı merkez sağ bir siyasi parti olarak % 40 civarında kemikleşmiş oy oranı ve tabanıyla Türk siyasetinin merkezine ve merkez sağına yerleşerek kurumsallaşmasını tamamlamıştır hamdolsun.

4- ANAP'ın başına gelen Mesut Yılmaz kötü misalinin akıllara gelerek AK Parti için endişelenilmesi de gereksizdir. Çünkü solcumsu biri olan ve merkez sağ ANAP'ın dokusuyla uyuşmayan Mesut Yılmaz, kendisinin de ANAP'ın da siyasi hayatını bitirmiştir. AK Parti'de ise durum çok farklıdır. AK Parti'nin başına geçme ihtimali olan iki isim de (Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu) hem kişilik özellikleriyle AK Parti'nin dokusuyla uyum içindedirler hem de başarılı birer siyasetçilerdir. Bir sonraki maddede bu hususu detaylandırayım.

5- AK Parti'nin başına geçmesi muhtemel olan Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nun her ikisi de insanlıklarıyla da adamlıklarıyla da işlerindeki başarılarıyla da temeyyüz etmiş olan siyasetçilerdir. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, 11. Cumhurbaşkanımız olarak gelmiş geçmiş 11 Cumhurbaşkanımız arasında en iyi ve en başarılı Cumhurbaşkanımız olmuştur. Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu da, Cumhuriyet Tarihi'nin gelmiş geçmiş tüm dışişleri bakanları arasında en iyi ve en başarılı Dışişleri Bakanımız olmuştur. Müslüman demokratlığın değerli birer temsilcileri olan bu iki başarılı siyasetçinin bu başarılarının yanı sıra hem kişilik özellikleri hem de düzgün aile yapıları, her ikisinin de AK Parti Genel Başkanı olarak AK Parti'nin muhafazakâr demokrat kimliğini kendi şahıslarında hakkıyla ve başarıyla temsil edebileceklerinin delilidir. Abdullah Gül'ün ya da Ahmet Davutoğlu'nun, AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerini layıkıyla yerine getirecekleri hususunda kimsenin şüphesi olmasın.

6- Paraleller Terör Örgütü (PTÖ) meselesine gelince... Dışişleri Bakanlığındaki gizli toplantıyı deşifre ederek kamuoyuna sızdıran PTÖ, ülkemiz ve milletimiz için tehlikeli bir terör örgütüdür. PTÖ, yaptığı o vatan hainliğiyle Türkiye ile Suriye arasında savaş çıkmasına yol açabilecek ölçüde vatana ve millete ihanet ederek saldırmıştır. İktidara yarın sabah CHP-MHP faşizm koalisyonu gelse bile, o faşist koalisyonun yapacağı ilk işlerden biri PTÖ ile mücadele ederek PTÖ'yü ortadan kaldırmaya çalışmak olacaktır. Erdoğan, Allah nasip eder de cumhurbaşkanı olursa, o zamana kadar daha 5 ay kadar bir süre Başbakanlık görevinde bulunacaktır. Önümüzdeki 5 ayda PTÖ ile mücadeleye devam edileceği gibi, Erdoğan sonrasında da Gül ya da Davutoğlu Başbakanlığında da PTÖ ile mücadele devam edecektir. Askerî vesayeti ve yargı vesayetini ortadan kaldıran AK Parti, demokrasi üzerinde hiçbir vesayet kabul etmeyecek, Bir Kısım Gülen Cemaati olan Şantajcı Montajcı Haramzade Paralelleri etkisiz hâle getirerek demokrasi üzerinde cemaat vesayeti kurulmasına izin vermeyecektir inşaallah.

7- Başbakanımız Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını istemeyenler, Erdoğan cumhurbaşkanı olduktan sonrasının (Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Gül ya da Başbakan Davutoğlu) şimdiye göre daha iyi bir yönetim durumu olduğunu gördüklerinde, iyi ki Erdoğan cumhurbaşkanı olmuş kanaatine varacaklardır diye düşünüyorum. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı ve Gül ya da Davutoğlu'nun Başbakanlığı; ülkemiz, milletimiz ve partimiz için bugüne göre daha iyi ve daha hayırlı olacaktır inşaallah.

Son olarak şunu söylemek isterim: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Başbakan Gül ya da Başbakan Davutoğlu'nun liderliğindeki Türkiye önümüzdeki 10 senede, geride bırakmakta olduğumuz 11.5 yıllık iktidarımız gibi çok başarılı bir dönem yaşayacaktır inşaallah. Hatta inanıyorum ki, eğer işler genel olarak yolunda giderse önümüzdeki 10 senelik muhtemel iktidarımızdaki başarılarımızla, bugüne kadar 11.5 yıllık iktidarımızda elde ettiğimizden daha fazla başarı elde edebiliriz.

Allah; ülkemiz, milletimiz ve partimiz için en iyisi ve en hayırlısı neler ise onları nasip etsin.

**Katade** · 04-08-2014, 10:41

Bu sürecte cumhurbaskani olmasi kendisini ve ülkeyi rahatlatacaktir ilerki zamanlarda olumsuz bir etkide ulkeyi karistirmak isteyenlerin karsisinda bir cumhurbaskani olarak dimdik duracaktir

**Özgür Suriye** · 04-08-2014, 23:32

Fikrimi değiştirdim. Eğer Tayyip Erdoğan bakanlar kuruluna başkanlık yapacaksa ve başbakanlık koltuğunu güvenilir-karizmatik-halktan oy alabilecek birisine bırakacaksa Cumhurbaşkanı adayı olsun.

ayrıca cumhurbaşkanı seçildikten sonra cumhurbaşkanlığı yetkileri meclis tarafından arttırılabilir. Ama başbakanlığı ve parti genel başkanlığını Ahmet davutoğlu gibi güvenilir kendisine ihanet etmeyecek birisine bırakmalı.

**mucahit06** · 04-11-2014, 19:07

Bencede Başbakanımız aynen devam etsin

**Eşref** · 04-12-2014, 01:31

Maalesef Cumhurbaşkanlığı, aslında yürütmenin onay makamı görevini görüyor. Gereksiz şekilde yürütmenin çift başlı olmasına sebep oluyor.

Türkiye'nin çift başlı yürütmeden kurtulup başkanlığa geçmesi şart. İlla bu sistem, ABD'de uygulanan başkanlık sisteminin birebir kopyası olmak zorunda da değil. Türkiye'ye uygun şekilde yapılandırılabilir.

Mevcut düzen içinde cumhurbaşkanlığı makamı, bence başbakanımız için bir jübile makamı olabilir. Ki bunun için daha çok erken.

**Özgür Suriye** · 04-12-2014, 04:57

İnşaAllah nasipse,

Cumhurbaşkanı=Recep Tayyip Erdoğan

Başbakan=Ahmet Davutoğlu

olacak.

Ama sonra cumhurbaşkanlığı yetkileri arttırılsın veya direkt başkanlığa geçilsin.

**Cihannur** · 04-13-2014, 23:52

Arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) olarak girmiş olduğumuz 8 seçimi de (3 genel seçim, 3 yerel seçim ve 2 halk oylaması) açık ara kazanmış bir siyasi partiyiz hamdolsun. Merkez sağın eski ana partileri olan; Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi bile AK Parti'nin kazanmış olduğu böyle büyük bir başarıyı elde edememişlerdir. 13 yıllık varlığı süresinde girmiş olduğu 8 seçimin 8'ini de açık ara kazanmış olan AK Parti kurumsallaşmasını tamamlamıştır.

Gözden kaçırmamamız gereken çok önemli bir husus şudur: Bazıları zannediyorlar ki, Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca şimdiye göre daha güçsüz ve daha etkisiz olacaktır. Oysa böyle olmayacaktır. Halkımız seçer ve Allah da nasip ederse Cumhurbaşkanı olan Erdoğan şimdiki durumundan daha güçlü bir siyasi profil olacaktır. Bunun böyle olmasının nedeni de Erdoğan'ın siyasi kişiliğidir. Recep Tayyip Erdoğan hem AK Parti'nin kurucu genel başkanı hem AK Parti'nin sembol lideri hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideridir. 12 Eylül 1980 askerî darbesi sonrasında Süleyman Demirel siyasi yasaklıyken ona 'Bir bilen' lakabı takılmıştı ve Süleyman Demirel'in farklı meseleler üzerindeki kanaatleri 'Bir bilen' göndermesiyle dile getirilirdi. AK Parti'nin 'Bir bilen'i de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürürken de partimizin 'Bir bilen'i olmaya devam edecektir.

Bir misalle mevzuyu daha da açayım: Kendinizi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak düşünün. Cumhurbaşkanlığında da AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideri Erdoğan var. Bu şartlar muvacehesinde herhangi bir konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan size, 'Şu şu konuda şöyle şöyle yapılmasının iyi olacağını düşünüyorum.' derse ne yaparsınız? AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Sembol Lideri Erdoğan'ın o önerilerini âdeta emir telakki etmez misiniz? Demek istediğim şu ki, her şey hiyerarşi ve yazılı hukuk değildir. Eğer ben, AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olsaydım, Cumhurbaşkanlığında da AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideri Recep Tayyip Erdoğan bulunsaydı, onun önerilerini olsun, uyarılarını olsun âdeta emir telakki eder ve mümkün mertebe yerine getirmeye çalışırdım.

Başka bir misal daha vereyim: Diyelim ki Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu ve AK Parti tarafından yasalaştırılan bir kanun, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderildi. Böyle bir durumda AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan ve AK Parti Grubu, Erdoğan'ın bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye gönderdiği kanunu değişiklik yapmadan aynen yasalaştırmaktan imtina edeceklerdir. Çünkü o kanunu bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderen kişi hem AK Parti'nin hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin sembol lideri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır.

Ülkeyi elbette ki 2015 Genel Seçimine kadar ve 2015 Genel Seçimini kazanırsa 2015'ten sonra da Başbakan (muhtemelen Gül ya da Davutoğlu) yönetecektir. Ama önerileriyle olsun, uyarılarıyla olsun Erdoğan, AK Parti hükümetleri boyunca perde arkasında ülke yönetiminde daima etkili olacaktır. Erdoğan, engin siyasi tecrübesiyle Büyük Türkiye hedefimiz yolunda Türkiye'nin liderliğini yapmayı sürdürecektir inşaallah.

Bizler halk olarak belki çoğu zaman fark etmeyeceğiz ama Cumhurbaşkanlığı süresince Recep Tayyip Erdoğan, bilhassa kriz zamanlarında perde arkasında kapalı kapılar ardında öyle kritik müdahalelerde bulunacaktır ki, onun o müdahaleleri; ülkemizin, milletimizin ve partimizin muhtemel kriz zamanlarından ve zor anlardan hasarsız ya da az hasarla kurtulmasında etkili olacaktır diye değerlendiriyorum.

AK Partili biri olarak gönlümden geçen formülü kısaca belirteyim: Bir tarafta ülkeyi başarıyla yöneten Başbakan Davutoğlu, diğer tarafta da devletimizin başındaki hâkimiyetiyle ülkemizin başarıyla yönetilmesine hem kendi faaliyetleriyle hem de Başbakan Davutoğlu'na yapacağı önerilerle, uyarılarla katkı sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan... Önümüzdeki 10 yılda 2023 yılına giden yolda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yönetiminde; büyüyerek, gelişerek ve zenginleşerek Büyük Türkiye hedefine ulaşan ve böylelikle yoluna Büyük Türkiye olarak devam eden Türkiye...

**Cihannur** · 04-15-2014, 00:39

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yönetimindeki Türkiye'de, Başbakan Yardımcılarından birinin de Numan Kurtulmuş olması ve Ekonomi Profesörü Numan Kurtulmuş'un önümüzdeki 10 sene boyunca Türkiye Ekonomisi'nin başında bulunması, Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü olan 2023 yılında inşaallah dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefimize ulaşmamızı sağlamada önemli bir etken olacaktır.

Numan Kurtulmuş, ılımlı kişiliği ve ılımlı yorumlarıyla tıpkı Ali Babacan gibi 'piyasa dostu' bir siyasetçidir. İşte bu yüzden önümüzdeki 10 yıl süresince ekonominin kaptan köşkünde Numan Kurtulmuş'un oturmasının piyasaları rahatlatıcı bir işlev göreceği ve onun gibi ılımlı bir ismin ekonominin başında bulunmasının piyasaların yönünün normal şartlarda pozitif olmasında etkili olacağı kanaatindeyim.

Eğer Ahmet Davutoğlu Başbakan olursa ve genel seçime kadar Eylül 2014 - Mayıs 2015 tarihleri arasında 9 ay boyunca başarılı bir yönetim sergilerse, AK Parti olarak muhtemelen Haziran 2015'te yapılacak olan genel seçimi kazanarak üst üste 4. kez tek başımıza iktidar olacağımıza inanıyorum.

**Cihannur** · 04-16-2014, 03:00

Eğer parti içinde Ahmet Davutoğlu'nun genel başkanlığı ve başbakanlığı üzerinde bir uzlaşma sağlanırsa Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 1. turda mı yoksa 2. turda mı sonuçlanacağına bakılarak iki ayrı değerlendirmede bulunulabilir.

Eğer Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 1. turunda en az % 50 + 1 oya ulaşırsa, 11 Ağustos 2014 tarihinde AK Parti'nin 1. Olağanüstü Kongresinin 23-24 Ağustos 2014 Cumartesi ve Pazar Günleri toplanacağı ilan edilebilir. Ahmet Davutoğlu, 1. Olağanüstü Kongremizde, partide çalışacağı ekibini belirleyerek AK Parti Genel Başkanı seçilebilir. Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da 62. Hükümeti kurma görevini Davutoğlu'na verebilir.

Eğer Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ilk turunda Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yeterli oya ulaşamazsa, Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. turu için 24 Ağustos 2014 tarihi beklenir. Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. turunda Erdoğan Cumhurbaşkanlığına seçilirse, 25 Ağustos 2014 tarihinde AK Parti'nin 1. Olağanüstü Kongresinin 30-31 Ağustos 2014 Cumartesi ve Pazar günleri toplanacağı ilan edilebilir. Ahmet Davutoğlu, 1. Olağanüstü Kongremizde, partide çalışacağı ekibini belirleyerek AK Parti Genel Başkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 62. Hükümeti kurma görevini Davutoğlu'na verebilir.

Eğer Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olursa ve onun Başbakanlığında 2015 Genel Seçimine katılırsak, AK Parti olarak 2015 Genel Seçimini % 45 - % 55 aralığında bir oy oranıyla kazanacağımızı tahmin ediyorum. Eğer Ahmet Davutoğlu'nun 9 aylık yönetimi (Eylül 2014 - Mayıs 2015) halkımızca başarılı görülür ve çok başarılı bir seçim kampanyası düzenlersek, 2015 Genel Seçiminde % 50'nin üzerinde oy alabileceğimize inanıyorum.

04-13-2014, 23:52	#28
Kullanıcı Adı Cihannur	Arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) olarak girmiş olduğumuz 8 seçimi de (3 genel seçim, 3 yerel seçim ve 2 halk oylaması) açık ara kazanmış bir siyasi partiyiz hamdolsun. Merkez sağın eski ana partileri olan; Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi bile AK Parti'nin kazanmış olduğu böyle büyük bir başarıyı elde edememişlerdir. 13 yıllık varlığı süresinde girmiş olduğu 8 seçimin 8'ini de açık ara kazanmış olan AK Parti kurumsallaşmasını tamamlamıştır. Gözden kaçırmamamız gereken çok önemli bir husus şudur: Bazıları zannediyorlar ki, Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca şimdiye göre daha güçsüz ve daha etkisiz olacaktır. Oysa böyle olmayacaktır. Halkımız seçer ve Allah da nasip ederse Cumhurbaşkanı olan Erdoğan şimdiki durumundan daha güçlü bir siyasi profil olacaktır. Bunun böyle olmasının nedeni de Erdoğan'ın siyasi kişiliğidir. Recep Tayyip Erdoğan hem AK Parti'nin kurucu genel başkanı hem AK Parti'nin sembol lideri hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideridir. 12 Eylül 1980 askerî darbesi sonrasında Süleyman Demirel siyasi yasaklıyken ona 'Bir bilen' lakabı takılmıştı ve Süleyman Demirel'in farklı meseleler üzerindeki kanaatleri 'Bir bilen' göndermesiyle dile getirilirdi. AK Parti'nin 'Bir bilen'i de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürürken de partimizin 'Bir bilen'i olmaya devam edecektir. Bir misalle mevzuyu daha da açayım: Kendinizi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak düşünün. Cumhurbaşkanlığında da AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideri Erdoğan var. Bu şartlar muvacehesinde herhangi bir konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan size, 'Şu şu konuda şöyle şöyle yapılmasının iyi olacağını düşünüyorum.' derse ne yaparsınız? AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Sembol Lideri Erdoğan'ın o önerilerini âdeta emir telakki etmez misiniz? Demek istediğim şu ki, her şey hiyerarşi ve yazılı hukuk değildir. Eğer ben, AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olsaydım, Cumhurbaşkanlığında da AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideri Recep Tayyip Erdoğan bulunsaydı, onun önerilerini olsun, uyarılarını olsun âdeta emir telakki eder ve mümkün mertebe yerine getirmeye çalışırdım. Başka bir misal daha vereyim: Diyelim ki Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu ve AK Parti tarafından yasalaştırılan bir kanun, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderildi. Böyle bir durumda AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan ve AK Parti Grubu, Erdoğan'ın bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye gönderdiği kanunu değişiklik yapmadan aynen yasalaştırmaktan imtina edeceklerdir. Çünkü o kanunu bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderen kişi hem AK Parti'nin hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin sembol lideri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Ülkeyi elbette ki 2015 Genel Seçimine kadar ve 2015 Genel Seçimini kazanırsa 2015'ten sonra da Başbakan (muhtemelen Gül ya da Davutoğlu) yönetecektir. Ama önerileriyle olsun, uyarılarıyla olsun Erdoğan, AK Parti hükümetleri boyunca perde arkasında ülke yönetiminde daima etkili olacaktır. Erdoğan, engin siyasi tecrübesiyle Büyük Türkiye hedefimiz yolunda Türkiye'nin liderliğini yapmayı sürdürecektir inşaallah. Bizler halk olarak belki çoğu zaman fark etmeyeceğiz ama Cumhurbaşkanlığı süresince Recep Tayyip Erdoğan, bilhassa kriz zamanlarında perde arkasında kapalı kapılar ardında öyle kritik müdahalelerde bulunacaktır ki, onun o müdahaleleri; ülkemizin, milletimizin ve partimizin muhtemel kriz zamanlarından ve zor anlardan hasarsız ya da az hasarla kurtulmasında etkili olacaktır diye değerlendiriyorum. AK Partili biri olarak gönlümden geçen formülü kısaca belirteyim: Bir tarafta ülkeyi başarıyla yöneten Başbakan Davutoğlu, diğer tarafta da devletimizin başındaki hâkimiyetiyle ülkemizin başarıyla yönetilmesine hem kendi faaliyetleriyle hem de Başbakan Davutoğlu'na yapacağı önerilerle, uyarılarla katkı sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan... Önümüzdeki 10 yılda 2023 yılına giden yolda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yönetiminde; büyüyerek, gelişerek ve zenginleşerek Büyük Türkiye hedefine ulaşan ve böylelikle yoluna Büyük Türkiye olarak devam eden Türkiye... Konu Cihannur tarafından (05-13-2014 Saat 21:42 ) değiştirilmiştir..

04-15-2014, 00:39	#29
Kullanıcı Adı Cihannur	Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yönetimindeki Türkiye'de, Başbakan Yardımcılarından birinin de Numan Kurtulmuş olması ve Ekonomi Profesörü Numan Kurtulmuş'un önümüzdeki 10 sene boyunca Türkiye Ekonomisi'nin başında bulunması, Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü olan 2023 yılında inşaallah dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefimize ulaşmamızı sağlamada önemli bir etken olacaktır. Numan Kurtulmuş, ılımlı kişiliği ve ılımlı yorumlarıyla tıpkı Ali Babacan gibi 'piyasa dostu' bir siyasetçidir. İşte bu yüzden önümüzdeki 10 yıl süresince ekonominin kaptan köşkünde Numan Kurtulmuş'un oturmasının piyasaları rahatlatıcı bir işlev göreceği ve onun gibi ılımlı bir ismin ekonominin başında bulunmasının piyasaların yönünün normal şartlarda pozitif olmasında etkili olacağı kanaatindeyim. Eğer Ahmet Davutoğlu Başbakan olursa ve genel seçime kadar Eylül 2014 - Mayıs 2015 tarihleri arasında 9 ay boyunca başarılı bir yönetim sergilerse, AK Parti olarak muhtemelen Haziran 2015'te yapılacak olan genel seçimi kazanarak üst üste 4. kez tek başımıza iktidar olacağımıza inanıyorum. Konu Cihannur tarafından (04-21-2014 Saat 18:48 ) değiştirilmiştir..

04-16-2014, 03:00	#30
Kullanıcı Adı Cihannur	Eğer parti içinde Ahmet Davutoğlu'nun genel başkanlığı ve başbakanlığı üzerinde bir uzlaşma sağlanırsa Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 1. turda mı yoksa 2. turda mı sonuçlanacağına bakılarak iki ayrı değerlendirmede bulunulabilir. Eğer Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 1. turunda en az % 50 + 1 oya ulaşırsa, 11 Ağustos 2014 tarihinde AK Parti'nin 1. Olağanüstü Kongresinin 23-24 Ağustos 2014 Cumartesi ve Pazar Günleri toplanacağı ilan edilebilir. Ahmet Davutoğlu, 1. Olağanüstü Kongremizde, partide çalışacağı ekibini belirleyerek AK Parti Genel Başkanı seçilebilir. Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da 62. Hükümeti kurma görevini Davutoğlu'na verebilir. Eğer Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ilk turunda Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yeterli oya ulaşamazsa, Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. turu için 24 Ağustos 2014 tarihi beklenir. Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. turunda Erdoğan Cumhurbaşkanlığına seçilirse, 25 Ağustos 2014 tarihinde AK Parti'nin 1. Olağanüstü Kongresinin 30-31 Ağustos 2014 Cumartesi ve Pazar günleri toplanacağı ilan edilebilir. Ahmet Davutoğlu, 1. Olağanüstü Kongremizde, partide çalışacağı ekibini belirleyerek AK Parti Genel Başkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 62. Hükümeti kurma görevini Davutoğlu'na verebilir. Eğer Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olursa ve onun Başbakanlığında 2015 Genel Seçimine katılırsak, AK Parti olarak 2015 Genel Seçimini % 45 - % 55 aralığında bir oy oranıyla kazanacağımızı tahmin ediyorum. Eğer Ahmet Davutoğlu'nun 9 aylık yönetimi (Eylül 2014 - Mayıs 2015) halkımızca başarılı görülür ve çok başarılı bir seçim kampanyası düzenlersek, 2015 Genel Seçiminde % 50'nin üzerinde oy alabileceğimize inanıyorum. Konu Cihannur tarafından (04-16-2014 Saat 14:32 ) değiştirilmiştir..

04-08-2014, 02:46	#21
Kullanıcı Adı abc1980	Anayasamızın bazı maddeleri şöyledir: "Madde 8- Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. @Cihannur Bu dediğin anayasada geçiyor ama uygulamada başbakan daha aktif. Cumhurbaşkanı olan kişi fazla aktif olamıyor. Ara sıra yurt dışı ve yurt içi gezileri, kanun ve anayasa ile ilgili imzalar ya da vetolar. Cumhurbaşkanı maalesef bunlar dışında bir şey yapamıyor.

04-08-2014, 10:41	#23
Kullanıcı Adı Katade	Bu sürecte cumhurbaskani olmasi kendisini ve ülkeyi rahatlatacaktir ilerki zamanlarda olumsuz bir etkide ulkeyi karistirmak isteyenlerin karsisinda bir cumhurbaskani olarak dimdik duracaktir

04-08-2014, 23:32	#24
Kullanıcı Adı Özgür Suriye	Fikrimi değiştirdim. Eğer Tayyip Erdoğan bakanlar kuruluna başkanlık yapacaksa ve başbakanlık koltuğunu güvenilir-karizmatik-halktan oy alabilecek birisine bırakacaksa Cumhurbaşkanı adayı olsun. ayrıca cumhurbaşkanı seçildikten sonra cumhurbaşkanlığı yetkileri meclis tarafından arttırılabilir. Ama başbakanlığı ve parti genel başkanlığını Ahmet davutoğlu gibi güvenilir kendisine ihanet etmeyecek birisine bırakmalı.

04-11-2014, 19:07	#25
Kullanıcı Adı mucahit06	Bencede Başbakanımız aynen devam etsin

04-12-2014, 01:31	#26
Kullanıcı Adı Eşref	Maalesef Cumhurbaşkanlığı, aslında yürütmenin onay makamı görevini görüyor. Gereksiz şekilde yürütmenin çift başlı olmasına sebep oluyor. Türkiye'nin çift başlı yürütmeden kurtulup başkanlığa geçmesi şart. İlla bu sistem, ABD'de uygulanan başkanlık sisteminin birebir kopyası olmak zorunda da değil. Türkiye'ye uygun şekilde yapılandırılabilir. Mevcut düzen içinde cumhurbaşkanlığı makamı, bence başbakanımız için bir jübile makamı olabilir. Ki bunun için daha çok erken.

04-12-2014, 04:57	#27
Kullanıcı Adı Özgür Suriye	İnşaAllah nasipse, Cumhurbaşkanı=Recep Tayyip Erdoğan Başbakan=Ahmet Davutoğlu olacak. Ama sonra cumhurbaşkanlığı yetkileri arttırılsın veya direkt başkanlığa geçilsin.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)