AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 10-09-2011, 16:51   #1
Kullanıcı Adı
LâHuTî
Standart Başbakan'ın gözyaşları

Abdülkadir Selvi
09 Ekim 2011 Pazar


İnsanlar Fatih camiine doğru yavaş yavaş yürüyorlardı. Vakit yaklaştıkça camiye giden caddelerden, sokaklardan insanlar akmaya başladı.

Namaz vakti yaklaştıkça caminin avlusu doluyor, cemaat sokaklara taşıyordu.

Saat 11.15'ti. Fatih Camisi'nin içinde Haseki'den yetişme kurra hafızlar Kur'an-ı Kerim okumaya başladı.

Müezzin mahfilinin hemen ardında diz kırıp, Kur'an dinleme başladık.

Bir yandan hafızlar yanık sesli okudukları Kur'an-ı kerimi dinlerken diğer yandan da Fatih camii cemaatini izliyordum.

Ankara'da Hacı Bayram camiinde hissettiklerimi hissediyorum bu camide.

1 yıl içerisinde üç cenaze namazına iştirak ettim bu camide.

Merhum Erbakan'ın cenaze namazını cadde ortasında kılmıştık. Merhum Hacı Ahmet Albayrak camii cemaatinden olduğu için ön saflardan bir kişinin yeri eksilmiş gibi durmuştuk namaza.

Başbakan'ın annesinin cenaze namazı için erken bir saatte gelmeme rağmen, kadim dostlarımla birlikte biran önce Fatih camiine girip, o havayı teneffüs etmek istedim.

Sırf Allah rızası için bir araya gelmiş samimi bir cemaati var. Belki de beni en çok celbeden bu oluyor. Başında sarığıyla dedeler, nur yüzlü gençler, çocuğunun elinden tutup getirmiş babalar.

Namaz vakti yaklaştıkça caminin içindeki hareketlilik artıyor. Afganistan'ın eski Cumhurbaşkanı Sıbgatullah Müceddidi geliyor. Onu hemen müezzin mahfilinin altına alıyorlar.

O sırada cenazenin cami avlusuna getirildiği haberini alıyoruz. Başbakan Erdoğan'ın, çocukları Burak ve Bilal ile damadı Berat Albayrak'ın da cenazenin başında olduğu söyleniyor.

Bu sırada hafızlar sırayla Kur'an okuyup, yerlerini diğerine veriyorlar. Caminin içindeki manevi havayı tarif etmek mümkün değil. Ve bu atmosfer içinde farklı bir ses; Kur'an okumaya başlıyor. Belki ruhumdaki tüm kapıların maneviyata açıldığı bir ana dek geliyor, büyük bir iştiyakla dinliyorum hafızı.

Beyazıt Camii Başimamı Suat Göztok hocaefendi olduğunu söylüyorlar.

Dışarıda bir cenaze, ülkeye Başbakanlar yetiştirmiş bir anne. Annesinin tabutunun başında bekleyen bir Başbakan. Dünyevi tüm makamların bittiği, yaradılan ile yaradan arasındaki tüm sebeplerin sükut ettiği bir an.

Yanık sesli hafızlar sırayla Kuran okuyor, Fatih Camiinde dinlediğim Kur'anlar ise adeta benim ruhumu yıkıyor.

Namaz vakti yaklaştıkça bakanlar camiye gelmeye başlıyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'i görüyorum.

Bu sırada caminin minarelerinden çifte sala okunmaya başlıyor. Salanın okunmasıyla birlikte avluda hüzünlü bir hava esiyor. Ama caminin içi, okunan Kur'an-ı Kerimle meşgul.

Namaza 10 dakika kala Başbakan Erdoğan giriyor camiye. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Hoca hemen yanında. Meclis Başkanı Cemil Çiçek,. Enerji Bakanı Taner Yıldız, Başbakan yardımcısı Hayati Yazıcı ve AK Parti Genel Başkan yardımcısı Hüseyin Çelik Başbakanla birlikte geliyorlar. Cemaat ayağa kalkıyor, taziye dileklerini iletenler, Başbakan'ı görmek için ön tarafa hamle edenler birbirine karışıyor. Başbakan elini göğsüne götürerek cemaati selamlıyor.

Ezan okunacağı anlarda bu kez Cumhurbaşkanı Abdullah Gül içeri giriyor, Başbakan yardımcısı Beşir Atalay'la birlikte. Cemaat ilgi gösteriyor.

Ezanla birlikte Fatih camiinde saf tutulup, namaza duruluyor. İçerideki insanları dışarıda binlercesi takip ediyor.

Ve o an geliyor.

Evladın anneye, annenin evladına veda edeceği an.

Cenaze namazına duruluyor. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül, Meclis Başkanı Çiçek, bakanlar... yani Türkiye'yi yöneten kadro saf tutuyor.

Onlar caminin avlusunda binlerce insan ise, olduğu yerde namaza duruyor. Sokaklar, caddeler bir mescit oluyor.

Başbakan'ın, "Görmez hocam "diye hitap ettiği Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez hoca kıldırıyor cenaze namazını.

Başbakan o ana kadar metin.

Helalleşme faslına geliyor sıra. Görmez hoca, "mümine ve muvahhide olduğuna şehadet eder misiniz?" diye soruyor, bir acı gelip oturuyor Başbakan'ın yüzüne. Acıyla buruşturuyor yüzünü. Kendini tutmaya çalışıyor. Ama tutamıyor. Gözlerinden yaşlar süzülüyor.

Görmez hoca bu kez, "Hakkınızı helal eder misiniz?" diye soruyor. Binlerce insan hep bir ağızdan, "ederiz" diyor. O an Başbakan'ın gözlerinden damlayan yaşlar yanaklarından süzülüp, yere düşmeye başlıyor.

Ve Başbakan ağlıyor.

Bu görüntü köşe başlarına kurulan ekranlardan sokaklara, caddelere yansıyor.

Ve Başbakanla birlikte binlerce insan ağlıyor.

Sıra tabutu omuzlamaya geliyor. Tenzile annenin tabutunun bir ucundan Başbakan Erdoğan tutuyor, diğer ucundan cumhurbaşkanı Gül. Ve cenaze arabasına kadar ikisi de bırakmıyorlar.

Başbakan o sırada cebinden mendilini çıkarıp gözyaşlarını siliyor ve nemli gözlerle bir kez daha bakıyor annesine uzaktan.

 

LâHuTî isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi